HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Kur'an Hükümleri ve Kavramları
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Kur'an Hükümleri ve Kavramları
Konu Konu: İNSANLIK NAMINA… Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
aliaksoy
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 05 subat 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 989
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı aliaksoy

İNSANLIK NAMINA…

Geçenlerde çocuğunu kaybetmiş bir ana babanın, çocuğun fotoğrafı eşliğinde yardım çağrısında vardı bu kelime…

Bir de, Amerikalı hayvanların işkence ve eziyetine maruz kalmış Müslümanlara yardım çağrısında…

Aslında hemen hemen her gün trafikte karşılaştığımız ambulansların sirenleri de bu dili, bu kelimeyi konuşur. İnsanlık namına çekilirsiniz bir kenara… İnsan için, insan yaşasın diye…

En iyi doktorlar bilir bunu… İnsanlık namına…

Ne din vardır burada, ne ırk, ne dil, ne başkaca bir ayrım… İnsandır ve insanlık namına hareket edilir.

İnsanlık namına her hareket, “İnsanlık kalmamış” diyenlere bir reddiyedir. Kar çiçeğidir, inadına açıverir.

Dini, dili, ırkı ne olursa olsun “insan” için, “insan faydasına” bir şey yapmanın Kuran’daki izdüşümlerine değineceğiz bu yazıda.

İnsan için, insanın faydasına ilk iş gören Allah’tır. Hem şöyle böyle değil, olan biten her şeyi onun için yaratmıştır.

“O, göklerde ne var, yerde ne varsa hepsini, kendi (canibi) nden sizin emrinize verdi. Şüphe yok ki bunda, iyi düşünecek bir kavim için, kesin ayetler (delâletler, ibretler) vardır.” (Casiye,13)

“Görmediniz mi, Allah, göklerde ve yerde bulunan şeyleri sizin emrinize verdi ve görünür görünmez nimetlerini üstünüze saçtı. …” (Lokman,20)

“Geceyi, gündüzü, Güneş’i ve Ay’ı sizin emrinize vermiştir. Yıldızlar da O’nun emriyle bir hizmete boyun eğmiştir. Bütün bunlarda, aklını çalıştıran bir topluluk için elbette ibretler vardır.” (Nahl,12)

“Görevlerini şaşmadan yapmak üzere Güneş’i ve Ay’ı da size boyun eğdirdi. Geceyi ve gündüzü de hizmetinize verdi.” (İbrahim,33)

“Ve yemek için taze et, takınmak için değerli taşlar çıkarasınız diye denizi; ve denizin üstünde suları yararak yol aldığını gördüğünüz gemileri, O’nun cömertliğinden belki bir pay ararsınız ve şükredersiniz diye (koyduğu tabii yasalara) bağlı kılan O’dur.” (Nahl,14)

Allah’ın nimeti saymakla bitmez. Allah, bütün bunları “insan için” yarattığını söylüyor. “İnsanlık namına” kelime dizinindeki “insanlık” için…

O halde, insanlar için, insanlara faydalı bir şey yapmak bir anlamda “Allah’ın ahlakıyla ahlaklanmak”tır.

Müminler için Allah’ın yaptığı şu tanımlamaya bir bakınız:

“Siz, insanlığ(ın iyiliği) için çıkarılmış en hayırlı bir topluluksunuz; doğru olanı emreder, eğri olandan alıkoyarsınız ve Allah’a inanırsınız. …” (Ali İmran,110)

Allah nasıl insanlar için, onların faydasına yaratıp düzene koyuyorsa, kendisine gönülden iman edenleri de aynı eyleme çağırıyor, onları o eylemle vasıflandırıyor. “İnsanlar için”…

Kuran’a göre insanın üzerinden anılmaya (yani kendisine vahyetmeye) değer bir şey olmadığı nice uzun devirler geçmiştir. (Bkz. İnsan,1)

O, o döneminde “adem” değildi. Sonra Rabb, bu “adem olmayan varlığı” ademe tekamül ettirip, ademi o “anılmaya değer olmayan” varlığa halife / ardıl / artçı kıldı. (Bkz. Bakara,30 – Burada yaratma değil atama, tayin etme vardır)

Aslında yeryüzünde her var edilen insan topluluğu bir öncekine halef / ardıldır.

