HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Kur'an Çalışmaları
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Kur'an Çalışmaları
Konu Konu: Kader ve özgür irade Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
Emre_1974tr
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 05 agustos 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 494
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Emre_1974tr

Bana soru şuydu:

QUOTE(maggie @ Mar 27 2008, 11:35 AM) 
Yaratan ( Allah-Tanrı ) İblis'in Kibirli bir varlık olduğunu bilemeyecek kadar acizmiydi ki
( belkide sadece ademe secde ederken kibiri tuttu. ) herşey normal gitcekmiş gibi
secde et dedi.

CEVABIM

Bunları da defalarca açıkladık.

Allah senin ne yapacağını biliyor.

Bu yüzden "sembolik bir imtihan örneği yaşatıyor" bizlere.

Ayetlerde açıkça cehennemliklerin ve cennettliklerin zaten "O'nun açısından" belli olduğu belirtiliyor.

Buradaki bu 2 günlük sembolik imtihan hayatıyla kalbimizdekilerle yüzleştiriliyoruz.

Ahirette bir itiraz hakkımız olmaması için artı, bazı küçük ceza ve ödüllerin tadılması için bu dünya hayatı.

Allah İblis'in kötülerden olduğunu biliyor. Ve bu yüzden ona bu deneyimi yaşattırıp gerçekle yüzleşmesini sağlıyor.

Sonsuza dek yaşasaydın yapacaklarını sembolize eden bir ortam sağlanıyor.

Herkes hakettiğine kavuşsun diye.


Selam ve sevgiler.


__________________
Bloğum:

http://emre1974tr.blogspot.com/

e-kitabım:

http://www.scribd.com/doc/99945687/f2dgkz4q-Book

Twitter adresim:

https://twitter.com/emre_1974tr
Yukarı dön Göster Emre_1974tr's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Emre_1974tr Ziyaret Emre_1974tr's Ana Sayfa
 
Yorumcu
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 08 mart 2010
Gönderilenler: 171
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Yorumcu

Sevgili bozuk plak.

Yaşam veya sınav sadece bu hayattan ibaretse,ölen bir günlük bebeklerin durumu ne olacak?

Kur"an,Allah"ın bizi, "öğüt alacak kadar bir süre yaşattığını" söylüyor.Bir günlük bebek,neyi bilir,bilebilir ki,kalbınde bir kötülük gizlemiş olsun ve o kötülüğünden dolayı,Allah onu öldürsün,öldürmüş olsun?

Yukarı dön Göster Yorumcu's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Yorumcu
 
Emre_1974tr
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 05 agustos 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 494
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Emre_1974tr

Ankebut


32. İbrahim dedi: "Ama orada Lût var." Dediler: "Orada kim olduğunu biz daha iyi biliyoruz. Elbette ki onu ve ailesini kurtaracağız. Karısı hariç. O, geride kalanlardan olacak."



33 Elçilerimiz Lût'a gelince, onlar yüzünden fenalaştı, eli-kolu birbirine dolandı. "Korkma, tasalanma dediler, biz seni de aileni de kurtaracağız. Ama karın, azaba terk edilenlerden olacaktır."

10 İnsanlar içinden öylesi vardır ki, "Allah'a inandık" der fakat Allah uğrunda bir eziyete uğratılınca, insanlardan gelen fitneyi Allah'ın azabı gibi tutar. Ve eğer Rabbinden bir yardım gelirse kesinlikle şöyle diyeceklerdir: "Biz sizinle beraberdik." Allah, âlemlerin göğüslerindekini en iyi şekilde bilmiyor mu?


Yine kimin neyi hakettiği ve özgür iradesiyle ne yapacağı en başından bilinmekte.

Fetih Suresi

27 Yemin olsun ki Allah, resulüne o rüyayı hak olarak doğru çıkarmıştır. Allah dilerse, başlarınızı tıraş etmiş, saçlarınızı kısaltmış olarak güven içinde, korku duymadan Mescid-i Haram'a mutlaka gireceksiniz. Allah, sizin bilmediğinizi bildi de bundan önce size yakın bir fetih nasip etti.

Selam

__________________
Bloğum:

http://emre1974tr.blogspot.com/

e-kitabım:

http://www.scribd.com/doc/99945687/f2dgkz4q-Book

Twitter adresim:

https://twitter.com/emre_1974tr
Yukarı dön Göster Emre_1974tr's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Emre_1974tr Ziyaret Emre_1974tr's Ana Sayfa
 
Emre_1974tr
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 05 agustos 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 494
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Emre_1974tr

Herkes hakettiğine kavuşturulmakta şu 2 günlük imtihan dünyasında(sonsuza dek imtihan edilselerdi yapacaklarına denk gelecek şekilde)


Şüphesiz Allah bir dişi sivrisineği de, onun üstündekini de örnek vermekten çekinmez. Böyle bir durumda inananlar bunun Efendilerinden gelen bir gerçek olduğunu bilirler. İnkar edenler ise "Allah bu örnekle neyi amaçlamış?" derler. O bununla birçoğunu saptırır, birçoğunu da doğruya iletir. O bununla sadece sapkınları saptırır.

2 Bakara Suresi 26



__________________
Bloğum:

http://emre1974tr.blogspot.com/

e-kitabım:

http://www.scribd.com/doc/99945687/f2dgkz4q-Book

Twitter adresim:

https://twitter.com/emre_1974tr
Yukarı dön Göster Emre_1974tr's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Emre_1974tr Ziyaret Emre_1974tr's Ana Sayfa
 
takva81
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 13 ocak 2010
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 288
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı takva81

selamlar.

  kader konusu hep tartışılmıştır.  allah her şeyi bir kader üzerine yarattık buyuruyor. ve insanda allah benim kaderimi böyle yarattı deyip işin içinden sıyrılıyor.

   bakalım kader öylemiymiş.. kader taktir etmek demek.  mesala allah bir elma ağacının kaderini yazıyor.  onun doğup büyümesi  ve yaşaması bir taktir üzerine.

   Elma ağacının kaderi hep aynı döngü üzerinde. toprakda sabit yaşayacak. güneşle beslenecek. yağmurla sulanacak. ve devamlı elma üretecek.  bir elma ağacı kaderi yani allahın taktiri   var olduğundan bu yana hep aynı,. o zaman elmanın  kaderi değişmiyor. elmanın kaderini değiştirmek elma ağacını yürür kılmak tır. yada elma değilde bir yıl kiraz bir yıl armut bir yılda vişne üretmesi.

 insan genetik kodlamısında  bütün kaderi mevcut. mesela kimse 170 boyunda doğmuyor. yada 70 kilo doğmuyor. yada doğar doğmaz yedi dil birden bilmiyor.  bunların taktir edilmiş bir düzeni var  işte buna kader denir.

  



__________________
ben yanlız kendimi kurana adadım.
Yukarı dön Göster takva81's Profil Diğer Mesajlarını Ara: takva81
 
Emre_1974tr
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 05 agustos 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 494
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Emre_1974tr

Hud

34. "Eğer Allah sizi azdırmak istiyorsa, ben size öğüt vermeyi gaye edinsem de öğüdüm size hiçbir yarar sağlamaz. O'dur sizin Rabbiniz ve O'na döndürüleceksiniz."

Rabbimiz kimin hangi olay karşısında özgür iradesi ile nasıl tepki vereceğini biliyor:

FETİH

11 Bedevilerden, geri bırakılmış olanlar sana şöyle diyecekler: "Bizleri, mallarımız ve ailelerimiz oyaladı. O halde bizim için Allah'tan af dile." Onlar, kalplerinde olmayan şeyi dilleriyle söylüyorlar. De ki: "Allah size bir zarar dilerse, yahut bir yarar murat ederse, O'nun sizin için dilediğine kim engel olabilir?" Doğrusu şu ki, Allah, sizin yaptıklarınızdan haberdardır.

15 Geri bırakılanlar, ganimetleri almak üzere gittiğiniz zaman şöyle diyecekler: "İzin verin, biz de size uyalım!" Onlar Allah'ın kelamını değiştirmek istiyorlar. De ki: "Bize asla uyamazsınız! Allah önceden de böyle buyurmuştu." Bu kez şöyle diyecekler: "Hayır, siz bizi kıskanıyorsunuz." İşin doğrusu şu ki, onlar çok az anlıyorlar/onlar, az bir kısmı hariç, anlamıyorlar.


__________________
Bloğum:

http://emre1974tr.blogspot.com/

e-kitabım:

http://www.scribd.com/doc/99945687/f2dgkz4q-Book

Twitter adresim:

https://twitter.com/emre_1974tr
Yukarı dön Göster Emre_1974tr's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Emre_1974tr Ziyaret Emre_1974tr's Ana Sayfa
 
yolcuabbas
Katilimci Uye
Katilimci Uye
Simge

Katılma Tarihi: 18 eylul 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 53
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı yolcuabbas

 

Alemlerin yaradıcısı ve sahibi olan Allah. Yarattıkları her şey üzerinde tasarruf sahibidir. Yaratırken kimseye danışmamış, destek bilgi almamış, Neyi nasıl olması netür bir işlev göreceğini kendi tayin etmiş. "OL" diyerek kaderlerinide oluşturmuştur yarattıklarının. Ezelde vardı; ebed'de her şeyin sonunda yine O var olacaktır. Her başlangıcın mutlak akıbetinde son vardır. İşte Kader bu başlangıç ile son arasındaki süreçte her tür oluşuma biz kader diyoruz. Kitabımız Kur'an bu mevzuda ne diyor? Gerçek cevap tartışmasız O'nun söyledikleridir. O sözleri her halde tartışmasız kabul etmek durumundayız.

KAMER 49: Gerçekten biz herşeyi bir ölçü ve denge üzerine yarattık!

TEVBE 51: De ki; Bizim başımıza ancak, Allah'ın bizim için yazdığı şeyler gelir. O bizim Yaradıcımızdır. Öyle olunca Müminler sadece Allah'a güvenirler!

HADİD 22: Yer yüzünde vuku bulan, sizin başınıza gelen hiç bir musibet yoktur ki,biz O'nu yaratmadan önce kitapta yazılmış olmasın. Şüphesiz Allah için bu çok kolaydır.

HADİD 23: Elinizden çıkana üzülmeyip, verdikleriylede şımarmamanız için böyle yaptık. Çünkü Allah kendini beğenip öğünen kimseleri hiç sevmez.

YUNUS 107: Eğer Allah sana bir zarar dokundurursa O' nu yine O'ndan başa giderecek yoktur. Eğer sana bir hayır dilerse; O'nun keremini geri çevirecek de yoktur. O hayrını kullarından dilediğine eriştirir. O Bağışlayan ve esirgeyendir!

NAHL 53: Nimet olarak size ulaşmış ne varsa hepsi Allah'tan dır. Sonra size bir zarar dokunduğunda yalnız O' na yalvarırsınız.

FETİH 11: Bedevilerden geri kalanlar sana diyecekler ki "Mallarımız ve ailelerimiz bizi alıkoydu! Allah'tan bizi bağışlamasını dile." Onlar kalplerinde olmayanı dilleriyle söylüyorlar. De ki; Allah size bir zarar gelmesini dilerse veya bir fayda dilerse, O'nun bu dilemesini değiştirmeye kimin gücü yeter. Kaldı ki Allah yaptıklarınızdan haberdardır.

EN'AM 59: Gaybın anahtarlarıAllah'ın yanındadır. Onları O'ndan başkası bilemez. O Karada ve denizde ne varsa bilir. O'nun ilmi dışında bir yaprak bile düşmez. O yerin karanlıklarındaki bir taneyi dahi bilir. Yaş ve kuru hepsi bir kitapta yazılıdır.

   Değerli arkadaşlar Yukarıya taşımış olduğum ayetler tartışılan kader mevzuunu bu husuta en doğruyu bilen hatta yazan durumundaki sahibinin sözleridir. Tartışılmayacak doğruluktadır. Benim inancım daha evvelki yazımda ifade etmeye çalıştığım gibi; Allah'ın Ol emri ile başlayan oluşum devam etmekte; O Allah yaratmasına devam etmekte. Bir sinek yaratıp onunla yetinmeyip binlerce çeşidini yaratıp yarattıklarını sayıca ve çeşitçe sayısız miktarlarda üretmekte Böcekten galaksilere yaradıcılığını devam ettirmekte daha açıkçası kader kitabını (Levh-i Mahfuz) genişletmektedir. Böyle bir Yüceliği ancak hayal gücümüzün takati nisbetinde idrak edebiliriz. Aslında yarattıklarına dahi ölçü koymakta aciziz olan bizler O'nu idrak edebilme gücüne kabiliyetine sahipmiyizki. Ona bakalım.  Sevgiler ve saygılarımla.... 

 

 



__________________
En iyi bildiğim, bilgi ; Hiç bir şey bilmediğimdir.
Yukarı dön Göster yolcuabbas's Profil Diğer Mesajlarını Ara: yolcuabbas
 
Emre_1974tr
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 05 agustos 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 494
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Emre_1974tr

Kader ve özgür irade(çalışmamı toplu bir şekilde tekrardan sunuyorum)


Bu dünya "Allah açısından" bir imtihan dünyası değil. Çünkü zaten yapacaklarımızı biliyor. Bu dünya "eğer sonsuza dek yaşasaydık yapacaklarımızı sembolize eden" bir minyatür -örnek hayat. Ve biz olacakları bilmediğimizden, bizim açımızdan bir imtihan dünyası.

Bu yüzden kimi insanların imtihanı "tam da inkârcı anında " sonlandırılıyor Allah tarafından. Ama o adam 2 yıl daha yaşasaydı belki de imanlı olarak ölecekti.

Aynı şekilde bir başkası da "tam da cennetlik-imanlı anında" vefat ettiriliyor Allah tarafından. Ama belki 2 yıl daha yaşayıp ölseydi inkârcılardan biri olarak ölecekti.

"Sonsuz olarak iyiysek veya kötüysek" ona göre temsili kısa bir ömür yaşattırılıyoruz. Ve bu 2 günlük ömrümüz, eğer bu dünyada sonsuza dek yaşasaydık yapacaklarımızı özetleyen bir kâğıt örneği oluyor.

— Yine yola koyuldular. Bir süre sonra bir oğlana rast geldiler; tuttu onu öldürdü. Mûsa dedi: "Tertemiz bir insanı, bir cana karşılık olmaksızın öldürdün ha!? Vallahi çok kötü bir iş yaptın!" (kehf suresi 74. ayet)

"Oğlan çocuğa gelince: Onun anası-babası inanmış kişilerdi. Çocuğun onları azgınlık ve inkâra sürüklemesinden korktuk. " (80. ayet)


"Diledik ki, Rableri onlara o çocuktan temizlikçe daha üstün, merhametçe daha gelişmişini versin. " (81. ayet)

İşte burada çocuk daha büyüyüp günahlarını işlemeden imtihanı sonlandırılıyor. Yani bir kişinin neyi hak edip etmediği en başından belli gibi… Ayrıca çocuk yaşasaydı anne ve babasını saptırabilecekmiş. Ama sapmayı hak etmedikleri için onlar kurtarılıyorlar.

Yine bazı ayetlerde cehennemdeki inkarcıların dünyaya geri dönmeyi talep edecekleri ama onlara, eğer tekrar tekrar imtihana gönderilmiş olsalar bile yine imtihanı kaybedenlerden olacakları söyleniyor. Yani sonsuz imtihanlarda bile neyi yapıp neyi yapmayacağımız zaten biliniyor..

Yine aynı şekilde bir ayet, bazı insanların cehennem ehli olarak yaratıldığını söyler. Yani onlar kalben kötü olanlar ve gidecekleri yer en başından belli. Yine bu kısa özet imtihan hayatı yaşattırılıyor o kötülere ki, ahirette kalplerindeki pislikleri görebilsinler, itiraz hakları olmasın. Yanlış anlaşılmasın, o kişiler özgür iradeleriyle kötülüğü seçecekleri için ve Allah da bunu bildiğinden dolayı, onları cehennem için yaratmış oluyor. Yoksa cehenneme gidecek olanları hiç yaratmazdı ve yalnızca cennetlikler var olurdu. Ama onların da, yani kötülerin de vücuda gelmesine izin veriyor.

Uzun lafın kısası, hak ettiğine kavuşturuluyorsun. Bu dünya hayatı da kalbindeki erdemi veya hıyaneti temsil eden-özetleyen bir örnekten başka bir şey değil. İyiler mutlaka bir vesileyle cennetin yoluna koyuluyorlar, kötüler ise mutlaka bir vesileyle sapıyorlar ve de tam da cehennemlik anlarında imtihanları sonlandırılıyor. Bir insan ömrü boyunca iman ederken son günlerinde inkârcı olup kaybedebiliyor, buna karşılık diğer bir insan da ömrü boyunca inkâr ederken ömrünün son günlerinde iman ve tövbe edip cenneti boylayabiliyor. Başka bir deyişle "iyiler mutlaka kazandırılıyor", "kötüler ise mutlaka kaybettiriliyor".

Yüce Allah karşımıza A ve B seçeneklerini çıkartırsa, hangisini seçeceğimizi bildiğinden, böylelikle yine tamamıyla özgür irademizi kullanarak hak ettiğimiz sonucu almamızı sağlıyor. Yani bu 2 günlük imtihan örneğinde de bir robot değiliz ve hakikaten seçimler bize ait. Ama dediğim gibi, karşımıza hangi şıklar çıkarsa ne yapacağımız bilindiğinden, karşımıza hak ettiğimize kavuşmamızı sağlayacak şıklar(senaryo) çıkartılıyor ki kalbimizdeki iyilikle veya kötülükle yüzleşebilelim.

Bir de bu dünyanın bir işlevi daha var. O da bazı küçük sıkıntı ve mükâfatları tattırmaktır. Yine kısacası, bu dünyanın ilk işlevi iyi ve kötüleri ayırmak ise, ikinci işlevi de küçük ceza ve mükâfatların da daha bu dünyada verilmeye başlanmasıdır.

***

Bu konuda kafasında kuşku olanlar için birkaç örnek daha verelim:

Kasas Suresi 50 Bunun üzerine sana cevap veremezlerse bil ki, onlar sadece iğreti arzularına uyuyorlar. Allah'tan bir kılavuzluk olmaksızın, kendi arzularına uyandan daha sapık kim vardır! Allah, zalimler topluluğunu hidayete erdirmez.

Tevbe Suresi 85 Malları da evlatları da seni imrendirmesin. Allah bunlarla, Dünyada onlara azap etmek istiyor. Kâfir olarak çıkaracaktır canları.


Yunus Suresi 70 Dünyada biraz nimetlenme, ardından dönüşleri bize! Sonra biz, inkâr ettikerinden ötürü şiddetli azabı onlara tattıracağız.

9:55 Onların paraları ve çocukları seni etkilemesin. ALLAH bunlarla, onları dünya hayatında cezalandırmayı ve canlarının inkarcı olarak çıkmasını istiyor.

A'raf Suresi 179 Yemin olsun ki biz, insanlardan ve cinlerden birçoğunu cehennem için yarattık. Kalpleri var bunların, onlarla anlamazlar; gözleri var bunların, onlarla görmezler; kulakları var bunların, onlarla işitmezler. Davarlar gibidir bunlar. Belki daha da şaşkın. Gafillerin ta kendileridir bunlar.

Kısacası Allah yaratmadan evvel o kişinin iyiliği mi yoksa kötülüğü mü seçeceğini bildiğinden, kötülüğü seçeceğini bildiği kişiyi cehenneme gideceğini bile bile yaratıyor. Ve o kötüye de bu 2 günlük özet örneği sunuyor. Ama yine tamamiyle özgür iradeler kullanılıyor.

27. Ah bir görsen, ateşin başında durdurulup da şöyle dediklerini: "Ne olurdu, geri gönderilsek, Rabbimizin ayetlerini yalanlamasak ve müminlerden oluversek."

28. İşin doğrusu şu: Önceden gizlemekte oldukları karşılarına dikildi. geri gönderilselerdi yasaklandıkları şeyi mutlaka yineleyeceklerdi. Doğrusu, onlar, tam yalancıdırlar.(Enam)

Yani zalimler, milyonlarca kez imtihan da edilseler yine imtihanı kaybedeceklermiş. Zaten şu 2 günlük senaryo da kalbimizdeki iyilik veya hainlikle-kötülükle yüzleşmemizi sağlıyor. Yoksa Allah zaten biliyor hakettiğimiz şeyi.

Ve bu temsili imtihanda , karşımıza hangi şıklar çıkarılırsa neyi seçeceğimiz bilindiğinden, tam da kalbimizdekilerle yüzleşeceğimiz şıklar yani senaryo karşımıza çıkartılıyor. Sonra imtihanımızın sonlanma anı da, yine iyilerden isek cennetlik, kötülerden ise cehennemlik bir anda gerçekleşiyor.

Yoksa bir insanın düşünceleri sürekli değişebilir, bir insan ömrü boyunca bazen imanlı , bazen imansız olduğu dönemler yaşayabilir. İşte burada o insanın vefat anının imanlı mı yoksa imansız anına mı denk geleceği bir şans-tesadüf işi değildir. Cenneti hakedenin imanlı, haketmeyenin imtihanı ise imansız bir anında noktalanıyor Yaratan tarafından.


***

Bütün karşımıza çıkarılan şıklar(senaryo), kalbimizdeki iyilikle veya kötülükle yüzleşmemizi ve ayrıca hakettiğimize kavuşmamızı sağlıyor.


Ali İmran Suresi:


154-Sonra o kederin arkasından size içinizden bir zümreyi saran bir güven, bir uyku indirdi; diğer bir zümre ise kendi dertlerine düşmüş, Allah'a karşı cahiliyye kanaatine benzeyen gerçek dışı bir kanaat besliyorlar: "Bizim yapacağımız bir şey var mı?" diyorlardı. De ki: "Şüphesiz, bütün iş Allah'ındır." Onlar, içlerinde sana açıklamadıkları bir şey gizliyorlar, "Bizim bu işte görüşümüz alınsaydı burada öldürülüp gitmezdik" diyorlar. De ki: "Evinizde bile olsaydınız öldürülmesi takdir edilmiş bulunanlar çaresiz yine çıkıp ölecekleri yerleri boylayacaklardı. Allah içinizdekileri yoklamak ve yüreklerinizdekini meydana çıkarmak için bunu başınıza getirdi. Allah sinlerin özünü bilir.


165-Düşmanlarınızın başına iki mislini getirdiğiniz bir bela kendi başınıza gelince mi: "Bu nereden?" dediniz? De ki: "O, kendi tarafınızdandır." Çünkü Allah, her şeye gücü yetendir.

166-O iki ordu çarpıştığı gün başınıza gelen de yine Allah'ın izniyledir. Hem müminleri belli edeceği

167-hem de münafıkları belli edeceği için ki, bunlara "Gelin, Allah yolunda savaşın veya savunma yapın!" denilmişti. Onlar: "Savaşmayı bilsek arkanızdan gelirdik" dediler. Onlar, o gün imandan çok küfre yakındılar, ağızlarıyla kalplerinde olmayanı söylüyorlardı, Allah onların kalplerinde ne sakladıklarını en iyi bilendir.

178-Bir de inkar edenler, kendilerini bırakışımızın, sakın onlar için hayırlı olduğunu sanmasınlar. Biz onları sadece günahlarını artırsınlar diye bırakıyoruz.Onlara alçaltıcı bir azap vardır.

Muhammed

29. Yoksa o kalplerinde maraz olanlar, Allah kendilerinin şiddetli kinlerini hiçbir zaman ortaya çıkarmayacak mı sandılar?

30. Dileseydik onları sana mutlaka gösterirdik de sen onları yüzlerinden kesinlikle tanırdın. Zaten sen onları, sözlerinin tarzından da tanırsın. Allah tüm yaptıklarınızı biliyor.

Tevbe Suresi 64 İkiyüzlüler, kalplerinde olanı kendilerine haber verecek bir surenin tepelerine inmesinden çekinir dururlar. De ki: "Siz alay edin. Allah, o çekinip durduklarınızı ortaya çıkaracaktır."

***

Bir de olayın melekleri-cinleri kapsayan tarafı var.

Onlar da kalplerindekilerle yüzleştiriliyorlar.

İblis'in Adem'e secde olayında kalbindeki hainlikle yüzleşmesi, onun aslında üst kademe bir melek olamayacağı gerçeğini kendisine gösterdi.

Çünkü İblis özgür iradesiyle kötülüğü seçen zalimlerden idi. Sadece bunun bir vesileyle açığa çıkması gerekiyordu:

ARAF


11. Sizi yarattık, sonra size biçim verdik, sonra da meleklere: "Adem'e secde edin!" dedik; hepsi secde ettiler, yalnız İblis etmedi, o secde edenlerden olmadı.

12. (Allah) buyurdu: "Sana emrettiğim zaman seni secde etmekten alıkoyan nedir?" (İblis): "Ben, dedi, ondan hayırlıyım. Beni ateşten yarattın, onu çamurdan yarattın."

13. (Allah) buyurdu: "Öyle ise oradan in, orada büyüklük taslamak senin haddin değildir. Çık, çünkü sen aşağılıklardansın!"

14. (İblis) dedi: "(Bari) bana (insanların) tekrar dirilecekleri güne kadar süre ver."

15. (Allah) buyurdu: "Haydi sen süre verilmişlerdensin."

16. Öyle ise, dedi, beni azdırmana karşılık, and içerim ki, ben de onlar(ı saptırmak) için senin doğru yolunun üstüne oturacağım.


Dikkat edin, İblis, Allah'ın bu olayla onun kalbindeki kötülüğünü ortaya çıkardığını anlıyor. Yani Allah'ın kendini saptırdığını-azdırdığını fark ediyor. Tabii burada bütün suçun kendisinde olduğunu biliyor İblis, çünkü özgür iradesiyle kalbindekileri ortaya döktü. Gerçekle yüzleşti.

Bu yüzden öfkeyle isteğinde de bulundu:

HİCR

39. (İblis): "Rabbim, dedi, beni azdırmandan ötürü andolsun ki, ben de yer yüzünde onlara (günahları) süsleyeceğim ve onların hepsini azdıracağım.

40. Ancak içlerinden kendilerine ihlas verilen kulların hariç. (Benim azdırmam, onları etkilemez.)

İblis gerçek kimliği ortaya çıkarılınca, maskesi düşürülünce çok sinirlenip, kendisi de insanları saptırmak istiyor.

Ama biliyor ki İblis, kendisinin insanları saptırması da, aslında bazı kötü insanların kalbindeki hainlikle yüzleşmesini sağlamaktan öteye gidemeyecek. Bu yüzden "ihlas verilen kulların hariç" diye çaresizliğini de dile getiriyor.

Kısacası bir taşla en az 2 kuş vurulmuş olunuyor. Hem İblis'in gerçek yüzü ortaya çıkarıldı, hem de aynı şekilde kötü insanların maskelerinin düşürülmesine de kendisi kıyamete kadar vesile olacak duracak.

Zühruf Suresi 36 Kim Rahman'ın Zikri'ni görmezlikten gelip ondan uzaklaşırsa biz ona bir şeytanı musallat ederiz de o ona can yoldaşı olur.

Meryem Suresi 83 Görmedin mi biz, şeytanları inkârcıların üzerine salmışız da onları oynatıp kıvırttırıyorlar.

Kısacası bu dünya-evren hayatında kullar, hakettiklerine özgür iradeleri aracıyla kavuşuyorlar, kalplerindeki iyilik veya kötülüğü görüp deneyimliyorlar.

***

Evvelden dediğimiz gibi, Allah hem özgür iradelerinden faydalanarak herkesi kalbindekilerle yüzleştiriyor, hem de hakettiklerine kavuşmalarını sağlıyor bu 2 günlük imtihan örneğinde:

ENFAL

8:5 Nitekim Rabbin seni belli bir planın gerçekleşmesi için evinden çıkarmıştı. İnananlardan bir grup bundan hoşlanmamıştı.

8:6 Gerçek ortaya çıkmasına rağmen, göz göre göre ölüme sürükleniyorlarmış gibi seninle onu tartışıyorlardı.

8:7 ALLAH iki gruptan birisini (yenmeyi) size söz vermişti; siz ise, güçsüz olanıyla karşılaşmayı istiyordunuz. Oysa ALLAH kelimeleriyle gerçeği gerçekleştirmek ve kafirlerin ardını kesmek diliyor.

8:8 Ki suçlular hoşlanmasa da hakkı gerçekleştirsin ve haksızlığı ortadan kaldırsın.

8:11 Kendisinden bir güvenlik olarak sizi bir uyuklama bürüyüp yatıştırıyordu. (Susuzluğun oluşturduğu bunalımdan) sizi temizlemek, şeytanın pisliğini (umutsuzluğu) sizden savmak, kalbinizi ikna etmek ve ayaklarınızı pekiştirmek için üzerinize gökten su indiriyordu.

8:17 Onları siz öldürmediniz, fakat ALLAH öldürdü. Attığın zaman da sen atmıyordun; ALLAH atıyordu. Fakat böylece inananları güzel bir sınavla sınadı. ALLAH İşitendir, Bilendir.

İyiler emredileni yapma, kötüler de peygamberle savaşıp kaybetmeyi hakettiklerinden, herkesin hakettiğine kavuşması için karşı karşıya gelmeleri sağlandı:

8:42 Hani siz vadinin beri yamacında, onlar da vadinin öte yamacında mevzilenmişti. Kervan da sizden daha aşağıda idi. Bu karşılaşmayı siz kararlaştırsaydınız karşılaşma konusunda anlaşmazlığa düşecektiniz. Oysa ALLAH, yapılması önceden planlanmış bir işi gerçekleştirmekte idi. Böylece, yok edilen, apaçık bir delille yok edilsin, yaşayan da apaçık bir delille yaşatılsın. ALLAH İşitendir, Bilendir.

8:43 ALLAH onları rüyanda sana az gösteriyordu. Onları sana çok gösterseydi, dağılacak ve o konuda çekişip duracaktınız. Fakat ALLAH (sizi) kurtardı. O, göğüslerin özünü bilendir.

8:44 Zamanı gelip kendileriyle karşılaştığınızda sizin gözlerinizde onları az gösteriyor, onların da gözlerinde sizi az gösteriyordu ki ALLAH önceden planlanmış işi gerçekleştirsin. İşler, sonunda ALLAH'a döner.

Ve tabii şeytan da, kötüleri peşinden sürükledikten sonra panik içinde olay mahilinden kaçıyor:

8:48 Şeytan, işlerini onlara süslemiş ve: "Bu gün halktan kimse sizi yenemez, ben sizin yanınızdayım," demişti. İki ordu yüz yüze gelince de, topukları üzerine geri dönüp, "Sizinle bir ilgim yok, sizin görmediğinizi görüyorum ve ALLAH'tan korkarım. ALLAH'ın cezası çetindir," demişti.

8:51 "Bu, ellerinizin yaptığına karşılıktır. ALLAH elbette kullara zalim değildir."



8:54 Örneğin, Firavun'un yandaşları ve onlardan öncekiler gibi. Rab'lerinin ayetlerini yalanladılar. Biz de günahlarından ötürü onları yıkıma uğrattık. Firavun'un yandaşlarını suda boğduk. Hepsi de zalim idiler.


İnsanları cehenneme yuvarlamak için çalışanlar, aslında sadece gerçekten kötü olanların kalbindekilerle yüzleşmelerine vesile oluyorlar. Yoksa iyi hiçbir insanı cehenneme yuvarlayamazlar.

Saffat

161. Siz ve kulluk ettiğiniz şeyler,

162. O'na karşı kimseyi fitneye düşüremezsiniz.

163. cehenneme salınacak olan müstesna.

***

Konuyla ilgili ayetlerden deliller vermeye devam edelim:

Ta-Ha


110. Hiç kimse O'nu bilgice kavrayamazken, O onların geçmişini de geleceğini de bilir.
(Allah zaten kimin gelecekte ne yapacağını biliyor)


133. "Bize hiç olmazsa bir ayet (mucize) getirmeliydi!," dediler. Daha önceki kitaplarda bulunan beyyine (delil) kendilerine gelmedi mi?


134. Onları, ondan önce bir ceza ile helak etseydik, "Rabbimiz, bize bir elçi gönderseydin de böyle alçak ve rezil olmadan önce senin ayetlerine uysaydık!," derlerdi.


(eğer başka bir şıkta denenseydiler, yine ne yapacaklarını biliyor)


Enam


109. Tüm yeminleriyle Allah'a yemin ettiler ki, eğer kendilerine bir mucize gelirse ona mutlaka inanacaklar. Söyle onlara: "Mucizeler ancak Allah'ın katındadır." Mucize geldiğinde de iman etmeyeceklerini anlamıyor musunuz?


(

110. Biz onların gönüllerini ve gözlerini ters çeviririz, ilk seferinde buna iman etmedikleri gibi bırakırız kendilerini de azgınlıkları içinde körü körüne bocalar dururlar.

111. Eğer biz onlara melekleri indirseydik, ölüler kendileriyle konuşsaydı ve herşeyi toplayıp karşılarına dikseydik, Allah'ın dilemesi dışında, yine de inanmazlardı. Ne var ki, çokları cehalet sergiliyorlar.
(karşılarına farklı şıklar çıkarılsa, yine ne yapacaklarını biliyor)








Rum


51. Yemin olsun, bir rüzgâr göndersek de o yeri sararmış görseler, arkasından hiç şaşmadan nankörlük etmeye başlarlar.

52. Artık sen ölülere işittiremezsin. Dönüp gittikleri takdirde sağırlara da çağrıyı duyuramazsın.

53. Ve sen körleri de sapıklıklarından aydınlığa çıkaramazsın. Sen ancak, ayetlerimize iman edenlere dinletirsin de onlar müslüman oluverirler.

KASAS


56. Sen sevdiğini doğruya iletemezsin. Dilediğini doğruya ileten sadece ALLAH'tır. Doğruya ulaşmayı hakedenleri en iyi bilen de O'dur.


Yüce Allah, insanlar sonsuza dek sonsuz varyasyonlarda imtihan edilseydiler hangilerinin iyilerden, hangilerinin kötülerden olacağını gayet iyi biliyor. Bu yüzden şu 2 günlük temsili-minyatür imtihanda herkesin imtihanını hak ettiği üzere sonlandırıyor. Ama yine özgür iradelere dokunmadan yapıyor bunu. Bu 2 günlük imtihanda da karşısına hangi şık çıkarsa neyi seçeceklerini kullarının bildiğinden, tam da kalbindekilerle yüzleşmelerini sağlayacak şıkları karşılarına çıkarıyor ve iyileri cennetlik, kötüleri ise cehennemlik bir anlarında dünyadan alıyor.



Örneğin İblis her denileni yapıyordu ama Allah onun kötülerden olduğunu biliyordu. Ve onun kalbindeki hainliği ortaya çıkarmak için de "Adem'e secde" şıkkını karşısına çıkardı. Bunu yapmayacağını biliyordu çünkü. Ve iblis de sonra tuzağa düştüğünü anlıyor ve "beni azdırmana karşılık" diyor.


***

Konuya devam edelim:

Rabbimiz daha yaratmadan o kişilerin neyi seçeceklerini biliyordu. Hakettiklerini kavuşmaları için de onları yarattı. İyiliği seçecek olanlar cennete, kötülüğü seçecek olanlar da cehenneme gitsin diye:



HUD

119 Rabbinin rahmet ettikleri müstesna. O, onları işte bunun için yaratmıştır. Rabbinin, "Yemin olsun ben cehennemi, tümden insanlar ve cinlerle dolduracağım!" sözü tamamlanacaktır.

Ayrıca kimlerin en güzel ahlakta olacağını ve peygamber seçilmeye layık olacağını da en başından biliyor tabii ki. Söylemeye gerek bile yok bunları.

Musa'nın öyküsünde de belirgince gözüküyor bu "2 günlük özet imtihan, kalpdekilerle yüzleştirme" olgusu:

28 - Kasas Suresi

Rahman ve Rahim Allah'ın adıyla...

1. Tâ, Sîn, Mîm.

2. İşte sana, açık-seçik beyanda bulunan Kitap'ın ayetleri.

3. İman edecek bir toplum için, Mûsa ve Firavun'un haberinden bir kısmını sana hak olarak okuyacağız.

4. Gerçek şu: Firavun o yerde egemenlik kurmuş ve ora halkını gruplara ayırmıştı. Onlardan bir topluluğu horlayıp eziyordu: Bu topluluğun erkek çocuklarını boğazlıyor, kadınlarına hayasızca davranıyor/kadınların rahimlerini yokluyor/kadınlarını hayata salıyordu. O gerçekten fesadı yayanlardandı.

5. Ve biz istiyoruz ki, yeryüzünde ezilip horlananlara bağışta bulunalım, onları önderler yapalım, onları mirasçılar haline getirelim.

6. Ve yeryüzünde onlara imkân ve kudret verelim. Firavun'a, Hâman'a ve onların ordularına da korkmakta oldukları şeyleri gösterelim.

(Allah kullarının hangi seçenek karşısında nasıl tepki vereceğini bildiğinden, bu özgür iradelerin hak ettiklerine kavuşturma planını uyguluyor)

7. Mûsa'nın annesine şunu vahyettik: emzir onu! Onun aleyhinde bir korku hissedince de nehire bırakıver onu. Korkma, üzülme! Kuşkun olmasın ki, biz onu sana geri döndüreceğiz ve onu resullerden biri yapacağız."

8. Nihayet, Firavun ailesi onu kayıp bir şey olarak bulup aldı. O, kendileri için bir düşman ve tasa olacaktı. Gerçek olan şu ki Firavun, Hâman ve bunların orduları yanlış yoldaydılar.

9. Firavun'un karısı şöyle dedi: "Benim için de senin için de bir göz aydınlığıdır bu. Öldürmeyin onu, bize yararı olabilir, yahut onu çocuk ediniriz." Onlar işin farkında olmuyorlardı.

10. Mûsa'nın annesinin kalbi ise bomboş bir halde sabahladı. Eğer inananlardan olması için kalbine bir bağ vermeseydik, onu açığa vuracak bir durumdaydı.

11. Annesi, Mûsa'nın kızkardeşine, "onu izle" dedi. O da onu kenardan gözledi. Onlarsa işin farkında olmuyorlardı.

12. Biz daha önce ona, süt emziren kadınları haram kılmıştık. Bu sırada kızkardeşi dedi ki: "Onun bakımını sizin için üstlenecek, onu eğitip öğretmeyi yüklenecek bir ev halkını size tanıtayım mı?"

13. Nihayet Mûsa'yı öz anasına geri çevirdik ki, o ananın göze aydın olsun, kederlenmesin ve Allah'ın vaadinin hak olduğunu bilsin. Fakat çokları bunu bilmezler.

14. Mûsa, yiğitlik çağına ulaşıp olgunlaşınca ona hikmet ve ilim verdik. Biz, güzel düşünüp güzel davrananları böyle ödüllendiririz.

************************

(Sonrasında da Firavun ve peşine takılanlar, kalplerindeki kötülükle yüzleşerek kapanan denizin ortasında imtihan diyarlarını terk ediyorlar)

41. Biz onları, ateşe çağıran önderler yapmıştık. Kıyamet günü yardım göremeyeceklerdir.

42. Bu dünya hayatında da arkalarına bir lanet taktık. Kıyamet günü onlar, çirkinleştirilenler arasında olacaklar.

***

Yusuf kıssasında da yine Rabbimizin geleceği bildiğini, şu 2 günlük temsili ve özet imtihanda, insanların özgür iradeleri ile hakettiklerine kavuşmalarını sağladığını görüyoruz:


YUSUF

4. Yusuf, bir zamanlar babasına: "Babacığım, on bir gezegeni, güneşi ve ay'ı gördüm, onların bana secde ettiklerini gördüm," dedi.


5. (Babası Yakup:) "Yavrum," dedi, "Rüyanı kardeşlerine anlatma, olur ki sana karşı bir plan kurarlar. Çünkü şeytan, insana apaçık bir düşmandır.


6. "Böylece Rabbin seni seçmekte, sana rüyaların yorumunu öğretmekte ve daha önceki ataların İbrahim ve İshak'a nimetini tamamladığı gibi sana ve Yakup ailesine de tamamlamaktadır. Rabbin Bilendir, Bilgedir."

Rabbimiz insanların karşısına hangi şık çıkartılırsa hangi tepkiyi vereceğini bildiğinden, yine Yusuf'a ve çevresindekilere de bu yolla kendileriyle yüzleşmelerini sağlayacak serüveni yaşatıyor.


21. Onu Mısır'da satın alan kişi, karısına, "Ona iyi bak, olur ki bize yararı dokunur, ya da onu evlat ediniriz," dedi. Böylece Yusuf'u yeryüzünde yerleştirip ona rüyaların yorumunu öğretiyorduk. ALLAH işini sonuçlandırandır; fakat halkın çoğu bunu bilmez.

22. Büyüyüp erginleşince ona bilgelik ve bilgi verdik. Güzel davrananları böyle ödüllendiririz.

Yine insanların özgür iradeleri ile kader ağlarını örüyor, olaylar birbirini izliyor Rabbimizin planı doğrultusunda.

Hatta Yusuf'a rüyalar aracılığı ile geleceğin gösterilmesi bile, başlı başına zaten olacakların belli olduğunu göstermektedir. Rabbimiz hangı seçenek karşısında kimin ne yapacağını biliyor, ve sonsuza dek yaşasaydı-imtihan edilseydi o insanın yapacaklarını temsilen, öyle seçenekler çıkartıyor ki şu 2 günlük dünyada karşısına, insanlar içindeki iyilik veya kötülükle yüzleşmiş oluyor seçtiği şıkla.



47. Dedi ki: "Yedi yıl boyunca ekip biçtiğinizi, yediğiniz az bir kısmının dışında, başaklarında bırakıp depolayın."

48. "Sonra, onun ardından yedi kurak (yıl) gelecek ve sizin depoladığınızın az bir bölümü hariç, o yıllar için önceden biriktirdiklerinizi yiyip bitirecektir

49. "Ondan sonra ise öyle bir yıl gelir ki onda halk ferahlanacak ve onda (meyve) sıkıp, (hayvan) sağacaklar."

54. Kral dedi ki: "Getirin onu, yanımda çalışması için onu atayayım" Kendisiyle konuşup görüşünce, "Sen artık bugün yanımızda önemli bir makamı olan güvenilir birisin," dedi.

55. Dedi ki: "Beni ülkenin maliye işlerinin başına getir. Kuşkusuz ben iyi korur, iyi bilirim," dedi

56. Böylece Yusuf'u o ülkede yerleştirdik. Dilediği gibi hareket edebiliyordu. Dilediğimiz kimseye rahmetimizi yağdırırız. Güzel davrananları ödülsüz bırakmayız.


Rabbimiz planını yine uygulamaya devam ediyor.

Yusuf ailesine de tekrar kavuştuktan sonra, babasına bahsettiği rüyanın da gerçekleştiğine tanık oluyor:

100. Ana ve babasını tahtın üzerine kaldırdı. Hepsi onun için secdeye kapandılar. Dedi ki: "Babacığım, bu, önceden görmüş bulunduğum rüyanın gerçekleşmesidir. Rabbim onu gerçekleştirdi. şeytan, benimle kardeşlerimin arasını açtıktan sonra O beni hapishaneden çıkararak ve sizi çölden getirerek bana iyilikte bulundu. Gerçekten Rabbim dilediğine karşı çok şefkatlidir. O, Bilendir, Bilgedir."

101. "Rabbim, sen bana hükümranlık verdin ve rüyaların yorumunu öğrettin. Yeri ve göğü ayırarak yaratansın. Dünya ve ahirette sensin benim Velim (sahibim). Canımı Müslüman olarak al ve beni iyilere kat."

***

Allah'ın, kullarını kendi içindekilerle yüzleştirmek ve onların neyi hakettiklerini göstermek için daha da hızlandırılmış imtihan örnekleri de mevcut.

Zaten şu 2 günlük özet imtihan hayatları, sonsuza dek imtihan edilseydik yapacaklarımıza denk gelecek şekilde hazırlanıyor ve de sonlandırılıyor.

Rabbimiz zalimleri içlerindeki kötülükle son bir kez daha yüzleştirmek için süregelen yasasının dışında isteklerle de deniyor bazen. Daha doğrusu ne yapacaklarını bildiğinden, onları da bu gerçekleriyle yüzleştiriyor.


DEVEYE DOKUNMA YASAĞI

ARAF

73. Semud'a da kardeşleri Salih'i gönderdik. Dedi ki: "Ey toplumum! Allah'a kulluk edin. Sizin O'ndan başka ilahınız yok. Size Rabbinizden bir beyyine/açık bir kanıt gelmiştir. İşte şu, Allah'ın devesi. Sizin için bir mucize. Rahat bırakın onu, Allah'ın toprağında otlasın. Kötü bir niyetle dokunmayın ona. Yoksa korkunç bir azap yakalar sizi."

77. Bu arada dişi deveyi boğazladılar. Ve Rablerinin emrinden dışarı çıkıp şöyle dediler: "Ey Salih! Eğer Allah tarafından gönderilenlerdensen, bizi tehdit ettiğin şeyi önümüze getiriver."

78. Bunun üzerine onları, o şiddetli sarsıntı/o korkunç titreşim yakaladı da öz yurtlarında yere çökmüş bir hale geldiler.

Burada Musa'nın kavminin denendiği inek kesme emrinin tam tersi, bu sefer bir hayvana dokunmama emri var. Ama zalimler deveyi kesince zalimlikleri bir kez daha açığa çıkmış oldu ve suçüstü sonlandırıldı imtihanları Yaratan tarafından.


CUMARTESİ ÇALIŞMA YASAĞI

Nahl Suresi 124 cumartesi tatili, sadece onda ihtilaf edenlere farz kılındı. Rabbin, tartışmakta oldukları şey hakkında, onlar arasında kıyamet günü hüküm verecektir.

A'raf Suresi
163 Sor onlara o deniz kıyısındaki kentin durumunu. cumartesi günü azıp sınır tanımazlık ediyorlardı. Sebt yaptıkları gün balıkları onlara akın akın gelirdi; sebt yapmadıklarında ise onlara gelmezdi. Yoldan sapmaları yüzünden onları böyle imtihan ediyorduk.
164. İçlerinden bir topluluk şöyle dedi: "Allah'ın helak edeceği yahut şiddetli bir azapla azaplandıracağı bir topluma ne diye öğüt verip duruyorsunuz? Dediler ki: "Rabbinize karşı bir mazeret olsun diye ve bir de korunup sakınırlar ümidiyle."

165. Kendilerine verilen öğüdü unuttuklarında, kötülükten alıkoyanları kurtarıp zulme sapanları, yoldan çıkmalarından ötürü, acı bir azapla yakalayıverdik.

166. Ne zaman ki, yasaklandıkları şeylerden ötürü öfkelenip başka aşırılıklar yapmaya başladılar, onlara şöyle dedik: "Aşağılık, maskara maymunlar olun!"
Bu sefer zalim bir topluluğa son bir kez kendileriyle yüzleşmeleri için Cumartesi çalışma yasağı getiriliyor. Ve onlar da bu yasağa uymayınce(içlerindeki iyiler kurtarıldıktan sonra) acı gerçekle yüzleşiyorlar.

Yine zalimleri böyle farklı imtihan etmeye örnek olarak, bir dönem bazı Yahudilere, normalde helal olan şeylerin haram kılınması da gösterilebilir:
Nisa Suresi 160 Yaptıkları zulümler ve birçok insanı Allah yolundan alıkoymaları yüzünden daha önce kendilerine helal kılınmış tertemiz şeyleri, Yahudilere haram kıldık.

En'am Suresi 146 Yahudilere tüm tırnaklı hayvanları haram kıldık. Onlara ayrıca sığır ve koyunun yağlarını da haram kıldık. Sığır ve koyunun sırtlarının ve bağırsaklarının taşıdığı yağlarla, kemiklerle karışan yağlar bunun dışındadır. Bunu onlara azgınlıkları yüzünden bir ceza olarak yaptık. Biz elbette sözünde duranlarız.

Bu arada Rabbimizin, eğer bir insan farklı bir şıkla denenseydi yine o kişinin ne yapacağını bilmesine örnek verelim:

İSRA

73 Az kalsın seni, sana vahyettiğimizden uzaklaştırarak ondan gayrısını uydurup bize isnat edesin diye fitneye düşüreceklerdi. İşte o takdirde seni dost edinirlerdi.
74 Eğer biz seni sağlamlaştırmamış olsaydık, yemin olsun, onlara birazcık meylediverecektin.

76 Az kalsın bu topraktan çıkarmak için seni sıkıştıracaklardı. Böyle bir durumda onlar orada senin arkandan çok az bir süre kalacaklardı.

Eğer peygamber orada desteklenmeden olayların gidişine bırakılsaymış, yanlış bir seçim yapacakmış. Ama peygamber orada bunu haketmediğinden kurtarılıyor o hatayı işlemekten.

Çünkü önemli olan o kişinin sonsuza dek imtihan edilseydi yapacaklardır. Bu 2 günlük örnek-minyatür imtihan hayatında da bu doğrultuda, yani hakettiği sonuç doğrultusunda bir yaşam yaşattırılıyor insanlara. Kimin hangi seçenek karşısında özgür iradesiyle ne yapacağı bilindiğinden, hakettiği deneyimi yaşamasını sağlayacak seçenekler karşısına çıkartılarak, kurtulması veya sapması sağlanıyor. Sonra da cenneti hakedenler cennetlik, cehennemi hakedenler de cehennemlik bir anlarında imtihan dünyasına veda ediyorlar.

Ayrıca şu 2 günlük dünyada yapılanlar da, sağlamlaştırılmaya veya kalplerin mühürlenmesine vesile oluyor. Ama asıl neden, sonsuza dek imtihan dünyasında yaşasaydı, sonsuz şıklarda denenseydi yapacaklarıdır...

***
Ayrıca bu ayetler de insanların bu dünyada kendileriyle yüzleştirilip, ahirette hak ettiklerine kavuşmalarının sağlandığını çok güzel anlatıyor:

HAC

53 Bu, Allah'ın; şeytanın attığını, kalplerinde hastalık olanlara, gönülleri katılaşanlara bir fitne yapması içindir. Zalimler, geri dönülmez bir ayrılık ve kopuş içindedirler.

54 Kendilerine ilim verilenler onun, senin Rabbinden bir hak olduğunu bilsinler, ona inansınlar da kalpleri ona saygı duysun diye böyle yapılmıştır. Şu bir gerçek ki Allah Hâdî'dir, iman edenleri dosdoğru yola mutlaka ulaştıracaktır.

55 İnkâr edenler ise kıyamet ansızın başlarına patlayıncaya kadar, yahut kısır bir günün azabı kendilerine gelip çatıncaya kadar, o Kur'an'dan yana kuşku içinde olmaya devam edecekler.

------------------------------------------------------------ --------------------

Rabbimiz zaten kimin hangi şık karşısında ne yapacağını biliyor ve bu doğrultuda hakettiklerine kavuşmalarını sağlayacak imtihan ortamını, seçenekleri karşılarına çıkartıyor.

***

Kader ve özgür irade konusunda bir başka sağlama da Kuran`ın indiriliş biçimiyle yapılabilir. Bilindiği üzere Kuran ayetleri kısım kısım indi. Hatta bazen gelişen olaylara ve insanların sordukları sorulara ayetlerden cevaplar, açıklamalar geldi.

Maide Suresi

101. Ey iman sahipleri! Size açıklandığında canınızı sıkacak şeylerle ilgili soru sormayın. Kur`an indirilmekte iken onları sorarsanız size açıklanır. Allah onlardan vazgeçmiştir. Allah Gafûr`dur, Halîm`dir.

102. Sizden önceki bir toplum da onları sormuştu; sonra tutup hepsini inkâr ettiler.

Bakara Suresi 215 Sana, neyi infak edip vereceklerini soruyorlar. De ki: "İnfak ettiğiniz mal ve nimet; ana-baba, yakınlar, yetimler, yoksul ve çaresizlerle yolda kalan için olmalıdır. Hayır olarak yaptığınızı Allah en iyi biçimde bilmektedir. "

Ahzab Suresi 63 İnsanlar sana kıyametin saatinden soruyorlar. De ki: "Ona ilişkin bilgi Allah katındadır. " Ne bilirsin, belki de o saat yakındır!


Ve işte zamansız-mekansız olan Allah`ın gözünde zaten Kuran bu gelişen olaylara ve insanların sorularına cevap oluşturacak bir şekilde hazırdı. Yani Rabbimiz insanların özgür iradeleri ile ne yapacağını, neler soracağını, neler olacağını zaten bildiğinden, Kuran böyle kısım kısım ve cevaplar da vererek inmesine rağmen matematiksel ve diğer mucizelerini eksiksiz bir şekilde gerçekleştirmektedir. Çünkü Allah zamanda veya mekanda yolculuk yapmaz ve Kuran zaten bütün olarak O`nun nezdinde hazırdı. Başka bir deyişle tamamlanmış halinin nasıl olacağını biliyordu.

Bilindiği üzere zamansız olan Allah için "ileri, geçmiş, şimdiki zaman" gibi zaman halleri içinde olmak söz konusu değildir. Bizler ise zamanda yolculuk yapıyoruz ileriye doğru.

Yaratıcımız, kimin hangi şık karşısında nasıl tepki vereceğini bildiğinden, hatta sonsuza dek sonsuz şıklarda imtihan edilseydiler ne yapacaklarını bildiğinden, bu doğrultuda o kişilere 2 günlük bir kendileriyle yüzleşme, bir imtihan hayatı örneği yaşatıyor. Kuran`ın gönderilişi, peygamberlerin gelmesi de bu yüzleştirmenin yani imtihanın parçası. Bu sayede insanlar kendi içlerindeki iyiliği veya kötülüğü görmüş oluyor ve ahirette itiraz hakları kalmıyor:

Maide Suresi 19 Ey Ehlikitap! Resullerin arası kesildiği bir sırada resulümüz size geldi; ayan-beyan açıklamalarda bulunuyor. "Bize ne müjdeci geldi ne uyarıcı" demeyesiniz. İşte müjdeci de geldi size, uyarıcı da. Allah her şeye kadirdir.

Bakara Suresi 26 Şu bir gerçek ki Allah, bir sivrisineği hatta onun da üstündeki bir varlığı örnek göstermekten sıkılmaz. Böyle bir durumda, inananlar bilirler ki o, Rablerinden bir gerçektir. Küfre sapmışlar ise şöyle derler: "Allah bunu örnek vermekle ne demek istedi?" Allah onunla bir çoğunu saptırır, bir- çoğunu da onunla doğruya ve güzele kılavuzlar. Allah onunla fasıklardan başkasını saptırmaz.

Müddesir Suresi 31 Biz, cehennem yârânını hep melekler yaptık. Ve biz, onların sayılarını da küfre sapanlar için bir imtihandan başka şey yapmadık. Ta ki, kendilerine kitap verilenler iyice ve apaçık bilsinler. İman etmiş olanların imanı artsın. Kendilerine kitap verilmiş olanlarla iman sahipleri kuşkuya düşmesin. Kalplerinde hastalık olanlarla küfre sapmış bulunanlar da; "Allah bununla neyi örneklendirmek istiyor?" desinler. İşte böyle. Allah, dilediğini/dileyeni saptırır, dilediğini/dileyeni de doğruya ve güzele kılavuzlar. Rabbinin ordularını ancak O bilir. Bu, insan için bir öğüt verici ve düşündürücüden başka şey değildir.

Bu 2 günlük kendi içindekilerle yüzleşme(imtihan) hayatı, kulların ahiretteki itiraz hakkını ortadan kaldırıyor demiştik. İlgili ayetlerden örnekler vermeye devam edelim:

Nisa

165 Müjdeleyici ve uyarıcı resuller gönderdik ki, elçiler geldikten sonra insanların Allah'a karşı kanıtı olmasın. Allah Azîz'dir, Hakîm'dir.

7:172 Rabbin, Adem oğullarının bellerinden soylarını çıkarırken onları kendi kendilerine tanık tutar: "Ben, Rabbiniz değil miyim?" "Evet, tanıklık ediyoruz," derler. Böylece diriliş günü, "Biz bundan habersizdik," diyemezsiniz.

7:173 Yahut, "Atalarımız önceden ortak koştu ve biz de onlardan sonra gelen soylarıyız, bizi bidat ve hurafelere dalanlardan dolayı mı yok edeceksin," diyemezsiniz.

İnkar, ortak koşma veya uydurma atalar öğretilerini izleme gibi sapmalarına karşı insanoğlunun hiçbir mazareti  yoktur ahirette. Gerek doğum sırasında verilen, gerekse de sonradan tanıştığımız vahiyler, deliller bu durumu sağlamaktadır.

Sonsuza dek sonsuz şıklarda denenseydik özgür irademizle ne yapacağımız biliniyor  ve bu doğrultuda 2 günlük bir kendimizle yüzleşme(imtihan) örneği yaşattırılıyoruz. Böylelikle lehimizde veya aleyhimizde hakettiğimiz delil örnekleri toplanmış oluyor.

En'am Suresi     123     Biz bu şekilde her kentte/her medeniyette kodamanları, o kent ve medeniyetin suçluları yaptık ki, orada oyunlar tezgâhlayıp tuzaklar kursunlar. Aslında onlar öz benliklerinden başkasına oyun oynamıyorlar ama farkında değillir.

   

Enfal Suresi     30     Küfre sapanlar, seni tutup bağlamaları yahut öldürmeleri ya da yurdundan çıkarmaları için sana tuzak kuruyorlardı. Onlar tuzak kurarlar, Allah da tuzak kurar. Ama Allah, tuzak kuranların en hayırlısıdır.

Tur Suresi     42     Yoksa bir tuzak mı kurmak istiyorlar? Doğrusu şu ki, o inkâr edenlerin kendileri tuzağa yakalanmışlardır.


***

Yine şu ayetlere de dikkat:

İSRA

4. Kitapta İsrail oğullarına şu hükmü verdik: "Siz o ülkede iki kez bozgunculuk yapacaksınız ve çok böbürleneceksiniz (zorbalık edeceksiniz)!

5. Birincisinin zamanı gelince üzerinize çok güçlü kullarımızı gönderdik, evlerin aralarına girip (sizi) araştırdılar. Bu, yapılması gereken bir va'd idi.

6. Sonra tekrar size, onları yenme imkanı verdik ve sizi mallarla, oğullarla destekledik ve savaşçılarınızı çoğalttık.

7. İyilik ederseniz, kendinize iyilik etmiş olursunuz. Kötülük ederseniz, o da kendi aleyhinizedir. Son taşkınlığınızın zamanı gelince (yine öyle kullar göndeririz) ki, yüzlerinizi kötü duruma soksunlar (üzüntüden suratlarınızın asılmasına sebeb olsunlar) ve ilk kez girdikleri gibi yine Mescid'e (Kudüs'e) girsinler ve ele geçirdiklerini mahvetsinler.

Yine Rabbimiz kimin ne yapacağını ve ahirette nereyi hakettiğini bildiğini bildirmekte.

Hud

34. "Eğer Allah sizi azdırmak istiyorsa, ben size öğüt vermeyi gaye edinsem de öğüdüm size hiçbir yarar sağlamaz. O'dur sizin Rabbiniz ve O'na döndürüleceksiniz."

Rabbimiz kimin hangi olay karşısında özgür iradesi ile nasıl tepki vereceğini biliyor:

FETİH

11 Bedevilerden, geri bırakılmış olanlar sana şöyle diyecekler: "Bizleri, mallarımız ve ailelerimiz oyaladı. O halde bizim için Allah'tan af dile." Onlar, kalplerinde olmayan şeyi dilleriyle söylüyorlar. De ki: "Allah size bir zarar dilerse, yahut bir yarar murat ederse, O'nun sizin için dilediğine kim engel olabilir?" Doğrusu şu ki, Allah, sizin yaptıklarınızdan haberdardır.

15 Geri bırakılanlar, ganimetleri almak üzere gittiğiniz zaman şöyle diyecekler: "İzin verin, biz de size uyalım!" Onlar Allah'ın kelamını değiştirmek istiyorlar. De ki: "Bize asla uyamazsınız! Allah önceden de böyle buyurmuştu." Bu kez şöyle diyecekler: "Hayır, siz bizi kıskanıyorsunuz." İşin doğrusu şu ki, onlar çok az anlıyorlar/onlar, az bir kısmı hariç, anlamıyorlar.

Bu arada Allah'ın daha yaratmadan kimin cennete veya cehenneme gideceğini bilmesi ve cennetlikleri cennet için, cehennemlikleri de cehennem için yaratması bazı insanlarda felsefi bocalamaya neden oluyor nedense.

Yani "madem belli kimin ahirette nereye gideceği, neden çabalıyoruz" gibi garip itirazlarda bulunanlar çıkıyor.

Bizim açımıdan belli olan birşey yok. Her ne yapacaksak kendi özgür irademizle yapacağız ve biz sonra öğreneceğiz kimin nereye gittiğini.

Ve şu 2 günlük temsili imtihan da, sonsuza dek imtihan edilseydik yapacaklarımızla parelel gerçekleşecek. Yani kimse kazayla cennete ceye cehenneme gitmiyor. Tam tersine, sonsuza dek yaşasaydın ne olacağın belli olduğundan, gerçekten tam hak ettiğin sonsuz diyara gideceksin.

Yoksa Allah bilmeseydi kimin sonsuza dek yaşasaydı ne yapacağını, o zaman herkes tesadüfü bir şekilde cennete ve cehenneme gidiyor olurdu. Tombaladan ne çıkarsa, kimi 2 günlük dünyada nasıl denk gelir, nasıl veda ederse o şekilde kazayla cennete veye cehenneme düşerdi.

Ama hayır, herkes tam hak ettiği şeye kusursuz bir şekilde kavuşturuluyor yüce Rabbimiz tarafından.

 Bir yaralı insan düşünün. Yolda görmüşsünüz acil yardıma ihtiyacı var. Şimdi Allah bu kişinin yaşayıp yaşamayacağını biliyor. Ama sen bilmiyorsun. Bu yüzden hemen o kişinin yardımına koşar, canla başla çalışırsın kurtarmak için o kişiyi.

İşte imtihan mantığı ve gerçeği de aynen böyle. Biz bilmiyoruz kendimizin cennetlik mi yoksa cehennemlik mi olduğumuzu(ve de başkalarının). Bu yüzden hem kendimizin hem de tüm insanların yardımlarına koşmalıyız. Hem dünyevi haz adına, hem de sonsuz mutluluk adına....

Sürekli insanların mutlu olacağı güzel davranışlar üretmeliyiz.



Selam ve sevgiler.

__________________
Bloğum:

http://emre1974tr.blogspot.com/

e-kitabım:

http://www.scribd.com/doc/99945687/f2dgkz4q-Book

Twitter adresim:

https://twitter.com/emre_1974tr
Yukarı dön Göster Emre_1974tr's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Emre_1974tr Ziyaret Emre_1974tr's Ana Sayfa
 
mert8
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 23 nisan 2006
Yer: Saudi Arabia
Gönderilenler: 111
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı mert8

ya Allah

Allah ın izni ile

Allah rızası için

yanılmayan bir Allah

Kehf Suresindeki -Hz.Musa ve adam- mevzuu bence yanlıştır, Allah burada, kendisininde yapamayacağı şeyi yani -direkt maddi etki-yi bir başkasına, bir insanoğluna  veriyor, devrediyor. burada Allah a şirk koşulmaktadır ve büyük yanlıştır. . .

etrafımda, bazen öyle dehşet şeyler görüp buna sebep olan insanların ahirette, cehennemde en altta, 7. katta şeytanın komşusu olmalarını dilerim. eğer orada olmazlar ise Allah a isyan edip itiraz edeceğimi düşünürüm (tövbe, tövbe). gerçekten, o zaman bize bir yorum veya itiraz hakkı verilecek mi bilmiyorum ama, bana verilmiş olan akıl ile böyle düşünüyorum.

-kader ve özgür irade-de, arkadaş diyor ki, //-bize nefis ve genetik özelliklerimizi vermiş olan Allah, bize vermiş olduğu bu özelliklerimizden dolayı bizim bu fani dünyada, ne yapacağımızı en ince ayrıntısına kadar bilerek 2 günlük bir ömür ile bizi yaşatıyor. bizi yaşatıyor ki ahirette, kendisinin verdiği bu özellikler ile yaşadığımız hayatta yaptığımız olumsuz işler için itiraz etmeyelim, kendimiz ile yüzleşelim. sonra bize rahatlık ile sorabilsin, -niye böyle yaptın, ettin- sonra da bizi cezalandırabilsin.-// diye ben anlıyorum.

-//-- Bu arada Allah'ın daha yaratmadan kimin cennete veya cehenneme gideceğini bilmesi ve cennetlikleri cennet için, cehennemlikleri de cehennem için yaratması bazı insanlarda felsefi bocalamaya neden oluyor nedense.
Yani "madem belli kimin ahirette nereye gideceği, neden çabalıyoruz" gibi garip itirazlarda bulunanlar çıkıyor.
--//- demiş arkadaş. benim sorunum --ben niye boş yere uğraşıyorum-- değil. benim sorum Allah a . . .

eğer durum, yani -kader ve özgür irade- böyle bir şey ise ahirette Allah a itiraz edesim (tövbe) geliyor. //-Allah ım affet beni. . . itirazım var, Sen beni yarattın, bütün özelliklerimi Sen verdin ve bunlara göre benim ne nane yiyeceğimi en başından beri çok iyi biliyordun da beni bu fani dünyada 2 gün niye yaşattın ki, nasıl olsa ne yapacağımı biliyordun, beni direk cehenneme atsaydın. yoksa ben sana burada inanmayacakmıyım, Sana yalancı mı (haşa) diyeceğim. Sen Yaratıcım sın, Sen yarattın, Sen özelliklerimi verdin ve yine Sen bu özeliklere göre ne yapacağımı biliyordun. beni dünyada yaşatıpta, sonra burada yargılayarak cezalandırmak. . .  bunlar boş işler Allahım, boş. .(tövbe, tövbe) . . -// demezmiyim Allah a. . .  

şimdi gelelim benim -kader ve özgür irade- fikirlerime, daha öncede asmıştım bir daha asıyorum, belki yine asacağım. belki biraz uzun ama hepsi sadece 2 sahife ve 3 konu başlığı var. ---yok asmıyorum, gerçekten uzun. sadece adresi veriyorum. dilerseniz. . .--- eğer boş bir vaktinizde sindirerek okursanız, sonuçta çoğu insanın, hatta ateistlerin bile bir çok sorusuna mantıklı cevaplar bulacaksınız. tavsiye ediyorum, adres ve konu başlıkları aşağıda. . .

 

http://www.hanifdostlar.net/forum_posts.asp?TID=5280&PN= 1

1- ezel den ahiret e     

2- ara cezalandırma

3- davet 3

 

Allah a emanet olun

 

mehmet rende

. . .

Yukarı dön Göster mert8's Profil Diğer Mesajlarını Ara: mert8
 
Emre_1974tr
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 05 agustos 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 494
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Emre_1974tr

Emre_1974tr Yazdı:

Kader ve özgür irade(çalışmamı toplu bir şekilde tekrardan sunuyorum)


Bu dünya "Allah açısından" bir imtihan dünyası değil. Çünkü zaten yapacaklarımızı biliyor. Bu dünya "eğer sonsuza dek yaşasaydık yapacaklarımızı sembolize eden" bir minyatür -örnek hayat. Ve biz olacakları bilmediğimizden, bizim açımızdan bir imtihan dünyası.

Bu yüzden kimi insanların imtihanı "tam da inkârcı anında " sonlandırılıyor Allah tarafından. Ama o adam 2 yıl daha yaşasaydı belki de imanlı olarak ölecekti.

Aynı şekilde bir başkası da "tam da cennetlik-imanlı anında" vefat ettiriliyor Allah tarafından. Ama belki 2 yıl daha yaşayıp ölseydi inkârcılardan biri olarak ölecekti.

"Sonsuz olarak iyiysek veya kötüysek" ona göre temsili kısa bir ömür yaşattırılıyoruz. Ve bu 2 günlük ömrümüz, eğer bu dünyada sonsuza dek yaşasaydık yapacaklarımızı özetleyen bir kâğıt örneği oluyor.

� Yine yola koyuldular. Bir süre sonra bir oğlana rast geldiler; tuttu onu öldürdü. Mûsa dedi: "Tertemiz bir insanı, bir cana karşılık olmaksızın öldürdün ha!? Vallahi çok kötü bir iş yaptın!" (kehf suresi 74. ayet)

"Oğlan çocuğa gelince: Onun anası-babası inanmış kişilerdi. Çocuğun onları azgınlık ve inkâra sürüklemesinden korktuk. " (80. ayet)


"Diledik ki, Rableri onlara o çocuktan temizlikçe daha üstün, merhametçe daha gelişmişini versin. " (81. ayet)

İşte burada çocuk daha büyüyüp günahlarını işlemeden imtihanı sonlandırılıyor. Yani bir kişinin neyi hak edip etmediği en başından belli gibi� Ayrıca çocuk yaşasaydı anne ve babasını saptırabilecekmiş. Ama sapmayı hak etmedikleri için onlar kurtarılıyorlar.

Yine bazı ayetlerde cehennemdeki inkarcıların dünyaya geri dönmeyi talep edecekleri ama onlara, eğer tekrar tekrar imtihana gönderilmiş olsalar bile yine imtihanı kaybedenlerden olacakları söyleniyor. Yani sonsuz imtihanlarda bile neyi yapıp neyi yapmayacağımız zaten biliniyor..

Yine aynı şekilde bir ayet, bazı insanların cehennem ehli olarak yaratıldığını söyler. Yani onlar kalben kötü olanlar ve gidecekleri yer en başından belli. Yine bu kısa özet imtihan hayatı yaşattırılıyor o kötülere ki, ahirette kalplerindeki pislikleri görebilsinler, itiraz hakları olmasın. Yanlış anlaşılmasın, o kişiler özgür iradeleriyle kötülüğü seçecekleri için ve Allah da bunu bildiğinden dolayı, onları cehennem için yaratmış oluyor. Yoksa cehenneme gidecek olanları hiç yaratmazdı ve yalnızca cennetlikler var olurdu. Ama onların da, yani kötülerin de vücuda gelmesine izin veriyor.

Uzun lafın kısası, hak ettiğine kavuşturuluyorsun. Bu dünya hayatı da kalbindeki erdemi veya hıyaneti temsil eden-özetleyen bir örnekten başka bir şey değil. İyiler mutlaka bir vesileyle cennetin yoluna koyuluyorlar, kötüler ise mutlaka bir vesileyle sapıyorlar ve de tam da cehennemlik anlarında imtihanları sonlandırılıyor. Bir insan ömrü boyunca iman ederken son günlerinde inkârcı olup kaybedebiliyor, buna karşılık diğer bir insan da ömrü boyunca inkâr ederken ömrünün son günlerinde iman ve tövbe edip cenneti boylayabiliyor. Başka bir deyişle "iyiler mutlaka kazandırılıyor", "kötüler ise mutlaka kaybettiriliyor".

Yüce Allah karşımıza A ve B seçeneklerini çıkartırsa, hangisini seçeceğimizi bildiğinden, böylelikle yine tamamıyla özgür irademizi kullanarak hak ettiğimiz sonucu almamızı sağlıyor. Yani bu 2 günlük imtihan örneğinde de bir robot değiliz ve hakikaten seçimler bize ait. Ama dediğim gibi, karşımıza hangi şıklar çıkarsa ne yapacağımız bilindiğinden, karşımıza hak ettiğimize kavuşmamızı sağlayacak şıklar(senaryo) çıkartılıyor ki kalbimizdeki iyilikle veya kötülükle yüzleşebilelim.

Bir de bu dünyanın bir işlevi daha var. O da bazı küçük sıkıntı ve mükâfatları tattırmaktır. Yine kısacası, bu dünyanın ilk işlevi iyi ve kötüleri ayırmak ise, ikinci işlevi de küçük ceza ve mükâfatların da daha bu dünyada verilmeye başlanmasıdır.

***

Bu konuda kafasında kuşku olanlar için birkaç örnek daha verelim:

Kasas Suresi 50 Bunun üzerine sana cevap veremezlerse bil ki, onlar sadece iğreti arzularına uyuyorlar. Allah'tan bir kılavuzluk olmaksızın, kendi arzularına uyandan daha sapık kim vardır! Allah, zalimler topluluğunu hidayete erdirmez.

Tevbe Suresi 85 Malları da evlatları da seni imrendirmesin. Allah bunlarla, Dünyada onlara azap etmek istiyor. Kâfir olarak çıkaracaktır canları.


Yunus Suresi 70 Dünyada biraz nimetlenme, ardından dönüşleri bize! Sonra biz, inkâr ettikerinden ötürü şiddetli azabı onlara tattıracağız.

9:55 Onların paraları ve çocukları seni etkilemesin. ALLAH bunlarla, onları dünya hayatında cezalandırmayı ve canlarının inkarcı olarak çıkmasını istiyor.

A'raf Suresi 179 Yemin olsun ki biz, insanlardan ve cinlerden birçoğunu cehennem için yarattık. Kalpleri var bunların, onlarla anlamazlar; gözleri var bunların, onlarla görmezler; kulakları var bunların, onlarla işitmezler. Davarlar gibidir bunlar. Belki daha da şaşkın. Gafillerin ta kendileridir bunlar.

Kısacası Allah yaratmadan evvel o kişinin iyiliği mi yoksa kötülüğü mü seçeceğini bildiğinden, kötülüğü seçeceğini bildiği kişiyi cehenneme gideceğini bile bile yaratıyor. Ve o kötüye de bu 2 günlük özet örneği sunuyor. Ama yine tamamiyle özgür iradeler kullanılıyor.

27. Ah bir görsen, ateşin başında durdurulup da şöyle dediklerini: "Ne olurdu, geri gönderilsek, Rabbimizin ayetlerini yalanlamasak ve müminlerden oluversek."

28. İşin doğrusu şu: Önceden gizlemekte oldukları karşılarına dikildi. geri gönderilselerdi yasaklandıkları şeyi mutlaka yineleyeceklerdi. Doğrusu, onlar, tam yalancıdırlar.(Enam)

Yani zalimler, milyonlarca kez imtihan da edilseler yine imtihanı kaybedeceklermiş. Zaten şu 2 günlük senaryo da kalbimizdeki iyilik veya hainlikle-kötülükle yüzleşmemizi sağlıyor. Yoksa Allah zaten biliyor hakettiğimiz şeyi.

Ve bu temsili imtihanda , karşımıza hangi şıklar çıkarılırsa neyi seçeceğimiz bilindiğinden, tam da kalbimizdekilerle yüzleşeceğimiz şıklar yani senaryo karşımıza çıkartılıyor. Sonra imtihanımızın sonlanma anı da, yine iyilerden isek cennetlik, kötülerden ise cehennemlik bir anda gerçekleşiyor.

Yoksa bir insanın düşünceleri sürekli değişebilir, bir insan ömrü boyunca bazen imanlı , bazen imansız olduğu dönemler yaşayabilir. İşte burada o insanın vefat anının imanlı mı yoksa imansız anına mı denk geleceği bir şans-tesadüf işi değildir. Cenneti hakedenin imanlı, haketmeyenin imtihanı ise imansız bir anında noktalanıyor Yaratan tarafından.


***

Bütün karşımıza çıkarılan şıklar(senaryo), kalbimizdeki iyilikle veya kötülükle yüzleşmemizi ve ayrıca hakettiğimize kavuşmamızı sağlıyor.


Ali İmran Suresi:


154-Sonra o kederin arkasından size içinizden bir zümreyi saran bir güven, bir uyku indirdi; diğer bir zümre ise kendi dertlerine düşmüş, Allah'a karşı cahiliyye kanaatine benzeyen gerçek dışı bir kanaat besliyorlar: "Bizim yapacağımız bir şey var mı?" diyorlardı. De ki: "Şüphesiz, bütün iş Allah'ındır." Onlar, içlerinde sana açıklamadıkları bir şey gizliyorlar, "Bizim bu işte görüşümüz alınsaydı burada öldürülüp gitmezdik" diyorlar. De ki: "Evinizde bile olsaydınız öldürülmesi takdir edilmiş bulunanlar çaresiz yine çıkıp ölecekleri yerleri boylayacaklardı. Allah içinizdekileri yoklamak ve yüreklerinizdekini meydana çıkarmak için bunu başınıza getirdi. Allah sinlerin özünü bilir.


165-Düşmanlarınızın başına iki mislini getirdiğiniz bir bela kendi başınıza gelince mi: "Bu nereden?" dediniz? De ki: "O, kendi tarafınızdandır." Çünkü Allah, her şeye gücü yetendir.

166-O iki ordu çarpıştığı gün başınıza gelen de yine Allah'ın izniyledir. Hem müminleri belli edeceği

167-hem de münafıkları belli edeceği için ki, bunlara "Gelin, Allah yolunda savaşın veya savunma yapın!" denilmişti. Onlar: "Savaşmayı bilsek arkanızdan gelirdik" dediler. Onlar, o gün imandan çok küfre yakındılar, ağızlarıyla kalplerinde olmayanı söylüyorlardı, Allah onların kalplerinde ne sakladıklarını en iyi bilendir.

178-Bir de inkar edenler, kendilerini bırakışımızın, sakın onlar için hayırlı olduğunu sanmasınlar. Biz onları sadece günahlarını artırsınlar diye bırakıyoruz.Onlara alçaltıcı bir azap vardır.

Muhammed

29. Yoksa o kalplerinde maraz olanlar, Allah kendilerinin şiddetli kinlerini hiçbir zaman ortaya çıkarmayacak mı sandılar?

30. Dileseydik onları sana mutlaka gösterirdik de sen onları yüzlerinden kesinlikle tanırdın. Zaten sen onları, sözlerinin tarzından da tanırsın. Allah tüm yaptıklarınızı biliyor.

Tevbe Suresi 64 İkiyüzlüler, kalplerinde olanı kendilerine haber verecek bir surenin tepelerine inmesinden çekinir dururlar. De ki: "Siz alay edin. Allah, o çekinip durduklarınızı ortaya çıkaracaktır."

***

Bir de olayın melekleri-cinleri kapsayan tarafı var.

Onlar da kalplerindekilerle yüzleştiriliyorlar.

İblis'in Adem'e secde olayında kalbindeki hainlikle yüzleşmesi, onun aslında üst kademe bir melek olamayacağı gerçeğini kendisine gösterdi.

Çünkü İblis özgür iradesiyle kötülüğü seçen zalimlerden idi. Sadece bunun bir vesileyle açığa çıkması gerekiyordu:

ARAF


11. Sizi yarattık, sonra size biçim verdik, sonra da meleklere: "Adem'e secde edin!" dedik; hepsi secde ettiler, yalnız İblis etmedi, o secde edenlerden olmadı.

12. (Allah) buyurdu: "Sana emrettiğim zaman seni secde etmekten alıkoyan nedir?" (İblis): "Ben, dedi, ondan hayırlıyım. Beni ateşten yarattın, onu çamurdan yarattın."

13. (Allah) buyurdu: "Öyle ise oradan in, orada büyüklük taslamak senin haddin değildir. Çık, çünkü sen aşağılıklardansın!"

14. (İblis) dedi: "(Bari) bana (insanların) tekrar dirilecekleri güne kadar süre ver."

15. (Allah) buyurdu: "Haydi sen süre verilmişlerdensin."

16. Öyle ise, dedi, beni azdırmana karşılık, and içerim ki, ben de onlar(ı saptırmak) için senin doğru yolunun üstüne oturacağım.


Dikkat edin, İblis, Allah'ın bu olayla onun kalbindeki kötülüğünü ortaya çıkardığını anlıyor. Yani Allah'ın kendini saptırdığını-azdırdığını fark ediyor. Tabii burada bütün suçun kendisinde olduğunu biliyor İblis, çünkü özgür iradesiyle kalbindekileri ortaya döktü. Gerçekle yüzleşti.

Bu yüzden öfkeyle isteğinde de bulundu:

HİCR

39. (İblis): "Rabbim, dedi, beni azdırmandan ötürü andolsun ki, ben de yer yüzünde onlara (günahları) süsleyeceğim ve onların hepsini azdıracağım.

40. Ancak içlerinden kendilerine ihlas verilen kulların hariç. (Benim azdırmam, onları etkilemez.)

İblis gerçek kimliği ortaya çıkarılınca, maskesi düşürülünce çok sinirlenip, kendisi de insanları saptırmak istiyor.

Ama biliyor ki İblis, kendisinin insanları saptırması da, aslında bazı kötü insanların kalbindeki hainlikle yüzleşmesini sağlamaktan öteye gidemeyecek. Bu yüzden "ihlas verilen kulların hariç" diye çaresizliğini de dile getiriyor.

Kısacası bir taşla en az 2 kuş vurulmuş olunuyor. Hem İblis'in gerçek yüzü ortaya çıkarıldı, hem de aynı şekilde kötü insanların maskelerinin düşürülmesine de kendisi kıyamete kadar vesile olacak duracak.

Zühruf Suresi 36 Kim Rahman'ın Zikri'ni görmezlikten gelip ondan uzaklaşırsa biz ona bir şeytanı musallat ederiz de o ona can yoldaşı olur.

Meryem Suresi 83 Görmedin mi biz, şeytanları inkârcıların üzerine salmışız da onları oynatıp kıvırttırıyorlar.

Kısacası bu dünya-evren hayatında kullar, hakettiklerine özgür iradeleri aracıyla kavuşuyorlar, kalplerindeki iyilik veya kötülüğü görüp deneyimliyorlar.

***

Evvelden dediğimiz gibi, Allah hem özgür iradelerinden faydalanarak herkesi kalbindekilerle yüzleştiriyor, hem de hakettiklerine kavuşmalarını sağlıyor bu 2 günlük imtihan örneğinde:

ENFAL

8:5 Nitekim Rabbin seni belli bir planın gerçekleşmesi için evinden çıkarmıştı. İnananlardan bir grup bundan hoşlanmamıştı.

8:6 Gerçek ortaya çıkmasına rağmen, göz göre göre ölüme sürükleniyorlarmış gibi seninle onu tartışıyorlardı.

8:7 ALLAH iki gruptan birisini (yenmeyi) size söz vermişti; siz ise, güçsüz olanıyla karşılaşmayı istiyordunuz. Oysa ALLAH kelimeleriyle gerçeği gerçekleştirmek ve kafirlerin ardını kesmek diliyor.

8:8 Ki suçlular hoşlanmasa da hakkı gerçekleştirsin ve haksızlığı ortadan kaldırsın.

8:11 Kendisinden bir güvenlik olarak sizi bir uyuklama bürüyüp yatıştırıyordu. (Susuzluğun oluşturduğu bunalımdan) sizi temizlemek, şeytanın pisliğini (umutsuzluğu) sizden savmak, kalbinizi ikna etmek ve ayaklarınızı pekiştirmek için üzerinize gökten su indiriyordu.

8:17 Onları siz öldürmediniz, fakat ALLAH öldürdü. Attığın zaman da sen atmıyordun; ALLAH atıyordu. Fakat böylece inananları güzel bir sınavla sınadı. ALLAH İşitendir, Bilendir.

İyiler emredileni yapma, kötüler de peygamberle savaşıp kaybetmeyi hakettiklerinden, herkesin hakettiğine kavuşması için karşı karşıya gelmeleri sağlandı:

8:42 Hani siz vadinin beri yamacında, onlar da vadinin öte yamacında mevzilenmişti. Kervan da sizden daha aşağıda idi. Bu karşılaşmayı siz kararlaştırsaydınız karşılaşma konusunda anlaşmazlığa düşecektiniz. Oysa ALLAH, yapılması önceden planlanmış bir işi gerçekleştirmekte idi. Böylece, yok edilen, apaçık bir delille yok edilsin, yaşayan da apaçık bir delille yaşatılsın. ALLAH İşitendir, Bilendir.

8:43 ALLAH onları rüyanda sana az gösteriyordu. Onları sana çok gösterseydi, dağılacak ve o konuda çekişip duracaktınız. Fakat ALLAH (sizi) kurtardı. O, göğüslerin özünü bilendir.

8:44 Zamanı gelip kendileriyle karşılaştığınızda sizin gözlerinizde onları az gösteriyor, onların da gözlerinde sizi az gösteriyordu ki ALLAH önceden planlanmış işi gerçekleştirsin. İşler, sonunda ALLAH'a döner.

Ve tabii şeytan da, kötüleri peşinden sürükledikten sonra panik içinde olay mahilinden kaçıyor:

8:48 Şeytan, işlerini onlara süslemiş ve: "Bu gün halktan kimse sizi yenemez, ben sizin yanınızdayım," demişti. İki ordu yüz yüze gelince de, topukları üzerine geri dönüp, "Sizinle bir ilgim yok, sizin görmediğinizi görüyorum ve ALLAH'tan korkarım. ALLAH'ın cezası çetindir," demişti.

8:51 "Bu, ellerinizin yaptığına karşılıktır. ALLAH elbette kullara zalim değildir."



8:54 Örneğin, Firavun'un yandaşları ve onlardan öncekiler gibi. Rab'lerinin ayetlerini yalanladılar. Biz de günahlarından ötürü onları yıkıma uğrattık. Firavun'un yandaşlarını suda boğduk. Hepsi de zalim idiler.


İnsanları cehenneme yuvarlamak için çalışanlar, aslında sadece gerçekten kötü olanların kalbindekilerle yüzleşmelerine vesile oluyorlar. Yoksa iyi hiçbir insanı cehenneme yuvarlayamazlar.

Saffat

161. Siz ve kulluk ettiğiniz şeyler,

162. O'na karşı kimseyi fitneye düşüremezsiniz.

163. cehenneme salınacak olan müstesna.

***

Konuyla ilgili ayetlerden deliller vermeye devam edelim:

Ta-Ha


110. Hiç kimse O'nu bilgice kavrayamazken, O onların geçmişini de geleceğini de bilir.
(Allah zaten kimin gelecekte ne yapacağını biliyor)


133. "Bize hiç olmazsa bir ayet (mucize) getirmeliydi!," dediler. Daha önceki kitaplarda bulunan beyyine (delil) kendilerine gelmedi mi?


134. Onları, ondan önce bir ceza ile helak etseydik, "Rabbimiz, bize bir elçi gönderseydin de böyle alçak ve rezil olmadan önce senin ayetlerine uysaydık!," derlerdi.


(eğer başka bir şıkta denenseydiler, yine ne yapacaklarını biliyor)


Enam


109. Tüm yeminleriyle Allah'a yemin ettiler ki, eğer kendilerine bir mucize gelirse ona mutlaka inanacaklar. Söyle onlara: "Mucizeler ancak Allah'ın katındadır." Mucize geldiğinde de iman etmeyeceklerini anlamıyor musunuz?


(

110. Biz onların gönüllerini ve gözlerini ters çeviririz, ilk seferinde buna iman etmedikleri gibi bırakırız kendilerini de azgınlıkları içinde körü körüne bocalar dururlar.

111. Eğer biz onlara melekleri indirseydik, ölüler kendileriyle konuşsaydı ve herşeyi toplayıp karşılarına dikseydik, Allah'ın dilemesi dışında, yine de inanmazlardı. Ne var ki, çokları cehalet sergiliyorlar.
(karşılarına farklı şıklar çıkarılsa, yine ne yapacaklarını biliyor)








Rum


51. Yemin olsun, bir rüzgâr göndersek de o yeri sararmış görseler, arkasından hiç şaşmadan nankörlük etmeye başlarlar.

52. Artık sen ölülere işittiremezsin. Dönüp gittikleri takdirde sağırlara da çağrıyı duyuramazsın.

53. Ve sen körleri de sapıklıklarından aydınlığa çıkaramazsın. Sen ancak, ayetlerimize iman edenlere dinletirsin de onlar müslüman oluverirler.

KASAS


56. Sen sevdiğini doğruya iletemezsin. Dilediğini doğruya ileten sadece ALLAH'tır. Doğruya ulaşmayı hakedenleri en iyi bilen de O'dur.


Yüce Allah, insanlar sonsuza dek sonsuz varyasyonlarda imtihan edilseydiler hangilerinin iyilerden, hangilerinin kötülerden olacağını gayet iyi biliyor. Bu yüzden şu 2 günlük temsili-minyatür imtihanda herkesin imtihanını hak ettiği üzere sonlandırıyor. Ama yine özgür iradelere dokunmadan yapıyor bunu. Bu 2 günlük imtihanda da karşısına hangi şık çıkarsa neyi seçeceklerini kullarının bildiğinden, tam da kalbindekilerle yüzleşmelerini sağlayacak şıkları karşılarına çıkarıyor ve iyileri cennetlik, kötüleri ise cehennemlik bir anlarında dünyadan alıyor.



Örneğin İblis her denileni yapıyordu ama Allah onun kötülerden olduğunu biliyordu. Ve onun kalbindeki hainliği ortaya çıkarmak için de "Adem'e secde" şıkkını karşısına çıkardı. Bunu yapmayacağını biliyordu çünkü. Ve iblis de sonra tuzağa düştüğünü anlıyor ve "beni azdırmana karşılık" diyor.


***

Konuya devam edelim:

Rabbimiz daha yaratmadan o kişilerin neyi seçeceklerini biliyordu. Hakettiklerini kavuşmaları için de onları yarattı. İyiliği seçecek olanlar cennete, kötülüğü seçecek olanlar da cehenneme gitsin diye:



HUD

119 Rabbinin rahmet ettikleri müstesna. O, onları işte bunun için yaratmıştır. Rabbinin, "Yemin olsun ben cehennemi, tümden insanlar ve cinlerle dolduracağım!" sözü tamamlanacaktır.

Ayrıca kimlerin en güzel ahlakta olacağını ve peygamber seçilmeye layık olacağını da en başından biliyor tabii ki. Söylemeye gerek bile yok bunları.

Musa'nın öyküsünde de belirgince gözüküyor bu "2 günlük özet imtihan, kalpdekilerle yüzleştirme" olgusu:

28 - Kasas Suresi

Rahman ve Rahim Allah'ın adıyla...

1. Tâ, Sîn, Mîm.

2. İşte sana, açık-seçik beyanda bulunan Kitap'ın ayetleri.

3. İman edecek bir toplum için, Mûsa ve Firavun'un haberinden bir kısmını sana hak olarak okuyacağız.

4. Gerçek şu: Firavun o yerde egemenlik kurmuş ve ora halkını gruplara ayırmıştı. Onlardan bir topluluğu horlayıp eziyordu: Bu topluluğun erkek çocuklarını boğazlıyor, kadınlarına hayasızca davranıyor/kadınların rahimlerini yokluyor/kadınlarını hayata salıyordu. O gerçekten fesadı yayanlardandı.

5. Ve biz istiyoruz ki, yeryüzünde ezilip horlananlara bağışta bulunalım, onları önderler yapalım, onları mirasçılar haline getirelim.

6. Ve yeryüzünde onlara imkân ve kudret verelim. Firavun'a, Hâman'a ve onların ordularına da korkmakta oldukları şeyleri gösterelim.

(Allah kullarının hangi seçenek karşısında nasıl tepki vereceğini bildiğinden, bu özgür iradelerin hak ettiklerine kavuşturma planını uyguluyor)

7. Mûsa'nın annesine şunu vahyettik: emzir onu! Onun aleyhinde bir korku hissedince de nehire bırakıver onu. Korkma, üzülme! Kuşkun olmasın ki, biz onu sana geri döndüreceğiz ve onu resullerden biri yapacağız."

8. Nihayet, Firavun ailesi onu kayıp bir şey olarak bulup aldı. O, kendileri için bir düşman ve tasa olacaktı. Gerçek olan şu ki Firavun, Hâman ve bunların orduları yanlış yoldaydılar.

9. Firavun'un karısı şöyle dedi: "Benim için de senin için de bir göz aydınlığıdır bu. Öldürmeyin onu, bize yararı olabilir, yahut onu çocuk ediniriz." Onlar işin farkında olmuyorlardı.

10. Mûsa'nın annesinin kalbi ise bomboş bir halde sabahladı. Eğer inananlardan olması için kalbine bir bağ vermeseydik, onu açığa vuracak bir durumdaydı.

11. Annesi, Mûsa'nın kızkardeşine, "onu izle" dedi. O da onu kenardan gözledi. Onlarsa işin farkında olmuyorlardı.

12. Biz daha önce ona, süt emziren kadınları haram kılmıştık. Bu sırada kızkardeşi dedi ki: "Onun bakımını sizin için üstlenecek, onu eğitip öğretmeyi yüklenecek bir ev halkını size tanıtayım mı?"

13. Nihayet Mûsa'yı öz anasına geri çevirdik ki, o ananın göze aydın olsun, kederlenmesin ve Allah'ın vaadinin hak olduğunu bilsin. Fakat çokları bunu bilmezler.

14. Mûsa, yiğitlik çağına ulaşıp olgunlaşınca ona hikmet ve ilim verdik. Biz, güzel düşünüp güzel davrananları böyle ödüllendiririz.

************************

(Sonrasında da Firavun ve peşine takılanlar, kalplerindeki kötülükle yüzleşerek kapanan denizin ortasında imtihan diyarlarını terk ediyorlar)

41. Biz onları, ateşe çağıran önderler yapmıştık. Kıyamet günü yardım göremeyeceklerdir.

42. Bu dünya hayatında da arkalarına bir lanet taktık. Kıyamet günü onlar, çirkinleştirilenler arasında olacaklar.

***

Yusuf kıssasında da yine Rabbimizin geleceği bildiğini, şu 2 günlük temsili ve özet imtihanda, insanların özgür iradeleri ile hakettiklerine kavuşmalarını sağladığını görüyoruz:


YUSUF

4. Yusuf, bir zamanlar babasına: "Babacığım, on bir gezegeni, güneşi ve ay'ı gördüm, onların bana secde ettiklerini gördüm," dedi.


5. (Babası Yakup:) "Yavrum," dedi, "Rüyanı kardeşlerine anlatma, olur ki sana karşı bir plan kurarlar. Çünkü şeytan, insana apaçık bir düşmandır.


6. "Böylece Rabbin seni seçmekte, sana rüyaların yorumunu öğretmekte ve daha önceki ataların İbrahim ve İshak'a nimetini tamamladığı gibi sana ve Yakup ailesine de tamamlamaktadır. Rabbin Bilendir, Bilgedir."

Rabbimiz insanların karşısına hangi şık çıkartılırsa hangi tepkiyi vereceğini bildiğinden, yine Yusuf'a ve çevresindekilere de bu yolla kendileriyle yüzleşmelerini sağlayacak serüveni yaşatıyor.


21. Onu Mısır'da satın alan kişi, karısına, "Ona iyi bak, olur ki bize yararı dokunur, ya da onu evlat ediniriz," dedi. Böylece Yusuf'u yeryüzünde yerleştirip ona rüyaların yorumunu öğretiyorduk. ALLAH işini sonuçlandırandır; fakat halkın çoğu bunu bilmez.

22. Büyüyüp erginleşince ona bilgelik ve bilgi verdik. Güzel davrananları böyle ödüllendiririz.

Yine insanların özgür iradeleri ile kader ağlarını örüyor, olaylar birbirini izliyor Rabbimizin planı doğrultusunda.

Hatta Yusuf'a rüyalar aracılığı ile geleceğin gösterilmesi bile, başlı başına zaten olacakların belli olduğunu göstermektedir. Rabbimiz hangı seçenek karşısında kimin ne yapacağını biliyor, ve sonsuza dek yaşasaydı-imtihan edilseydi o insanın yapacaklarını temsilen, öyle seçenekler çıkartıyor ki şu 2 günlük dünyada karşısına, insanlar içindeki iyilik veya kötülükle yüzleşmiş oluyor seçtiği şıkla.



47. Dedi ki: "Yedi yıl boyunca ekip biçtiğinizi, yediğiniz az bir kısmının dışında, başaklarında bırakıp depolayın."

48. "Sonra, onun ardından yedi kurak (yıl) gelecek ve sizin depoladığınızın az bir bölümü hariç, o yıllar için önceden biriktirdiklerinizi yiyip bitirecektir

49. "Ondan sonra ise öyle bir yıl gelir ki onda halk ferahlanacak ve onda (meyve) sıkıp, (hayvan) sağacaklar."

54. Kral dedi ki: "Getirin onu, yanımda çalışması için onu atayayım" Kendisiyle konuşup görüşünce, "Sen artık bugün yanımızda önemli bir makamı olan güvenilir birisin," dedi.

55. Dedi ki: "Beni ülkenin maliye işlerinin başına getir. Kuşkusuz ben iyi korur, iyi bilirim," dedi

56. Böylece Yusuf'u o ülkede yerleştirdik. Dilediği gibi hareket edebiliyordu. Dilediğimiz kimseye rahmetimizi yağdırırız. Güzel davrananları ödülsüz bırakmayız.


Rabbimiz planını yine uygulamaya devam ediyor.

Yusuf ailesine de tekrar kavuştuktan sonra, babasına bahsettiği rüyanın da gerçekleştiğine tanık oluyor:

100. Ana ve babasını tahtın üzerine kaldırdı. Hepsi onun için secdeye kapandılar. Dedi ki: "Babacığım, bu, önceden görmüş bulunduğum rüyanın gerçekleşmesidir. Rabbim onu gerçekleştirdi. şeytan, benimle kardeşlerimin arasını açtıktan sonra O beni hapishaneden çıkararak ve sizi çölden getirerek bana iyilikte bulundu. Gerçekten Rabbim dilediğine karşı çok şefkatlidir. O, Bilendir, Bilgedir."

101. "Rabbim, sen bana hükümranlık verdin ve rüyaların yorumunu öğrettin. Yeri ve göğü ayırarak yaratansın. Dünya ve ahirette sensin benim Velim (sahibim). Canımı Müslüman olarak al ve beni iyilere kat."

***

Allah'ın, kullarını kendi içindekilerle yüzleştirmek ve onların neyi hakettiklerini göstermek için daha da hızlandırılmış imtihan örnekleri de mevcut.

Zaten şu 2 günlük özet imtihan hayatları, sonsuza dek imtihan edilseydik yapacaklarımıza denk gelecek şekilde hazırlanıyor ve de sonlandırılıyor.

Rabbimiz zalimleri içlerindeki kötülükle son bir kez daha yüzleştirmek için süregelen yasasının dışında isteklerle de deniyor bazen. Daha doğrusu ne yapacaklarını bildiğinden, onları da bu gerçekleriyle yüzleştiriyor.


DEVEYE DOKUNMA YASAĞI

ARAF

73. Semud'a da kardeşleri Salih'i gönderdik. Dedi ki: "Ey toplumum! Allah'a kulluk edin. Sizin O'ndan başka ilahınız yok. Size Rabbinizden bir beyyine/açık bir kanıt gelmiştir. İşte şu, Allah'ın devesi. Sizin için bir mucize. Rahat bırakın onu, Allah'ın toprağında otlasın. Kötü bir niyetle dokunmayın ona. Yoksa korkunç bir azap yakalar sizi."

77. Bu arada dişi deveyi boğazladılar. Ve Rablerinin emrinden dışarı çıkıp şöyle dediler: "Ey Salih! Eğer Allah tarafından gönderilenlerdensen, bizi tehdit ettiğin şeyi önümüze getiriver."

78. Bunun üzerine onları, o şiddetli sarsıntı/o korkunç titreşim yakaladı da öz yurtlarında yere çökmüş bir hale geldiler.

Burada Musa'nın kavminin denendiği inek kesme emrinin tam tersi, bu sefer bir hayvana dokunmama emri var. Ama zalimler deveyi kesince zalimlikleri bir kez daha açığa çıkmış oldu ve suçüstü sonlandırıldı imtihanları Yaratan tarafından.


CUMARTESİ ÇALIŞMA YASAĞI

Nahl Suresi 124 cumartesi tatili, sadece onda ihtilaf edenlere farz kılındı. Rabbin, tartışmakta oldukları şey hakkında, onlar arasında kıyamet günü hüküm verecektir.

A'raf Suresi
163 Sor onlara o deniz kıyısındaki kentin durumunu. cumartesi günü azıp sınır tanımazlık ediyorlardı. Sebt yaptıkları gün balıkları onlara akın akın gelirdi; sebt yapmadıklarında ise onlara gelmezdi. Yoldan sapmaları yüzünden onları böyle imtihan ediyorduk.
164. İçlerinden bir topluluk şöyle dedi: "Allah'ın helak edeceği yahut şiddetli bir azapla azaplandıracağı bir topluma ne diye öğüt verip duruyorsunuz? Dediler ki: "Rabbinize karşı bir mazeret olsun diye ve bir de korunup sakınırlar ümidiyle."

165. Kendilerine verilen öğüdü unuttuklarında, kötülükten alıkoyanları kurtarıp zulme sapanları, yoldan çıkmalarından ötürü, acı bir azapla yakalayıverdik.

166. Ne zaman ki, yasaklandıkları şeylerden ötürü öfkelenip başka aşırılıklar yapmaya başladılar, onlara şöyle dedik: "Aşağılık, maskara maymunlar olun!"
Bu sefer zalim bir topluluğa son bir kez kendileriyle yüzleşmeleri için Cumartesi çalışma yasağı getiriliyor. Ve onlar da bu yasağa uymayınce(içlerindeki iyiler kurtarıldıktan sonra) acı gerçekle yüzleşiyorlar.

Yine zalimleri böyle farklı imtihan etmeye örnek olarak, bir dönem bazı Yahudilere, normalde helal olan şeylerin haram kılınması da gösterilebilir:
Nisa Suresi 160 Yaptıkları zulümler ve birçok insanı Allah yolundan alıkoymaları yüzünden daha önce kendilerine helal kılınmış tertemiz şeyleri, Yahudilere haram kıldık.

En'am Suresi 146 Yahudilere tüm tırnaklı hayvanları haram kıldık. Onlara ayrıca sığır ve koyunun yağlarını da haram kıldık. Sığır ve koyunun sırtlarının ve bağırsaklarının taşıdığı yağlarla, kemiklerle karışan yağlar bunun dışındadır. Bunu onlara azgınlıkları yüzünden bir ceza olarak yaptık. Biz elbette sözünde duranlarız.

Bu arada Rabbimizin, eğer bir insan farklı bir şıkla denenseydi yine o kişinin ne yapacağını bilmesine örnek verelim:

İSRA

73 Az kalsın seni, sana vahyettiğimizden uzaklaştırarak ondan gayrısını uydurup bize isnat edesin diye fitneye düşüreceklerdi. İşte o takdirde seni dost edinirlerdi.
74 Eğer biz seni sağlamlaştırmamış olsaydık, yemin olsun, onlara birazcık meylediverecektin.

76 Az kalsın bu topraktan çıkarmak için seni sıkıştıracaklardı. Böyle bir durumda onlar orada senin arkandan çok az bir süre kalacaklardı.

Eğer peygamber orada desteklenmeden olayların gidişine bırakılsaymış, yanlış bir seçim yapacakmış. Ama peygamber orada bunu haketmediğinden kurtarılıyor o hatayı işlemekten.

Çünkü önemli olan o kişinin sonsuza dek imtihan edilseydi yapacaklardır. Bu 2 günlük örnek-minyatür imtihan hayatında da bu doğrultuda, yani hakettiği sonuç doğrultusunda bir yaşam yaşattırılıyor insanlara. Kimin hangi seçenek karşısında özgür iradesiyle ne yapacağı bilindiğinden, hakettiği deneyimi yaşamasını sağlayacak seçenekler karşısına çıkartılarak, kurtulması veya sapması sağlanıyor. Sonra da cenneti hakedenler cennetlik, cehennemi hakedenler de cehennemlik bir anlarında imtihan dünyasına veda ediyorlar.

Ayrıca şu 2 günlük dünyada yapılanlar da, sağlamlaştırılmaya veya kalplerin mühürlenmesine vesile oluyor. Ama asıl neden, sonsuza dek imtihan dünyasında yaşasaydı, sonsuz şıklarda denenseydi yapacaklarıdır...

***
Ayrıca bu ayetler de insanların bu dünyada kendileriyle yüzleştirilip, ahirette hak ettiklerine kavuşmalarının sağlandığını çok güzel anlatıyor:

HAC

53 Bu, Allah'ın; şeytanın attığını, kalplerinde hastalık olanlara, gönülleri katılaşanlara bir fitne yapması içindir. Zalimler, geri dönülmez bir ayrılık ve kopuş içindedirler.

54 Kendilerine ilim verilenler onun, senin Rabbinden bir hak olduğunu bilsinler, ona inansınlar da kalpleri ona saygı duysun diye böyle yapılmıştır. Şu bir gerçek ki Allah Hâdî'dir, iman edenleri dosdoğru yola mutlaka ulaştıracaktır.

55 İnkâr edenler ise kıyamet ansızın başlarına patlayıncaya kadar, yahut kısır bir günün azabı kendilerine gelip çatıncaya kadar, o Kur'an'dan yana kuşku içinde olmaya devam edecekler.

------------------------------------------------------------ --------------------

Rabbimiz zaten kimin hangi şık karşısında ne yapacağını biliyor ve bu doğrultuda hakettiklerine kavuşmalarını sağlayacak imtihan ortamını, seçenekleri karşılarına çıkartıyor.

***

Kader ve özgür irade konusunda bir başka sağlama da Kuran`ın indiriliş biçimiyle yapılabilir. Bilindiği üzere Kuran ayetleri kısım kısım indi. Hatta bazen gelişen olaylara ve insanların sordukları sorulara ayetlerden cevaplar, açıklamalar geldi.

Maide Suresi

101. Ey iman sahipleri! Size açıklandığında canınızı sıkacak şeylerle ilgili soru sormayın. Kur`an indirilmekte iken onları sorarsanız size açıklanır. Allah onlardan vazgeçmiştir. Allah Gafûr`dur, Halîm`dir.

102. Sizden önceki bir toplum da onları sormuştu; sonra tutup hepsini inkâr ettiler.

Bakara Suresi 215 Sana, neyi infak edip vereceklerini soruyorlar. De ki: "İnfak ettiğiniz mal ve nimet; ana-baba, yakınlar, yetimler, yoksul ve çaresizlerle yolda kalan için olmalıdır. Hayır olarak yaptığınızı Allah en iyi biçimde bilmektedir. "

Ahzab Suresi 63 İnsanlar sana kıyametin saatinden soruyorlar. De ki: "Ona ilişkin bilgi Allah katındadır. " Ne bilirsin, belki de o saat yakındır!


Ve işte zamansız-mekansız olan Allah`ın gözünde zaten Kuran bu gelişen olaylara ve insanların sorularına cevap oluşturacak bir şekilde hazırdı. Yani Rabbimiz insanların özgür iradeleri ile ne yapacağını, neler soracağını, neler olacağını zaten bildiğinden, Kuran böyle kısım kısım ve cevaplar da vererek inmesine rağmen matematiksel ve diğer mucizelerini eksiksiz bir şekilde gerçekleştirmektedir. Çünkü Allah zamanda veya mekanda yolculuk yapmaz ve Kuran zaten bütün olarak O`nun nezdinde hazırdı. Başka bir deyişle tamamlanmış halinin nasıl olacağını biliyordu.

Bilindiği üzere zamansız olan Allah için "ileri, geçmiş, şimdiki zaman" gibi zaman halleri içinde olmak söz konusu değildir. Bizler ise zamanda yolculuk yapıyoruz ileriye doğru.

Yaratıcımız, kimin hangi şık karşısında nasıl tepki vereceğini bildiğinden, hatta sonsuza dek sonsuz şıklarda imtihan edilseydiler ne yapacaklarını bildiğinden, bu doğrultuda o kişilere 2 günlük bir kendileriyle yüzleşme, bir imtihan hayatı örneği yaşatıyor. Kuran`ın gönderilişi, peygamberlerin gelmesi de bu yüzleştirmenin yani imtihanın parçası. Bu sayede insanlar kendi içlerindeki iyiliği veya kötülüğü görmüş oluyor ve ahirette itiraz hakları kalmıyor:

Maide Suresi 19 Ey Ehlikitap! Resullerin arası kesildiği bir sırada resulümüz size geldi; ayan-beyan açıklamalarda bulunuyor. "Bize ne müjdeci geldi ne uyarıcı" demeyesiniz. İşte müjdeci de geldi size, uyarıcı da. Allah her şeye kadirdir.

Bakara Suresi 26 Şu bir gerçek ki Allah, bir sivrisineği hatta onun da üstündeki bir varlığı örnek göstermekten sıkılmaz. Böyle bir durumda, inananlar bilirler ki o, Rablerinden bir gerçektir. Küfre sapmışlar ise şöyle derler: "Allah bunu örnek vermekle ne demek istedi?" Allah onunla bir çoğunu saptırır, bir- çoğunu da onunla doğruya ve güzele kılavuzlar. Allah onunla fasıklardan başkasını saptırmaz.

Müddesir Suresi 31 Biz, cehennem yârânını hep melekler yaptık. Ve biz, onların sayılarını da küfre sapanlar için bir imtihandan başka şey yapmadık. Ta ki, kendilerine kitap verilenler iyice ve apaçık bilsinler. İman etmiş olanların imanı artsın. Kendilerine kitap verilmiş olanlarla iman sahipleri kuşkuya düşmesin. Kalplerinde hastalık olanlarla küfre sapmış bulunanlar da; "Allah bununla neyi örneklendirmek istiyor?" desinler. İşte böyle. Allah, dilediğini/dileyeni saptırır, dilediğini/dileyeni de doğruya ve güzele kılavuzlar. Rabbinin ordularını ancak O bilir. Bu, insan için bir öğüt verici ve düşündürücüden başka şey değildir.

Bu 2 günlük kendi içindekilerle yüzleşme(imtihan) hayatı, kulların ahiretteki itiraz hakkını ortadan kaldırıyor demiştik. İlgili ayetlerden örnekler vermeye devam edelim:

Nisa

165 Müjdeleyici ve uyarıcı resuller gönderdik ki, elçiler geldikten sonra insanların Allah'a karşı kanıtı olmasın. Allah Azîz'dir, Hakîm'dir.

7:172 Rabbin, Adem oğullarının bellerinden soylarını çıkarırken onları kendi kendilerine tanık tutar: "Ben, Rabbiniz değil miyim?" "Evet, tanıklık ediyoruz," derler. Böylece diriliş günü, "Biz bundan habersizdik," diyemezsiniz.

7:173 Yahut, "Atalarımız önceden ortak koştu ve biz de onlardan sonra gelen soylarıyız, bizi bidat ve hurafelere dalanlardan dolayı mı yok edeceksin," diyemezsiniz.

İnkar, ortak koşma veya uydurma atalar öğretilerini izleme gibi sapmalarına karşı insanoğlunun hiçbir mazareti  yoktur ahirette. Gerek doğum sırasında verilen, gerekse de sonradan tanıştığımız vahiyler, deliller bu durumu sağlamaktadır.

Sonsuza dek sonsuz şıklarda denenseydik özgür irademizle ne yapacağımız biliniyor  ve bu doğrultuda 2 günlük bir kendimizle yüzleşme(imtihan) örneği yaşattırılıyoruz. Böylelikle lehimizde veya aleyhimizde hakettiğimiz delil örnekleri toplanmış oluyor.

En'am Suresi     123     Biz bu şekilde her kentte/her medeniyette kodamanları, o kent ve medeniyetin suçluları yaptık ki, orada oyunlar tezgâhlayıp tuzaklar kursunlar. Aslında onlar öz benliklerinden başkasına oyun oynamıyorlar ama farkında değillir.

   

Enfal Suresi     30     Küfre sapanlar, seni tutup bağlamaları yahut öldürmeleri ya da yurdundan çıkarmaları için sana tuzak kuruyorlardı. Onlar tuzak kurarlar, Allah da tuzak kurar. Ama Allah, tuzak kuranların en hayırlısıdır.

Tur Suresi     42     Yoksa bir tuzak mı kurmak istiyorlar? Doğrusu şu ki, o inkâr edenlerin kendileri tuzağa yakalanmışlardır.


***

Yine şu ayetlere de dikkat:

İSRA

4. Kitapta İsrail oğullarına şu hükmü verdik: "Siz o ülkede iki kez bozgunculuk yapacaksınız ve çok böbürleneceksiniz (zorbalık edeceksiniz)!

5. Birincisinin zamanı gelince üzerinize çok güçlü kullarımızı gönderdik, evlerin aralarına girip (sizi) araştırdılar. Bu, yapılması gereken bir va'd idi.

6. Sonra tekrar size, onları yenme imkanı verdik ve sizi mallarla, oğullarla destekledik ve savaşçılarınızı çoğalttık.

7. İyilik ederseniz, kendinize iyilik etmiş olursunuz. Kötülük ederseniz, o da kendi aleyhinizedir. Son taşkınlığınızın zamanı gelince (yine öyle kullar göndeririz) ki, yüzlerinizi kötü duruma soksunlar (üzüntüden suratlarınızın asılmasına sebeb olsunlar) ve ilk kez girdikleri gibi yine Mescid'e (Kudüs'e) girsinler ve ele geçirdiklerini mahvetsinler.

Yine Rabbimiz kimin ne yapacağını ve ahirette nereyi hakettiğini bildiğini bildirmekte.

Hud

34. "Eğer Allah sizi azdırmak istiyorsa, ben size öğüt vermeyi gaye edinsem de öğüdüm size hiçbir yarar sağlamaz. O'dur sizin Rabbiniz ve O'na döndürüleceksiniz."

Rabbimiz kimin hangi olay karşısında özgür iradesi ile nasıl tepki vereceğini biliyor:

FETİH

11 Bedevilerden, geri bırakılmış olanlar sana şöyle diyecekler: "Bizleri, mallarımız ve ailelerimiz oyaladı. O halde bizim için Allah'tan af dile." Onlar, kalplerinde olmayan şeyi dilleriyle söylüyorlar. De ki: "Allah size bir zarar dilerse, yahut bir yarar murat ederse, O'nun sizin için dilediğine kim engel olabilir?" Doğrusu şu ki, Allah, sizin yaptıklarınızdan haberdardır.

15 Geri bırakılanlar, ganimetleri almak üzere gittiğiniz zaman şöyle diyecekler: "İzin verin, biz de size uyalım!" Onlar Allah'ın kelamını değiştirmek istiyorlar. De ki: "Bize asla uyamazsınız! Allah önceden de böyle buyurmuştu." Bu kez şöyle diyecekler: "Hayır, siz bizi kıskanıyorsunuz." İşin doğrusu şu ki, onlar çok az anlıyorlar/onlar, az bir kısmı hariç, anlamıyorlar.

Bu arada Allah'ın daha yaratmadan kimin cennete veya cehenneme gideceğini bilmesi ve cennetlikleri cennet için, cehennemlikleri de cehennem için yaratması bazı insanlarda felsefi bocalamaya neden oluyor nedense.

Yani "madem belli kimin ahirette nereye gideceği, neden çabalıyoruz" gibi garip itirazlarda bulunanlar çıkıyor.

Bizim açımıdan belli olan birşey yok. Her ne yapacaksak kendi özgür irademizle yapacağız ve biz sonra öğreneceğiz kimin nereye gittiğini.

Ve şu 2 günlük temsili imtihan da, sonsuza dek imtihan edilseydik yapacaklarımızla parelel gerçekleşecek. Yani kimse kazayla cennete ceye cehenneme gitmiyor. Tam tersine, sonsuza dek yaşasaydın ne olacağın belli olduğundan, gerçekten tam hak ettiğin sonsuz diyara gideceksin.

Yoksa Allah bilmeseydi kimin sonsuza dek yaşasaydı ne yapacağını, o zaman herkes tesadüfü bir şekilde cennete ve cehenneme gidiyor olurdu. Tombaladan ne çıkarsa, kimi 2 günlük dünyada nasıl denk gelir, nasıl veda ederse o şekilde kazayla cennete veye cehenneme düşerdi.

Ama hayır, herkes tam hak ettiği şeye kusursuz bir şekilde kavuşturuluyor yüce Rabbimiz tarafından.

 Bir yaralı insan düşünün. Yolda görmüşsünüz acil yardıma ihtiyacı var. Şimdi Allah bu kişinin yaşayıp yaşamayacağını biliyor. Ama sen bilmiyorsun. Bu yüzden hemen o kişinin yardımına koşar, canla başla çalışırsın kurtarmak için o kişiyi.

İşte imtihan mantığı ve gerçeği de aynen böyle. Biz bilmiyoruz kendimizin cennetlik mi yoksa cehennemlik mi olduğumuzu(ve de başkalarının). Bu yüzden hem kendimizin hem de tüm insanların yardımlarına koşmalıyız. Hem dünyevi haz adına, hem de sonsuz mutluluk adına....

Sürekli insanların mutlu olacağı güzel davranışlar üretmeliyiz.



Selam ve sevgiler.


şunu da ilave edelim:

Rabbimizin bilmesi özgür iradeyi etkilemez

Allah’ın bizlerin özgür iradelerimizle ne yapacağımızı bilmesi, bazı insanlar tarafından “özgür irade olmadığı” şeklinde yorumlanıyor. “Demek ki bilinenin tersini yapamayacağız” şeklinde itirazlar yükseliyor.

Hayır, özgür irademizle neyi seçeceğimizin bilinmesi, iradenin özgürlüğünü etkilemez. En ufak bir bağlantı dahi yoktur.

Bir şeyin tersini yapabilmek başkadır, yapmak ise bambaşkadır.

Örneğin falanca olayda A şıkkını seçecek bir insan diyelim. Rabbimiz de bunu biliyor. Tersini de yapma, yani bu şıkkı seçmeme özgürlüğü de var. Ama kendi kararıyla A şıkkını seçecek.

Kısacası A şıkkını seçme hareketini yapmayabilir, ama yine de yapacak.

Allah bildiği için seçmiyor insan, kendisi özgür iradesiyle A şıkkını seçtiği için Yaratıcımız biliyor.

Bu konuya bambaşka bir örnek verelim:



Hud

107. Gökler ve yer durduğu sürece orada kalıcıdırlar; ancak Rabbin dilerse başka. Rabbin, dilediğini Yapandır

108. Mutluluğu hak edenler ise, gökler ve yer kaldığı sürece cennette kalıcıdırlar. Rabbin dilerse başka. Kesintisiz bir ödüldür bu.

Yüce Allah burada bize gelecekte ne yapacağını söylüyor.

Ve diyor ki "eğer tersini dilemezsem, cennettekileri asla çıkarmayacağım"

Ve çıkarmayacağına dair söz de veriyor.

Başka bir deyişle "istersem bu hükmümü değiştirebilirim, ama cennettekilerin sonsuza dek orada kalmasını, özgür irademle istediğim için kalacaklar" demekte.

Bu özgür irade konusunda ikinci bir sağlama, delil daha sunuyor bizlere.

Biz bu durumda Allah'ın gelecekte ne yapacağını biliyoruz.

Ama demek ki bizim gelecekte Allah'ın ne yapacağını bilmemiz, O'nun özgür iradesini etkilemiyor.

Tıpkı O'nun bizim ne yapacağımızı bilmesinin, bizim özgür irademizi etkilememesi gibi.

Bir şeyi "yapabiliyor olmak başka, yapmak bambaşkadır". Ve bu durum özgür iradenin sonucudur.

Selam ve sevgiler.


__________________
Bloğum:

http://emre1974tr.blogspot.com/

e-kitabım:

http://www.scribd.com/doc/99945687/f2dgkz4q-Book

Twitter adresim:

https://twitter.com/emre_1974tr
Yukarı dön Göster Emre_1974tr's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Emre_1974tr Ziyaret Emre_1974tr's Ana Sayfa
 

Eğer Bu Konuya Cevap Yazmak İstiyorsanız İlk Önce giriş
Eğer Kayıtlı Bir Kullanıcı Değilseniz İlk Önce Kayıt Olmalısınız

<< Önceki Sayfa 13
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats