Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
1)Mümaşat dönemi (sözlük anlamı:birlikte yürüme. İslam'ın güçleninceye, palazlanıncaya, kendine yeteri kadar taraftar buluncaya kadar müşrik ve kafirlerle barış içinde birlikte yürüme yolunu seçmesini ifade eder) AYETLERİ: ''Sizin dininiz size, benim dinim bana(Kafirun;6.) ''Şüphesiz inananlar,Yahudi olanlar, Hıristiyanlar ve Sabilerden Allaha ve ahiret gününe inanıp yararlı iş yapanlar sevap kazanacklar...'' (Bakara; 62). ''Öğüt ver, çünkü sen yalnızca bir öğütçüsün, onların üzerinde bir zorba değilsin'' (Gaşiye; 22-23) Bunlara ilaveten 12 ayrı yerde daha bu minvalde ifadeler rastlıyoruz Kuranda. Ama hiç şüphesiz en ünlüsü, çocukluğumuzdan beri duyageldiğimiz ayetdir:''Dinde zorlama yoktur'' (Bakara;256) Bu ayetlerin büyük ölçüde hicretten önce 'nazil' olduğu ve Mekki oldukları söylenebilir. 2)Güçlenme Palazlanma dönemi AYETLERİ:''tanrı katında islamdan başka DİN yoktur- Kim islamdan başka bir dine yönelirse, onunki kabul edilmeyecektir....'' (alu İmran; 85). ''Allah katında din, şüphesiz islamdır'' (Alu İmran; 19). ''Allahın dininden başka dinmi arzu ediyorlar?.....'' (Alu İmran; 83). ''Hürmetli aylar çıkınca, puta tapanları, bulduğunuz yerde ÖLdürün.Onları yakalayıp hapsedin....'' (Tevbe; 5). ''Onları nerede bulursanız orada öldürün....'' (Bakara; 191 ve Nisa 89+91). Bunlar ve benzerleri Ayetüs-Seyf (kılıç Ayeti) ve Ayetül Kıtal (Öldürüşme ayeti) olarak adlandırılımıştır. Bu ayetlerin çoğunun medini-hicretten sonra- 'nazil' olduğu düşünülmektedir. Ortalama bir müslüman zaten kuranı arapça olarak hatmetmeyi marifet saydığından, bu apaçık tenakuzun idrakine musallaya yatıncaya kadar varamayacaktır. Eğer ''ilim-irfan'' sahibi bir mümin ise; bu ayetleri anlayarak okursa ve aklına takılan bazı şeyleri dinden çıkma paranoyası ile dillendiremiyor ama için için de ('sümme haşa') Ş ü p h e duyuyorsa: Kuran ona bu İMAN'ının sınavdan geçtiği zor durumda 'Nasıh-Mensuh'(=NESH) şurubunu içmesini salık vermektedir. Bakara ; 106 da ipucu buluyoruz:''Biz, bir ayeti nesh ettiğimiz zaman...'' (yani yürürlükten kaldırdığımız zaman) Kuran kendi içirisindeki çelişkileri 'nesh' ile giderme yoluna gittiğini, yine ayetlerle ifade ediyor. Çelişki ve aykırılıkla rın Nesh yoluyla giderilmeye çalışlıdığı görülürken, ve tamda 'NESH' şurubunu hazmetmeye başlarken; Şu ayetlerle karşılaşan 'Asr-ı Saadet, Ehlibeyt ve Sahabe' aşığı ilim irfan yutmuş Müminimiz arpacık kumrusu gibi düşünmeye başlıyor: Ayetler: ''Benim katımda SÖZ değişmez..' (Kaf; 29) ''Tanrının sözlerinde değişme olmaz..'' (Kehf; 64 +Ahzab 62 +Fatır 43 + Feth 23 + Enam 34 ve 115) -derken- ''Biz bir ayeti başka bir ayetin yerine değiştirdiğimiz zaman..'' (Nahl 100) - hatta- ''Herhangi bir ayeti 'nesh' eder yada UNUTTURURSAK...'' (Bakara 106).. Bu sürekli fikir değiştirmelerden kulu muhammed sıkılmış olacak ki Ra'd suresi 39. ayetle son noktayı koyar ve konu 'ad acta' olur:''Tanrı dilediğini siler; dilediğine yer verir -(yazar;bozar). Ana Kitab (Levhi Mahfuz) onun yanındadır.
__________________ İçin temiz olmadıktan sonra
Hacı hoca olmuşsun kaç para
Hırka tespih post seccade güzel
Ama Tanrı kanarmı bunlara..
Katılma Tarihi: 09 mart 2005 Yer: Antigua And Barbuda Gönderilenler: 362
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Mutezile gene Turan Dursun Takilmissin. Ama gene hala neyi savundugumuz kavramiz degilsin. Gene geleneksel islamcilarin masallarini anlatiyorsun. Sakin Ibn-i El Zartolarin ululerine saygi duyun deme. Allah dinine saygi duymadan onun dinine hadisler ile ekleme yapanlara benim sahsen saygim yok. Bu konu daha once islendi.
Bu okunuyla ilgili ilk alintiyi vereyim. Gersini forumdaki linkden okuyabilirsin. Nesih masuh sacmaliginin hadisci ehli sunnetci zihniyetinde Olan Ibn-i Al zortolarin urunudur.
DİNİ OYUNCAĞA ÇEVİRME: NESİH MENSUH
Arapça’da “nesh” kelimesine silme, ortadan kaldırma anlamları verilir. Mensuh ise silineni, ortadan kalkanı ifade eder. Geleneksel İslâmcılar Kuran’ın içinde nasih ve mensuh olduğunu, bir kısım Kuran ayetlerinin, diğer bazı Kuran ayetlerini iptal ettiklerini iddia etmişlerdir. Hatta hadislerin bile Kuran’ın ayetlerini iptal edebileceğini söylemişlerdir. Sonuç olarak Kuran ayetlerinin bir kısmı hadisler aracılığı ile iptale kalkışılmıştır. Dine bir çok ilaveler yapmakta kullanılan hadisleri Kuran’a eş koşulmuştur diye eleştirirken böylelikle hadislerin Kuran’ın üstüne çıkarıldığına da şahit olmaktayız. Mezhep kitapları nasih ve mensuh için dört şart ileri sürmüşlerdir.
1 Hükmü kaldıran nasih olmalı
2 Hükmü kaldırılan mensuh bulunmalı
3 Nasih mensuhtan sonra gelmeli
4 Her ikisi arasında açık çelişki olmalı
Eldeki kaynakları incelersek Kuran ayetlerinin hangi tarihte, hangi sırayla indiğine dair herkesin ittifak ettiği bir sıra olmadığını görürüz. Hadis rivayetinde ise; hangi hadisin, hangi ayetten önce veya sonra söylendiğini belirten bilgiler belirsizdir. Nasihmensuh iddiasını incelediğimizde asıl yapılanın dinin mezhep imamlarının insafına, görüşüne bırakılması olduğunu görüyoruz. Mezhep imamı neyin nasih, neyin mensuh olduğunu belirler. Böylece nasih mensuh sihirli değneğini eline alan mezhep imamı, Kuran’ın hükmünü iptal edebilecek güce de kavuşur. Yani nasihmensuh ile dini oyuncağa çevirmenin sonucu; mezhep imamlarının dindeki otoritesini sağlamlaştırmak ve mezhep imamlarının “din kurucusu” konumunu pekiştirmektir. Daha önce gördüğümüz gibi, mezhep imamları on binlerce çelişkili uydurma hadisin içinden istediğini seçerek zaten dinde istedikleri tasarrufu yapabilmektedirler. Nasih mensuh ise mezhep imamlarının gerektiğinde Kuran’ın hükmünü de aşabilmelerini sağlamaktadır. Böylece mezhep imamı, Kuran ve hadisin üstünde bir yerde duran ve dilediği kaynaktan dilediğini seçme veya iptal ettirme yetkisini taşıyan kişi olmaktadır. Sırf Allah’ın tekelinde olan dine, uydurma hadislerle sanki Peygamber de ortakmış gibi bir hava verilmiştir. Fakat sonuçta on binlerce hadisten dilediğini seçme ve nasihmensuh sihirli değneğini istediği gibi kullanma yetkisine sahip olan mezhep imamları Peygamber’in, hatta Allah’ın üstünde bir konumla dini oluşturma yetkisini ellerine almışlardır. Bu tahrifatı yapanlar, Kuran’ın şimdi göreceğimiz bir ayetinin manasını kaydırarak bu zihniyetlerini temize çıkarmaya kalkışmışlardır. Önce ayeti görelim, sonra inceleyelim.
Biz daha hayırlısını, ya da bir benzerini getirmedikçe bir ayeti (delili,belgeyi,işareti) neshetmeyiz (silmeyiz, yürürlükten kaldırmayız) veya unutturmayız.
2 Bakara Suresi 106
AYET KELİMESİNİN KURAN’DAKİ MANASI
Kuran’da kullanılan “ayet” kelimesi Allah’ın varlığının ve söylediklerinin ispatı olan her şey için kullanılır. Türkçe’de belge, mucize, delil, işaret, Kuran ayeti şeklinde ifadesini bulan her şey Arapça’da “ayet” olarak tanımlanır. Kuran’a göre Allah’ın yarattığı her şeyde, bitkilerde, insanda, eski kavimlerin başlarına gelenlerde, gece ile gündüzde “ayet” ler vardır.(Türkçemiz’de ayet kelimesinin sadece Kuran ayetleri manasında kullanılması yanlış anlamaya zemin hazırlayan nedenlerden biridir.)
Bazı çevirilerde Arapça’da hiç geçmemesine rağmen “hüküm” kelimesi de yukarıdaki ayetin çevirisine ilave edilip “ayetin hükmü” şeklinde çeviri yapılıp, sanki ayetlerin hükmü neshedilebiliyormuş gibi bir hava verilmeye çalışılmıştır. Oysa Kuran’da geçen “ayet” kelimesine baktığımız vakit çok ilginç bir kullanım şekli olduğunu görüyoruz. “Ayet” kelimesinin çoğul şekli olan “ayat” kelimesi tüm Kuran’da mucize, belge, delil, işaret, Kuran ayetleri manasında kullanılır. Fakat “ayat”ın tekil ifadesi olan “ayet” kelimesi Kuranın hiçbir yerinde Kuran ayeti manasında kullanılmamıştır. Tekil olan “ayet” kelimesinin geçtiği şu ayetleri inceleyip söylediğimizi gözlemleyebilirsiniz: [2 Bakara Suresi 106,118,145,211,248,259; 3Ali İmran Suresi 13,41,49,50; 5 Maide Suresi 114; 6 En’am Suresi 4,25,35,37,109; 7 Araf Suresi 73,106,132,146,203; 10 Yunus Suresi 20,92,97; 11 Hud Suresi 64,103; 12 Yusuf Suresi 105; 13Ra’d Suresi 7,27,38; 15 Hicr Suresi 77; 16 Nahl Suresi 11,13,65,67,69,101; 17 İsra Suresi 12; 19 Meryem Suresi 21; 20Taha Suresi 22,47,133; 21 Enbiya Suresi 5,91; 23 Müminun Suresi 50; 25Furkan Suresi 37; 26Şuara Suresi 4,8, 67,103,121,128,139, 154,158 ,174,190,197; 27 Neml Suresi 52; 29 Ankebut Suresi 15,35,44; 30 Rum Suresi 58 34 Sebe Suresi 9,15; 36 Yasin Suresi 33,37,41,46; 37 Saffat Suresi 14; 40 Mümin Suresi 78; 43 Zuhruf Suresi 48; 51 Zariyat Suresi 37; 54 Kamer Suresi 2,15; 79 Naziat Suresi 20] Listeden de gördüğümüz gibi, söz konusu ifade Bakara Suresi 106. ayette “ayet” olarak tekil şekilde geçtiği için, bu ifadeden Kuran’ın ayetlerini değil Allah’ın kainattaki delilleri, belgeleri, mucizeleri, işaretleri manasındaki “ayetleri” anlamak doğru olur. Bu anlaşıldığında, Kuran’ın ayetleriyle nasihmensuh oyuncağıyla oynama çabası suya düşer. Zaten Kuran kendisinde hiçbir çelişki olmadığını ifade ederek bu tarzda uydurmalara geçit vermemiştir.
Katılma Tarihi: 09 mart 2005 Yer: Antigua And Barbuda Gönderilenler: 362
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
KURAN’DA ÇELİŞKİ YOKTUR Kİ NASİH-MENSUH OLSUN
Onlar Kuranı iyice düşünmüyorlar mı? Eğer o Allah’tan başkasının katından olsaydı, kuşkusuz içinde bir çok çelişkiler bulacaklardı.
4 Nisa Suresi 82
Madem ki Kuranda hiçbir çelişki yoktur, içinde nasih mensuh da olamaz. Çünkü nasih ve mensuhun temelinde, iki çelişkili ifadenin olması ve bu ifadelerden birinin diğerini geçersiz kılması vardır. Zaten Bakara Suresi 106. ayeti anlamak için zahmet edilip de bir önceki ayet olan Bakara Suresi 105. ayet okunursa, Bakara Suresi 106. ayette daha evvelki ümmetlere verilen delillerin, belgelerin, işaretlerin kastedildiği anlaşılır.
Ehli kitaptan kafirler ve ortak koşanlar, Rabbinizden size bir hayır indirilmesini istemezler. Ama Allah rahmetini dilediğine özgüler. Allah büyük lûtfun sahibidir.
2 Bakara Suresi 105
Kuranda “ayetin” yerine “ayetin” gelmesi 16. Nahl Suresi 101’de de geçer:
Biz bir ayeti (delili, belgeyi, işareti) bir başka ayetin (delilin, belgenin, işaretin) yerine koyduğumuzda ki Allah neyi indirdiğini daha iyi bilmektedir onlarsa şöyle der: “Sen yalnızca iftira edicisin” Hayır onların çoğu bilmezler.
16 Nahl Suresi 101
Bu ayete ve devamına dikkat edersek Peygamber’i, düşmanlarının iftira edici olarak nitelemesinin sebebi, Kuran’da ayetlerin kendi içinde birbirini nesh etmesi değildir. Peygamber’in iftiracı olarak nitelenmesinin sebebi, Kuran’ın Allah tarafından gönderildiğini söylemesi ve Kuran’daki ayetlerin (belgelerin, delillerin, işaretlerin) unutulan veya hükmü kalkan ayetlerin (delil, belge,işaretlerin) yerini almasıdır. Nitekim aynı konuyu anlatmaya devam eden Nahl Suresi’nde iki ayet sonra 103. ayette Peygamber’e, Kuran’ın bir insan tarafından öğretildiği iftirasının yapıldığını görüyoruz. Bakara Suresi 106. ayeti yeniden incelersek yeni “ayetin”, nesh edilen “ayetin” ve “unutulan” ayetin yerine geldiğini görüyoruz. Ayette neshin yanı sıra unutma fiili de geçer. Bu nedenle bu ayete dayanarak Kuran’da nesihmensuh olduğunu savunanlar, Kuran’da unutulmuş ayetler olabileceğini de iddia etmiş olurlar. Oysa bu iddia Kuran’ın korunduğunu söyleyen aşağıdaki ayetler ve Kuran’ın değişmediğini ispat eden matematiksel mucizeler ile çelişir. (Kuran’daki bu matematiksel mucizeleri “Kuran Hiç Tükenmeyen Mucize” kitabımızda gösterdik.)
Hiç şüphesiz Zikri (Hatırlatıcı’yı) biz indirdik biz. Onun koruyucuları da gerçekten biziz.
15 Hicr Suresi 8
NESH’İN ARAPÇASI NEDİR?
Kuran’da neshin olmadığını savunan Prof. Dr. Hüseyin Atay silme, ortadan kaldırma anlamlarının neshin ikinci dereceden anlamları olduğunu, nasih mensuh nazariyesinden sonra bu manaya ağırlık verildiğini söyler. Hüseyin Atay’a göre nesh kelimesine Türkçe’de kopya etme, aynısını yazma, nüsha çıkarma manalarını vermek daha uygundur. Nitekim dilimizdeki nüsha kelimesi Arapça’daki “nesh” kelimesinden türeyerek dilimize girmiştir. Bu mananın asıl olduğunu söyleyen Hüseyin Atay 45 Casiye Suresi 29. ayette “nesh” kelimesinin “Biz sizin için yaptıklarınızın kopyasını, nüshasını alıyoruz.” şeklinde kullanılmasını da delil olarak göstermektedir. (Hüseyin Atay Kurana Göre Araştırmalar IIII) Hüseyin Atay’ın bu tespiti çok önemlidir, çünkü neshin bu şekilde manalandırılması halinde; bir Kuran ayetinin başka bir Kuran ayetinin yerini alması şeklinde manalandırma yapılamadığı için nasihmensuh oyuncağının dayandırılmak istendiği bu ayetten, bu sonuç hiç çıkmayacaktır. Gerçi biz “neshin” mezhepçilerin kullandığı manasını alıp, bu manada kullanıldığı taktirde de mezhepçilerin arzu ettikleri sonucu çıkartamayacaklarını gösterdik.
Yazıda Turan Dursun gibi başka kaynaklardan da istifade edilmiştir. Yorumlar büyük ölçüde bana aittir. ''Takılmışsın'' ne demek? Sen 'kurandakidin.net'e mi takılıyorsun? Ben Tikky falan olamadığım için buna okumak ve derlemek diyorum. Cevap diye aktardığında ben sadece doldurulmuş satırlar görüyorum. Şimdi ben yazımın kaynağını bir yana bırakayım; sende kendi alıntı yaptığın yeri. Ve bu konuları merak eden bir insana şu ayet hükümlerini KENDİ KELİMELERİNLE bir güzel anlat da öğrenelim. Nasıh-mensuh ve Nesh olduğuna dair ayetler var. Allah kelamı var. fakat sen yok diyorsun. OK. Yok diyelim. Sen şu ayetleri tekrar bir alt alta oku ve bir MÜSLÜMAN bundan ne anlamalıdır? Sen ne anlıyorsun bir anlat da hatamızı görelim. sevde.de-enfal.de-islah. de vs vs den bana copy-paste de sakın getirme. Kendi imanın ve aklın /izanın doğrultusunda şu ayetlerden Cenab-ı hak neyi kastediyor bir anlat lütfen:
''Şüphesiz inananlar,Yahudi olanlar, Hıristiyanlar ve Sabilerden Allaha ve ahiret gününe inanıp yararlı iş yapanlar sevap kazanacaklar. (Baka-ra 62)''
''Öğüt ver, çünkü sen yalnızca bir öğütçüsün, onların üzerinde bir zorba değilsin'' (Gaşiye; 22-23)
''Dinde zorlama yoktur'' (Bakara;256)
Şimdi bunlarla pek örtüşür görünmeyen bir tenakuz var gibi 'sanılan' diğer ayetlere geçelim. Sen nasıl yorumlarsın? İsevilikten Hak dinine geçmeyi düşünen biri bundan ne anlar? Bir açıklarsan çok aydınlatıcı olacağını düşünüyorum. Kelime oyunları yapıp konuyu saptıran; islami sitelerden DEĞİLDE bir hanif olarak bu dini yaşayan radyoman'ın kelimelerine itibar edeceğim.
''tanrı katında islamdan başka DİN yoktur- Kim islamdan başka bir dine yönelirse, onunki kabul edilmeyecektir....'' (alu İmran; 85).
''Hürmetli aylar çıkınca, puta tapanları, bulduğunuz yerde ÖLdürün.Onları yakalayıp hapsedin....'' (Tevbe; 5).
''Onları nerede bulursanız orada öldürün....'' (Bakara; 191 ve Nisa 89+91).
Bakara ; 106 da ipucu buluyoruz:''Biz, bir ayeti nesh ettiğimiz zaman...'' (yani yürürlükten kaldırdığımız zaman)
''Benim katımda SÖZ değişmez..' (Kaf; 29)
''Tanrının sözlerinde değişme olmaz..'' (Kehf; 64 +Ahzab 62 +Fatır 43 + Feth 23 + Enam 34 ve 115)
''Biz bir ayeti başka bir ayetin yerine değiştirdiğimiz zaman..'' (Nahl 100) - hatta- ''Herhangi bir ayeti 'nesh' eder yada UNUTTURURSAK...'' (Bakara 106)..
Ra'd suresi 39. ayet:''Tanrı dilediğini siler; dilediğine yer verir -(yazar;bozar). Ana Kitab (Levhi Mahfuz) onun yanındadır.''
Sen Ku'ran okumalarında bu Kelam'ları okuduğun vakit neler aklından geçiriyor-nasıl yorumluyorsun?(Mutezile)
Kaynaklarına bakalım:
1-)Kuran’da neshin olmadığını savunan Prof. Dr. Hüseyin Atay 2-)www.kurandakidin.net den alinti
Senin copy-paste yaptığın sayfanın ALTINDA Reddiye yapılırken nasıl zırvalanır güzel bir örnek var. Onu iktibasa gerek görmemişsin. Ben vereyim:
''Savaşta Mü’min Kafir Oranı:Enfal Suresi 65. ayette Müslümanlar’dan yirmi sabırlı kişinin iki yüz kafiri yeneceği, yüz kişinin ise bin kişiyi yeneceği söylenir. Bir sonraki 66. ayette ise Allah’ın müslümanların zaafını bilip, yükü hafiflettiğini söyler ve artık sabreden yüz kişinin iki yüz kişiyi, bin kişinin ise iki bin kişiyi yeneceği söylenir. Bu iki ayet arasında da nasihmensuhluk bir durum veya bir çelişki yoktur. Allah arka arkaya iki ayette çizdiği manzarada, Müslümanlar’ın içinde ne kadar az zaaf olursa o kadar başarılı olacaklarının dersini vermektedir''
Bu argümantasyon tekniğine göre, ve her üç cümlede bir Kuranda nesh yoktur-kuranda çelişki yoktur-kuranda nesh yoktur diye Zikir yapan bir yazıdan beklenecek dedüksiyon-indüksiyon sonuçları ancak bu kadar olabiliyor. Kaynağın hakkında bir iki söz de bir başka islami siteden. Sen seversin oralardan iktibası: (Yenimesaj'dan...)
''Dinde reformu açıkça isteyenlerin başında Prof. Dr. Hüseyin Atay geliyor. Atay, Ankara İlahiyat ekolünden.
Atay, “Dinde reform” adlı kitabında reform düşüncesini net olarak ifade ediyor. Şöyle söylüyor:
“Biz önce dini reformu yapacağız, ilmi reform arkasından gelecek. İslam dünyasında ve Türkiye’de modernistler halk tarafından da devlet tarafından da kösteklendi. Dini yenilemenin önünde üç dini engel var:
1–Uydurma hadisler, mevzu ve zayıf hadis kültürü 2–Tasavvuf ve tarikat kültürü 3–Fıkıh taklitçileri” Atay, daha da ileri gidiyor düzeltilmesi gereken bazı fıkıh hükümlerini de sıralıyor: “Kur’an’da kadere iman yoktur. Kur’an’da miraç yoktur. Kur’an’da şefaat yoktur. Baş örtmek namazla ilgili değildir. Farz namazlarının kazası yok, tövbesi vardır. Kur’an’da İslam ve iman ayrıdır. Gusülde ağza burna su vermek gerekmez. Oruçta kefaret yoktur”
Atay’ın İslamda şu yoktur, bu yoktur” diye hazırladığı liste uzayıp gidiyor.Atay, İslam’ı reforma tabi tutmak için önündeki engelleri sıralamaktan çekinmiyor: Hadis, tasavvuf, fıkıh. Gerçi hadis yerine “uydurma hadis” ifadesini kullanıyor ama mütevatir yolla gelen ve imanı tarif eden Cibril hadisini, kadere imanı, gusül, kefaret, baş örterek namaz kılma ile ilgili sabih hadisler gibi inkar ettiğini düşünecek olursak, Atay’ın bütün hadisleri reforma mani gördüğü ortaya çıkar. Zaten Atay gibilere göre Hz. Peygamberden günümüze gelen hadis sayısı bir elin parmaklarını geçmez.
Bırakınız hadisleri, İsra Suresi 1. ayette gelen miraç olayını, Bakara süresi 255. ayette geçen şefaatı, dahi kabul etmeyen Atay’ın hadisleri kabul edeceğini bekleyemeyiz herhalde. Atay, dinde reformun önünde sadece hadisleri değil fıkıh ve tasavvufu da engel olarak görüyor.Oysa, fıkıh ulemasının temel dayanakları Kur’an ve Sünnet olmuştur. Tasavvuf ve tarikat kültürü diye küçümsediği ekoller ise Müslümana ibadet aşkını, kul olma vasfını aşılamıştır. Hadisi, fıkıhı, tasvvufu ve hatta daha da ileri giderek sakat bir takım yorumlarla Kur’an ayetlerini devre dışı bırakarak İslam’ı reforme etmeye kalkmak, İslam’ı ortadan kaldırmak demektir.Atay’ın şu cümlesini de alıntılamak istiyorum:“Kur’an’a gidip fıkhın, tasavvufun, kelamın hüküm ve kurallarını gözden geçirip değiştirmenin temel kuralı şudur: Günümüz şartlarına göre ayetleri insanın, toplumun, yararına göre yorumlamaktır.” Bu görüş de İslama ve Kur’an’a zıt bir görüştür. Siz Kur’an ayetlerini her devrin şartlarına ve ihtiyaçlarına göre yorumlarsanız, her devirde ayrı bir Kur’an çıkar karşımıza. Her devirde ayrı yorumlanan, ayrı hükümler çıkarılan Kur’an, Kur’an olur mu?Oryantalistlerin asırlardan beri yapmaya çalıştıklarını kendi içimizden birileri yapmaya çalışıyor. Bunun adına da reform diyoruz. Bundan daha büyük bir deform olur mu? İslamsız Müslümanlık olur mu? ''
__________________ İçin temiz olmadıktan sonra
Hacı hoca olmuşsun kaç para
Hırka tespih post seccade güzel
Ama Tanrı kanarmı bunlara..
Varsayki elinde 600 sayfalık bir kitap var. Bu kitap 23 yılda husule gelmiş ve konu başlıklarına göre tertiplenmemiş olsun. Ve bu kitapta onlarca farklı konu birbiri içinde anlatılmış olsun. Örneğin savaştan barışa, ahlaklı olmaktan paylaşımcılığa vs. her türlü konu birbiri içinde işlenmiş olsun.
Ben bu kitabın 258. sayfasından bir cümleyi seçsem ve o cümleye istinaden bir soru sorsam, 356. sayfasından bir cümle seçsem buna dayanarak soru sorsam.....
Din düşmanlığı yapacaksan bu ucuz değerlendirme yöntemini terketmelisin. Malesef Türk ateistlerde müthiş bir derinlik ve metod problemi var. Ayrıca Türk ateistler neyin ateisti? Kur'anın mı yoksa çarpık Kur'an değerlendirmelerinin mi? İslamın mı yoksa müslümanlığın mı?
Bu forumda Zaten bizim de karşı olduğumuz hususları ve bilgileri referans alarak duruş belirlemek neyin nesi???
Hangi ayet hangi konuda geçmiş, konu bütünlüğü nedir? Bu konu hakkında başka hangi surede ayetler var? Orada ne anlatılmış? Ayette Kilit kelimeler varsa bu kilit önemdeki kelime başka hangi ayetlerde ne anlamda ve nasıl kullanılmış? Meallerin ötesinde acaba Arap Filolojisinde bu kilit kelime ne anlamlar ihtiva ediyor? Anlam kayması var mı yok mu? Tüm bunları gözardı ederek 523. sayfadan bir cümle çekip çıkarırsan ve ona binaen karalama yapmaya yeltenirsen ancak basit ve sığ bir uğraşı vermiş olursun.
Üstte yazdığın ayetleri ilk defa okumadım. Nesh-Mensuh konusunu da çok iyi biliyorum. Allah'ın deneme-yanılmasının asla olmayacağını da. Ayet denilerek sadece Kur'andaki cümlelerin kastedilmediğini de. İslam dininin Kur'anla başlamadığını da. Yahudi ve Hristiyanların da Cennete Allah'a ve Ahirete iman ve yararlı işler neticesinde gideceğini de...
Hepsini uzun uzun yazabilirim. Tartışabiliriz. Ama bunun kime ne faydası olacak???
Eğitimci olarak sen bile tutup 600 sayfalık bir kitap içinden rastgele birkaç cümle seçip kanaat ortaya koyabiliyorsun. Cahil insan neler yapmaz? Bu ucuz çarpıtma yönteminin sonu gelir mi? Bu basitlik etrafında tartışmanın sonu gelir mi?
''Şüphesiz inananlar,Yahudi olanlar, Hıristiyanlar ve Sabilerden Allaha ve ahiret gününe inanıp yararlı iş yapanlar sevap kazanacaklar. (Baka-ra 62)''
''Öğüt ver, çünkü sen yalnızca bir öğütçüsün, onların üzerinde bir zorba değilsin'' (Gaşiye; 22-23)
''Dinde zorlama yoktur'' (Bakara;256)
Bu baglamdaki digger ayetlere bakalim.
[036.017] [DV] “Bizim vazifemiz, açik bir sekilde Allah'in buyruklarini size teblig etmekten baska bir sey degildir» dediler. “
[064.012] [DI] Allah'a itaat edin; eger bundan yüz çevirirseniz bilin ki Peygamberimize düsen apaçik tebligdir.
Rabbinizden size indirilene (Kur'an'a) uyun. O'nu birakip da baska dostlarin peslerinden gitmeyin. Ne kadar da az ögüt aliyorsunuz! (7/3)
Demeki elcilerin gorevi teblig etmek. Asil itiat Allah. Asil tapilacak olan Allah. Peygambere Efendimize Tapanlardan degiliz. Allah ve Peygamberin rollerinde anlasiyoruz. Allah Allahdir Peygamber Peygamberdir Ikisini birbirine Karsitirmayalim.
Islam yeni bir din degil Bakara 62 kimler sevap kazanacaklar: Yahudi olanlar, Hıristiyanlar ve Sabilerden Allaha ve ahiret gününe inanıp yararlı iş yapanlar sevap kazanacaklar. Kim bunlar Hz Isa Gelmeden Hz Musaya iananlar, Hz Muhammed gelmeden Hz Isa ya Allah geregi gibi sirk kosmadan inanalar, elbetde sevap kazanacaklar. Ayeti kuran genelinden koparmadan ele alirsak anlami bu. Yoksa islamin mesajindanhaberi oldukdan sonar Allah Islam dan bask din yokdur dedikden sonar, secip secmemede serbesttirler. Sonuclarina katlanmak sartiyla.
Muntezile Yazdı:
Şimdi bunlarla pek örtüşür görünmeyen bir tenakuz var gibi 'sanılan' diğer ayetlere geçelim. Sen nasıl yorumlarsın? İsevilikten Hak dinine geçmeyi düşünen biri bundan ne anlar? Bir açıklarsan çok aydınlatıcı olacağını düşünüyorum. Kelime oyunları yapıp konuyu saptıran; islami sitelerden DEĞİLDE bir hanif olarak bu dini yaşayan radyoman'ın kelimelerine itibar edeceğim.
''tanrı katında islamdan başka DİN yoktur- Kim islamdan başka bir dine yönelirse, onunki kabul edilmeyecektir....'' (alu İmran; 85).
Bakara ; 106 da ipucu buluyoruz:''Biz, bir ayeti nesh ettiğimiz zaman...'' (yani yürürlükten kaldırdığımız zaman)
''Benim katımda SÖZ değişmez..' (Kaf; 29)
''Tanrının sözlerinde değişme olmaz..'' (Kehf; 64 +Ahzab 62 +Fatır 43 + Feth 23 + Enam 34 ve 115)
''Biz bir ayeti başka bir ayetin yerine değiştirdiğimiz zaman..'' (Nahl 100) - hatta- ''Herhangi bir ayeti 'nesh' eder yada UNUTTURURSAK...'' (Bakara 106)..
Ra'd suresi 39. ayet:''Tanrı dilediğini siler; dilediğine yer verir -(yazar;bozar). Ana Kitab (Levhi Mahfuz) onun yanındadır.''
Ma nensah min ayetin ev nünsiha ne'ti bi hayrim minha ev misliha, e lem ta'lem ennellahe ala külli şey'in kadir
Diyanet Vakfı
Biz, bir âyetin hükmünü yürürlükten kaldırır veya onu unutturursak (ertelersek) mutlaka daha iyisini veya benzerini getiririz. Bilmez misin ki Allah her şeye kadirdir
Bak Burda arapacasinda gecen ayet kelimesini ayet diye ceviren sahis. Simdi Bu ayetdeki ayeti nasil cevirecek.
(BAKARA suresi 145. ayet)
Okunuş
Ve le in eteytellezine utül kitabe bi külli ayetim ma tebiu kibletek, ve ma ba'duhüm bi tabiin kiblete ba'd, ve leinitteba'te ehvaehüm mim ba'di ma caeke minel ilmi inneke izel le minez zalimin
Diyanet Vakfı
Yemin olsun ki (habibim!) sen ehl-i kitaba her türlü âyeti (mucizeyi) getirsen yine de onlar senin kıblene dönmezler. Sen de onların kıblesine dönecek değilsin. Onlar da birbirlerinin kıblesine dönmezler. Sana gelen ilimden sonra eğer onların arzularına uyacak olursan, işte o zaman sen hakkı çiğneyenlerden olursun.
Ayni ayet kelimsi burda oldu mucize.
Simdi birde bu ayet bakalim
(BAKARA suresi 248. ayet)
Okunuş
Ve kale lehüm nebiyyühüm inne ayete mülkihi ey ye'tiyekümüt tabutü fihi sekinetüm mir rabbiküm ve bekiyyetüm mimma terake alü musa ve alü harune tahmilühül melaikeh, inne fi zalike le ayetel leküm in küntüm mü'minin
Diyanet Vakfı
Peygamberleri onlara: Onun hükümdarlığının alâmeti, Tabut'un size gelmesidir. Meleklerin taşıdığı o Tabut'un içinde Rabbinizden size bir ferahlık ve sükûnet, Musa ve Harun hanedanlarının bıraktıklarından bir kalıntı vardır. Eğer inanmış kimseler iseniz sizin için bunda şüphesiz bir alâmet vardır, dedi.
(ÂLİ IMRÂN suresi 13. ayet)
Okunuş
Kad kane leküm ayetün fi fieteynil tekata, fietün tükatilü fi sebilillahi ve uhra kafiratüy yeravnehüm misleyhim ra'yel ayn, vallahü yüeyyidü bi nasrihi mey yeşa', inne fi zalike le ibratel li ülil ebsar
Diyanet Vakfı
(Bedir'de) karşı karşıya gelen şu iki gurubun halinde sizin için büyük bir ibret vardır. Biri Allah yolunda çarpışan bir gurup, diğeri ise bunları apaçık kendilerinin iki misli gören kâfir bir gurup. Allah dilediğini yardımı ile destekler. Elbette bunda basiret sahipleri için büyük bir ibret vardır.
Ornekleri cogaltabilriiz. Kuranda ayet kelimesinin gectigi 80 yakin ayet var. Ama Buharinin hadileri ile Kuran ayetlerinin nesh etmek icin mucadele eden zihniyet. Bak isen gelmeyen yerlerde ayetkelimesini nasil cevirmis.
Bu Ayet burda ne anlamda isaret. Simdi bu cercevede Bakara 106 I birdaha dusun. Simdi Bu ehli sunnetcilerin, Tasavufcularin, Mezhepcilerin bilunum sucularin bucularin dustukleri hatayi gorebiliyormusun.
Katılma Tarihi: 29 nisan 2005 Yer: Antarctica Gönderilenler: 357
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Selam Dostlar ve mutezile
mutezile, senin bir dini tercihin yok ise! neden dini terminoloji ile buraya yazılar asmaktasın? Ayetler ortada! sen nasıl okuyup duruyorsan, aynen bizler de aynı metinleri okuyup durmaktayız! şimdi biz sana yaldızlı sözler ile tebliğ mi yapmalıyız dost? sen zaten aklı başında bir tebliğcisin! ama, burada bu tebliğini yapMA! aklın var ki bizlere akıl satmaya çabalıyorsun! o halde qur'anı OKU! işine geliyorsa İNAN! işine gelmiyorsa İNANMA! senin inanmandan yahutta inanmamandan bize NE? zaten elçi(SvS) vefat etmiş durumda! sana-bana-bizlere tebliğci olarak bu "kitab(qur'an)" YETER! YETMELİDİR! biz sana işte Allah şu'dur! diyecek yahutta gösterecek bir hal ve durumumuz YOK! başgözün ile bir TANRI arıyorsan! göremeyeceksin! ille de göreyim diyorsan; beyni sulanmışların mekanı olan bir adresi sana tavsiye edebiliriz!(mihr.com).
Şimdi sorsanız: "niçin Allah'a hakaret ediyorsun bay mutezile? diye" utanmadan: "hayır" bile dersin! görüyorsun değil mi? bizler senin yazılarının künhüne varamayacak kadar! kalın düşünenleriz değil mi?
(Radyomon, Bütün hitap şekillerinde benim nickim bir türlü isabet ettireme- yip saçma sapan takı ve ekler kullanıyorsun. Bu kadar büyük özensizlikte kasıt aramak hiç mantıksız gözükmüyor:
Muntezile Yazdı:
Muntezile Yazdı:
muntezille Yazdı:
Muntezille Yazdı:
Hitapların bu şekilde. Mutezile yazamamışsın bir türlü. Senin de herhangi bir özen beklemeye hakkın yok raDyomen)
(Alperen ozur dileyecek bir sey yok. Lutfen fikrilerini yaz.) ''Redyoman''. Alperen nezaketen ortaya özür diliyor konuya dahil olduğu için. Demek benden özür falan dilese hakkında fetvalar mı çıkaracaksın? kınayacak mısın? Adam en adablı şekliyle-çoğunuzun b e c e r e m e d i ğ i olgunluk ve ağıbaşlılıkla fikirlerini yazmış zaten. Bende zevkle 2 kez okudum. Ve onun düşünce sistemini az çok anladım. Senin laf salatana da göz gezdirdim.. Yine copy-paste, yine malumu ilan ve basmakalıp, sloganist yaklaşımlar. Alperen kendi fikirlerini özgün bir şekilde dile getirmiş. Senden rica etmiştim, nafile. Alperene teşekkür ediyorum. Daha önce dediğim gibi site arşivinden Okyanusun ve onun yazılarını tekrar çıkarıp okuyacağım. Şirretlikle bir yerlere varılsaydı sayın redyemen, sana kulak verirdik.
Hanifulus: Mesnedsiz boş laflar, bomboş.. Yazdıklarımı, nerde durduğumu bilmeden esip gürlemeler, ve kapıyı göstermeler. Zaten 6 sitede (ateist, islam ve her türlü görüşlerin temsil edildiği) yazıyorum dediğim halde adres göstermeler. Kurtulun bunlardan ya; kendinize saygı duyulmasını kendi elinizle zorlaştırmayın. Herkesin bir kişiliği var. ne hakkınız var bunu kendi kendinize yapmaya. (Rodyaman'da beğendiği cümlelerden kendine pay çıkarabilir)..
__________________ İçin temiz olmadıktan sonra
Hacı hoca olmuşsun kaç para
Hırka tespih post seccade güzel
Ama Tanrı kanarmı bunlara..
(Radyomon, Bütün hitap şekillerinde benim nickim bir türlü isabet ettireme- yip saçma sapan takı ve ekler kullanıyorsun. Bu kadar büyük özensizlikte kasıt aramak hiç mantıksız gözükmüyor:
Muntezile Yazdı:
Muntezile Yazdı:
muntezille Yazdı:
Muntezille Yazdı:
Hitapların bu şekilde. Mutezile yazamamışsın bir türlü. Senin de herhangi bir özen beklemeye hakkın yok raDyomen)
Slm Slm ;
Çok Şakacısın, güldürdün beni
Şeker kardeşim Biz Buraya Allah rızası için geliyoruz,Buraya Gelenler Allah rızası için geliyor. Yahu Senin ne işin var burada!?sabah sabah bir de bu mesajı atmışsın.Burada seni kaale alan kimse yokki? Tabiki yanlış yazar/doğal/bende yanlış yazdım.
Hataları hep çevrende değil önce kendinde aramayı dene başkalarına Akıl dağıtırken kendine ayırmamışın.daha önce söyledim tekrar söylüyorum buradaki değerli arakadaşların vaktini ve kendi vaktini boşa harcama.Şeytan yanlış adres vermiş sana
Mutezile darılmaca yok ama, Uslu Uslu geldiğin gibi gitte bizde işimize bakalım.
Sen niye üstüne alındın? Seninle konuşulmasına mı ihtiyacın var?..Böyle abes saatlerinde dışında işte oluyorum, her normal insan gibi..Seni derin araştırmalarından tutan var mı?
__________________ İçin temiz olmadıktan sonra
Hacı hoca olmuşsun kaç para
Hırka tespih post seccade güzel
Ama Tanrı kanarmı bunlara..
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma