Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Bismillahirrahmanirrahiym;
Rabbimiz olan ve Şanına hiç kimse tarafından erişilemeyen, Tek O lan, Dilediğini dilediği takdirde yapan Hz.Allah CC. Selam olsun.Mağfiretine bizleri ve tüm samimi inanan kardeşlerimizle birlikte nail etmesi umud ve duaları ile İnşallah.
Yüce bir dua ile başlamak istiyorum;
Fe teallellahül melikül hakk ve la ta'cel bil kur'ani min kabli ey yukda ileyke vahyühu ve kur rabbi zidni ilma---Taha---114
Demek ki Allah o hak şehinşah yüksek, çok yüksek, maamafih sana vahyi tamam edilmeden evvel Kur'anı acele etme ve de ki «rabbım artır beni ılimce—Elmalı orj.mea---hasenat porg---
Bu Yüce ayeti;
Ya'lemü ma beyne eydihim ve ma halfehüm ve la yühiytune bihi ilma---taha--110
O onların önlerindekini ve arkalarındakini bilir, onlar ise onu ılmen ihata edemezler—elmalı--
Hatırlamak ve hatırlamak istiyorum.
Sözün Yüceliği Sahibinden, Meyvanın olgunluğu tadından, İnsanın olduğu hal yaptıklarından, Mahlukatın olgunluğu paylaşmasından, anlaşılır.
Sen Öyle Rahman ve Öyle Rahim sin ki. Önünde secde etmek bize en büyük Lutuf ve İhsanındır. “Kulum” deyip Yaradıb seslenmen bizim için en büyük şereftir.
Hamd im ve Secdem ancak Gücü Hakk ı ile her şeye yeten ancak sanadır.Benim Güzel Eşsiz Rabbim.
Biz insanlar kimi zaman bir şeyi olduğu gibi, (yani anlatanın iletmek istediği gibi) anlamak için yıllarca beklemeli (rahimlere düşmeden evvel ve takib eden sürecimizi; bebeklik,çocukluk,ergenlik, yetişkinlik,yaşlılık ve öldükten sonraki bekleme süreçlerimizi ), kimi zaman bir ömür beklemeli, kimi zaman asırlarca beklememiz gerekebilir.
Her bir evre (dönüşüm); hazırlık, oluşum ve bağlanma ile son bularak, diğer bir evre nin başlangıcı olmaktadır. Allahu Alem.
Değişmeyen bu evrelerin değişmediğidir.Hepimiz Şanı Yüce O lan Rabbimize döndürüleceğiz.İstsekte, istemesekde.Yalnız O na Sığınır ve O ndan Medet beklerim.Elhamdulillah.
Bir de bu Yüce Ayetleri ;
“Ve minen nasi me yu'cibüke kavlühu fil hayatid dünya ve yüşhidüllahe ala ma fi kalbih, ve hüve eleddül hisam---bakara---204
Nas içinden kimi de vardır ki Dünya hayat hakkında sözleri seni imrendirir bir de kalbindekine Allahı şahid tutar, halbuki o islâm hasımlarının en yamanıdır.—elmalı--
Ve iza tevella sea fil erdi li yüfside fiha ve yühlikel harse ven nesl, vallahü la yühibbül fesad—205—
İş başına geçti mi yer yüzünde içine kadar fesad vermek ve hars-ü nesli helâk etmek için sa'yeder Allah da fesadı sevmez.—elmalı--
Ve iza kiyle lehüttekillahe ehazethül izzetü bil ismi fe hasbühu cehennem, ve le bi'sel mihad—206--
Ona «Allahdan kork» denildiği zaman da kendisini günah ile onur tutar, Cehennem de onun hakkından gelir, cidden ne fena yataktır o.---elmalı---
Ve minen nasi mey yeşri nefsehübtiğae merdatillah, vallahü raufüm bil ibad---207---
Yine nas içinden kimi de vardır ki, Allahın rızasına ermek için kendini feda eder, Allah ise kullarına çok refetlidir—elmalı—
Ya eyyühellezine amenüdhulu fis silmi kaffeh, ve la tettebiu hutuvatüş şeytan, innehu leküm adüvvüm mübiyn—bakara—208--
Ey iman edenler, topluca barışa girin ve şeytanın adımlarına uymayın; çünkü o, sizin aranızı açan belli bir düşmandır.—elmalı sadeleştirilmiş 1. meal---
Fe in zeleltüm mim ba'di ma caetkümül beyyinatü fa'lemu ennellahe azizün hakim—209—
Size bunca beyyineler geldikten sonra yine kayarsanız eyi bilin ki Allah çok onurlu bir hakîmdir—elmalı--
Hel yenzurune illa ey ye'tiyehümüllahü fi zulelim minel ğamami vel melaiketü ve kudiyel emr, ve ilellahi türceul ümur—210—
Onlar sade gözetiyorlar ki Allah buluttan gölgelikler içinde meleklerle geliversin de kendilerine iş bitiriliversin. Halbuki bütün işler Allaha götürülür—elmalı--
Sel beni israile kem ateynahüm min ayetim beyyineh, ve mey yübeddil ni'metellahi mim ba'di ma caethü fe innellahe şedidül ikab—211—
Beni İsraile sor: biz onlara ne kadar açık âyet vermiştik, fakat Allahın ni'metini her kikendine geldikten sonra değişdirirse şüphe yok ki Allahın ıkabı şiddetlidir—elmalı—
Züyyine lillezine keferul hayatüd dünya ve yesharune minellezine amenu, vellezinettekav fevkahüm yevmel kiyameh, vallahü yerzüku mey yeşaü bi ğayri hisab—212-- Küfredenlere
o Dünya hayat bezendi de iman edenlerle eğleniyorlar, halbuki korunan o
mü'minler kıyamet günü onların fevkındadır, Allah dilediğine hisabsız
ni'metler verir—elmalı--
Kanen nasü ümmetev vahideten fe beasellahün nebiyyine mübeşşirine ve münzirine ve enzele mealhümül kitabe bil hakki li yahküme beynen nasi fimahtelefu fih, ve mahtelefe fihi illellezine utuhü mim ba'di ma caethümül beyyinatü bağyem beynehüm, fe hedellahüllezine amenu limahtelefu fihi minel hakki bi iznih, vallahü yehdi mey yeşaü ila siratim müstekiym—213— İnsanlar
tek bir ümmet idi Ayrılmaları üzerine Allah rahmetinin müjdecileri ve
azabının habercileri olmak üzere Peygamberler gönderdi ve
beraberlerinde hak ile kitab indirdi ki nas arasında ıhtilâf ettikleri
noktada hakem olsun, bunda da sırf o kitab verilenler kendilerine bunca
beyyineler geldikten sonra tuttular aralarındaki ihtiras yüzünden
ıhtilâfa düştüler, bunun üzerine Allah onların ıhtilâf ettikleri hakka
izni ilâhîsiyle bu iman edenleri doğrudan doğru muvaffak buyurdu, öyle
ya Allah dilediğini doğru yola çıkarır—elmalı—
Em hasibtüm en tedhulül cennete ve lemma ye'tiküm meselüllezine halev min kabliküm, messethümül be'saü ved darraü ve zülzilu hatta yekuler rasulü vellezine amenu meahu meta nasrullah, ela inne nasrallahi karib—214—
Yoksa siz kendinizden evvel geçenlerin mesel olmuş halleri hiç başınıza gelmeksizin Cennete girivereceksiniz mi sandınız? onlara öyle ezici mihnetler, kılımdatmaz zaruretler dokundu ve öyle sarsıldılar ki hattâ Peygamber ve maiyetinde iman edenler «ne zaman Allahın nusratı?» diyeceklerdi. Bak işte Allahın nursatı yakın—elmalı--
Birde bu Yüce Ayeti;
Ya eyyühellezine amenu la tettehizu bitanetem min duniküm la ye'luneküm habala, veddu ma anittüm, kad bedetil bağdaü min efvahihim ve ma tuhfi suduruhüm ekber, kad beyyenna lekümül ayati in küntüm ta'kilun---ali İmran---
Ey iman edenler, sizden olmayanları dost edinmeyin; onlar, sizi şaşırtmakta kusur etmezler, sıkıntıya düşmenizi arzu ederler. Baksana, öfkeleri ağızlarından taşmaktadır; sinelerinin gizledikleri ise daha büyüktür. Eğer düşünürseniz, sizlere ayetleri açıkça bildirdik.—elmalı 1.sadeleştirilmiş meal---
Bütün bu Yüce ayetlerden sonra bize konuşmak düşmez ancak.Rabbimizin Mağfiretine sığınarak birkaç kelam daha etmek istiyorum, acizliğimi itiraf ederek.Bağışla Ya Rabbi.;
ileti cin13 rumuzlu dinleyiciye;
http://stu.inonu.edu.tr/~f0399160/is.html
Sıcaklık ve Isı Hakkında
Ne yazık ki sıcaklık ve ısı ifadeleri sık sık karıştırılmakadır. Reklamlarda, haberler ve hava durumu programlarında sık sık duyduğumuz "Düşük ısılarda bile mükemmel temizlik", "Dış ısı göstergesi", "Vücut ısısı düştü", "Bugün Ankara^Òda en yüksek ısı 32°C" gibi sıcaklık yerine ısının kullanıldığı ifadeler, sizi bilmem ama, beni rahatsız etmeye devam ediyor. Oysa, bu karmaşadan kurtulmanın şifresi çok basit. Eğer belirtilen değer termometre ile ölçülebiliyorsa(hisab edilebiliyorsa…= Hisab :Matematik diye anlıyorum ki Yüce Rabbimiz Yüce Kur an ı mızda onu –matematiği ve sayıları-- nasıl anlayabileceğimizi , Yüce Sözleriyle ayrıntılı olarak ve bize bunu yapmayı akleden kulları olarak bir emir kılmıştır), sıcaklıktır. Isı ise, belirli sıcaklıktaki bir cisimden, daha düşük sıcaklıktaki bir cisme sıcaklık farkı nedeniyle geçen enerjidir. Aşağıda bu konuda biraz daha ayrıntılı açıklamalar verilmiştir.
Sıcaklık Nedir?
Çokça kullanılan bir kavram olduğu halde, sıcaklığın tam bir tanımını yapmak oldukça güçtür. Sıcaklık, duyularla algılanmakta ve genellikle "sıcak" veya "soğuk"kavramlarıyla ifade edilmektedir.
Gözlemlerimizden, sıcak ve soğuk iki cismin birbirine temas ettirilmesi halinde, sıcak olanın soğuduğunu, soğuk olanın da ısındığını, belirli bir süre temas halinde kaldıklarında ise, her ikisinin de aynı sıcaklık veya soğukluğa ulaştıklarını biliyoruz. Bir maddenin ısıl durumunu belirten bir ifade olan sıcaklık, "ısı geçişine neden olan etken" olarak da tanımlanmaktadır. Ancak, sıcaklık artmaksızın da ısı geçişi olabileceği (ör. kaynayan su) hatırda tutulmalıdır. Sıcaklık veya soğukluk algılaması pek de güvenilir değildir. Bazen sıcak cisimler soğuk ya da soğuk cisimler sıcak olarak algılanabilmektedir. Bu güçlükleri önlemek üzere, sıcaklık ölçümünün temeli olan "sıcaklık eşdeğeri" veya Termodinamiğin Sıfırıncı Yasası" tanımından yararlanılmaktadır. İlk defa 1931 yılında R. H. Fowler tarafından tanımlanan Termodinamiğin Sıfırıncı Yasası, temel bir fizik ilkesi olarak Termodinamiğin Birinci ve İkinci Yasası'ndan 50 yıl kadar sonra anlaşılmış olduğu halde, mantıksal olarak onlardan önce gelmesi gerektiğinden "Sıfırıncı Yasa" olarak adlandırılmıştır
İnsan birisi ile konuşarak iletişim kurarken yanlış bir hareketi nedeniyle (zararlı hareketi yapan kişi en sevdiği bile olsa)karşısındakine karşı çok kızgınlık duyduğunda (çocuğunuza sizin zararlı olduğunuzu düşündüğüz bir şeyi ısrarla yapmamasını tekrar takrar söylediğinizi düşünün ve o bu hareketlere devam ile kendisine zarar verecek olsa ve bunu anlayamasa), yaptığımız hareketi bir düşünün.Aşırı (safha safha ) ses tonumuz kalınlaşır ve en sonunda daha da ısrar ederse uyarmak manasında hafifçe J okşarmıyız.Karşıda bizi gözlemleyen üçüncü birisi (dedesi mesela), ne der bize “dur niye bu kadar kızıyorsun (niçin hararetleniyorsun) anlamaz çocuk o demez mi”.
---- الحراره (hararah) ---- (google english to arabic beta free web translation…dan alıntıdır)…
şimdi bu hareket enerjinizi safha safha ona aktarmanız babalığınız sıcaklığı ( ki bu hal ölçüsü yakınlık ve uzaklık ile direk alakalıdır ) ile mi? Yoksa o sıcaklığın zamanla (bekleme ile) sizde oluşturduğu (birikimin=yanma halinin --ki benim anlayışıma göre bu oluşum çocuğunuzu ilk gördüğünüz anda tutuşan ---bir ilk kıvılcımın =ısının--- etki tetiklemesi midir.? )
Böylece çocuğunuzla yakınlaşmaya, enejinizi ve bir çok şeyinizi paylaşmaya başlarsınız . bekleme halinde bu reaksiyonel faaliyet o kadar çoğalır ki, artık onsuz bir şey yapamaz ve aslında aranızdaki görünmeyen bu bağlılığın kuvvetlendiğini yaşayarak anlarsınız.bu enerji akısı ondan size, sizden ona, ve diğer yakınlarınıza hep olur.… daha da genişletebilirsiniz)
Peki bu etkileşim zamanla çoğalarak devamlılık,ivme kazanıyorsa o zaman buna yeni bir hal adı olan Yanma denmez de ne denir .? Peki ya Kainattaki ilk kıvılcımı kim tutuşturdu acaba.?Tabiiki hepimizin Tek ve Gerçek sahibi olan Hz. Allah CC. Elhamdulillah
Yani ben şunları anlatmak istiyorum;Siz şunları anlayın;
Isı:süregelen ve süregiden Yanma hareketinin tabiatı gereği bir başka ortama sıçrama, atlama, yapıp etkilemesi hali (kıvılcım). Siz anlayın moleküllerin enerjilerini, dolayısıyla hareket hızlarını, dolayısıyla sıcaklıklarını artırmaları olarak.
Sıcaklık:süregelen ve süregiden Yanma hareketinin bir an daki hesab edilebilin,ölçülebilen değeri, hali (ısının=kıvılcımın, terk etme anındaki değeri) Siz anlayın Sıcaklık, parçacıkların hız ölçüsüdür.
Yanma:süregelen ve süregiden ısı alış verişleri hali (bir kıvılcım bir hareketin yeter başlaması için, yeter ki ortam uygun olsun) Siz anlayın Yanma için:1. Oksijen 2.yakıt 3. ısı 4. zaman gerekir
Bu ısı iletiminin etkisi ile bir yanma (harara h ( الحراره ) ) ortaya çıkar eğer beklersek.Bundan bir kıvılcım-ısı-, bir hareket, bir fiil…bir ileti… çıkmak zorundadır. Çünkü Rabbimizin yarattığı her şey (Hakk ı ile ancak O bilir) yüklendiği bir hareketi iletmek zorundadır.Ama bu iletinin sınırı aşılmamalıdır. Bekleyebilmek (Sabr) en güzelidir, ama yapabilenimiz çok azdır.Ve bu hareketlilik diğer yaradılmışlar ile birlikte etkileşerek, sürüp gider.(kim bilir belki kıyamete kadar.---Allahu Alem---)
Bu yukarıda anlatmak istediğim örneği uzaydan,dünyadan “oksijensiz” yanmaya örnek olarak kabul eder misiniz bilemiyorum.Ancak bilindiği kadarı ile oksijensiz güneşin yanmasına (hidrojenin-helyuma dönüşmesine) ve yer küremizin binlerce km. altındaki magma tabakasının oksijen olmadan yanmasına, birçok yıldızın boşlukta Takdiri İlahi ile yanarak etrafını aydınlatmasına, evimizde kullandığımız (içinde aron gazı olduğu söylenen) ampulun yanarak aydınlatmasına ne dersiniz bilemiyorum.
Saygı ve Selam eder, gereksiz tartışmalara girmekten Rabbimiz olan Allah a sığınırım.
(bu konuda başka bir iletişime girmek istemediğimi bilmenizi isterim.Saygı duyarım)
Naci Çelik rumuzlu dinleyiciye iletidir;
Yukarıda bahsi geçen ayetleri okumasını, ayetleri yaşamaya çalışmasını, samimi olup, paylaşımcı olmasını .Benim hiç bir şey olmadığımı anlamasını.
Sivrisineği bile mesel yapan Yüce Yaradanımızın Hz.Allah CC. nun“
İnnellahe la yestahyi ey yadribe meselem ma beudaten fe ma fevkaha, fe emmellezine amenu fe ya'lemune ennehül hakku mir rabbihim, ve emmellezine keferu fe yekulune maza eradellahü bi haza mesela, yüdillü bihi kesirav ve yehdi bihi kesira, ve ma yüdillü bihi illel fasikiyn
Bilmeli ki Allah bir sivri sineği hattâ daha üstününü bir mesel yapmaktan sıkılmaz, iman edenler bilirler ki o şüphesiz hakdır, rablarındandır, amma küfre saplananlar Allah böyle bir mesel ile ne murad etmiş? Derler, evet Allah onunla bir çoklarını şaşırtır, yine onunla bir çoklarını yola getirir, hem onunla ancak o fasıkları şaşırtır---bakara---26
Onu mesele yapacak olanlara mesele yaptığını, bu ayetin inanan ve inanmayanlara apaçık bir kendini kontrol ve çekidüzen için bir mihenk taşı olduğunu.her zaman yukarıdakilere değil bazen aşağıdakilere de bakmak gerektiğini,insanın başına gelecek sivrisinek kadar veya daha küçük bir mesele ile imtahan edebileceğini.Sabırlı olmamız gerektiğini.Ayetleri anlamak için çevremizle iyi diyaloglar kurup paylaşımcı ve fedakar olmamızı (eyy nefsim bu kısmı özellikle sana ki zaafımız vardır, her konuda olduğu gibi bu konuda da).Bazen Rabbimizin belirlediği sınırları aşabileceğimizi düşünerek tevbe ve istiğfar etmemiz gerektiği.
Bazen bir sinekten, bazen bir çocuktan, bazen bir şarkıdan, bazen bir filmden ayetleri anlamamızda vesile kılınabileceğini.Her şeyden evvel Yüce Yaradanımızı düşünüp Hamd imizi , Şükrümüzü, Tevbemizi,Paylaşımımızı Sabırla devam ettirmemiz gerektiğini.Hayr dan Hayra koşmamız gerektiğini emrettiğini (bütün işleri onun adına bizim yapmamız gerektiği ) hatırlatmak olacaktır İnşaallah
(Bu ayetle ilgili ne ileteceğimi düşünürken Rabbim Lütf eyledi Elhamdulillah Fadl ını.Şöyle ki;
Oturmuş bilgisayar başında yazı yazarken, lütfun nereden geleceği belli değil demiştik ya;
Hah işte tam oradan geldi.Çocuklat televizyonu açtı.bir şaka programı vardı.bende arada dönüp kızıyordum onlara.fakat sonra onlarla da bazı şeyleri yapmam gerektiğini hatırlayıp yazıyı bıraktım ve programı seyre koyuldum.Öyle bir şaka yapmışlar ki tam bu ayetin bizde oluşturduğu hal durumunu anlatıyor, size de anlatayım;
Şimdi işlek bir cadde de insanlar günlük işlerini yapıp dururlarken, birden önlerinde bir rızık (para) atılıyor, tabiî ki para sesini duyan o yakındaki kişi ne olduğunu anlamıyor, sonra bir bozuk para daha, derken bir daha, derken insan yönünü ister istemez o paraya çeviriyor, sonra nereye çeviriyor bilim bakalım.Tabiiki göğe çeviriyorlar.Bakıyorlar, bakıyorlar, bir şey göremiyorlar, ama paralar sesli bir şekilde ortalığa çıkmaya devam ediyor.Bir çoğu nereden geldiğini bulamıyor.Adamlar öyle saklanmış ki, bizimkilerin de gözleri hep yukarda, sanki yalnız gökten rahmet yağar.evet orta genç bir çocuk dikkatlice izliyor ve kaynağını buluyor tabii.Para nereden atılsa iyi.Lağım çukuruna gizlenmiş,önü ve yanları kapatılmış, sadece bir elini yarım dışarı çıkarıp hızlıca atan bir adam tarafından atılıyor.Çocukta kaynağı buldu ya hemen yakınına diz çöküp paraları yere düşmeden topluyor. :)
İşte böyle samimi dostlar.Dünya da üzüntüyle imtahan olduğu kadar sevinçle de imtahan var.Anlayana .Samimi inananlar, Şanı Yüce olan Rabbimiz Yüce Allahu Teala CC. nun mağfireti ile, kendilerine yapılan Cilvesini anlayıp, imtahanlarını daha da iyi anlayıp imanları daha da artar, bizlerin de inşaallah.Takdir O nun dur , Ancak O na döndürüleceğiz Elhamdulillah
Vallahu Semiun Alim ancak Sen Sin YARABBİ.
Şimdi benim gibi aciz ve sıradan insanlar eğer Rabbim Fadl ı Kerim i ile Lutuf etmese, böyle karmaşık meseleleri nasıl anlardık bir düşünsenize. O zaman nasıl diyebiliriz ki bunu, şunu, olup biteni ben biliyorum diye.bize düşen sadece olduğu gibi anlamaya çalışmak ve paylaşarak anlatmaya çalışmak.(şunu da ayrıca belirtmek isterim ki Hakk ı ile bilebilecek olan Ancak Şanı Yüce Olan Rabbimiz Allah CC. dur. Eğer bundan önceki ilettiklerimde bu “biliyorum” ifadesini kullandı isem Rabbimin Avf etmesini dileyerek, asıl ifade etmek istediğimin “anlamaya çalışıyorum” olarak düşünülmesini temenni ederim.Yoksa halimiz harab tır.) İnşaallah Rabbim Fadl Kerim i ile tüm samimi inanan kardeşlerimizi Lutuf landırır. Elhamdulillah
Leysel birra en tüvellu vücuheküm kibelel meşriki vel mağribi ve lakinnel birra men amene billahi vel yevmil ahiri vel melaiketi vel kitabi ven nebiyyin, ve atel male ala hubbihi zevil kurba vel yetama vel mesakine vebnes sebili ves sailine ve fir rikab, ve ekames salate ve atez zekah, vel mufune bi ahdihim iza ahedu, ves sabirine fil be'sai ved darrai ve hiynel be's, ülaikellezine sadeku, ve ülaike hümül müttekun ---bakara---277
Erginlik değil: yüzlerinizi kâh gün doğu tarafına çevirmeniz kâh batı, ve lâkin eren o kimsedir ki Allaha, Ahıret gününe, Melâikeye, Kitaba ve bütün Peygamberlere iman edip karabeti olanlara, öksüzlere, bîçarelere yolda kalmışa, dilenenlere ve esirler uğrunda seve seve mal vermekte, hem namazı kılmakta hem zekâtı vermekte, bir de andlaştıkları vakit ahidlerini yerine getirenler, hele sıkıntı ve hastalık hallerinde ve harbin şiddeti zamanında sabr-ü sebat edenler işte bunlardır o sadıklar ve işte bunlardır o korunan müttekiler.---elmalı---
Yanlız Sen Sin Sen Öyle Tevvab öyle Rahim
|