Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Katılma Tarihi: 25 mart 2008 Yer: Turkiye Gönderilenler: 156
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
hasakcay Yazdı:
Hasan Akçay: Değerli kutuphaneci kardeşim, bıraksak herkes özgürce düşünse ve yaşasa... nasıl olur? Örneğin bazı hususlarda benim sizden ayrılmamı hoş görür müsünüz?
Kutuphaneci: Bu durumda sizinle konuşacak bir şeyimiz kalmamış demektir. bu fikir değil İNKAR dır.
*
Hasan Akçay: Benim anladığım, Kuran�da (İslamın 5 şartından biri anlamında) kurban kesmek yok.
Kutuphaneci: Allah size� Allah'dan başkası adına boğazlanmış hayvanları yasakladı (Nahl 115). daha sayısız ayetten anlaşılan kurban kesmektir. aksi aklın sınırlarını zorlamak olur.
İslamın gûya bir şartı olan kurban Nahl 115�in neresinde; Hac 34, Hac 36, Saffat 107, Kevser 2�nin neresinde?
*
Bu bölümdeki müzakereye katıldığıma katılacağıma pişman oldum.
hasakcay kardeşim, ifade edemedim galiba, İNKAR dediğim şey Kuran ın korunmadığı/değiştiği sözüdür. eğer sen bu iddiada değilsen seni tenzih ederim.
Allah tan başkası adına kesilen hayvanların yenmesi yasaklandığına göre , Allah adına kesilenler helal demektir. Allah adına kesmek sence ne anlama geliyor? bir hayvan yenmek için kesilse helaldir. üzerine Allah adı anılarak kesilen kurban edilmiş demektir. İbrahim peygamberin Allah a oğlu İsmaili kurban etmek istemesi hadisesi de Kuran da geçmektedir. bu kadar basit bir mantık hesabını yapabilmeniz gerekir. ayrıca Hac suresinde Allah ın kesilmesini istediği hayvanlar için kurban denmesi Allah a yakınlaştırıcı amel oluşundandır. yoksa kelime olarak kurban kelimesinin geçtiği ayetlere bakarsanız yanılgı olur. burada esas olan Allah adına hayvan boğazlamanın Kuran da emrediliyor oluşudur. ve bu işleme kurrban kesme denilir. burada mesaj yazan arkadaşlar, rica ederim ilkokul öğrencisi düzeyinde açıklama yapmak zorunda bırakmayın bizleri. kastınız mı var yoksa anlamadım.
Allaha emanet olun.
__________________ Artık sadece kainat kitabını okuyorum. Daima Rabbime teşekkür ederek.
burada mesaj yazan arkadaşlar, rica ederim ilkokul öğrencisi düzeyinde açıklama yapmak zorunda bırakmayın bizleri. kastınız mı var yoksa anlamadım.
Allaha emanet olun.
Fesubhanallah.
Hasan Akçay: Değerli kutuphaneci kardeşim, bıraksak herkes özgürce düşünse ve yaşasa... nasıl olur? Örneğin bazı hususlarda benim sizden ayrılmamı hoş görür müsünüz?
Kutuphaneci: Bu durumda sizinle konuşacak bir şeyimiz kalmamış demektir. bu fikir değil İNKAR dır.
*
Kutuphaneci: Cuma gününün hangi gün olduğunu nasıl kabul ettiysek, kurban boğazlama işini nasıl bilebiliyorsak vs. vs.
Hasan Akçay: Benim anladığım, Kuran’da (bu anlamda yani İslamın olmazsa olmazlarından biri olarak) kurban boğazlamak yok.
Kutuphaneci: Allah size… Allah'dan başkası adına boğazlanmış hayvanları yasakladı (Nahl 115). daha sayısız ayetten anlaşılan kurban kesmektir. aksi aklın sınırlarını zorlamak olur.
Kurban kesmek ayet 16:115’in neresinde; 22:34, 22:36, 37:107, 107:2’nin neresinde?
*
Bu bölümdeki müzakerelere katıldığıma katılacağıma pişman oldum.
hadislerden dalga geçtiğimiz 'recm ayetlerini keçi yedi' olayının bir benzerini şimdi siz mı iddia ediyorsunuz, yoksa ben mi yanlış anladım. Kuranın Allah tarafından kıyamete kadar muhafaza edilmeyeceğini iddia etmek demek, şu an değiştirilmiş olduğunu söylemektir. bu durumda sizinle konuşacak bir şeyimiz kalmamış demektir. bu fikir değil İNKAR dır.
Sen ne zaman doğru anladın ki? Yukardaki benimle ilgili iddian tamamen indi görüşün olup dayanaktan yoksundur. Benim hangi yazıma yada ifademe dayanarak böyle bir anlayışa vardığını bilemem.
Gördüğün gibi kronikleşmiş hastalıklar kolayca bir çırpıda iyileşmiyor. Tam iyileştim diye umutlanırsın bir de bakarsın ani bir atakla tekrar, bu sefer daha ölümcül olarak, dönü vermiş! (!) parantez içerisinde acaba, demiştim ya!
Ben, EZ-ZİKR'in Kuran olduğuna ve 21/24'te ifade edildiği üzere; önceki zikirlerin de BU ZİKR'in / KURAN'ın içeriisinde muhafaza edildiğine inanıyorum.
NOT: "Zikrin içinde geçtiği ayetlerden bir demet çevirdim. Bundan sonraki iletide okuya bilirsiniz.
ZİKR’İN İÇİNDE YER ALDIĞI BİR DEMET AYETİN ÇEVİRİSİ:
13/28: “O iman etmiş olanların kalpleri, Allah’ın ZİKRİ ile yatışır. Buraya dikkat edin;kalpler, Allah’ın ZİKRİ ile yatışır. “
15/9: “ Kesinlikle BU ZİKRİ biz indirdik onun muhafızları da biziz.”
16/43-44: “Biz senden önce de hep adamları elçi gönderdik, anlamıyorsanız şayet ZİKR’in ehline sorun! Beyyinelerle /açık ve kuvvetli delillerle, kitaplarla... Ve biz BU ZİKRİ sana, insanlara, kendilerine indirileni olduğu gibi iletesin diye indirdik. Ola ki onlar da tefekkür ederler.”
21/24: “Yoksa/peki, O’nun dışında/ O’nu dışlayıp bir takım ilahlar mı edindiler! Deki: getirin kanıtınızı! İşte bu benimle olanların ZİKRİ ve benden öncekilerin de ZİKRİ. Ama hayır, onların çoğu bunu anlamazlar.”
24/37: “ Öyle yiğitler ki, onları ne bir ticaret ne de her hangi bir alım satım ALLAH’ın ZİKRİ’nden ve /yani onu izlemeye devam edip arınmayı sağlamaktan uzaklaştıramaz. Onda, kalplerin ve gözlerin yuvasından fırlayacağı günden çekinirler.”
25/17-18: “Ve onları, Allah’ın dışında taptıkları ile birlikte (cehenneme) süreceği zaman, (muttaqilere diyecek ki): Kullarımı siz mi şaşırttınız, yoksa onlar mı Yol’u şaşırdılar? Dediler ki: Sübhaneke / biz senden başka ilah tanımayız. Ama sen onları ve babalarını refah /mutluluk içerisinde yaşattın, öyle ki onlar da ZİKR’i terk ettiler /ZİKR’e sırt döndüler de ölü bir halk oldular.”
29/45: “Sana Kitap’tan indirileni oku / ilet de Kitab’ı izlemeye devam et’ Çünkü Kitab’ı izlemek (iman), her türlü çirkef ve iğrençlikten uzak tutar. Ve kesin olarak Allah’ın Zikri / Allah’ın sizi zikretmesi (sizin O’nu zikretmenizden) çok daha büyüktür. VE Allah yaptıklarınızı biliyor / karşılıksız bırakmaz.”
36/11: “Sen ancak Zikr’e uyup Rahman’dan içtenlikle çekineni uyaracaksın! Sen, bağışı ve değer biçilmez bir ücreti ona müjdele!”
39/23: “Allah hadisin en güzelini ayetleri benzeş ve çelişkisiz bir kitap halinde indirdi. Rab’lerinden çekinenlerin, ondan derileri ürperir ve hem derileri hem de kalpleri / bütün benlikleri Allah’ın ZİKRİ’ne esner / teslim olur. İşte bu Allah’ın Hüda’sı olup dilediğini onunla hidayet eder. Kimi de Allah şaşırtmışsa ona yol gösterecek kimse bulunmaz.”
43/36: “Ve kimin gözüne kara inmiş, Rahman’ın ZİKRİ’ne kör kalmışsa, biz ona bir şeytan mukayyed ederiz de o ondan ayrılmaz bir parçası olu verir.”
54/24-25: “Dediler ki: Bizden bir ölümlüye mi uyacağız? O zaman da biz, şaşkınlık içerisinde aklımızı yitirmişiz demektir.”
57/16: “(münafıkların / sözüm ona) mü’minlerin kalpleri Allah’ın ZİKRİ’ne yani Hak’tan inmiş olana boyun eğme zamanı gelmedi mi? Daha önce Kitap verilenler gibi olmasınlar; zaman uzadıkça kalpleri katılaşmış, onların büyük çoğunluğu dinden çıkmışlardı.”
68/51-52: “Azılı kafirler, ZİKR’i duyduklarında nefret dolu bakışlarıyla seni devirmek istiyorlar ve kesinlikle bu delirmiş diyorlar. Halbuki o (duydukları) bütün insanlara bir öğüttür (Zikirdir) .”
Ben, EZ-ZİKR'in Kuran olduğuna ve 21/24'te ifade edildiği üzere; önceki zikirlerin de BU ZİKR'in / KURAN'ın içeriisinde muhafaza edildiğine inanıyorum. (haktansapmaz)
Benim de söylediğim bu. Başka bir forumda buna 2:106 ile açıklık getirmeye çalıştım. Eğer elverişli bir müzakere ortamı sağlanabilirse meramımı burda da anlatırım, Allah isterse. Ama şu andaki durum... Neyse.
Ben, EZ-ZİKR'in Kuran olduğuna ve 21/24'te ifade edildiği üzere; önceki zikirlerin de BU ZİKR'in / KURAN'ın içeriisinde muhafaza edildiğine inanıyorum.
Bunu örneğin Bakara 106'dan anlıyoruz: Zikr'in eski versiyonlarındaki hükümler unutulursa Allah onların daha iyisini ya da benzerlerini zikr'in son versiyonu olan Kuran'a koymuş ve ilahî korumanın sürekli olmasını sağlamıştır.
Geçersiz kıldığımız ya da unutturduğumuz her hangi bir ayetin yerine onun daha iyisini ya da benzerini getiririz -Mâ nenseh min ayetin ev nunsihé te'tî bi hayrin minhé ev mislih... (2:106).
Peki, eski versiyonların lisanları korundu mu? Yani örneğin Tevrat ve İncil'den Kuran'a aktarılan ayetler Kuran'da da mı Aramca ve İbranice? Ya o kitaplardaki harfler, kelimeler? Aynı kaldılar mı?
Bunlar gözönünde bulundurulursa neyin ilahî koruma altında olduğu, sanıyorum, daha kolay anlaşılabilir.
Kütüphaneci kardeşin hezeyanını anlayışla karşılıyorum. Özellikle bir zamanlar aynı hezeyanların nice mislisini sergilemiş bir kimse olarak...
Salat tartışmasından bu yana mümkün mertebe ezberciliği terkettim. Çünkü "salat" konusunda karşılaştığım şeyin diğer konularda olmayabileceğini kim garanti edebilir ?
Mümkün mertebe eski alışkanlık ve ön yargılara dayalı fikirleri, yeniden inceleyip, yeni baştan öğrenme gayretine girdim.
Muhafazakarlığı da terkettim. Özellikle muhafazakarlık hususunda Ali Şeriati'nin tespitleri (Muhafazakarlığın şirk dininin en karakteristik özelliği olduğu, ilahi dinlerin ise daima muhafazakarlıkla mücadele ettiği yönündeki fikirleri ...) beni ziyadesiyle düşünmeye sevk etti.
Kuran'ın bir kısım ayetlerine diğer bir kısım ayetlerinden daha fazla önem verdiğimizi, bazı şeyleri görmezden duyamazdan geldiğimizi görüyorum.
Kuran'ın korunmuşluğu, Kuran'ın muhatap aldığı insanlar ve buna benzer daha nice nice konularda ön kabullere dayalı dogmalarımız var.
Belki kimi zaman üstümüze vazife olmayan şeyleri iş ediniyoruz, kimi zaman Allah'ın demediği şeyi "demiş" gibi anlamak ve anlatmak için çaba sarfediyoruz.
Mesela Kuran'ın evrenselliği... Kuran; "Bir başka dilde Kuran" olsaydı neler olurdu ? Belki bu ayeti çok zaman okuyup geçiyoruz da bu ayet neden nüzul olundu, bu ayet bize neyi anlatıyor yeterince düşünmüyoruz. Hani çıkıp; "Türk olana türkçe olmayan Kuran ha... Ayetleri açıklanmalı değil miydi ?" desem ne olur ? Haksız mı bulunurum ?
Kendi çapımızda Allah'ın rahmetine pranga vurup oturmuşuz, kelimelerini de tüketivermişiz. Bunun aksini söyleyen beyanları "eskilerin masalları" kabilinden dinlemekte ve dikte etmekteyiz.
Allah'ın dilemediğini diler olmuşuz.
Hadi Kuran'dan bir öğüt alıp hayır yarışlarında en önde olanlardan olsak neyse... Bir de Kuran'ı kin ve nefretimize, vahşetimize malzeme yapmışız.
"Salatı ikame edin" bir emir de, "ilkin yaratmaya nasıl başlandığına bir bakın" sözü latife mi ?
Sevgili Kütüphaneci kardeşim;
Öfkelenmeyiniz. Allah göklerde bir yere çekilip zikri / dini / tevhit ilkelerini koruma işini size yahut bir başkasına bırakmış değil. Bu O'nun kendi üstüne yazdığı mutlak bir kaderdir.
Ama Hasan Akçay'ın sorduğu çarpıcı soruyu bir düşününüz. Eski kitaplar da bir zikir iken onlar korundu mu korunmadı mı? Korunmaları harfler ve yazılar ile mi, ilkeler ile mi ?
Kuran'ın hangi ayeti Kuran'ı öncekilerden üstün görür ? Kuran Allah'ın kelamı da İncil İsa'nın mı? İncil neyi korudu ise Kuran'da onu korumuştur.
"Bu zikri biz indirdik..." söze dikkat et... Ardınca gelen muhafazanın sebebi ne imiş... "Bu zikri BİZ İNDİRDİK"
Ya önceki kitapları kim indirdi ?
Önceki kitaplar (Zikir) nasıl korundular ise Kuran'da öylece korunacaktır.
Çünkü Allah'ın sünnetinde bir değişiklik olmaz. Muhtemelen olmayacaktır
da... Hem de hiç bir konuda...
Muhabbetlerimle...
__________________ "(Onu size indirdik ki) <Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa indirildi, biz ise onların okumasından habersizdik (o Kitâpları okuyamıyor, dillerini anlayamıyorduk)> demeyesiniz."(En'am,156)
Ben, EZ-ZİKR'in Kuran olduğuna ve 21/24'te ifade edildiği üzere; önceki zikirlerin de BU ZİKR'in / KURAN'ın içeriisinde muhafaza edildiğine inanıyorum.
Hasan Akçay yazdı:
Bunu örneğin Bakara 106'dan anlıyoruz: Zikr'in eski versiyonlarındaki hükümler unutulursa Allah onların daha iyisini ya da benzerlerini zikr'in son versiyonu olan Kuran'a koymuş ve ilahî korumanın sürekli olmasını sağlamıştır.
Geçersiz kıldığımız ya da unutturduğumuz her hangi bir ayetin yerine onun daha iyisini ya da benzerini getiririz -Mâ nenseh min ayetin ev nunsihé te'tî bi hayrin minhé ev mislih... (2:106).(Hasan Akçay)
"NESİYE" fiili Kuran'da genelde hep "TERKETMEK"anlamınadır.Unutturduğumuz yani terk ettirdiğimiz yani terk ettikleri...
"NESX", anladığım kadarıyla "geçersiz kılma, hükmünü yada ayeti geçersiz kılma, silme değildir. Nesx, tebdil ; biri diğerinin yerine koyma.."Güneş gölgeyi izale etti": Güneş gölgenin yerine geçti. Yer değitiriyorlar.
Kanaatımca mekan değişikliği oluyor; bir yerden bir yere nakil ve tahvil vardır. Örneğin, kitabı istinsax ettim; bir kitabı diğerine nakl ettim demektir.
kur'an'da ayet kelimesi tekil olarak 84 kez tekrarlanmış ve bunun 82'sinde "kanıt,delil,işaret,ispat,ibret,ders..."anlamında kullanılmıştır.diğer iki ayette de (2/106, 16/101) bu anlama geldiği düşünülmelidir!
kur'an'da tekil olarak ayet,kur'an cümlesi anlamında gelmediğini görüyoruz.merak edenler ilgili ayetlere bakabilirler.
kur'an'da ayet kelimesi tekil olarak 84 kez tekrarlanmış ve bunun 82'sinde "kanıt,delil,işaret,ispat,ibret,ders..."anlamında kullanılmıştır.diğer iki ayette de (2/106, 16/101) bu anlama geldiği düşünülmelidir!
kur'an'da tekil olarak ayet, kur'an cümlesi anlamında gelmediğini görüyoruz. merak edenler ilgili ayetlere bakabilirler.
muhabbetle.
Yani Bakara 106'nın konusu daha önceki ilahî kitaplardan Kuran'a aktarım olamaz çünkü içindeki ayet kelimesi tekildir; Kuran ayeti anlamına gelmez*. Başka bir örnek vermeliyim.
Biz bir “ayet”i siler, unutturur ya da ertelersek ondan daha iyisini ya da onun dengini getiririz. Allah’ın her şeye kâdir olduğunu bilmiyor musun?(2:106)
Müfessirlerin iddiası:
Bu ayet Kuran’daki bazı ayetlerin öteki bazı ayetler tarafından neshedilmiş olduğunu onaylar. Çünkü onlara göre 2:106’daki ayet Kuran “ayet”i demektir.
Oysa ayet kelimesi, Kuran’daki kullanımına göre, dört değişik anlama gelir.
a-Mucize: Andolsun, Biz Musa’ya açık seçik dokuz mucize verdik –Velekad éteyna Musa tıs’a âyât…(17:101)
b-ibret: Ve Nuh kavmi… elçileri yalanlayınca onları boğup insanlara ibret yaptık –Ve kavme nuhin… lemma kezzebû’r rusule ağrakna hum ve cealna hum li’n nai âyeta (25:37).
c-işaret: Dedi: “Rabbim! Bana bir işaret ver… -Kâle rabbi c’allî âyeta (819:10).
d-Kuran ayeti: Bu mubarekkitabı sanaayetlerini iyice düşünsünler diye indirdik -Kitabun enzelna hu ileyke mubarakun li yeddebberû âyâtihî…(38:29)
Şimdi 2:106’yı ele alırsak bu ayetteki ayet kelimesinin Kuran ayeti anlamına gelmediğinikolayca görürüz. Öteki üç anlamdan her hangi biridir. Yani mucize, ibret, işaret. Çünkü:
1-Eğer 2:106’daki ayet Kuran ayeti olsaydı unutturursak (ma nesneh) ifadesi ona uymazdı. Kuran’daki bir ayet nasıl unutulabilir? Müfessirlerin dayanaksız iddiası gereğince başka bir ayet tarafından neshedilmiş olsa bile hâla Kuran’da bulunmakta ve biz onu görüp durmaktayken?
2- Onun bir benzerini getiririz (ne’ti bi...mislih) hiçbir anlam ifade etmezdi çünkü bir Kuran ayetini onun dengiyle değiştirmek abes iştir. Allah abes iş yapmaz.
3-Ama eğer 2:106’daki ayetmucize, ibret ya da işaret ise ayetteki bütün kelimeler yerli yerine oturur. Örneğin unutturursak sözleri zamanın akışı içinde olup biten gerçeği dile getirir. Musa ve İsa’nın mucizeleri çoktan unutuldu. Biz onlara Kuran’ın anımsatması sayesinde iman ediyoruz.
Ondan daha iyisini ya da onun dengini getiririz (ne’ti bi hayrin minhé ev mislihé) de öyle. Aslında ilahî bir mucizedir olup biten.Allah bir mucizeyi kullandıktan sonra atıp ondan daha iyisini ya da onun dengini elbet getirir. Buyurun:
Andolsun, Musa’yı ayetlerimizle firavun’a ve onun ileri gelen adamlarına gönderdik. Musa onlara: “Ben alemlerin rabbinin elçisiyim,” dedi. Musa onlara ayeterimizi her getirişinde güldüler. Oysa gösterdiğimiz her ayet öncekinden daha büyüktü. Belki dönerler diye onları azapla da yakaladık (43:46, 47, 48).
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma