Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
bembeyaz Yazdı:
ali kardeş,
benim mezhepler hakkında kanaatlerimi bilmeden beni itham etmişsiniz... ama önemli değil...
bu soruyu o şekilde sorarsan birileri de sana "mezhepsiiiiz" der... ki ben bu söylemi onaylamam.... ama derler işte... ne diyecksiniz o zaman??? |
|
|
Selam Bembeyaz;
Ben sizin mezhepler hakkındaki görüşlerinizi tahmin edebiliyorum. Siz, Mustafa İslamoğlu'nun dediği gibi "Ben kendimi mezheple tanımlamak zorunda değilim, Allah bize Kuran'da müslümanlar adını verdi, bu bize yeter" diyeceksiniz.
Mesele mezhep olarak tanımlanıp tanımlanmamak değil. Mesele, bir şeyi Allah'ın bildirmesinden sonra Allah'ın hilafına haram yahut helal kabul etme meselesidir.
Eğer mesele tanımlama ise, ben sizin bu duruşunuzu da bir "tanımlama" ile ayrı bir mezhep olarak telakki edebilirim. Siz de benim için bir tanımlama yapabilirsiniz. Hakikat şu ki, ben de bir mezhep sahibiyim. O da Kuran mezhebidir. Sizin veya başkalarının benim hakkımdaki tanımlaması beni hiç mi hiç ilgilendirmiyor. Çünkü beni yargılayacak olanlar sizler değilsiniz.
bembeyaz Yazdı:
mezhepler bir zenginliktir...
faydalanmasını bilenler için kolaylıktır...
ümmetin rahatınadır... ama bunu anlamak için ayrıntılarda boğulmamak icab eder... anlatabildim mi???? |
|
|
Yalan söylerken yüzünüz kızarmıyor mu? Ne kolaylığı yahu !
İşi zorlaştırıp içinden çıkılamaz, karmakarışık bir din haline getir, ondan sonra mezheplerin dini kolaylaştırdığını söyle... İyiymiş bu...
Erkeğin hangi renk kıyafeti "giyemeyeceğini" takdir ve tensip buyuran mezhepler mi kolaylıkmış ?
Kimileri de şöyle söylediler: "Efendim, mezhep hükümleri yahut hadislerdeki çelişik durumların hepsi bir Rahmettir."
Yalana bak !!!
Biz de diyoruz ki; "En büyük Rahmet Allah'ındır. O halde, biz neden Rahman'ın indirdiği kitapta böyle rahmet eseri çelişkiler bulamıyoruz"
Ayrıntılarda boğulanlar bizler miyiz sizler misiniz ? Zekatın kimlere hangi şartlarda ne şekilde verileceğini sorarak Allah'ın indirdiğine ilave şartlar söylememizi isteyen sen ayrıntılarda boğulmuyorsun da biz mi boğuluyoruz ?
bembeyaz Yazdı:
neyse zekata gelecek olursak;
sizce zenginliğin ölçüsü nedir?
zekat vermek için size gelenlere ve danışanlara siz olsanız ne dersiniz...???
nasıl bir hüküm verirsiniz..???
ne yapmalarını önerirsiniz...??? |
|
|
Ne zenginliği ? Kuran'da infak sadece zenginlere hasredilmiş bir yükümlülük değildir. İnfak / Sadaka her kişinin borcudur. Zenginlik koşulu başkalarının uydurduğu şartlardır.
Her kişinin geliri, ihtiyacı ve ihtiyacından arta kalanı kendi yaşamında kendisine özgündür. Her kişi bu yönüyle Rabbine tam bir hesap verecektir. Neye ne kadar ihtiyacı vardı da gelirinin ne kadarını ne için sarfetti, bunu ancak Allah bilir.
Allah, bireysel eylemlerde bir kaç husus müstesna olmak üzere kendisinden / kendisine olan imandan başka hiç bir kimsenin zorlamasını kabul etmemiştir.
Zekat memuru adı altında biri gelip sizden - siz istememenize rağmen - bir şey alırsa bu zekat olmaz.
Dinde zorlama yoktur. Allah'ın indirdiği dinde esas olan "ahiret" inancının vereceği zorlamadır. Yani otokontroldür. Allah'tan başka bir şeyden korkarak yerine getirilmiş bir edim "Allah için olma" vasfını kaybetmiştir.
Yukarıda değindiğim istisna ise, tebliğe mani olan şartların ortadan kaldırılmasıdır.
Eğer birileri sizin dininizi yaşamanıza yahut bunu tebliğ etmenize karşı cebre başvuruyorsa sizin de buna mukabil misli ile cevap verme, zora başvurma hakkınız vardır. Bundan ötesi "zorbalık" tır.
Mekke'den müşriklerin def edilmesindeki mantık da budur. Müminleri cebren yurtlarından sürenlere karşı kısas uygulanmıştır. Eğer onlar böyle bir yola tevessül etmeseydi siz Allah'ın dininde böyle bir emir bulamayacaktınız.
Keza, bu şekilde kısasa tabi tutulanlar içerisinden tevbe edip, müminlerle yaptıkları antlaşmaya sadık kalanlar için bile kısas tatbik edilmemiştir. Çünkü Allah'ın emri, birilerinin bir şeye zorlanması değil, birilerinin hesaba çekilecekleri hükümleri öğrenmeleri, tebliğe muttali olmalarıdır.
Diğer bir istisna da "emir sahipleri" ne itaattir. Emir sahiplerinin neye göre ve ne şekilde hüküm vereceği de Kuran'dan öğrenilir.
Adına "emir sahibi" denen kimseler size Kuran'da emredilmemiş bir şeyi din diye dayatırsa Peygamber müşriklere karşı ne ile muamele etti ise aynı yöntemle onlara karşı direnme, başkaldırma hakkınız vardır. Gerek olur hicret edersiniz, gerek olur savaş...
Din, "emir sahiplerinin" değil, "Allah'ın" oluncaya kadar bu böyle devam eder.
Allah, Kuran'da zenginliği tanımlamamış ise siz bana bunu dayatamazsınız. Siz eğer dayattığınızı "din" değil de, hukuk ve toplum nizamı olarak karşıma çıkarırsanız bu başka...
Ben size Kuran'dan anladığım zenginliği tarif edeyim. Yeryüzünde hiç bir kul yoktur ki, Allah'ın nimetlerine şükür ve kanaat etmiş olsun da artık kendisinden daha zengin birisi bulunsun.
Allah'ın kendisine verdiğine şükredip, O'nun lütfundan güzellikle arayandan daha zengini kimmiş ?
bembeyaz Yazdı:
evet kur an daki ayetleri okudunuz.. peygamberi ve mezhepleri de devre dışı bıraktınız... |
|
|
Peygamber'i ne zaman devre dışı bıraktım ? Ne zaman oldu bu?
Ha... Peygamber diye bahsettiğin şey, gaybı bilen, Allah'ın indirmediği mucizeleri gösteren, yer yüzündeki her şeyin kendi nurundan yaratıldığı beşer olmayan bir Peygamberse ki bu ancak uydurulmuş bir resuldür, evet onu devre dışı bıraktım.
bembeyaz Yazdı:
peki ne derdiniz....???? evet ne fetva verirdiniz... nasıl yönlendirirdiniz...???
kocc ve babanncı ve benzerlerine "ihtiyaç fazlasını zekat olarak verin" deseniz.... adamlar dinden çıkarlar yahuu... :) :) :) :)
biraz akıl, biraz basiret.. biraz firaset lütfen... |
|
|
Ne yapayım adamlar dinden çıkarsa... Ben onların üzerinde ne bir gözetleyiciyim, ne de bir zorba... Onlara Peygamber dahi hidayet edemeyecekken ben mi hidayet edecekmişim ?
Benim onlara "şirin" görünmek gibi bir yükümlülüğüm yoktur. Allah'ın indirdiği din Kuran'da yazılıdır. Dileyen o beyte girer, dileyen ökçesinin üzerinde koşarak çıkar. Nihayet her kişinin dönüşü ancak Allah'adır.
Bu Beyte giren eğer bir "ama" bile olsa, çıkan sabancıdan çok daha üstün ve zengindir.
Çünkü üstünlük o dur ki, Allah onu iman edenlerin üzerine yazmıştır.
bembeyaz Yazdı:
niçin dini zorlaştırp insanları dinden uzaklaştıryorsunuz.??? |
|
|
Biz mi, sahiden biz mi bunu yapıyoruz. Hakikat, Kuran'ı indirenler gerçekten bizler miyiz ? Nasıl hüküm veriyorsun !
Yoksa "Allah'ın indirdiğinin yanına bizim indirdiğimizi / uydurduğumuzu koyun" diyerek dinde zorlama getirenler sizler misiniz ?
bembeyaz Yazdı:
niçin ayetlerin anlamını değiştirip Allah ın kullarını Allah tan uzaklaştırıyorsunuz?? derse birileri ne dersiniz..???? |
|
|
"Eğer biz ayetlerin anlamını değiştiriyorsak, işte Kuran ortada, doğrusunu yazsanızya" deriz o bazılarına...
bembeyaz Yazdı:
elçinin yerine kendinizi koyun ve bize kur an'dan zekat konusunda ne anladığınız yazın.. |
|
|
Hayır. Siz, hayalinizdeki elçiye bunu yaptırıyorsunuz. Biz, öyle bir elçi bilmediğimiz için kendimizi onun yerine de koyamıyoruz.
bembeyaz Yazdı:
peygamber bunu yapmıştır.. ve biz onu tavsiyesine uyuyoruz.... çünkü çok mantıklı...tutarlı... |
|
|
Şahitler misiniz ? Dikkat edin ! Sizin bu şahitliğiniz yazılacak ve sizden hesap sorulacak...
bembeyaz Yazdı:
peki siz ne tavsiye ediyorsunuz.???
sizin tavsiyeniz makul ve mantıklı mı???? uygulanabilir mi...??? |
|
|
Biz, Kuran'ı tavsiye eder, ancak onunla öğüt veririz.
Deriz ki;
Ey insanlar ! Allah'ın size olan nimetini hatırlayın. O sizden bunları alsa artık size kim geri getirebilir.
Ey insanlar ! Allah'ın fazlından size verdiğinden gerek gizli, gerek aşikar O'nun yolunda harcayın. İhtiyaç fazlanızdan dağıtın. En sevdiğiniz şeylerden, başa kakmaksızın verin. Ta ki, en güzel bir ticaretle umduğunuza erenlerden olasınız.
Hem öyle bir ticaret ki, Allah onu her başakta yüz dane bitiren ve yedi başak çıkaran bir daneye benzetti.
Böyle yapın ki, Allah hem üstünüzden hem yerden bereketin kapılarını açsın.
İşte böyle yapanlar, hiç bir zaman kesada uğramayacak bir ticaret umabilirler.
İyice düşünün. Eğer o bütün insanlara rızkı eşit olarak dağıtsa idi yer yüzünde büyük bir fitne doğardı. O, böyle yaptı ki, kiminiz kiminizi çalıştırsın. Şüphe yok ki, yaratmak ta emretmek te O'na mahsustur.
Kim nefsinin cimriliğinden arınırsa işte o, kurtuluşa erenlerdendir.
Birbirinizin mülkünü haksızlıkla temek için onu hakimlere aktarmayın. Diri ve Kahhar olan Rabbinizden sakının.
Bir zaman Karun da mülkünün kendi ilmiyle arttığını söylemişti de Allah onu ve mülkünü yerin dibine geçirivermişti.
Bununla birlikte israf etmeyin. Çünkü israf edenler Şeytanların biraderleri olmuşlardır.
Ve yine, kendinizi tehlikeye atmayın. Aksi taktirde pişman düşenlerden olursunuz. Ne sıkıca tutun ne de tamamen serbest bırakın. Mallarınız hususunda mülk yalnız kendisinin olan Allah'tan korkun.
Kapınıza gelen ve Allah'ın indirdiğinden bir parça dilenen kimseleri "Allah'ın dilerse zengin edeceği kimselere biz mi verecekmişiz" diyerek kovmayın.
Ürününüzü / gelirinizi devşirince hemen hakkını verin. Hem, kendinizin gözünüz kapalı alıcısı olmadığınız, pek bayağı, basit şeylerden de değil...
En güzellerinden verin ki Allah da size en güzeli versin. Sizi, yaptıklarınızın en güzeli ile ödüllendirsin.
Allah'ın huzuruna tek başınıza iken çıkarılacağınız ve çocukları ak saçlı ihtiyarlara çeviren o korkunç günü hatırlayın.
Ya değilse, bahçe sahiplerini vuran o dolaşıcı bela size de isabet eder de şaşkın ve biçareler olarak kalakalırsınız.
Allah'ın kendisine verdiği ile şımaranların yeryüzünde kasıla kasıla dolaşmaları zinhar sizi aldatmasın. Çünkü eğer yeryüzünde bir fitne çıkmayacak olsaydı muhakkak ki Allah, onların evlerini altından yapar rızkınıda indirdikçe indirirdi.
Allah bunu ancak onların azabının daha şiddetli olmasını dilediği için yapar. Şu bir gerçek ki, insanların çoğu bunu bilmezler.
Mallarını haksızlıkla çoğaltanlar gibi karınlarınıza ateş yiyenlerden olmayın.
Allah yolunda harcadığınız her şey size ödenecektir. Fakirlik korkusuyla cimriliğe yeltenmeyin.
Şı bir gerçek ki, Allah'ın hazineleri insana verilse o tükenir korkusuyla bunları harcamaktan çekinir.
Allah'ın gözetilmesini ve kendilerine bir pay verilmesini istediği kimselere verin.
Şunun hesabını iyi yapın ki, Allah'ın müminlere verdiği feyin beşte biri Allah'ın, Resulünün, yakınların, müminlerindir.
Haddi aşmayın.
bembeyaz Yazdı:
görelim.. hadi bekliyoruz..
muhabbetle..
kızmaca yok.. darılmaca yok... |
|
|
Muhabbetlerimle...
__________________ "(Onu size indirdik ki) <Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa indirildi, biz ise onların okumasından habersizdik (o Kitâpları okuyamıyor, dillerini anlayamıyorduk)> demeyesiniz."(En'am,156)
|