Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
DOĞAN CÜCELOĞLU'NUN EĞİTİMİNDEKİ KATILIMCILARLA BİR KONUŞMASINDAN:
Doğan Cüceloğlu: Arkadaşlar, aranızda ölümcül hastalığı olan var mı ?
Bir katılımcı: Allah'a şükür, hocam, bildiğimiz kadarıyla yok.
Cüceloğlu: Ne güzel ! Peki, bana, istisnasız tüm insanların, yani altı
milyar insanın da başına geleceği garanti bir şey söyler misiniz ?
Cevap neredeyse otomatik olarak çıkar: Ölüm.
Cüceloğlu: Gerçekten de ölüm tüm insanların başına geleceği kaçınılmaz
olan tek şeydir. Doğum da tüm insanların başına kesinlikle gelmiştir,
ama bundan sonra başa gelmesi kesin olan tek şey ölümdür. Başka hiçbir
şey insanların tümünün başına gelmeyecektir. Peki, madem öleceğimiz
garanti, bu benim ölümcül bir hastalığım olduğunu göstermez mi ?
Katılımcılar burada sessizce, başlarıyla onaylamaya başlar. Öleceğim belli ise benim ölümcül bir hastalığım olduğu da açıktır...
Cüceloğlu: Peki, ne zaman öleceğimizi biliyor muyuz ?
Katılımcılar: Hayır
Cüceloğlu: Bu saniye içinde olma olasılığı var mı ?
Bir katılımcı: Var.
Cüceloğlu: Yarın ?
Bir katılımcı: Evet.
Cüceloğlu: 30 yıl sonra ?
Bir katılımcı: Olabilir.
Cüceloğlu: Peki bunlardan hangisinin sizin başınıza geleceğini biliyor
musunuz ? Mesela bu akşam eve sağ salim varacağınızı nereden
biliyorsunuz ?
Sınıf sessizce dinlemeye devam eder. Çünkü genellikle yaşama böyle bakmamışlardır.
Cüceloğlu: Peki bir de tersini düşünelim, bu akşam eve döndüğünüzde, bu sabah evden çıkarken
sağ salim bıraktıklarınızı sağ bulma garantiniz nedir? Var mıdır böyle bir garanti ?
Bir katılımcı: Yoktur Hocam.
Cüceloğlu: Peki nereden biliyoruz az sonra telefonun çalmayacağını ve evdekilerden birinin az önce
öldüğünün bize söylenmeyeceğini ?
Katılımcılar burada rahatsız olmaya başlar.
Bir katılımcı: Hocam konuyu değiştirsek?
Cüceloğlu: Ama en yalın ve açık gerçek üzerine konuşuyoruz, biraz daha devam edelim bence.
Peki, acaba bunu dün gece bilseydiniz, yani evde akşam birlikte
olduğunuz kişilerden birinin yarın ölüm günü olduğunu bilseydiniz, o
zamanı aynı dün gece olduğu biçimde mi geçirirdiniz ? Yoksa farklı
şeyler mi yapardınız ?
Bir katılımcı: Kesinlikle çok farklı geçerdi Hocam.
Cüceloğlu: Şimdi sizden rica ediyorum, lütfen bir an arkanıza yaslanın,
gözlerinizi kapatın ve bu sabah evden çıkarken evde bıraktıklarınızdan
birinin gerçekten öleceğini düşünün, dün akşamınızı nasıl geçirirdiniz
? Aynı iletişim mi olurdu? Onunla aynı konuları mı konuşurdunuz ? Aynı
konular, tartışma ya da gerginlik yaratır mıydı ? Yoksa önemsiz hale mi
gelirdi? Bu sabah evden çıkarken, bu son görüşünüzde ona ne derdiniz ?
Onun boynuna sarılmakta tereddüt eder miydiniz ? Çok sıkı sarılmaya mı,
aynaya mı vakit ayırırdınız ? Ona, yüreğinizin derininden gelen bir
"Seni gerçekten çok seviyorum" demeye ne gerek var diye düşünür
müydünüz ? Onun ölecek olması sizin ona duyduğunuz sevgiyi
yoğunlaştırmaz mıydı ?
Burada bazı katılımcılar ağlıyordur. Belli ki dün akşam yaptıklarından
bir kısmının ne kadar anlamsız olduğunu şimdi fark etmişlerdir.
Cüceloğlu: Şimdi gözlerinizi açabilirsiniz, acaba kaç tartışmamızı bu
kadar gereksiz biçimlerde yapıyoruz, kaçı gerçekten yaşamda
karşımızdakinin varlığından daha önemli, hangilerinde "Şimdi kalbini
kırdım, ama zaman içinde ben ondan özür dilemesini bilirim" diye kendi
kabuğumuza çekilip tartışmaları donduruyoruz. Yarattığımız
kırgınlıkları tamir etme olanağımız gerçekten var mı ? Buna zamanımız
gerçekten kaldı mı ?
__________________ "Bir kavme olan kininiz sizi adaletten ayırmasın.."
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma