Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Amel defterinin buradaki gibi düzeltilemeyeceği o çetin günün azabından, alemlerin Rabbi olan Allah'a sığınırım.

Alim olan Allah EN doğrusunu bilir.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Merhaba ....! Sana isminle hitap etmek isterdim. Profiline hiç bir şey yazmamışsın. Kimliğini neden gizleme gereğini duydun? Şayet gizlemiyorsan kendini tanıtır mısın? Sana okuyamadığım adla hitap etmek hoşuma gitmiyor. Okunaklı bir adınızı öğreninceye kadar size Beyhan olarak hitap edeceğim.

Beyhan! Belki doğrudan tağut demedin. Ancak o anlamı çağrıştıracak cümleler sarfettin. "Rahman'dan, Rahmet'ten uzak... vs." Önemli değil, kimse ,tağut denmekle tağut olmuyor. Nitekim "Allah birdir, Muhammed O'nun Resulü'dür" demekle de kimse muvahhid mümin olmuyor, şirkten, müşrik olmaktan yıkanmış temizlenmiş olmuyor. Müslümanım diyenlerin %99'u müşrik. "Lailahe illellah Muhammedun Rasulullah"lar gırla havada uçuşuyor.

Beyhan! Allah'ın Resulü'nün ağzından nakilederek dedin ki, "Size iki şey bırakıyorum; "Kitap/Kuran ve Sünnetim". Ben de derim ki, "Kuran tamam, buna itirazımız yok. Kuran deyince her kes ne olduğunu net olarak biliyor. Şu sünnet dediğin şeyi Kuran gibi net ortaya koysana!". Allah'a itaata Kuran'a itaat, Resul'e itaata da Sünnete itaat diyorsun. Demek ki, Sünnet de Kuran gibi her kesce bilinen, tanınan, muhtelefun fih olmayan, müttefekun aleyh olan somut bir şey/bir kitaptır. Allah'ın Resulü "bıraktım" diyorsa, doğru söylüyor, bırakmıştır. Çünkü O yalan söyleyemez. Hem de Kuran gibi başı sonu belli, ne eksiltip ne ilave edilmiş, her hadisi sahih, aynen Allah'ın Resulü'nün mubarek ağızlarından çıkmış ve elleriyle yada sahabesinin elleriyle yazılmış olarak bırakmıştır. Başka nasıl bırakabilir ki? 

Lutfen, iddianı ispat etmek zorundasın. Aksi halde Allah'a ve O'nun Resulü'ne yalan isnadında bulunuyorsun. Şimdi de sahih sünnet, sahih hadis demeyin! Allah'ın Emin Resulü bıraktıysa elbette sahih/sağlam olarak bırakmıştır. Allah'ın ve Resulü'nün bize bıraktığının çürüğü , mualleli /hastalıklısı olur mu?

Allah ve Resulü'nün dediklerini ayrı ayrı bilir ve ikisini bir birinden ayırırsan, bunun adı ortaklık olur. Din sadece Allah'ın değil de, Resul'ün de olmuş olur. Bunun adı da ortaklık/şirket. Muhammed de Allah'ın Resulü değil, dinde ortağı...!

Allah'ın ağzı yok ki direk konuşsun. Her kesle konuşamaz demiyom, konuşabilir. Ama bu O'nun adeti değildir. Kendi namına konuşacak bir ağız seçiyor. O ağız da seçtiği resuldür. Resul de Allah adına söylediği hadisleri bir kitap halinde bize bıraktı... Ayrıca "hadis... kutsi hadis..." dediğiniz hadisler Allah'a ait olsaydı, din olsaydı onlar da bu kitabın içinde yerini alırdı. Bunları neden akledemiyorsun!

Muhabbetle.

Abdurrahman

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

bykhan Yazdı: ... bize kimse MÜŞRİK diyemez..BİZLER ALLAH DEYİNCE KORKAN RASULALLAH DEYİNCE İÇLERİ ÜRPEREN GÖZLERİ YAŞARAN NAİF MÜSLÜMANLARIZ...ÖYLE YÜZDE VEREREK ALLAHIN GÜZEL KULLARINA MÜŞRİKLER FALAN BUNLAR BOŞ LAFLAR... MÜSLÜMANLAR ANCAK KARDEŞTİR...

Yazdıkların çok güzel... Hepsini alıntılamadım. Son cümleni de, dikkatini çekmek için buraya aldım. Yoksa, Allah selamet versin, demekle yetinecektim.

Enfal 1-2:

Sana enfali (Allah'n lutfu, kılıç sallamadan, silah sıkmadan ele geçen ğanimet mallaarını) soruyorlar; De ki: Enfal Allah'ın ve Resul'ündür. Allah'a saygılı olun/korunun Allah'tan ve kendenizi düzeltin! Ve Allah'a  ve/dolayısıyla Resulü'ne itaat edin (dinleyin), şayet inanmışlarsanız!

İnanmış olanlar o kimselerdir ki, Allah dendiği zaman onların kalpleri ürperir ve onlara O'nun ayetleri söylendiği zaman onların imanları artar. Ve onlar Rablerine dayanır/güvenirler. 

Sadece bu iki ayet şimdiye kadar sünnet, hadis vs. ilgili bütün iddialarını çürütüyor.

Bak, Allah deyince inananların kalpleri ürperiyor. Bak, Allah'ın ayetleri söylenince inananların imanı artıyor. Bak Allah ve Resuü'ne itaatten, Allah'ın ayetlerinden söz etti ama, Resulü'nün hadislerinden söz etmedi. Ve Kuran'ın hiç bir ayetinde de bir tek söz etmemiştir. Neden? Neden "Allah" denince kalpleri ürperiyor mü'minlerin, diyor da, neden Allah'ın Resulü'nün adı denince demiyor? neden? Neden? Neden?...

Allah'a emanet.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

sayın bykhan,

Hadis başkadır, Arap tarihi başkadır. Arap tarihinin içine maalesef Emeviler çok uydurma karıştırmışlardır.

Hadisteki olaylara gelince, hz. Ali, Hz. Ömer, Hz. Ebubekinden hadis 10 tane, 20 tane, Ama Ebu Hüreyreden 2000 kusür hadis. Birde Muksirun denilen Hadis rivayetçileri hep Medinede peygamberin ayak işini yapan Enes bin malik, Abdullah bin Ömer, Ebu Said El hudri, Abdullah bin Cabir, Abdullah bin Amr, İbn-i Abbas  gibi , peygamber öldüğünde 20 yaşında bile olmayan çocuklar. Bu bile hadislerin uydurma olduğunun delili. Ayrıca bu insanlar tam tersine hadis rivayet etmemiş, etmiş gibi gösterilmiştir. Ebu hüreyre bel kide hiç yaşamış uydurma bir şahıs, yaşamışsada dini bozmuş zararlı bir şahış.

Peygamber hem kendinden bir şey yazılmasını istemeyecek, hem dört halife devrinde hadis yazımı yasaklanacak yapılmayacak ama emevi devrinde ve Abbasi devrinin başlarında bu yapılacak, din Kur'an dan alınıp hadisin emrine verilecek.

Arkadaşım sizler Kur'anı bilmiyorsunuz. Hatta hadisi de bilmiyorsunuz. İslam tarihini de bilmiyorsunuz. Bu konuda aklınızı kullanarak, sorgulayarak, araştırarak vardığınız bir şey yok. Hadisler halkı daha rahat idare etmek için Emeviler tarafından uyduruldu. Abbasiler zamanında yazıya geçirildi. Büyük çoğunluğu Kur'ana aykırıdır ve peygambere iftiradır. İçinde Kur'anda olmayan Yahudilik ve Hristiyanlık anlayışları barındırır.

Hanefi mezhebi Kurucusu Ebu Hanife , peygamberden gelen sahih hadisin 17-18 olduğunu söylemiştir. Ebu hanife hadise göre değil , Kur'ana ve akla göre hüküm verirdi.

Bu konuları defalarca yazdık. Siteye dahil olan her newbie de tekrarlamak zorunda kalıyoruz.

Geleneksel dindarlar, canım sahabe, cicim sahabe çekerler,Radiyallahü anh çekerler,  ama  o insanların yarısının Emeviler tarafından Harre olayında  682 yılında Medinede öldürüldüğünü, karısının kızının tecavüze uğradığını bilmezler. Haberleri yoktur. Geriye kalanının da Zalim Haccac tarafından 692 lerde Abdullah bin Zübeyir taraftarı (Hz. Ebubekirin torunu) olduğu için öldürüldüğünden haberleri yoktur.

Güya Miraç olayında Hz. Ebubekir peygamber diyorsa öyledir demiş. Ne peygamber böyle bir şey dedi. Ne Hz. Ebubekir böyle bir şey duydu ve söyledi. Miraç olayı, Abdullah bin Zübeyr Suriyelilere Mekkede hac yaptırmadığı için, uydurulmuş bir siyasi yalandır.  Kudüs te Mekke kadar önemlidir, Peygamber buradan Miraca çıktı. Burada da hac yapılabilir diye  Suriyelileri kandırmış, onların desteğini kaybedip halifeliği Abdullah bin Zübeyire kaptırmaktan korumuştur. Suriyeliler bu Miraç yalanı sayesinde birkaç yıl Mekke yerine burada hac yapmıştır. 

Miraç olayı doğru ise, bunu yalanlayan Hz. Aişe hadislerine ne diyeceksiniz. Abdülmelik böyle siyasi bir hileyi, sırf Halifeliği kaybetmemek için uyduruyor ve bu yalanına Can düşmanı Abdullah bin Zübeyr in dedesi, birinci halife Hz. Ebubekir i de şahit gösteriyor. Ama Aynı Halifenin kızı , peygamberin eşi Hz. Aişe ise bunun yalan olduğunu, böyle bir ifadenin sapıklık olduğunu söylüyor. O da hadis, bu da hadis. Üstelik Miraç kandiline de sayılı günler var. Bunu nasıl dini bir gerçek gibi inanç konusu yapabiliyorsunuz ki.



Yeter artık yahu. Biraz okuyun araştırın, sorgulayın.  Özellikle de Kur'anı.  İnternette bütün hadisler de var, Bütün Kur'an mealleri de.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

bykhan yazdı:

...sana yada bana iyi gene netteyiz dedirtirme...

****

Haklısın bu konuda hemfikiriz. Esasen sözün bittiği noktadayız... 

Yine de hoşçakal...

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Değerli Baykan, dediğin bir ayeti, deyiminizle "past" yapmadığımı fark edesiniz diye biraz daha büyüttüm. Siz anlayamamışsınız.

Bu arada bir de bir soru sorayım:

Sahi, Allah'a itaat ayrı olup Kitab'a itaat, Resulü'ne itaat da ayrı olup Hadisine itaat ise, ki Sure'nin başında "Enfal/Ganimetler Allah'ın ve Resul'ündür", deniyor. Sorum şu: Buna göre, Ganimetin ne kadarı Allah'a ne kadarı Resul'e düşer? Fifti fifti mi paylaşacaklar?! Resul payını alacak, Allah'ın payı kendisine nasıl verilecek?! Bu paylaşımı kim yapacak ve nasıl, hangi ölçülere göre yapacak? Diyelim ki 100 ev bir de 50 bahçe ganimet alındı; 50 'si Allah'a 50'si de Resul'e mi olacak?