HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Genel Tartışma
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Genel Tartışma
Konu Konu: Uludere olayı ve Amerika nın kirli oyunu. Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
halukgta
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 25 eylul 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 425
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı halukgta

 

Bizler ne yazık ki, bakmak ile görmek arasındaki farkı hala anlayamadığımız için, gözümüzün önünde yaşananları, kavrayamaz, irdeleyemez ve anlayamaz olduk.  Yaşananları, söylenenleri film izler gibi izliyoruz. Bu sözleri neden mi söyledim,  anlatayım.

 

Ülkemizde meydana gelen, toplumca üzüldüğümüz 34 vatandaşımızın öldüğü, Uludere olayları ile ilgili, Amerikan basınında geçenlerde bir gazetede, bu konu ile ilgili, bakın nasıl bir haber çıktı.

 

(Wall Street Journal gazetesi, Uludere'de meydana gelen ve 34 kişinin hayatını kaybetmesine neden olan hava operasyonunun, ABD'nin verdiği istihbarat üzerine gerçekleştirildiğini bildirdi.

 

Şırnak’ın Uludere ilçesinde yaşanan ve 34 sivilin öldüğü bombardımanla ilgili bugüne dek hiç bilinmeyen yeni bir ayrıntı daha ortaya çıktı. Wall Street Journal (WSJ) gazetesi, sınırdan kaçak mazot taşıyan sivillerin uçaklarla vurulmasında, ABD kuvvetlerince verilen istihbaratın etkili olduğunu yazdı. Gazeteye konuşan ve adı açıklanmayan bir ABD Savunma Bakanlığı yetkilisi, sınırı geçen sivilleri, bir Amerikan insansız hava aracının (Predator) tespit ettiğini, bunun üzerine Türk yetkililere konu hakkında bilgi verildiğini söyledi. Yetkili “Sonuçta bu Türklerin kararıydı. ABD’nin kararı değildi” dedi.)

 

Gazetenin verdiği bu haberden sonra, ülkemizde bir telaş başladı. Gazeteciler yakaladığı hükümet yetkililerine, bakanlara bu konuda soru sordukları halde hiçbir cevap alamadılar. Başbakanımız ilk birkaç gün, tek bir açıklama dahi yapmadı. Hâlbuki Sayın Başbakanımız, kendisini ve hükümetini ilgilendiren konularda, yapılan tenkitlere nasıl sert üslup takınarak, hemen cevap verdiğini hepimiz biliriz.  

 

Toplumdan gizlenen bilgilerin, düşman elinde toplumumuza karşı, ne denli etkili kullanıldığına, güzel bir örnek bu gazete haberi. Dostu düşmanı bilmek, bu olsa gerek.

 

 Peki, neden hükümet kanadından sert bir çıkışla, hemen bu haber yalanlanmadı? Daha da ilginci Başbakan yardımcısı Sayın Bekir Bozdağ, gerekli açıklamayı Genelkurmay'ın yapacağını söyledi.

 

Bu cevap sizleri hiç düşündürmedi mi? Neden Genelkurmay yapıyor açıklamayı? Hani asker her konuda konuşmaz, kararları sivil otorite alır ve hükümet konuşurdu? Ne oldu eski düşünceler, sözler. Doğrusuda buydu. Ama bu konuda suskun kalanlar, bir gün halktan gizledikleri apaçık ortaya çıkacaktır.

 

Sayın Bozdağ ın söylediği gibi, Genelkurmay açıklama yaptı ve bakın ne söyledi.

(Genelkurmay Başkanlığı'ndan Yapılan Açıklama Şöyle;

1. Bazı basın yayın organlarında, bir yabancı gazeteye dayanarak verilen haberlerde, 28 Aralık 2011 tarihinde Uludere güneyinde sınır ötesinde meydana gelen olayda, ilk görüntünün ABD İnsansız Hava Aracından (Predatör) verildiği iddia edilmektedir.

2. Haber gerçeği yansıtmamaktadır. Olayda grubun ilk görüntü tespiti Türk Silahlı Kuvvetlerine ait İnsansız Hava Aracı tarafından yapılmıştır. Konu ile ilgili ayrıntılı bilgiler olayı inceleyen makamlara gönderilmiştir.

Kamuoyuna saygı ile duyurulur.)



Amerikan gazetesi, Uludere olayının istihbaratını ABD verdiğini, vurma kararını ABD nin değil Türk makamlarının kararı olduğunu yazıyordu. Silahlı kuvvetlerimizin açıklamaları, tüm sorularımıza cevap veriyor mu? Olayda gurubun ilk görüntüsünün, bizim İnsansız hava araçlarından öğrenildiği söyleniyor. Ya detaylı bilgi alışverişi ne oldu? ABD ile hiç bu konuda bilgi aktarımı olmadı mı? Hangi bilgiler ve görüntüler temel alınarak, bombardıman başladı?

 

Daha da önemlisi, BU EMRİ KİM VERDİ? Siz emrin kimin tarafından verildiğini hiç duydunuz mu? Neden tam olarak açıklanamıyor? Benim sonradan haberim oldu demekle, bu olayın aydınlandığını mı zannediyorlar. ABD den bu konuyla ilgili istihbarat alışverişi olmadığını, söyleyebildi mi Genelkurmay? İlk gören bizdik demekle, Amerikan gazetesinin söyledikleri yalanlanmış mı oluyor?

 

Tüm bu açıklamalar yapılırken,  Sayın Başbakanımız kesin ve net bir açıklama yapmadı ve suskunluğunu uzun süre korudu. Ya Amerikan yetkileri, nasıl bir açıklama yaptı dersiniz? Bakın Pentagon bu konuda nasıl bir açıklama yaptı. Sizce gazetenin haberini yalanlamış mıdır yetkililer? Gelin söylediklerine bakalım ve üzerinde düşünelim.

 

(Petagon Sözcüsü, George Little, "Bu sadece bir gazete haberi. Çok güçlü bir ilişkiye zarar verme yeteneğine sahip değil" dedi.

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) sözcüsü George Little, Uludere olayıyla ilgili Wall Street Journal gazetesinde yer alan habere ilişkin, "Bu haberin nereden geldiğini bilmiyorum. İstihbarat konusunda yorum yapmayacağım. Sızdırmalar olur mu? Ne yazık ki olur. Terör örgütü PKK ile mücadele kritik önem taşıyor. Hem PKK ile mücadele çabalarında hem de diğer zorluklarda Türkiye ile çalışmaya devam edeceğiz" dedi.

Little, olağan basın brifinginde konuya ilişkin soru üzerine, ABD'nin, müttefiki olan Türkiye ile istihbarat paylaşımına ilişkin yorum yapmayacağını söyledi.

Little, haberin Türkiye ile ilişkileri nasıl etkileyeceğine dair bir soru üzerine, "Kalıcı, sağlam ve güçlü bir ittifakımız var. Türkiye, NATO'nun önemli bir parçası. Türkiye ile önemli ikili güvenlik ilişkilerimiz bulunmakta ve her iki ülke açısından önem taşıyan bir dizi konuda Türkiye ile yakından çalışmaya devam edeceğiz” diye konuştu.)

 

Lütfen açıklamayı birkaç kez okuyunuz. Acaba gazetenin açıklamalarını yalanlıyor mu? Elbette hayır, bu haberin basına sızdırılmasından, kısmi üzüntü duyduğunu söyleyip, Türkiye ile ilişkilerinde bir sorun yaşanmayacağını, çünkü kalıcı ve sağlam güçlü bir ittifaklarının olduğunu utanmadan söyleyebiliyorlar. Tıpkı WikiLeaks olaylarında olduğu gibi, medyaya sızdır, kargaşayı seyret. Birde NATO yu gösterip, Türkiye nin önemli bir parçasını teşkil ettiğini söyleyerek, suçlarını yumuşatmaya çalışıyorlar.  

İşte Amerika böyle bir ülke. Yapılmak istenen, olayın tazeliğinin korunması, gündemden düşmemesi ve toplum içinde infial yaratmaya devam etmesi için, Amerikan gazetesinin açıklaması ve Pentagonun adeta bu açıklamayı onaylarcasına sözleri, düşündürücü ve manidardır.

Amerika işine gelmediğinde hemen farklı kişilere roller verir. Toplumun basın yoluyla gözleri karartılır. Gönülleri aldatılır. Ülkemizdeki Amerikan kanallarının sayısını bilen var mı? Bizleri çok sevdikleri için mi geldiler ülkemize?

Tüm olaylar ve karşılıklı açıklamalar yaşandıktan birkaç gün sonra, bir gazetecinin ısrarlı sorusu sonucu, bu konuda Sayın Başbakanımız açıklama yapmak zorunda kaldı ve bakın neler söyledi.

(Olayla ilgili talimat verme konusunda mevcut sistem nasıl çalışıyorsa öyle çalıştığını söyleyen Erdoğan, güvenlik güçlerine verilen iznin, güvenlik güçleri tarafından kendi mücadele ve tasarruf alanlarında kullanıldığını anlattı. Erdoğan, şöyle devam etti:

''Bu da en doğal, en tabii bir haldir. Nitekim orası da bir terör bölgesidir ve olay bir terör bölgesinde cereyan etmiştir. Bunu farklı yerlere çekmek isteyenler varsın çeksinler ve maalesef bu neticede arzu etmediğimiz, arzu edilmeyen bir şekilde cereyan etmiştir. Görüntülerle ilgili söylenenler 'Yok Amerika böyle dedi, yok Amerika şöyle bir açıklama yaptı'. Bunların hepsi uydurma haberlerdir. Bir defa Amerika'nın kendi prodetörleri ile ilgili görüntülerden hareketle değil, bizim gözcülerimizden hareketle burada böyle bir uygulama yapılmıştır.)

Sayın Başbakanımızın açıklamalarından siz, tatmin oldunuz mu? Bu olayda emrin hangi makamın verdiğini, detaylı bilgi alışverişinin kimlerle yapıldığını, ya da yalnız kendi verilerimize göre mi yapıldığını anlayabildiniz mi? Talimat verme konusunda ki, mevcut sistem nasıl çalışıyor?

 Bana göre işin çok daha ilginç olanı, Amerika açıkça hatalı bir bilgi verdiğini itiraf etmesine rağmen, Sayın Başbakanımızın Amerika yı temize çıkartması ve bizim gözcülerimizden hareketle bu harekâtın yapıldığını söylemesi, nasıl bir politika izlediğimizin göstergesidir.

Sayın Başbakanımızın açıklamalarındaki, en düşündürücü olan kısmına gelince. Bakın Amerikan gazetesinin bu tür bir açıklama yapmasını Başbakanımız kime karşı yapıldığını söylüyor.

(Bu konuyla ilgili verilen bu haberlerin özellikle Wall Street Journal'da yayınlananların ise, şu anda ABD'de yaklaşan seçimlerle ilgili olduğunu da geçen gün açıkladım. Bunlar mevcut yönetime karşı bu gazetenin atmış olduğu bir uydurma haberdir. Hilafı hakikattir. Bunu da bilmenizi özellikle istiyorum.'')

Doğrusu bu sözlere inanamıyorum. Ne yazık ki Başbakanımız, bizzat kendisine hükümetine atılan taşı, çamuru ya da ne derseniz deyin anlayamamıştır, ya da anlamak istememiş. İnsanlar bazen olaylara duygusal bakınca, yanlışları böyle göremiyor. Hâlbuki pentagon yani devletin çok önemli bir bölümü, bu gazetenin haberini yalanlamamış, hatta yorum bile yapmamıştı. Bu haber Amerikan hükümetini hiç zora sokmadığı gibi, tam tersine Türk düşmanı lobilerin hoşuna bile gider. Seçimde bugünkü Amerikan hükümetinin işine bile yarar. Peki, bu gazetenin haberi, kimi ya da kimleri zor duruma soktu dersiniz? Elbette hükümetimizi. Kuruyan yarayı kaşıyarak, kanatmak ve acının devamının sağlanması, Amerika nın politikasıdır.

Sayın Başbakanımıza, ısrarla gazetecilerin sorduğu, harekâta kim karar verdi, yani emri kim verdi sorusuna cevap vermeyen, açıklık getirmeyen Başbakanımız, yine açıklama yaptığının ertesi günü, Pakistan da bir açıklama daha yaptı ve bakın neler söyledi.

(Uludere olayıyla ilgili konuşan Erdoğan, "Operasyonunu kararını kendisinin verdiği" iddialarını, olayı operasyondan hemen sonra öğrendiğini söyleyerek yalanladı.)

Bu açıklamayı yapan, bu üzücü olayın yaşandığı ülkenin Başbakanı, lütfen bunu unutmayınız. Nasıl olurda, benim sonradan haberim oldu diye açıklama yapar? Daha da üzücü açıklama ise devamında geliyor. Bakın Başbakanımız neler söylüyor.

("Hata da olabilir. Hatayı da açıkladık, özrü de açıkladık" diyen Erdoğan, "Tazminatı da açıkladık. Ama birileri istismar ediyor. Allah aşkına tazminatsa tazminat... Bizim resmi tazminatımız ötesinde yaptık.)

Doğrusu bu açıklamalardan ben, şahsım adıma üzüntü duyuyorum. Hata olabilir dedikten sonra, hatanın ne olduğunu, yanlışı yapanların, emri verenlerin ortaya çıkartılması gerekirken, savunulana bakar mısınız lütfen. Hata olduğunu açıkladık dedikten sonra, ama tazminatını da verdik diyor. Hem de bu vatan için canını veren, şehitlerimizden fazlasını verdiğini de söylemekten çekinmiyor. Doğrusu bu açıklamalara ne söyleyebilirim ki. Giden 32 can, ama bunun karşılığı tazminat yani para öylemi.  

Sayın Başbakanımız, acaba kendilerine karşı tavır alanlara, neden bu kadar cömert, yumuşak davranmıyor da, hata ve yanlışlıkla canlarına mal olan vatandaşlarımıza karşı tazminattan bahsedebiliyor? Yorum sizlerin.

 Amerika kuyuya bir taş attı, bizler de onun peşine düştük kaç gündür çırpınıp duruyoruz. Bakın Amerikan gazetesinin açıklaması, kimlere zarar verdi ve ülkemizde neler konuşuluyor? Lütfen bu olaylardan ders alalım. Uludere olaylarında yapılan bir hata varsa onu saklamak yerine, toplumla paylaşalım, olaydan dersler çıkartalım ki, bir daha yaşanmasın. Hükümet birilerine karşı şahin oluyor da, hata sonucu ölümlere tazminattan bahsediyorsa, bu olayın perde arkasında başka şeylerin olduğu açıktır.

Ben her yazımda, Sayın Başbakanımızı ve bizleri yönetenlere şunu hatırlatmaya çalıştım. Amerika nın dostluğuna asla güvenmeyiniz. Çünkü Amerika nın ruhunda, emperyalizm ve sömürü vardır. Onun için özgürlük, demokrasi bir araçtır amaç değil. Çünkü onlar sözde adaletten, demokrasiden yana dırlar. Demokrasiden bahsedip, Krallarla can dost olurlar. Özgürlükten bahsedip,  toplumu köleleştirirler. Adaletten sözde bahsedip, karşısındaki toplumlara adaletsiz davranırlar. Çünkü onlar adaleti, özgürlüğü, demokrasiyi yalnız kendilerine layık görürler. Gerçi bu sözleri yazarken, Sayın Başbakanımızın, demokrasi bizler için amaç değil, bir araçtır dediği sözleri geldi aklıma.

 Amerika gibi bir ülkeden, güvenilir bir dost olmayacağını eğer hala öğrenemediysek, yaptığımız ve yapacağımız işlerde, Amerikan ın desteğine güveniyorsak, lütfen şunu unutmayınız, bu dost güvenilir dost asla olamaz. Yaradan ın ikazlarını dikkate almadan hareket edip, yanlış gönül dostları edinenler, yapmayı planladıkları işte de başarılı olmaları, asla mümkün olmayacaktır.

 Bu son olaydan dikkatle düşünüp dersler almalıyız. Amerika bizi, bizden olan din kardeşlerimizle vurmak, birbirimize düşürmek istiyor. Artık bunu anlayalım. Amerika özellikle Uludere olaylarını canlı tutmak isteyerek, ülkemizi kargaşa ya sürüklemeye çalışıyor. Onların oyununa, tek bir yumruk olarak karşı duralım. Ama bunu yaparken, birbirimizi ötekileştirmeden, düşman olmadan yapmalıyız ki, Amerika gibi emperyalist ülkelerin oyununa gelmeyelim.

 Bizim, bizden başka dostumuz olmadığı bilinciyle hareket ederek, önce içimizde bir bütün olmanın yolunu bulalım. Yoksa Amerika nın ve İsrail in oyuncağı olmaktan asla kurtulamayız.

 Saygılarımla Haluk GÜMÜŞTABAK

Yukarı dön Göster halukgta's Profil Diğer Mesajlarını Ara: halukgta
 
fakiryolcu
Katilimci Uye
Katilimci Uye


Katılma Tarihi: 12 haziran 2012
Yer: Australia
Gönderilenler: 1
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı fakiryolcu

Ohh ne ala

Ülkemde her ne olsa suçlu hemen hazır :)

Büyük şeytan Amerika :)

Biri osursa Amerika ve İsrailden bileceksiniz :)


Yukarı dön Göster fakiryolcu's Profil Diğer Mesajlarını Ara: fakiryolcu
 

Eğer Bu Konuya Cevap Yazmak İstiyorsanız İlk Önce giriş
Eğer Kayıtlı Bir Kullanıcı Değilseniz İlk Önce Kayıt Olmalısınız

  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats