Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
savana Yazdı:
Selam
yazılanları baştan aşağı okudum.Emreyi saygısız ve kaba uslubundan dolayı kınıyorum .Onun yazdıklarına katılan hasan abi umarım onun uslubunuda onaylamıyorsundur.Siz yazılarınızdaki nazik ve saygılı uslubunuzu her zaman saygı duyduğum birisiniz.
Haluk beye sabırlı ve nazik uslubu için teşekkür ediyorum.
Bu eleştrileri yapma gereğini duydum çünkü or tartışılan konu ;sünnet olmak iyimi kötümü ,zararlımı faydalımı - değil.
Konu; sünnet veya vücutta meydana getirilen herhangi bir ameliyatın yada değişikliğin
şirk koşmak olup olmadığıdır.Allahın bu durumu şirk olarak ilan edip etmediğidir.
Sünnet olmak ,kulak deldirmek, saçı boyamaki pierceing takmak ,dövme yaptırmak ,estetik ameliyat olmak şirktir bunları yapanlar şeriktir diyenler var.
Sünnettin Allah böyle emretti denilerek yapılmasını kesinlikle kabul etmiyorum.Çünkü kuranda bu emir yok.Buna rağmen bu Allahın emri diyenlerde şirk koşmuş olur.
Sünnet olmak şirktir diyen biri istisnasız yukarıda saydıklarımın hepsine(kulak deldirme,estetik ameliya,dövme saçboyama vs) şirk koşmaktır demek zorundadır çünkü hepsinde vücutta kalıcı değişiklikler yapılmış oluyor.
Sakat doğanlar meselesine gelince;
Allah insanı en güzel şekilde yaratmıştır sözüyle tarif ettiğiniz insan modeli nedir?Tüm uzuvları tam ve akli melekeleri yerinde olan insan mı?Eğer cevabınız evet ise sakat doğanlar için kullandığınız açıklama nedir?Allahın en güzel şekilde yaratmadığı insan mı?
|
|
|
Selam Değerli Savana Kardeşim,
bu konuyu daha önce ( hatta çok önce ) " SÜNNET ETMEK YARADILIŞI DEĞİŞTİRMEKTİR " forumunda müzakere etmiş, tartışmıştık. gerçi uzlaşamadık fakat, konu ile ilgili detayları konuştuk. bu nedenle daha önce sizinle detaylı konuştuğumuz bir mevzu'yu bir daha tekrar konuşmamızın gerekli ve yararlı olabileceğini düşünmüyorum.
ancak, konu ile ilgili hemen şu kadarını söylemek istiyorum :
ÖNCELİKLE KONUMUZ İLE İLGİLİ " İŞTE KUR'AN '' SİTESİNDEN İÇİNDE AYET'LER'DE BULUNAN KISA BİR BÖLÜMÜ ALINTILAMAK İSTİYORUM :
İşte bu rivayetlerle sünneti Müslümanlığın alâmeti sayan cahil çevreler, sünnet törenlerini Müslümanlaşma törenleri olarak değerlendirmişler ve Müslüman olmak için önce İNSAN olmak ve AKILLI olmak, sonra da REŞİT olmak lâzım geldiğini; bebekten, sabiden ve sefihten kesinlikle Müslüman olmayacağını unutarak, sünnet olan bebekleri ve küçük çocukları da Müslüman saymışlardır.
Sonuç olarak, açık ve net bir şekilde görülmektedir ki, sünnetin İslâm dini ile uzaktan yakından bir alâkası yoktur. Nereden kaynaklandığı kesin olarak bilinmeyen bir geleneğin İslâm dini içine konulmaya çalışılması, İslâm dinine AYKIRIDIR!
Tin; 4: & ; ; ; ;nbs p; Hiç kuşkusuz Biz, insanı en güzel yapıda yarattık.
Mümin; 6 4: & ; ; ; ;nbs p; Yeri sizin için yerleşim alanı, göğü çadır kılan ve sizi biçimlendiren -ve O sizi ne güzel biçimlendirdi- ve sizi temiz şeylerle besleyen Allah’tır. İşte Rabbiniz Allah budur. Dünyaların Rabbi Allah ne kutludur!
Yukarıdaki ayetlerde görüldüğü gibi, Rabbimiz insanı en mükemmel şekilde tasarlamış ve yaratmıştır. İnsanın, işe yaramayan, zararlı, eksik bir organı yoktur. Çünkü tasarım Kadir Allah tarafından yapılmıştır. Sünnet ise, fazla yaratılmışın düzeltilmesi işlemidir. Bu işlemin insanlar tarafından yapılacağını bilen Allah, Kur’an’da bu işlemi, yani Allah’ın yarattığını değiştirme teşebbüsünü ŞEYTANÎ bir işlem olarak nitelemektedir:
Nisa; 119: &a mp;a mp;a mp;a mp;a mp;a mp;a mp;a mp;a mp;n bsp; Ve hiç kuşkusuz, onları saptıracağım. Ve hiç kuşkusuz, onları kuruntulara daldıracağım. Ve hiç kuşkusuz, onlara emredeceğim de hayvanların kulaklarını yaracaklar. Ve hiç kuşkusuz, onlara emredeceğim de Allah’ın yarattığını bozacaklar. Kim Allah’ın astlarından şeytanı kendisine veli (yardımcı, koruyucu, yol gösterici bir yakın) edinirse apaçık bir kayıpla kaybetmiştir.
Bu ayetler ışığı altında gerçek Müslümanların, sünnet hakkında tefekkür etmeleri ve içinde bu geleneğin yer aldığı dine mi, yoksa Allah’ın dinine mi mensup oldukları hakkında karar vermeleri gerekmektedir. Allah’ın dinine mensubiyeti seçen Müslümanların, ayrıca, bu ayetler indikten sonra peygamberimizin sünnet geleneğine neden karşı çıkmadığı hususunu da araştırmalarında yarar vardır. Hakkı Yılmaz
Sevgili Savana Kardeşim,
konuyu biraz daha netleştirebilmek için maddeleştirip bakarsak :
1- Sünnet etmek yoluyla et parçasının ZORLA kopartılması işlemi, cahiliye dönemi Arap toplumunda muharref YAHUDİLİKTEN bulaşmış, uygulanagelen bir adet olduğu...
2- Hıtan ya da Sünnet ile ilgili Kur'an'da yapın diye bir talimatın BULUNMADIĞI...
3- Sünnet ederek et'ten parça koparma işleminin ne kadar önemli ve hassas olduğunun ancak Peygamber'e atfedilen hadis İDDİA'larına bakılıp anlaşılabileceğini...yani hassasiyetini ve önemini hadis İDDİA'larından aldığının açık olduğunu...
4-Hz. Adem,Şid, Musa, Nuh, Musa, Salih, Lut, Yusuf, Şuayb, Yunus, Süleyman, Yahya, İsa Peygamber'lerin sünnet edildiklerine dair bir bilginin mevcud olmadığı... - bu açığı izale edebilmek amacıyla- bütün bu Peygamberlerin " doğuştan sünnetli " olduğu şeklinde oldukça komik İDDİAların uydurulmak zorunda kalındığı...
5- Hz.Muhammed için'de hem doğuştan sünnetli olduğu ve hem de dedesi Abdulmuttalip tarafından HENÜZ 7 GÜNLÜK bebek'ken sünnet ettirildiği gibi çok çelişkili İDDİAların bulunduğu...
6- Dünya gezegeni üzerindeki " GENEL İNSAN FORMU " nun insan formu'na " ESAS " teşkil ettiğini, sakat ya da kusurlu addedilen çocuklara, " sakat doğdu veya kusurlu / özürlü olarak dünya'ya geldi " diye tanımlanmasının altında yatan nedenin işte bu " GENEL İNSAN FORMU " olduğu...
sadece mesajınızdan dolayı ,konu ile ilgili birkaç ilave yapmak istedim.
Saygılarımla
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
|