Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Şura40:''Bir kötülüğün cezası yine onun gibi bir kötülüktür, ama kim affeder, bağışlarsa onun mükafatı Allah'a aittir. Şüphesiz ki Allah, zalimleri sevmez.''

sanırım bu çeviri oldukça sakat bir çeviri olmuş. Bu çeviriye göre bu ayet kendi içerisinde iki kez çelişkiye düşmüş oluyor.

Kötülüğün karşılığı (yapana) kötülükse, ki doğru olan da budur, arkasından gelen "Kim af eder bağışlarsa" ifadesi bu söylemi ve bu hükmü boşa çıkarıyor. Biri, "Kötülüğün karşılığı kötülüktür" diyor, hiç bir neden göstermeden, hemen arkasından "kim (kötülüğü) afeder bağışlarsa onun mükafatı (af edip bağışlayanın mükafatı) Allah'a aittir" diyorsa saçmalıyordur. Demek oluyor ki, Allah kötülük yapanı da bağışlıyor, kötülüğü de yanına kar kalıyor. Ayrıca kötülük yapanı bağışlamak da büyük bir meziyet oluyor, öyleki büyük ki, mükafatını ancak Allah verebiliyor. Bu birinci çelişki; hem kötülüğün karşılığı kötülüktür, yani cezalandırılmalıdır diyor, hem de kötülük affa teşvik ediliyor! Af edilemez bir çelişki var bunda. İkinci çelişki de ayetin son cümlesi; "Allah zalimleri sevmez". Yani Allah zalimleri af etmez, bağışlamaz. Peki burada sözü edilen zalim kim? Ktülük yapan mı, onu af etmeyen mi? Kötülük yapansa, Allah kendisi zalimi bağışlamazken, bağışlayana nasıl en büyük mükafat veriyor? Yok kötülük yapan zalim değilse, geriye onu af etmeyen, bağışlamayan kalıyor zalim. Bu durumda Allah kötülüğü bağışlamayana zalim diyor ve sevmyor, cezalandırıyor! Sizce de müthiş çelişki olmuyor mu?

Meal sahiplerinin hemen hepsi, 37 - 43 arasını anlayamamış, yanlış çevirmiş. Bana göre, bu ayetlerde geçen yağfirûn, bağiy, yentesirûn, intesara, min ba'di zulmihi, 'AFÂ ve ASLEHA, sabera ve ğafera kavramları isabetli çevrilememiş.

Devam edelim inşaallah.   

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Değerli Medeni,

Allah ğafururrahimdir, eğer gerçekten iman etmişler, suçtan derhal döner af diler ve kendilerini ıslah eder/düzelirlerse, yasaklandıkları fiilerden uzak dururlarsa Allah ğafururrahimdir. Aksi takdirde, bu münafıklara karşı oldukça şedidul'ikaptır. Cariyerin, kölelerin ne suçu var ki, Allah onları af etsin? Allah'ın onlara ğufranı ve rahmeti, onları o zalimlerin elinden, zulmundan bir an önce kurtarmakla olacak. 

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

32 - Dullarınızı ve doğru, dürüst olan köle ve cariyerinizi evlendirin! ...

33 - Evlenemeyenler namuslu, iffetli dursunlar Allah onlara yardımda bulunup mal verinceye kadar...

Bundan kaçamak yapmak gibi bir ruhsat çıkmıyor.

" ... Korunmak isteyen cariyelerinizi evlendirin, dünyalık mal elde etmek için onları fuhşa zorlamayın/mecbur etmeyin! Ve kim onları fuhşa zorlar/mecbur ederse, bilsin ki onlara zorla fuhuş yaptırdıktan (gayri) sonra Allah gafurdur rahimdir.

Zoraki fuhuş yaptırmaktan dolayı/ sonra/gayri "Allah gafurdur rahimdir" sözünden şunu anlıyorum: Allah o mazlum kölecağızları o zalimlerin elinden alıp kurtaracak ve o zalimlere de acımayıp onları şiddetle cezalandıracak.

Yukardaki 24/33 ile ilgili kısa yorumumda bunları kast ettim. Başka türlü anlaşıldıysa yazdıklarım, ifade eksikliğime bağışlayın.

42/40 ile ilgli yazdıklarıma de tepkilerinizi/eleştirilerinizi bekliyorum. 

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Kıymetli haktansapmaz kardeş,42/40 ile ilgili yazdıklarına bende katılıyorum.
Şimdi sana bir kaç soru soracağım.
1-Muta nikahı ile normal nikah arasındaki fark veya farklar nelerdir?
2-Belki geleneksel anlayışla biri geçici diğeri kalıcı diyeceksin.Peki normal nikahla yapılan evlilikte geçicilik yok mu zannediyorsun?.Geçimsizlik hat safhaya çıkınca kalıcılık kalıyor mu?
3-Son yıllarda evlilikle ilgili medeni kanunlarımızda önemli değişiklikler yapıldı,bu değişikliğin en belirgin olanı ise sözleşmeli evlilik,yani taraflardan biri sözleşmesine aykırı işler yaptığı zaman evlilik bitmiş sayılıyor,hakime ise onaylamak kalıyor.peki bu sence tam bir muta nikahı değil midir?
4-O halde Rabbimin yasakladığı sadece zorla olan evlendirmedir.Hatta diyebilirimki daha bizim yeni yeni keşfettiğimiz evlilik çeşitlerine Kur'an asırlar önce işaretlerini vermiş,ancak gelenekçi bağnaz yapı bunların önünü tıkamıştır ve tek tip evliliği toplumlara dayatmışlardır.
5-Bence sözleşmeli geçici evlilik çok mantıklı evliliktir.Standart nikahla arasındaki farklarını faydaları yönünden değerlendirirsek şunlar göze çarpmaktadır:
a-SE(standart evlilik)te uzun süreli tek eşlilik insana çok sıkıcı gelebilmektedir.Belkide Tanrı bunu bildiğinden Nisa3'le poligami ruhsatını vermiştir.
b-Sözleşmeli evlilikte boşanmak çok kolay olmakta,diğerinde ise yıllar süren bir işkenceye dönüşmektedir.
c-Sözleşmeli geçici evlilik müslüman toplumların nüfusunun artışına da önemli katkılar sağlar.değişiklik olunca haliyle iştahta artacağından bu iştahla nüfusta artacaktır.(bizim ülkemizde nüfus faktörüne önem verilmediğine bakmayın,bazı ülkeler bu işi teşvik bile ediyor)
d-sözleşmeli evlilik tarafların sosyal ve medeni haklarını kayıt altında olduklarından daha sağlam hale getiriyor.
Benim bildiğim,Kur'anda nikahın 5 şartı var 1-tarafların rıza şartı,2-sözleşme,3-nikahın toplum önünde yapılması ve ilan edilmesi,4-kadının evli olmaması 5-Evlenilen kimsenin çok yakın akrabadan olmaması.Kur'an başka bir şart getirmemiş ve bu işi çok kolay hale getirmiş.Ama gelenekçi yaklaşım onlarca şart üretmiş,adeta toplumu zinaya teşvik etmişlerdir.şimdi can alıcı soruyu soruyorum sana,bu sözleşmeli geçici evlilik Kur'anın neresine ters?rıza şartı ondada var,ilan onda da var?Selamlar,sevgiler.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Zaten hem sormuş hem de  cevabını vermişsin! 1,2,3: Süre ve koşullarla sınırlı tutulan muta evliliğine girmeyeceğim. O nedenle mazur görün, sizinle bu konuyu tartışmayacağım.

 "4-O halde Rabbimin yasakladığı sadece zorla olan evlendirmedir." Hyır, ayette söz konusu yapılan zorla evlendirme değil, fuhuştur. Cariyelerine para karşılığı fuhuş yaptırıyorlar. Anlayacağın kadın satıyorlar, randevu evi işletiyorlar. Şiddetle yasaklanan, operasyona tabi tutulan (ben öyle değerlendiriyorum) bu fuhuş faaliyeti, kaddın ticaretidir.

Kuran'ın müeyyideleri genel, ama yanlış kanıya göre, her zaman ve her topluma yönelik müeyyideler, yani evrensel müeyyideler değildir. Benim Kuran ifadelerinden vardığım görüş, sonuç bu.

Selam ve sevgi ile.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Nisa24:’’Meşrû şekilde sahip olduğunuz, üzerlerinde meşrû haklarınız ve otoriteniz ve kendileriyle düzgün insanî münasebetleriniz olan câriyeler müstesna, evli kadınlarla evlenmek de size haram kılındı. Bütün bunlar, Allah’ın size meşrûiyyet sınırlarını çizdiği yazılı hükümlerdir. Bunların dışındakilerle, evlilik bağıyla bağlanmanız, sırf cinsel arzularınızı tatmin için karşılıklı erlik-dişilik suyu boşaltma, gayrimeşru ilişki amacı taşımamanız kaydıyla, nakit ve aynî mallarınızla mehirlerini vererek evlenme talebinde bulunmanız size helâl kılındı.
Evlilik akdine dayalı olarak onlardan faydalanmanıza karşılık, kararlaştırılmış olan mehirlerini verin, bu farzdır.
Mehir kesinleştikten sonra, karşılıklı rıza ile mehir konusunda değişiklik yapmanızda bir vebal yoktur. Şüphesiz Allah her şeyi bilir, hikmet sahibi ve hükümrandır.’’(Ahmet Tekin Meali)

Müminün5,6,7:’’Onlar mahrem yerlerini günahlardan korurlar. Yalnız eşleri ve cariyeleri ile ilişki kurarlar. Çünkü bunu yapanlar ayıplanamazlar. Ama bu sınırın ötesine geçmek peşinde olanlar, işte onlardır haddi aşanlar.’’(Suat Yıldırım Meali)

Nur33:’’Evlenme imkânı bulamayanlar ise, Allah lütfuyla kendilerini varlıklı kılıncaya kadar iffetlerini korusunlar. Meşrû şekilde sahip olduğunuz, üzerlerinde meşrû haklarınız ve otoriteniz, kendileriyle düzgün insanî münasebetleriniz olan köleler ve câriyelerden yazılı sözleşme yapmak, bir bedel karşılığında hürriyetlerine kavuşma sözleşmesi akdetmek isteyenlerle, hürriyete kavuşmalarında kendileri için bir hayır görüyorsanız eğer, onlarla hemen yazılı sözleşme yapın. Allah’ın size vermiş olduğu paradan ve servetten siz de onlara vererek hürriyetlerine kavuşmalarına yardımcı olun. Câriyeleriniz, evlenerek aile hayatı kurmak, iffetli yaşamak, İslâm’a girmek istedikleri takdirde dünya hayatının geçici hazlarını elde etmek, kazanç sağlamak için, baskıyla, zorla, istemedikleri, hoşlanmadıkları bir hayatı onlara yaşatmaya kalkmayın. Kim onları zorlarsa, bilinmelidir ki, zorlanmalarından sonra Allah onlar için çok bağışlayıcı, engin merhamet sahibidir.’’(Ahmet Tekin Meali)