HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Kur'an'da Dinde Olanlar/Olmayanlar
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Kur'an'da Dinde Olanlar/Olmayanlar
Konu Konu: Şirk ve Müşrikat üzerine Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
Eren Erdem
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 30 haziran 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 484
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Eren Erdem

 

HANİF MÜSLÜMANLIK ADLI YAZMAKTA OLDUĞUM KİTABIMIN İÇERİSİNDE BULUNACAK BİR BÖLÜMÜ PAYLAŞMAK İSTEDİM.

 

 

ŞİRK DÜZENİ VE MÜŞRİKAT

Şirk kelimesi “şerike” fiilinden mastardır. “Şirk” ve aynı kökten gelen şirket, müşâreket, sözlükte; mülk ve saltanatta ortak olmak demektir. Bir şeyin birden fazla kişiye ait olduğunu ifade ederler.Bu fiilin dört harfli “if’âl” babındaki şekli “eşrake”dir ve ortak tanıma, ortak koşma demektir. Kuran içeriğinde şirk konusunda geniş hassasiyetler beyan etmiştir. “Muhakkak ki şirk büyük bir zulümdür” (Lokman, 31/13) Bu ayet içerisindeki zulüm vurgusuna dikkat çekmek istiyorum. Zulüm kelimesi bir fiil olarak, eziyet ve azap verici davranış olarak algılanabilir. Zulüm fiilinde zulmeden ve zulme maruz kalan diye iki ayrı varlık oluşmalıdır. Burada kişi şirk koşarak kendisinin zulmedeni yani zalimi olur. Aynı zamanda kişileri şirke davet etmekte bir toplu katliam gibi davet edilenlerin zalimi olma noktasında tehlikeli bir durumdur. Şirk zulmü insanlık tarihi boyunca toplumların en büyük yanılgısı haline gelmiş ve sadece puta tapmak olarak algılanır bir boyuta indirgenmiştir. Tüm peygamberler ümmetleri asıl olan gerçeklikle, şirkle uyarmıştır. Nitekim bir çok kavim bu davete icabet etmemiş ve şirk olgusunun zehrini tatmış ve tattırmıştır. Şirk ile muhattap olan kişilere MÜŞRİK diye hitap edilir. Müşrik,“Ortak (şirk) koşan” kimse. Kelimenin kökünü “ortak koştu” manasını taşıyan eşreka mazi fiili meydana getirir. Bu kelime if’âl bâbındandır ve müşrik kelimesi de eşreka fiilinin ismi failidir. Yani daha açık hali ile Allaha ortaklar koşan kişilerin Kurani tabiri müşriktir. Müşriklik kuranda şirk paralelinde vurgulanan ve KITAL fiiline muhattap olmuş bir kavramdır. Kıtal, öldürmek tabiridir ki Kuran, ..neces.. Tevbe28 yani pislik olarak nitelendirdiği müşrikler için onların sizi toptan öldürmek üzre savaştıkları gibi, onları öldürmek üzere savaşın Tevbe 36 diye bir yaklaşımda bulunmuş ve önemli bir kelam olayı ile müşrikleri öldürmek için gerekli izin, bizzat onların saldırılarının ardından gelmektedir. Yani onların saldırıları dahilinde bir kıtal-öldürme vurgusu yapılmıştır. Buda Kuranın evrenselliğinin farklı bir dışavurumudur.Müşrik tanımından yola çıkarak Kuran paralelinde düşünmeye başlarsak eğer karşımıza çok büyük ve geniş bir tablo çıkacaktır. Kısacası Allaha koşulan tüm ortaklar şirk aracısıdır. Dolayısıyla bu aracıların ardındakilerde Kuran tabiriyle müşriktir.

İnsanlardan bazıları Allah’tan başkasını Allah’a denk tanrılar edinir de onları Allah’ı sever gibi severler. İman edenlerin Allah’a olan sevgileri ise (onlarınkinden) çok daha fazladır. Keşke zalimler azabı gördükleri zaman (anlayacakları gibi) bütün kuvvetin Allah’a ait olduğunu ve Allah’ın azabının çok şiddetli olduğunu önceden anlayabilselerdi. (2/165)

Bu ayet içerisinde büyük bir kelam mucizesi yatmaktadır. Eğer detaylı düşünürsek İman edenlerin Allah a olan sevgileri ise çok fazladır. İşte demekki müşriklerin bir noktası budur . Allaha inanır ve severler. Lakin Allah a denk tanrılar edinmişlerdir.Tanımı itibari ile de şirk koşmayı ön gören bir durum olan müşriklik, aracılara ve Allah a denk tutulan tanrılarıda putlaştırmış ve ilahlaştırmışların ortak adıdır. Allah Kuranda,

İşte o zaman (görecekler ki) kendilerine uyulup arkalarından gidilenler, uyanlardan hızla uzaklaşırlar ve (o anda her iki taraf da) azabı görmüş, nihayet aralarındaki bağlar kopup parçalanmıştır. (2/166)

Ayeti ile müşrikliğin aracılarla olacağını daha net bir şekilde vurgulamıştır. Peki nedir bu aracılar. Aracılar neden var. Neden insanlar aracılara tabi olurlar. Bu büyük tehtidi görmezlermi ki böyle aracılar üzerinden büyük bir hataya düşerler. İsterseniz bu konuları başlıklar halinde vurgulayalım.

- NEDİR BU ARACILAR

İyi bil ki Allahındır ancak halîs din, onun berisinden bir takım veliylere tutunanlar da şöyle demektedirler: biz onlara ıbadet etmiyoruz, ancak bizi Allaha yakın yaklaştırsınlar diye, şübhe yok ki Allah onların aralarında ıhtilâf edip durdukları şeyde hukmünü verecek, her halde yalancı, nankör olan kimseyi Allah doğru yola çıkarmaz 39/3Aracılar dediğimiz olgu genel haliyle en gizemli tehtittir. Çünkü toplumsal din algısı içerisindeki müşriklik tanımındaki eksiklikten ileri gelen bir zaafiyet söz konusurudr. İnsanlar müşrik denildiğinde, putperest, ehli kitapdan küfre sapanlar olarak algılamaktadır. Doğrudur, lakin eksiktir. Aracılar çoğu zaman insanların Allaha daha çok yakınlaşma arzusuyla bağlandığı varlıklardır. Bir felsefe, bir inanç, bir kişi olabilmekle beraber, insanların Allah rızası için bel bağladığı noktalardır buralar. Allaha ortak koşmak, açılımlarıyla beraber Allah yerine başka şeyleri koymakla olur. Şimdi Allah ile aramızdaki diyaloğu irdeleyelim.

-Dua ederiz

-Tevbe ederiz

Sadece bu 2 örneği ele alalım.

Dua ederiz,

Kehf(Mekkî 69) 110 De ki: “Ben de sizin gibi bir insanım. Ancak, tanrınızın bir tek tanrı olduğu bana vahyediliyor. O halde, Rabbine kavuşmayı uman, hayra ve barışa yönelik iş yapsın ve Rabbine dua=da hiç kimseyi O’na ortak koşmasın!”

Kuranda Dua kelimesi salat olarak geçmektedir. Dua önemli bir husustur ki, kul ile Allah arasında direk bir iletişim aracı olmakla beraber ayrıca inananların teslimiyetlerinin sembolü ve kul acziyetinin doğurduğu bir neticedir. Yüce Yaradıcıya şükranlarını sunmak, yada ondan yardım dilemek ve her ne şekilde olursa olsun ona el açmak kesin suretle imanın bir gerekliliği, olmazsa olmazıdır. Gelelim günümüzdeki dua üzerinde durmaya,

Allahım sen yardımcım ol.

Allahım sen …. yüzü suyu hürmetine yardımcı ol.

İşte kopuş noktası budur. Hürmetler sadece Allaha özgü olmalıdır. Onun dışında hiçbir kimsenin hürmeti mühim değildir.

De ki: “Rabbim adaletle davranmayı emretti. Her mescid yanında (secde yerinde) yüzlerinizi (O’na) doğrultun ve dini yalnız kendisine has kılarak O’na dua edin. “Başlangıçta sizi yarattığı” gibi döneceksiniz.” (7/29

De ki: “Ben gerçekten, yalnızca Rabbime dua ediyorum ve O’na hiç kimseyi (ve hiçbir şeyi) ortak koşmuyorum.” (72/20)

Ayetler gerçekten açıklayıcı ve bilgilendirici. Küfr kavramını iyi irdelemek gerekmektedir. müşrikatın temelinde küfür yatar ki, Allahı eksik görmekten farksız bir durumdur dua da aracılık.

İşin bir diğer yönüde şudur. Dua kişinin direk Allah ile irtibatıdır. Dua ederken kişi temiz bir imanla Allahın bir nebze huzurunda sayılır ki, esirgeyen ve bağoşlayan Allah, kesin suretle bunu öngörmektedir. Unutmayalım ki Allahın ilk ve en büyük önceliği şirktir. Dolayısıyla da O nun bu önceliği bir müslümanın da ilk dikkat etmesi gereken husus olmalıdır.

Allah, kendisine ortak koşulmasını asla bağışlamaz; ondan başka günahları dilediği kimse için bağışlar. Kim Allah’a ortak koşarsa büsbütün sapıtmıştır. (4/116

Tevbe ederizAncak kim işlediği zulümden sonra tevbe eder ve (davranışlarını) düzeltirse, şüphesiz Allah onun tevbesini kabul eder. Muhakkak Allah, bağışlayandır, esirgeyendir. (5/39)

“Tevbe” kelimesinin sözlükteki asıl manası ilk asla “dönmektir.” Bu mana ile bağlantili olarak tevbe, kula nisbet edildiği zaman, arîzi olan günah halini bırakıp aslî olan salah haline dönmek anlamına gelir. Allah’a nisbet edildiği zaman da talî olan gazab bakışından aslî olan rahmet bakışına dönmek anlamını verir. Bunun için tevbenin seri manasında hem kulun, günahıni itiraf edip, ondan pişmanlık duyarak bir daha yapmamaya kararlı olması, hem de Allah’ın da bu müracaati kabul ederek günahı bağışlaması anlamları vardır. “Tevb” de tevbe demektir. Ancak bunun “tevbe”nin çoğulu olduğunu söyleyenler de vardır. “Inâbe” terimide tevbeye yakın bir anlamdadır. Esasında tevbe kesin suretle kişi ile Allah arasındaki bir mevzudur. Kesin suretle kişinin hatalarından dönmesi ile birlikte sadeec Allaha af yöneltmesi gerekmektedir.

Rabbinizden bağışlanma dileyin, sonra O’na tevbe edin. Gerçekten benim Rabbim, esirgeyendir, sevendir.” (11/90)

Tevbe kavramı üzerinde konuşmak gerekirse, aracıyla vesileyi ayırt etmek gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Aracı günümüzde tarikat zihniyetinde ve geleneksel din anlayışında ululaştırılmış put mahiyetindeki kişilerin ellerinden alınan tevbelerdir. Vesile ise apayrı bir durumdur. Vesile kişiye hatasını gösteren ve tevbe etmesine sebep olandır. Vesile kavramı kuran anlayışına ters gelmez. Ancak aracılar ve tevbe satan müşrikler kesin suretle kişileri sonsuz bir azaba itmektedir. O ateş ehlinden olanlar, kesin suretle tevbelee dahi aracılık ederler. Lakin unutmamak gerekir ki, Allah kendisine ortak koşulmasını asla ve asla bağışlamayacaktır.

[109.001] De ki: Ey kâfirler.

[109.002] Ben sizin taptıklarınıza tapmam.

[109.003] Siz de benim taptığıma tapmazsınız.

[109.004] Ben sizin taptıklarınıza tapacak değilim.

[109.005] Sizler de benim taptığıma tapacak değilsiniz.

[109.006] Sizin dininiz size, benim dinim bana.

Esas olarak bu noktaya kadar bahsettiğim mevzu dahilinde güncel olarak vede tarihsel olarak konuyu biraz daha irdelemek istiyorum. Sosyoloyi ve psikoloji bilimleri dahilinde olaya bakarsak eğer, toplumlar tektanrı inançları dahilinde bir göksel tanrıya inanmışlardır. Tarihsel sürecin en keskin sonucu bu inanış ve teslimiyetten ileri gelmektedir ki, Orta Asya toplumları şamanik ve göktanrı inanışlarındada bu şekilde bir metabolizmaya dajil olmuşlardır. Lakin bizlere bir ibret imkanı olan tarih, enine ve boyuna incelendiğinde o inanılan tanrıların tasavvurları hep bir işlenmiş tahta, yada harçtan yapılmış heykeller olmuştur. Toplumlar herdaim o put diye nitelendirdiğimiz objelere iman ederken, onların nesnel boyutu değil, ruhsal boyutuna iman ettiklerini belirtmişlerdir. Yani insanlık puta tapmamıştır. Putları taptıkları tanrılarla aracı koymuşlardır. İşte tarihin bize gösterdiği ve kuranın öğrettiği muhteşemlik ve mükemmellik noktası budur. Buna binaen şöyle bir savu ortaya atabiliriz aslında, putlar görüntü olarak aracı, esas olarak da tapılan hale gelmişlerdir..

İşte bu olayın esasını araştıran psikoloji araştırmacıları buna dogma psikozu demiştirler. Bu yaklaşım aslında doğrudur. Çünkü bu tip dinler asılsızlıkları neticesinde birer dogmadan öte gidemezken, hayatın bizzat kendisini ve birçok evrensel ibareyi tarif ve ima eden kuran asla dogma diye nitelendirilememektedir. Nitelendirilen uydurulmuş ve çarpıtılmış hadis ve sünnet dinidir ki, esassız ve kaynaksız olan bu din hakiki bir felç ve faciadır.

Allah Teala Kuranda şöyle bir netleştirici ayet ile buyurmaktadır,

وَيَوْمَ نَحْشُرُ 07;ُمْ جَمِيعًا ثُمَّ نَقُولُ لِلَّذِي 06;َ أَشْرَكُ 08;ا أَيْنَ شُرَكَاؤ 15;كُمُ الَّذِين 14; كُنْتُمْ تَزْعُمُ 08;نَ

ENAM22 Gün olur, onları bir araya toplayıp haşrederiz. Sonra, şirke batanlara sorarız: “Nerededir o bir şey zannedip durduğunuz ortaklarınız?”

Ayet ile sabit kılınmış olan hüküm bizzat şirke muhattap olmuş müşrikleredir. Özellikle bu zulme karşı direnişsiz kalmış toplumlar esas muhakeme aracı olarak azaba yakınlaştırılacaklardır. Bu nokta itibari ile İlahi Kelam dan okumaya devam edelim,

A’râf
De ki: “Rabbim, ancak şunları haram kıldı: “İğrençlikleri-görünenini, gizli olanını-günahı, haksız yere saldırmayı, hakkında hiçbir kanıt indirmediği şeyi Allah’a ortak koşmayı, bir de Allah hakkında bilmediğiniz şeyleri söylemeyi.”

A’râf191 Hiçbir şey yaratmayan, bizzat kendileri yaratılmış olan şeyleri/kişileri mi ortak koşuyorlar?18
18 Allah’
ın yanında bir de kendilerine zarar veremeyen, yarar sağlayamayan şeylere kulluk ediyorlar ve şöyle diyorlar: “Bunlar bizim Allah katındaki şefaatçılarımızdır.” De onlara: “Allah’a, göklerde ve yerde bilmediği şeyleri mi haber veriyorsunuz?” Şanı yücedir O’nun, ortak koştuklarından arınmıştır O.

Fussilet9 De ki: “Siz, yerküreyi iki günde yaratana gerçekten nankörlük edip O’na ortaklar mı koşuyorsunuz? Âlemlerin Rabbi’dir O.”Mü’min42 “Siz beni, Allah’a nankörlük etmeye ve hakkında hiçbir bilgim olmayan şeyi O’na ortak koşmaya çağırıyorsunuz. Bense sizi o Azîz ve Gaffâr olana davet ediyorum.”

İşte bizzat Kuran diliyle şirkin durumu. Şimdi bu tabirle ve az sonra belirteceğim ayet itibari ile ortak koşanlar Allahı inkar ederlermi. Kesinlikle hayır. Ortaklarını kendilerini Allaha yakınlaştırmak ve şefaate tabi olmak için seçerler işte onlar için Kuran,

Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki,

bu yasağı çiğneyenlerin namaz kılanlar olduğu görülmektedir. Onlar namaz kılarlar, ancak kıldıkları namaz küfürlerini yok etmez. Onların gözünde bir perde vardır. Hakikati göremezler.

Şirk konusu tamami ile Allah-kul ikileminin ortasında yer alan aracılara yöneliktir. Bu bağlamda açık şekilde şirk unsurlarını belirtmeye çalışırsak eğer şöyle bir tablo çıkacaktır.

- mezhepler - Dinlerini parça parça edip hiziplere bölünenler var ya, senin onlarla hiçbir ilişiğin yoktur. Onların işi Allah’a kalmıştır. Allah onlara yapıp ettiklerini haber verecektir.

6 Enam Suresi 159

- tarikatlar - Ve derler ki: “Rabbimiz biz efendilerimize, büyüklerimize itaat ettik de, böylece onlar bizi yoldan saptırdılar.”

33 Ahzab Suresi 67

- tasavvuf - bizzat tarikat tasavvuftan doğmuştur, ve esasında tarikat bağlamında ele alınmalıdır. ancak bazı kavramları itibari ile ki bunların başında vahdeti vücud gelir, şirk öğesine mutlak bulaşmıştır.

- velilerin ardından gitmek, tabi olmak - Rabbinizden size indirilene uyun. O’ndan başka evliyaların ardına düşmeyin. Siz ne kadar da az öğüt alıyorsunuz.

7 Araf Suresi 3

- türbeleri ilahlaştırmak - Hayır, hayır! (Aracıları), onların ibadetlerini tanımayacaklar ve onlara hasım olacaklar.

Meryem

- Kuran dışında hüküm koymak - Bakara(Medenî 87) İnsanlar bir tek ümmet idi. Sonra Allah, müjdeleyici ve uyarıcı olarak peygamberleri gönderdi. İnsanlar arasında, anlaşmazlığa düştükleri hususlarda hüküm vermeleri için, onlarla beraber hak yolu gösteren kitapları da gönderdi. Ancak kendilerine kitap verilenler, apaçık deliller geldikten sonra, aralarındaki kıskançlıktan ötürü dinde anlaşmazlığa düştüler. Bunun üzerine Allah iman edenlere, üzerinde ihtilafa düştükleri gerçeği izniyle gösterdi. Allah dilediğini doğru yola iletir.

-Kuran dışı kaynaklara inanmak - Tîn
(Mekkî 28) Allah, hüküm verenlerin en üstünü değil midir? -Hadisleri din saymak -
Bu Kuran uydurulacak bir hadis(söz) değildir. Aksine o önündekini tasdikleyici, her şeyi detaylandırıcıdır. ‘nanan bir topluluk için kılavuz ve rahmettir.

12 Yusuf Suresi 111

-Sünneti din saymak- Artık onlar öncekilerin sünnetinden başkasını mı bekliyorlar? Allah’ın sünnetinde kesinlikle bir değişiklik bulamaz-sın. Allah’ın sünnetinde dönüşüm de bulamazsın.

35- Fatr Suresi 43

-Allaha davet etmeyen yerlerde kurtuluş aramak - Yûnus(Mekkî 51) Dünya hayatında da ahirette de onlara müjde vardır. Allah’ın sözlerinde asla değişme yoktur. İşte bu, büyük kurtuluşun kendisidir.

Yûnus(Mekkî 51) De ki: Allah hakkında yalan uyduranlar asla kurtuluşa eremezler.

Mü’min(Mekkî 60) Ey kavmim! Nedir bu hal? Ben sizi kurtuluşa çağırıyorum, siz beni ateşe çağırıyorsunuz.

Şûrâ(Mekkî 62) Onların Allah’tan başka kendilerine yardım edecek hiçbir dostları yoktur. Allah kimi saptırırsa artık onun kurtuluşa çıkan bir yolu yoktur.

Şems(Mekkî 26) Nefsini kötülüklerden arındıran kurtuluşa ermiştir,

Kimin helal ve haram yetkisi var - Nahl(Mekkî 70) Dillerinizin uydurduğu yalana dayanarak “Bu helaldir, şu da haramdır” demeyin, çünkü Allah’a karşı yalan uydurmuş oluyorsunuz. Kuşkusuz Allah’a karşı yalan uyduranlar kurtuluşa eremezler.

Değerli dostlar, şirk insanın en büyük zulmüdür. Zalimlik ise lanetli bir kisve ve külfetli bir yüktür. Bizzat tüm peygamberler toplumları şirk ile uyarmış, Şirkten uzak durmalarını istemişlerdir.Bu noktaya kadar geldiğimiz yerde, günümüz islam toplumu diye tabir edilen toplumların hemen hemen büyük bir kısmı bu büyük batağa düşmüş ve bizzat küfrün en fena haline tutulmuşlardır. Kuran maalesef bu acı gerçeği bizlere bildirmektedir. İşte toplumların bu bataktan kurtulma formülü ise yanlız ve sadece kuran ile mümkündür. Bunun dışında hiçbir şekilde kurtuluş olamaz. Din olgusu Allaha özgülenmeli ve şirk musibetinden tüm aracı ve nesnellerle uzaklaşılmalıdır.

Eren Erdem

Yukarı dön Göster Eren Erdem's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Eren Erdem
 
yağmur
Yeni Uye
Yeni Uye


Katılma Tarihi: 12 ocak 2009
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 5
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı yağmur

“Allah şirki bağışla­maz, onun dışında kalanı dilediği kimse için bağışlar.” (Nisa 4/48)

Şirk, ortak etmek demektir. Allah’a şirk koşmak, ona ait özelliklerden birini veya bir kaçını başka bir varlıkta da görmektir. Bu varlık daha çok Allah’a yakın sayılan din büyükleri arasından seçilir. Şeytanlar, onların Allah’ın dostu olduğunu, Allah ile olacak işlerde destek vereceklerini, arabulucu ve şefaatçi olacaklarını fısıldarlar. Onlara teslim olmak gerektiğini, üzerine basa basa söylerler. Bunu kabul edene müşrik denir. Müşrik, o varlığı Allah ile kendi arasında aracı yapar ve ona kul-köle olur.

 

Onlar bunları yoldan çevirirler ama bunlar doğru yola girdiklerini hesap ederler.” (Zuhruf 43/36–37)

 

“Bir cemaati yola getirdikten sonra, ne­den sakınacaklarını açıkça kendilerine bil­dirmeden Allah’ın onları yoldan çıkarma ihti­mali yoktur.” (Tevbe 9/115)

 

(Allah diyor ki;) Her kim bizim uğrumuzda gayret gösterirse onları kesinkes yollarımıza sokarız. Allah, kuşku­suz iyi davrananlarla beraberdir.” (Ankebût 29/68–69)

 

“(Ya Muhammed,) Sana da, senden ön­ceki elçilere de şu, kesin olarak bildiril­miştir: “Eğer şirke düşersen yaptığın yanar gider ve sen kaybeden­lerden olursun. Hayır; yalnız Allah’a kulluk et ve şükre­den­ler­den ol.”  (Zümer 39/65–66)

 

 “Onlara, “Allah ne indirmişse ona ve o Elçi’ye gelin” denince şöyle derler: “Atalarımızda ne bulmuşsak o bize yeter”. Ya ataları bir şey bil­mez, doğru yolu da tutmaz kimseler idiyse ne olacak?” (Maide 5/104) Allah o pisliği aklını kullanamayanların üs­tüne bırakır.” (Yunus 10/100)

 

“De ki: “Şu ortaklarınıza, Allah ile aranıza koyup yardıma çağırdıklarınıza dönüp baktınız mı? Gösterin bana, onlar bu toprakların hangi parçasını yaratmışlardır? Yoksa göklerde ortaklıkları mı var? Ya da onlara yazılı bir belge verdik de ondaki açık hükümlere hükümlere göre mi davranıyorlar? Hayır; bu zalimlerden birinin diğerine verdiği söz, onu aldatma dışında bir anlam taşımaz.” (Fatır 35/40)

 

 

Küfür, kâfirlik demektir. Kelimenin kökü küfr ve küfûr’dur, örtme ve görmezlikten gelme anlamına gelir. Yapılan iyilikleri görmezlikten gelen kişiye Arapça’da kâfir, Türkçe’de nankör denir. Allah’ın varlığı açık bir gerçek iken birçok kimse, onu hesaba katmadan hayatını sürdürür. Allah’ı hesaba katanların birçoğu, ilişkilerini aracılarla yürüttüğüne inandığı için onu, bu çerçevenin elverdiği kadar hesaba katar.

 

Kâfir ve müşrik kelimeleri, aynı şeyin iki farklı yüzünü gösterir. Yani her kâfir müşrik ve her müşrik kâfirdir.

 

“De ki: “Ey Kitap ehli! Gelin, size göre de bize göre de doğru olan şu sözde birleşelim; Allah’tan başkasına kul olmayalım. Ona bir şeyi ortak koşmayalım. Hiçbirimiz Allah ile kendi arasına birilerini koyarak rabler edinmesin”. Eğer yüz çevirirlerse deyin ki: “Şahit olun, biz teslim olmuş kimseleriz”. (Al-i İmran 3/64)

 

 

Müşrikler birkaç kısma ayrılır.

 

 1- Kendini Tanrı Edinenler

 

a) Allah’a inanmadıklarını söyleyenlerin tamamı müşriktir. Onların hepsi Allah’ı var ve bir bilir. Allah Teâlâ şöyle buyurur:

“Onlara sorsan ki:“Gökleri ve yeri ya­ratan, Güneş’e ve Ay’a boyun eğdiren kimdir?” Kesinlikle “Allah’tır” derler. Öyleyse nereden destek alıyor da halden hale giriyorlar[1]? Allah rızkı, kullarından isteyen ve gerekli güce sahip olan için yayar. Allah her şeyi bilir. Onlara sorsan ki; “Gökten su indirip ölü toprağı dirilten kimdir?” Şüphesiz “Allah’tır” diyeceklerdir. De ki; Allah neylerse güzel eyler. Ama onların çoğu bunu düşünmezler.” (Ankebut 29/61–63)

“Desen ki: Gökten ve yerden size rızık veren kim? Ya da işitmeyi ve görmeyi sağlayan kim? Kimdir o diriyi ölüden çıkaran, ölüyü de diriden çıkaran? Ya her işi çekip çeviren kim? “Allah’tır” di­yeceklerdir. De ki; öyleyse hiç sa­kınmaz mısınız? İşte sizin gerçek Rabbiniz Allah’tır. Hakkın ötesi sapıklık değildir de ya nedir? Nasıl da döndürülüyorsunuz?” (Yunus 10/31–32)

 

 

“Kendi arzusunu kendine tanrı edineni görmen gerekmez mi? Ona sen mi vekil olacaksın? Yoksa sen zannediyor musun ki, onların çoğu söz dinler veya aklını çalıştırır? Onlar; koyun, sığır ve deve gibidirler; hayır, daha düşük seviyededirler.” (Furkan 25/43–44)

“Kendi arzusunu kendine tanrı edineni görebildin mi? Bilgili olduğu halde Allah onu sapık saymış, kulağına ve kalbine izler koymuş, gözünün önünde perde oluşturmuştur. Allah sapık saydıktan sonra onu kim yola gelmiş kabul edebilir? Kafanızı kullanmaz mısınız?” (Casiye 45/23)

 

 

b) Kendini tanrı edinenlerinden kimileri duygularını reenkarnasyon ile tatmine çalışırlar. Yani öleceklerini ve yeni bir bedenle tekrar dirileceklerini söylerler.

 

“Derler ki; “Bu dünyadaki hayatımızdan başkası yoktur. Ölürüz ve diriliriz; bizi mahveden, sadece yaşlanmadır.” Onların bu hususta bir bilgisi yoktur, sadece tahmin yürütürler.” (Casiye 45/24)

 

 

c) Kimileri de ölümle her şeyin biteceğini ve hesap gününün yalan olduğunu söyleyerek duygularını bastırmaya çalışırlar. Allah Teâlâ şöyle buyurur:

“O yalan sayanların, o gün başlarına gelecek var!

Hesap gününü yalan sayanlar var ya, işte onların…

Onu, taşkınlık eden ve günaha düşkün olanlardan başkası yalan saymaz.

Onlara ayetlerimiz okununca “Eskilerin masalları…” derler.

Yok, öyle değil; aslında onların yapıp ettikleri şeyler kalplerini paslandırmıştır.

Onlar o gün Rablerinden uzak kalacaklardır.

Sonra onlar Cehennemde kızartılacaklardır.

Sonra onlara şöyle denecektir: “Sizin yalan sayıp durduğunuz işte budur. (Mutaffifîn 83/10–18)

 

 

2- Aracı Tanrı Arayanlar

 

İnsanlardan kimi, kendi ile Allah arasında aracılık yapacağını hayal ettiği şeylere tutulur. Oysa bu boş bir kuruntudur. Allah Teâlâ şöyle buyurur: Biz bu Kitabı sana gerçeklerle dolu olarak indirdik. Öyle ise sen bu dini, Allah için saf ve duru halde tutarak Allah’a kul ol.” (Zümer 39/2)

 

Müşriklerin özellikleri

a- Müşrik Allah’a İnanır

Müşrik, ortak koşan anlamınadır. Ortaklık en az iki şey arasında olur. Müşrik için bunların birincisi daima Allah’tır. Onun müşrik olması; bir varlığı, Allah’a has özeliklerden bazısına sahip görmesi sebebiyledir.

Hiç kimse, şirke sağlam bir gerekçe bulamaz. Ama Allah’a yakın olduğuna ve manevi yardım yapacağına inanılan kimselerin etrafında bir cemaat oluşur. Onlara katılanlar orada olmanın bazı faydalarını görebilirler. Bunları oraya bağlayan, bu menfaat ilişkisidir. Şu ayet, ona dikkat çekmektedir:

(İbrahim şöyle) demişti: Allah’tan önce putlara tutulmanız sadece bu hayatta birbirinize karşı bir sevgi ortamı oluşsun diyedir. Sonra, kıyamet gününde biriniz diğerini tanımayacak ve biriniz diğerine lanet edecektir. Varacağınız yer o ateştir; size yardım eden de olmayacaktır.” (Ankebût 29/25)

 

 

 

b- Müşrik Allah’a İbadet Eder

 

c- Müşrik Aracılara İnanır

 

Müşrik, Allah’a ulaşmak için ona yakın olduğuna inandığı birini aracı yapmak ister. Hıristiyanların İsa’yı Allah’ın oğlu, Mekkeli müşriklerin putlarını Al­lah’ın kızları[2], büyüklerinin ruhlarından yardım umanların da onları, Allah’ın özel dostları say­maları bundandır.

 

Müşrik aracıyı, manevi gücü olan bir varlık sayar, ona yakınlık için kurbanlar sunar, hatırası karşısında saygı ile eğilir. Onunla ilişkilerini canlı tutar ki, o da onun, Allah ile ilişkilerini canlı tut­sun. Allah Teâlâ şöyle buyurur:

“İnsanlar arasında Allah’ın yakınından endâd edinenler vardır. Onları, Allah’ı sever gibi sever­ler.” (Bakara 2/165)

Bir de müşrikler, bu arabulucuların kendilerine şefaatçi olacaklarına inanırlar. Allah Teâlâ şöyle buyurur:

“Allah’a karşı yalan uydurandan veya onun ayetleri karşısında yalan söyleyenden daha zalim kim olabilir? Bu suçu işleyenler umduklarını bulamazlar.

Onlar, Allah’tan önce öyle şeye kul olurlar ki, onlara ne faydası olur ne de zararı. Derler ki, ‘Bunlar, Allah katında bizim şefaatçilerimizdir.’ De ki: “Göklerde ve yerde, Allah’ın bilmediği bir şeyi mi ona haber veriyorsunuz?” Allah, onların şirkinden uzaktır ve yücedir.” (Yunus 10/17–18)

 

 

d- Müşrik Aracıların Şefaatine İnanır

Allah Teâlâ şöyle buyurur: “Onlar Allah’tan önce, kendilerine ne zarar ne de fayda verecek durumda olmayan şeylere kul olurlar. Derler ki, “Onlar Allah katında bizim şefaatçilerimizdir”. De ki; göklerde ve yerde Allah’ın bilmediği bir şey var da siz onu mu haber veriyorsunuz? Öyle şey olur mu? Allah, onların şirklerinden uzaktır.” (Yunus 10/18)

 

e- Müşrik Şirki Reddeder

 

 “Onların hepsini bir araya toplayacağımız gün, ortak koşmuş olanlara şunu diyeceğiz: “Hani nerede o sizin kuruntusunu ettiğiniz şeyler?”

Onların kaçamak cevabı şu olacaktır: “Rabbimiz Allah’a and olsun ki bizler müşrik değildik.”

Bak işte, kendilerini nasıl da yalanladılar. Al­lah’a karşı eş koştukları şeyler kendilerinden na­sıl da uzaklaştı.” (En’am 6/22–24)

 

 

“Allah insanların bir takımını yola getirdi, bir takımı da sapkınlığa düşmeyi hak etti. Çünkü bunlar Allah’tan önce o şeytanları kendilerine evliya edindiler. Üstelik bir de kendilerini doğru yolu tutmuş sanırlar.” (Araf 7/30)

“Kim Rahman’ın Zikri’ni (Kur’ân’ı) görmezlik­ten gelirse onun başına bir şeytan sararız. O onun arka­daşı olur.

Onlar bunları yoldan çevirirler ama bunlar doğru yola girdiklerini hesap ederler.” (Zuhruf 43/36 37)

 

“O insanlar bir araya getirildiği gün, bunlar onlara düşman olacak, onlara kulluk ettiklerini kabul etmeyeceklerdir.” (Ahkaf 46/6)

“O saat geldiği gün suçlular ümitsizliğe gö­müleceklerdir.

Ortakları arasında kendilerine arka çıkan ol­mayacak, onlar da ortaklarını kabul etmez ola­caklardır.” (Rum 30/12–13)

 

 

f- Tanrı Edinilen Aracılar Müşrikleri Ka­bul Etmez

 

Allah Teâlâ şöyle buyurur:

“Onların hepsini toplayacağımız gün, o müş­riklere şunu diyeceğiz: “Haydi yerlerinize! Hem siz hem de ortak saydıklarınız…” Artık onların aralarını ayırmışızdır. O ortak saydıkları şöyle diyeceklerdir: “Siz sadece bize tapmıyordunuz ki! Bizimle sizin aranızda tanık olarak Allah ye­ter. Doğrusu sizin bize taptığınızın farkında bile değildik.” (Yunus 10/28–29)

“Kendilerine dayanak olsun diye, Allah’ın yakı­nından tanrılar edindiler. Tam tersi; onlar bunların ibadetlerini tanıma­yacak ve bunlara düşman olacaklardır.” (Meryem 19/81–82)

 

g- Akıl Şirki Reddeder

Aklını kullanan hiç kimse şirki kabul etmez. Müşriklerin tek dayanağı gelenektir. Bu sebeple Kur’ân, insanı aklını kullanmaya çağırır. Allah Teâlâ şöyle buyurur:

“Allah o pisliği aklını kullanmayanların üs­tüne bırakır.” (Yunus 10/100)

Kur’ân bir de atalardan gelenleri akıl süzge­cinden geçirmeye çağırır. Allah Teâlâ şöyle buyu­rur:

“Onlara, ‘Allah ne indirmişse ona ve o Elçi’ye gelin.’ Denince; ‘atalarımızda ne bulmuşsak o bize yeter’ derler. Ya ataları bir şey bil­mez, doğru yolu da tutmaz kimseler idiyse?..” (Maide 5/104)

Müşriklik boş bir kuruntudur. Allah Teâlâ şöyle buyurur: “Şunu bilin ki, göklerde kim var,  yerde kim varsa hepsi Allah’ındır. Allah’ın yakının­dan ortak­lar çağıranlar neyin pe­şin­deler? Onlar kendilerini sadece bir kuruntuya kaptırmışlardır. Onlarınki sa­dece saçma­lamadır.”  (Yunus 10/66)

 

Şirk konusunda Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem bile uyarılmıştır. Allah Teâlâ şöyle buyurur: “Allah’ın âyetleri sana indirildikten sonra sa­kın seni onlardan çevirmesinler. Sen Rabbine çağır; sa­kın ha! Müşriklerden olma.  Allah’la beraber başka bir tanrı çağırma. Ondan başka tanrı yoktur. Her şey yok olacak yalnız onun zatı kala­caktır. Hüküm onundur ve ona döndürüleceksi­niz.” (Kasas 28/87–88)

Bu konuda, birikimi olan herkes uyarılmıştır. Allah Teâlâ şöyle buyurur: “Sizden önceki devirlerde yaşayanlardan biri­kimi olanlar, ortalıktaki kokuşmuşluğa karşı çık­malı değiller miydi? Kendilerini kurtardığımız pek azı bunu yapmıştır. O zalimler, kendilerine verilen refahın peşine takıldılar da suçlu kim­seler oldu­lar. Yoksa senin Rabbin, halkı iyi duruma gel­miş­ken, o ülkeleri haksız yere helak edecek de­ğildi ya?” (Hud 11/116–117)

“Rablerinin huzurunda toplanacak­ları gün­den korkanları Kur’ân ile uyar; onların Alla­h’tan başka ne bir dostları ne de şefaatçileri vardır. Belki kendilerini korurlar.” (En’am 6/51)

“Allah’ın indirdiği Kitap ile aralarında hükmet. Sakın onların heveslerine uyma. Dikkatli ol, yoksa seni, Allah’ın sana indirdiğinin bir kısmından saptırırlar. Eğer yüz çevirirlerse bilesin ki, Allah bazı günahlarına karşılık onların başına bir kötülük gelmesini istiyordur. İn­sanlardan çoğu, gerçekten yoldan çıkmıştır.

 

 

 

( Konu Abdulaziz Bayındır’ın “Aracılık ve Şirk” kitabından alınmıştır.)


 

 

Yukarı dön Göster yağmur's Profil Diğer Mesajlarını Ara: yağmur
 
muratmatrak
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 22 mart 2009
Yer: United Kingdom
Gönderilenler: 132
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı muratmatrak

Aklima takilan sevgi,insanlar sever parayi,dunyayi sever,bunlar icin yapmiyacaklari sey kalmaz para icin neler yapmaz ki!,Sohret icin vucudunu degistirir,tipini degistirir,bir kiza asik olur ornegin;karli bir gunde sokak lambasinin altinda o ayazda bekler ve camdan bakan kiz arkadasini gormek icin elleri soguktur ve bu olay onun icin haz veren cok romantik bir andir,ama Kisi soguk kis gununde abdest almaz zor gelir onun icin bir hazligi bile yoktur.

Diyecegim bunlar onun Tanri'lastirdigi seyler degilmidir.?

Sonucta sirk olmazmi....?

SEVGI VE BARIS UZERINIZDE OLSUN

 



__________________
Furkan/52.Artık inkârcılara boyun eğme, onlara karşı Kur'an ile zorlu bir cihat aç.
Yukarı dön Göster muratmatrak's Profil Diğer Mesajlarını Ara: muratmatrak
 
öğrenci98
Ayrıldı
Ayrıldı


Katılma Tarihi: 21 kasim 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 432
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı öğrenci98

Merhabalar

Madem yeri ve zamanı geldi, iki ayetten hareketle yüce Allah'ın emrettiği herşeyin tersine bilinçli faaliyette bulunmak, şirk kavramı içine dahil olup olmadığı gerçeğini cevabı içinde soru şekliyle dillendirelim.

"Şimdi sen, kendi hevasını ilah edinen ve Allah'ın bir ilim üzere kendisini saptırdığı, kulağını ve kalbini mühürlediği ve gözü üstüne bir perde çektiği kimseyi gördün mü? Artık Allah'tan sonra ona kim hidayet verecektir? Siz yine de öğüt alıp-düşünmüyor musunuz?" 45/23 (a bulaç)

"Kendi istek ve tutkularını (hevasını) ilah edineni gördün mü? Şimdi ona karşı sen mi vekil olacaksın?" 25/43 (a bulaç)

Muhabbetle...



__________________
Benliğin galebe çaldığı hiçbir yerde, vahiyden, adaletten ve merhametten bahsedilemez.
Yukarı dön Göster öğrenci98's Profil Diğer Mesajlarını Ara: öğrenci98
 

Eğer Bu Konuya Cevap Yazmak İstiyorsanız İlk Önce giriş
Eğer Kayıtlı Bir Kullanıcı Değilseniz İlk Önce Kayıt Olmalısınız

  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats