Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
__________________ O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
"Ey müslümanlar, biz Peygamber'in sağlığında recm ayetini okuyorduk. Ancak şimdi mushafta ben bunu göremiyorum" sözünü Ömer'e nisbet ederek uyduran ben değilim.
Recm ayetini keçinin yediğini uyduran da ben değilim.
Hz. Peygamber'in kimleri recm ettiğini, sanki kendisi o sırada orada imiş gibi ballandıra ballandıra anlatan ben değilim.
Hz. Peygamber'e, -haşa- bir grup insan / kabile, kendisine tabi olduktan sonra deve sidiği içmelerini emrettiren, onlar buna itiraz edince gözlerini oydurarak kuyulara gömülmesini emrettiren de ben değilim.
Kuran kelimelerini "dini ıstılah anlamları" isimli bir ucubeye tahrif ettirip, sonra Kuran'ı bu uydurmalara kurban veren de ben değilim...
Hadisleri "Kuran dışı vahiy" ilan edip, müminlerin akletme sürecini ortadan kaldıran, bu suretle rivayeti / söylentiyi kutsallaştıran ben değilim.
Hadislerin sözde tedvin dönemi sırasında, nesh yoluyla giderilemeyen çelişkileri mezhepleştiren, sonra bu hukuk okullarının öğretilerini de kutsallaştırıp dinleştiren ben değilim.
Bir kavmin, belli bir dönemdeki örfünü ve dilini kutsallaştırıp din yapan ben değilim.
Kuran'la, tedvin edilmiş hadisler arasındaki çelişkiyi örtmek için, kitlelerle Kuran'ın arasını açarak, Kuran'ı bir ölüler kitabı, islamı da tapınak dini haline getiren ben değilim.
Onun için bana kızmayacaksın.
Keşke şimdi linkini bulabilsem de yayınlasam...
20-30 kişi... 20-30 cani... Ortalarına bir kız çocuğunu almış, hep birden tekmeliyor, bir taraftan da tekbir getiriyorlar...
Videonun fonunda da, yanık yanık Kuran okunuyor...
Sonra içlerinden bir şeytan, bir azgın, bir kimsenin zar zor kaldırabileceği bir kaya parçasını alıp, tekmelenmekten ne yapacağını şaşırmış haldeki kızın kafasına bırakıveriyor...
Sonra içlerinden bir aymaz, bir insanlık düşmanı katil, kızın açılmış eteğini örtüyor...
Heyhat... Olur ki, kızın bacağını görür de günaha girerler...
Allah belanızı versin ! Lanet etmek kimin şanındansa onların hepsinin laneti ebeden üzerinizden eksik olmasın !
Hem, o uğultulu cehennemin en acıklı yerinde ölmek size haram olsun !
...
Asım hocam...
Allah için söyle, bir insan nasıl bu hale gelebilir ?
Hem Allah'ın o çok yüce adını anıp, hem Rahman, hem Rahim diye başlayan ayetleri meze yaparak kim bu zulmü dinleştirebilir ?
Elbette hiç bir şeyin bir tek sebebi yoktur.
Süreçler vardır, bir şeyin başka bir şeye yol açması, bir şeyin bir başka şeyin illeti / delili olması vardır.
Şimdi biz, bu "KAFİRLERİN", icra ettikleri zulme ve buna sebep olan her şeye el birlik karşı durmak, mallarımızla ve canlarımızla, bütün imkanlarımızla mücadele etmek zorunda değil miyiz ?
__________________ "(Onu size indirdik ki) <Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa indirildi, biz ise onların okumasından habersizdik (o Kitâpları okuyamıyor, dillerini anlayamıyorduk)> demeyesiniz."(En'am,156)
kuran diyerek hamile kadının karnındaki çocukları öldürenlerin suçlusu kuran mıdır...
kuran diyerek binlerce insanı havaya uçuranların suçlusu da mı kurandır...
ne yapıyorsunuz ...
adalet duygunuza ne oldu...
müslümanların yaptıkları hataları islama maleden insanların yaptıklarıyla...
insanların yaptıkları kötülükleri tüm insanlığa maledenlerin yaptıkları aynı adaletsizliğin göstergesidir...
sürekli olarak adaletin ortaya çıkması için çaba harcamayı meslek edinmiş bunu hayat tarzı haline getirmiş bir kişiye bunları yazdığıma inanamıyorum...
gazzede yapılan bir suçun cezası olarak tüm gazzeyi yerle bir edenin yaptığı da aynısı değil mi...
orada kolları bacakları koparan çocukları bombalayan insanlarda aynı sebeblerle bu işi yapıyorlardı...
__________________ O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
heyecanla yazılanlara heyecanla karşılık verince böyle oluyor...
doğru yu bulmaya odaklanmakta zorlaşıyor...
kızın başına taş atanı kendimle özdeşleştirilmiş hissedince gazzeye bomba atanı da karşımdakiyle özdeşleştirme hatasında bulundum...
gelin böyle yapmayalım...
hata nerede ve kimdeyse onu sadece onu tutalım...
bu iş sadece kuran demekle olmuyor arkadaşlar...
aklımızı vicdanımızı kuranı rivayetleri tarih bilgi ve belgeleri yani ulaşabildiğimiz herşeyi doğru olanı bulmak için kullanalım...
__________________ O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
aklımızı vicdanımızı kuranı rivayetleri tarih bilgi ve belgeleri yani ulaşabildiğimiz herşeyi doğru olanı bulmak için kullanalım...
sayın asım 1400 senedir sizin dediğiniz ve istediğiniz gibi bir din yaşanıyor ve tamamen kurandan gittikçe uzaklaşma ile iyiyce sapkınlaşmış bir din oluştu,tam insanların kurana yönelmeye başladığı bir zaman dilimin içindeyken sizin böyle bir yaklaşım sergilemeniz oldukça vahim bir durum ortaya çıkarıyor,sizin batıl bir atacılığı takip etmeniz tabiki bizi ilgilendirmez ama bizi bu tür bir oluşumun içine davet etmeniz çok garip bir davranış..
kuranın birebir yaşanılmasını tavsiye edeceğinize tamamen insanları kurandan uzaklaştırmaya davet etmeniz sizin bu kurana güvenmediğinizi gösteriyor...
tabiki uzayan kirli görünen sağlığa da engel olan kısmı kesilecek tırnağın...
ben bu tırnakların ucundan kesmek yerine tırnağı kökünden sökelim diyene durun diyorum...
hah sen temizliği sağlığı istemiyorsun uzun tırnakla gezmek istiyorsun deniyor...
ne zaman birbirimizi iyice anlayacağız bakalım...
neyse...
recm konusunda ve daha bir çok konuda kendisine hakverdiğim süleymen ateş hocadan biraz alıntı yapayım...
Durdurun bu kararı! Nijerya'daki Şeriat Mahkemesi'nin sayın yargıçları, verdiğiniz recm kararı Kur'ân'a aykırıdır, bunu lütfen kaldırın, aksi takdirde İslâm'ın imajına zarar verirsiniz. Çünkü Kur'ân'da recm yoktur
Nijerya'daki Şeriat Mahkemesi'nin sayın yargıçları, verdiğiniz recm kararı Kur'ân'a aykırıdır, bunu lütfen kaldırın, aksi takdirde İslâm'ın imajına zarar verirsiniz. Çünkü Kur'ân'da recm yoktur. Kur'ân'a göre iki çeşit fuhuş vardır: Eşcinsellik ve zina. Nisa Suresi'nin 15-16'ncı ayetlerine göre eşcinsellik kadınlar arasında olursa cezası eylemi yapan kadının bundan vazgeçinceye kadar gözetim altında tutulmasıdır, erkekler arasında olursa eziyettir (bir miktar dövme veya sözle hakaret etme).
Kesin kanıtlar var Karşıt cinsler (erkek-kadın) arasındaki yasal olmayan cinsel ilişkinin adı zinadır. Zinanın cezası, Nur Suresi 2'nci ayete göre 100 sopadır. Eylemi yapanların, bekâr yahut evli olmaları fark etmez. Çünkü Kur'ân, kayıt koymamış, genel söylemiştir. Kur'ân'ın kayıtlamadığını insanların sınırlamaya hakları yoktur. Kur'ân'da recmin olmadığı, kesin kanıtlarla sabittir. Şöyle ki: Zina cezasını açıklayan ayetin ardından gelen ayetlerde, kocası tarafından zinayla suçlanıp dört şahitle eylemi tespit edilemeyen kadına azap (işkence) uygulanamayacağı belirtilmektedir. Demek ki evli kadının zina cezası öldürme değil, işkencedir (yani yüz sopadır). Yoksa ayette, bu kadının dövülmeyeceği değil, recm edilmeyeceği, öldürülmeyeceği ifadesi kullanılırdı.
"Keşke bıraksaydınız" Nisa Suresi'nin 25'inci ayetine göre zina eden evli cariyelere, hür kadınların yarısı kadar ceza verileceği belirtilmiştir. Hür kadının zina cezası 100 sopadır, bunun yarısı 50 sopa eder. Eğer hür evli kadının zina cezası recm (taşla öldürme) olsaydı, yarısı olmazdı. Hz. Peygamber'in Mâiz isimli birini recmettirdiği rivayeti ise çelişkilerle doludur. Çünkü rivayete göre Peygamber onu götürüp recmedenlere, olayın nasıl geçtiğini sormuş, onlar da taşlamaya başladıklarında Maiz'in kaçmaya çalıştığını ama bırakmadıklarını, taşlayıp öldürdüklerini söylemişler. Peygamber, "Keşke bıraksaydınız" demiş. Şayet rivayet doğru ise Peygamber'in, bu cezanın uygulanmasından memnun olmadığını gösterir. Peygamber, uygulanmasından hoşlanmadığı, Kur'ân'da dayanağı bulunmayan bir cezayı niçin uygulatsın?
Dün, Nijerya'daki Şeriat Mahkemesi'nin verdiği recm kararının Kur'an'a aykırı olduğunu nedenleriyle açıklamıştım. Bugün aynı konuya devam ediyorum
Dün, Nijerya'daki Şeriat Mahkemesi'nin verdiği recm kararının Kur'an'a aykırı olduğunu nedenleriyle açıklamıştım. Bugün aynı konuya devam ediyorum.
Hz. Peygamber'in recmettirdiği yolundaki rivayetlerin hepsi bir iki kişinin aktarımı olup çelişkilerle akıl ve mantığa aykırı şeylerle dolu, Yahudilerden Araplara geçmiş olan geleneğin, Peygamber sözü (Hadîs) biçimine sokulmasından ibaret sözlerdir.
Kişi haberleri, fıkıh usulüne göre kesinlik değil, zan ifade eder. Kur'ân, zannın kesin bilgi olmadığını vurgular. Recm gibi ağır bir ceza, böyle zan ifade eden rivayetlere dayanılarak uygulanamaz. Kaldı ki Kur'an'ın belirlediği dövme cezasının uygulanması için de olayın, dört tanıkla, açıkça saptanması gerekir (Nisa: 15).
Nijerya'deki olayın, evli olmayan kadının çocuk doğurmasından başka kanıtı yoktur. İyi ama ya kadın, birleştiği erkekle resmen olmasa da Allah huzurunda evlenerek ilişkiye girmişse?
Gerçi şahitsiz nikâh, resmen kabul edilmez ama en azından cezayı kaldırır. Nitekim tanıksız yapılan geçici evlenmeyi geçerli görmeyen hukukçular, bu işi yapanlara ceza uygulamamışlardır. Çünkü bunda kuşkulu da olsa bir evlilik bağı görülmektedir. Kuşku ise cezayı kaldırır. Hasılı nereden bakılsa Nijerya mahkemesinin kararı, İslâm hukukuna uygun değildir.
Hiç kimse taş atmamış Kur'an'a aykırı olan bu ceza, İslâm için utanç sebebi olmakta, İslâm'ın imajını bozmaktadır. Merhametlilerin en merhametlisi Allah, suçu ne olursa olsun, bir kulunun işkenceyle öldürülmesine razı olmaz ve böyle bir emir vermez. İnsanlar, kendi acımasızlığını Tanrı hükmü haline getirmişlerdir.
