Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Allah a kulluk ediyorum,çünkü O'nu seviyorum. Yaptığım her iyiliği Allahı sevdiğim için yapıyorum.Ama şunu da biliyorum ki Allah beni onu sevdiğimden daha çok seviyor. Mümkün olduğunca günah işlememeye çalışıyorum.Biliyorum ki,Allahın azabı çetindir. Allahtan bu yüzden çok korkuyorum.Allah bir dir diyorum.Çünkü o tek olduğu için,eşi ve benzeri olmadığı için.

İBRAHİM 34:Kendisinden istediğiniz herşeyden size bir parça verdi. Allah’ın nimetini saymaya kalksanız, sayıp bitiremezsiniz. Doğrusu şu ki insan, gerçekten çok zalim, çok nankördür.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Sevgili Alperen.

Ben hanif,yani halis bir müslüman değilim.Ben Allaha ortak koşarak inanan bir müslümanım.12/106"ye bak.

Ben,peygamberler de dahil,hiç kimsenin Allah"a ortak koşmadan hanif müslümanlık düzeyine çıkabileceğine inanmıyorum.Allah"a ortak koşarak iman etmek sünnetullah gereği olup,peygamberi,bilhassa İbrahimi bir metod"dur.Sorun Allah"a ortak koşmada değil,sorun,Allah"a koştuğumuz ortaklara takılıp kalmaktadır.

Hz.İbrahimin haniflik makamına nasıl ulaştığını incelersek,ne demek istediğimi daha iyi anlatabilirim.

Şimdi,Hz.İbrahimin çok uzun süren yaşamını sembolize eden küçük bir kıssayı hatırlayalım.

Ayet:Üzerine gece basınca bir yıldız gördü;"Budur rabbim"dedi.Yıldız batınca:"Batanları sevmem"dedi.

Ayı doğarken görünce;"Budur rabbim"dedi.O da batınca;Rabbim bana doğru yolu göstermeseydi,elbette sapan topluluktan olurdum dedi.

Güneşi doğarken görünce:"Budur Rabbim,bu daha büyük!"dedi.(O da)Batınca dedi ki:Ey kavmim,ben sizin (Allah"a)ortak koştuğunuz şeylerden uzağım".6/76,77,78.

Konumuza ışık tutması bakımından,bu kıssanın sadece mecazi anlamına dikkat çekeceğim.Kıssanın zahiri anlamı da çok ilginçtir.Ama kıssanın zahiri anlamının konumuzla pek ilgisi yoktur.Zaten ilgisi de olsa anlatmam,çünkü beni tımarhaneye ispiyon etmenizden korkarım.

Kıssanın anlattığı olay,Hz.İbraimin uzun süren yaşamı boyunca geçirdiği inanç safhalarına mecazen dikkat çekmektedir.Kıssanın dikkat çektiği yıldızlar,Hz.İbrahimin,ilmine ve bilgisine baş vurduğu toplumundaki bazi  bilgili kişilerdir.İbrahim,bir müddet bu kişileri izlemiş ve onları örnek almaya çalışmıştır.Ancak belli bir süreden sonra,söz konusu kişiler(din adamı,yazar çizer,siyasetci,aydın,tarihi şahsiyetler,v.s.)İbrahim için yetersiz kalmış ve İbrahim,söz konusu kişiliklerin daha büyüklerine,daha bilgililerine(Ay"a) yönelmiştir.Bir müddet sonra,söz konusu kişiliklerde Hz.İbrahimin gözünden düşmüş,artık onlar da İbrahime yetmemeye başlamıştı.Yani İrahimin güvendiği dağlara kar yağmişti ve İbrahim büyük bir boşluğa düşmüştiü.Ve ilk defa,bir aracı,bir vasıta olmadan kendi vicdanı ile birlikte baş başa kalmıştı.Bir gece kafasını kaldırıp,uzun  uzun göğe baktı.Ve gene ilk defa,kendi hür ve özgür iradesi ile,bir Allah"ın var olduğuna ve bu evreni boş yere yaratmadığına inandı.Ve o andan itibaren de peygamberlikle görevlendirilip,vahiy almaya başladı.Yani İbrahim,artık,sizin ve benim gibi,göya sadece vahye(Güneşe) yönelmişti.Halbu ki,İbrahim peygamber olduktan sonra da sadece vahye yönelememiş ve haniflik düzeyine ulaşamamıştı.Bunun için Allah,peygamber de olsa,İbrahimi ayrica imtihan edecek ve imtihanı kazandığı takdirde onu haniflık makamına yükseltecekti.

Uzun yıllar bir evlat hasreti çeken İbrahim ve eşi,artık kendilerinden çocuk beklenmeyecek ileri bir yaşa vardıklarında,İshak İsmail adında bir çocukları olur.Çocuk bebeklikten çıkıp,tam koşma çağına,yani en sevimli ve üzerinde en çok titrenen yaşına vardığında,Allahtan vahiy gelir.Ey İbrahim,oğlunu benim için kurban et.Kendisini bizler gibi hanif bir muvahhit zanneden ibrahim,önce vahyi duymamazlıktan geldi.Ama Allah ısrar edince,Allah kendisine güç ve metanet verince,sevgili oğluna karşı duyduğu,büyük şefkat ve merhameti Allah için bağrına gömerek,evladının boynuna bıçağı bastı.Bıçak kesmedi,evladı ölmedi,ama ibrahimin gönlünde,başta evlat sevgisi olmak üzere,Allah sevgisinden,Allah aşkından başka hiç bir şey kalmadı.Ve Böylece de İbrahim haniflik makamına ulaştı.İbrahimin oğlunu kurban etmesinin Kur"an"da bize anlatılmasının tek hikmeti,haniflik makamına ulaşmanın ne kadar zor ve hanifliğe giden yolun ne kadar çileli olduğunu göstermektir.Bana göre,peygamberlerden gayri hiç kimse,bu dünya yaşamında haniflik inancına ulaşamaz,ulaşmamıştır.Bundan dolayı ben,hanif bir müslüman olduğumu söylersem,Allah"a karşı kendimi övüp,yüceltmiş olurum ki,bu Kur"an"a aykırıdır.Bana göre, sizlerin kendinizi hanifler olarak takdim etmeniz,iyi niyetli güzel bir iddiadir.Sizin haniflik anlayışınıza göre de bir sakıncası olmasa gerektir.Ama bana göre,haniflik makamı peygamberlik makamından yüksektir.

İşte...Bundan dolayı ve elimde olmadan,boş bulunup o başlığı attım.Bunu biraz da haddimi bilmek adına yaptım galiba.Ama siz haniflik sıfatını kullanmaya devam edin,çunkü bu benim nefsime de çok hoş geliyor.

Selam ile.Naci Çelik

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Ben,peygamberler de dahil,hiç kimsenin Allah"a ortak koşmadan hanif müslümanlık düzeyine çıkabileceğine inanmıyorum.Allah"a ortak koşarak iman etmek sünnetullah gereği olup,peygamberi,bilhassa İbrahimi bir metod"dur.Sorun Allah"a ortak koşmada değil,sorun,Allah"a koştuğumuz ortaklara takılıp kalmaktadır.

İKİ DAKKA DUR TART VE ÖYLE YAZ,

En’am Suresi:74-81
‘’ İbrahim, babası Azer’e: Birtakım putları tanrılar mı ediniyorsun? Doğrusu ben seni de kavmini de apaçık bir sapıklık içinde görüyorum, demişti. Böylece biz, kesin iman edenlerden olması için İbrahim’e göklerin ve yerin melekutunu gösteriyorduk. Üzerine gece bastırınca, bir yıldız görmüş ve bu, benim Rabbım ha? demişti. Fakat yıldız batınca da, ben batanları sevmem, demişti. Ayı doğarken görünce, bu, benim Rabbım ha? demişti. Fakat o da batınca, Rabbim beni doğru yola iletmezse, muhakkak sapıklığa düşmüş kimselerden olacagım, demişti. Sonra güneşi doğarken görünce, bu, benim Rabbım ha,bu daha büyük? Demiş, o da batınca, ey kavmim, ben sizin ortak koştuklarınızdan uzağım. Ben, bir muvahhid(Allah’ı birleyici) olarak, yüzümü, gökleri ve yeri yaratan Allah’a yönelttim. Ben, asla müşriklerden değilim demişti. Kavmi ona karşı deliller getirmeye kalkışmış, oda demiştiki: Allah bana hidayet etmiş olduğu halde, O’nun hakkında benimle mücadeleyemi kalkışıyorsunuz? Rabbimin dilediği şey dışında sizin ortak koştuklarınızdan asla korkmam. Rabbimin ilmi herşeyi kuşatmıştır. Hala düşünmüyormusunuz? Hem siz, Allah’ın hakkında herhangi bir delil indirmediği şeyleri O’na ortak koşmaktan korkmazken, ben sizin ortak koştuğunuz şeylerden nasıl korkarım? Böyle olunca, eğer farkındaysanız, hangi taraf emin olmaya daha layıktır?’’


BENİM RABBİM GÜNEŞ HA, BENİM RABBİM AY HA, İBRAHİM DEDMİZ İYİ VE DERİNLEMESİNE DÜŞÜNEN BİR ADAM DI, İBRAHİM GÜNEŞE VE AYA TAPTI HA, İBRAHİMİN İÇ ALEMİNİ ANLATANAYETLER, İBRAHİMİ METOD BÜYÜKLERİNE SORUN BELKİ O BİLİR DERKEN DE BÜYÜK PUTUN CEVAP VERCEĞİNİ DÜŞÜNÜYORDU ZATEN, DEMİ, İBRAHİM PEYGAMBERİ BU İFTİRADAN TENZİH EDERİM,

GELELİM DEVAMINA TAMAMIYLE ZANNA DAYALI BİR GÖRÜŞ,

haniflik makamı peygamberlik makamından yüksektir,

İbrahim, ne yahudi idi, ne de hıristiyandı: ancak, O hanif (muvahhid) bir müslümandı, müşriklerden de değildi. (AL-İ İMRAN SURESİ / 67)

bak hem peygamber hem hanif, tamamıyle zanna dayanan bir  düşünce,

Kendisini bizler gibi hanif bir muvahhit zanneden ibrahim,önce vahyi duymamazlıktan geldi

DELİLİN NEDİR, NEYE DAYANARAK DUYMAMAZLIKTAN GELDİĞİNİ AÇIKLAYIVER,YOKSA HEVANDAN DAHA FAZLA KONUŞMA,

peygamberlerden gayri hiç kimse,bu dünya yaşamında haniflik inancına ulaşamaz,ulaşmamıştır

bu Allah'a yapılan bir iftiradır,

Allah bu insanlara kaldıramayacakları bir yükümü yükledi, buna sadece peygamberler ulaşabilecekdiyse haniflik olma emrini alanlara Allah zulmetmiştir, Allah'ı tenzih ederim

Allah, hiç kimseye güç yetireceğinden başkasını yüklemez....2/287

kendi içinde bile tutarlı değilsin sen,

Bıçak kesmedi,evladı ölmedi,ama ibrahimin gönlünde,başta evlat sevgisi olmak üzere,Allah sevgisinden,Allah aşkından başka hiç bir şey kalmadı

bu sözüne mi inanalım yoksa,

Allah sevilemez de,Allah"ı çok sevdiğini iddia edenler,aslinda kendilerini sevmektedirler.Allah çocuk değil ki sevesin.

and olsun ki insanın işleri çelişkili ve parça parça,

sen mayo ve bikinili kızlarla sahil sohbetlerine devam ederken bu ayetleri tilavet etmişsin galiba, anlamak için türkçe okumak da yetmiyor, türkçenin de tilavet edilişi var,

ALLAH AKILLARINI KULLANMAYANLARIN ÜZERİNE PİSLİK YAĞDIRACAKTIR, ADAMLAR NAZİKCE HOŞGELDİN DİYOR SEN HIMMM HADİ CEVAP VERİN DİYE SORU YÖNELTİYORSUN, ADAMLAR YANLIŞLIĞINI SÖYLÜYOR AMA SEN DE KİBİRLİSİN DİYORSUN, NEYA İNANDIĞINI NETLEŞİR İLK ÖNCE,

SELAM

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Mircan ustalar Katılma Tarihi: 25 agustos 2005 Yer: Turkiye Gönderilenler: 876

Gönderen: 25 subat 2007 Saat 4:24pm | Kayıtlı IP Sevgili naci çelik, Meseleleri kendi mantığınızla ürettiğiniz felsefelerle çözümlemeye çalıştığınızdan hataya düşüyorsunuz.Elbette alim değilim size olan eleştirilerimin kaynağı sadece Kur'andır.Son iletinizde de ciddi yanılmalar var.Örneğin Allah'ın sevilemez bir varlık olduğu söyleminiz...Siz böyle söylüyorsun ama Allah daha farklı söylüyor.(tabi meallerde hata yoksa) BAKARA SURESİ: 165 İnsanlar içinde öyleleri vardır ki, Allah dışında bazılarını Allah'a eş tutarlar da onları Allah'ı sevmiş gibi severler. İman sahipleri ise Allah'a sevgide çok kararlı ve taşkındır. Zulme saplananlar, azabı gördüklerinde tüm kuvvetin Allah'ta bulunduğunu, Allah'ın azabının çok şiddetli olduğunu fark edeceklerini anlayabilseler! ALİ İMRAN SURESİ : 31 De ki: "Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah çok affedici, çok merhametlidir." Az öncede söylediğim gibi ayetlerden meallerde hata yoksa,Allah'ın sevilebilir hatta sevilmesi gerekli ir varlık olduğu çıkıyor.Hidayet konusunda sizinle aynı düşüncedeyiz.Bu nedenle bu sitenin hidayete ermede samimi müminlere vesile olabileceğini ifade ettim. Son olarak farklı bakış açınızdan yararlanabileceğimiz umud ediyorum yalnız bir kardeşiniz,küçüğünüz olarak bakış açınızı tamamıyla felsefe ile sınırlamamız gerektiğini düşünüyorum.Benimkisi naçizane bir tavsiye... Sevgilerimle

Sevgili  Mircan Kardeşim.Eleştirilerinizde haklı olabilirsiniz.Yani belirttiğiniz gibi hataya düşmüş olabilirim.Ama meseleleri elbette kendi mantığımla çözmeye çalışacağım.Ben başkalarının mantığı ile düşünmeyi terkedeli 20 yıl oldu.Kendi Mantığımla düşünmek,yani tamamen kendi hür ve özgür irademle düşünmek,düşünebilmek benim en büyük idealim.20 Yıldır Kur"an"ı inceliyorum.Kur"an"ı incelerken en çok dikkat ettiğim şey,ayetlere tamamen objektif yaklaşmaya çalışmaktır.Bunu yaparken bütün peşin hükümlerimden arınmaya çalışıyorum.Ayetlerin verdiği mesaji doğru algılamak için,ayetlere çok yönlü yaklaşıyor ve ayetler üzerinde uzun uzun düşünüyorum.Kur"an"ı okumaya başladığım günden beri üzerinde düşündüğüm ama hala anlayamadığım,bir anlam veremediğim binlerce ayet var.Böyle yapmak,yani kendi beyni ile düşünmeye çalışmak felsefe mi? Eğer böyle yapmak felsefe ise,bende felsefe yapıyorum.Ne yapayım yani,başkalarının beyni ile mi düşüneyim.Keşke başkalarının beyni ile düşünmek benim için yeterli olsaydi.Ama olmuyor,olamıyor.Bundan dolayı da,kendi içtihadı mı kendim yapıyorum.Hani kendin pişir,kendin ye var ya,aynen öyle.

Hadi şimdi beraber pişirip,beraber yiyelim.Acaba,evlat sevgisi ile,eş veya sevgili sevgisi ayni şeymidir.Veya anne baba sevgisi ile,çocuk sevgisi ayni şeymidir.Evladımıza karşı beslediğimiz hislerle,eşimize karşı duyduğumuz his ayni his"midir.

Bu kişilerin hepsine karşı beslediğimiz hisleri adlandırırken tek bir kelime ile,sevgi"kelimesi ile ifade ediyoruz.Ama söz konusu kişilere karşı beslediğimiz hisler farklı farklı.Allah"a karşı beslediğimiz hisleri sevgi kelimesi ile ifade etsek te,farklı bir hisi vurgulamış oluyoruz.Ben buna dikkat çekmiştim.

Allah"a karşı duyduğumuz sevgiye,en çok benzeyen sevgiye tarikatlerdeki müridlerin,mürşitlerine karşı besledikleri hisleri örnek verebiliriz.Sözünü ettiğiniz Bakara/165.ayette,zannedersem,bilhassa bü tür sevgileri vurgulamaktadır.

Müslümanların Allah"a karşı besledikleri hislerde,bana göre farklı farklıdır.Örneğin:Ben Allah"a karşı olan hislerimi tek kelime ile açıklayacak olsam,bunu sadece "korku" kelimesi ile ifade edebilirim.Ama bunu bir başkası sevgi kelimesi ile ifade edebilir ve bu da doğru olur.Demek ki,benim iletideki tesbitim yanlış ve haksız. Yaptığımız felsefe sonunda,gene sen haklı çıktın.Demek ki,1000 kere düşünüp,bir kere konuşmak lazım.

Bakış açımı tamamıyla felsefe ile sınırlamama"mı tavsiye ediyorsun.Sizce felsefe nedir ki,düşünmek,sorgulamak,akletmek,fikir yürütmek,v.s. değilmidir? Tamam,bunları yapmayayim.Bana ne öneriyorsun? Sakın bana Kur"an okumayı önerme,bütün islam dünyası Kur"an okuyor ve hepsi de farklı farklı şeyler anlıyor.Bu durumda,bana önereceğin tek bir şey kalıyor,bir Kur"an ehline veya bir ağbiye veya bir yazara veya bir mütefekkire,yani sizn tabirinizle bir felsefeciye tabi olmam değil mi?

Selam ile.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Muhsin Newbie Katılma Tarihi: 14 subat 2007 Gönderilenler: 19

Gönderen: 26 subat 2007 Saat 12:14am | Kayıtlı IP selam, naci celik Ben çok kaba saba bir insanım,ama yanılmıyorsam,sizde çok kibirli birisiniz. alintiyi siz yazdiniz,sorum sudur, Ibrahimim beyi taniyormusunuz da "kibirli"olarak algiladiniz? Allah aklimizi calistirmamizi emrediyor,önce düsünüp sonra yazalim,lütfen. Benim sahsen görüsdügüm ve cok degerverdigim,Kardesim hakkin da bu düsüncenizi KINIYORUM. selam ve saygilarim ile.

Yukarı dön

Sevgili Muhsin.Siz neden kraldan fazla kralcı oluyorsunuz ki.Yoksa siz ibrahimin tetikcisimisiniz?Bırakında adam kendisi cevap versin.O kendisini savunur,sen merak etme

Selam ile

?

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

naci celik Yazdı: Ben, peygamberler de dahil, hiç kimsenin Allah"a ortak koşmadan hanif müslümanlık düzeyine çıkabileceğine inanmıyorum. Bana göre,peygamberlerden gayri hiç kimse, bu dünya yaşamında haniflik inancına ulaşamaz, ulaşmamıştır.

Selam Naci Çelik

Resullerimiz Hanif Müslümanlığın uygulayıcısı ve öğretmenleridirler. Yüce Allah’ı birlemek ve dini yalnız O’na özgülemek Resulullahlığın olmazsa olmaz bir şartıdır.

Hz. İbrahim bu konuda örnek bir isimdir, tek isim değildir. Örnek olarak onun verilmesi anlamlıdır. Çünkü o üç semavi dinin ortak atasıdır. Onun Hanif Tavrı aramızdaki ortak sözdür.

http://www.hanifdostlar.com/hanifnet/hanifliknedir/beraberin dekiler.html

İbrahim’in Hanif Milletine dahil olma yalnız Müslümanlara değil aynı zamanda Hristiyan ve Yahudilere de yapılan bir çağrıdır.

Hanif Müslümanlık Dini yalnız Allah’a özgülemenin yani şirksiz imanın adıdır. Bu bir süreçtir, bir idealdir. Fakat bir ütopya değildir. O ulaşılamaz bir nokta olsaydı Yüce Allah hanifliği Ehli Kitaba ve özellikle Müslümanların tümüne emretmezdi. Hem bu güzelliği özümüze yerleştirecek hem onu yaşamayı emredecek hem de ulaşılamaz kılacak. Bu mantıksızdır.

Yüce Allah sadece Resullerimizin elinden gelebilecek bir şeyi bizlere neden emretsin?

Herkesin süreci farklı işliyor. Hz. İbrahim aya, güneşe, yıldızlara (o günün popüler Tanrılarına) yönelmiş önce ve bu esnada aklını işletmiş, sorgulamış ve Yüce Allah’ın izniyle Hanif Müslüman olmuş. Bugünün müslümanı da o tarikata, bu cemaate, şu meşrebe giriyor ve Kur’andışı bir sürü dindarlık modelini yaşıyor sonra Kur’an Müslümanlığı kendisine nasip oluyor.

Kişi araştırıp sorgulayarak doğrulara varma çabası sonucunda Allah odaklı dindarlık anlayışını benimsemişse ve bu istikamet üzere yaşıyorsa “ben Hanif Müslümanlardanım”, “ben İbrahim’in Hanif Milletindenim” demeye hakkı tabiki bulunmaktadır.

Dini Allah’a özgülemek evet bir süreçtir ama zor ve imkansız değildir.

Muhabbetle, Alperen

Sayın Çelik başka iletilerden alıntı yapacaksanız iletilerin sağ üstündeki alıntı yazan yeri tıklamalısınız ve  sonra içeriği kopyala yapıştırla almalısınız.

Not: Konuya ilgi duyan arkadaşlar için Haniflik bidatı