Rabbinyolunda Katilimci Uye
Katılma Tarihi: 22 agustos 2011 Yer: Turkiye Gönderilenler: 12
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Bismillah Para :
PARA NEDİR?
Para
iktisadi hayatın işleyişinde büyük bir öneme haizdir.Mübadelenin
yapılmasında sağladığı kolaylık sebebiyle kullanımı yaygınlaşmış ve
günümüzün ekonomik yaşayışında vazgeçilmez bir unsur olmuştur.Paranın
kullanılmadığı dönemlerde bir malın doğrudan doğruya diğer bir malla
mübadelesi yani trampa söz konusu idi. Mübadele edilen mal miktarının
oranı her malın diğerine nazaran değerini ifade eder. Trampanın
gerçekleşebilmesi, taraflardan her birinin alacağı malın , vereceği
maldan daha faydalı olduğuna inanmasıyla mümkün olur. Diğer taraftan ,
trampa edilecek mallar kolaylıkla bölünemediğinden , bu mallar arasında
kolaylıkla kıymet eşitliği sağlanamıyordu. Bu ise mübadeleyi
zorlaştırıyordu. Bu zorluğu gidermek için üçüncü bir malı(hayvan
derisi , tuz, buğday, inci daha sonra madenler )ödeme vasıtası olarak
kullanılmaya başlanmıştır. Yani bu madenler paranın fonksiyonlarını
görmüş ve para yer ve zaman bakımından farklı şekillerde ortaya
çıkmıştır Çeşitli madenlerden yapılmış paralar (demir,nikel,tunç,
bakır kalay ...vs.)yakın zamanlara kadar altın ,gümüş,banknot ve nihayet
kağıt para , kaydi para , kağıttan yapılmış paralar(çeşitli senet ve
bonolar ), ufaklık paralar kullanılmaya başlanmıştır.
PARANIN TARİHİ
İlk çağlardan itibaren insanlar çeşitli malları para
yerine kullanmışlardır. İş bölümünün gelişmesiyle birlikte malların
mallarla mübadele edilmesi giderek zorlaşmıştır.Takas edilecek malların
değerinin birbirine denk olmaması , malı arzedecek kimsenin her zaman
bulunmaması , malların bölünebilme özelliklerinin olmaması çeşitli
zorluklar ortaya çıkarmıştır.Örneğin bir at ile yirmi ölçek buğday
değiştirmek isteyen bir kimsenin bir pazarda aynı malın karşılığında on
ölçek buğday veya beş ölçek süt önerisi ile karşılaşması farklı
değerlerin oluşmasına neden olmuştur. Zamanla bölgelerin özelliklerine
göre bir mal üzerinde anlaşılarak tek bir mübadele değeri oluşturulmaya
çalışılmıştır.Değer ölçüsü fonksiyonu gören bu mala hesap parası
denilmiştir. Hesap parasının temsil ettiği malın ödeme
aracı olarak kabul edilmesi paralı ekonominin doğmasındaki en önemli
etken olmuştur.Öte yandan bazı malların taşınma, bölünme ve biriktirme
zorluklarının bulunması madenlerin kullanılmasına yol açmıştır.
Özellikle altın bakır gümüş gibi metallerin küçük parçalara
bölünebilmelerinin yanısıra değer ölçüsü ve biriktirme fonksiyonlarını
görmeleri yaygın bir mübadele aracı olarak kullanılmalarını sağlamıştır.
En eski paranın M.Ö.2900 yıllarında kullanılan altın ve gümüş
sikkeler olduğu zannedilmektedir. Anadolu'da ise altın ve gümüşün doğal
alaşımı olan elektrumdan basılan paralar mübadele aracı olarak dolaşıma
girmiştir. Zamanla altın sikkeler dış ticarette ve büyük ödemelerde, bakır
bronz gibi madenler de ufaklık para olarak küçük ödemelerde
kullanılmaya başlanmıştır. İç piyasada en çok kullanılan ödeme aracı ise
gümüş olmuştur.18.yy'a kadar para sisteminin temelini teşkil eden gümüş
sikkelerin ağırlığı ve ayarı devletçe tespit edilmekteydi. Para
değerinin ölçüsü olarak gümüşün kullanıldığı bu dönemlerde altın
sikkeler sadece külçe değerleri üzerinden işlem görmüştür. Gümüş ve
altın arasındaki değer oranı serbest dalgalanmaya bırakılmıştır. Devlet
sadece kendisine ait veya imtiyaz verdiği darphanelerde basılan gümüş
sikkelerin kabülünü zorunlu kılmakla birlikte özel kişilere de tuğra
resmi karşılığında ellerindeki külçelerden sikke kestirmek hakkı
tanınmıştır.