“Sizi yeryüzünde öncekilere halefler yapan O’dur. Verdiği nimetlerle sizi denemek için kiminizi kiminiz üzerine derecelerle yükseltmiştir. Rabbin ceza verdiğinde çok süratli verir. Ama O, gerçekten çok affedici, çok merhametlidir.” (Enam,165)

İşte bu, kendisinden önce yaşamış olup ta “adem” olmayan varlığa halef / ardıl olan adem / insan için bütün melekler / kuvvetler secdeye / itaate davet edilir. Yerde ne var, gökte ne varsa kendisine secde/itaat edici olan Rabb, bu defa görünür görünmez bütün kuvvetleri ademe secdeye, yani emrine itaate / emri altına girmeye çağırır. Çünkü, yerde ne var gökte ne varsa, denizin derinliklerindeki, uzayın uzaklarındaki her şey “insan için” yaratılmıştır.

Böyle değerlidir insan… İsarailoğullarının kendilerine içlerinden bir peygamber vasıtası ile vahyedilmek suretiyle alemlere üstün tutulması gibi, aslında bütün insanlık “anılmaya / vahyedilmeye değer” olduğu andan itibaren alemlere üstün tutulmuştur.

Sonra Kuran, insanın değerini onun doğurulup büyütülmesindeki meşakkate dikkat çekerek de dile getirir:

“Biz insana, anne babasına çok iyi davranmasını önerdik. Annesi onu zahmetle taşıdı, zahmetle doğurdu. Taşınması ve sütten kesilmesi otuz aydır. Nihayet, yiğitlik çağına gelip kırk yıla erdiğinde şöyle der: “Rabbim; beni, bana ve ebeveynime verdiğin nimete şükretmeye, hoşnut olacağın iyi bir iş yapmaya yönelt! Soyum içinde, benim için barışı gerçekleştir. Sana yöneldim ben, sana teslim olanlardanım ben!” (Ahkaf,15) (Karş. 31/14)

İnsanın alemlerdeki farklı yaratılışı yapıp ürettiği eserlerden görülmektedir. Başkaca hiçbir mahluk ne insanın ortaya çıkarabileceği faydayı, ne de zararı meydana getiremez.

İnsan, hayır üretmeye uygun her olanakla donatılmıştır. “En güzel bir biçimde yaratılmış olmak” aslında görsel güzelliği değil, sınanma açısından her olanağa sahip oluşu anlatır.

Kuran, suretlerin güzel yaratılışına ayrıca değinir:

“Yeryüzünü sizin için bir dinlenme yurdu ve göğü de bir kubbe yapan, size şekil veren -çok da güzel bir şekil veren- ve sizi hayatın tertemiz nimetleri ile rızıklandıran Allah’tır. İşte Rabbiniz Allah budur. Bütün alemlerin Rabbi olan Allah ne yücedir!” (Mümin,64)

Allah insanı anıp ona resuller aracılığı ile vahyetmiştir. Aslında bu, Allah’ın insana tek veya ilk vahyetme yolu değildir.

Bunu anlamamız için önce Allah’ın arıya nasıl vahyettiğine bakmalıyız.

Ayeti Rabbin insanlara olan nimetlerinin sayıldığı öncesiyle birlikte okuyalım:

“Allah, gökten bir su indirdi de onunla, ölümünden sonra yeryüzüne hayat verdi. Kuşkusuz, bunda kulak verip dinleyen bir topluluk için mutlaka bir ayet vardır.

Hayvanlarda da sizin için kesin bir ibret vardır. Size onların karınlarından, fışkı ile kan arasından halis bir süt içiriyoruz ki, içenlerin boğazlarından kayar gider.

Hurmalıkların meyvalarından, üzümlerden de sarhoş edici bir içecek ve güzel bir rızık elde edersiniz. İşte bunda, aklını işleten bir topluluk için ayetler vardır.

Rabbin, balarısına şöyle vahyetti: “Dağlardan evler edin, ağaçlardan ve insanların kurdukları çardaklardan da…”

“Sonra, meyvaların her türünden ye de boyun bükerek Rabbinin yollarına koyul.” Onun karıncıklarından, renkleri çeşit çeşit bir içecek çıkar ki, insanlar için onda şifa vardır. Derin derin düşünen bir topluluk için, bunda kesin bir ayet var.” (Nahl, 65-69)

Her ne kadar bazı çevirilerde “vahyetme” yerine “ilham etme” tabiri kullanılmakta ise de, biz Allah’a din öğretme (Bkz. 49/16) küstahlığına düşmemek için Allah’ın kullandığı kelimeyi esas alıyoruz.

Arıya vahyediyor Allah… Allah arıya bir ses, bir kelime, bir dil ile mi vahyetmiştir yoksa onun genlerine emrini işleyerek mi ? Yaratılışına, DNA’sına yazılan yükümlülüktür arıya vahyedilen.

İnsana da bu türden bir vahiyle vahyetmiştir Allah…

Modern tabirle “iç güdü” , “iç ses” gibi isimlerle çeşitli kısımları tanımlanan fıtrattır bu. Yaratıştır, bir ilim ve din / yol, yordam üzerinde ortaya çıkarıştır.

Sonra Rabb insanı bu fıtri / yaratılış özelliği ile kendisine şahit tutar:

“Hani Rabbin, ademoğullarından, bellerinden zürriyetlerini alıp onları öz benliklerine şahit tutarak sormuştu: “Rabbiniz değil miyim?” Onlar: “Rabbimizsin, buna tanıklık ederiz.” demişlerdi. Kıyamet günü, “biz bundan habersizdik” demeyesiniz.” (Araf,172)

Rivayet kültüründe anılan “kalu bela” inanışı bu ayetin gereğini izah etmekten çok uzaktır. Hiç kimsenin hatırlamadığı, ezelde yaşanmış bir şahitlik, kişinin imanına gerekçe / kanıt olamaz. Halbuki burada bahsedilen şahitlik, aynı Allah’ın arıya vahyetmesinde olduğu gibi, insanın yaratılışında, fıtratında, genlerinde kodlanmış bir gerçektir. O, her insana kendi dilinde seslenir. Eğriyi, doğruyu ayırt etmesine yardımcı olur. Yüreklerin özünden, vicdanın her zerresinden bir sesleniştir. Yaratılmış hiç kimsenin “bizim bundan haberimiz yoktu” diyemeyeceği bir sesleniş ve şahitliktir.

İşte, yaratılışla birlikte insana yüklenen ve bu suretle toplumlara yansıyan “iyi” ve “kötü” tanımları, “Eskimez Din”dir.

“O halde sen yüzünü, bir hanîf olarak dine, Allah’ın insanları üzerinde yarattığı fıtrata çevir. Allah’ın yaratışında değiştirme olamaz. Doğru ve eskimez din işte budur. Fakat insanların çokları bilmiyorlar.” (Rum,30)

Eskimez Dinin Kuran’daki karşılığı “Din-i Kayyım”dır. Eskimez, aşınmaz, pörsümez, dimdik ayakta duran din. İnsan var oldukça, ona içinden, kendi dilinden ve ömür boyu seslenen din…

Eskimez Din, bir “insanlık dini”dir. İnsanın yaratılışıyla başlamıştır. İnsanın aklını ve vicdanını birlikte işleterek eriştiği objektif doğrunun adıdır. Hırsızlığa, zulme, yalana, adaletsizliğe “kötü” der, yardımlaşmaya, doğru söylemeye, ana-babaya iyi davranmaya, “iyi” der.

Bir mutluluk sahnesinde gözlerinden şapır şapır yaş döktürür.

Vakıa suresi, insanları mahşerde üç gruba ayırır. (Bkz. Vakıa,7) Bir tarafta iyiler, bir tarafta kötüler vardır. Peki ya üçüncü grup kimdir ?

“Allah’a yakın kılınanlar” (Bkz. Vakıa,11)

Ne yapmışlar da öne geçmiş bu “yakın kılınanlar” ?

İşte size, “İNSANLIK NAMINA” çağrıldığınız, “Eskimez Din”in dindarlarının eylemi:

“Hayır yarışlarında en önde olanlar” (Bkz. Vakıa,10)

İnsanlık namına…

Ali Aksoy – 16.04.2009



__________________
"(Onu size indirdik ki) <Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa indirildi, biz ise onların okumasından habersizdik (o Kitâpları okuyamıyor, dillerini anlayamıyorduk)> demeyesiniz."(En'am,156)
Yukarı dön Göster aliaksoy's Profil Diğer Mesajlarını Ara: aliaksoy Ziyaret aliaksoy's Ana Sayfa
 
öğrenci98
Ayrıldı
Ayrıldı


Katılma Tarihi: 21 kasim 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 432
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı öğrenci98

Merhabalar

Ali bey konuyu özetleyen yazınız için teşekkür ederim.

İnsanın şuurlu/beşer oluşu diğer varlıklardan kendini ayıran unsur olup, içinde yaşadığı varlık alemindeki sorumluluğuda beraberinde getirmektedir. Sorumsuzca davranmak Rabb'in yaratışına karşı gelmektir. Buraya kadar herşey normal olup, olgunluk yaşına gelmeden ölmüş olanların sorgusuna ilişkin fikriniz varmı? Varsa bizlerle paylaşırmısınız?

Muhabbetle...



__________________
Benliğin galebe çaldığı hiçbir yerde, vahiyden, adaletten ve merhametten bahsedilemez.
Yukarı dön Göster öğrenci98's Profil Diğer Mesajlarını Ara: öğrenci98
 
asım
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 14 agustos 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 1700
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı asım

eline yüreğine sağlık ali kardeşim...

mevzu işlendikçe daha da anlaşılır dahada kabul edilebilir hale geliyor...

dünya hayatının anlamı daha berraklaşıyor...


bir ara şöyle düşünmüştüm...

evet herkes iyiyi kötüyü biliyorsa ne diye çaba göstereyim ki...

insanlara neyi anlatmaya çalışayım ki...

onlara zaten kodlanmış doğru ve yanlış...

herkes kendi halinde sınavını oluyor işte...


bütün insanlığa ulaştırmaya çalışacağım her hangi bir şey yok...

imtihan tıkır tıkır işliyor zaten...

bizim anlatmamıza tebliğ etmemize gerek yok...

bize kalsa zaten bir çok kişiye ulaşılamıyacak...

allah koymuş olduğu sistemle her kişiye vahyedeceğini etmiş ...

herkes fıtratının gereği gibi yaşayacak ve sınavını verecek...


allah her nefse iyiyi ve kötüyü ilham ettikten sonra ayrıca bu ilham doğrultusunda yaşamayı hatırlatacak elçiler seçmiş..


hatırlatma işini elçileriyle iyi kullarıyla sürekli yapıyor...

insanların darü selama ulaşabilmesi için yarattığı  her şeyi kullanarak çağrı yapıyor...

ve inananlara da allaha yardımcı olun diyor...

yani insanlara insanca yaşamayı insan olmayı hatırlatın onları selam yurduna sizde çağırın diyor...

eğer allaha yardım ederseniz o da size yardım eder ve ayaklarınızı sabit kılar...





__________________
O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Yukarı dön Göster asım's Profil Diğer Mesajlarını Ara: asım
 
ibrahimim
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 17 ekim 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 506
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı ibrahimim

aliaksoy Yazdı:

İNSANLIK NAMINA...

Geçenlerde çocuğunu kaybetmiş bir ana babanın, çocuğun fotoğrafı eşliğinde yardım çağrısında vardı bu kelime...

Bir de, Amerikalı hayvanların işkence ve eziyetine maruz kalmış Müslümanlara yardım çağrısında...

Aslında hemen hemen her gün trafikte karşılaştığımız ambulansların sirenleri de bu dili, bu kelimeyi konuşur. İnsanlık namına çekilirsiniz bir kenara... İnsan için, insan yaşasın diye...

En iyi doktorlar bilir bunu... İnsanlık namına...

Ne din vardır burada, ne ırk, ne dil, ne başkaca bir ayrım... İnsandır ve insanlık namına hareket edilir.

İnsanlık namına her hareket, "İnsanlık kalmamış" diyenlere bir reddiyedir. Kar çiçeğidir, inadına açıverir.

Dini, dili, ırkı ne olursa olsun "insan" için, "insan faydasına" bir şey yapmanın Kuran'daki izdüşümlerine değineceğiz bu yazıda.

İnsan için, insanın faydasına ilk iş gören Allah'tır. Hem şöyle böyle değil, olan biten her şeyi onun için yaratmıştır.

(Casiye,13) (Lokman,20) (Nahl,12) (İbrahim,33) (Nahl,14)




aliaksoy Yazdı:

İşte bu, kendisinden önce yaşamış olup ta "adem" olmayan varlığa halef / ardıl olan adem / insan için bütün melekler / kuvvetler secdeye / itaate davet edilir. Yerde ne var, gökte ne varsa kendisine secde/itaat edici olan Rabb, bu defa görünür görünmez bütün kuvvetleri ademe secdeye, yani emrine itaate / emri altına girmeye çağırır. Çünkü, yerde ne var gökte ne varsa, denizin derinliklerindeki, uzayın uzaklarındaki her şey "insan için" yaratılmıştır.




Yüreğine sağlık güzel bir çalışma...

Selam ve dua ile.




__________________
Ey inananlar, Allah'tan korkarsanız O size iyi ile kötüyü ayırdedici bir anlayış verir, kötülüklerinizi örter ve sizi bağışlar. Allâh büyük lutuf sâhibidir

Yukarı dön Göster ibrahimim's Profil Diğer Mesajlarını Ara: ibrahimim
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

aliaksoy Yazdı:

Ne din vardır burada, ne ırk, ne dil, ne başkaca bir ayrım� İnsandır ve insanlık namına hareket edilir.





Selam

Allah'ın insandan uymasını istediği dinin aslında ne olduğunu ve kim için olduğunu güzel bir dille ve mantıkla anlaşılır bir şekilde anlatmışsınız. inanıyorum ki bir çok insan için bu yazıdan çıkaracağı kazanım da çok fazladır.

Alıntıladığım kısım bana 99 marmara depreminde bir sahneyi hatırlattı;  Dünyanın çeşitli milletlerinin insanları bize insanlık adına o büyük felaketten sonra, yardım etmek, acılarımızı  paylaşmak için ülkemize akın etmişti. İşte bunlardan biride yıllar önce savaştığımız bir halktı, ki savaştan sonra bile yıllarca birbirimizin kuyusunu kazmaya devam etmiştik (aslında şimdide aynı devam ediyor) evet YUNANLI'lar.
Onların arama kurtarma ekiplerinin enkazdan günler sonra canlı bir çocuğu çıkarmaları ve bir insanı kurtarma sevinçleri o alıntılanmış kısmı anlatıyordu, o anda ne düşmanlık vardı ne din nede başka bir çıkar. tamamen insanlığın fıtratında olan açığa çıkmıştı yani "İNSANLIK" Bunuda "İNSANLIK NAMINA" yapmışlardı.

Felaketler bile aslında insanın uyanması için. Her felakette "İNSANLIK NAMINA" hareket ediliyor ama hepde saman alevi gibi kısacık sürüyor.  

Bu alevin yanıpta bir daha sönmemesi ümidiyle...

"İNSANLIK NAMINA" yazdığın için teşekkürler ALİ kardeş.


selamet dilerim
Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
öğrenci98
Ayrıldı
Ayrıldı


Katılma Tarihi: 21 kasim 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 432
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı öğrenci98

Merhabalar

Belki bir katkı olabilir düşüncesiyle.

Sayın Ali Aksoy;

Haklı bir gerekçe ile 16/68 de ifade buyrulan "ve evha rabbuke ilannahli...= ve Rabbin balarısına vahyetti..." cümlesinde "vahyetmek" ifadesinin "ilham etmek" şeklinde çevirisine karşı gelmiş ve eleştirmişsiniz. Konu başlığıyla bağlantı kurarak "balarısına vahyetme" ifadesinden hareketlede, ademoğlunun yaratılışında kendisinede bu tip bir vahyediliş durumu sözkonusu demişsiniz. Oysa 91/7-10 arası ademoğlunun genel içeriğinden bahseden ayetlerin 8 numaralı ayetinde ise ademoğlunun bu tarz bilgilendirilmesine/içeriklendirilmesine bizatihi "ilham etme" denmektedir.

Lügatte ise "ilham etme", yalamadan yutturma, çarçabuk yutturma anlamlarına gelmektedir.

"Nefse ve onu düzgün bir biçimde şekillendirene."

"Ardından da ona bozukluğunu ve takvasını ilham edene andolsun ki,"

"Benliği temizleyip arındıran gerçekten kurtulmuştur."

"Onu kirletip örtense kayba uğramıştır." 91/7-10 (ynö)

Teşekkür ederim.

Muhabbetle...



__________________
Benliğin galebe çaldığı hiçbir yerde, vahiyden, adaletten ve merhametten bahsedilemez.
Yukarı dön Göster öğrenci98's Profil Diğer Mesajlarını Ara: öğrenci98
 
aliaksoy
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 05 subat 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 989
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı aliaksoy

Selam Öğrenci98;

Hatırlatmanız için teşekkür ederim. Benim, üzerinde vurgu yapmayı dilediğim husus, 16/68'deki ifadenin "ilham etme" olarak çevirilmesi ve Allah'ın kelimesinin düzeltilmesi idi.

91/7-10 ayetlerinde Allah, insan için "ilham etme" tabirini kullanıyorsa elbette o doğrudur. Fakat arı için başka bir ifade kullanmış. Biz, Allah ne dediyse ona itibar etmeliyiz.

Buradan şunu çıkarabiliriz, arıya vahiyde bahsi geçen hususlar, o mahlukun yeteneklerini düzenleyen hususlardır. İnsanın aynı arı gibi yeteneklerinin de böyle bir vahiy ürünü olması muhtemeldir.

Fıtrata işlenen "bozukluk ve takva"yı ise ilham olarak nitelendirmeliyiz.

Katkınız için teşekkür ederim.

Olgunluk yaşı hususunda henüz bir şey diyebilecek durumda değilim.

Ancak bu konunun, cehennem ehline "size düşünecek bir kimsenin düşünebileceği kadar bir ömür vermedik mi" sözü ile ilintili olduğunu düşünüyorum. Kendisine düşünecek bir kimsenin düşünebileceği kadar bir ömür verilmeyenin cehennem halkından olmaması ihtimalini kuvvetli görüyorum.

Esenlikle...


__________________
"(Onu size indirdik ki) <Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa indirildi, biz ise onların okumasından habersizdik (o Kitâpları okuyamıyor, dillerini anlayamıyorduk)> demeyesiniz."(En'am,156)
Yukarı dön Göster aliaksoy's Profil Diğer Mesajlarını Ara: aliaksoy Ziyaret aliaksoy's Ana Sayfa
 
öğrenci98
Ayrıldı
Ayrıldı


Katılma Tarihi: 21 kasim 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 432
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı öğrenci98

Selam

Sayın Ali bey bu nezaketiniz için bende size teşekkür ederim.

Ben sadece insanoğlunun beşer/şuurlu oluşuna neden olan sebebin, fıtratına "takva ve fücurunun ilham edilmesi" ifadesiyle bütünleştiği gerçeğini dillendirmeye çalıştım.

İlaveten bahsedilen sorumluluk yaşından evvel ölme konusunda ise, makul bir yaklaşım getirerek konuyu noktalamışsınız. Bu konuda belki öteden beri birçok kimse birçok şeyi söylemiş olup lakin, akıl sahiplerini tatmin edici net bir cevap henüz mevcut değildir. Bu konuda ya reenkarnasyon olayını kabullenmek, yada farklı izahatlar getirmek lazım. Benim şahsi kanatim ise henüz olmamakla birlikte, 56/17 ile 76/19 da geçen "vildanun muhalledun" ifadesi ciddi manada kafa karıştırmaktadır.

Muhabbetle... 



__________________
Benliğin galebe çaldığı hiçbir yerde, vahiyden, adaletten ve merhametten bahsedilemez.
Yukarı dön Göster öğrenci98's Profil Diğer Mesajlarını Ara: öğrenci98
 
malik bin nebi
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 24 kasim 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 439
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı malik bin nebi

selam ali abi,

umarım iisindir, aşağıya yaşar soyalan vahiy savunması kitabından bir bölüm asıyorum incele lütfen,

"Kelimenin faddale şeklinde ki kullanımlarında ise “sahip olunan, mal, mülk, imkan gibi farklı şey” anlamında kullanılıyor. Nisa süresinin 32. ayeti buna güzel bir örnektir. Erkeklerin üstünlüğüne delil olarak aktarılan Nisa süresinin 34. ayetinde de aynı kullanımın bulunduğunu ifade edelim.
“Bir de Allah’ın bazınıza diğerinden fazla verdiği şeyleri ( ma faddale Allahu bihi ba’dukum ala ba’din) istemeyin erkeklere çalışmalarından bir pay kadınlara da çalışmalarından bir pay vardır.çalışında Allah’tan Lütfünü isteyin. Her zaman Allah her şeyi iyi biliyor”4/32).
Ayrıca bkz. (16/71,4/95 ve 34)



Allahu teala bir çok ayette İsrail oğullarının faddal kılındığını ifade etmiştir. Bu ayetlerde Türkçe meallerde genellikle “İsrail oğullarını üstün kıldık” diye tercüme edilmiş.İsrail oğullarının bu gün de üstün olduklarını içlerine sindirmeyenlerin veya “ madem ki İsrail oğulları üstündü, o zaman yeni peygamberler, dolayısıyla Hz.Muhammed’in peygamberliğinin ve Kuran’ın gelmesinin ne anlamı var ?” sorusuna muhatap olmamak için, metinde olmadığı halde” bir zamanlar” ifadesi eklenmiştir. Gördüğünüz gibi bir yanlış ifade insanoğluna kaç tane yanlış yaptırıyor. Şimdi ilgili ayetlerden örneklere bakalım.

“ Ey İsrail oğulları ! size ihsan ettiğim nimetim ve sizi alemlerden farklı kıldığımı hatırlayın.” (2/47)

“ Andolsun ki, biz vaktiyle israil oğullarına kitap,hüküm ve peygamberlik vermiştik. Kendilerini temiz rızklardan rızıklandırmıştık ve alemlerin üstüne geçirmiştik.” (45/16)


bu ayetlerde ve benzeri ayetlerde, Allah İsrail oğullarına vahy veya başka nimetlerde vererek, onları firavun zulmünden kurtardığını ifade etmekte, dolayısıyla onlara bu nimetleri hatırlatmaktadır. İsrail oğullarının farklı kılınması onlara verilen bu nimetler sayesindedir.Bu nimetlerin verilmesi bir ayrıcalı, bir kayırma değildir.Bir yerde bir ayrıcalık varsa bir kayırma ve özel muamele söz konusu olur.Bu ayetlere Sadece Musa ve kavmine ait olacak, bu nimetlerden başka topululuklar yararlanamayacak; bu olacak şey değildir.Nitekim Musa peygamber, aynı ayetleri/vahy firavun ve toplumuna da götürmüştür.Onlar ta işin başında bu ayetleri yalanlamışlardı.Ayrıca Allah’ın nimet/ vahy göndermediği toplum mu var ki, bir diğerinden üstün olsun.Bu bir üslup meselesi ve ifade biçimidir.Aynen, fil ve kureyş surelerinde olduğu gibi. Yani, verilen nimetlerin hatırlatılmasıdır.Bu anlamda Allah, her topluma kendisini hatırlatacak nimetler sunmuştur.Bu nimetler onlara yapılan ayrıcalığı değil, Allah’ın tüm insanlar için geçerli olan genel sünnetini ifade etmektedir.Bu anlamda bir üstünlükten değil ancak bir farklılıktan, farklı donanımlardan söz edilebilir."

Esenlik dilerim

Sevgi ile




__________________
bildiklerimizle değil yaptıklarımızla, ellerimizin neleri ile değil hayatlarımızın nasılları ve nedenleri ile,,,

Beni bir yere oturtmaya çalışmayın,çünkü ben bir yerde oturmuyorum, sadece yürüyorum
Yukarı dön Göster malik bin nebi's Profil Diğer Mesajlarını Ara: malik bin nebi
 
kurankuran
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 15 temmuz 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 135
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı kurankuran

aliaksoy Yazdı:
Selam Öğrenci98;Hatırlatmanız için
teşekkür ederim. Benim, üzerinde vurgu yapmayı dilediğim
husus, 16/68'deki ifadenin "ilham etme" olarak
çevirilmesi ve Allah'ın kelimesinin düzeltilmesi idi.
91/7-10 ayetlerinde Allah, insan için "ilham etme"
tabirini kullanıyorsa elbette o doğrudur. Fakat arı için
başka bir ifade kullanmış. Biz, Allah ne dediyse ona
itibar etmeliyiz. Buradan şunu çıkarabiliriz, arıya
vahiyde bahsi geçen hususlar, o mahlukun yeteneklerini
düzenleyen hususlardır. İnsanın aynı arı gibi
yeteneklerinin de böyle bir vahiy ürünü olması
muhtemeldir. Fıtrata işlenen "bozukluk ve takva"yı ise
ilham olarak nitelendirmeliyiz. Katkınız için teşekkür
ederim.Olgunluk yaşı hususunda henüz bir şey diyebilecek
durumda değilim. Ancak bu konunun, cehennem ehline "size
düşünecek bir kimsenin düşünebileceği kadar bir ömür
vermedik mi" sözü ile ilintili olduğunu düşünüyorum.
Kendisine düşünecek bir kimsenin düşünebileceği kadar
bir ömür verilmeyenin cehennem halkından olmaması
ihtimalini kuvvetli görüyorum. Esenlikle...


Selam. Bu ayetleri incelemenizi tavsiye ediyorum.

Nûr SURESİ
58. يَا أَيُّهَا الَّذِين 14; آمَنُوا لِيَسْتَ 71;ْذِنكُمُ الَّذِين 14; مَلَكَتْ &# 1571;َيْمَانُ ;كُمْ وَ الَّذِين 14; لَمْ يَبْلُغُ 08;ا الْحُلُم 14; مِنكُمْ ثَلَاثَ م&# 1614;رَّاتٍ مِن قَبْلِ صَلَاةِ الْفَجْر 16; وَحِينَ تَضَعُون 14; ثِيَابَك 15;م مِّنَ الظَّهِي 85;َةِ وَمِن بَعْدِ صَلَاةِ الْعِشَا 69; ثَلَاثُ عَوْرَات 13; لَّكُمْ لَيْسَ عَلَيْكُ 05;ْ وَلَا عَلَيْهِ 05;ْ جُنَاحٌ بَعْدَهُ 06;َّ طَوَّا ;فُونَ عَلَيْكُ 05; بَعْضُكُ 05;ْ عَلَى بَعْضٍ كَذَلِكَ يُبَيِّن 15; اللَّهُ لَكُمُ الْآيَات 16; وَاللَّه 15; عَلِيمٌ حَكِيمٌ

59. وَإِذَا بَلَغَ الْأَطْف 14;الُ مِنكُمُ الْحُلُم 14; فَلْيَسْ 78;َأْذِنُو& #1575; كَمَا اسْ&# 1578;َأْذَنَ الَّذِين 14; مِن قَبْلِهِ 05;ْ كَذَلِكَ يُبَيِّن 15; اللَّهُ لَكُمْ آي&# 1614;اتِهِ وَاللَّه 15; عَلِيمٌ حَكِيمٌ

Mealini yazacaktım okuyunca vazgectim.
Sevgiler saygılar.
Yukarı dön Göster kurankuran's Profil Diğer Mesajlarını Ara: kurankuran Ziyaret kurankuran's Ana Sayfa
 

Eğer Bu Konuya Cevap Yazmak İstiyorsanız İlk Önce giriş
Eğer Kayıtlı Bir Kullanıcı Değilseniz İlk Önce Kayıt Olmalısınız

  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats