Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

[QUOTE=asım] inne kuranel fecri kane meşhuden...
muhakkak fecrin kuranı meşhuddur...

peki ne demek fecrin kuranı...
sabahleyin okunan kuran mı...
sabah namazında okunan kuran mı...
sabah namazı mı...
yoksaa sabahın doğması mı...
fecr deki aydınlığın toplanıp görünmesi mi...

[/QUOTE ]

   SELAMLAR

    İNNE KUR'AN'EL FECRİ KANE MEŞHUDEN

    FECRİN KUR'AN'I ONAYLAYICI VEYA ONAYLAYANI

      Aşağıdaki ayetlerle incelendiğinde kur'an'ın gece ve gündüze bir çok ayette vurgu yaptığını görüyoruz. Gece ve gündüzün birer ayet olduğunu yine ALLAH indirdiği kur'an da bizlere hatırlatıyor.Ayetin başında güneşin kaymasıyla veye sarkmasıyla gecenin olması ve gecenın ardından fecr,yanı gündüzün fışkırması yani oluşmasının ilahi bir düzenek  olduğunu ve bu olayın kuran'ı onaylaması kur'an a şahid olması söz konusudur

  Yani kur'an la meşguliyet esnasında kur'an da vurgu yapılan gece ve gündüzün,sessizliğin sesliliğe,karanlığin aydınlığa, görünmeyenin görünmesine, görünenin  kaybolmasına,ölünün dirilmesine tanıklık veya müşahede etme v.s    

[045.005] [DI] Gece ile gündüzün birbiri ardından gelmesinde, gökten, Allah'ın rızık vermek için yağmur indirip, yeri onunla, ölümünden sonra diriltmesinde, rüzgarları yönetmesinde, akleden kimseler için dersler vardır

073.006] [DI] şüphesiz, gece kalkışı daha tesirli ve o zaman okumak daha elverişlidir.

   17/78 Güneşin sarkmasından (kaymasından) gecenin kararmasına kadar salatı ayakta tut ve sabahın Kur'ân'ını(okumasını) da Çünkü sabah Kur'ân (okunan) şahidlidir.(onaylayıcıdır.

[023.080] [E2] Ve O, yaşatan ve öldürendir; gecenin ve gündüzün değişmesi O'nun eseridir. Hâlâ aklınızı kullanmaz mısınız?

[020.130] [DI] Onların dediklerine sabret; güneşin doğmasından ve batmasından önce Rabbini hamd ile tesbih et; gece saatlerinde ve gündüzleri de tesbih et ki Rabbinin rızasına eresin.

[011.114] [E1] Gündüzün iki tarafında ve gecenin gündüze yakın saatlerinde salat et! Çünkü iyilikler, kötülükleri giderir. Bu, algılaması olanlara bir öğüttür.

[017.012] [DV] Biz, geceyi ve gündüzü birer âyet (delil) olarak yarattık. Nitekim, Rabbinizin nimetlerini araştırmanız, ayrıca, yılların sayısını ve hesabı bilmeniz için gecenin karanlığını silip (yerine, eşyayı) aydınlatan gündüzün aydınlığını getirdik. İşte biz, her şeyi açık açık anlattık.

[003.190] [E0] elbette o Göklerin ve Yerin yaradılışında ve gece ile gündüzün ard arda gelişinde şüphesiz âyetler var (vicdanları temiz) ülül'elbab için

 [002.164] [DI] Göklerin ve yerin yaratılmasında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelmesinde, insanlara yararlı şeylerle denizde süzülen gemilerde, Allah'ın gökten indirip yeri ölümünden sonra dirilttiği suda, her türlü canlıyı orada yaymasında, rüzgarları ve yerle gök arasında emre amade duran bulutları döndürmesinde, düşünen kimseler için deliller vardır.

[003.027] [DI] Geceyi gündüze, gündüzü geceye geçirirsin; ölüden diri, diriden ölü çıkarırsın; dilediğini hesapsız rızıklandırırsın».

[006.013] [FK] Gecenin ve gündüzün barındırdığı her şey O'nundur. O her şeyi işiten ve bilendir.

[022.061] [FK] Bu böyledir. Allah geceyi gündüze dönüştürür, gündüzü de geceye dönüştürür. Hiç şüphesiz Allah her şeyi işitir ve her şeyi görür.

[031.029] [DV] Bilmez misin ki Allah, geceyi gündüze ve gündüzü geceye katmaktadır. Güneşi ve ayı da buyruğu altına almıştır. Bunların her biri belli bir vâdeye kadar hareketine devam eder. Ve Allah, yaptıklarınızdan tamamen haberdardır.

[031.029] [IK] Görmez misin ki; Allah, geceyi gündüze, gündüzü de geceye katar. Güneşi ve ayı buyruk altında tutar. Her birisi belirli bir süreye kadar akıp gider. Muhakkak ki Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.

[035.013] [DV] Allah, geceyi gündüzün içine sokar, gündüzü de gecenin içine sokar; güneş ve ayı emri altına almıştır. Her biri belirtilmiş bir süreye kadar akıp gider. İşte (bütün bunları yapan) Rabbiniz Allah'tır. Mülk O'nundur. O'nu bırakıp da kendilerine taptıklarınız ise, bir çekirdek kabuğuna bile sahip değillerdir.

[039.005] [DV] Allah, gökleri ve yeri hak ile yarattı. Geceyi gündüzün üzerine örtüyor, gündüzü de gecenin üzerine sarıyor. Güneşi ve ayı emri altına almıştır. Her biri belli bir süreye kadar akıp gider. Dikkat et! O, azîzdir, ve çok bağışlayandır.

[045.005] [DI] Gece ile gündüzün birbiri ardından gelmesinde, gökten, Allah'ın rızık vermek için yağmur indirip, yeri onunla, ölümünden sonra diriltmesinde, rüzgarları yönetmesinde, akleden kimseler için dersler vardır

057.006] [E1] Geceyi güdüze sokar, gündüzü geceye sokar; O, sinelerin özünü bilir.

 SELAM VE DUA İLE   MUVAHHID

 

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

İNNE QURÂN'ELFECRİ KÂNE MEŞHÛDÊ .

Elfecr (mas.): Dav'u-ssabêhi sümmiye bizêlike li insıdê'ı-zzulmeti 'an nûri-ssubhi.

Fecr: Sabah aydınlığıdır. Kendisiyle karanlık söküldüğünden (gün ağardığından) bu adı almıştır.

Kanaatımca Elfecr de Kuran'ın bir adıdır. Kuran ilk defa vahy edilmeye başlayınca küfrün karanlığı yarılmaya, dağılmaya yüz tuttu. Güneşin ışıklarının sabah vaktinde karanlığı dağıtmaya başladığı gibi. Şafağın sökmesiyle doğmakta olan güneş ışınları nasıl engellenemiyorsa, karanlığı dağıtıyorsa, karanlıklar nasıl güneşe karşı duramıyorsa, küfrün karanlığı da Kuran'ın ışığına karşı duramaz, diyor bu ayet. "KÊNE MEŞHÛDEN" bunu anlatıyor. Bir kere güneş ufukta göründü, artık onun yükselişini, bütün heybetiyle ortaya çıkmasını engellemek imkansızdır. Buna hiç kimse karşı durmaya güc yetiremez. Kâne meşhûdé. Güneş gibi göz kamaştıran parlaklığıyla ortaya çıkan Kuran. Teşbihi görüyorsunuz! Kuran baştan başa müteşabih bir anlatıma sahiptir.

Bütün insanların toplanacağı gün de YEVM-UL-MEŞHÛDtur. (11/103)

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Sabah namazı vakti, sabahleyin güneşten yansıyan ışınların, doğu ufkunda yoğunlaşmasıyla yani bu bölgede gökle yerin çıplak gözle açık olarak görülecek şekilde ağarmasıyla başlayan ve güneşin doğmasına kadar süren vakittir. Allah Teâlâ şöyle buyurur:
 
أَقِمِ الصَّلاَ 77;َ لِدُلُوك 16; الشَّمْس 16; إِلَى غَسَقِ اللَّيْل 16; وَقُرْآن 14; الْفَجْر 16; إِنَّ قُرْآنَ الْفَجْر 16; كَانَ مَشْهُود 11;ا

�Namazı, Güneşin batıya kaymasından gecenin kararmasına kadar; bir de fecirdeki yoğunlaşma sırasında kıl. Fecirdeki yoğunlaşma gözle görülür.� (İsrâ 17/78)
 
Fecirdeki yoğunlaşma, diye tercüme ettiğimiz قُرْآنَ الْفَجْرِ ibaresindeki قرآن (kur�ân) kelimesi Arapçada toplama ve toplanma anlamına gelir. İnsanların toplu halde yerleştikleri bölgelere aynı kökten karye = القَرْية denir (Mucemu Mekâyis�l-Luğa.). قَرَأتُ الشيء قرآنا sözü �bir şeyi topladım ve birini diğerine ekledim� demektir. �قرأت الكتاب قراءة وقرآنا = Kitabı okudum� sözü de aynı anlamdadır. Çünkü okuma, kelimeleri bir araya getirip birini diğerine ekleme ile olur. Allah, son kitabına Kur�an adını vermiştir, çünkü indirdiği bütün ayetler onda toplanmıştır.
 
Ayette geçen fecr = الْفَجْر 16; , güneşten gelen ışınların, doğu ufkunda gök ile yeri ayırmaya başladığı zaman yani tan yerinin ağarma zamanı demektir.
 
Meşhûd (مشهود) kelimesi de şehâdet kökünden ism-i mef�ûldur. Şehadet, bir şeyi gözle görmek ve kavramak demektir. Tan yerini ağartan aydınlık, çıplak gözle net olarak görüldüğü için bu şekilde nitelendirilmiştir.
 
İşte sabah namazı bu vakitte kılınır. Bir başka ayette bu vakit, �Güneş doğmadan önceki vakit = قَبْلَ طُلُوعِ الشَّمْس 16;� (Taha 20/130) diye nitelendirilmiştir. Uzunluğunun kaç saat veya dakika olduğu önemli değildir.

süleymaniye vakfı

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Merhabalar

Kur'an el fecri = Kur'an ın aydınlığı.

Kur'an ın aydınlığı, kendini ve dolayısıyla Rabbini bilen kişilerce şahitlidir. 

Asım yazdı:

Sabah namazı vakti, sabahleyin güneşten yansıyan ışınların, doğu ufkunda yoğunlaşmasıyla yani bu bölgede gökle yerin çıplak gözle açık olarak görülecek şekilde ağarmasıyla başlayan ve güneşin doğmasına kadar süren vakittir.

Varsayalım 1000 sene kadar evvel, kışı ağır şartlarda geçiren ve güneşin pek görünmediği bir çoğrafyadayız. Tabi hoparlör yok,namaz vakitlerini bildiren kağıt yapraklı takvim ve çalar saat da, yaşadığı köyün hayli dışındaki tarlasında çalışan bir çiftçi sabah namaz vaktini nasıl bilecek/anlayacak. Tabi olayı öğlen namazı vaktinin ne zaman bittiğini ve ikindi namazı vaktinin ne zaman başladığını belirleme şekliylede değerlendirebiliriz. 

Dolayısıyla zamanın bölümlerine sıkıştırılmış bir kulluk anlayışı, ilginçlik ifade ediyor.

Muhabbetle...

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

" salatı ikame et; güneşin batmasından karanlığın basmasına KADAR ve ( salatı ikame et ) o fecirle birlikte. şüphesiz o bilinen fecirle birlikte " İSRA 78

" ve geceden sana bir ilave olarak onunla teheccüt et...." İSRA 79

" salatı ikame et; gündüzün iki tarafında yani geceden sarkanlarda..." HUD 114

Benim bu ayetlerden anladığım salatın yazılmış vakitlerinin hem müminler için farz olanı ve detayda da geceden Rasule ilavesi.

yani müminler için FECR ve AKŞAM vakti. Rasule bir ilave de geceden.

salatın kuran okuma-çalışma ve dua/niyaz yani namaz bölümleri için gereken disipline binaen yazılmış vakitler. tercihan topluca olmyorsa bireysel olarak.

salatın diğer bileşenlerinde belli bir zamana fikslemeye gerek yok sürekli uygun anda yapılması gerekiyor zaten.. BAĞLILIK, AHDE VEFA, İNFAK, SOSYAL FAYDA, CİHAD, TEBLİĞ, DOĞRU SÖZLÜLÜK,... v.b.leri.

öğrenci98 kardeş, kolunda saatle yaşayanlar ne fecir bilir ne akşam. benim annaannem 80 yaşında yanımızda öldü bundan 25 sene evvel. hayatında saati takvimi yoktu okuma yazma da bilmezdi zaten köy kadınıydı. bir kere sabah fecirden sonra kalktığını bilmez kimse. biyolojik saat var o tanımladığın insanlarda ihtiyaç duymazlar bizim gibi saate falan. onalrın hayatı ve biyolojik saatleri tıpkı kuran ın ilk muhataplarının olduğu gibi güneşe göre ayarlı doğal olarak zaten. 

düşünmeye konuşmaya devam edelim inş..

selam ile..