Yazanlarda |
|
iblissavar Uzman Uye
Katılma Tarihi: 06 subat 2007 Gönderilenler: 363
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Bekâret fetvası...
Ayşe Karabat(Radikal)
Mısırlı kadınlara müjde mi desem;
'o-ha' mı desem; 'bu ne iki yüzlülük mü' desem; 'helal be' mi
desem, ne desem bilemedim. Önce gülmekten yerlere yapıştım, sonra biraz
homurdandım ama inanın, neredeyse tüm Mısır'ın yaşadığı derin şoku ben
de atlatamadım.
Şimdi... Sıkı durun çünkü bana 'bir yaşıma daha girdim'
dedirttiren haberi sizinle paylaşacağım. Mısır'ın Başmüftüsü Ali Cuma
bir fetva yayınladı veeeeeeeeeeeee, kadınların bekâret zarlarını
diktirmelerinin 'HELAL' olduğunu söyledi!
Aslında mevzu Mısır'da ve oradan da başka Arap ülkelerinde
tartışılmaya El Ezher Üniversitesi'nin İslami Çalışmalar bölümünden bir
kadın akademisyenin, Suat Salih'in iddiası ile başladı: Kadınlar bakire
olduklarını kanıtlamak zorunda değildir. Salih'e yerden göğe kadar
katılıyorum. Gel gör ki, Salih'in kimliği tartışmayı İslam âlimleri
arasına taşıdı. Mısır'ın başmüftüsü tartışmadan sıkılmış olmalı ya da
belki başka bir sebebi vardır, Mısır'daki ikinci kanalda yayınlanan
'Evim, evinizdir' adlı talk-show'a katılıp fetvayı verdi: "Sebep ne
olursa olsun, bekâretini yitiren kadınlar, kızlık zarı diktirme
operasyonu geçirebilir!" Ancaaaaak, diye devam etti: "Evlenecekleri
adamlara söylemesinler!" Başmüftü, nedenini şöyle açıkladı:
"Bu, bir dürüstlük sorunu değil!"
Başmüftü'nün Mısır'a yaydığı şok dalgaları bununla sınırlı kalmadı,
tekrar sıkı durun, dedi ki: "Evli bir kadın, başka bir adamla cinsel
ilişkiye girerse ve gerçekten pişman olursa, yalnızca Allah'tan af
dilesin ve bu gerçeği kocasına söylemeyip kendisine saklasın."
Başmüftü
bu fetvanın gerekçesini de şöyle açıkladı: "Çünkü şeriata göre, bir
adam karısının başka bir erkekle birlikte olduğunu bilirse, onu boşamak
zorundadır. Başka biriyle ilişkiye giren kadın bunu kocasına
söylemezse, ailesini ve evliliğini korumuş olur!" Müftü ayrıca
insanları mantığa davet edip, şu açıklamayı da yaptı: "Eğer Allah
birbirimiz hakkında her şeyi bilmemizi isteseydi, bize birbirimizin
aklını okuma yeteneği verirdi. Ama bunu yapmadı çünkü hakkınızda yanlış
bir fikre sahip kişi, bunu zamanla değiştirebilir."
Başmüftü'nün fetvası karşısında hop oturup hop kalkanlar olduğu
gibi, destekleyenler de çıktı. Mesela El Ezher Üniversitesi İslami
Çalışmalar Yüksek Konseyi üyesi, Şeyh Halid El Cindi, fetvaya destek
verdi. El Cindi dedi ki, "Gelecekteki karısının bekâreti konusunda
endişelenen erkek önce kendi bekâretini kanıtlamak zorunda."
Doğrusu El Cindi'ye yerden göğe kadar katılıyorum. Ayrıca bir laf
etmiş ki, bana çok zekice geldi. Kendisine, "İyi de Mısır'da hâlâ
bekâret yüzünden namus cinayeti işleniyor" denilince şöyle yanıtlamış:
"İslam cahil insanların duygularını ciddiye almaz, hukuk da aptalları
korumaz."
Ama doğrusu hâlâ ne düşüneceğimi bilemiyorum. Bir yandan 'bekâret
meselesine bu kadar takmış erkekler, başlarına gelecek her şeyi nasılsa
hak ediyor', diyorum ama diğer yandan 'zaten öyle adamlarla evlilik ya
da ilişki ne kadar mutluluk verir ki' diye düşünüp, kızlık zarı
diktirmek zorunda kalmanın ikiyüzlülüğe zorlanmak olduğunu düşünüyorum.
Ve hayıflanmadan edemiyorum: 'kızlık zarı diktirmek helaldir' fetvası
yerine, 'kızlık zarını dert eden erkekler, iyi yolda değilsiniz'
fetvası acaba daha mı iyi olurdu?
__________________ ŞEYTANDAN VE ONUN EVLİYASINDAN KAÇINMANIN EN İYİ YOLU,ŞEYTANA KÜLAHINI TERS GİYDİRMEKTİR!
|
Yukarı dön |
|
|
ferdiayan Ozel Grup
Katılma Tarihi: 28 subat 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 80
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Bakireliğe önem verenlere darbe indi, dayanakları kalmadı.Üstünlüklerini devrettiler.Bakirelik bence önemlidir.Ancak yırtılan zarı sadece cinsi ilişkiye bağlamak da doğru değil.He bir de 40 gün iddet beklemek lazım.
|
Yukarı dön |
|
|
medeni0002 Uzman Uye
Katılma Tarihi: 15 kasim 2010 Yer: Turkiye Gönderilenler: 936
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
selamlar, bu konuyla tam ilgili mi araştırılmalı,şu ayetlere dikkatinizi çekmek istiyorum. Nisa34:<< Allah’ın, lütufta bulunarak, birbirlerine üstün olmasına vesile kıldığı özellikleri, ailenin nafakasını ve ihtiyaçlarını kendi mallarından karşılamaları, mallarından karşılık beklemeden, gönüllü harcamaları sebebiyle erkekler, hanımları üzerinde, ailede, aileyi ayakta tutmakla, eğitimlerini, gelişmelerini, aile fertlerinin İslam’da sebatını temin ile mükellef; denetleyerek sorumluluklarının gereğini yapmalarını sağlayan, hizmet eden, ailede işleyen, kalıcı bir düzen kuran, sorumlu meşrû bir otorite sahibi, aile reisidirler. Dindar, ahlâklı, hayır-hasenât sahibi müslüman sâliha kadınlar, itaatkâr, uzun uzun kıyamda durarak sorumluluk şuuruyla namaz kılan,saygılı, kocalarına karşılık vermeyen, aile içindeki dinî, insanî ve vicdanî sorumluluklarını yerine getiren kadınlardır. Allah’ın koruduğu,korunmasını emrettiği hususları, kendilerini, çocuklarını,kocalarının haklarını ve mallarını,kendi haklarını,namuslarını kocalarının bulunmadığı zamanlarda koruyanlardır. Kafa tutup, başına buyruk hareket ederek, kurulu aile düzenini bozmalarından, şiddete başvurmalarından korktuğunuz kadınların önce gönüllerini alın, öğüt verin, davranışlarının doğuracağı istenmeyen sonuçları anlatın, itaatsizliğe devam ederlerse yataklarında yalnız bırakın. Buna rağmen yola gelmeyenlerin kaba yerine (bir demet ot-çöple) vurun, evinizden ayırmayarak, ilişkilerinizi devam ettirin. Eğer size itaat ederlerse, olanları olmamış sayıp, sözle veya fiilen onları incitecek vesileler aramayın. Allah yücedir ve büyüktür. >>buyurulmuştur.(Ahmet Tekin Meali) Mümtehine12:<<Ey peygamber,hür mü’min kadınlar,özgür iradeleriyle,ilâhlığında,otoritesinde,mülkünde,tasarrufların da Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmamak,hırsızlık yapmamak,zina etmemek, çocuklarını öldürmemek,elleriyle ayakları arasındakini,başkalarından aldıkları çocukları uydurdukları yalanlarla,iftiralarla kocalarına isnad eylememek,Kur’ân’ın ve sünnetin hükümlerine,meşrû,islâmî kurallarla örtüşen örfe,ilmî verilere,mü’minlerin tasvip ettiği,icrasında hayır gördüğü planlara,programlara,hakkaniyete uygun,hayırlı işlerde sana bağlılığı ve saygıyı terketmemek,emirlerine itaat etmek ve savsaklamamak ve rızanı gözetmek hususlarında biat etmek açıkça reylerini belirterek sosyal ve siyasî sözleşmeye katılmak üzere sana gelirlerse, onların biatlerini kabul et.Allah’tan onları koruma kalkanına almasını ve geçmiş günahlarından dolayı onları bağışlamasını dile. Allah kullarını koruma kalkanına alan çok bağışlayıcı,engin merhamet sahibidir.>>buyurulmuştur.(Ahmet Tekin Meali) sizce bu ayetlere göre Müftünün fetvası doğru mu? selamlar,sevgiler.
__________________ medeniyet
|
Yukarı dön |
|
|
t_yasa Groupie
Katılma Tarihi: 06 nisan 2010 Yer: Turkiye Gönderilenler: 49
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
müftünün fetvası doğru değildir, herşeyden öte kızlık zarı diktirmek yalan söylemek demektir.ancak kadınları bunu yapmaya iten erkek otoritesi doğru mudur? kuranın hiçbir yerinde kadının bekaretine ilişkin ifade yoktur, ben rastlamadım yada bilmiyorum.bu anlamda bekareti kaybetmenin sebebi her ne olursa olsun ÖNEMLİ DEĞİLDİR, olmamalıdır bir erkek için. kadın bunu cinsel ilişki sonucu kaybetmişse inanışa göre zina yapmıştır ve hesabını Tanrı'ya verecektir, evleneceği erkeğe değil. kadına bunun için hesap soran, tehdit eden, öldüren zihniyet kendini ilahlaştıran bir zihniyettir, müşriklik yapıyordur. eş adayına bekaret soran erkek önce kendisini ispatlamalıdır ki bu da imkansızdır. yüzlerce yıldır bekareti kadınların sırtına yüklemekten bıkmadınız.ben ki bu sitede bekar erkek evlenene kadar düz duvara mı tırmansın parasıyla kadına gidebilir diyenleri okudum, şimdi çıkıp da bekaret diye bik bikleyenleri çok ikiyüzlü buluyorum.bizim hormonlarımız da iş başında beyler, seks istiyoruz biz de sizin gibi belli yaşa gelince, fıtratta var ve o yaş sandığınız gibi yirmileri aşmıyor.
evli kadının kocasını aldatması ile evli erkeğin karısını aldatması arasında fark yoktur, cezaları kurana göre eşittir. bu ikisinin arasında vicdani bir mesele olup 3. kişileri ilgilendirmez, dileyen eş affeder dileyen boşanır. kaldı ki eşler bunu itiraf etmezse diğer eşin buna şahit olma olasılığı düşüktür. yine bu durumun da hesabı Tanrı'ya verilecektir. bunu saklayan fetvaya kalmadan saklar zaten.hoca fetva veriyor diye aklanmaz kimse bu durumdan.
kaldı ki fetva vermek ne demektir ya?
|
Yukarı dön |
|
|
medeni0002 Uzman Uye
Katılma Tarihi: 15 kasim 2010 Yer: Turkiye Gönderilenler: 936
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
selamlar, Kıymetli kardeşim t_yasa,<<fetva vermek ne demektir ya?>>demişsin,bu toplumda bilindiği şekliyle dini konularda müftünün hüküm vermesi anlamına geliyor. Hanif bir devlette de tabiki Kur'ana göre hükümler veren veya akli yönden ictihadlarda bulunan bir müesseseye ihtiyaç olur.yani bizim diyanet gibi.fakat şimdiki diyanetin yaptıkları gibi değil.şimdiki diyanet,kur'anla birlikte hadis adı altında hurafeleri de kaynak aldığı için çoğu zaman Kur'ana aykırı fetvalarda verebiliyor.(örneğin başörtüsüyle ilgili fetvaları)o yüzden diyanetin meşru bir fetva kurumu olduğuna inanmıyorum.diyanete soracağına açarsın hanifdostlar sitesini araştırırsın aradığını.çoğunu burada bulursun,bulamadığını bir başlık açıp sorabilirsin.hanif kardeşlerim gerçekten aydın insanlardır.dini ve dünyevi her konuya çok uygun cevaplar veriyorlar.diyanetin fetvalarından bin kat daha güzel yorumlar yapıyorlar.Allah onlardan razı olsun. selamlar,sevgiler.
__________________ medeniyet
|
Yukarı dön |
|
|
|
|