Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
söylemek zorundayım belki yanlış yapıyorum ama biz işin içinden çıkamazken hadisci gelenekçi bbir insan okduğu hadislerde hangisinin yenip yenemyeceğini ihtilaflı olanları görüyor hepside akla mantığa uygun... tabiki doğrudur demiyorum ama onlar rahat biz sıkıntıdayız.. gerçi biz doğruyu bulmaya çalışıyoruz elbet sıkıntımız allahın hükmünü daha iyi anlamak için...
sana katılmadığımı belirtmek zorundayım. Musa Peygamberin hata
yaptığını ve hata yapmış olduğunu farkettiğinde Yüce Rabb'imizden
kendisini bağışlamasını istediğini , yine Yüce Allah'ın Kitabında
rahatlıkla görebiliyorken aynı zamanda Hz. Meryem'in İDDİA edilen
hatayı işlemediğini de Kur'an'da açıkça görebiliyoruz. yani her ikisini
birlikte bize emsal olarak göstermeniz bence yanlıştır. sizin Hz.Meryem
ile ilgili bu hata atfeden İDDİAnızı Kur'an'a muhalif buluyorum ve
reddediyorum.
SULTAN YAZDI:
Burada önemli olan Allah'ın Meryem'in karşısına tanımadığı birini çıkartıp onun hamile kalmasına sebep olmasıdır.Yani çok somut bir eylem var ortada.Elbette bu iffetsizlik değil,meşru bir birlikteliktir.Utanılacak,kınanacak hiçbir yanı yoktur.Allah,gönderdiği kişiyi oraya fon olsun diye göndermiyor,somut bir eylemi gerçekleştirmesi için emrediyor.İşte buda açıkça ÇİFTİ OLUŞTURMA eylemidir.Bu fantastik arayış değil,hepimiz için çok değerli bir öğretidir.Özellikle evliliği angarya görüp geciktiren bekar bay-bayan kardeşlerimiz için.
Sen,benden de beter kafayı üşütmüşün.Kur"an"da mucize yoktur demek için,son derece mantıksız,zorlama yorumlar yapıyorsun.Bu durumda,söylermisin,senin elçin kim? İskender evrenesoğlu mu? Hasan Mezarcı mi? Edip Yüksel mi? Yoksa sen de bir elçi misin? Eğer elçi isen söyle de,sana itaat edelim.Yoksa halimiz duman olur:)
Malum ya,Kur"an,Hz.Muhammed"ın son peygamber olduğunu söylüyor,son elçi olduğunu söylemiyor.
Not:Seni yavaş yavaş çıkartmaya başladım.Sen galiba Bur"sa elçisi"sin.
Ula pilavdan dönenin kaşığı kırılsın,ben de İstanbul elçisi"yim,var mi diyeceğin?
söylemek zorundayım belki yanlış yapıyorum ama biz işin içinden çıkamazken hadisci gelenekçi bbir insan okduğu hadislerde hangisinin yenip yenemyeceğini ihtilaflı olanları görüyor hepside akla mantığa uygun... tabiki doğrudur demiyorum ama onlar rahat biz sıkıntıdayız.. gerçi biz doğruyu bulmaya çalışıyoruz elbet sıkıntımız allahın hükmünü daha iyi anlamak için...
Naci Çelik yazdı.
Valla haklısın mindar.İçimizde en rahat,Semaze"n ve Mircan"lar.Rivayetlere bakıp,her türlü sorularının cevabını alıyorlar.
Ama şunu bilmeni isterim ki,İslam dünyasının elindeki tüm hadisler,tüm icma ve içtihatlar,değil 6 milyarlık insanlığın,değil,70 milyonluk Türkiyenin,günümüz,5 kişilik bir ailenin bile,sorularına,sorunlarına,asla cevap veremez.Bundan dolayı da,diyanet ne derse desin,islam fıkhı ne derse desin,müslüman aileler bile hiç takmıyor.
Sen,benden de beter kafayı üşütmüşün.Kur"an"da mucize yoktur demek için,son derece mantıksız,zorlama yorumlar yapıyorsun.Bu durumda,söylermisin,senin elçin kim? İskender evrenesoğlu mu? Hasan Mezarcı mi? Edip Yüksel mi? Yoksa sen de bir elçi misin? Eğer elçi isen söyle de,sana itaat edelim.Yoksa halimiz duman olur:)
Malum ya,Kur"an,Hz.Muhammed"ın son peygamber olduğunu söylüyor,son elçi olduğunu söylemiyor.
Not:Seni yavaş yavaş çıkartmaya başladım.Sen galiba Bur"sa elçisi"sin.
Ula pilavdan dönenin kaşığı kırılsın,ben de İstanbul elçisi"yim,var mi diyeceğin?
Selam ile.
Bana Suriye'li bir düşünürün "Üşütenleri bir Şeyh'e bağlamalı"sözünü anımsattınız.Ancak,bildiğim kadarıyla siz bu süreçten de geçmiştiniz sanırım.Size,en başında Kuran'ın şifa özelliğini önermiştim,yine onu tavsiye etmekle yetineyim.
Foruma katıldığımdan beri hep şunu savunuyorum;Kuran bir kılavuzdur,bize yol aldıracak sonuçlarla doludur.Bu yönde fikri olanlar söylesinler dinleyelim,yaşamda karşılığı olmayan uçuk- kaçık mevzularla vakit kaybetmeyelim.
Bizim Kurani sonuçlarımıza katılmadınız,"zorlama yorumlar"dediniz.Sizin zorlanmadan ortaya koyduğunuz tek bir sonuç görebildim,o da "Domuz eti helaldir"düşünceniz.
Bu düşünceni de uygulama imkanı bulamayacağına göre elde var sıfır.Bundan sonra ki tartışmalarınız da böyle olacağından, iştirak etmekte kendi adıma fayda görmüyorum.
Ancak,bu site de bir hayli iştirakçi bulacağından hiç kuşkum yok.O halde:
Valla haklısın mindar.İçimizde en rahat,Semaze"n ve Mircan"lar.Rivayetlere bakıp,her türlü sorularının cevabını alıyorlar.
Naci Bey,
Sizi rivayetleri kendimize kaynak edindiğimizi ispatamaya davet ediyorum.İspat ederseniz forum üyeleri önünde sizden özür dileyeceğim.(ispat için fikirlerime dayanak olarak gösterdiğim tek bir rivayet yeterli) fakat aksi halde sui-zannınız nedeniyle sizi Allah'a havale ediyorum.
aslında bu konu nicedir benimde kafamı kurcalamıyor değil.kuranda Şunları şunları yemeyin bunlar dışındakiler helal diye ifadeler içinde neden insan eti belirtilmemiş.Yamyam kabilenin eline kuran geçse ve bunlar müslüman olsa
ilk yapacakları iş
1-artık yemek için insan öldürmeyecekler çünkü insan öldürmek yasak
peki ya kendiliğinden ölmüş olanlar?
Bizim bu kabile insan etini pek seviyor vede hiçte iğrenç tiksinti veren yiyecek olarak görmüyor.O halde mindarın yadığı ayette kardeşinizin etini yemekten iğrenirsiniz dimi? söylemine yok biz iğrenmeyiz deyip hapur hupur ölmüş insan eti yemeye devammı edecekler?
Leş konusuna gelince insan etinin leş kapsamında olduğunu düşünmüyorum.en azından türkçede leş ölmüş ve kokuşmuş hayavan etleri için kullanılıyor.Ayette bahsi geçen ifadenin sadece hayvan etledrini kapsadığını düşünüyorum ama eminde değilim
Selam Savana,
Başkasına zarar vermemek ve sınırı aşmamak üzere kim (bunlardan) yemek
zor unda kalırsa bilsin ki Rabbin bağışlayan ve esirgeyendir.
Ayetin altı çizili kısmı sorunun yanıtı niteliğinde bence (şüphesiz doğrusunu Rab'bim bilir).Ayette sayılanları yerken birisi başkasına nasıl zarar verebilir? Aç kaldığı için yanındaki arkadaşını öldürmek olabilir mi? Aslında olabilir.Yinede elbette bu ayet "insan eti" yenilip/yenilemeyeceği konusunda muhkem bir ayet değildir sadece referans niteliğindedir.
Esasında çok uç bir örneği tartışıyoruz.Böylesi bir durum kaç kişinin başına gelmiştir ki? Yinede böyle durumlar için şu ayetler (de) aklıma geliyor.
Diyanet Meali - el-ENFÂL : 66. Şimdi Allah, yükünüzü hafifletti; sizde zayıflık olduğunu
bildi . O halde sizden sabırlı yüz kişi bulunursa, (onlardan) ikiyüz kişiye galip gelir. Ve eğer sizden bin kişi olursa, Allah'ın izniyle (onlardan) ikibin kişiye galip gelirler. Allah sabredenlerle beraberdir.
Diyanet Meali - el-BAKARA : 187. Oruç gecesinde kadınlarınıza yaklaşmak size helâl kılındı. Onlar sizin için birer elbise, siz de onlar için birer elbisesiniz. Allah sizin kendinize kötülük ettiğinizi
bildi ve tevbenizi kabul edip sizi bağışladı. Artık (ramazan gecelerinde) onlara yaklaşın ve Allah'ın sizin için takdir ettiklerini isteyin. Sabahın beyaz ipliği (aydınlığı), siyah ipliğinden (karanlığından) ayırt edilinceye kadar yeyin, için, sonra akşama kadar orucu tamamlayın. Mescitlerde ibadete çekilmiş olduğunuz zamanlarda kadınlarla birleşmeyin. Bunlar Allah'ın koyduğu sınırlardır. Sakın bu sınırlara yaklaşmayın. İşte böylece Allah âyetlerini insanlara açıklar. Umulur ki korunurlar.
Allah sizin için kolaylık ister, zor luk istemez /bakara 185
Şüphesiz Rab'bimiz halk ettiği kullarındaki zayıflığı ve zaafiyetleri çok iyi biliyor.Ve böylesi durumlarda bizlere belli ölçülerde izin veriyor.Aynı örnekten gidecek olursak zor durumda kalan birinin ölü insan etini ayette olsa bile muhalefet edip yenilecek olacağını biliyor.Biliyor çünkü böylesi durumlarda,daha farklı bir davranış olmamıştır.Bu konuda araştırma yapabilirsiniz...
İstersen sevgili Savana bu konunun üzerine daha fazla konuşmayalım,bizim hezayancılara kızarken böylesi sevdikleri konuları açmayı hiç arzu etmiyorum:)
Forumu zevkle okuyorum,dışardan takıp edıyorum,konuyu pek hoş olmayan yamyamlıktan, alevilik konusuna çekmek istiyorum.Naci Beyin beynamaz itirafı ve oruç konusundaki duşunceleri bana aleviliği hatırlattı ve araştırmaya itti,alevi bir siteden kısa bir alıntı yapıcam, Naci beyin görüşlerini ve tecrübelerini merak ediyorum,bu ulkede maalesef sunniler ve sunnı kuruluş diyanet alevılere karşı adıl değil hatta bu konu AB'ye kadar yansıdı.
Aleviler,zorba, putperest,Muhammedin torunlarını ölduren Emevi dönemınde 5 vakit namazın İslama girdiğini,Kurandaki salat kavramının tahrıf edıldığını, Ali ve taraftarlarının buna karşı çıktığına kaynaklarında yer verırler.Ayni şekilde Kabe haccıda Alevılerın ınancında yer almaz.Alevilerde Kuranı klavuz alır,Muhammedî son nebi olarak kabul ederler.Aradaki fark,namaz,Kabe haccı,oruç ve diğer bazı konularda şu anki sunni mezhebin kökeni Emevi ve Ali arasında yasanan ıhtılaftır,bu yuzden kendılerıne Ali taraftarları derler.
Her Alevi mutlaka ömrünün birden fazla döneminde “siz Aleviler neden namaz kılmıyor, camiye gitmiyorsunuz?” sorusuyla karşılaşmıştır
Bilindiği gibi namaz Farsça bir kelimdir. Namaz kelimesin Kuran´da ki karşılığı salat´tir. Salat ise dua, tanrıyı içten anıp selamlama anlamına geliyor. Allah´i içten anıp selamlamanın, duanın ise biçimi, sekli yoktur. Dua, insanin Yaratıcı ile beraberliğidir. Bunun için belli bir saat, mekan, kural yoktur. İnsan istediği vakit, istediği dilde, istediği şekilde dua edebilir, Yüce Yaratıcısına şükür edebilir. Yüce yaratıcıyı anmak, Yaratıcıyla dolu olmak, bir araya gelmek için belli bir zaman dilimi yoktur. Bu her an olmalıdır ve her anda mümkündür. İbadeti belirli zamanlarla sınırlayan kendisini biçimsel kurallar ve şekillerden arındırmamış demektir. Böylesi şekilsel bir kuşatma ise yaşamın gayesine ters bir durumdur.İbadetle amaçlanan kişinin kendini yenilemesi, arındırması ve sosyal dayanışmayla kişiliğini tamamlamasıdır. Maun süresi böyle bir anlama sahip. İbadet için ibadet, gösteriş için yapılan ibadet nafile ibadetlerdir.Alevi ibadet anlayışı biçimsellikten uzak içtenliği esas alır. Al-i İmran Suresi 191. Ayetinde “Onlar; ayakta iken, otururken, yan yatarken Allah´i anarlar”. Bakara s Suresi 239. Ayeti: “Eğer korkarsanız, (namazı) yaya yahut binekte iken kilin”. Bu ve benzer ayetlerde de anlaşılacağı üzere Allah insanlara içten ibadet etmeyi emrediyor.Birileri kabul etsin veya etmesin, Alevilerin ibadet anlayışı bu minval üzeredir.
Hz. Muhammed’in Medine’ye hicretinden sonra İslam dini gelişmeye devam etti. O kadar gelişti ki, Mekkeli putperestler bile Müslüman oldular. İşte bu putperestlerin içinde Mekke’nin en zengin kişilerinden biri olan Ebu Süfyan da vardı. Ebu Süfyan ve benzerleri İslam’a Peygambere inandıkları için Müslüman olmadılar. Onlar gelişen İslamiyet’in maddi değerlerine sahip olmak için Müslüman oluyorlardı. Hz. Muhammed bütün bunları görüyor ve ona göre de önlem alıyordu. Hz. Muhammed çok açık bir şekilde kendisinden sonra Müslümanların önderinin (Halifesinin) Hz. Ali olması gerektiğini beyan etmiştir. Ama bütün bunlar hiçe sayıldı. Hz. Muhammed’in vefatından sonra bu eskinin putperest, müşrik bezirganları bir ara geçiş dönemi hazırladılar. . Hz. Ali kendisine yapılan onca haksızlığa karşın sabır göstermiş, İslam toplumunun içine nifak sokulmasın diye, kan dökülmesin diye insanları doğruluğa davetini sürdürmüştür. Ama ne yazık ki, Hz. Ali’nin bütün bu çabalarına karşın dünya malına tamah gösterenler, gözünü iktidar hırsı bürümüş olanlar bunu anlamıyordu. Nitekim Ebu Süfyan oğlu Muaviye yaptığı bin bir dalavere ve haksızlıkla kendisini halife ilân ediyordu. İslamiyet’i bir iktidar aracı olarak görüyordu. Muaviye Hilafeti de babadan oğula geçecek bir kurum olarak şekillendiriyordu. Muaviye dönemindeki Emevi saltanatı salt Hilafet için değil, aynı zamanda kendi iktidarlarına hizmet edecek bütün din dışı gelenekleri, töreleri, adetleri din adına kurallaştırıyor, kurumlaştırıyordu. Hz. Ali ve Ehlibeyt var gücüyle bütün olumsuzlukları gidermeye çalışıyor, insanları gerçeğe davete devam ediyorlardı. Ama Muaviye acımasızdı. Hz. Ali şehit ediliyor, ardından ikinci imam Hasan zehirlettirilerek şehit ediliyordu.Ve daha sonrada son nebi Muhammedin diğer torunu şehit edildi ...vs
Katılma Tarihi: 15 temmuz 2006 Yer: ABD Gönderilenler: 266
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Mirror
İbadeti belirli zamanlarla sınırlayan kendisini biçimsel kurallar ve şekillerden arındırmamış demektir. Böylesi şekilsel bir kuşatma ise yaşamın gayesine ters bir durumdur.İbadetle amaçlanan kişinin kendini yenilemesi, arındırması ve sosyal dayanışmayla kişiliğini tamamlamasıdır. Maun süresi böyle bir anlama sahip. İbadet için ibadet, gösteriş için yapılan ibadet nafile ibadetlerdir.Alevi ibadet anlayışı biçimsellikten uzak içtenliği esas alır. Al-i İmran Suresi 191. Ayetinde “Onlar; ayakta iken, otururken, yan yatarken Allah´i anarlar”.
muhiddin
Nisa-103 Namazı/duayı tamamlayınca, artık Allah'ıayakta, oturarak,yanyatmışken anın. Sükûnet bulduğunuzda, namazı/duayı tam bir biçimde yerine getirin. Namaz/dua, müminler üzerine vakti belirlenmiş bir farz olmuştur.
Sen simdi namazin vakti yoktur,vakitli,rukulu,sucudlu,sekilsel namaz da(yoktur) farz degildir,nafiledir mi diyorsun?namazin sekli olmaz,kabeye de donmeye gerek yok,nede olsa tastan,tasami secde edilir.(daha once bununla ilgili sn.semazen’e birseyler demistin bu forumda,konuyu acmak icin)
Mirror bu konular ilgili forumlarda tartisilmis.sen yokmuydun?(mesela ben izleyemedim ve bazi konular kapatilmis,saygisizlik olmasin diye deginmiyorum,ama sen istiyorsan naci ile takil…..ozel mesaj falan nede olsa “Naci beyin görüşlerini ve tecrübelerini merak ediyorum,”diyorsun.
Naci’nin namazla ilgili goruslerini ogrenebilirsin,ancak tecrubesini merak etme cunku yok,namaz kilmiyormus.
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma