Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Katılma Tarihi: 30 nisan 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 1235
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
selam fatma
nur 31in meal ve anlamına ilişkin burda sayfalarca tartışıldı.Bana en mantıklı ve makul anlatım Sn Hasan Akçay'ın açıklamaları geldi aşağıda linkini veriyorum okursanız fikir sahibi olursunuz.
Fakat nisa 60ın çarşaf giymeye işaret edip etmediği hakkında benimde bir fikrim yok.
Katılma Tarihi: 17 temmuz 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 7
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Tesettür Erkeğe Hakarettir...
Çoğunlukla kadının örtünmesine
karşı olanlar, tesettür yaklaşımının altındaki temel varsayımlar
nedeniyle tesettüre karşı çıkarlar. Çünkü tesettür yaklaşımının temel
varsayımlarından biri, kadının "aşağı bir cins" olduğudur. "Kadın, aile
ve toplum yaşamında erkekle hiçbir biçimde eşit konumda değildir.
Kadının bir kimliği ve kişiliği, dolayısıyla istenci yoktur ya da varsa
bile kullanmaya hakkı yoktur. Aşağı, eksik ve yetersiz bir varlık
olduğu için bütünüyle erkeğe bağlı ve onun güdümünde olmalıdır. Kadının
temel görevi erkeğe hizmet etmek, onun ihtiyaçlarını, öncelikle de
cinsel ihtiyaçlarını karşılamak ve çocuk doğurmaktır. Kadın alınıp
satılabilir cinsel bir nesnedir, bu nedenle toplumsal yaşamda yeri
olamaz, kadının yeri evidir. Aslında cinsel saldırılardan korunması
için örtünmesi de yetmez, olanaklı olduğu ölçüde evden çıkmaması
yeğlenir."
Kadının tessettürü aslında en az kadın kadar erkeği
de aşağılayan bir yaklaşımdır. Öncelikle, kadının örtünmesi gerektiği
tezinin gerekçelerinden biri, "Kadın, erkeğin cinsel arzularını
uyandırır, şehvetini kamçılar, başta göz zinası olmak üzere onun zina
yapmasına, suç işlemesine, günaha girmesine neden olur" varsayımıdır.
Bu
varsayım aslında, erkeğin cinsellikten başka hiçbir tasası olmayan,
cinsel dürtülerinin güdümünde, onları denetlemekte ve toplumun
onaylayacağı biçimde tatmin etmekte güçlük çeken, akıl ve iradesi
olmayan bir varlık olduğu imasını içermektedir.
Kadının
tesettüre girmesini savunmak erkeği aşağılar, çünkü bu yaklaşım,
erkeklerin hangi yaşta, hangi özellikte, hangi güzellikte olduğuna
bakmadan, hangi koşulda olursa olsun önüne çıkan bütün kadınlarla
cinsel ilişki kurabilen, yani seçim yapma iradesi, cinsel estetik ve
tercihleri olmayan varlıklar olduğu imasını da içermektedir.
Bir diğeri, erkeklerin hemen hepsinin âşık olma, sevme ve bağlanma kapasitesi olmayan varlıklar olduğu imasıdır. *** Azınlıkta
olsalar da, erkeklerin ruh hastası, sapkın, vicdansız, ahlaksız, cahil
ve yobaz olanları vardır ve kadınlarla çocukların onlardan korunması
gerekir. Peki, nasıl koruyacağız, tesettürle mi?
Tesettürlü kadınlar tecavüze uğramıyorlar mı? Elbette uğruyorlar.
Diyelim ki kadınları, kızları tesettür ile erkek saldırılarına karşı koruma altına aldık.
Tecavüz
kurbanlarının yaklaşık üçte birinin erkek çocuklar olduğunu düşünürsek,
erkek çocuklara da mı, bebeklere de mi kara çarşaf giydireceğiz ? *** Sorunun
çözümü, hem kadını hem de erkeği aşağılayıcı imalar içeren tesettür
uygulamasında değildir. Kadını, erkeğin kölesi durumuna sokan tesettür
yaklaşımı, kadın-erkek eşitliğine; kadının, ruhsal, zihinsel, duygusal,
toplumsal, mesleki, ekonomik gelişimine engeldir.
Çözüm, kadın
ve erkeğe potansiyel suçlu ve günahkâr gibi davranan, onları
birbirlerinden ayıran, yabancılaştıran, diğerinin varlığını tehdit
olarak algılamasına neden olan yaklaşımlar olamaz.
Tam tersine
çözüm, kadın ve erkeğin yaşamın her alanında, yaşanmaya çok daha değer
bir dünya kurmak için birlikte el ele eşit koşullarda çalışması,
gerektiğinde savaşmasındadır. Çözüme, şiddetin birincil kaynağı
yoksulluk, yoksunluk ve eğitimsizlik ile savaşarak ulaşılabilir,
kadınların örtünmesi ile değil.
Böylesine ciddi toplumsal bir sorunun çözümünde bireysel düzeydeki girişimler yetersiz kalmaya mahkûmdur.
Genç
kızı tecavüzcüsüyle evlendiren, çocuklarına tecavüz ettiği için
yargılanan babayı, çocuklarıyla birlikte eve gönderen bir hukuk ve
sosyal hizmet anlayışı da sorunları çözmekte yetersiz kalacaktır.
Başta
güvenlik, hukuk, eğitim ve sosyal hizmet organları olmak üzere tüm
devlet kurumları, sosyal devlet anlayışı ile bu savaşımın içinde yer
almalıdır. Üniversiteler, sivil toplum kuruluşları, basın ve yayın
organları da bu savaşımın içinde yer almak, projeler üretmek
zorundadırlar.
bildiğini tahmin ettiğim bir sözü yine de sana hatırlatmadan geçemeyeceğim:bildiklerin karşı tarafın anlayışı kadardır.
yazında diyor ki:
“Ayette geçen “humur” ve onun tekili olan “hımar” kelimesi kadınların başlarına örttükleri beze verilen özel isim değildir. Herhangi bir örtüdür. Bir şeyi örten şeye “hımar” yani o şeyin örtüsü denir.” Arapça sözlükler El Mucem ul Vasıf, El Müncid, Lisanı Arap, Tacul Arus’dan “hımar”ın temel manasının “örtmek” olduğunu göstermektedir. Anlaşılıyor ki mezheplerin yorumundan sonra “hımar” kelimesi ile sırf başörtüsünün anlaşılmaya çalışılması, bu sözlüklerde bu kelimenin bir manasının “başörtüsü” olmasını sağlamıştır. Fakat kelimenin temel manası mezheplerin kelimeleri tahrif etmesine rağmen bu sözlüklerden bile bellidir. Daha evvel açıkladığımız gibi ayette kapatılacak yerin yaka açığı olduğu söylenir, baştan bahsedilmez. “Arapça’da kadınların başlarına örttükleri şeyin özel adı “hımar” değil “mikna” ve “nasıyf”tır. Hangi Arapça sözlüğe bakılırsa bakılsın “mikna(çoğulu mekani)” ve “nasıyfın” hanımların başlarını örttükleri kumaşın adı olduğu yazılıdır.”
adamlar hâlâ diyor ki başörtüsünü nasıl inkar edersiniz?şimdi bu adamlarla neyi tartışacaksın ki kardeş allah aşkına söyler misin?
eline sağlık.herşeye rağmen bu toplumun tamamını emevileştiremeyeceklerini birgün anlayacaklar.islamlaşmakla araplaşmayı karıştıran zihniyetle sonuna kadar mücadeleye devam.
sağlıcak kal.herkese saygılar
__________________ "sadece iki şey sonsuzdur evren ve insan ahmaklığı..
ilkinden o kadar da emin değilim." (albert einstein)
Bu konuyu tek tek ele almakta fayda var. bir bütün olarak aldığımızda bazı yerleri atlıyoruz gibi geldi bana
Bahis konu Nur:31 ayetinde örtü var. doğru mu? herhalde hiç kimsenin itirazı yok buna. o zaman bu örtüyle ne örtülecek ona cevap bulmaya calışalım. Göğüsler mi?, takılar mı? yoksa sac mı? tek tek inceliyerek ve Allah'ın verdiği akılla yorumlayarak doğruyu bulmaya çalışalım.
Göğüsler: Eğer öyle ise mümin kadınları göğüslerini, gösterilecek kişilerden bahsederken bazıları var ki onlara nasıl göstereceksin. kayınbaba,üvey yetişkin oğullara,sahip oldukları kölelere (Tabiki erkek kölelere) vs. nasıl gösterilecek. Ayaklar yere sert bir şekilde vurulduğunda o zamanlar südyen olmadığından belli olması dogal.
Takılar : Eğer takı ise ayete gösterilmesinde sakınca umulmayan kimselere gösterilmesinde veya görmesinde bir sakınca olduğunu tahmin etmiyorum. O dönemde hırsızlık olaylarıda çok fazla ve Mümin kadınlarının bu takıları çalınmak veya alınmak suretiyle Ekonomik, sosyal, pisikolojik çöküntüye uğratarak onlara eziyet vermek, onları maddi ve manevi çökertmek için.Günümüzde bile kadınlarımız değerli takılarını ALENİ taşıdıklarında genelde zarar görmekteler. Bu gibi birçok adli vakaa vardır, örnek olması babından. Ayrıca evet günümüz takıları pek ses çıkartarak veya başka bir şekilde Örtü altından belli olmaya bilir ama eski takılar bal gibide belli olabileçek nitelikteydi. Müzeler bu ve bunlara benzer takılarla dolu.Yani kadıların ayaklarını yere sert vurmaları neticesinde Göğüs gibi Takılarda belli olur.
Saçlar (Kıl): Eğer kapatılması istenilen saç ise, o zaman saç (Kıl) nasıl oluyorda insanları tahrik eden bir unsur haline geliyor.Eger saç (Kıl) tahrik ediyor ise Gösterilmesinde bir sakınca olmayan kimseler tahrik olmayacak mı bu saç (Kıl) dan veya ayetin sonundaki ayakları yere sert bir şekilde vurulmasıyla Saç (Kıl) nasıl belli olacak. Ses mi çıkaracak yoksa Göğüs gibi Zıplayacak yada Takı gibi sesli veya kaba oluşlarından dolayı belli olacaklar. hangisi açaba
Gözlerimizi kapatalım ve o döneme bir gidip o zamanda peygamber efendimizin ve diğer sahabelerin çektikleri eziyetleri, yaşadıklarını, hayal etmeye çalışalım. Günümüzde bile insanlar düşmandan veya hırsızdan ilk önce Değerli eşyasını saklayarak kendini garanti altına almaya çalışıyor.
Evet burdan şunu anlayabiliriz. Örtü vardır. Bu örtü geleneksel bir örtü Çünkü aynen Namaz mevzuunda olduğu gibi. Namazda Hz. İbrahim döneminden beri vardı ama yinede Allah (c.c) Namaz kılmayı emretmiş ve bizlere Farz kılmıştır. Örtüde vardır Bu örtü Takı (Değerli süs eşyası için ise kulak küpelerini örtmek için yine başörtüsü gibi birşeye ihtiyaç var, Bu örtüyle Gögüslerde örtülmüş olur. o zaman bu Başörtüsü ama Geleneksel veya iklimsel olarak orda kullanılan bir örtü. Allah (C.C) bu geleneksel örtüyü bize başınızı Başörtüsüyle örtün diyerek Farz kılmamıştır.Namazda olduğu gibi. Ayrıca Cariyelerin Başlarının açık olmasıda sınıflar arasında böyle bir adetin (Gelenegin) oldugunun göstergesi.
Yaşanılan bölgenin iklim şartlarından dolayı başın örtülmesi çok doğaldır. Kutuplarda yaşansaydı açaba çölde yaşayanlar islam olduklarında nasıl yaşayaçaklar dı? Kürkler içinde. Allah (c.c) bize bir akıl verdi ve bizde bununla doğruyu bulmamız istendi ise bizde doğruyu bulmak için sorgulamamız gerekir.Yoksa üzerimize daha çok pislikler yağar. İnsanlar geçmişte bir şeyi yanlış anladılar diye bu gün bende mi yanlış anlamam gerekiyor. Yok öyle üç kuruşa üç köfte.
Bu konu bazılarının dediği gibi geçmişten bu güne kadar hep baş örtüsü olarak algılanmamış, bazı alimler tarafından takı ve göğüs olarakta algılanmış ve ona göre fetva vermişler. O zaman doğrusu nedir, bizler bu yorumların ışığında Allahın verdiği aklı kullanarak en doğrusunu bulup veya inanıp onu tatbik edelim. Yanlışımız bizim yanlışımız olsun, ya inandığımız şey başkasının yanlışı olursa bizler acaba Allahı bırakıp o kişiye inanmış olmuyormuyuz sizce. bu daha kötüsü değilmi.
Birde bunun ne zararı var deniyor. işte en büyük yanlışlardan biride bu, Hani Kur'andan bir harf çıkarmak günahtı, ekleyince günah olmuyormu yoksa, kuranda Farz olmayan bir şeyi Farz kabul etmek ne kadar doğru sizce. Rahibeler de başlarını örtüyorlar o zaman bu başörtüsü diye basitleştirmek ve olayı başka mecralara cekmek olur ki buda çok büyük bir yanlış. Senin Kur'an varken sen görevini tamamlamış ve aslını kaybetmiş uydurmalarla dolu Faniler tarafından siyasi ve başka amaçlar altında yazılmış veye yazdırılmış bir kitabların temsilcilerini kendi uygulamana örnek gösteriyorsun. Rahibe meselesi bu formda bahsedilmiyor ama gerçek hayatta malesef çok anılan bir şey. Onların inancı onlara benim inancım bana.
Yaşlanmış kadınlar süslerini(takı eşyalarını) göstermeden elbiselerini çıkarabilirler. (fatmad)
Merhaba fatma kardeşim.
Önce ayetin adı: bu, Nûr 60’tır. Mealine gelince,göstermeden değil teşhircilik yapmadan deniyor yani takı teşhirciliği yapmadan: gayre müteberricâtin biziynetih
Benzer bir uyarı Ahzab 33’te peygamber eşlerine yapılıyor ama bu kez vücut teşhirciliği konusunda: Cahiliye teşhirciliği yapmasınlar –lâ teberrecne teberrüce’l-cahiliyye
Nûr 60'ta sözü edilen giysiler hakkında soruyorsunuz:
Neden? Bunlar kadın için en önemli şeylermi ki bunlar hariç yerler yaşlanınca görünebilir ama takı eşyaları görünmez.??
Çünkü kavaid onlar yanievde oturan kadınlar. Bir bakıma yatalakoldukları görülüyor. Artı, cinselliği kalmamış – lâ yercûne nikahen.
Giysilerini atmaları günah değildir deniyor – leyse aleyhinne cünahün enyada’ne siyâb ehünne. Çünkü evin içindeler; yabancılara görünmüyorlar. Sıcaktan bunalınca onun için giysilerini çıkarmaları günah değil.
Takı teşhirciliğine gelince, her halde pörsümüş vücutlarının iticiliğini telafi etmek için baş vurabilirler buna ama teşhircilik onları daha bir itici yapar. İnsanları iğrendirir. Onun için uyarılıyorlar.
Eğer söz konusu kıyafet çarşaf gibi bütün vücudu örten bir şeyse vücudu(süslerini) göstermeden bir elbise nasıl çıkarılabilir? Başka yer kalmıyor :))
Size katılıyorum. Sözü edilen giysiler (siyab ehünne) çarşaf gibi dışarlık değil picama gibiiçerlikolabilir ancak çünkü sürekli evde oturuyor o kavaid; içerdeler.
Özetle, Nûr 60'ta tesettüre bürünme emri yok. Tam aksine, cinselliği kalmamış olup evde oturan kadınlara içerlik giysilerini atma izni var.
SA arkadaşlar cevap verenlere çok teşekkür ederim. uzun zamandır bu konuya ara vermiştim. Haziranda açılmayı düşünmüyorum yazmışım ama şu ara başörtüsünü çıkarmayı düşünüyorum. kendime yaza kadar zaman tanıdım Bu arada sitelerin içinde boğuluyorum. Hımar kelimesi her çeşit örtü anlamında kullanılıyor diyorsunuz. Başka yerlerdede Kuranda 'humuruhinne' olarak geçer ve başörtüsüdür deniliyor.Ben söyledikleriniz konusunda ikna oldum ama karar vermeden önce arapça bir sözlük alıp kendim anlamını görmek istiyorum. Geri dönüşü olmayan bi yoldayım. bu yüzden çok kararsız kaldım. Dualarınızı bekliyorum. Selam ve dua ile..
SA arkadaşlar cevap verenlere çok teşekkür ederim. uzun zamandır bu konuya ara vermiştim. Haziranda açılmayı düşünmüyorum yazmışım ama şu ara başörtüsünü çıkarmayı düşünüyorum. kendime yaza kadar zaman tanıdım Bu arada sitelerin içinde boğuluyorum. Hımar kelimesi her çeşit örtü anlamında kullanılıyor diyorsunuz. Başka yerlerdede Kuranda 'humuruhinne' olarak geçer ve başörtüsüdür deniliyor.Ben söyledikleriniz konusunda ikna oldum ama karar vermeden önce arapça bir sözlük alıp kendim anlamını görmek istiyorum. Geri dönüşü olmayan bi yoldayım. bu yüzden çok kararsız kaldım. Dualarınızı bekliyorum. Selam ve dua ile..
Sevgili fatmad,
Bu site yönünü çizmede sana sadece bir araç olabilir.Gerçek kararı inanarak özümseyerek kendin vermelisin.Bizler beşeriz hatalı yorumluyor olabiliriz,kötü niyetli şeytan zihniyetli insanlarda olabiliriz.Lütfen Kur'anı al eline ve baştan sona oku,sonra ilgili ayetleri tekrar oku,sonra samimi bir niyetle Rab'bimizden yardım iste.İçindeki ses seni yanıltmayacaktır inşaAllah.
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma