Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
İslam’ın yani Allah’a teslim olmanın temelinin, Allah’ın tüm âlemlerin tek Rabbi tek Meliki ve Tek İlahı olduğuna iman etmek ve buna şahitlik edecek bir yaşantı sergilemek olduğunu düşünüyorum.
EŞHEDÜ EN LA İLAHE İLLA ALLAH.. Ben ŞAHİTLİK ederim ki Allah’tan başka ilah yoktur.
Bu cümlenin adına şehadet yani şahitlik cümlesi denmesinden ve İslam’a mensup olmanın ifade biçimi olmasından da bunu anlıyorum.
Kuran’ı incelediğimde bu anlayışıma uyan şu ayeti görüyorum : Al-i İmran suresi 18. ayet
Allah, gerçekten kendisinden başka ilah olmadığına şahitlik etti; melekler ve ilim sahipleri de O'ndan başka ilah olmadığına adaletle şahitlik ettiler ve doğrulayarak hakkını verdiler. Aziz ve Hakim olan O'ndan başka ilah yoktur.
Şimdi esas konuya geleyim. Bazı insanlar bana neden en çok TEBLİĞ ve ŞAHİTLİK kavramları ile konuştuğumu, her konuşmada buna vurgu yaptığımı, hatta bunları “marazlı-hastalıklı” bir "saplantıya" dönüştürdüğümü soruyorlar.
Birinci nedenim yukarıda yazdığım ayetteki ŞAHİTLİK edenlerden olabilme çabam yani kendimi KİM OLARAK tanımlama yani kimlerden olduğumu ifade yani hangi dinden olduğumu beyanım.
İkincisi, şu aşağıda alıntıladığım iki ayetin MUHLİS HANİF MÜMİN bir kula ve bu kullardan oluşmuş topluluğa bu dünyadaki VİZYONUNU ( MİSYONUNU değil, onlar bu vizyona ulaşmadaki maddeler olarak alt kırılımlarda başka ayetlerde veriliyor ) veren ayetler olduğuna iman etmem.
Böylece biz sizi, insanlara ŞAHİTLER olmanız için en faziletli topluluk kıldık; Peygamber de üzerinizde bir ŞAHİT olsun. Senin üzerinde bulunduğunu ÜST KİMLİĞİNİZ (dininiz) yapmamız, elçiye uyanları, topukları üzerinde gerisin geri dönenlerden ayırdetmek içindir. Doğrusu (bu,) Allah'ın hidayete ilettiklerinin dışında kalanlar için büyük (bir yük)tür. Allah, imanınızı boşa çıkaracak değildir. Şüphesiz, Allah, insanlara şefkat edendir, esirgeyendir. BAKARA 143
Ey iman edenler, boyun eğin ve itaat edin yani Rabbinize kulluk edin ve hayır işleyin, umulur ki kurtuluş bulursunuz.
Allah adına gerektiği gibi cihad edin. O, sizleri seçmiş ve din konusunda size bir güçlük yüklememiştir, atanız İbrahim'in dini. O (Allah) bundan daha önce de, bunda (Kur'an'da) da sizi "teslim olanlar" olarak isimlendirdi; elçi sizin üzerinize ŞAHİT olsun, siz de insanlar üzerine ŞAHİTLER olasınız diye. Artık dini hayatınıza hakim kılın ve arınmışlığa ulaşın ve Allah'a sarılın, sizin sığınağınız O'dur. İşte, ne güzel sığınılacak ve ne güzel yardımcı. HACC 77-78
Ben bu ayetlerden, İslam oldum dedikten yani bunu beyan ettikten sonra bu beyanını hayata geçirmenin ve hayatın her alanında gerek bireysel gerek toplumsal gerek toplumlar arası tüm konularda ve tüm anlarda, Allah’ın vahyinde belirttiği gibi bir hayat yaşanması gerektiğine inanıyorum. Mümin birey ve toplumun bu dünya hayatındaki imtihanını verirken bunun en önemli göstergesinin tüm İNSANLIĞA bunun ŞAHİTLİĞİNİ yapmak olduğunu, bu olmadan yarım olacağını düşünüyorum.
Güneş, Ay, Yıldızlar, bitkiler, hayvanlar kısacası tüm varlıklar Allah’a karşı kulluklarını ve ŞAHİTLİKLERİNİ iradesiz olarak yapmaktalar, insanın da, tek iradeli varlık olarak bu imanını ve şahitliğini başarmasının yaratılış amacını gerçekleştirmesi olduğuna inanıyorum. Dileyen seçer, dileyen seçmez. Eğer seçer ve diliyle bu şahitliğini beyan ederse, tüm hayatı ile de yeryüzünde Allah’ın dininin ŞAHİDİ olarak yaşamasının üzerindeki sorumluluğu olduğuna inanıyorum.
Pratikte bunun, NE DUYARSA, NE OKURSA, NEYLE ve KİMLE karşılaşırsa karşılaşsın Allah’ın Vahyinde bildirdiği ölçülere göre değerlendirmesi ve ameli ve diliyle ve kalemiyle vel hasılı bütün imkanları ile sürekli HAKKI ifade etmesi olduğunu anlıyorum.
Eğer bunu yapmaz ise Allah’ın dinini yani imanını yani Allah’ın kendisine verdiği ayetleri gizlemiş olacağını, insanlar Allah’ın dinine muhalif şeyler yaparken ve söylerken onları uyarmamış olacağını yani onlara ŞAHİTLİĞİNİ yerine getirmemiş olacağını ve bunun da çok büyük bir günah olacağını düşünüyorum.
Gözleri önünde işlenen bir suça sessiz kalmanın, Allah’ın yasakladıklarının çiğnenmesine, emrettiklerinin engellenmesine kısacası ALLAH’IN DİNİNİN, SINIRLARININ, HUKUKUNUN tahrif ve tahrib edilmesine göz yummuş olacağını biliyorum.
İmtihanın her an ve her saniye ve her yerde devam ettiğini, kendi kitaplarımızı ellerimizle yazdığımızı, söylememiz gerekirken söylemediklerimizden ve söylemememiz gerekirken söylediklerimizden hesaba çekileceğimizi biliyorum.
Sonuç olarak ŞAHİTLİK kavramını “marazlı bir takıntı” olarak değil tüm yukarıdaki delillerin ışığında MÜMİNİN ASLİ GÖREVİ OLARAK görüyor ve bir an bile buna ihanet edilemeyeceğini, savsaklanamayacağını düşünüyorum. İmtihan olan bir kul olarak ürpermem, korkmam, titizlenmem bundan. Kıyamet günü alemlerin Rabbi olan Allah’ımın “dilinle şahitlik ettiğini söylediğin halde neden hayatınla bunu gerçekleştirmedin, neden verdiğin söze ihanet ettin” demesinden tirtir titriyor ve bu duruma düşmemek için çabalıyor Allah’a sığınıyorum.
Kuran arama programlarına şahit-şehit yazılıp çıkan tüm ayetler bir bütünlük içinde çalışılırsa demek istediğimin tam olarak görüleceğini düşünüyorum.
Doğru düşündüklerime desteklerinizi, yanlışlarıma eleştiri ve düzeltmelerinizi rica ederim.
ŞAHİTLİĞİN fonksiyonlarından en önemlisi olarak gördüğüm TEBLİĞ konusuna bir başka yazıda değineceğim, Allah dilerse ve izin verirse.
De ki: "Şüphesiz benim dinim yani bütün davranışlarım ve hayatım ve ölümüm alemlerin Rabbi olan Allah içindir." ENAM 162
Selam ve muhabbetlerimle.
__________________ yalnız Allah'a teslim ol ve şahitliği dosdoğru yap...
|