http://www.autocadokulu.com/fanclub/index.php?topic=170.0
Değerli Müslümanlar, bu forumda ilk okuduğum konu sünnet meselesiydi, bu forumda yaklaşık 35 sayfalık bir tartışma. Bu tartışmada gözlemlediğim bir şey bende bir soru işareti yarattı.. İnsanların sünnet olması ve yaratılışın değiştirilmesi söz konusu olduğunu savunanlar ve buna da böyle kabul edenler buna da Şirk diyorlar haklı olarak. Şirkin ne olduğu konusunda bence biraz konuşmak lazım. Şirk Allah'ın hakkında hiç bir ilim indirmediği bir şeyi bir şey yerine koyarak gerçekten saparak hüküm vermedir benim anladığım. Örnek verecek olursam, Buzağyı hiç bir alakası olmadığı halde ilah sanmak ve öyle kabul etmek ve ona göre hükümler yürütmek. Kesemezsin yiyemezsin vs. gibi. Ve mesela onda olmayan bir takım vasıfları da uydurma olarak ona afetmek ve yüklemektir. Mesela ona ayrı bir özel saygı duyma, önünde secde etmek, ondan birşeyler dilemek, onu hoşnut etmek için çalışmak vs. Şimdi açıkça görülüyor ki bu örnekteki buzağ bir hayvandır ve otlayıp büyüyecek ve ölecektir. Yukarıdaki olumlu veya olumsuz olan kabullenişleri bu buzağıya uygulamak demek, Allah'ın hakkında hiç bir ilim getirmediği bir yaratığa insanların uydurma olarak bir takım eylemsel ve düşünsel uydurma davranışlar getirmeleri ve buna bağlı olarak türeyen bir takım örfler adetler veya kanunlardır. Bugünkü Hindistan'da bir takım hayvanlara yapılanlar gibi.. Musa Peygamber'den sonra buzağdan altın heykelini İsrailoğulları'nın büyük bir kısmının ilah edinilmesi gibi.. Şimdi bakıyoruz kanunlarımıza, genel inancımıza, örfümüze, kabullenişlerimize bu para hakkında Allah'ın indirmediği bir takım vasıflar yüklenmektedir. Mesela Sadakaları, Zekatı para ile vermek gibi.. Ya da üzerine bir zatın resmini basmak gibi, ya da üzerine istenilen grafiklerin konmasıyla değerini arttırmak ve azaltmak gibi.. Parayı koruma kanunu çıkarmak gibi.. Para ile olan deyimler, örfler ve başkaları da vardır.. Para ise aslında bir kağıt parçasıdır günümüzde ve Allah hiç bir kağıt parçasına böyle bir değer vermemiştir. Kağıdın ne olduğunu ve ne işe yaradığını Kur'an dan denizler mürekkep, ağaçlar kalem olsa deyiminden yazılacak bir nesne olduğunu anlıyoruz. Nasıl mı? Gerek deri, gerek parşomen gerekse papirus gibi şeylerin üzerine mürekkep ve kalem ile yazılır. Konuyu burada ele almakta fayda var çünkü, Penisin ucundaki bir deriyi almak yaratılışı değiştirmektir kabulu yerinde olmakla birlikte burada şeytanın insanın dostu olmak için yaptığı bir hile söz konusudur. Allah'a şükretmeyelim diye şeytan bizi boş temennilerle ve hayallerle saptırmak istemekte, gerçek dışı şeyleri gerçekmiş gibi göstererek bizi yoldan çıkarmaya çalışmakta ve Allah'ın dosdoğru yoluna oturmak istemektedir. Şimdi beraber istişare edelim derim. Bu kağıt parayı yani bugünkü parayı.. Para şuan cebimizde var olan (Bende yok).. Ona yüklediğimiz ve yüklenen anlamları bir değerlendirelim. İktisatta sonsuz akışkan olduğu söylenir. Likiditesi sonsuzdur denir :) İşte şirk buradan başlıyor daha paranın teorisinin başında.. Zaten iktisatın bir şuanki öğretide bir ilim olmadığını bir saçmalıklar ve hurafeler zinciri olduğunu ve hatta şeytan ilmi olduğunu her zaman savunmuşumdur. Sınırsız ihtiyaçlar, sınırlı kaynaklar dedikleri gün benim için bitmişti. Herneyse bu hiçbir vasfı olmayan ve sadece genel kabule dayanan banknot olgusuna göre şekiller ve üzerine yazılan yazılar değiştikçe bu nesnenin değeri de artıyor. Tabiki aslında değeri artan şey kağıt değil, bu kağıda yüklenen anlamdır. İşte Allah'ın hakkında hiç bir delil indirmediği bir nesneye böylece değer verilmiş oldu. Sonra her şirkteki gibi o şirk koşulan şeye tapınma başlar.. Zaten Şeytan işi olduğundan şeytan ona göre güzelce önceden herşeyi ayarlamıştır Rabbin izniyle. Paraya o kadar çok değer koyarsanız haddinden fazla onu kutsallaştırmış olursunuz farkında olun olmayın. Bugün insanlık dini nedir sizce ? Bizler iyi niyetli konuşabiliriz ancak bugün tüm dünya ülkeleri ve insanları çok çok büyük bir çoğunlukla paraya ya tapıyor ya da paranın esiridir. Dikkatlice düşünün ve demek istediğimi anlamaya çalışın lütfen. Bankaların konum ve güçlerini düşünün.. Amerikanın gücünün nereden geldiğini düşünün, parayı basan Amerika dünyaya petrol satmaz, altın satmaz, elmas satmaz, parasını satar.. İşte faziciliğin de ultrasını ancak böyle yaparlar, yoksa Kur'an da her şey mala endekslidir. Para kavramı geçmez.. Bu büyük bir zulüm getiriyor tabiki, benim 100 dönüm ektiğim buğdaya devlet 70 kuruş veriyor benim de işim bitiyor.. Oysa benim verdiğim emeğin karşılığı ve o malın da değerini 70 kuruş temsil etmeyi bırakın yanından bile geçemez.. Ben ancak fasulye ve bulgur veya başka bir malla ancak onu düşürüm değiştirmeyi. Ama öyle bir toplumsal yaşam var ki zararına da olsa vermek zorundasınız o fiyata.. İşte size zulüm !! Şeytana tapmak böyle bir şey işte... Bütün bir geçmişi ve atalarımızın neredeyse hepsini sahte hakimiyetine alan şeytana dikkat edelim. Atalarımızın uydurduğu bu saçmalığa bir son verelim. Bir müslümanın para ile alışveriş yapması sonucu bugün dinden eser kalmadı.. Eğer beni anlayanlar varsa lütfen daha derine inerek düşünsünler.. Olay para olgusu değildir. Banknottur, devletlerin dayattığı kağıt ve değersiz madenlerden bastığı paradır. Taklit edilebilen, gerektiğinde daha fazla basılabilen, kendisinden çok daha değersiz, ALLAH'IN HİÇBİR KİTAPTA HAKKINDA BİR BİLGİ VERMEDİĞİ, doğada olmayan, Allah tarafından altın, gümüş, değerli ziynet gibi değerli olduğu aşikar olmayan, bir kağıt parçası.. Yani biraz mürekkep ve tasarımla bizler de kendi paramızı yaparız o halde.. Ama yok Tağut gelir bizi yok eder. Biz yapamayız çünkü kağıt para ve tedavüle koyamayız. Çünkü onların bu zulmü ve insanların itaat etmelerini bekledikleri o bilicin saçmalığı hemen ortaya çıkar çünkü.. Neden mi, izah edeyim : O zaman bizler gibi bir başka grup da çıkar kendi kağıdını para yapar bir başkası çıkar kendininkini ve üzerine de kafasına göre yazılar yazar. En sonunda ne olur? Herkes Altına geçer !!! Evet altın veya maden veya mübadele olur tabiki.. Daha güvenli ve GERÇEK'tir. Ama bu zalim tağut işi ileri götürdü, artık kağıt bile maliyetli geldi nasıl olsa tüm insanlık zokayı yutmuştu.. Artık elektronik para devri.. Yani olmayan bir şey satmaya başladılar ve sizler bu olmayan şey için 1 ay çalışacaksınız sonra saçma sapan bir hesap açıp oraya zorla paranızı yatıracaklar sizler de Kur'an da ALLAH VE RESUL düşmanı olarak nitelendirdikleri o fazicilerin uşağı ve destekçisi olmak zorunda bırakılıyorsunuz. Devletiniz de fazi alıyor özel şahıslar da sonra sonra tabiki konu altına gelince ne oluyor.... Konu altına gelince hadi herkes paradan vazgeçse, gidip yarın parasıyla altın alsa ne olur ? Bir iktisatçı varsa açıklasın ama gerek yok bu halk da fakirlikten iktisatçı gibi oldu. Yani Şöyle: altının değeri para cinsinden artar. Hatta herkes altın alsa herhalde 1 küçük altın bir milyar dolar falan olur değil mi ?? Yani gazete kağıdı ne değer ederse anca oda öyle birşey eder. O zaman ne olur, tüm tefeciler iflas eder, tüm banka ve devletler yalancı oldukları için çöker. Çünkü onlar bir tuzak kurdular, oysa Allah tuzaklarını başlarına geçirecektir. ABD diye gözde büyüyen (büyütmek de kesinlile ŞİRK'tir. ABD'nin hiçbir gücü yoktur. O'nun gücü bizim ona verdiğimiz değerden kaynaklanmaktadır. ) devlet bakarsınız yarın yok. Dolandırcılıktan hem de adam yerine konmaz durumda olur. Şimdi soruyorum dünyadaki paraların toplam değeri şuan nedir ? Eldeki Altınları satın alabilir mi? Eldeki altınlar gibi en az 10000 kat fazla altın satın alır daha fazla da alır ne olacak ne basarsanız odur o para... Ama gerçekte, asla alamaz.. Ne o kadar altın bulabilirsiniz ne de o altını satacak adamı.. İşte böylece 20 bin kişi dünyayı kafasına göre zulümle yönetir. Bunlar için önemli olan oyun budur. Bu oyun bozulursa, insanlar onların saçmalıklarını fark ederse aynı geçmişte tahtadan ve taştan yapılan putlara tapmayı bıraktıkları gibi, bu devlet ve sistem anlayışından vazgeçmek zorunda kalırlar.. Bunlar Allah'ın dilemesi ve yol göstermesi ile olur ancak. Yoksa Allah dilemedikçe kimse doğru yolu bulamaz ve sapıklıktan kurtulamaz.. Basitçe müslüman olanı olmayandan ayırmak bence bu şekilde mümkündür. Müslüman için değerli olan ancak Allah ve Allah'ın değerli olarak öğrettiği şeylerdir. Bir bakın paralarının üzerine nerede fasık varsa resmini basmışlar. Devlet adamlarının parada resmi olması işte şirk değilde nedir? Tağutun simgesi başka ne olabilir ? İnsanın başka bir insana büyüklük atfetmesi ŞİRKTİR. Baştaki misal gibi ALLAh'IN YARATILIŞINI DEĞİŞTİRMEKTİR. Bence tüm müslümanlar bugün altından başka bir mübadele aracı kullanmasınlar. Bakın neler değişiyor hayatınızda !
Örnekler bir ferrari : 500.000 dolar TR'de bir ev ortalama : 50.000- 100.000 dolar sıfır bir araba : 20.000 dolar Şimdi bir insanın günlük geçinmesi gereken para 10 Dolar. Yani bir ev için 5000-10000 kişi doyar bir gün, bir ferrari için 50.000 kişi, sıfır bir araba için 2000 kişi.. İşte kapitalizm ve açlık... Bügün her şehirde yüzbinlerce kişinin apartman dairesinde oturdugunu göz önüne alalım, milyonlarca araba olduğunu göz önüne alalım ve durumu anlamaya çalışalım bize neyi uyguluyorlar. Bizler de nasıl kanıyoruz.. Allah aç doyurmak fakire fukaraya yardım etmek onların haklarını vermekten bahsediyor.. Ha o zaman napiyor bu insanlar o kişilere gidip ev araba veren yok tabi gibip 1 TL, 0,5 TL vererek kağıt parçalarına boğup onları da sisteme itiyorlar ki onlar da ya daha sefil olsun ya da kendileri gibi sisteme dahil olup başkalarının uşaklığını yapsın. İşçi memur taşeron vs. olarak. Aslında para için çalışan insan toplumu ile Allah için çalışan insan topluluğunu ayırt etmenin en kolay yolu birisi için en değerli geçerli olan şeyin diğerince önemsenmemesidir. Yani kapitalizm ve dünya devlet sistemleri her çağda ve her yerdekinden bahsediyorum asla Allah'ı ve dini önemsemezler belki daha fazla çıkar için kullanabilirler. Gerçek bir inanan ise parayı asla önemsemez, sadece Rabbin hoşnutluğunu gözetir. Birisi terfi için üssünü gözetir, birisi daha fazla derece ve ilim için rabbine olan yakınlığını ve takvasını gözetir. Birisi daha çok kazanmak için işini ve hükümetini geliştirmeyi düşünür birisi de daha çok ibadet için daha fazla yalnız kalmayı, daha çok iyilik yapmayı düşünür. Ben çok açık farklar görüyorum bugün iki toplum arasında, birisi heryerde ! Birisi hiç bir yerde ! Altına ve mübadeleye geçmenin daha nice faydaları vardır. Sonuçta yaratılışa uygun olan budur. Bugünkü olduğumuz noktada konuyu değerlendirmeyin. Paraya verilen değer neticesinde gelinen bir teknoloji ve insanlık vardır. Ve buna bağlı bir hayat.. Ve din. Böyle bir kabulleniş hiçbir zaman olmasaydı, altın ve mübadeleye göre bir hayat, teknoloji oluşacaktı. Ve bu din, Kur'an ahlakı içerisinde değerlendirilmeye daha yatkındır. Şu anki para-din ilişkisinin geldiği nokta gören gözler için aşikardır. Kur'an a göre düşündüğümüzde herhangi bir peygamber bugün yaşasaydı, bankalara nasıl bir uygulama yapardı? Bu soruyu sadece içimizden cevaplayıp hakikati görmek adına bir tasavvur olsun diye sordum. Herkes peygamberleri anladığı şekilde kafasında canlandırır. Gerçeği sadece Rabbimiz bilir. Kur'an da faiz ile uğraşanların eğer anaparalarından da olmak istemiyorlarsa faizden vazgeçmeleri söyleniyor. Buna rağmen faizden vazgeçmeyenlerin ALLAH ve RESULÜNE karşı savaş açmış oldukları bildirilir. Bugün tüm kurumlar ve şahıslar devletin bizzat kendisi dahil borç gecikmeleri sebebiyle herkesten yasalarla konulmuş bir şekilde faiz alma hakkına sahiptir. Ayrıca gecikme zammı vs. adı altında da faizler alınmaktadır. Mahkemelerde de durum aynıdır. İşte biz bu ALLAH düşmanlarının arasında yaşayıp, bu ALLAH düşmanlarının yanında çalışıp, bu ALLAH düşmanlarının gösterdiği yolda, gösterdiği şekilde, amelimizle Kur'anla yürümeye çalışıyoruz. Mübadele olmayınca insanlar üretime değil hizmet ettirilmeye teşvik ediliyorlar. Ve böylece birçok meslek dalı ortaya çıkıyor. Aynı Türkiye'deki gibi. Aslına bakarsanız hiçbiri bir iş yapmıyor. Birilerine uşaklık ve kağıt kürek işleri yapıyorlar. Hayatta kalabilmek için de başka bir üretim şansı olmadığı için yapabileceği bir şey kalmadığı hissiyle hayat boyu bu uşaklık sürüp gidiyor. Örneğin; bankacılık ve finans, işletme, iktisat, çalışma ekonomisi vs. Bugün paraya karşı savaş açmak demek; insanlara zorla dayatılan bankacılık ekonomi sistemine ve devletlere ve her türlü paranın asılsız gücünden güç alan tağuti güç odaklarına kısacası tağutun tümüne karşı savaş açmak demektir. Müslümanların böyle bir savaş açması neticesinde nasıl bir krizin yaşanacağı çok kolayca tasavvur edilecektir. Müslümanlar dini tebliğ, dinsel özgürlük, ibadet özgürlüğü, mezhepsel çatışmalar vs. gibi konularla harcamış olduğu enerjiyi (ki ben buna fitne diyorum) tağuta ve onun oyunlarına karşı harcasalar, hem kendileri için daha büyük bir ALLAH'a yaklaşma vesilesi bulmuş ve peygamberin sünnetine uyma bakımından da daha doğru bir yolda olmuş olmazlar mıydı? Bunun uygulaması da çok basit. Her insan, alacağı ücret karşılığını altın olarak isteyebilir (ki ben böyle yaptım) , eline geçen parayı altına dönüştürebilir, kendi arkadaş çevresyle trampa usulü çalışabilir, apartmanda yaşayacağına aynı parayla topraklı bir evde yaşayabilir, ekip biçebilir. Bankalardaki hesabını kapatabilir, alacaklarını ve borçlarını altın olarak belirleyebilir veya birkaç müslüman birleşerek şehir dışında bir bölgede kendi imkanlarıyla ALLAH'a dayanıp yaşayabilir, ALLAH'ın arzı geniştir (böyle bir projem var, oluşum halinde. Dileyene ayrıca bilgi veririm) . Tabi birçok zorluklarla karşılaşır. ALLAH yolunda cihad etmek elbette öyle kolay bir şey değildir. Konuyu lütfen birlikte istişare edelim, geliştirelim ve uygulanabilir hale getirelim. Bu konuda herkesin desteğini bekliyorum. Rabbim yardımcımız olur inşallah!
__________________ MUCAHİD RABBİNYOLUNDA
www.yesildunyam.org
|