Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Katılma Tarihi: 07 ekim 2008 Yer: Turkiye Gönderilenler: 672
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
saffet metin :Arkadaşım sizler Kur'anı bilmiyorsunuz.
Hatta hadisi de bilmiyorsunuz. İslam tarihini de
bilmiyorsunuz...
diyorsun...SEN İNANIYORMUSUN bu söylediklerine ???
inanmadığın çok belli bir ton kaynaksız ispatsız sözler
sarfetmişssin PARDON kaynak vermişssin İNTERNET....
GOOGLE...SÜPERSİN...DEVAM...AMA internetle...ne
güzel...kardeşim arap tarihi diyorsun HADİS ALİMLERİNİ
kabul etmiyorsun...SAHİH HADİS diyoruz KUR'AN I dikkate
almıyorsunuz... sevgi ile...
Ben yaklaşık 35 yıldır bu işin içindeyim. Sizin geçtiğiniz yollardan geçerek
geldim buraya. Aynen sizin gibi düşündüğüm inandığım, o bilgiyle, inançla
mücadele ettiğim günlerim de oldu.
Bugünkü birikimim elbette 35 senelik bir çabadır. Tabii ki inanıyorum
söylediklerime.
Sayın Bykhan siz bu sitede yenisiniz. Daha önceki başlıklar altında
yazılmış yazıları okuyunuz. Bizi daha yakından tanıyınız.
Ben size internetten kaynaklar vereyim, kuranmeali.org ve ihya.org
(bütün hadisler var), Diyanet.gov.tr/kurangelissira.aspx
Kur’an meali okuyun, hadisleri okuyun. Hadisleri okurken kritik edin.
Kimin rivayet ettiği mühim değil. Kur’ana uygun mu. Birbirine uygunmu ,
birbiriyle çelişen tam aksini söyleyen hadisler var mı. Birinin ak dedeğine
biri kara diyormu. Mesele Fereç Hüdür abimizin Kütübi Sitte diye bir çalışması
var bunu okuyun, İhya.org ile karşılaştırın.
Mesela bir hadis . Bir gün kör bir adam Peygambere der ki. Ben körüm.
Şehir Akreplerle dolu. Sabah namazına camiye gitmesem de evimde kılsam olmaz
mı. Peygamber der. - Ezan-ı Muhammediyi işitiyormusun. - o da -Evet der. Peygamber O zaman evde
kılamazsın Cemaate geleceksin. Der.
Şimdi bunu ben ilk okuduğumda, inanıyordum. Din, iman, peygamber
sevgisi had safhada idi. Ayrıca bilgim bukadar değildi. Peygamber demişti ya
doğru idi.
Bugün bunu kritik ediyorum. Kur’an ne der . Hastaya, köre, topala
güçlük yoktur. ( 24/61- 48/17) Der. Şimdi bu hadis bu ayetle
uyuşmadığı için benim için geçersizdir. Rivayet edeni kim olursa olsun. Kur’an
la uyuşmamaktadır. Eğer Kör değil de sağlıklı bir adama böyle bir şey demiş
olsaydı peygamber, evet olabilir derdim. Kur’ana aykırı değil.
Bilmiyorum yaklaşımımızı anladınızmı. Bunun için sağlam
bir Kur’an bilgisi gerekiyor. Kur’an mealinin birkaç kez hatim edilmiş
olması gerekiyor.
Şimdi daha dün miraç kandili oldu. Hadislere göre Hz. Ebubekir miraça
inandı Sıddık oldu. Hz. Ayşe ise kimse peygamberle ilgili böyle bir şey demesin
, bunu diyenler çok büyük bir vebal altına giriyorlar dedi. Her ikisinin de
hadisi var. Hangisine inanacağız. Kayınpedere mi, yoksa Peygamberin eşine mi.
Peki bu hadisi söyleyen kim. Enes bin Malik. Medinede peygamberin hizmetine
verilmiş bir çocuk. 622 de 7 yaşındaydı. Yaklaşık 620 lerde vuku bulduğu iddia
edilen bir olay hakkında böyle bir rivayette bulunuyor. Tabii o rivayeti Enes
bin Malik mi yaptı, yoksa onun adı verilerek başkası mı yaptı belli değil.
Ayrıca Kur’an da hadiste anlaşılacak şekilde bir Miraç olayı yok.
Mihenk taşınız Kur’an ve temiz akıl olsun. Siz peygamber sevgisi
ile Kur’an ayetlerini ve aklı iptal ediyorsunuz.
Size Hanif dostlar sitesi nin başlığında tavsiye edilen siteler var onları
okuyun, tüm hadisleri okuyun (ihya org ta var. ) Prof Talat Koçyiğit
hocamızın hadis tarihi kitabını eleştirel bir gözle okuyun. (ihya org ta var. )
. Mesela deyin ki niye hep hadisleri peygamberin ayak işlerine bakan çocuklar
rivayet etmiş. Büyük sahabiler bundan kaçınmış. Niye peygamberin en yakını , en
sevgilisi raşid halifelerden çok az hadis var da , bu ayak işlerine bakan
çocuklardan, ebu hüreyre denilen uydurma şahıs veya uydurucudan 2000 küsur
hadis var. Bu muksirun meselesi bile olayı şüphe altında bırakıyor.
Bir de tevrat , incil meselesi var ki, Hadisler tevrata, incile
Kur’ana olduğundan daha uygun. Bu da onların çoğunun uydurma olduğunun delili.
Ayrıca sizin tevrattan, incilden haberi olan biri olduğunuz anlaşılıyor. Hadis yoluyla tevrat ve incilin dine boca edildiğini nasıl anlamıyorsunuz.
Görüşünüzün tam zıddı olan siteleri de okuyun. Korkmayın. Mesela ben
ihya.org tan çıkmam, Ayrıca Zehirli.org u bile okuyorum yani. Onların
görüşleri benim tam zıddım, ama bana güç veriyor. Bana kullanılacak malzeme
veriyor.
Sayın bykan, problem Hadisleri Kur’an ayetleri gibi
tutmanızda. Bunlara eleştirel bakmamanızda. Peygamber sevgisi ile
aldatılıyorsunuz. Hadisleri Kur’anla bir tutuyorsunuz.Ayrıca Kur’andaki
peygambere itaati o zamanın devlet reisi olan Hz. Muhammedin yöneticiliğine
itaat ve ölümünden sonra da Kur’ana itaat olarak
yorumlayınız. Hadise itaat olarak değil. Hadise itaat anlayışı imam Şafii
ile birlikte ortaya çıkmış bir anlayıştır. Bütün mezhepleri etkilemiştir.
Hanefi ve Maliki mezhepleri silinmemek için hemen bu yeni duruma kendilerini
uydurmuştur. Yoksa Şafii mezhebi hepsine galebe gelecekti.
Ben dediğim herşeyi size ıspatlı, delilli sunabilirim.
Bu yazılar benim çok vaktimi alyor. Bazen üşeniyorum işte hadisi git al koy
linkini ver. Aslında hergün birkaç yazı yazacağıma, iki günde bir yazsam,
ispatlı delilli daha iyi olacak anlaşılan.
Hadisleri kayıtsız şartsız inanılacak şeyler değilde, Kur’ana
uygunluk, akla, bilime uygunluk açısından eleştirilecek şeyler olarak
bakarsanız , peygamber sevgisini Allahın Vahyinin önüne ve eşitine koymazsanız,
peygambere itaati onun getirdiği vahye itaat olarak algılarsanız o zaman
sizinle daha yakın bir anlayışa geleceğimize inanıyorum.
Herkese selamlar ,
__________________ Allah Aklını kullanmayanların üzerine pislik yağdırır.
Katılma Tarihi: 05 temmuz 2009 Yer: Turkiye Gönderilenler: 64
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
saffet metin kendini detaylı bir anlatım içinde
sunmuşssun ama bende nedense kendini anlattığın USTALIKTA
KONUya acemi kalman senin şu kadar yıl BU İŞLER!in içinde
olman benim ise BU İŞLER! dediğin işlerin dışında olmam
arasındaki bağlantıyı veremedi...
lakin yararlanman ve yarar gördüğüm için şunu ekleyeceğim
:
ayetin bir kısmını almışsın kendi ne uydurma çabalaması
yapmış isin ve buda anlam bütünlüğünü bozmuş SAFFET
METİNin anladığına gelmiş iş ...yani KENDİ (SANA AİT)
tefsirini yapmışsın...oysaki yazdığın ayet AÇIK VE
SEÇİK..:
nur ayet 61 - A'maya güçlük yoktur; topala güçlük
yoktur; hastaya da güçlük yoktur - Sizin için de gerek
kendi evlerinizden, gerekse babalarınızın evlerinden,
annelerinizin evlerinden, erkek kardeşlerinizin
evlerinden, kız kardeşlerinizin evlerinden, amcalarınızın
evlerinden halalarınızın evlerinden, dayılarınızın
evlerinden, teyzelerinizin evlerinden veya anahtarlarına
malik olduğunuz yerlerden, yahut dostlarınızın evlerinden
yemenizde bir sakınca yoktur - Toplu halde veya ayrı ayrı
yemenizde de bir güçlük ve günah yoktur - Evlere
girdiğiniz zaman Allah tarafından mübarek ve güzel bir
yaşama dileği olarak kendinize (birbirinize) selam verin
- işte ALLAH düşünüp anlayasınız diye size
ayetlerini böyle açıklar.
FETİH SURESİ AYET :17. Köre vebal yoktur, topala da
vebal yoktur, hastaya da vebal yoktur. (Bunlar savaşa
katılmak zorunda değildirler.) Kim Allah'a ve
Peygamberine itaat ederse, Allah onu altından ırmaklar
akan cennetlere sokar. Kim de geri kalırsa, onu acı bir
azaba uğratır.
yani düşünüp anla SAFFET METİNinin anladığını değil aç
oku sorgula "ALLAH sana anlatmış"...
bu arada hiç engelli biri ile arkadaşlık yaptınmı... sen
namaza yada hayra giderken ona hiç SEN EVDE otur
dedinmi..yani zor bir durum bunu HİSSETTİNmi hiç...öyle
bir hadisi fırlatıp atmak hemen uymuyor..psikolojik
sosyal fiziksel maddi seçilimleri kattınmı...umarım
algılatmamışssındır karşısındakine eksikliğini...
görüyorsun ki ben senin uzun uzun yazdığın tanımlamaların
dışındayım...sen ise BENİM HADİSLERİ SORGULAMAMDAN dem
vuruyorsun.şu an kafandaki profil her ne ise SENİN HOŞUNA
GİTMEYEN bir profil BEN O değilim bunu anla lütfen.. ama
biliyor sun ki konu BENi ve SENi çoktan aşmış...belkide
burda MEĞER HİÇ BİRŞEY BİLMEDİĞİM ANLAMAM İÇİN NE ÇOK ŞEY
BİLMEM LAZIMMIŞ gerçekliğine gitmek lazım...
bu arada FERASET..çok önemli bir analiz tekniğidir...
sevgi ile..
__________________ Gerçekken düş olanlara inananlar ancak düşten gerçeğini bulacak
Katılma Tarihi: 07 ekim 2008 Yer: Turkiye Gönderilenler: 672
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
sayın bykan ,
Olayı kişiselleştirmeyelim. Ayrıca hoşlanmadığım bir profil değilsiniz. Ben sadece fikrimi söylüyorum. Beğenirsiniz, beğenmezsiniz.
Benim anladığım gibi anlamak zorunda değilsiniz. Hatta Ebu Hanife, İmam Şafii, İmam Malik, İmam Hanbel ve hatta Saidi Nursi , Fethullah hoca vb. başka hocaefendiler gibi anlamaya da mecbur değilsiniz. Kendi kafanızla istediğiniz gibi yorumlayabilirsiniz. Ben size öyle bir engel koymuyorum. Hatta din koymuyor. Kur'an öğüt almak içindir. (Kamer suresi) Kur'andan sizde bende nasibimiz ölçüsünde öğüt alabiliriz.
Burada aynı fikirde olmadığım bir sürü arkadaş var. Olması gerekmiyor. Onların fikirlerinden faydalanıyorum. Araştırıyorum. Ama mümkünse kişisel mücadeleye girmiyorum.
Olay metodoloji meselesidir.
Peygambere itaati ben sağlığında devlet reisliğine itaat, Ölümünden sonra da Kur'ana itaat olarak algılıyorum. Hadis olarak algılamıyorum ,çünkü hemen hemen bütün hadisleri okudum (ihya org u kastediyorum) . Çok çelişki, çok hurafe var.Çok Arap geleneği, Çok ta israiliyyat var. Bu konuda bir şeyler yapılması gerektiğini düşünüyorum. Diyanet yapıyor da sonuç ne çıkacak merak ediyorum.
Ayrıca o ayetlerin gerisini kattığın zaman anlamda ne değişiyor. Hiçbirşey. Ayetlerin gerisinin körle topalla ilgisi yok.
Sonra vebal den niye bir tek savaşı anlıyorsun ki. Bu kişilere bedeni ibadetlerle ilgili (namaz, oruç, hac gibi) vebal olmadığını niye anlamıyorsun. Öyle anlamana engel mi var. Hadi Fetih suresinde savaş var Fetih 16, ya Nur suresinde bu insanlara güçlük olmadığından ne anlıyorsun.
Olayı sadece karşılıklı fikirleri anlatmak modunda götürelim. Birbirimizin fikirlerinden faydalanalım.
Fikirlerim doğru da olabilir yanlış ta olabilir. Önemli olan aktif olmaktır. En iyisini ben bilirim, sizler havagazısınız gibi bir yaklaşımım yok. Ben sadece size yöntemimi anlattım. Hepsi bu.
Kör biriyle arkadaşlık ettim. Adam özel yazılımı olan Laptop ve cep telefonuyla işini bayağı güzel hallediyordu. Word belgelerinden ihale şartnamelerini sesli olarak dinliyor. Cebini arasan telefon kimin aradığını söylüyor. Birini arasa telefon listedeki numaraların kime ait olduğunu söylüyordu. Kendi ile barışıktı. Herşeyini hallediyordu.
Ayrıca ben şekeri çok düştüğü için doktorlar tarafından oruç tutması yasaklanmış biriyim. Eskiden çok rahat yapabildiği bir ibadeti , şimdi yapmayı çok istediği halde yapamamanın ne olduğunu çok iyi bilirim.
Sizi olumsuz anlamıyorum. Siz benim anladığım gibi biri olmadığınızı söylüyorsanız, Öyledir. Yanılmış olabilirim.
Herkese selamlar,
__________________ Allah Aklını kullanmayanların üzerine pislik yağdırır.
Katılma Tarihi: 05 temmuz 2009 Yer: Turkiye Gönderilenler: 64
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
SAFFET METİN
kişiselleştirme ile ilgili yazdıkların çok güzel bir
şey..
katılmayan KİŞİSSELLEŞTİRSİN..yani KATILIYORUM...
AMA arkadaş şunu bilki: sen hadis bilmiyorsun, sen kuran
bilmiyorsun, sen arap tarihi bilmiyorsun..sözLERİ sanırım
bu konuşmaları bu aşamaya getirdi...BU SÖZLERİNİZin
doğrultusunda gerçekleşen düşünümlerin KİŞİSEL olması
kadar DOĞAL seçilim olamaz...o yüzden kendi adıma
KİŞİSELLEŞTİRME yaptıysam eğer özür dilerim...bu arada
hastalığınıza gerçekten üzüldüm ALLAH şifa verir
inşaALLAH...
söylediğiniz metodoloji yada analatik sorgulama sistemi
bir önceki yazınızda bana hissettirmiş olmalısınız ki ben
feraset iyi bir analiz tekniğidir dedim...
SİZİN VE BENİM FİKİRLERİMİN BİLEŞKESİNİ OLUŞTURACAK...
.siz bunu bende FERASET yok babında algıladınız...sonuç:
feraset = sağgörü, anlayış, akillılık, sezgi..
BU metodolijinin yanı sıra ben size bir şey daha söyledim
özürlü insanın ruh hali onu toplumdan soyutlamama...
yani şimdi sana salatta yasak savaşta gelme kardeşim
değil olay ...gece benimle YATSI namazınamı gelmek
istiyor bu arkadaşım AMENNA...sana zorluk yok...YATSI
NAMAZINA gelmenede ZORLUK yok...GELMEMENEde... burda
hedef KİŞİnin ZORlanmaması...ZORLUK yok..ana tema buDUR
DİYE düşünüyorum...doğrusunu ALLAH bilir...
tekrar örnekleyelim...tutki oruçlulara özendin ve ibadet
safhan dayanılmaz ama şeker var...ama psiklojik olarak
yiyorsun bitiriyorsun kendini niye ZORluyorsun hemde
kendini tut be kardeşim o gün tut rahatlat kendini
sonuçta psikolojik seçilimlerin sonucunda oluşagelen
fiziksel değişimler var.. mesala aşık olan bir gencin
kalp atım sayımı ve gösterdiği davranış bozuklukları
normal tanınan birini deli ve kalp krizi geçirdiğini var
saydırmaz mı? bunlar çoğaltılabilir...
aynı şekilde yazmış olduğunuz ayetlerde ANA tema bu
özürlü kişilere bir ZORLUK olmadığı idi...
yani zorlanmayın her iki durumdada gelsenizde
gelmesenizde zorlanmayın... o zaman hayır arkadaşım ben
seninle yatsı namazına gelmek istiyorum diye soran bir
arkadaşa bu ayetleri okuyup sen gelme demek mi evla,
yoksa onu zorlamadan gel kardeşim demekmi daha evla..bana
ayetler YAPMAYIN ETMEYİN emrini değil size ZORLAMA YOK
yaparsanda kınanmazsın yapmazsanda kınanmazsın duygusu
uyandırdı...
şimdi senin uydurma dediğin hadisi şerifi sadece bu
metodolijide sadece Psikolojik bakış açısında
değerlendirirsek dahi insan kalbinin kırılmaması
gerektiği değerleme ölçüsünde bunun kur'andaki ayetlerle
sabitlenmesi babında hadis uydurma denilen yerden başka
yerlere taşınabilir hatta o ÖZRÜN içinde bocalayan
kendini KİLİTLEMİŞ toplumu önemsemeyen kendinde
yoğunlaşmış ve kaybetmeye ramak kalmış ÖTANAZİ güzel
şeydir diye dolduruşa getirmiş hasta bir MANEVİYATTA
özürlüyü özürsüz olduğunu yürümeyen ayağının duymayan
kulağının görmeyen gözünün bir ÖZÜR olmadığını nice gören
gözlerin aslında bir şey görmediğini bunların hesabının
olacağını ve hesap günü onun bu işlemeyen organlarından
hesaba çekilmek bir yana sabrına karşılık alacağı
MÜKAFATLARI gerçektende özürlü olanların MANEVİYATTA
ÖZÜRLÜ olanların olduğunu *duyan ama duymayanlar
kalplerinin kilitli olanların olduğu vs.
RABbimizin RIZAsını kazanmak umulur....
tabiki en doğrusunu ALLAH bilir..
__________________ Gerçekken düş olanlara inananlar ancak düşten gerçeğini bulacak
Katılma Tarihi: 07 ekim 2008 Yer: Turkiye Gönderilenler: 672
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Sayın Bykan ,
Birbirimizi tanımak için çok fazla enerji harcıyoruz.
Bu da sanal alemin yan etkilerinden biri sanırım.
Ben de sizi bu başlık altında sayın Haktansapmazla olan son bir iki
yazınızdan tanıdım. Hararetle hadis savunmanızdan sizi Kur'an dan çok hadis
bilen dini bununla algılayan geleneksel müslüman olarak değerlendirip yazdım.
Sonra bütün bu Haniflik bidatı başlığını okudum. Sizi şimdi daha iyi tanıyorum.
Ben de sizi üzdüysem özür dilerim.
Sayın Bykan,
ben ve bu hanif dostlar sitesindeki arkadaşların çoğu hadis konusuna sizlerden
farklı yaklaşıyoruz. Neden,
Peygamberi sevmiyormuyuz ? . Hayır, olur mu öyle şey. Yoluna kurban olalım. O
da ne demek. Elbette ki seviyoruz.
Hadisin içinde güzel şeyler yok mu. Elbette var. Çok güzel hadisler de var. Ama
o derece kötü, iftira, peygamberi ve eşlerini küçük düşüren, müslümanları
küçük düşüren uydurma olduğu değil kur'ana bakmak normal akılla bakmanın kafi
olduğu hadisler var.
Sonra lütfen şöyle düşünün , niye bunlar peygamberin zamanında, en azından dört
halife devrinde yazılmamış. Özellikle Hz. Ömer bu konuda çok katı davranmış.
Hadis söyleyenleri kırbaçlatmış. Hz. Ebubekir, Hz. Ömer kızları Hz. Aişe ve Hz.
Hafsanın yazdıkları kağıtları yaktırmış. Hz. Osman da hz. Ömer gibi davranmış.
Hz. Ali de öyle. Hz. Alinin derlediği Mushaf var ama hadis yok. İsteseydi en
sahihini, en doğrusunu o yapardı. İlmin kapısı büyük bir şahsiyetti. Kendi
nesline, şia sına yayardı. Bu oniki imamlar da bununla amel eder ve buna şerh
yazarak ilerlerdi. (Hz. Ali ye ve Ehli beyti ne izafe edilen şeyler Büveyh
oğulları döneminde yazılmıştır. 950 den sonra ) Ama yok. Muaviye bile yazdırmaya cesaret
edememiş. Niye . Çünkü hadis yazmak yasaktı. Yasağı koyan hazreti
peygamberdi. Buna bu şahıslar da şahitti. Örneğin Muaviye şahit değilsede
, onu bundan sakındıran insanlar vardı. Hiçbiri cesaret edemedi.
Hadis yazmak ne zaman ortaya çıktı. Ümmet fitne yıllarında işte Cemel Vakası
(Hz. Aile ile Hz. Aişe arasında), Sıffin Savaşı (Hz. Ali ile Muaviye arasında)
, Kerbela olayı, Yezid dönemindeki Harre Olayı (683 Medinedeki insanların
yarısının Abdullah bin Zübeyir taraftarı olduğu için öldürüldüğü, kadınlarına
kızlarına tecavüz edildiği bir olaydır.) Hatta ünlü Hadis ravisi Ebu SAid El
Hudri nin de Ümeyye ye karşı savaştığı ve öldürüldüğü rivayet edilen savaştır.)
Mekkenin kuşatılması 683 te Haccac bin Yusuf tarafından yapılmış,
mancınıklarlarla kabeye taş atılmış ve kabe yıkılmıştır.
Çok insan öldürüldü. Abdullah bin Zübeyr isyanının bastırılması (692) ndan
sonra neredeyse Sahabeden kimse kalmadı. Haccac bin Yusuf, Ümeyyeye destek vermeyen
hiçbir sahabeyi yaşatmadı.
Ondan sonra Halife Ömer Bin Abdülaziz (717-720) Hadislerin toplanması işi ile Şihab Ez
Zühri ve Ebubekir el Hazım ı görevlendirdi. Onların komisyonuna da sonradan gelen
halifeler tarafından baskı yapılarak uydurma hadisler sokulmaya çalışıldı.
Sonuçta bu çalışma da yok oldu.
En nihayetinde olay Abbasi devrine kadar geldi. İmam Ebu Hanife peygamberden
ancak 17-18 Sahih Hadis kaldığını söylemiş ve akla önem vermiş. İmam Malik sadece Medine halkının rivayet ettiğini almış. İmam şafii ve Hanbel nereli olursa olsun bütün hadis ravilerini muteber kabul etmiş. Hatta Şafiinin bu tavrı diğer mezheplere de bir baskı yaratmış. Ehli Rey mezhepler, ehli hadis olmak zorunda kalmış. Sonuçta olay Buhari devrine kadar geldi. Buhari, Müslim,
Nesei, Tirmizi, Ebu Davud ve İbn-i Mace Kütübi Sitteyi meydana getirdiler. Bu kitaplar Türkiyede 1980 li yıllarda tercüme edilip yayınlandı. Ondan evvel Türkçe
olarak yayınlanmış Tecridi Sarih (buhari nin şerhi ) den başka hadis kitabı
yoktu. Sonra Doçent dr. İbrahim Canan bunlarının hepsini bir arada
derleyip Kütübi sitte diye yayınladı. Şimdi bunların hepsi ihya org da var.
Yıllarca Okudum da , okudum. Kimi din de zorluk getiriyor, kimi kur'ana aykırı,
kimi akla aykırı. Kimi tam hurafe , kimi tevrat ve incil ahkamı kopyası, ne
ararsan var. ve bunlar kültür olarak Kur'anın önüne geçmiş. Kur'anı örten toz
olmuş. Kimse Kur'an okumuyor. Anlamıyor. Bunlar hakkında herkes bir şeyler
duymuş. Hatta bunları Kur'an dan sanıyor.
Ne hadislerin derlenmesinde, ne usul-i hadis dediğinizilimde ben bir tutarlılık görmedim.
Hadislerin sadece rivayet tenkidi (ravilerin eleştirisi) yapılmış, ama metin
tenkidi yapılmamış. İnsanlar hadis sahih te olsa, zayıf ta olsa almış
eserlerlerinde kullanmış , (örneğin İmam Gazzali), hadis ya , sahihmi, zayıfmı
ne olduğuna bakmadan ümmete sunmuş. Ümmet te bundan etkilenmiş. Bu durum hala
devam ediyor. İçi zayıf hadislerle dolu bir İmam Gazzali yi okuyun
örneğin İhya veya Kimya yı Saadet. İçindekilere inanın ve yaşayın bakın din
nasıl zorlaşıyor ve insanlara nasıl bir sıkıntı veriyor. Ben bunu yaşadım.
Kusura bakmayın bugün almıyayım. Allahın bize gönderdiği din bu değil.
Hadislere inandığım zaman sanıyordum ki hepsi Kur'ana
uygundur. Sanıyordum ki Sahabe de öyle Allah korkusu vardır ki, Ayrıca Hz.
Peygamber yine de kendisi hakkında yalan söyleyecekleri cehennemle tehdit
etmiş, bundan çekinecek. Tabii bu işi gerçekten sahabe yapsa idi yine düzgün
bir şey çıkardı ortaya. Ama hadis rivayet edecek sahabe bırakmamış ki adamlar.
Alayını kesmiş. Ondan sonra da kendi uydurduklarını Sahabeye ve özelliklede Hz.
Peygamberin ayak işlerini yapmış, zamanında çocuk olan Ebu Said El Hudri, Enes Bin Malik, Abdullah
bin Cabir. Abdullah bin Amr, Abdullah bin Abbas , Abdullah bin Ömer e,
kadınları ilgilendiren konuları Hz. Aişe ye izafe etmişler (Hz. Aişe
hadislerinin hepsi de Ebu Bekir bin Hazım la birlikte komisyona katılan Amra
binti Abdurrahman 'ın söylediği şeyler) . Düzgün insanlara izafe etmeye
çekindikleri şeyleri de Ebu Hüreyre diye kim olduğu belli olmayan, soyu sopu
olmayan, uydurma veya uydurucu bir şahsa izafe etmişler. Olay bu. Ama bunların hiçbiri bu hadisleri
söylememiş, söyleyemez çünkü yasak var, çünkü peygambere itaat ve iman var. Bunlar çoğu Emevi kılıcı veya zehiri altında can
vermiş kişiler.
Benim şu an ki tavrım
Hadisleri Kur'ana arzetmek.Metin tenkidi. Örneğini de size verdim.
Dersiniz ki çıkarımınız yanlıştır. Ben en iyisiyim. Bu işin
eleştirilmez otoritesiyim demiyorum ki. Ben dindar bir vatandaşım. Dinimi
bilinçli ve doğru yaşamak istiyorum. Ama insanları günahtan sakındırmak için
hadisler yoluyla öyle zorlamalar yapmışlar ki, sonuçta insanlar günahtan
sakınmıyor ama dinden sakınıyor. Bugünkü yaşadığımız durum bu.
Ayrıca yaptığım çıkarım doğrudur. Verdiğim örnekHadis yoluyla dinde zorlaşma yaratılmasının
bir örneği idi.Yani kör bir adamın
cemaate camiye zorlanması, hacca gitmeye zorlanması, topal bir adamın o devirde
kervanlarla hacca gitmeye zorlanması .(Bugün topal uçakla gidebilir ama kör
için zorunluluk yok. ) . Benim gibi hasta bir adamın oruca zorlanması ve hatta
kendi kendine nefsini buna zorlaması yüce Allahın istemediği bir şeydir.
Hadisleri eleştirirken, insanlar diyor ki yahu siz peygambersiz bir din
mi istiyorsunuz. Hayır bunu istemiyoruz ama Kur'ana aykırı bir din anlayışını
kabul etmiyoruz. Hadisler yoluyla İslama
bulaşmış, Kur'ana aykırı aslı yahudilikten (detaylı haram - helal cılık. trefa-koşer ) ve Hristiyanlıktan (şefaat)
gelen ve şirke götüren inançları (şefaat, türbe, evliyavb.) kabul etmiyorum ve etmiyoruz.
Hadisleri tümden kabul etmeyen arkadaşlar var. Ben en
azından Metin tenkidi ile Kur'ana uygunluk testi yapılarak ve Kur'ana uygun
olanın kalması taraftarıyım. Ama bu bile hadisin % 90 ını hurafeye ayırır. Ben yine Kur'anın dediği gibi Peygamber bana ne vermişse alıyorum. Peygamberi örnek alıyorum ama Kur'ana onaylatarak doğrusunu alıyorum. Gerçek Sahih hadis budur, Vahye uygun olandır. Yoksa şu söylemiş doğru, bu söylemiş yalan değil. Peygamber hevasından konuşmaz, tamam bunun testi Kur'an la olur. Kur'ana uygun rivayet gerçek sahih rivayettir.Bu hadis Kur'an dan onay almış, akkredite olmuştur.
Ancak
bundan sonra yazılacak bütün kitaplarda bu hurafe hadisler kullanılmamalı veya önceden yazılmış kitapların yeni baskılarında bu durum okuyucuya bildirilerek basılmalıdır. Yoksa
İmam Gazzalinin kitaplarını Kur'an gibi
Allahın Emri anlayışında okursan durum çok kötüdür yani. Binlerce müslüman böyle yanlışların kurbanıdır.
Herkese selamlar,
__________________ Allah Aklını kullanmayanların üzerine pislik yağdırır.
Katılma Tarihi: 05 temmuz 2009 Yer: Turkiye Gönderilenler: 64
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Saffet Metin GERÇEKTEN sizi tanıdığıma memnun oldum...
şimdi bizim ümmetimiz arasındaki ayrımcılık gruplaşma had
safhalarda öyleki şu grup şöyle bu grup şöyle olmaya
başlamış...tabiki bu önceden de vardı şialarda
mezhepmişmiş hala var sunni mezhepler asl olanmış yad
sunnilerde kimmiş adammışmı onlar canım vs..
tv kanallarında özellikle ramazan aylarında 3 alim!in
konuşmasını seyreden zannediyor KIYAMET kopmuş öyle bir
kavga öyle bir kızgınlık...
sonuç: bu günün dünyasında müslamanlar ne yazıkki söz
sahibi değil..peki neden müslüman mıyız? biliyorum ki
KİMLİKte yazmakla yada ben hanefiyim ben şafiyim ben
şiayım yada ben hanif im demekle DE olmuyor...inşaALLAH
RABBİM bizden önceKİleri DİĞERLERİNE KARŞI nasıl
yücelttiyse EL hamralarda, istanbullarda mekkelerde
medinelerde bizi yine YÜCELTİR.
MEŞURTİYETİ İSTEDİK OLMADI CUMHURİYETİ İSTEDİK OLMADI
ŞİMDİ BİRAZ ciddiyet diyorum : BİR AN ÖNCE MÜSLÜMAN
OLMAMIZ LAZIM DİYORUM topyekun İSLAM ACİLEN BİR AN
ÖNCE...
SEVGİ İLE KAL MUHTEREM DOSTUM...
__________________ Gerçekken düş olanlara inananlar ancak düşten gerçeğini bulacak
Katılma Tarihi: 07 ekim 2008 Yer: Turkiye Gönderilenler: 672
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Sayın bykhan,
Hadislerin Metin tenkidine tabi tutulması kimsenin itiraz etmeyeceği bir şeydir.
İnanın sünnilerin Kütibi Sittesi, Şianın Kütibi Erbaası Kur'ana göre metin tenkidine tutulsa ve bu testi geçemeyen hadisler hurafe olarak ilan edilse, Bütün dini kitaplar buna göre yazılsa, eski kitapların yeni baskısında da bu hadis Kur'anın şu ayetine aykırıdır vb. ibarelerle dipnotlu olarak verilse din de büyük bir ilerleme olur. Adeta büyük bir rönesans olur.
Sünniler de, Şiiler de Kur'ana yaklaşır ve mezhepler arası farklar herhalde Pepsicola, Cocacola arasındaki fark gibi olur. Şimdi biri kara gazoz, diğeri sarı gazoz.
Din korkulan bir şey olmaktan çıkar. Yaşanılır bir şey olur.
Bunun bir an önce yapılması lazımdır. Bunu yapacak mercii Diyanet + Türkiye İlahiyat Fakülteleri + İslam İlahiyatı eğitimi veren batı üniversitelerinden uzmanlar (örneğin İngiliz, Amerikan, Alman, Fransız, Arap vb. uzmanlar) dan oluşan büyük bir komisyon olabilir. Sanırım da böyle bir komisyon var ve çalışmalarını sessizce yürütüyorlar.
İşte o zaman hepimiz dediğiniz gibi bir an önce acilen müslüman olabiliriz. Bunun etkileri Dünya da da görülür. Dünyada İslama ilgi duyan insan sayısı artar.
Şİmdi bazı arkadaşların gerçekten hadise itirazı var. Bunu hanifliğin gereği olarak görüyorlar. Ama bu yanlış anlaşılmaya uygun bir durum. ÇÜnkü bilerek veya bilmiyerek bu fikre itiraz eden milyonlar var. ÇÜnkü hadis, gerek sünni ve gerekse Şii dünyanın olmazsa olmaz bir parçası olmuş. Bence böyle devam edilirse biz sorunun bir parçası oluyoruz. Ama hadisi Kur'ana onaylatır ve geçenleri İslam kültürü içinde kabul edersek çözümün bir parçası oluruz diye düşünürüm.
İşte bu kültürün Kur'ana onaylattırılması fikrine kimse karşı gelemiyecek ve Vahiy tarafından akkredite edilmiş bir din anlayışı tüm İslam alemini saracaktır inşallah.
Herkese Selamlar,
__________________ Allah Aklını kullanmayanların üzerine pislik yağdırır.
Katılma Tarihi: 05 temmuz 2009 Yer: Turkiye Gönderilenler: 64
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
İmdi bazı arkadaşların gerçekten hadise
itirazı var. Bunu hanifliğin gereği olarak görüyorlar.
Ama bu yanlış anlaşılmaya uygun bir durum. ÇÜnkü bilerek
veya bilmiyerek bu fikre itiraz eden milyonlar var. ÇÜnkü
hadis, gerek sünni ve gerekse Şii dünyanın olmazsa olmaz
bir parçası olmuş. Bence böyle devam edilirse biz sorunun
bir parçası oluyoruz. Ama hadisi Kur'ana onaylatır ve
geçenleri İslam kültürü içinde kabul edersek çözümün bir
parçası oluruz diye düşünürüm.
bir tespit bu kadar GÜZEL olur kanaatindeyim...
(ayrıca bu güzel konuşmaların HANİFLİK BİDATI altında
sürmesinden rahatsızlık duyuyorum...)
şimdi
sorgulayan sunni bir hanefi içtihatına göre sizin
söylediğiniz gibi 17-18 hadisten sonra kur&an ı baz almış
AKIL disiplinine göre ABDEST alan bir müslümanın MAİDE 8
e göre hataları nelerdir...
1.ellerini yıkadı
2.ağzına ve burnuna üç defa su verdi
3.yüzünü üç kere suyla yıkadı
4.kollarının dirseklere kadar olan kısmını mesh etti
5.başının bir kısmını mesh etti
6.kulaklarını ve ensesini eliyle mesh etti
7.ayaklarını yıkadı...
şimdi bu sunnilerce bütünleşmiş bir sünnet farz birleşik
abdest alma şekli...söylediğiniz yeni olan ne ve ben
burada kur'ana uymayan sünnetleri gerçekten tespit
edemiyorum...yani ağıza ve buruna su verilmesi biraz önce
yemek yemiş ve sigara içmiş insanın zaten namaza durur
iken geleneksel yada adabı muaşeret gereği yapması
gereken intizam değilmidir...keza kulaklar ve ensede
öyle...başın mesh edilmesi meselesi şimdi bunu soralım
bütün arkadaşlar konuşalım kaçta kaçı tamamı mı 4/1 imi
nedir...işte bu disiplin dahilindeki sünnetler sahhih
dediğiğimiz sünnetlerdir...bunlarıda sünnet değil ne
gereği var diye reddiye anlamsızlaşır. NEDEN elbette
sünnetsiz bir abdest abdesttir...buna akıl sahibi itiraz
etmez...ama sünnetle olan abdestte abdesttir bunada akıl
sahibi biri itiraz etmez ve bununla ŞİRKtir İSYANDIR
bağlantıları anlamsızlaşır ve kişiyi daha akıl-BEYİN
bariyerine bile sokmadan saf dışı bırakır diye
düşünüyorum...
sonuç: sen sadece MAİDE suresindeki belirtilen ilemi
alıyorsun NE MUTLU...öbürü içtihad alimlerinin SÖZ
birliği ettiği hadisler ışığındaki KURanla örtüşen bir
biçimdemi abdest alıyor NE MUTLU...
bir diğeride zamanı ve mekanı geniş BOY Abdestimi alıyor
havalar sıcak malum...onada ...
benim verdiğim bu abdestteki sünnet örneği gibi olan
sünneti seniyyeler şüphesiz vardır ve sizin söylediğiniz
gibi KUR'an bariyerinden geçmez ise zaten YAŞAYAN KONUŞAN
KUR'AN onu söylememiştir...
sevgi ile kalınız...
__________________ Gerçekken düş olanlara inananlar ancak düşten gerçeğini bulacak
Katılma Tarihi: 22 mart 2009 Yer: United Kingdom Gönderilenler: 132
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
(ÂLİ IMRÂN) 191.
Onlar ki, gerek ayakta, gerek otururken ve gerekse yanları üzerinde yatarken Allah'ı anarlar; göklerin ve yerin yaratılışı hakkında inceden inceye düşünenler «Ey Rabbimiz, sen bunu boşuna yaratmadın, seni bütün eksiklerden tenzih ederiz; o halde bizi o ateş azabından koru.
(RAHMÂN) 33.
Ey cin ve insan toplulukları! Göklerin ve yerin bucaklarından/köşelerinden geçip gitmeye gücünüz yeterse, hadi geçin gidin. Bilgi ve güç dışında bir şeyle geçip gidemezsiniz!
big bang
(ENBİYÂ) 30.
O küfredenler görmediler mi ki, gökler ve yer bitişik idiler de Biz onları ayırdık; canlı olan her şeyi sudan yaptık. Hala inanmıyorlar mı?
Dun aya basilisin 40nci yili idi belgeseli izlerseniz mekigin aya inisi sirasinda adamlar tevrattan yaratilis surelerini okuyorlar onlar o bozulmus kitaplardan birsyler cikarabiliyorlar.
(KAMER) 1.
Saat yaklaştı, Ay yarıldı.
Ama Elimizde bulunan mucize Kitabi Yuce Kur'an'i notur/yuksuz/temiz/hurafesiz/atasiz olarak okuyamiyoruz.bazen avrupa ve amerikadaki bilim adamlarinin Kur'ani okuduklarindan suphe ediyorum,Eminim okuyorlar.
gecenlerde bir program izliyordum evren hakkinda uzay boslugunun bos olmadigi ve (-) lerin (+) lari makinali tufek misali carpisiyor yani uzayda her yerinde buyuk bir harp var ve devam etmekte (-) bir mermi misali (+) tilari vuruyor durmaksizin.birbirlerini parcaliyorlar/yokediyorlar
3:28 dakikadan sonra izleyin ingilizce ama anliyacaksiniz,Mulk.5 i okumus olun izlemeden once
Andolsun ki, Biz o dünya göğünü takım takım kandillerle donattık ve onları şeytanlar için atmalar (atış yapılan mermiler) yaptık; ayrıca onlara o çılgın ateş azabını hazırladık.
evrende en sicagin kara deliklerin oldugu soylenmekte
evren 1 tane mi ?yoksa birkactanemi (7) cennetler demekte?
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma