Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
MERHABA DOSTLAR,
Her ne hikmetse, hemen hemen her konuda olduğu gibi böyle önemli bir konuda da alimlerimiz ihtilaf etmiştir. Kimisine göre namazı terkeden hapsedilir, kimisine göre de gözünün yaşına bakılmayıp öldürülür. Her konudaki ihtilafları "rahmet" olan alimlerimiz, bol bol ihtilafa düşerek bol bol rahmete vesile olmuşlardır!
Ne var ki Mufassal, Mübin ve Tamam olan Kur'an-ı Kerim (6:19,38,114-116), yaklaşık 90 ayette namaz kılmaktan ve kılanlardan söz ettiği halde hiç bir yerde, kılmayanlara, dünyada verilecek cezadan yahut onları namaza zorlamaktan bahsetmemektedir. Kız çocuklarını Allah'a, erkek çocuklarını insanlara ayıran zihniyet, burada da arzı endam eder.
Rabbimiz, bir İslam yönetiminin dünyada vermesi gereken tüm önemli cezaları, mufassal (detaylı) olan Kitabında belirtmiştir. Kur'an'da, İslam yönetiminin uygulaması için biçilen suçlara dikkat ettiğimiz vakit bu suçların tümünün kamu ve birey hukukuna zarar veren suçlar olduğunu görürüz. Kur'an-ı Kerim, Allah'a karşı işlenen suçlara bizim ceza vermemizi emretmiyor; hatta vermememizi emrediyor.
Allah'a karşı işlenen en büyük suç, Allah'a şirk koşmak olduğu halde, şirk koştuğu için bir insana baskıda bulunmaya hakkımız yoktur. Namaz da sadece Allah için kılınan bir ibadettir. Namaz, sadece Allah'ı anmak için kılınır (20:14). Eğer bir kişiyi zorlarsanız, o kişi Allah için değil, sizin için namaz kılacaktır. Böylece, namaz kılmayarak büyük günah işleyen bir kimseyi, riya ve hatta şirk'e kadar sürüklemiş ve onu münafıklık yapmaya zorlamış olursunuz.
Nitekim, bu baskıların uygulandığı dönemlerde zorlama ile namaz kılan insanlar, namazın ruhundan uzaklaşmış ve camiler bir sürü münafıkla dolmuştur. Yine aynı dönemlerde, kalben mürted olduğu halde ölüm korkusuyla bunu ilan edemiyen kişiler çoğaldıkça çoğalmış ve insanlar adeta münafıklığa sevkedilmiştir. Bundan dolayıdır ki müslüman toplum kısa sürede içten içe dejenere olmuş, ortalığı cehalet ve kör taklitçilik istila etmiştir. Kişilerin putlaştırıldığı, dalkavukların profesyonelleştiği bu dönemlerde; aklını kullanarak Allah'ın son mesajını gündeme getiren kişiler, yalan ve iftiralarla hakaret ve zulme uğramışlardır!
Bazı kişilerin namaz kılmayışının topluma kötü örnek olduğunu iddia ederek cezalandırılması gerektiğini ileri sürenler, İslam toplumunu aptal bir koyun sürüsüne benzetenlerdir. Bu zihniyet sahipleri Kur'an'daki apaçık ayetlere rağmen (17:36) insanları sürekli körü körüne taklitçilğe çağırdılar. Değişik görüş ve düşüncelere sahip olanların boynuna yaftalar taktılar. Onları bazan kırbaçlara, bazan da keskin kılıçlara havale ettiler.
Yüzyıllarca süren bu saltanatçı afaroz kurumu, koyun sürüsü haline getirdiği insanları düşünmeye akletmeye ve araştırmaya düşman etmiştir. Dindarından dinsizine, yöneticisinden yönetilenine, tüm halkımızın neredeyse genetik yapısına işlemiş bulunan bu despot tavrın, tarihe karışmasını umarak düşünce ve inanç özgürlüğünün gerçekleşmesini tüm gönlümle arzuluyorum.
Eğer siz, bir insanın kabak sevmemesini, yahut alime alimcik demesini, yahut dilediği dini seçmesini, ölümü gerektiren bir suç olarak görüyorsanız, lütfen düşünce ve inanç hürriyetinden söz etmeyiniz. Çünkü size kimse inanmaz.
Makalemi, düşünce özgürlüğünü son derece veciz bir biçimde özetleyen bir ayetle bitirmek istiyorum:
"Onlar ki sözü dinlerler ve onun en güzeline uyarlar. İşte onlar, Allah'ın, kendilerini doğru yolu ilettiği kimselerdir ve onlar akl-ı selim sahipleridir." (29:18) 1) Ehl-i Sünnet İtikadı, Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevi, Bedir Yayınevi, sa: 80 2) A.g.e., sa: 95
__________________ "sadece iki şey sonsuzdur evren ve insan ahmaklığı..
ilkinden o kadar da emin değilim." (albert einstein)
|