Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam, salatı gereği gibi ikame edenlerin üzerine olsun,
Aslında “sorun” Kur’an’ı anlamak yada anlayamamak sorunudur… kitabı doğru okuyamama “sorun”u, daha da genellersek ilahi hitabı anlamayanlar/anlayamayanlar hep ola gelmiş/geliyor, ilahi mesajı anlayamama “sorun”u mesajın yüksekten inzal olması, üst perdeden hitap etmesi değil, bizzat insanların Rablerinden geleni olması gerektiği yerden başka tarafa kaydırmasından kaynaklıdır. Allah’tan kullarına ne gelmişse, ya aşağılamışlar (israiloğullarının peygamberlerine yaptığı gibi) yada fazla yüceltmişler (İsa a.s Allah’ın oğludur dedikleri gibi) ancak iman edip Salih amel işleyenler müstesna…
Şimdi bazı insanlar Kur’an’ın Allah tarafından zaman ve mekan üstü her devre her döneme (ki kısmen doğrudur) doğrudan hitap ettiğini, hiç bir tarihi yanı/yönü yokmuş gibi, sanki Kur’an bir tarihte (700 üncü yüz yılda) bir süreçte (20 yılı aşkın bir zaman dilimi) hadisatın üzerine (nüzul ortamı ve nüzul sebebi) inmedi!!!...
O zaman tarihin bir döneminde inmişse…
Nazil olma süreci bir zamandan bir zamana akıp gitmişse…
Bazı olaylar üzerine ve bazı kişilere hitap etmişse…
İndiği kişinin (Resulullah) ve yaşadığı toplumun diliyle ve kültürüyle onlara seslenmişse…
İlahi mesaj, pratik bulması için aktörlerini insanlardan seçmişse… vs.. vs..
O zaman iman ettiğimiz bu mesajı/Kur’an’ı anlayabilmek için, indiği tarihe doğru yolculuk yapacağız, çünkü Kur’an bizlere ilk indiği toplum üzerinden gönderilmiştir, tıpkı ilk indiğinde o topluma Resul üzerinden gönderildiği gibi. Vahyi zincirinin son halkası olan Resulün dilini, yaşadığı toplumun sosyokültürel yapısı, tarihi arka planı, yaşanan olayları ve o olayları yaşayan aktörleri, ne yaptıklarını ve hangi kınamayı ve tavsiyeyi aldıklarını, bilmeliyiz.
Fazlurrahman'ın dediği gibi; “vahiy hem peygambere hem de tümüyle Allah'a ait bir kelamdır.”
Allah bütün resulleri kendi kavimlerinden seçiyor ve yine o kavmin kendi dilleri/kültürleriyle onlara hitap ediyor.
Nasıl ki Kur’an’ın dilini indiği topluma bakmadan, konuştuğu dili/arapçayı bilmeden anlayamazsak… Ogün yaşananları bilmeden, olayı yaşayan aktörleri ve rollerini tahlil etmeden, niçin nazil olduğunu ve neye karşılık geldiğini nasıl anlarız!? Tartıştığımız bir çok kavram var, bu kavramlardan biride -beklide en çok tartışılanı- salat kavramı…
Kur’an’da yer alan salat kavramı bir çok konuda/kavramda olduğu gibi indiği dönemde nasıl anlaşıldığı anlaşılmadan anlaşılamaz.
Salâtın bir anlamının da namaza karşılık geldiğini anlamak için, Kur’an’ın hakemliğinde Resulullah’tan bugüne kadar tevatür bir uygulama ola gelen tarihi bir vakıadır… hatta diğer Resullerin salatı/namazı da kendi ümmetlerine kadar gelen bir vakadır.
Selam ve dua ile…
__________________ Ey inananlar, Allah'tan korkarsanız O size iyi ile kötüyü ayırdedici bir anlayış verir, kötülüklerinizi örter ve sizi bağışlar. Allâh büyük lutuf sâhibidir
|