Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Katılma Tarihi: 26 ocak 2009 Yer: Turkiye Gönderilenler: 60
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Merhaba,
Gerçekten anlamıyorum.
Dua ile iman arasında bir ilişki olabilir, mesela iman etmeyen dua da etmez gibi. Ama dua=iman diyemeyiz. Niye kavram karmaşasına giriyoruz anlamadım. O zaman "Bana dua edin, icabet edeyim(cevap vereyim, karşılık vereyim.)" demek, "bana iman edin, cevap vereyim" mi demek oluyor. Bunlar farklı kavramlar, aralarında ilişki olabilir ama yine de bence farklı.
Dua=Alahtan istemek, Allaha yalvarmak
İman=Allaha inanmak
Bence ilgili ayette altı çizilen kelimeler illaki zıt olarak kullanılmıştır diyemeyiz, bağlantılıdır diyebiliriz.
Allah'ın size duası, O'na iman etmeye, icabet etmeye, teslim olayadır. Yani size iman edin mümin olun, teslim olun müslüman olun diyor. Sizin O'na dunız da O'na inanmanız, O'na kul olmanız, O'na teslim olmanızdır.
Evet , iman Allah'a inanmak. Dua da Allah'tan iman üzere kalmayı dilemek.
Rabbenâ âtinâ...:Rabbimiz, sana iman ettik; imanımızın gereklerini yerine getiyoruz, sen de bize dünyada da ahirette de güzellik /cennet/huzur ver!
Dilediğini yapan O yâ! Üzerimize düşeni yaparak İmanı da, İyiliği de O'ndan istiyoruz. Sonunda feaâlul limâ yuriddir O. Bu demek mdeğildir ki, elimizi havaya açıp ille de sesli sözlü, sazlı bunu yapın diyor.
Mesela: "Vesteînû bissabri vessalâh": Sabır ve salatla yardım dileyin! diyor. Ne demektir bu? Salatta/imanda/bağlılıkta/Zikre uymada devamlılık göstererek Allah'ın yardımını sağlayın/kazanın" demektir bu. İsrarla elinizi açın, sesli sözlü yardım isteyin demek değildir ki bu.
Beş duyu organının en az biriyle bile olsa, algılayabildiğimiz her varlık ve oluş (eşya ve hadise) birer dua yüklüdür. Dua, hepimizin bildiği gibi “davet”ten gelir. Farkında olsak da olmasak da her birimiz her an gerek sözlerimizle gerek davranışlarımıza birşeyleri davet etmekteyiz. Birisi bir konuşma yapar ve bunu dinleyenler mesela “bu konuşmasıyla şimşekleri üzerine çekti” derler. Ya da herkesin beklediği/olumlu bir konuşma yaptıysa “dikkat çekti, takdir topladı” gibi sözler söylenir. Yine mesela açık saçık giyinmiş, yüzü gözü boyalı, davranışları şuh bir bayan görülse, “şuna baksanıza ne kadar da davetkâr” denilir.
Kainatta herşey birbiriyle iletişim/çekim/ilgi/bağlılık/alak halindedir. Ancak yukarıda bahsettiğim varlık ve oluşları algılayabilmek için frekansların tutması/duyu organlarının sağlıklı çalışması gerekir. Verdiğim şuh bayan örneğinde, algılayacak taraf eğer kör ve sağırsa, burnu da koku almıyorsa karşısındaki o şuh bayan kendisi için hiçbir şey ifade etmez. Çünkü bayanın ne açık saçıklığını, boyasını görür, ne şıkırtısını, kahkahasını duyar, ne de kokusunu alır…
Konuyu şuraya bağlamak istiyorum. Fers'in “dua edebilenler icabetle şereflenirken duası olmayan bu kişiye icabet kapısı kapalı mı, Allah rahmetini sırf kendisinle irtibata geçmedi/geçemedi diye üzerinden esirgeyecek mi...yoksa onun duasını onun adına tanıyıp bilenlerinin insafına mı terketti...” sözü ilgimi çekti. O çocuk kendi halince, gözleriyle, sözleriyle, hareketleriyle dua ediyordur. Ama Allaha değil, çevresindekilere ediyor.. Çünkü Allah kavramını bilmiyor ki dua etsin. Ancak çevresindeki herkes onun o davetini/duasını anlamayabilir. İşte Fers’in …”yoksa onun duasını onun adına tanıyıp bilenlerinin insafına mı terketti...” sorusuna göre o çocuğun halinden/duasından anlayanlar, o çocuktan sorumludur.
Fakat benim de anlamakta zorlandığım olaylar var tabii. Kuran’ın birçok yerinde yetimlere yoksullara yardım edin, onları koruyun kollayın meyanında ayetler vardır. Yani ? Yani Allah yetimlerle yoksullarla ilgilenmiyor, onları diğer insanlara havale ediyor (mu ?)
Peki ya, Allah, Muhammed Peygambere neden torpil geçiyor? (Duha 6-7-8)
Ayrıca sürekli düşünürüm. Allah neden bedensel veya zihinsel özürlü dediğimiz insanlar yaratır? İmtihan mı, kimin imtihanı, çocuğun dünyaya gelmesine vesile olan ana-babanın mı, diğer sağlıklı olan insanların mı, zihinsel özürlünün mü? zihinsel özürlü nasıl imtihan olabilir ki. Yoksa reenkarnasyon yasası var da önceki hayatında yaptıklarının cezası mı bu durum?
Zihinsel özürlü değil, bilinci sapasağlam olan ama mesela doğuştan iki kolu olmayan biri Allaha dua etse Allah ona sağlam iki kol bahşeder mi ki?
Oluyor,oluyor. İsra-18'e bakın. İcabet edip, hem de peşin veriyor, hemen veriyor.Kredi kartı da veriyor mu bilmiyorum. İsterseniz bir de onu deneyin. Ama soruverin, faiz istiyor mu? Yüzde kaç istiyor?
Katılma Tarihi: 29 nisan 2011 Yer: Turkiye Gönderilenler: 188
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
.
Ne zannediliyor? Allah'ın inip de elinden tutup ''Gel bakayım, benim himayemdesin'' mi demesini bekliyoruz? Dua, ''Bak duamı yaptım; amin (haydi karşılığını ver)'' diye, arsız çocuklar gibi, Allah'ı dürtüklemek değildir.
ister kabul etsinler ister etmesinler dua nın dar beyinler(in)deki yeri budur..."hiçbişey olmaz Allah ın izniyle" mantığının altında da bu yatar...
şu üç günlükken ölen bireyden ses seda çıkmadı, cennete gitti diyenler yüz yaşına kadar sınava tabi tutulan adamın suçunun ne olduğunu, o üç günlüğün neden torpilli sınıfında görüldüğünü söylemezler/söyleyemezler, derlerki vardır bi hikmeti...nedir o hikmet, oysa o na şu herşeyin mutlak ilacı dua hakkı bile tanınmamıştı...
o çocuğun halinden/duasından anlayanlar, o çocuktan sorumludur.
niye elde avuçta olmayanın kaderi elde avuçta olanın/olanların günün birinde "ve ekimus salate ve atuz zekate, enfiku mimma razaknakum" öğütlerine kulak vererek vicdan kabartmalarına terkedilsin... duaların hikmet tesiri nereye kadar....öyleyse yüzyılların getirisi hurafeler, çıkar amaçlı saptırmalar, milyar dolarlık rantlara hizmet eden uzak diyarların bilinçsiz ziyaretleri neyin nesi... oralarda kesilen hayvanların etinin, yününün dağıtımı, edilen yakarışlar daha mı hikmetli, icabet garantisi mi var... kutsal bina çevresinde dönerken konsantre olmak daha mı kolay, neyi temsil eder o dönüşler...
put taşlarken alınan hazdan sonra dönüşte putla aralarındaki bağdan kurtulmuş mu sanıyorlar kendilerini, yoksa suçu kendinden başkasına yüklemek, sonrada yükü yükledikleri(ni sandıkları) için kendisine teşekkür etmek yerine taş yağmuruna tutmak mı asıl mesele...
Katılma Tarihi: 26 ocak 2009 Yer: Turkiye Gönderilenler: 60
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
galipyetkin Yazdı:
Sayın Perü.
Oluyor,oluyor. İsra-18'e bakın. İcabet edip, hem de peşin veriyor, hemen veriyor.Kredi kartı da veriyor mu bilmiyorum. İsterseniz bir de onu deneyin. Ama soruverin, faiz istiyor mu? Yüzde kaç istiyor?
Selamlar. Galip Yetkin.
Allahû Tealâ, Kur'ân-ı Kerim'in birçok yerinde bu husustan bahsetmektedir.
Dünya hayatında, Allah'tan dünyaya ait geçim vasıtalarını isteyen iki grup insan vardır. Birincisi, Allahû Tealâ'ya: "Bana helâl ya da haram para ver. Ben çok para kazanmak istiyorum ve bu parayı da dilediğim gibi bana harcamayı nasip kıl." diyerek dua eder. Allahû Tealâ birçok âyette, kişinin bu dileğini acilen yerine getirdiğini; ancak onun bu dünyada nasibinin olmadığını buyurmaktadır. Bunlar bu dünyada da ahirette de kaybetmiş olanlardır.
2/BAKARA-200: Fe izâ kadaytum menâsikekum fezkurûllâhe ke zikrikum âbâekum ev eşedde zikrâ(zikren), fe minen nâsi men yekûlu rabbenâ âtinâ fîd dunyâ ve mâ lehu fîl ahirati min halâk(halâkın).
Böylece (hacca ait) ibadetlerinizi (ve kuralları) tamamladığınız zaman, artık atalarınızı zikrettiğiniz gibi, hatta daha kuvvetli bir zikirle Allah'ızikredin. Fakat insanlardan kim: “Rabbimiz bize dünyada ver.” derse, ahirette onun bir nasibi yoktur.
2/BAKARA-201: Ve minhum men yekûlu rabbenâ âtinâ fîd dunyâ haseneten ve fîl âhirati haseneten ve kınâ azâben nâr(nâri).
Ve onlardan (insanlardan) kim: “Rabbimiz bize dünyada hasene (güzellik ve iyilikler) ver ve ahirette de hasene (güzellik ve iyilikler) ver. Bizi ateşin azabından koru.” derse...
İkinci gruptaki kişi de: "Yarabbi bana helâl para ver; sonra da beni imtihan et. O parayı kimler için nasıl harcayacağımı bana emret ve emrine itaat etmiyorsam beni cezalandır. Bu parayla Senin emrettiğin herkese yardım etmek de istiyorum. Niyetimin halis olup olmadığını Sen, benden daha iyi bilirsin." diyerek gene para istemektedir. Allahû Tealâ, böyle diyen insanın da talebini gerçekleştirir. Ve o kişi, Allah'ın emrettiği insanlara veya yerlere Allah'ın verdiği parayı harcar. İşte bu kişilerin dünyada ve ahirette nasipleri vardır.
Yani hem bu dünyada hasene yani sağlık, iman, güzel rızık, hayırlı evlat gibi şeyler dua ile istenebilir, hem de ahirette hasene istenebilir. Sadece bu dünyada ver, haram helal nasıl olursa ver şeklindeki anlayış yanlıştır, onlar cehnneme gidecektir, yoksa helal rızık istemenin nesi kötü Sayın Yetkin?
Önce ''helâl paranın'' ne olduğunu, itidali ve kavamın ne ifade ettiğini, bunları karşılaştırdığınızda ne bulduğunuzu, ve neden para istediğinizi, sonra da 14/37 de geçen ''namazın dosdoğru kılınmasından'' ne anladığınızı anlatırsanız daha iyi diyalog kurabileceğimizi zannederim.
Katılma Tarihi: 26 ocak 2009 Yer: Turkiye Gönderilenler: 60
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Sayın Yetkin,
O kadar gizemli konuşuyorsuz ki anlayamıyorum. Helal paranın nesini anlayamadınız, anlayamadım. Helal para işte. Zekatını sadakasını da verip geçinmek için istiyorum. Siz lütfen şu baklayı çıkarır mısınız? Ben neyi yanlış düşünüyorum ya da anlamıyorum?
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma