Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

teşekkürler Hasan Akçay kardeşim.

Muhabbetle

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

"Kelimelerin ipucundan yoksun mecazî anlamları istismar edile edile Kuran da Allah'ın dini de yok edilebilir, Allah saklasın. Örneğin ŞEKİLSEL SALÂT YOK, ORUÇ YOK, HAC YOK... iddiası böyledir. İddianın sahipleri istedikleri kadar iyi niyetli olsunlar iddianın yönü "KURAN YOK, ALLAH'IN DİNİ YOK ALANI"na dönüktür. O alanda isteyen istediğince at sürebilir ama bunu İslam adına yaptığını öne süremez"

Niye süremez? Sen "Tesettür pisliği" derken Hasan Akçay'ın maksadı "kadınlar çıplak gezsin" mi oluyor?Tekrar soruyorum "Şu Kuran'da vardır,şu da yoktur" demek kimin tekelinde?

Bu soruya doğru cevap bulmamızda ihtilaflarımızı çözmez,ancak en azından aynı kulvara çıkmamız noktasında bir başlangıç olabilir.Selamlar..

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Lütfen iki şeyden birini bırakın. Ya salâtın uzunluğunu ölçerken kullandığınız keyfî birimi bırakın ya da "Herkesin inancı kendine!" deyip beni rahat bırakın.

selam hasan bey

peki sizi rahat bırakıyorum

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

 Ben Robinson Crusoe gibi ıssız bir adada yaşasaydım ve Kuran'ı orda kendi başıma okusaydım namazı böyle kılardım.

İtiraz: Namazımızı kılarken Allah bize hangi ayetinde kıbleye dönmemizi, ellerimizi kaldırıp iftitah tekbiri getirmemizi, rükû denen eğilme hareketini yapmamızı, ard ardına iki kere secdeye varmamızı, rükûda ve secdede Arapça bazı sözler söylememizi buyuruyor?

Cevap: RÜKÛ yukarda açıklandı. Yahudilerin namazını tarif eden çizimlere lütfen bir daha bakın. 

AYNI YÖNE DÖNMEK iki ya da daha çok inanırın namaz kılmakta olduğu yerlerde aklın gereğidir. Yoksa örneğin öndeki arkaya, arkadaki öne dönseydi rüku ve secde sırasında tokuşurlardı.

İFTİTAH TEKBİRİ ise Kevser sûresinde buyuruluyor. Süleyman Ateş'in açıklaması (VATAN, 30 Ağustos 2008):

"Venhar" kelimesi "eli boğaza kaldırmak" anlamında olup namazda iftitah tekbiri almayı gerektirir. Yani orada "Rabbin için namaz kıl ve ellerini kaldır!" buyurulmaktadır.  

Buna göre Kevser sûresi:

BİZ seni bolluğa kavuşturduk. Sen de Rabbin için namaz kıl; ellerini kaldır. Asıl sonu kesik olan "Muhammed'in sonu kesik!" diyendir.

Bakın, "De ki ALLAH BÜYÜK!" buyuran da Allah, ve kebbir hu tekbîra (17:111). Namazımızda Rabbimizin önüne varıp O'na boyun eğiyoruz. İşte bunun ifadesi olarak, teslim olan askerler gibi, ellerimizi kaldırmamız ve "Allah bir!" dememiz Allah'ın o buyruğunu yerine getirmemizdir. 

Hani Yüce Allah, İbrahim nebiye "Teslim ol!" buyurur ve İbrahim "Alemlerin Rabbine teslim oldum!" der ya, onu yapıyoruz (2:231).  

ARD ARDINA İKİ KERE secde gelenek olmuş; yoksa yalnızca bir kere neden olmasın. Yeter ki topluca kılınan namazlarda keleğe gelinmesin. 

İki şirin vatandaşımız ele güne karışmak için teravih namazındalar. "Fitr namazı"nın üçüncü rekatında imam "Allahu ekber!" deyince bizimkiler yallah rükûya. Ama herkes ayakta. Eğildiği yerden biri ötekine fısıldamış: "Keleğe geldik, renk verme!"

KIYAM, RÜKÛ, SECDE kelimeleri önemli. Bunların önce lafzî anlamları gelir. Mecazî anlamlar beşerî istismara açık olup elde kesin ipuçları bulunmadıkça geçerli değildir.

"Kıyam, rükû ve secde"nin lafzî anlamlarını ise herkes bilir çünkü insan, egemenlerin ve Allah denen o aşkın gücün önünde tarihin ta ilk günlerinden beri saygı ile ayakta durup (kıyam) eğilmekte (rükû) ve teslimiyet ile yere kapanmaktadır (secde).

Amerika'yı yeniden keşfetmenin lüzumu yok.

Nisâ 102'ün konusu olan CEPHEDEKİ "salât"a gelince o, askerler ile komutan arasında değil müminler ile Allah arasındaki iletişimdir. 

Önemli olan, onun edası için komutanın askerleri şu ya da bu şekilde etrafına toplaması değil Allah'ın o komutana "Salât için seninle (tekil: me'ak) KIYAM etsinler; SECDE ettiklerinde arkanıza (bu kez çoğul: verâikum) geçsinler!" buyurmasıdır.

Artı, isteklendirme için komutanın kendi retoriğine değil Allah'ın ayetine baş vurması gerekir, örneğin 3:141'e.

SECDE bir içerikte Allah'a itaat, başka bir içerikte Allah'ın önünde yere kapanmak anlamına gelebilir ama onun Nisâ 102'deki anlamı lafzîdir çünkü mecazî anlama dair ipucu yok.

Kelimelerin ipucundan yoksun mecazî anlamları istismar edile edile Kuran da Allah'ın dini de ortadan kaldırılabilir, Allah saklasın. Örneğin şekilsel salât yok, oruç yok, hac yok... iddiası böyledir.

İddianın sahipleri istedikleri kadar iyi niyetli olsunlar iddianın yönü "Kuran yok, Allah'ın dini yok alanı"na dönüktür. O alana girdikten sonra isteyen istediği gibi at sürebilir ama bunu Allah için yaptığını öne süremez.

Ve ARAPÇA sözler... Onlar pek âlâ Türkçe söylenebilir. Ben rükûda "Allah yüce!" diyorum; secdede "Allah bir!"  

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Merhaba putdusmani kardeşim.

Kuran'dan sizin ne anladığınızı ve buna göre namazı nasıl kılacağınıza dair hükmünüzü ben size bırakırım; siz de benim ne anladığımı ve buna göre namazı nasıl kılacağıma dair hükmümü bana bırakın. Lütfen.

ÇENE ÜZERİNE anlamına geldiği öne sürülen Lİ'L EZKÂNİ İsrâ 107'de geçiyor ama sibaktaki 109'dan anlaşıldığı üzere Lİ'L EZKÂNİ bir deyim olup huşu ile anlamına gelmektedir. Ek olarak 109'un devamı bu anlamı kuşkuya yer bırakmıyacak şekilde pekiştiriyor.

107: ONDAN ÖNCE ilim sahibi kılınanlar, okuma kendilerine yapılınca, li'l ezkâni secdeye kapanırlar. 

109: Li'l ezkâni ağlarlar. Bu onları daha bir huşuya erdirir.  

ÇENELERİNİN ÜZERİNE ağlarlar? Mümkün değil. İnsanlar derin derin ağlarlar, yalandan ya da iki gözü iki çeşme ya da gözlerinden yaş akmadan ağlarlar. Ama çenelerinin üzerine ağlamazlar; olmaz öyle şey.

O halde 107'nin doğru meali: ONDAN ÖNCE ilim sahibi kılınanlar, okuma kendilerine yapılınca, huşu içinde secdeye kapanırlar.

Secdenin bazı "kültler"de göbek üstünde yapılmasına gelince, benim öyle bir kültüm yok. O "kültler"e bağlı olan insanlar secde yapıyoruz diye isterlerse göbeklerinin üerinde 360 derece fır dönsünler. Ben hükümdarının önünde kendilerini yere atıp yüzlerinin üzerine kapaklanan insanların kültüne bağlıyım. Secde odur. Amerika'yı yeniden keşfetmemin lüzumu yok.

Bundan sonra şu durumu açıklamaya çalışacağım, Allah isterse:

-

Sevgi ile,

Hasan Akçay

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Yaşanan dine bakın!Her bayram(!)sadece Türkiye de en az 100 ölü 500 yaralı trafik kazalarından,hac döneminde ezilip ölenin sayısı belli değil,oruçtan bünyesini zorlayıp hastanelere akın edenler,çocuklarını sünnet edip sakat bırakanlar,zekatı yanlış yorumlayıp toplumunu el açar hale getirenler...Şimdi hasan akçay bunlara birde denizin üstüne seccade serdirip namaz kıldırmayı ilave etti,sanırım geri kalanlarıda böyle telef edecek..

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Selam..

Şimdiye kadar Nisa 102 yi cephe olarak yorumlamıştım ama Nisa 102 nin cephe olmadığını anladım..O ayetlerde eşyalarıyla yolculuk eden silahlı bir grup var ve sanırım hicret ediyorlar. Peygamber de aralarında.

İşin içinde silah olması mı acaba cephe diye düşündürüyor? Düşünün öyleyse Doğuya hususi arabanızla gideceksiniz? Yanınıza silah almaz mısınız?

Nisa 102 de cephe yok. Burdaki salat da Peygamberin komutan gibi savaştan önce konuşma yapması, coşturması değil.

Salatı Peygamber kısaltmıyor, yolculuğa katılanlar kısaltıyor, Bu da zamandan kısaltma.. Bir grup önce katılıyor görevlerini yerine getirdikten ( secde ) sonra nöbeti devralıyor ardından diğer grup geliyor salata katılıyor...

En doğrusunu Rabbim bilir..

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Merhaba arkadaşlar,

çok fazla yazmayı düşünmüyorum. Çünkü burada HERKES AKLINI! kullanıyor ama Allah'ın hudutlarını GÖZETEN PEK AZ.

Burada notlar okunup, güzellikler, doğruya götüren mihenk taşları seçilmiyor, ELEŞTİRİ yapılacak kelimeler aranıyor.

Önce okuyup, ANLAMAYI ve YAŞAMAYI öğrenmeliyiz.

Örneğin Dermanbeg'in yukarıda yazdığı notu alıntılayarak başladım.

Sevgili kardeşim, sigara öldürmez Allah öldürür konulu başlıktaki yaklaşımım ve anlayışım için tebrik etmişti beni, ancak bayamda, hacda yaşanan ölümleri İNSAN hatalarına bağlaması bir TEZAT belirtisi.

Çünkü trafik kazası da, hacdaki izdihamlar da ÖLDÜRMEZ, Allah öldürür. Diğerleri bir VESİLEDİR.

Örneğin BAYRAM DA yine trafik terörü bilmem KAÇ CAN aldı, meşhur haber manşetleridir.

ancak KİMSE düşünmez ki, o insanlar BAYRAM ziyareti için trafiğe ÇIKMASALARDI, KENDİ evlerinde ÖLECEK, ve cenazeleri ANCAK YERELDE duyulacaktı.

Hani şu savaşa gitmeselerdi, ölmezlerdi diyen Münafıklara verilen cevap var ya. Yıldızlarda da olsa, birisinin ölümü TAKDİR edildiğinde, kimse onu DEĞİŞTİREMEZ.

İşte bayramlarda trafikteki ölümlerin ARTMASI, trafikte İNSANLARIN DAHA YOĞUN OLARAK bulunması ve öleceklere VESİLELERİN trafik olark denk getirilmesinden ibaret.

Bu demek değil ki, maddi hasarlara, yaralanmalara yol açan trafik kazalarını azaltmak için çalışmalar yapmayalım, KURALLARA uymayalım. Sadece trafik öldürdü, bayram sebep oldu, sigara öldürdü DEMEYELİM.

Salat, namaz, secde konusuna çok fazla girmek istemiyorum.

Çünkü SINIRSIZ, HUDUTSUZ bir AKIL, ancak ÖZBENLİĞİNİ, AKLINI putlaştırmak, Rab ilan etmek demektir.

Koyun gibi güdülmenin zaten ne kadar yanlış olduğunu söylememe, hatırlatmama gerek yok.

Öyle ise yapılması gereken Allah'ın AYETLERİ üzerinde düşünmek. Ayetleri düşüncelerimize ALET etmek değil.

Allah'ın ayetleri yazıldır. Aynı zamanda YAŞANMAKTADIR. Zaten yaşananların yazıya dökülmüş halidir.

Öyleyse, KURANA tabi olarak yaşamaya ÇALIŞAN bütün DÜNYA müslümanlarının :

1. Yüzlerini kabeye dönerek

2. Ayakta kuran okuyarak

3. ruku ve secde de dualarak ederek yaptıkaları TESBİH, ANMA, DUA, YAKARIŞ ŞEKİLSEL olarak YOK SAYILAMAZ.

Daha önce dediğim gibi, yatmadan önce bir hristiyanın, yatağının kenarında Allah'a dua etmesi de NAMAZ değil DENEMEZ.

Ancak, Muhammed A.s.'ın yaşayan SÜNNETLERİ de, İÇİ boşaltılsa da, ÖZÜNDEN koparılsa da YOK SAYILAMAZ.

Yeni bir RESULE gerek yoktur, Muhammed A.s.'ın, Eyyub A.s.'ın, Musa A.s.'ın yaşayan sünnetlerini GÖZETLER İSEK, başka resule gerek olmadığını GÖRÜRÜZ.

Örnek : Sabır - Eyyub a.s., Tağut (kral dahi olsa) a karşı allah adına diklenmek - Musa A.s. , İçi boşaltılmış, heva hevesin din haline getirildiği toplumlarla mücadele etmek- Muhammed a.s..

Ayrıca salata çok fazla derin manalar yüklemenin GEREĞİ yoktur.

Nitekim, zaten diğer ayrıntılar AÇIK bir şekilde diğer ayetlerde İFADE edilmiştir. Onları toplayıp, salat kelimesine sığdırmaya çalışmak, diğer ayetleri görmezden gelmektir.

Yoksa zaten bütün Kuran La ilahe illallah cümlesine sığıyor. ancak nasılın hudutları, işte o ayetler ile sınırlandırılıyor.

Ve unutmayın ki, bu ayetleri İLK yaşayan MÜSLÜMAN Muhammed A.s.'dır ve dünyadaki bütün müslümanların ihtilafzı olarak uyguladıkları YAŞAYAN sünnetlerdir.

Örneğin kabede kılınan NAMAZ.

selam,