Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Ya Sin. (http://www.hasanakcay.net/index.php?topic=36.msg85#msg85)
"Önünüzü, ardınızı düşünün ve kurtuluşa erin," denir. Ama Rabbin bir kanıtı gelince yüz çevirirler (45-46). "Allah’ın size verdiği rızıklardan dağıtın!" denince inanmayanlar inananlara şöyle der: "Allah’ın isteseydi doyuracaklarını biz mi doyuralım; şaşırmışsınız siz!" (47). Ve sorarlar: "Bize sözü edilen ne zaman doğruysa eğer?" (48). Onların beklediği bir tek gürleme. Diklenip dururlarken kıskıvrak yakalar. Öğüt veremezler; ailelerine dönemezler (49-50)
45’le 50 arasındaki ayetlerde insana uygulanan SINAV açıklanıyor.
Sınavın sorusu: EY İNSAN! Sen Allah'a sorumlu olduğunu bilerek mi yaşıyorsun? Cevap özgürce verilecek; dayatma söz konusu değil.
Soru tek ama iki bölümden oluşuyor.
Birinci bölüm: Allah var mı? İnsan önüne bakacak çünkü orayı görebilir. Orda KANITLAR var. Onları değerlendirecek. Ama ardını göremez. Örneğin Allah nasıldır? Öteki dünya tam olarak nedir; ordaki yaşam kaç boyutludur? İnsan bunları göremediği için elbette bilemez. O halde aklını işletecek.
İkinci bölüm: Sorumlu davranıyor musun? Örneğin zenginin malında yoksulun payı var (5:19; 70:24-25); onu kâle alıyor musun? Ahrete inanmayanlar işte buna aldırmaz. "Allah'ın isteseydi doyuracaklarını biz mi doyuralım? Enayilik bu!" derler.
Oysa sınav olan sensin. O işi sen yapacaksın ve sorumlu olmanın bilinciyle yaşadığını sen göstereceksin. Sınav olan, Allah değil.
Fecr Rabbi insanı sınayıp bolluğa ve nimete kavuşturuca "Bana Rabbim verdi!" der (15). Ama yine sınayıp ona rızkını kısınca "Rabbim bana sırtını döndü!" der (16).
Hayır! Yetime yardım etmiyorsunuz (17). Yoksulu doyurmaya kimseyi özendirmiyorsunuz (18). Mirası yiyip bitiriyorsunuz (19).
Yani çalışırsan o çalışan sensin; yan gelip yatarsan yan gelip yatan sen. Sonuç olarak kazanan sensin, kaybeden sen.
Sakın "Rabbim yaptı!" deyip aradan sıyrılmaya yeltenme. Yoksula elini uzatırsan o eli uzatan sensin, arkanı dönersen arkasını dönen sen. Elini uzatırsan yoksuluk ortadan kalkar; arkanı dönersen artarak sürer.
Sorumlu sensin.
Sınavın süresi ölümde biter.
Aslında sorun, inanç yokluğunda. Ahrete, dolayısıyla hesaba çekileceklerine inanmıyanlar derler ki:
"Kıyamet mı ne kopacakmış. Kopsun da görelim. O zaman inanırız. Hem, ailelerimize de inanın diye öğüt veririz."
Oysa kıyamet, "cevap anahtarı"nın açıklandığı andır. Sınavın geçerli olması için cevaplar, anahtar açıklanmadan ÖNCE verilmek zorundadır.
Kıyamet koptuktan sonra varoluşun şartları değişir. Bu dünyanın bilinen boyutlarından öteki dünyanın bilinmeyen boyutlarına geçilir.
Kısacası kıyamet, dönüşü olmayan noktadır; kimse oradan geri gelip ailesine öğüt veremez. Herkes ne yapacaksa kendi kıyameti kopmadan yapacak.
__________________ hasanakcay.net
allahindini.net
|