Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Ayetleri namazlarımda Rabbime seslenerek dile getirdiğim şekliyle yazıyorum.

EGEMENLİK

Allah'ım! Senin hükümdar yaptığın o kişi Senin aleyhinde İbrahim'le tartıştı. İbrahim, "Rabbim can verir can alır!" deyince o, "Ben de can verir can alırım!" dedi. İbrahim, "Rabbim güneşi doğudan getirir; hadi sen batıdan getir!" deyince de o inkarcı donup kaldı. Sen gözünü yumanlara yolu göstermezsin. (2:258).

Onların ortakları dinden yasalar mı yapıveriyor Senden izinsiz? Süre tanımış olmasaydın hesaplarını hemen görürdün (42:21). Sen hükmüne kimseyi ortak etmezsin (18:26).

Münafıklar, kalplerinde hastalık bulunanlar ve yalan haberlerle kenti bulandıranlar eğer geri durmazsa Elçin'i üzerlerine salardın. Artık çevresinde çok az kalabilir; kovulurlardı. Ve her nerdeyseler yakalanıp öldürülürlerdi. Senin, eskiler için de yasan bu idi. Senin yasanda bir değişme bulunamaz (33:61-62).

İçki, kumar, dikili taşlar ve fal okları şeytanın pis işleridir. Şeytan içki ve kumarla bizi birbirimize düşürüp öfkelendirmek ister; namazdan ve Seni anmaktan alıkoymak ister. O pis işlerden uzak durmalıyız (5:90-91).  

İnsanlar arasında hakemlik ederken buyruğun gereği adalete bağlı kalırız. Anlaşmazlığa düştüğümüz konuları ise Seni temsilen Kuran'a götürürüz (4:58-59).

Allah'ım! Sen kevnî alandaki egemenliğine ve Kuran'daki hükümlerine kimseyi ortak etmezsin ama devlet yönetimiyle ilgili olarak bize de egemenlik hakkı verdin. O hakkımızı kullanmak için aklımızı işleteceğiz (SONUÇ). Sen aklını işletmiyenlerin üstüne pislik yağdırırsın (10:100).  

DEMOKRASİ

Allah'ım! Saba Melikesinin ağzından açıkladığın üzere krallar girdikleri her ülkede bozgun çıkarırlar ve oranın sayılan insanlarını rezil ederler (27:34). O halde "Bizi güt!" değil, "Bizi kâle al!" demeli ve dinlemeliyiz (2:104).  

Hahamların ve rahiplerin çoğu halkın malını haksız yere yerler ve Senin yoluna engel olurlar (9:34). Zaten ruhbanlığı Sen öngörmedin; Seni hoşnut etmek bahanesiyle kendileri peydahladılar; sonra da gereğini yapmadılar (57:27).

Sen Elçin'i korudun da çevresindekilere ılımlı davrandı. Eğer katı yürekli ve kaba davransaydı dağılıp giderlerdi. Ona düşen onları bağışlamak, Senin bağışlamanı dilemek ve işleri onlarla görüşmekti (3:159). İnananların yönetimi işleri aralarında görüşmekle olur (42:38).

İnanan kadınlar Elçine gelip örfe uygun işlerinde ona isyan etmiyeceklerine dair söz vermek isteyince Elçin onlardan söz alırdı (60:12). Aslında Sana söz veriyorlardı; ellerinin üstündeki Senin elindi (48:10).

Emaneti buyruğun gereği ehline vereceğiz (4:58). Sana, Elçine ve bizden olan yöneticilere uyacağız (4:59).

Allah'ım! Bize halk yönetimi anlamında "demokrasi"yi tavsiye ediyorsun. O halde davarlar gibi güdülmeyi reddedip devlet yönetiminde kâle alınmamızı istemeliyiz. Devleti kralların ve ruhbanlığı kendilerinden menkul zevatın değil halkın yönetmesini sağlamalıyız (SONUÇ).

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Merhaba dostlar.

"Bizi güt!" demeyin; "Bizi kâle al!" deyin ve dinleyin – Lâ takûlû RÂİNA ve kûlû UNZURNA ve'smaû (2:104. Ayrıca bkz 4:46).

Kavramlar yerli yerine otursun diye ben öğrendiklerimi aktarayım önce.

RAÎ "çoban"ın Arapçası. Rİ' "raî"nin çoğulu. ÇOBANLAR çekilene kadar biz sulayamayız -Lâ yeskıy hattâ yusdıre'r Rİ' (28:23). MER'A: otlak (79:31). RİAYET: riayet (57:27).

Elmalılı’nın da açıkladığına göre, RA’Y ve RİAYET hayvanat hakkında gütmek, insanlar hakkında da siyaset adı verilen yönetmek anlamına gelir. Nitekim siyaset ilmine İLMU’L-RİAYE yani yönetim ilmi denir (HAK DİNİ KU’AN DİLİ, Bakara 104)

UNZURNA ise Türkçemizde türevleri kullanılan bir kelime. Örneğin NAZAR-I İTİBARA ALMAK… Anlamı: görmek yani dikkatle bakıp kâle almak.

Bilindiği üzere NAZAR ETMEK, NAZAR-I İTİBARA ALMAK yani GÖRMEK...  "bakmak"tan ayrı bir iş; her BAKAN, göremiyor.

Kuran’da Yüce Allah’ın en çok "Yapın!" dediklerinden biri işte o herkesin yapamadığı iş: NAZAR-I İTİBARA ALMAK ya da  KÂLE ALMAK yani görmek:

Musa "Rabbim! Kendini bana belirt; Seni göreyim!" dedi (ENZUR). Allah, "Beni hiç kimse belirleyemez," dedi, "Ama dağa dikkatle bak (UNZUR)! Ancak o yerinde kalırsa sen beni belirleyebilirsin…" (7:143).

Yeryüzünde dolaşın. Sonra, yalanlayanların sonu ne olmuş görün –Summe ’nzurû keyfe kâne âkıbetu’l mukezzibîn (6:11).

*

Demokrasiyi tağut zanneden arkadaşlarımız inşallah tekrar tekrar okur (toslunba).

İnşallah... Ama yalnızca okumakla yetinmesinler; itirazlarını dile getirsinler. Allah’ın inananlara tavsiye ettiği halk yönetimi nasıl tağutluk oluyormuş, açıklasınlar.

İman kardeşimizin vurguladığı sürü ile çoban ve yönetilenler ile yönetim arasındaki ilişkiler de, sanırım, bu bölümün konusu olan laik demokrasi müzakere edildikçe  daha iyi anlaşılacak, Allah isterse.

Sevgi ile,

Hasan Akçay

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

DEVLETİ KİM YÖNETSİN?

(1) http://www.hasanakcay.net/?p=307#more-307

(2) http://www.aliaksoy.net/2008/10/04/devleti-kim-yonetsin/#mor e-1850