Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Merhaba Metehan kardeşim. "Mevcut Çeviriler NAMAZ şeklindedir. O halde Siz kendiniz Tekzib ediyorsunuz," diyorsunuz. Oysa önemli olan, bir kelimenin şu dile ya da bu dile aidiyeti değil anlamıdır.

Örneğin ALLAH demek mi doğrudur KORUYAN demek mi? İster ALLAH deyin ister KORUYAN kastettiğiniz BİR olan o aşkın varlık ise doğrudur; zaten en güzel isimler hep O'nun (17:110).

SALÂT ta öyle. İster Araplar gibi SALÂT deyin ister İngilizler gibi PRAYER ister Persler gibi NAMAZ eğer kastettiğiniz, güneş doğmadan önce ve battıktan sonra kılınması farz olan şekilsel salât ise ettiğiniz söz doğrudur.

Salâtın öteki anlamlarını göz önünde tuttuğumu ise müzakerenin en başından beri sırası geldikçe açıkladım. Örneğin SALÂT desteklemek anlamına da gelir. İbrahimizm'e yazdığım iletide, Ahzab 43 ve 56'ya yollama yaparak, bunu belirttim.  

*

Tevbe Suresindeki Müşrikler NAMAZ kılar ve Zekatlarını verirlerse kurtulacaklar?

Evet, öyle olacaklar. Çünkü Müslümanlar açısından o bir "din savaşı"dır ve savaşı başlatan müşrikler. Başlatma nedenleri ise inananların "Allah bir!" demeleri. Müslümanların "Allah bir!" demekten vaz geçmesi söz konusu olmadığına göre savaşı sona erdirmenin tek yolu var: "Allah bir!" demenin savaş nedeni sayılmaktan çıkarılması. Bu, müşriklerin de "Allah bir!" demesi yani İslama girmesi ile mümkün.

Değerli kardeşim, Tevbe sûresindeki bu "Ya İslama gireceksiniz ya öldürüleceksiniz!" ifadesi çok önemli ve ne yazık ki gözden kaçırıldığı için SALÂT kelimesinden kastın müşriklerin müşrik iken değil İslama girdikten sonra kılacakları salât olduğunun ayırdına varılmıyor. Bari siz onu doğru okuyan biri misiniz, öğrenmek istedim; Tevbe 5 ve 11-12 konusunda ne düşündüğünüzü o nedenle sordum.

Allah'ın ültimatomudur bu ve inananların, Allah'ın ültimatumunu beğenmemek gibi bir lüksü olamaz.

Bakın Allah 9:11'de mealen müşrikler ondan sonra sizin "din kardeşiniz"dir diyor, ihvân ukum fi'd dîn. Müşrikler İslama geçmeden inananların din kardeşi olabilir mi? 

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

101 - Yeryüzünde sefere çıktığınızda kâfirlerin size bir kötülük yapacağından korkarsanız namazı kısaltmanızda size bir vebal yoktur. Kuşkusuz kâfirler sizin apaçık düşmanınızdır.

102 - Sen onların aralarında bulunup da onlara namaz kıldırdığında içlerinden bir kısmı seninle beraber namaza dursun. Silahlarını da yanlarına alsınlar. Bunlar secdeye vardıklarında diğer bir kısmı arkanızda beklesin. Sonra o namaz kılmamış olan diğer kısım gelsin seninle beraber kılsınlar ve ihtiyatlı bulunsunlar, silahlarını yanlarına alsınlar. Kâfirler arzu ederler ki, silahlarınızdan ve eşyanızdan bir gafil olsanız da size ani bir baskın yapsalar. Eğer size yağmur gibi bir eziyet erişir veya hasta olursanız silahlarınızı bırakmanızda bir vebal yoktur. Bununla beraber ihtiyatı elden bırakmayın. Kuşkusuz Allah kâfirlere alçaltıcı bir azap hazırlamıştır.

103 - O korkulu zamanda namazı kıldınız mı gerek ayakta, gerek otururken ve gerek yanlarınız üzerinde hep Allah'ı zikredin. Korkudan kurtulduğunuzda namazı tam erkanı ile kılın. Çünkü namaz müminlere belirli vakitlerde yazılı bir farzdır.

Bu ve benzer konularda ki ayetleri, bir önce ki ayet ve bir sonra ki ayetlerle birlikte vermek, daha aydınlatıcı olacaktır diye düşünüyorum.

Konuyla ilgili olarak, korku halinde, tek kişilik namaz kılmak değil

korku ve savaş gibi tehlikeli bir halde cemaat halinde namaz kılmaktan bahsediliyor kuranda.

"Sen onların aralarında bulunupta, onlara namaz kıldırdığında"

Burada peygamberin namazı kıldırması yani imamlığı söz konusu. Bu yüzden diğer korku hallerinde ki tek kişilik, bireysel

namazdan farklı olduğunu düşünüyorum.

Secde halinde düşmanı fark etmenin güç olacağı için, diğer grup

gözcülük etmekte ve secde sonrası yerlerin değişmesiyle namaz tamamlanmış da olabilir.

Şöyle ki; ilk grup için "seninle beraber namaza dursunlar" ikinci grup için "seninle beraber kılsınlar" açıklaması geçiyor. Yani

ikinci grup için, yeniden namaza başlamak için bir duruştan bahsedilmiyor.

Cemaat halinde ve peygamber arkasında namaz kılmak olarak düşününce ben bu namazın 2 rekat olduğunu düşünüyorum.

Peki 1 rekat kılınmış olsaydı olamaz mıydı? Olabilirdi elbette.

Neden? Hemen bir önce ki ayete bakıyoruz.