Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Siyasette karmaşa, başıbozukluk alabildiğine kuralsız ne yazık ki devam ediyor. Politikacıların birbirlerine düşmanlıkları halka sıçradı, toplum içinde düşmanlıklar had safhada. Kimse kimseyi dinlemeden konuşuyor, söylenenler ise derdimize çare yerine, düşmanlıkları kamçılıyor. Düşünerek konuşanlar, söylediklerinin arkasında duruyorlar. Ya başkalarının fikirleri sonucunda konuşanlar?
NATO nun Libya müdahalesine karşı çıkıp, ne işleri varmış orada diyenler, ertesi gün bu görev Nata nun görevidir, bizlerde yardım edeceğiz demesi ne derece düşünmeden söylenen bir söz ise, komşularımızla sıfır sorun politikası sözleri verilip, daha sonra bu sözlerin tam tersini yapanlar, komşularımızla adeta düşman olmamıza neden olan politikaların izlenmesi, çok ama çokkkk düşündürücüdür.
Suriye nin kendi içinde olan olaylara, hükümetimizin bakış açısı ve Başbakanımızın bu konuda ki çok sert açıklamaları, komşularımızın adeta iç işlerine karışırcasına söylenen sözler, sizce komşularımızla sıfır sorun politikası izleyeceğiz düşüncesine uyuyor mu? Yakın geçmişte, bundan daha kötü politika izleyen Suriye ye, bu kadar tepki göstermeyenlere ne oldu da, şimdi bu denli yüksek tepki gösteriliyor?
Şöyle bir düşünün isterseniz. İsrail, Amerika ve Avrupa ülkeleri dahi Suriye için bu derece sert açıklamalar yapmadığı halde, ülkemiz Başbakanımızın komşu bir ülke için söylediği bu derece sert açıklamalar yapması ne kadar doğru bir politikanın ürünü olabilir? Unutmayalım Suriye bizim yan komşumuz, diğerleri çekip gidecekler, bizler komşularımızla baş başa kalacağız.
Basında yazıyor, Suriye Türkiye den ithalatını kesmiş. Sanırım komşularla sıfır politika derken, başındaki rakam söylenmeyip, sonundaki sıfır söylenmiş olsa gerek. Tüm komşularımızla adeta düşman olduk. Yıllık bir milyar dolardan fazla ihracat yaptığımız bir ülkeye kapılarımızı, birilerinin oyunları ile hiç düşünmeden kapadık. Sizce bizden ithalatı kesen Suriye, kimden alacak dersiniz bizden almadığı malları? Avrupa dan, Amerika dan hatta hiç haberleri bile olmadan, sahipleri Yahudi olan şirketlerden. İşte birileri bizleri öyle kandırıp, öyle pohpohluyor ki, iş işten geçtikten sonra anlıyoruz yaptığımız hataları. Ülkemizde bizleri yönetenler çok büyük hatalar yapıyor gibi geliyor bana. İnşallah düzeltebileceğimiz hatalardır.
Amerika ve Avrupa’nın planları ile Sayın Başbakanımız Arap halkının göz bebeği oldu. Geçmişte Osmanlıya yapılanları unutmuşa benziyoruz. Resimler posterler asıldı her tarafa. Dikkat ettiniz mi, Avrupa ve Amerika basını bu haberleri bizden daha çok, baş sayfalarda veriyor ve adeta şeytani bir planın sinsi uygulanışı apaçık görülmektedir. Avrupa ve Amerika bunu yapıyorsa, bizlerin binlerce kez düşünmezi gerekmez mi, ne dersiniz?
Saddam ı hatırlayınız, komşu ülkenin topraklarını işkâl etmeden önce, Amerika adeta Saddam a hadi işkâl et dercesine ortam hazırlayıp, ses çıkarmadığını eğer hatırlamıyorsak, aynı hatayı bizlere de yaptırıp, ülkemizi bir uçuruma sürüklediklerini de elbette göremeyiz. Karşımızdaki dost görünen düşmanların, fitne ve oyunlarını göremeyen yöneticiler seçiyorsak, çok üzgünüm sonucuna da hep birlikte katlanmasını bilmeliyiz.
Başbakanımız, İsrail e verip veriştirdikten sonra, Amerikanın genelde İsrail in korunması adına ve yine komşumuz Rusya ya karşı Füze kalkanının, ülkemizde kurulmasına izin verilmesine, sizler neler söyleyeceksiniz? İşte her şey bir senaryo ve oyun. Öyle bir oyun oynanıyor ki, önce İsrail e ver veriştir, bak biz İsrail e karşıyız havası yarat, daha sonrada İran ın füzelerinden İsrail i korumak için, ülkemize füze kalkanı konmasına izin ver. Elbette Rusya nın füzelerine de karşı kuruluyor tüm bu füze kalkanları.
Bu nasıl bir mantık doğrusu anlamakta zorlanıyorum. Başbakanımız bu füze kalkanı İran a karşı değil diyor, ama Amerika tam tersini söylüyor. Peki, kime karşı? Yalnız Rusya ya karşımı? Bunu yapmak komşularımızla aramızda düşmanlığı körükleyecektir, zaten Amerikanın ve Avrupa nın da istediği budur. Türkiye nin komşuları arasında düşmanlık tohumları ekmek ve Türkiye yi kendilerine muhtaç kılmaktır asıl amaç.
Rusya ülkemize konması planlanan füze kalkanına karşı sesini yükseltmeye başladı. Bumu komşuyla dostça, sorunsuz yaşamak? Füze kalkanını kurmak isteyen şimdilik İran a karşı koyuyoruz diyor, daha sonra kimlere karşı kullanılacağını nereden bileceğiz. İçimize kadar soktuğumuz Amerikalının, bizler için kullanmayacağına kim garanti verebilir? Daha dün askerimize çuval geçiren zihniyete, nasıl güvenirde işbirliği yaparız, Allah aşkına bunu açıklayabilecek bir kişi var mı aramızda? Kur’an ın sesine kulaklarını tıkayıp, toplumu Allah ile aldatmanın Allah katında cezası, inanıyorum ki çok çetin olacaktır.
Toplumumuzda, olan biteni sanki film seyrediyor gibi seyredip, tek bir ses bile çıkartmıyor, çünkü basın susturulmuş ele geçirilmiş. Şunu sakın unutmayalım, bir gün bu ülkede çok üzücü şeyler olursa, buna sessiz kalanlarında sorumlu olacaklarını, hatırlatmak isterim.
Değerli kardeşlerim, ülkemiz üzerinde büyük oyunlar oynanmakta ve halkımız açıkça Allah ile aldatılıp, susturulmaktadır. Televizyonlar yazılı basın, tek bir ses haline geldi, yapılan yanlışlar yazılamıyor, halktan gizleniyor. Adeta dikta rejimlerini hatırlatıyor. Olup biten yanlışlıklardan tek kelime bahseden yok. Lütfen artık kendimize gelelim, uyurgezer halimizden kurtulalım. Bizi bizler değil, apaçık Amerika ve Yahudi zihniyeti, oynadıkları oyunlarla yönetmektedirler. Bizleri yönetenlerin, bu oyunların artık farkına varmalarını ve ülke içinde tüm partilerin bir araya gelerek, bu gerçeklerde birleşmeleri vakti gelmiştir. Elbette bir gün her şey ortaya çıkacaktır ama ülkemiz çok büyük yaralar alacaktır, bunu da unutmayalım.
Cumhuriyeti çok büyük zorluklarla kurmuş bir millet olarak, ne yazık ki onun kıymetini de bilemedik. Lutfen Forumu zor duruma sokmayalim liderliğinde tüm toplum, işkâl altında olan vatanı, toplumun kanları, canları pahasına onca zorluk ve yokluklarla hainlerden temizleyip, ülkeyi bizlere teslim etti. Bize teslim edilen vatanımızı ne yazık ki bizler gereği gibi, dâhili ve harici düşmanlardan koruyamadık.
Geçmişte bizleri silahla yenemeyeceğini anlayan hainler, bugün yöntem değiştirdiler. Ne top kullanıyorlar, nede silah bizlere karşı artık. İnsanları can elinden vuracak, onların yüce değerleri nelerse, onları kullanıyorlar. Daha düne kadar İslam a küfredenler, bugün övgü yağdırıyorlar. Kendi kafalarında yeni bir İslam anlayışı yaratıp, bunlar ılımlı İslam diyorlar. İçimizden toplumda saygınlığı olan, çok önemli konumdaki kişileri seçip, onu da kullanmaktan çekinmiyorlar.
Gün uyanık olma günüdür. Gün Allahın saf, katıksız rehberi Kur’an a sarılma günüdür. Allah birkaç kez Kur’an da bizlere, SAKIN SİZLERİ ALLAH İLE ALDATMASINLAR diyorsa, gelin Rabbin bu sözlerini doğru anlamaya çalışalım ve dikkatli olalım. Rahman söylüyorsa boşuna söylemez, bunu da unutmayalım.
Sayın Başbakanımıza, vatandaş olarak bir çağrım var. Değerli Başbakanım, önce başınız sağ olsun demek istiyorum. Hepimiz insanız hepimiz hata yapabiliriz. Hele rakipsiz olmak insanın başını döndürür, büyük hatalar yapmasına neden olur. İşte bunun içindir ki lütfen akşam yatarken bu sözlerimi düşününüz. Bugün varsak yarın yokuz. Yaptıklarımızla anılacağız, Rabbime de hesabını vereceğiz. Ben nerede hata yapıyorum diyerek nefis muhasebesi lütfen yapınız. Çünkü halk iyiden iyiye bölündü. Bizden, bizden olmayan, inanan inanmayan diye. Kimin gerçek iman ettiğini Rabbim yalnız ben bilirim diyorsa, kimin Rahman katında en doğru insan olduğunu bizler değerlendirmeyelim. Toplumu yönetirken inanç değerlerini lütfen kullanmayalım. Bırakalım her beşer kendi imtihanını yaşasın. Toplum korku içinde, Bizler Müslüman kardeşlerimizin hatalarını bağışlarız halk olarak. Yeter ki hatalarımızın farkına varıp, ülkemizi ne Amerika ya nede Avrupa’nın kumandasına vermeyelim. İzlenen politikayı halk olarak, üzüntüyle seyrediyoruz. Daha önce söylenenlerle, daha sonra yapılanlar, bizleri çok üzüyor.
Birilerinin çıkarları için Müslüman toplumlara, komşularımıza karşı olmayalım. Onların yanlışlarını elbette söyleyelim, ama yapıcı olalım, onlara yardım edelim. Suriye ve İran geçmişte bizlere çok zararlar vermesine rağmen, onlar hem bizlerin komşusu, hem de din kardeşleridir. Onlarla kavgada ederiz, ama sonunda barışırız. Lütfen izlediğiniz politikayı gözden geçiriniz. Dostumuzu ve düşmanımızı daha iyi tanıyıp, geçmişten dersler alarak, politikamızı daha dikkatle yönlendiriniz, sizlerden Türk toplumu olarak dileğimiz budur.
Amerika ve Avrupa nın İran ve Suriye hakkındaki söylemlerine lütfen dikkatle bakınız. Hepsi dikkatli konuşuyor. Çünkü biliyorlar ki tüm bunlar geçici, daha sonra birbirlerine muhtaç olacaklar. Bunun içindir ki Amerikanın ve Avrupa nın lütfen oyunlarına, kışkırtmalarına gelmeyelim.
Ülkemiz çok büyük bir imtihandan geçiyor. Gelin bu imtihana aklımızı ve mantığımızı kullanarak hazırlanalım. Sen ben demeyelim. Daha önce siz yaptınız sıra bizde dersek, bunu yaparsak, bu iş sıra takip eder duruma gelir. Bir gün sıra karşı tarafa geldiğinde, daha da sert davranışlar kaçınılmaz olacaktır. Böylece toplum birbirinden intikam alır hale gelecektir. Düşmanlarımızın isteği de budur. Yine olan ülkemize olur. Bunun olmasını isteyenler, bu ülkenin düşmanlarıdır. Dikkatle düşününüz, hem Amerika hem de Avrupa, daha önceleri bugün hükümette olan düşüncenin, tam tersine onay vermiş desteklemiş, hatta bugünkü düşünceye karşı olanlardı. Unutmayınız hainlerin tarafı yoktur. Onlar kimler hükmediyorsa onlardan yanadır.
Ülkemizde kan dökülüyor. Vatanı savunmak adına şehit olanların, artık adı bile anılmaz oldu. Bu davranışlar bizlerin ciğerini yakıyor, bizlere azap veriyor. Ben en yakınım öldüğünde ne kadar gözyaşı döküyor üzülüyorsam, kutsal vatanım için ŞEHİT olan vatan evladı içinde, en az o kadar gözyaşı dökebilmeliyim.
Yetki verip seçtiklerimizin, bu olaylar karşısında üzüntülerini çeşitli sözlerle dile getirmesini değil, soruna çare olmasını bekliyoruz. Hükmetme makamı, çare üretme makamıdır. Bu Dünya hayatı çok kısadır sakın unutmayalım. Bugün varsak yarın yokuz. Allah cennetinin en güzel katını, barışta ve hayırda yarışanlara ayırdığını söyler bizlere. Bunun tersini yapan, kardeşi kardeşe düşman eden sen, ben, onlar diye toplumu ayıranların durak yerini de, düşünmek bile istemiyorum.
Halkı, toplumu birbirine düşürenler, din adına toplumu ayıranlar, İslam ı kendilerince bir şekle büründürenler, dini Allah ile kul arasından uzaklaştırıp, araya beşeri sokanlar, Rabbim e öyle bir hesap verecekler ki, bunun azabını fark edemeyene, şiddetini anlatmak da imkânsız olacaktır.
Dilerim güzel vatanımızda dostluk ve kardeşlik rüzgârları eser. Yine dilerim Rabbimden, Amerika nın ve Yahudi oyunlarının farkına varan, özgürce yönetilen, bir ülke oluruz.
Saygılarımla Haluk GÜMÜŞTABAK
Dünyagündemi.net
|