Hem günah, sadece dışta görünür eylemden mi ibarettir? Günah, insanın içini, düşüncesini kirleten şeydir. Hz. İsa'nın huzuruna zinayla suçlanan bir kadın getirmişler, Tevrat'ın hükmüne göre bunu recmettirmesini söylemişler. Hz. İsa, "Haydi, hiç günah işlememiş kimseler, bu kadına taş atsın" demiş. Kimse taş atamamış. Çünkü aslında ötekiler, o zavallı kadından daha günahkârdılar ama günahlarını gizleyebilmişlerdi. O zavallı, günahını gizleyememişti.
Hz. İsa, asıl günahın düşünce kirliliği olduğunu belirtmiştir: "Zina etmeyeceksin denildiğini işittiniz. Ben size derim:
Bir kadına şehvetle bakan her adam, zaten yüreğinde onunla zina etmiştir" (Matta: 5/27-29). İnanan erkek ve kadınların kötü düşünceyle bakmamalarını, kötü bakışlarını yummalarını emreden (Nur: 30-31) Kur'ân da aynı şeyi vurgulamaktadır.
Özetle, Recm Kur'an'ın hükmü değildir, Yahudilikten İslâm hukuk kitaplarına geçirilmiştir. Şimdi Yahudiler dahi kitaplarındaki açık hükmü uygulamazken Kur'an'ın kaldırdığı bu hükmü Müslümanların uygulamaları, İslâm'a leke sürmektedir. Siyasilere ve tüm etkili kişi ve kuruluşlara, Nijerya'daki bu kararın durdurulmasına yardımcı olmalarını rica ediyorum.
Kur'an'a göre zinanın cezası Zina, kadınla erkeğin gayrimeşru (dine aykırı biçimde) cinsel ilişkide bulunmasıdır. Bu eylem, bütün ilahi dinlerin yasakladığı, şirke eş ağır suçlardandır. Kur'ân-ı Kerîm, zinayı Allah'a ortak koşmakla birlikte anmıştır
Soru: Zina ve. had, Kur'an'a göre nedir?
Cevap: Zina, kadınla erkeğin gayrimeşru (dine aykırı biçimde) cinsel ilişkide bulunmasıdır. Bu eylem, bütün ilahi dinlerin yasakladığı, şirke eş ağır suçlardandır. Kur'ân-ı Kerîm, zinayı Allah'a ortak koşmakla birlikte anmıştır. İsrâ: 32. ayetinde müminlere zinaya yaklaşmamaları, zira zinanın, fuhuş (çirkin, aşırı günah) ve kötü bir yol olduğu vurgulanır. Furkan: 68. ayetinde de Allah'ın halis kullarının, Allah'tan başka bir tanrıya yalvarmayacakları, Allah'ın yasakladığı cana kıymayacakları ve zina etmeyecekleri belirtilir. Mümtehine: 12. ayette Peygamber'e, kadınlardan Allah'a şirk koşmayacakları, çalmayacakları ve zina etmeyecekleri hususunda söz alması emredilmektedir.
Gelelim zina cezasına (had). "Zina eden kadın ve zina eden erkeğin her birine yüz sopa vurun, Allah'a ve ahiret gününe inananlarsanız Allah'ın cezasını uygulamada sizi, onlara karşı acıma duygusu tut(up engelle)mesin. Müminlerden bir grup da onlara yapılan azaba şahit olsun." (Nur: 102/2) ayetinde de zina eden kadın ve erkeğin her birine yüz sopa vurulması, Allah'ın bu cezasını uygulama hususunda onlara açınmaması, mutlaka bu cezanın, halkın huzurunda uygulanması emredilmiştir.
Bu ayetin hükmü geneldir, zaten başındaki istiğrak ifade eden (el) ta'rîf harfi (article), zina eden tüm kadınları ve zina eden tüm erkekleri kapsar. Evli veya bekâr fark etmez. Zaten evliye de bekâra da zina cezasının sadece sopayla işkence olduğu, zina suçuyla suçlanan evli kadına yapılacak li'ân durumunu açıklayan ayetlerin sonunda açığa çıkmaktadır. Kocası tarafından zinayla suçlanan kadın, dört defa yemin edip kocasının yalan söylediğini, beşinci kez de eğer kocası doğru söylüyorsa Allah'ın gazabının kendi üzerine olacağını söylemesinin, kendisinden azap cezasını savacağı belirtilmektedir.
Eğer evli kadının zina sucu recm (yani taşlayarak öldürme) ise artık buna azap (işkence) denmez. Oysa ayette, "Böyle şahitlik etmesi, kendisinden azabı savar" denmektedir. Demek ki zinayla suçlanan o evli kadının cezası recm değil, surenin ikinci ayetinde belirtilen yüz sopayla işkence etmektir. Ama dört tanıkla tespit edilemeyen zina suçunu kadının yemin ederek inkâr etmesi, kendisinden bu işkence cezasını kaldırmaktadır. Ayrıca Nisa: 25'inci ayette, evlendiği halde zina eden cariyeye, diğer evli kadınların cezasının yarısının uygulanması emredilmektedir. Ama evli kadının cezası recm ise recmin yarısı yoktur. Bu kanıtlar, Kur'ân'ın recmi kaldırdığını ve evli bekâr, zina eden herkese yüz sopa cezasını getirdiğini ortaya koymaktadır. Kur'ân'ın amacı toplumdan kötülüğü kaldırmaktır.
Kur’ân recmi kaldırmıştır Maalesef Peygamberimizden sonraki gelenekçiler, birçok uydurmayı hadis şekline sokup dini yozlaştırdılar. Kur’ân recmi kesin kaldırdığı halde bunu hadis şekline sokarak tekrar getirdiler
SORU: Bir televizyon kanalına çıkan kişi, sahih hadis olduğunu söylediği şu olayı aktardı: “Peygamberimize gelen bir kadın, zina yaptığını fakat bundan çok pişman olduğunu ve tövbe ettiğini söylemiş. Peygamberimiz de bu konuyu düşüneceğini, daha sonra gelmesini istemiş. Bir süre sonra kadın tekrar gelerek cezası neyse razı olacağını ve hamile olduğunu belirtmiş. Peygamberimiz bebek doğduktan sonra gelmesini istemiş. kadın, bebek doğduktan sonra tekrar gitmiş. Peygamberimiz bu kez de bebeğin sütten kesilmesinden sonra gelmesini istemiş. Bebek sütten kesildikten sonra kadın geldiğinde cezalandırılmak istediğini ifade etmiş. Peygamberimizin de onayıyla kadın recm edilmiş (taşlanarak öldürülme). Peygamberimizin, kadının dünyadayken duyduğu pişmanlığın, öteki dünyada tam 70 Medinelinin affına veya şefaatine yol açtığını söylemiş.”
Bu güzelim dine ve Peygamberimize, hadis adı altında ancak bu kadar çirkin iftira atılabilir. Kur’ân’da pişman olup tövbe edenlerin affedileceği belirtilmektedir. Bunlara tahammül etmek çok güç. (Turgay Uysal)
CEVAP: Maalesef Peygamberimizden sonraki gelenekçiler, birçok uydurmayı hadis şekline sokup dini yozlaştırdılar. Kur’ân recmi kesin kaldırdığı halde bunu hadis şekline sokarak tekrar getirdiler. Yani Kur’ân’ın hükmünü lağvettiler. Bunları söyledik, söylüyoruz ama dinleyen kim? Kur’ân’ı rafa kaldıranlar Müslüman oluyor. Allah yardımcımız olsun.
SORU: Şeriata göre hüküm veren ülkelerde ceza olarak taşlama var. Kur’ân’ın Nur Suresi’nde “zina eden kadına ve erkeğe (her birine) 100 değnek vurun” diye hüküm veriliyor. Ama “öldürün” veya “taşlayın” diye bir ifade yok. İslâm dininde taşlama var mı? Bakara Suresi’nde Allah, “öldürmede kısas size farz kılındı (katilin öldürülmesi gerekir)” diye emrediyor. Bundan başka öldürme cezası var mı? Kim ne yaptığı zaman öldürülür? Hz. Peygamber hadislerde bu konulara ne diyor?
CEVAP: Kur’ân’dan önceki dönemde
zina suçuna taşlama cezası uygulanırdı. Çünkü bu husus Tevrat’ın açık hükmüdür. Hz. Peygamber, kendisine özel hüküm gelmeyen konularda kitap ehlinin uygulamalarına ve Arap geleneğine uyardı. Taşlamanın vuku bulduğu hakkındaki rivayetler, zina konusunda Kur’ân’ın hükmü gelmeden önceki döneme ait olmalıdır. Ama Kur’ân, vahiy sürecinin epey ileri bir aşamasında inen Nisa Suresi’nin 15. ayetinde kadınlararası, 16. ayetinde de erkeklerarası fuhuşun cezası belirlenmiştir. Birincisi için kadın evleninceye kadar göz hapsi, ikincisi için bu işi yapanlara eziyet cezası getirilmiştir. Asıl kadın-erkek arası gayrimeşru ilişki olan zina cezası ise bundan epey sonra inen ve iniş tarihi bakımından 102. sırayı alan Nur Suresi’nde belirlenmiştir. O ayete göre zina eden erkek ve kadın, şayet bu eylemi 4 tanık tarafından saptanırsa 100 sopayla cezalandırılır. İşte Kur’ân’ın hükmü budur. Kur’ân bu hükmüyle Tevrat’ın recm yani taşlama hükmünü kaldırmıştır.
*****süleyman ateş....
__________________ O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Hadis ve sünnet savunucusu olan arkadaşların, başlık olarak açılan ve tartışılan konulara hadis/sünnet le cevap vermeyi neden denemiyorlar. Sözüm ona hani hadis/sünnet Kur'an ın açıklamasıydı ya.
Ben soruyorum, Kur'an ın hangi ayetini yada ayet grubunu anlayamadılarda, hadise/sünnete müracaat edip anladılar. Onca yazı yazıyorlar hadisin/sünnetin esamesinden bile bahsetmiyorlar, şaşılacak bir durum.
Allah aşkına söylemek lazım, korunmuş bir mesaj korunmayan sözlere muhtaç olabilir mi? Ayrıca ehli kitabın vahyin yanına iliştirdikleri "talmut" gerçeğini ve bunun sonucunda başlarına neler açtıklarını da gözardı etmesek iyi olur.
Son olarak Rabbimizin çağlar boyu yankılanan ve yankılanmaya devam edecek olan şu mesajını da sunmak istiyorum!
"Yazıklar olsun o kişilere ki, Kitap’ıkendi elleriyle yazarlar da sonra onunla basit bir karşılık satın alsınlar diye, “işte bu, Allah katındandır” derler. Vay haline onların ellerinin yazdıkları yüzünden! Vay haline onların kazanıp durdukları yüzünden!" 2/79 (y nuri öztürk)
Muhabbetle...
__________________ Benliğin galebe çaldığı hiçbir yerde, vahiyden, adaletten ve merhametten bahsedilemez.
Katılma Tarihi: 31 temmuz 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 736
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
aliaksoy yazdı:
"Hz. Peygamber'e, -haşa- bir grup insan / kabile, kendisine tabi olduktan sonra deve sidiği içmelerini emrettiren, onlar buna itiraz edince gözlerini oydurarak kuyulara gömülmesini emrettiren de ben değilim."
aman Allahım bu ne cehalet!!..
bu ne iftira..!!!!
bu ne aymazlık..!!!
bu ne kendini bilmezlik!!!!
yazıklar olsun sana....!!!!!!
biraz oku da ondan sonra yaz.... önce araştır...
Allahtan kork.. kuran a göre iftira nasıl bir suç iyi düşün.... iyi...
çok yazık.... çokk...
(sana... "git türkü çığır bu işlerden anlamazsın" derken boşa dememişiz demek ki.. bir bildiğimiz varmış... yazıklar olsun sana.. vah sana.. eyvah sana.. müfteri seni..!!!!!!! hadis düşmanlığı yapacağım derken adaletten ayrılan ve hz. muhammede dil uzatan zavallı seni... zalim seni... o bahsettiğin kuranı sana getiren ulaştıran o.. yani peygamberimiz...)
evet.. attığın iftiranın kaynağı şu...
bahsettiğin o rivayet şuna dayanırr...
aç da biraz kitap oku.... arapçayı öğren.. yoksa hep böyle çuvallarsın.. bana da seni rezil etmek düşer böyle.... seni rezil seni... islam düşmanı seni...
misyonerlerin kuklası seni.... tövbe et derhal.. yoksa yanarsın ahirette....
evet....
"medineye gelen bazı bedevilerin önce islamı kabul etmeleri, sonra hastalanmaları, sonra beytülmale ait develerin olduğu yere peygamber tarafından gönderilmeleri, orada tedavi olmaları, iyileşince çobanları (devletin görevlisi olan) öldürüp develeri çalmaları, eski dinlerine geri dönmeleri üzerine söylenmiş bir sözdür bu.. ve bu söz ayetle de uyumludur..
bakınız.... maide, 33
Abdülbaki Gölpınarlı
Allah'a ve Resulüne savaş açanlarla yeryüzünde bozgunculuk etmeye koşanların cezaları, ancak öldürülmektir, yahut asılmaktır, çapraz olarak elleriyle ayaklarının kesilmesidir, yahut da bulundukları yerden sürülmeleridir. Bu, onların dünyada uğradıkları horluktur, ahiretteyse pek büyük bir azap vardır onlara.
ancak bu, o dönemde böyle bir sözle ifade edilmiştir...
yoksa direk dinini değiştirenler kast edilmemiştir...
konunu bugün anlaşıldığı şekliyle alakası yoktur...
misyonerler böyle anlarlar... müşrikler böyle anlarlar.. müsteşrikler böyle anlarlar...
devlete baş kaldırıp ihanet eden, devlet malını çalan, görevlileri öldüren aynı zamanda da "islamı kabul ettik" diyerek bunu yapan sonra da din değiştirenler kast edilmiştir... gözünü para hırsı bürüyenler kast edilmiştir...
illet çok iyi bilinmelidir.... sözün söylendiği ortam önemlidir... kimler için söylendiği ve maksadı iyi bilinmezse yanlış yorumlar yapılır.. asırlardır da yapılmaktadır maalesef...
yani sözü iyi anlamak gerekir...
Allah tan korkmak gerekir.. iftira atmamak gerekir...
aliiiii titre ve kendine gel...
yoksa böyle çoooook rezil olursun...
bu bu dünyadaki cezası.. bir de ahiret var unutma....
arınmak isteyenlere selam olsun...
__________________ Rabbim! ilmimi ve anlayisimi artir!
Allah'a ve Resulüne savaş açanlarla yeryüzünde bozgunculuk etmeye koşanların cezaları, ancak öldürülmektir, yahut asılmaktır, çapraz olarak elleriyle ayaklarının kesilmesidir, yahut da bulundukları yerden sürülmeleridir. Bu, onların dünyada uğradıkları horluktur, ahiretteyse pek büyük bir azap vardır onlara.
sana... "git türkü çığır bu işlerden anlamazsın" derken boşa dememişiz demek ki.. bir bildiğimiz varmış... yazıklar olsun sana.. vah sana.. eyvah sana.. müfteri seni..!!!!!!! hadis düşmanlığı yapacağım derken adaletten ayrılan ve hz. muhammede dil uzatan zavallı seni... zalim seni... o bahsettiğin kuranı sana getiren ulaştıran o.. yani peygamberimiz...)
sayın bembeyaz yukarda yaptığın yorum gereği sizin ali beyi ayet gereği öldürmeniz yada çaprazlama kesmeniz gerekli,siz neden ayetin gereğini yerine getirmiyorsunuz yoksa siz kurana inanmıyormusunuz,yada siz ali arkadaşa iftira atıyorsunuz,ya ayetin gereğini yerine getirin yada iftira atmayın sizin gibi birine yakıştıramadım.
__________________ Ölüm her aklına geldiğinde Ah edip vah edip inleme Bu halinle tanrıyı incitmiş olacaksın Ecel kapını çaldığı zaman Evi telaşa verme O geldiği zaman Sen gitmiş olacaksın...
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma