Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

                                                              RİBACILIK:

                 ŞEYTANCILIĞIN HAKSIZ KAZANÇ VE SÖMÜRÜ YÜZÜ

  Kur’an’a göre, riba yiyenler şeytan çarpmasına uğramış günahkârlardır. (bk.bakara suresi,275) yani riba yiyenler şeytana teslim olmuş zalimlerdir.

  Peki riba nedir? Gelenek sel hurafe dinciliği ribayı, faizle eşitlemekte faizi de “faizsiz bankacılık” uydurmasıyla meşrulaştırarak riba şeytancılığını âdeta gündemden kaldırılmaktadır. Yeter ki paranı onun “faizsiz banka”sına yatır…

  Durum hiç de anlattıkları gibi değildir. Bir kere:

  Riba kapitaldeki her türlü haksız artışa denir. (bk.ragıp el-isfehani,  müfredat, rby.mad.)

  O halde, türü, elde ediliş şekli ne olursa olsun, bir insanın malındaki her türlü haksız artış riba dır. Ve riba yiyicilerin tümü şeytan uşağıdır. Oysa ki, bankacılık dilinde faiz denen her nema riba olmayabileceği gibi, faiz adıyla anılmayan onlarca riba türü bulunabilmektedir. Kur’an dilinde riba, emek karşılığı olmayan kazanç türlerinin ortak adıdır. Şeytancı din sınıfı bu kur’ ansal  gerçeği saptırmış ve riba kavramını yolunmuş kuşa çevirerek işlevsel olmaktan çıkarmıştır.

  Banka faizinin enflasyonu aşmayan miktarı riba kavramı içine sokulamaz ama haksız kazancın akla gelen ve gelmeyen her türlü ribanın ta kendisidir. Örneğin gulûl yani halkın, kamunun mal ve haklarını çalıp çırpmak talan etmek, yemek, yedirmek ribanın en zehirlisidir. Dahası, kur’an’a göre bu tür vurgunlar, dini inkârla eş anlamlıdır.

  (Bk. Mâûn suresi)

  Gulûl cürmüne bulaşanların cenaze namazlarının kılınmaması Muhammedi sünnetin icaplarından  biridir ne yazık ki şeytancı din sınıfı sünnet denince bunları gündeme getirmek yerine Emevi  gelenekleriyle arap fistan ve takkesini ortaya sürmektedir.

  Ne ibret vericidir ki, peygamberimizin, gulûl yoluyla haram yiyenlerin cenazelerine katılmadığını ilk yazdığımızda buna din adına karşı çıkanlar din adamı sıfatı taşıyanlar oldu.

  Türkiye dünyadaki belki de bir numaralı gulûl yani kamu malı vurgunu cennetidir. Devlet ihalelerinin saptırılmasından hayali ihracata, resmi dairelerdeki rüşvetcilikten banka hortumlamaya kredi vurgunlarından belediyelerdeki  imar ve ruhsat vasıtalı soygunlara kadar bütün para üretici alanlar riba pisliğine bulaşmış ve hemen tüm servetler şeytan pisliği ile zehirlenmiştir.

  Şeytan, ülkemiz insanının helal lokma yemesini hayale döndürmek üzeredir.

  Karaborsa, istifçilik, hileli, ihale kazançları,   sahte ihracat gelirleri, rüşvet, din sömürüsü yoluyla veya Allah ile aldatarak elde edilen tüm gelirler, din sınıfına devlet bütçesinden ödenen maaşlar, emek sahiplerinin hak ettiklerinin verilmemesiyle elde edilen tüm artışlar riba içindedir. Çünkü tümü mal ve mülkte haksız kazançtır.

  Kısacası, her türden haram yediler ribacıdır ve sonuç olarak şeytana teslim olmuş sapıklardır.

  Ribayı toplumsallaştıran, hatta meşrulaştıran şeytan pisliği illetlerden biri de her türüyle kumardır. Mâide 90’ da anılan bu şeytan pisliği şeytan dininin önemli göstergelerinden biridir. Günümüz dünyasında bu pislik çok değişik başlıklar altında hayata girmekte bu çeşitlilik yüzünden çoğu kez tanınmamaktadır.

  Sadece kumarhane tabelasıyla çalıştırılan riba gayyaları değil her türlü toto, loto, piyango, ikramiye ve benzeri çağdaş kumar türleri şeytan pisliğinin değişik paket ambalajlarda sunulmuş zehirleridir.

  Acı duyarak belirtmeliyiz ki anılan kumar türlerinin tümü,   ülkemizde işler haldedir.

  Şeytan pislikleri, akılalmaz bir biçimde kin, düşmanlık ve öfke selleri yaratmaktadır… (Mâide ,91 )

  Şeytan, yerküreyi bir kumar arenasına döndürerek insan oğlunun işini ve aşını zehirlemiş, deyim yerinde ise kitlelere feleğini şaşırtmıştır. Haram servetin getirdiği şeytani refahla sarhoş olmuş bir azınlık, şeytan pisliklerinin perişan ettiği büyük kitlelerin sefalet ve göz yaşları üstüne saltanat kurmuş bulunuyor.

  Ben bu satırları yazdığım gün, gazeteler, Amerika birleşik devletleri’nde yayınlanan önemli dergilerden birinin kapak yaptığı şu haberi verdiler:

  “Dünya kumar cirosu 900 milyar dolar: tüm dünyada bir sanayi kolu haline gelen kumar sektörünün yıllık cirosu 900 milyar dolara ulaştı. Son sayısının kapak konusunu kumara ayıran amerikan finans çevrelerinin dergisi “Forbes”, hükümetlerin bir yılda kumardan elde ettiği ge-lirin 270 milyar dolar olduğunu yazdı. Kumar sayesinde sadece Fransız hazinesinin aldığı yıllık vergi 1.7 milyar dolar…” (Hürriyet gazetesi, 23 Nisan 2002 )

Kaynak: "Yaşar Nuri ÖZTÜRK"  KUR’AN AÇISINDAN ŞEYTANCILIK (Yeni boyut 2002)  Shf: 187-190

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Var mı bu dünyada kalan,

mal da yalan, mülk de yalan...

Al biraz da sen oyalan

beşikten mezara kadar...

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Selam hayrullah,

Bankaların sözleşmelerinden doğan bu hakkı ticari nitelikteki kredileri kapsamaktadır. Tüketici/Bireysel finansmanlarında böyle bir risk söz konusu değildir ve yapılan yasal düzenlemelerle de tüketici korunmaktadır.

Yinede , çalışma prensipleri açısından krediyi "sebepsiz" şekilde geri çağırmayan yada oran revize etmeyen bankalarda mevcut. Bunu belirtmemin sebebi Bankacılık sektörünün yaşadığımız dönemde alternatifinin olmayışıdır. Öyle yada böyle büyük bir kısmımız bu sektörün isteyerek veya istemeyerek müşterisi konumundayız. Bu durumda yapılabilecek en önemli şey aldığımız hizmetin içeriğine ve kullandığımız enstürmanlara dikkat etmekten geçiyor diye düşünüyorum.

hayrullah41 Yazdı: Öneğin, kendi evin varken, ikinci evinden aldığın KİRANIN meşruiyeti bile İHTİYAÇTAN fazlasını İNFAK anlayışı ile çelişir. ikinci ev sahibi ya malı mülk olarak tutmalı, kira almamalı, ya da evini satıp parayı TİCARETE döndürmeli. Selam ile,

Kur'ani tespitinize bende katılıyorum.

Muhabbetle,