Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
TÜRKİYE kaç yıldır, ister başörtüsü deyin, ister türban deyin sorunla uğraşıyor, biliyor musunuz?
Tam 40 yıl...
Her şey, şimdi Dışişleri Bakanı olan Ali Babacan’ın halası Hatice
Babacan’ın 1968’de İlahiyat Fakültesi’ne başörtüsüyle gelmesiyle başlar.
Danıştay’dan Anayasa Mahkemesi’ne, Millet Meclisi’nden Avrupa İnsan
Hakları Mahkemesi’ne kadar ‘’türban’’ın dolaşmadığı yer kalmadı...
Üniversiteler ve kamuya ait yerlerde başörtüsüyle çalışmak mümkün
değil... Tabii en büyük sorun üniversite öğrencilerinden, başı örtülü
kızlar içeriye giremiyor, kırk yıldır bu sürtüşme gidiyor.
Niye?
* * *
BİZE göre, ‘’başörtüsü ve türban’’ın siyasi simge olarak kabul edilmesi...
Zaten Başbakan Erdoğan’ın bilerek mi söylediği yoksa ağzından mı kaçırdığı belli olmayan sözü bizi doğruluyor:
‘’Velev ki siyasi simge olsa...’’
İşte Sayın Başbakan, olmuyor, yüzde 47’lik oy bazen yetmiyor.
Eğer, bu başörtüsü siyasi simge olarak gösterilmeseydi sorun çoktan çözülmüş olurdu.
* * *
ÖRTÜNENLER ‘’İnancım gereği örtünüyorum’’ diyorlar.
Acaba baş örtmek İslamın emri mi?
Mustafa Sağ, Konyalı, Kuran’ın tümünü ezberlemiş, hafızı Arapça öğrenim
görmüş, Konya İmam Hatip Okulu’ndan mezun olduktan sonra İlahiyat
Fakültesi’ni bitirmiş...
Bir kitap yazmış:
“Baş örtmek İslamın emri mi?’’ (x)
‘’Başörtüsü olayı, ülkem insanları arasında öyle bir duruma getirildi
ki, İslam dini sanki başörtüsü üzerine kurulmuş ve sanki ondan
vazgeçilmez bir Kuran buyruğu gibi sunuluyor. Sanki örtü baştan
çıkarıldığı takdirde günaha girilir, cehennem de cayır cayır yanılır
gibi bir duruma sokuldu. Aksini düşünmek sapıklıkla suçlanmaya ve din
dışı ilan edilmekle bile karşı karşıya getirildi. Bu bakımdan,
başörtüsünün üzerine şapkalar giymek, peruklar takmak ya da yeni moda
türleri geliştirmek vs. gibi yollara başvurularak insanlığın dini
İslamın küçük düşürüldüğünün bilincine bile varılamıyor. Acaba gerçek
nedir?’’
Mustafa Sağ da bunu araştırıyor, diyor ki:
‘’Kuran ayetinde, başınızı örtün diye bir buyruğun olmadığını, kitapta
örneklerini verdim. Dört Kuran mealinde ve Diyanet yetkililerinin
fetvasında (başörtülerini... örtün) şeklinde Nur Suresi 31. ayetin
tercümesinin yanlış olduğunu, başta örtü yoksa ne ile örtüleceğini
sorduk. Başörtüsüne delil gösterilen rivayetlerin birbirini nasıl
yalanladıklarını ortaya koyduk. Kuran ayetinin tercümesinin (başınızı
örtün değil) (örtüyle göğüslerinizi kapatın) şeklinde olduğunu aklıyla
düşünenlere sunduk.’’
* * *
PEKİ birileri çıkıp ‘’Ey Mustafa Sağ!’’ deseler...
‘’1400 yıldan beri kimse çıkıp Kuran’da başörtüsünün olmadığını görmemiştir de sen mi gördün?’’ deseler...
Cevap şu:
‘’(...) sadece ‘’Başörtüsü benim inancım’ demekle başörtüsü inanç
olmaz. Şayet biz İslama inanıyorsak ve inandığımız İslam konusunda
bilgimiz yoksa ya da çeşitli rivayetleri İslamın bir gereği sayarsak,
kuşkusuz böylesi kalıplaşmış sorularla kafalarımız bulandırılacaktır.
Başörtüsünün İslam dininde olup olmadığını bilinçli olarak
kavrayabilmek için, öncelikle önyargıların, çevrenin, ekonomik-siyasal
çıkarların, toplumun ve tarihin etkisinden ve yanlışlarından kendimizi
kurtarmamız gerekir.’’
Mustafa Sağ’ın yazdıklarının önemini biz değerlendiremeyiz, ama insaf sahibi ve bilim sahibi olanlar şu kitaba bir baksalar...
Belki ‘’bu kavganın sonu’’na yaklaşmış olurlar.(Milliyet)
_____________________________
(x) Koçak Yayıncılık. Tel: (0216) 364 43 14-15
__________________ "Bir kavme olan kininiz sizi adaletten ayırmasın.."
Katılma Tarihi: 26 haziran 2007 Yer: Azerbaijan Gönderilenler: 2
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Ne yani şimdi milliyet ,Başörtüsünün Allahın emri olduğuna inansaydı başörtüsünü savunacak mıydı?Hadi savunabilirdi diyelim.Allah'ın emri olan nice şeyler için milliyet ne yapmıştır, ne yapmaktadır?Faize mi,içkiye mi,zinaya mı,zalime mi?...Neye savaş açmıştır milliyet ve Mustafa Sağ?
İnancı gereği örtünenleri siyasallaştırma mavalıyla bir çırpıda haklarından ediverdi.Siyasallaştırma olmasaymış sorun çözülecekmiş(!).Biz de yedik.
İnancımız gereği örtünüyoruz.Siz sorunu çözmek istemiyorsunuz.Siz insanların zihnini bulandırmak,kaleyi içten çökertmek istiyorsunuz.
Malik bin nebi demişti:Çorabını dizine çek diyen örtünü göğüslerine vur diyor.
Kuranın tümünü ezberlemekle,hafız olmakla olmuyor bu işler.Kaldı ki siz değil misiniz hafızlardan,kuran kurslarından tiksinen ve kapattırmak için eline geleni ardına koymayan?Tipik belam...İnançlıları inanç silahıyla vurmak...İnançlıları inanmadıkları değerler üzerinden vurmak.
Başörtüsü inancımdır demekle inanç olmadığı gibi senin de inanç değildir demenle inanç olmaktan çıkmaz.
Katılma Tarihi: 25 mart 2008 Yer: Turkiye Gönderilenler: 156
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
"Amacım
yalnızca rabbimin gerçek yolunu Kur'an'dan bulmaktır" diyen bir
okurunuz varsa, ciddiye alırsınız değil mi? Ben de, o dinini ciddiye
aldığı için onu ciddiye aldım. Bu okur şöyle diyor:
"Ayette
kapatılacak yerin yaka açığı olduğu söylenir, baştan bahsedilmez.
"Arapçada kadınların başlarına örttükleri şeyin özel adı "hımar" değil
"mikna" (doğrusu mikne'a SH) ve "nasıyf"tır. Hangi
Arapça sözlüğe bakılırsa bakılsın "mikna(çoğulu mekani)" ve "nasıyfın"
hanımların başlarını örttükleri kumaşın adı olduğu yazılıdır."Allah eğer "hımar" kelimesi ile başın örtülmesini isteseydi "hımarürres" gibi bir vurgulama ile başörtüsü diyebilirdi"
Bunlar,
başkalarının kesesinden harcanan yalan-yanlış paketi sevgili okur.
Kimin kesesinden almışsanız dolmuşa binmişsiniz. Buna, Kur'an'a uymak
yerine Kur'an'ı kendinize uydurma sonucunda düştüğünüz çelişkiler de
eklenince, iş içinden çıkılmaz olmuş.
Dert şu: Hımar ile başın örtülmesi kastedilseydi, içinde "baş" kelimesi geçerdi!
Peki,
bu durumda bir önceki cümlede hanımların başlarına örttüğü şeyin adının
"mikne'a" ve "nasif" olduğunu nasıl söyleyebiliyorsunuz? Nerede
bunların içinde baş?
Kişi
hiçbir şey bilmese de haddini bilecek. "Hangi sözlüğü bakılırsa
bakılsın" iddiası yapacak bir kişinin, asgariden sözlüklere bakması
lazım. Baksaydı ne görürdü?
Tabi
ki, Arapça'da kadınların kullandığı örtü mikna (doğrusu mikne'a) ve
nasif'ten ibaret olmadığını. Şöyle ortalama bir Kur'an talebesi
olsaydı, sözlükte şunları görürdü:
1. Burka' (veya burku'): Bütün yüzü örter. (Erkeğin kullandığına kına' denir).
2. Nikab: Bütün yüzü örtmeyip iki gözden birini açarak bağlanan başörtüsüdür.
3. Lifâm: Her iki gözü de burun üstünden itibaren açık bırakan başörtüsüdür.
4. Lisâm: Burun açıkta kalacak şekilde ağız üstünden örtülen örtüdür.
5. Hımar: Yüz hariç başın ve boynun tamamını örten ve Kur'an'da emredilen örtüdür.
6. Nasîf: Hımar'ın daha büyüğü, Anadolu'daki "atkı"ya benzer başörtüsüdür.
7. Mikne'a: Nasif'ten daha büyük olup bel altına kadar uzanan başörtüsüdür.
8. Cilbab: Yüz hariç baştan ayağa her tarafı örten örtüdür.
Hımar, lugat olarak tereddütsüz başla ilgilidir. İçki'ye de aklı örttüğü için aynı kökten "hamr" denilmiştir. İkisi arasındaki ortak nokta "baş" ile ilgili olmasıdır. Mesela küfr de "örtmek" demektir. Ama başa veya akla değil, kalbe nisbet edildiği için farklı kökten kullanılmıştır.
"Hani
bunun içinde baş?" sorusu kasıtlı bir tahrif ve saptırma amacı
taşımıyorsa, cehaletin daniskasıdır. Yukarıda Arapçada kullanılan tüm
başörtüsü isimleri sıralanmıştır. Hiçbirinin içinde "baş" yoktur.
Olmasına gerek de yoktur. Türkçede de bu böyledir: Yazma, yaşmak, atkı,
bürgü, bürümcek, çarşaf, çar, yağlık, eşarp, tülbent… Bunların tümü de
bacak değil başı örter ve içinde "baş" geçmez. Hoş Arapçada na'leyn, huffeteyn, cevrabeyn
de ayağa giyilirler, ama içinde "ayak" geçmez. "Hani bunun ayağı?"
diyerek bunların ayağa giyilmediğini söylemek ne kadar ciddi ise, "Hani
bunun başı?" sorusu da o kadar ciddidir.
Okurumun cebinden harcadığı "kitabına uyduranlar" takımı ne diyor: "Hımar başı örtmez, göğüsleri örter?"
Yani? Yanisi şu: Hımar başörtüsü değil, göğüs örtüsüdür.
Peki,
aynı mantıkla sormak gerekmez mi: Bir: Nerede bunun içinde göğüs? İki:
Sen, örtü ayeti inmeden kadınların göğsü açık gezdiğini söylemiş
oluyorsun, haberin var mı?
Bir alıntı daha yapalım "tüm maksadım Kur'an'ı anlamak" diyen okurumuzdan: Ayette
kapatılacak yerin yaka açığı olduğu geçer. Yani hımarın başı kapatması
değil, ayette açıkça yaka dekoltesini örtmesi istenir. (Yaka açığı
manasına gelen 'cuub' (doğrusu "cuyub" SH) kelimesi hem bu ayette kapanılacak.."
Ey
sevgili okur! Kur'an tüm âşıklarına önce haddini bilmeyi öğretir. Çünkü
Kur'an haddini bilmezliği "cahiliye" olarak adlandırır ve ebediyen
mahkûm eder. Zaten başörtüsü emrini de "haddini bilmezlik çağı" ile
"Allah'a kayıtsız şartsız teslim olan insan" anlamındaki "Müslüman"
kadına bir kişilik ve kimlik kazandırmak için emreder. Aynı zamanda
O'nun "Rabbimin emri başım gözüm üstüne!" deyip demeyeceğini imtihan
için emreder.
Ceyb;
"aralık, açıklık, yırtık, yırtmaç, kesik, kopuk" anlamlarının tamamını
kapsar. Başta aynı kökten türetilmiş olan "cep" olmak üzere, "açık
yerler, göğüs yırtmacı, yaka açığı, kol açığı, elbise yırtığı", hülasa
elbisenin tek parmağın içine gireceği tüm açık yerlerine denir. Hatta
Kur'an, Semud kavminin kayaları yararak vadi oymasını da aynı kökten (cabu's-sahr) bir kelimeyle ifade eder. Soruyu zihinden "kesip" attığı için "cevab" da aynı köktendir.
Nur 31. ayetin başörtüsünü emreden cümlesi aslında neyi emretmektedir?
Açık
ve net olarak şunu: Cahiliye döneminde bir aksesuar olarak başın
üzerinden sırta atılan örtüyü bütün bir boynu ve gerdanı da kapatacak
şekilde mazbutça örtmeyi.
Tabiî
ki bu emir Allah'ın kitabına uyacaklar içindir. Kitaba uymak yerine
kitabına uydurmaya ne gerek var? Yalan yanlış türrehatı yayıp vebale
girmeye ne gerek var?
Unutmayalım İslam "teslim almak" değil "teslim olmak" manasına gelir.
(Alıntı: Mustafa İslamoğlu)
__________________ Artık sadece kainat kitabını okuyorum. Daima Rabbime teşekkür ederek.
Katılma Tarihi: 17 mart 2008 Yer: Netherlands Gönderilenler: 421
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Ne kelime köklerini ne de türevlerini, bunlar yeterince tartisiliyor zaten..
Kuran'i kerimde, önceki Peygamberlerin kissalari tekrar tekrar anlatilmistir.. Surelere isim olmustur..! Meryem-Yusuf-Yunus gibi..
Yusuf'un, Musa'nin, Ibrahim'in kissalarini ayetlerce, hemde tekrar tekrar anlatan Allah, kapanma konusunda ki hükümün detaylarini neden vermedi.. - Elleriniz, yuzleriniz haric kapanin-ortun, saclarinizi da ortun.- Neden yok bu emir ? Allah neden bukadar acik ve net hukumler vermiyor ? Allah kelime kitligina mi giriyor ? Neden bir iki cumlede net verilebilecek bir hukum, örtülecek yerin, hangi örtüden olduguyla cikartilmak zorunda kaliyor..
Basortulerini/ortulerini de yaka aciklarina vursunlar.. Kuran evrensel degilmidir ? Evrensel hukum, basortusunu bilen-bilmeyene hitap etmesi lazim degilmidir ??? Japonya daki insanlar basortusunden veya vucudun hertarafini kaplayan himar'dan bihaberler.. Onlar'a once bu ortunun vucudun hangi kisimlari ortmesi gerektigi aciklanmali degil mi ? El-yuz haric, hertarafi ortecek elbise, saclari da..
Kuran evrensel degildir, sadece araplari duzeltmek icin inmistir diyenlere, hakk vermiyorum ama kizamiyorum da.. Cunku, Kuran'da ki neredeyse her hukmu arap kulturune baglarsak, oyle bir gorunum cikiyor.. Salat niye anlatilmamis ? Cevap; Araplar biliyordu.. Yahu kardesim evrensel bir kitap boyle olur mu ?
Kitapta Peygamber kissalarina ayirilan ayetler, salati anlatan ayetlerden kat kat cok.. veya ortunmeyi.. Allah'in bir ulkenin kiyafet bicimini baska bir ulkeye de dayatmayacagina gore, Allah neden ayrintili net bir cumlede aciklanacak hukmu vermedi ?
Cevap; KURAN EVRENSELDIR..!! Zaman ve mekan ile degisen elbise-giyim tarzlarina Kuran karismamistir. Genel cerceveyi cizmistir.. Irzi korumak, taninip incitilmemek..! Isteyen basini orter isteyen ortmez.. Col ikliminin elbisesini, ne kuzey kutbuna ne de guney kutbuna dayatamazsiniz.. Amacini sasirmis, arac problem olmaktan baska bir ise yaramaz..
Himarin kokunu tartisip basortusunu arayanlar; TAKVA giysisini giymis bir mumin kadin, irzini nasil koruyacagini bilir.. Sac tellerince gunah sacan hocalar; Gozuken sac telleri kadar Allah sizlere hidayet etsin..
Katılma Tarihi: 25 mart 2008 Yer: Turkiye Gönderilenler: 156
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Kuran arabça indi. Arabça bilmeyen anlayamaz. Bu durumda nasıl evrensel dersin? İngilizce mi olmalıydı. Şu an çağımızın revaçta dili ingilizce neden günümüz şartlarına uymuyor dersin? Bu kafayla gidersen dinden çıkabilirsin!
Kuran arabça indi. Arab dil kuralları ve geleneğini bilmeyen anlayamaz. Allah ın takdiri böyle, bunu kabullenmeyen anlayamaz. Allah tan korkmayan hiç anlayamaz.
Kuran çok dilli olamayacağı gibi çok kültürlü olamaz. Müminler tek bir kültür ve ümmet olmadan birlik sağlanamaz. Birlik beraberlik Kuran ın emridir. Hepiniz birlikte Allah ın ipine sarılın. Kutuplarda yaralanıp abdest alamayan toprak bulamazsa ne yapalım. Allah ın arzı ve lütfu geniş hicret etsin.
__________________ Artık sadece kainat kitabını okuyorum. Daima Rabbime teşekkür ederek.
Katılma Tarihi: 26 nisan 2007 Yer: Australia Gönderilenler: 854
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Merhaba
Sayin degerli arkadasim, soylediklerine katiliyorum, Kuran Arapca inmistir,Arapca bilmeyen onu anlayamaz, Kuran'in inis ortamindaki Arapca esas alinmalidir vb. Bu dogru tespitleriniz ile nicin yanlis sonuclara gidiyorsunuz? Kuran ilk muhataplari arap oldugu icin arapca inmistir, Allah'in sunneti mesajin muhataplarin diliyle-anlayisiyla iletilmesidir. Kuran'in mesaji butun insanliga yonelik olduguna ve butun insanlik arap olmayip arapca anlamadigina gore sunnetullah geregi Kuran muhataplarin diline cevrilmek zorundadir. Mutlak olarak teknik sorunlar mevcuttur, bunlari asmak icin cozumler uretmek gerekmektedir. Bu sorunlarin bir kismi dogal olarak her halukarda zaten soz konusu olacakken buyuk bir kismi kasdi olarak uretilmis engellerdir. En yanlis tercumeler ile dahi ana mesaji kavramak mumkun olduguna gore bu gorev hakkiyle yerine getirilirse nasil bir sonuc dogar bir dusunun. Amac mesaji anlamaksa bunun gerceklesmesi gayet mumkundur, ancak orjinalin dil hazzini tam olarak hissettirmek maalesef mumkun gorunmemektedir. Bu zaten her eser icin gecerli olan bir husustur. Kuran'in arapca orjinali ana referans olarak zaten hep var olacak ve her yeni tercume onu esas alacaktir.
Biz Allah'a guvenerek onun yolunda gayret verelim onun sozune ne kadar sadik oldugunu gorecegiz.
Katılma Tarihi: 17 mart 2008 Yer: Netherlands Gönderilenler: 421
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Kuran arabça indi. Arabça bilmeyen anlayamaz. Bu durumda nasýl evrensel dersin? Ýngilizce mi olmalýydý. Þu an çaðýmýzýn revaçta dili ingilizce neden günümüz þartlarýna uymuyor dersin? Bu kafayla gidersen dinden çýkabilirsin!
Evrensellikten ne anliyorsunuz ? Kuran'in evrensel hükümler icerdigini anlatmaya calistim.. Kardesim, arapca inmedigini savunan oldu mu? Ya da ingilizce inmesi gerektigini ? Sadece, Kuran araplarin kiyafetini tum insanlara sartkosmamistir, cunku Kuran evrenseldir, yani her kulture hitap eder/ediyor.. Hirsizlik haram ve bu bir evrensel hukum.. Ayni av yasaginin evrensel olmasi gerektigi gibi, cunku hayvanlarin ureme doneminde dunyanin her ulkesinde av yasagi uygulaniyor sadece hacc zamaninda, arabistan bolgesinde degil..!! Kafamda Kuran'dan baska birsey yok bir de Rabbime olan sevgim..
Kuran arabça indi. Arab dil kurallarý ve geleneðini bilmeyen anlayamaz. Allah ýn takdiri böyle, bunu kabullenmeyen anlayamaz. Allah tan korkmayan hiç anlayamaz.
Evet katiliyorum, aksini iddia eden kim ? Sadece, ortunmeye baska bir bakis acisi.. Kelime kokleri zaten yeterince tartisildigi icin..
Kuran çok dilli olamayacaðý gibi çok kültürlü olamaz. Müminler tek bir kültür ve ümmet olmadan birlik saðlanamaz. Birlik beraberlik Kuran ýn emridir. Hepiniz birlikte Allah ýn ipine sarýlýn. Kutuplarda yaralanýp abdest alamayan toprak bulamazsa ne yapalým. Allah ýn arzý ve lütfu geniþ hicret etsin.
Kuran cok dilli olamaz, Kuran arapca indi ama Kuran harflerden lafizdan ibaret degildir.. Manadan ibarettir kardesim.. Ve manasi olan hersey ise degisik dillere cevrilebilir.. "Hayirda ve barista yarisin" hangi dile cevirirseniz cevirin, sonuc ayni kalacaktir. Onemli olan, manadir..!! Allah, insanlari degisik milletlerde, renklerde ozelliklerde, dillerde yarattigini soyluyor siz cok kultur olmaz diyorsunuz ?
Karadenizli amcam hamsi yiyor denize yakin, ben lahmacun yiyorum.. Karadenizli amcam icin hamsi bir kultur, cunku onu neredeyse her yemekte kullaniyorlar.. Mekan ve zamana gore kulturler degisir. Kultursuzluk fitrati yok etmektir...! Egeler zeybek oynuyor, guney halay..! Ayni ulke icinde, her ilin kendi kulturu hatta neredeyse her koyun kendine has kulturu var..
Degisik milletler, degisik renkler-kulturler ve diller ancak ortak nokta ISLAM.. Amaci kavramis bir mumin icin, kürt, türk, arap farketmez.. Onun icindir ki, NE MUTLU MUSLUMANIM DIYENE.. !!!
Onemli olan degisik kulturlerin birarada BIR olmasi.. Herkes arap kulturunu benimseyince mi birlik olacak ? Yada herkes hamburger yiyince mi ? Degisik elbiseler giyen, degisik yemekler yiyen ancak Kuran ile amel eden, hayirda ve barista yarisan, birbirlerini Allah rizasi icin seven, yardim eden insanlarin BIRLIK ile bir problemleri olmasa gerek.. !!
Evrenselligi sen dil olarak algilamissin, Evrensellik; dil degil, hukumlerdir. Yalan soylememek, adalet, hosgoru, saygi, sevgi, baris, hayir, yardimlasma ve vesaire..!!
Iman testinden vazgecin.. Yaratan'in bilmesi yeter kimin dinden cikma ihtimali olup olmadigini..
Katılma Tarihi: 25 mart 2008 Yer: Turkiye Gönderilenler: 156
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
mümtaz Hak yolcuları; burada tartışılan konu bir çok başlık altında devam ediyor. meselenin özünde Kuran ı farklı anlamak yatıyor diye düşünüyorum. (başkaca art niyetleri olanlar meclisten dışarı) Peygamberimizle gelen islam dini tüm kültürlerden farklı bir islam kültürü ve müslüman karakteri ortaya koymuştur. bu kültürde alt kimlikler olabilir. dil farkı gibi. ancak esas olan; davranış, yaşayış ve amaç birliğidir ki asıl olan islam kültürü bu dur. bu kültürün oluşmasında ilk müslümanlar örnek olmuş dinin en ince ayrıntılarını dahi es geçmeden hayatlarına yansıtmış ve sonraki nesillere aktarmışlarıdır. siz bu kültüre arkanızı döner salt kendi tecrübelerinizle Kuran ı anlamaya çalışırsanız hata yapma şansınız çok fazla olacaktır.
__________________ Artık sadece kainat kitabını okuyorum. Daima Rabbime teşekkür ederek.
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma