Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
slm,kardesim, Nihat hatiboglunun sitesini bir incelyeniz,desem, orada bulunan yazilardan, hangileri Kuran ile bagdasiyor,bir bakdinizmi? Yada Tv kanllarinda ki anlatimlarin bir kismin ne kadari dogru ve yanlis? Sanirim bunlari cahil kesimler cözememek de
BIZLER KURAN DAN AYRILMAYALIM; yoksa ilerleme kayd edemeyiz düsüncesideyim.
Katılma Tarihi: 24 haziran 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 669
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
selamlar,
sıratı müstakimi asrı saadet nesli aşağıdaki şekilde anlamış olabilirlermi?Kuranı daha net anlayabilmek için o zamana inebilmek şartmıdır?bu kuranı anlama yolunda olmazsa olmazlardanmıdır..ben hiç öyle düşünmüyorum...
Çölde yönü şaşırmak elbet ölüm sebebi olabilir ancak o devrin insanları kesinlikle bunu çölde yolu şaşırmak olarak almamışlardır,onlar o ayette ne denmek istendiğini gayet net anlıyorlardı,bugün aynı sizin yada bizim anladığımız gibi..
anlama kabiliyeti kişiden kişiye değişir ancak bu anlama yetisinin derecesini zaman belirlemez,yani ilk insanlar geri zekalı değildir,çağlardan geri gittikçe, insanların zekalarında ve anlamalarında bir noksanlık oluşmaz..
her toplumda anlama yetisi sivrilen bireyler mevcuttur,bu kişiler diğerlerine göre ileri görüş sahipleridir..kuranın doğru yol kavramını,çölde yolu şaşırmak olarak anlayan ya hiç yoktur veya varsa bile kesinlikle öyle olmadığını,kişiye haber veren grup yada kişi vardır..
Kuranın inmiş olduğu zamanda yaşayan insanlar diye bir ayrım asla yapılamaz..kurandan kim haber almışsa, o kuran o kişiyi muhatap almıştır...bunlar kesin ifadeler elbet ancak gerçek..ve kendisine kuran ulaşan kişi;acaba eskiler bu ayetleri nasıl anladı gibi boş çaba içerisine giremez hakkı yoktur..o ne anladı neler anlıyor.önemli olan bu..sağlıcakla
__________________ Herkes kendi ameliyle Allah’ın huzuruna gider
sırat köprüsü dünya hayatı sanırım... bu hayatı doğru bir şekilde istikamet üzere yaşayabilirsen köprüyü sağ salim geçtin demektir... ahirette bu hayatın bir sembolü şeklinde bir köprüden geçilebilir... doğrusunu allah bilir...
__________________ O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
sıratı müstakimi asrı saadet nesli aşağıdaki şekilde anlamış olabilirlermi?Kuranı daha net anlayabilmek için o zamana inebilmek şartmıdır?bu kuranı anlama yolunda olmazsa olmazlardanmıdır..ben hiç öyle düşünmüyorum...
Çölde yönü şaşırmak elbet ölüm sebebi olabilir ancak o devrin insanları kesinlikle bunu çölde yolu şaşırmak olarak almamışlardır,onlar o ayette ne denmek istendiğini gayet net anlıyorlardı,bugün aynı sizin yada bizim anladığımız gibi..
anlama kabiliyeti kişiden kişiye değişir ancak bu anlama yetisinin derecesini zaman belirlemez,yani ilk insanlar geri zekalı değildir,çağlardan geri gittikçe, insanların zekalarında ve anlamalarında bir noksanlık oluşmaz..
her toplumda anlama yetisi sivrilen bireyler mevcuttur,bu kişiler diğerlerine göre ileri görüş sahipleridir..kuranın doğru yol kavramını,çölde yolu şaşırmak olarak anlayan ya hiç yoktur veya varsa bile kesinlikle öyle olmadığını,kişiye haber veren grup yada kişi vardır..
Selam Muvahhit,
Benim www.hanifler.org da bir arkadaşın yorumuna eklediğim gibi, Prof İzutsu "Kuranda Allah ve Insan" eserinde bu deyimin kökeni olarak çöl insanının doğru yolu şaşırmasını ölümle eşdeğer görmekte ve deyimin anlamının bu kavram ile oluştuğu yönünde bir yorum yapmıştır. Bu bir deyimdir ve gerçek anlamında algılanamaz. Bizim de bugün anladığımız "sıratı mustakim" in deyim olduğudur. Vahyin muhattapları da aynı şekilde anlamışlardır, hatta bizim anladığımızdan daha sert sınırlarla. Bugün bu adam doğru yolda değil denildiğinde çok kişi bunu hafife almakta... Algı farklı.
muvahhit Yazdı:
Kuranın inmiş olduğu zamanda yaşayan insanlar diye bir ayrım asla yapılamaz..kurandan kim haber almışsa, o kuran o kişiyi muhatap almıştır...bunlar kesin ifadeler elbet ancak gerçek..ve kendisine kuran ulaşan kişi;acaba eskiler bu ayetleri nasıl anladı gibi boş çaba içerisine giremez hakkı yoktur..o ne anladı neler anlıyor.önemli olan bu..sağlıcakla
Eskilerin bu ayetleri nasıl anladığını anlamaya çalışmak niye boş bir çaba olsun, o toplumun paradigması ile bu toplumun paradigması aynı mı ? Aynı toplumda, aynı zamanda yaşayan iki kişi bile, üstelik karşılıklı konuşuyor iken bile, farklı bakış açılarıyla farklı yorumlar yapıyor ise 1400 sene önceki vahyin muhattapları ile bizler otomatik olarak nasıl aynı bakış açısına sahip olabiliriz...
Muhabbetle.
__________________ O, odur ki, sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarsın diye kulu üzerine, gerçeği apaçık gösteren ayetler indiriyor. Allah size karşı gerçekten çok şefkatli, çok merhametlidir.
sıratı müstakimi asrı saadet nesli aşağıdaki şekilde anlamış olabilirlermi?Kuranı daha net anlayabilmek için o zamana inebilmek şartmıdır?bu kuranı anlama yolunda olmazsa olmazlardanmıdır..ben hiç öyle düşünmüyorum...
Çölde yönü şaşırmak elbet ölüm sebebi olabilir ancak o devrin insanları kesinlikle bunu çölde yolu şaşırmak olarak almamışlardır,onlar o ayette ne denmek istendiğini gayet net anlıyorlardı,bugün aynı sizin yada bizim anladığımız gibi..
anlama kabiliyeti kişiden kişiye değişir ancak bu anlama yetisinin derecesini zaman belirlemez,yani ilk insanlar geri zekalı değildir,çağlardan geri gittikçe, insanların zekalarında ve anlamalarında bir noksanlık oluşmaz..
her toplumda anlama yetisi sivrilen bireyler mevcuttur,bu kişiler diğerlerine göre ileri görüş sahipleridir..kuranın doğru yol kavramını,çölde yolu şaşırmak olarak anlayan ya hiç yoktur veya varsa bile kesinlikle öyle olmadığını,kişiye haber veren grup yada kişi vardır..
Kuranın inmiş olduğu zamanda yaşayan insanlar diye bir ayrım asla yapılamaz..kurandan kim haber almışsa, o kuran o kişiyi muhatap almıştır...bunlar kesin ifadeler elbet ancak gerçek..ve kendisine kuran ulaşan kişi;acaba eskiler bu ayetleri nasıl anladı gibi boş çaba içerisine giremez hakkı yoktur..o ne anladı neler anlıyor.önemli olan bu..sağlıcakla
benim kurandan anladığım şey yanlışsa... allahın hiç de demek istemediği bir şeyi anlıyorsam...
kuran bana inmedi ki... bin dörtyüz küsür yıl önce yaşayan bir insan topluluğuna indi...
onbin yıl önce inmiş olsa bile beni aydınlatır...hayatıma yön verebilir... ama aradan geçen bunca yıllar içinde dilin kelimelerin geçirdiği anlam değişimlerini hesaplamamız gerekir... bin dörtyüz yıl önce yazılan türkçe bir metni şu an yaşayan her türk anlayabilir mi... elli atmış yıl önce yazılan türkçe yazıları bile anlamak uzman işi oldu... efendim kuran normal bir kitap değil ilahi bir hitap her çağa hitap eder milyon yıl somra gelenlerede hitap eder... doğru... ama ilk muhatapların ne ondan ne anladıklarını ve hissettiklerini anlamadan olmaz... yani vahye ilk muhatap olanlar onu nasıl anladı uyguladı.... peki ben o halde nasıl uygulamalıyım ... yani onlarla empati yapabilirsek doğru anlama ihtimalimiz yükselecektir tahmin ediyorum... yani yüce yaratan tarihin belli bir zamanında belli bir topluma hitap ederek onların yapageldikleri hataları düzeltti ve onlara dosdoğru yaşamanın nasıl olması gerektiğinin bir örneğini sergiletti... asrı saadet bir örnektir... aynen uygulanması gereken değil mesaj alınması gereken ibret alınması gereken ders alınması gereken bir örnek... onlar gibi giyinmek yemek içmek değil.. onlar gibi doğru dürüst haksızlıklara karşı ölesiye mücadele eden ezilmişe destek veren ezene kafa tutan adaleti en güzel şekilde tesis eden bir toplum olmaya çalışarak onlar gibi olmak... allah en doğrusunu bilir...
__________________ O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Katılma Tarihi: 24 haziran 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 669
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
selamlar Elmuh,
Eskilerin bu ayetleri nasıl anladığını anlamaya çalışmak niye boş bir
çaba olsun, o toplumun paradigması ile bu toplumun paradigması aynı mı
? Aynı toplumda, aynı zamanda yaşayan iki kişi bile, üstelik karşılıklı
konuşuyor iken bile, farklı bakış açılarıyla farklı yorumlar yapıyor
ise 1400 sene önceki vahyin muhattapları ile bizler otomatik olarak
nasıl aynı bakış açısına sahip olabiliriz...
işte sevgili Elmuh,aynı zamanda yaşayan iki kişi bile faklı konuşuyor,neyse bunu geçelim...yalnız kuran diyenlerin,eskilerin ayetleri anladığının nasıllığına ihtiyaçları yoktur,biraz basma kalıp oldu ama böyle..buna ihtiyaç kesinlikle yok..resul size neyi verdiyse alın neyi yasakladıysa ondan uzaklaşın,bu yeter..yeter olan kuran,resulde orada sorumlu tutulacağımız kitapta ortada..resul neyi vermiş?gerçek resul hadisleri kuranda..ne bunlar nede diğerleri hak adına bir referans olamazlar..
önemli olan kuranı yaşanan anda hayata geçirebilmek,eskilerin yığınları olmasa yani önyargılar olmasa belki daha net anlaşılacak..belki daha duru bir görüş yakalanacak...eskinin görüş açısı..yaşar hocada çok kullanır falan alim filan hocada bunu böyle demişti ilk ben değilim diyen..bu güvensizlik neden?kuran tek başına yetmez mi..yeter..ama önyargılar gömlek gibi olmuş üzerimize varlıklarının farkına varılamıyor..yani sonuç olarak;
Kuranı anlamak için aklın ve vicdanın Kurandan gayri rehbere ihtiyacı yoktur...eskilere bakarak bazı noktaları daha iyi anlarız demek,din hadis kıyas ve icma ile sonuca bağlanır demekten farksız..kardeşim,sağlıcakla
__________________ Herkes kendi ameliyle Allah’ın huzuruna gider
Katılma Tarihi: 24 haziran 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 669
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
kuran bana inmedi ki... bin dörtyüz küsür yıl önce yaşayan bir insan topluluğuna indi...
hayır asım,bu mazeret üretmektir..kuran o andığın toplumada ve okuyan herkesede inzal olmuştur,sen bana inmediki mazeretini beyan edemezsin..
yani onlarla empati yapabilirsek doğru anlama ihtimalimiz yükselecektir tahmin ediyorum...
sevgili asım,onlarla empati yapamazsın sadece yaptığını sanarsın..Allah kuranda rehber olarak bu kitap yeter demiyor mu?biz bazı yanlış gördüklerimizi red ederken neden bazı konularda en azından bu konuda karşı grupla aynı fikre düşüyoruz,bununm farkındamıyız,biz kendine güvensizmiyiz..neden kendimize ve kurana güven eksikliği var..kuranı anlamak için eskiye ihtiyaç yoktur..neden mi?çünkü eski şaibelerle hatalarla yanlışlarla dopdoludur kardeşim..sünnet etmenin yanlışlığını dahi 1,5 yıl evvel öğrendim..nerde kaldı müslümanlar,nerde kaldı peygamberin,götürün şunu sünnet ettirin hadisleri vs si..
Kuran tek başına münirdir..ben geçmişi o zamanı hak olarak kurandan öğrenirim,ne çelişki nede yalan,hiçbiri yok..peygamberin özelinden bile haber verilmiş..biz elimizdekini küçümsemiş olmayalım Hak nazarında farkında olmadan..öyleyse,devirin bir putu daha.. sağlıcakla
__________________ Herkes kendi ameliyle Allah’ın huzuruna gider
kuranı bana iniyormuş gibi okumalıyım...
yani rabbim burada bana sesleniyor diye düşünmeliyim...
sanki onunla konuşuyormuşum gibi ciddi olarak kitaba bakmalıyım...
bu motive edici bir yaklaşım olarak doğrudur...
ama şu gerçekleri unutmadan...
kuran bindört yüz yıl önce hz muhammede vahyedildi...
o değerli vahy ezberlenerek yazılarak ve uygulanarak bu güne kadar ulaştırıldı
__________________ O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
dini allaha has kılmak... kuran yeter demek midir... allah yeter demek midir... ikisi aynı şeymidir...
__________________ O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma