Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Katılma Tarihi: 17 ekim 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 506
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
ulu-yol Yazdı:
"Kur’an’da yer alan salat kavramı bir çok konuda/kavramda olduğu gibi indiği dönemde nasıl anlaşıldığı anlaşılmadan anlaşılamaz"
Sevgili İbrahimim sana şöyle bir sorum olacak müsadenle:
Allah resulü Muhammed diğer resullerle ilgili salat bölümlerini anlamak için o dönemlerin şartlarını,şurtlarını araştırma gereği duymuş mudur?
Selamlar ve sevgiler ulu-yol kardeşim!
Kibarlığınız için teşekkür ederim.
Bugün bir peygamber gelse, yani vahyi direk alsa, salat/namazla ilgili düzenlemeler getirse, namazın nasıl kılınacağını anlatmaz, çünkü namazın nasıl kılındığını toplum zaten biliyor tıpkı ogünkü toplum gibi…
Sadece bazı düzenlemeler getirir, tıpkı ogün getirdiği abdest, sefer hali, huşu-hudu vb.. gibi.
Selam ve dua ile…
__________________ Ey inananlar, Allah'tan korkarsanız O size iyi ile kötüyü ayırdedici bir anlayış verir, kötülüklerinizi örter ve sizi bağışlar. Allâh büyük lutuf sâhibidir
Kuran namazın aptes,secde ile dışını; ’’ beni anın’’. diyerek de içini tarif etmiş.
Anma işlemini nasıl yapıyorsan öyle. Samimiyetle içten, bilgi ile arzulayarak,çekinerek.Bağırıp,çığırmadan söylediğimizi bilerek.
Allah’ın bize sağlamış olduğu kolaylık sayesinde okunacaklar,dil ve rekat sayısı bize kalmış.Namazı aklı başında olan ;herkes ,kabul olunacağından şüpheye düşmeden rahatlıkla kılabilir.
Ben Türkçe ile düşünüp anlattığım için Türkçe namazkılıyorum,Çin diliyle düşünen de Çince namaz kılabilir.
Benim meallerden çıkarımım budur. katkısı olması dileğimle.
__________________ Ey iman edenler, Allah'tan sakının ve sözü doğru söyleyin. (Ahzab Suresi, 70)
Bu soruaları bana değil kendine sormalısın...hem kuran apaçık değil mi, bilen bir topluluk için ayetleri böyle birer birer açıklamıyor mu...neden kuranda namazı bulamıyorsun ki...yoksa sen apaçık olduğuna ve her şeyi birer birer açıkladığna inanmıyor musun...
namaz kılmayanın müslüman olamayacağı tevbe 11 de aşikardır...ve eğer bulamıyorsan ve kılmıyorsan .....?
zaten konu namazı Kuran da bulamayanların kafir olup olamayacağıyla ilgiliydi...kılınış şekli değil...(aslında soru da sakat ya, yüz defaya yakın zikredilen bir eylemi kuranda nasıl bulamayacaksa)
Sana da selam zozan,
Tevbe -11'deki ve ondan önce de 5'teki salat ve zekatı anlman için sureyi baştan itibaren 18 ayeti bir bütün halinde anlaman lazım. Dikkatini çektiyse salatla zekatın ikame ve itası üç kere tekrarlanmışbu ayetlerin içinde.
"Allah ayetlerini birer birer açıklamıypr mu" diye soruyorsun. Şimdi tekrar soruyorum; Allah senin kıldığın namazı (kılıyorsan şayet, namazdan ne anladığını açıklamanı da bekliyorum senden) bir bir açıklamış mıdır? Bana kaçamak soru soracağına sorduklarıma cevap vermen gerek. Sana sorduğum soruları ben defaatle kendime sordum, fakat her kesin bildiği yaygın namazı kuran'da ben bulamadım. Ve böyle bir namazın Kuran'da olmadığını açıkça ifade edip tartışmaya açtım. Senin gibi Namazın Kuan'da bir bir açıklandığını kesin bir dille iddia edenlere de haklı olarak onlardan ispat etmelerini istiyor ve bekliyorum. Senin de yapman gereken, iddianı ispat etmen/ delillendirmendir. "Vardır... 100 kere Kuran'da geçen namazı inkar mı ediyorsun... inkar eden kafirdir..." diyeceğine, bir kere açıklasana namazını! Hatta Salat'ın sahibne de sorman lazım: "Allahım, namazın kılınması gereğini 100 defa tekrar edeceğine bir kere sadece bir kere açıklasaydın ne olurdu? Şimdi cevap vermekte zorlanmayacaktım! Hem, "Hem Kuran apaçık değil mi, bilen bir topluluk için ayetleri birer birer açıklamıyor mu..." diyen sen değil misin? Lutfet de açıkla bari!
Muhabbetle sevgili zozan.
( Zozanları çok sevdiğimden zozan adını da severim.)
selam haktansapmaz
Rahman olan Allaha hamdolsun sena olsun...Ben Allahın hiç bir zaman insanlara zulmetmeyeceğine, insanları çaresiz bırakmayacağına ve karınlıklardan aydınlıklara çıkaracağına gönülden iman edenlerdenim...Muhammed(as)ın Onun kulu ve elçisi olduğuna...ve bu kulun beşeri sıfatlarıyla bizimle aynı olduğuna ve ancak İlahi yönüyle Alemlere rahmet olarak gönderildiğine... iman edenlerdenim(21/104)... Seçilmiş kulun Allah tarafından korunduğuna ve Allahh tarafından bütün hal ve hareketlerinin örnek olması için sürekli kontrolatında tutulduğuna ve bu seçilmiş zatın(as) kendi başına islamla ilgili uygulamalarına karar vermediğine inanlardanım...ve bu seçilmiş zatı kabul etmenin islamın olmazsa olmazlarından olduğuna ve bu kabulun sadece Muhammed Allahın resuludür demekle yetinilmeyeceğine muhammedi kabulun onun canlı kuran olduğunun da kabul edilmesi gerektiğine inananlardanım...kuranı en iyi anlayan kişinin ve bunu en iyi uygulayan kişin de gene muhammed as olduğuna inananlardanım...peygamberlerin geliş amacının indirilen vahyin nasıl kabul edilmesi gerektiğini, nasıl yaşanılması gerektiğini ve nasıl yorumlanması gerektiğini anlaşılması olduğuna inananlardanım...hiç bir peygamber robot olarak gönderilmedi...peygamberleri robotlaştırmanın küfür olduğuna ve peygamberliği ret anlamına geldiğine inananlardanım...muhammed as nın uygulamalarının gözardı edilmesinin şeytanın insalara sağdan yanaştığına ve insanları Allahın kelamıyla kandırma olarak inananlardanım...peygamberleri ne ilahlaştırır ne de sıradan insan yerine koyanlardanım...onların Rahman olan Allah tarafından seçildiğine inananlardanım... herşeyinin Allah tarafından kontrol edilen zatın kendi kafasına göre namazı kılmasını şekli ve içeriği itibariyle ihtimal vermeyenlerdenim kıldığı namazının allah tarafından kendisine öğretildiğine inananlardanım...biz her kavme bir ibadet yöntemi kıldık ayet mealinden namazların farklı ama özü itibariyle aynı olduğuna inananlardanım...Ki Resulün rahat olarak değişik ritüellerle namaz kılmasının da ( el bağlama yada serbest bırakma, kıyamlarda veya rükularda ellerin kaldırılması yada kaldırılmaması vs) bizlere şekilciliğinin bir anlamının olmadığına ama öz olarak kılınış şeklinin rekat sayılarının ve vakitlerinin secde sayılarının belli bir standarta oturttuğuna(Rahmanın öğretisi dahilinde) inananlardanım...savaşta bile cemaatle namaz kıldıran resulün as bu kılınış şeklinin kendi icadı olmadığına ve öğretiler dahilinde olduğuna inananlardanım(bu kılınış şeklini resul nerden bilebilrdi ki)...
hülasa resulü inkar anlamına gelen fiillerinin gözardı edilmesinin çıkmazlarla sonuçlanacağına(dikkat ederseniz hemen hemen tüm konularda tıkanıyor(sunuz) kendilerine hanif diyenler...namazı nasıl kılacaklarını bilmiyorlar...kaç vakit kılacaklarını bilmiyorlar...zekatı nasıl ve ne kadar ve ne zaman vereceklerini bilmiyorlar...faiz konusunda net değiller örtü meselesinde zorlamalarla kendilerini kandırıyorlar...zinaya yaklaşmayın ayetine rağmen insanların yarı çıplak dolaşabileceklerine inanıyorlar...mucizeler yok diyorlar...peygamber sıradan bir vatandaştı diyorlar(beşeri yönüyle elbetteki vatandaştır)...peygamberin hiç bir uygulamasının veya kuranı ugulayışının bir öneminin olmadığını söylüyorlar(hiçbir uygulamasının günümüze gelmeyişine inandıkları için)...kuran ahlakına hiç uymayacak şekillerde insanlara ve islamı anladığı şeklini anlatan insanlara çok rahatça iftira ediyorlar...KURAN APAÇIK VE HER ŞEYİ DETAYLI AÇIKLAMIŞ DİYORLAR AMA BİR AYETLE İLGİLİ YÜZLERCE SAYFA YORUM VE AÇIKLAMA YAPIYORLAR AYET ANLAŞILSIN DİYE(nasıl apaçık bir anlayışsa)...vs.vs...eline her sözlük alanın vay yeni bir anlam buldum bu ayet bu değilmiş ben buldum...eskiler yalanmış deme hastalığından kurtulmadıkları müddetçe iflah olamazlar...ayetlerin indiriliş şeklini ne zaman ve nerede indirildiğine itibar etmiyorlar...o halde tevbe ve enfal surelerindeki cihad ayetlerine neden hiç değinilmiyor...öncelikleri kim ve neye göre beliriyorlar...bütün hayatınız allahı anlatmak mı yoksa namaz ve namaz vakitleri hakkında bocalamak mıdır yada islamda örtü yoktur demek midir....hedefleri bu mu...
,peki siz islamın neyini yaşıyorsunuz....
ben peygambere cebrail vasıtasıyla Allah tarafında namazın özünün anlatıldığına inanan ve gelen uygulamanın doğru olduğuna inanan ve PEYGAMBERLE KURANIN BİR BÜTÜN OLDUĞUNA İNANANLARDANIM...NAMAZ KILMAYAN MÜSLÜMAN OLAMAZ.......
"Onlardan bir zümre vardir, aslinda Kitap'tan olmayan birseyi siz Kitap'tan sanasiniz diye, dillerini Kitap'la egip bükerler. O, Allah katinda olmadigi halde, "Bu, Allah katindandir." derler. Bilip durduklari halde, Allah hakkinda yalan söylerler." bu ayet sloganik değildir...
Bugün bir peygamber gelse, yani vahyi direk alsa, salat/namazla ilgili düzenlemeler getirse, namazın nasıl kılınacağını anlatmaz, çünkü namazın nasıl kılındığını toplum zaten biliyor tıpkı ogünkü toplum gibi…
Sadece bazı düzenlemeler getirir, tıpkı ogün getirdiği abdest, sefer hali, huşu-hudu vb.. gibi.
Haktansapmaz:
Bu açıklamaya göre, bugün Allah bir peygamber gönderse, sadece namazı kabul eden müslümanların içinden göndermek zorundadır. Bunlar da namazla ilgili bunca mezheplere bölünmüşken acaba hangi fırkadan seçecek diye merak ediyorum! Namazın kılınışını anlatmayacak... Namazdan bir "ıslık", bir "çepik" de kalmış olsa! Islık ve alkışa da namaz diyen zihniyete ne desen boştur.
Bana göre Nuh'tan, müslümanların kahhar çoğunluğuna göre Adem'den buyana bunca peygamberler namaz kılmakla ilgili düzenlemeleri getirdi, namaz kıldı ve kıldırdı, (hele İsrail Oğullarına ard arda nerdeyse bazan kesintisiz geldiler) nasıl oluyor bu kılınan namaz, sadece müslümanlarda varlığını sürdüre biliyor? Yahudiler, Musa'nın daha ilk vahide kılmakla memur kılındığı bu dinin direği namazı nasıl tamamen yoksadılar? Hiristiyanlar, "Bana hayatım boyunca namazı ve zekatı emr etti" diyen İsa'nın kıldığı ve de kıldırdığı(!) namazı nasıl tümden terk ettiler, tamamen unuttular, benim aklım almıyor.
Ha, "namaz İbrahim'den beri farz kılınmıştır" diyorlar. İbrahim'den önceki peygamberlerin getirdiği dinin direği ne idi acaba? Yoksa direği yok muydu? Yada ilk peygamberden son peygambere kadar gelen din İSLAM değilmidir?
Merak ediyorum, acaba İbrahimim'in dediği peygamber gelse, abdesti açıklayacak hükümleri yeniden vaz edecek mi? Yoksa Muhammed'ten önceki peygamberlere Allah abdestsiz bir namaz mı öğretmişti?! Onların namazında sefer hali, huşu- hudu vb..leri yokmuydu?!
selam, bu tartismalar asla bitmez,aklimizi iyice kullandikmi, Rabbimizin gercekden herseyi detaylica aciklagini görür ve anlarsiniz. zaten konular dönüp dolasip hep "namaz" Yüce Rabbimize UNUTKANLIK,sifati yükleyemeyiz.O nun sözünden baska söze mi inanacagiz? Rabbimize "hic bir seyi ortak kosma"maya gayret gösterelim,insallah. Tarafsiz düsünceler inanlari dosdogru yola iletecek,diye düsünüyorum.insallah. selametle.
Mavi yazı ile olanlar Zozan'ın yazdıklarından alıntılardır :
muhammedi kabulun onun canlı kuran olduğunun da kabul edilmesi gerektiğine inananlardanım...
biz her kavme bir ibadet yöntemi kıldık ayet mealinden namazların farklı ama özü itibariyle aynı olduğuna inananlardanım...Ki Resulün rahat olarak değişik ritüellerle namaz kılmasının da ( el bağlama yada serbest bırakma, kıyamlarda veya rükularda ellerin kaldırılması yada kaldırılmaması vs) bizlere şekilciliğinin bir anlamının olmadığına ama öz olarak kılınış şeklinin rekat sayılarının ve vakitlerinin secde sayılarının belli bir standarta oturttuğuna(Rahmanın öğretisi dahilinde) inananlardanım...savaşta bile cemaatle namaz kıldıran resulün as bu kılınış şeklinin kendi icadı olmadığına ve öğretiler dahilinde olduğuna inananlardanım(bu kılınış şeklini resul nerden bilebilrdi ki)...
Yazınızın ilk paragrafında "inananlardanım..." dediğin hususlara katılıyor ve ben de aynen inanıyorum. Çünkü bu söylediklerin Kuran'la sabit hususlardır. Ancak alıntı yaptıklarım ve sonraki iddialarını kabul etmem mümkün değildir.
Ben Muhammed'in öldüğüne inanıyorum. Ölmüş birinin "canlı kuran" olması inancı, akıl taşıyanın iddia edebileceği bir husus olamaz. Bunun izahını da hiç bir temiz akıl sahibi yapamaz.
Alıntıladığım ve alıntı yapma gereğini duymadığım diğer paragraflardaki görüş ve iddilar, tamamen zandan ibaretler. "Bilmiyorlar..." diye itham ettiklerle ilgili hususların hepsi zandır. Hiç birisi Kuran' a dayanmıyor, Kuran'dan destekli değildir. Tamamen indi ve delilden yoksun yakıştırmalardır. Hiç bir hanif mü'min, Kuan'ı Peygambersiz, Peygamberi de Kuran'sız kabul etmez. Kuran'dan Peygamberi ve icraatlarını çıkardığınız zaman geriye ne kalır? Diğer peygamberlerin anlatılan kıssalarının da bir anlamı kalmaz . Rasülün/ Rasüllerin örnekliğini kabul etmeyen hiç bir hanif müslümanı tasavvur edemiyorum. Her hanif müslüman bunun bilincindedir. Hanif müslüman, hiç bir kimseyi Din'inde / söylemlerinde Allah'a ortak kabul etmeyendir. Aksi takdirde hanifliği bilmiyorsunuz.
Dün ve bugün, namazda el bağlamayı haram sayan müslüman mezhepler var. Abdest hususunda sünni mezhepler arasında karşı mezhebin namazını geçersiz sayacak kadar farklı görüş ve uygalamalar mevcut. Ayrıntı deyip geçmeyin.
"Savaşta bile cemaatla Rasul'ün namaz kıldırdığını" neye dayanarak iddia ediyorsunuz? Nisa/102'ye mi? Orada bir tek "iza seceduu": "onlar secde ettiklerinde" ifadesinden başka bir açıklama yok. ayette hitap Rasul'e olduğu halde ifade "secde ettiğinizde" şeklinde olmalı değilmiydi? Neden "secde ettiklerinde onlar veranızda olsunlar ve seninle salatta bulunmamış diğer taife gelsin.." şeklindedir ifade? Demek ki Rasul de secde etmiyor onlarla beraber. Şayet salat bildiğiniz namaz olsaydı ve de Rasul de onlarla beraber kılsaydı,"iza seceduu" yerine "iza secettüm": "secde ettiğinizde" olacaktı ifade. Yoksa Rasul onlara namaz kıldırmıyor da hitap ediyor / Kuran ayetlerini okuyor/ ders veriyor olmasın? Namaz bir secdeden mi müteşekkil? Yoksa namazın diğer rükünlerini biliyorlar da henüz secdeyi mi bilmiyorlardı? Bu ayetlerden ne Rasul'ün namaz kılışını-kıldırışını, ne namazın kılınış şeklini; rekat sayılarını, nede namaz vakitlerini çıkarmak mümkün değil. Bunu namazı Kuan'dan çıkardıklarını iddia edenlere söylüyorum.
Aslında bu iddiaların sahipleri salatı- zekatı, ikame ve itayı...haccı ve beyti ve daha bir çok kavram ve konuyu anlamamışlar. Kafalarındaki şablonların izahlarını Kuran'dan bulamayınca, vahyi yetersiz görmüşler ve Peygamberin hayatında O'na indirtemedikleri ikinci kuranı devreye sokanlara / Rasul adına indirenlerin kuranlarına iman etmişler; Allah'ın Rasulü'nü, O'nun eiçisi olmaktan çıkarıp şeriki yapmışlar bu ikinci, üçüncü...kuran münzillerini ve kitaplarını Allah'a ve Kitabı'na denkler yapmışlar.
Her hanif müslüman, Tevbe ve Enfal'daki qital ve cihadıyla beraber, Kuran'daki her hususa harfiyyen iman etmektedir.
Cebrailin Peygamber'e namazı öğrettiğini Allah'n kitabı olan Kuran'ın neresinden/hangi ayetine dayandırıyorlar? Bunları ancak hadis, fıkıh denilen diğer kuranlardan inanç haline getirip sunuyorlar. Madem öyle, bu hadis ve fıkıh kitaplarındaki tüm hadislere, bütün ictihadi görüşlere neden toptan inanmıyorlar? Niçin seçici davranıyorlar? Kitabın bir kısmına inanıyor bir kısmına inanmıyorlar mı! Buhari'ye / kitabına inanacaksan, bir tek hadisini dışarda bırakmadan inanacaksın. Bizim Allah'ın Rasulu aracılığı ile söylediği ve Kİtab'ında muhafaza ettiği bütün hadislerine inandığımız gibi. Siz değilmisiniz, bir ayetini inkar, Kitab'ın tümünü inkardır, diyen! Peki siz istediğiniz hadisi veya peygambere isnad edlen rivayeti kabul yada red ederken, neye dayanırsınız? Senin birini yada birkaçını red etme yetkin varsa, başkasının da toptan/silme red etme hakkı neden olmasın?
"Onlardan bir zümre vardir, aslinda Kitap'tan olmayan birseyi siz Kitap'tan sanasiniz diye, dillerini Kitap'la egip bükerler. O, Allah katinda olmadigi halde, "Bu, Allah katindandir." derler. Bilip durduklari halde, Allah hakkinda yalan söylerler." bu ayet sloganik değildir... (zozan)
Yukardaki ayete muhatab olmaya, kim tamı tamına uyuyor acaba; Kuran dışı kaynakları Kuran'a eş koşanlar mı, Allah'n Rasulüne elçiliği yeterli bulmayıp O'nu Rabbine ortak bilenler mi, yoksa, Allah'ın Kitab'ndan başka kitap ve kişileri kaynak kabul etmeyip O'na ortaklar tanımayanlar mı?
Yazılacak / söylenecek çok şey var, ama anlayana bunlar da fazlasıyla yeterlidir.
"Ayetlerin basiretler" olduklarını görenler olmayı ve bu basiretlerle bakıp görmeyi, Ayetlerin Rabbi olan Allah, her samimi ve gayretli müslümana nasib etsin. Zaten her birine samimiyeti ve cehdi nisbetinde nasip ettiğinden de kimsenin şüphesi yoktur ya. Rabbimizin Hamdi kusursuzdur.
Rabbimiz! Hamdini tesbih edenlerden kıl bizi! Rabbimiz! Kitabına uygun nasıl secde edeceğimizi (iman ve teslimiyeti), Kitabına uygun nasıl şükr edeceğimizi (karşılık vermeyi), Kitabına uygun yardımını nasıl talep edeceğimizi, Kitabından öğrenip uygulamayı bize kolaylaştır!
Objektiv,basiretli,aklıselim ve çok nezih bir beyefendisiniz.Sizi tebrik ederim.Sizinle tüm konularda büyük oranda beraberiz.Umuyorum daha yakından tanıştığımızda bu oran yüzde yüze ulaşacaktır.
Bu başlık altında yazdıklarınızında büyük bölümüne katılıyorum.Ancak öteden beri salat'a "Kuran dersi" demenizi doğru bulmuyorum açıkçası.Bundan sakın "Sünni Namazını" onayladığımı sanmayın.Kuran'da ders "derese" olarak zaten var.Bu açıdan iki kavram birlikte pek kullanılmaz Kuran'da malumunuz.Bunu yeniden değerlendirmenizi istirham edeceğim sizden müsadenizle.
Katılma Tarihi: 17 ekim 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 506
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Doğruya götüren yol üzerindekilere selam olsun,
haktansapmaz Yazdı:
Bu açıklamaya göre, bugün Allah bir peygamber gönderse, sadece namazı kabul eden müslümanların içinden göndermek zorundadır. Bunlar da namazla ilgili bunca mezheplere bölünmüşken acaba hangi fırkadan seçecek diye merak ediyorum! Namazın kılınışını anlatmayacak... Namazdan bir "ıslık", bir "çepik" de kalmış olsa! Islık ve alkışa da namaz diyen zihniyete ne desen boştur.
İnsan gerçeği kavrayamayınca bu seferde tahminde bulunmak zorunda kalır, tıpkı israiloğullarının resulü kendi kavimlerinden göndereceklerine inandıkları gibi…
Maun suresinde namazın niteliğini yakalayamayan sadece şekilsel olarak kılanlar kınanmış, bu tarz namazların el çırpmak ve ıslık çalmak olarak (siz namaz kılmıyor kendinizi oyalıyor eğleniyorsunuz) nitelemesi yapılmış… Müminlere ise namazın niteliği amacı anlatılmış
Salatın/Namazın amacını yansıtan ayetler (ANKEBÛT/45)(MÂÛN/1-7) (MEÂRİC 19-26) (BAKARA/45,153) bunlarla sınırlı değil elbette, ama meramımızı anlatmak açısından bu ayetler yeterlidir sanırım…
Namaz kılınmasının amacı; müminin iman ettiği değerleri güncellemesi/tazelemesi, Allah’a yaklaşması ve ondan yardım istemesi, ahlakı ayakta tutması (adaleti, barışı, iyiliği, yardımlaşmayı, merhameti inşaa etmek vs.. fenalıktan, habisten, tuğyandan, haksızlıktan, zulümden, kötülükten uzak tutmak vs..) için belli vakit aralığıyla Rabbin davetine icabettir.
Kur’an’da rekat konusunda net ifadeler yer almaz dolaylı bir biçimde en asgari (nisa suresi 101-103 ayetler aralığında “inkar edenlerin size bir fenalık yapmasından korkarsanız namazı kısaltmanızda size bir günah yoktur” diyerek iki rekatı bire düşürdüğü görülmektedir buda namazların en azından) iki rekat olması gerektiğini ortaya koyuyor. Vakit konusunda da net ifadelere rastlayamayız, Kuran’dan üç vakit namaz çıkaranlarda, beş vakit namaz çıkaranlarda mevcuttur. Resulullah’ın da namazları bazen üç, bazen beş ve bazen cem ederek kıldığı haberleri bize kadar gelmiştir.
Vakitler ve rekatlar amaca götüren araçlar olduğu için, Rabbim Kuran’da bunun asgarisine işaret edip, diğerini kulun kendine bırakmıştır.
Zaman ve mekan, koşullar ve şartlar yerinde durmuyor, İnsan hep aynı, hayat tek düze değil. Mümin burada en asgarisinin (vakitte üç rekatta iki) üzerinden amaca en uygun durumu belirleyerek, vakitleri ve rekatları fazlalaştırabilir.
Fazla kılmanın ve fazladan kılmanın makamı yükselttiğini biliyoruz (17/79). Müminin kalıplaşmışın dışında da namaz kılması gerekiyor, kritik kararların eşiğinde, sıkıntının ve sorunların girdabında, bir işin, bir yolun, bir dönüm noktasının, henüz başında, sabra ve yardıma ihtiyaç duyduğu her durum ve alanda sabırla ve namazla (2/45,153) yardım dilemesi gerekir.
Araç değil amaç önemlidir, amaca götüren araçlar değişebilir, amaca götüren en kestirme araç en makbul olandır.
Salat/namaz konusunda Müslümanların ihtilafa düştükleri nokta, namazın ahlakı ayakta tutması için, kötülüklerden alı koyması meselesinde, yani amaçta değil, rekat sayısı vakit sayısı ve zamanı konusunda yani araçtadır…
Selam ve dua ile.
__________________ Ey inananlar, Allah'tan korkarsanız O size iyi ile kötüyü ayırdedici bir anlayış verir, kötülüklerinizi örter ve sizi bağışlar. Allâh büyük lutuf sâhibidir
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma