Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Tekrar Selam Abdullah,

İletimi yazdıktan sonra aklıma senin "Alak suresinin ilk 5 ayeti" konulu yazın geldi.Oradada benzer bir yorumda bulunmuş.İsim kelimesinin tanımlama anlamında  kullanıldığını söylemiştin.Bu tanımlama yerine öğretmek ifadesini kullanırsak sanırım sorun çözülüyor.Yani Allah'ın öğrettiği gibi hayvanları kesmek (boğazlamak),Alak suresinde de benzer anlam çıkıyor yani

Oku,rabbinin adı ile/öğrettiği gibi oku

Nasıl öğrettiği yada nasıl okumamızı istediği hakkındada referans ayetler de mevcut.

Sen ne dersin?

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

6/121-Üzerlerine Allah'ın adı anılmamış olanlardan yemeyin; çünkü o, kesinlikle Allah'ın emrinden çıkmaktır. Bununla birlikte şeytanlar kendi dostlarına sizinle tartışmaları için mutlaka telkinde bulunacaklardır. Eğer onlara uyarsanız, şüphesiz siz de Allah'a ortak koşanlardan olursunuz.

6/145-De ki: Bana vahyolunanlar arasında, ölü, dökülen kan, pisliğin ta kendisi olan domuz eti veya Allah'tan başkasının adı anılarak açık bir günahla kesilmiş hayvandan başkasını, yiyecek bir adama haram kılınmış birşey bulmuyorum. Her kim çaresiz kalırsa, başka bir çaresizin hakkına tecavüz etmek ve zorunlu miktarı aşmamak şartıyla, bunlardan yiyebilir; çünkü Rabbin gerçekten bağışlayan ve merhamet edendir.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Değerli Hayriye,

Ele aldığınız bu konu hakkında düşünme fırsatını -ilk- Hans Aiberg vesilesiyle yakalamıştım... Çünkü, kendisi lafza-i celâlin (Allah) ilk defa Kurân ile Arapların bilgisine sunulduğunu iddia ediyordu... Ona göre, "Allah" ismi Arapların bilmediği bir isimdi... Dolayısıyla, peygamberimizin babasının adı  Abdullah değil de, Abdullât olmalıydı... ??? Yine, Sn. Aiberg'in iddiasına göre, peygamberimizin babasının muvahhid olma şansı yoktu...???

Hem bu iddiayı çürütmek hem de sizin değerli sorunuzu cevaplayabilmek ümidiyle şunlar söylenebilir....

a) Zümer Sûresi 38. âyete göre Araplar İslâm'dan önce de "Allah" ismini hem lafzen hem de ilâhi gerçeklik olarak biliyorlardı...

"Andolsun, eğer onlara, “Gökleri ve yeri kim yarattı?” diye sorsan; elbette “Allah” derler. De ki: “Peki söyleyin bakalım? Allah’ı bırakıp da ibadet ettikleriniz var ya; eğer Allah bana herhangi bir zarar dokundurmak isterse, onlar Allah’ın dokundurduğu zararı kaldırabilirler mi? Yahut Allah bana bir rahmet dilese, onlar onun rahmetini engelleyebilirler mi?” De ki: “Allah bana yeter. Tevekkül edenler ancak O’na tevekkül ederler.”

b) İslâm tarihinin eldeki kaynakları incelendiğinde, "Abd+Put" formülüyle oluşan isimler bulmakta zorlanıyoruz... Bu görüşü şu soruyla destekleyerek daha fazla anlaşılır kılabiliriz...

- Mekke'nin fethedildiği milâdî 630'a kadar, alenen İslâm düşmanlığı yapmaya devam etmiş ve isimleri tek tek tarih kayıtlarında yer alan kaç tane "Abd+Put" isimli kişi bulabiliriz??

Hafızamızı yokladığımızda, ne sahabîler arasında ne de kâfirler arasında bu tip isimlere rastlayamıyoruz... Çok detaylı bir inceleme yapıldığında da bulunabileceğini zannetmiyorum...

Meselâ, peygamberimizin kayıtlarda yer alan ve genel kabul görmüş soyağacı incelendiğinde Kureyş'e (=Fihr) ve oradan Adnan'a kadar bu isimlendirme formülüne uyacak kimse bulunmuyor... Bir Abdulmuttalib bir de Abdullah var... Bu soyağacının kabileler düzleminde yatay incelemesi yapıldığında rastlayabildiğimiz tek isim "Abduluzza"... Peygamberimizin büyük dedelerinden birinin kardeşi olabilir...???

Ayrıca, bilindiği kadarıyla (ne kadar biliniyorsa?) sayısız put arasında Araplar nezdinde en forslu (!) olanı Hübel'miş... Şöyle bir taradığımızda, bir tâne Abd+Hübel bulmak mümkün görünmüyor....

Sonuç olarak; sizin sorunuzu cevaplamaya çalışırken, okunan.com'daki mutaassıp kişilere gönderme yapma ihtiyacı duyuyorum... :)

"Hayır; o Abdullah değildi! Abd+Ellât idi" iddiasını delilsiz-senetsiz kabul etmekten çekinmeyenler "Abd+Hans" durumuna düşmekten hayâ etmiyorlar mı????

Selamlar,

Neyzen_Semazen

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

وَلَا تَأْكُلُ 08;ا مِمَّا لَمْ يُذْكَرِ اسْمُ اللَّهِ عَلَيْهِ وَإِنَّه 15; لَفِسْقٌ وَإِنَّ الشَّيَا 91;ِينَ لَيُوحُو 06;َ إِلَى أَوْلِيَ 75;ئِهِمْ لِيُجَاد 16;لُوكُمْ وَإِنْ أَطَعْتُ 05;ُوهُمْ إِنَّكُم 18; لَمُشْرِ 03;ُونَ

ayet çok açık akik kardeşim evet. ama beni daha da hayrete düşüren "ve innehu le fiskun" derken ebedi cehennemde kalacak olan fasıkların ameli mi kastediliyor sizce?

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

  Mircan yazdı:

   ''Bu durumda Allah'ın Kur'anda anmadığı hayvanları yiyemeyiz mi diye düşünüyorsun?(örnek tavuk) Çok zorlama bir yorum...''

  Mircan,zorlama yorum yerine tavuk gibi çiftlik hayvanları ne olacak dersen en'am kelimesi çiftlik hayvanları demek olup Allah,bunlardan sadece domuzu ki o da çiftlik hayvanıdır,yasaklamakta diğerleri için olumsuz bir ifade kullanılmamaktadır.6:138-145 arası ayetler bu konularla ilgilidir.

  Alak süresindeki o ifadede isim kelimesi geçtiği için ismin karşılığı olarak tanım ve tanımlama kullanabiliriz.Zaten sonraki ayetlerde allameı-insane ifadesiyle insana öğretildiğinden bahsedilmektedir.Yani burada öncelikle Allah bize kitabında tanım ve tanımlamalar vermekte,sonra da bunların ışığında bize öğretmektedir vesselam.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Selam Abdullah,

Cehaletimi bağışla lütfen ayrıca en'am kelimesinin çiftlik hayvanları manasına geldiğini söylediğin için teşekkürler.Arapça bilmeyince meallerde de çiftlik hayvanları gibi bir ifade bulunmayınca önyargılı olarak yorum yazdım affet.

Belirttiğin ayetleri okudum.Sana bir sorum daha var.Çiftlik içinde bir çok hayvanı barındıran bir ortam.Küçükbaş,büyükbaş ve kümes hayvanları gibi toplumuzda yenilen hayvanların yanı sıra yemediğimiz hayvanlarıda barındırmakta örneğin at,eşek,kopek gibi..Bunun ayrımını neye göre yapacağız?

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

  Selam Mircan,

    Estağfirullah.Biz birbirimizi iyiye ve güzele çağırmakla görevliyiz.Sorduğunuz diğer soruyu ise bu çiftlik hayvanlarından binek hayvanı olarak kullandığımız var,malımızı-mülkümüzü kullanmak için kullandığımız var.

  Allahın yarattığı her mahluk yemek için değildir.Örneğin arı balı içinken,kelebekler göz zevkimiz içindir.Çinliler gibi her hayvana eti yenilecek hayvan gözüyle bakmak bana yamyamlık gibi geliyor.

    Tabiattaki varlıkların hepsi Allahın ayetleri olup bunlardan hangisinin insanın ya da fıtratın hangi yönüne yönelik faydası olduğunu illa yazılı ayetlerden değil,yazılı olmayan ayetlerden de anlamaya çalışacağız.

    Bundan dolayı ,örneğin çinliler yiyor ve Kur'anda da yasak olduğu belirtilmiyor diye kö(?)ek eti yemenin fıtrata aykırı olduğunu bilmemek bence cehalettir.Belki kö(?)ek,kedi... gibi hayvanlar ilk çağdan beri başka işler için değil de yalnızca eti için besleniyor olsaydı, o zaman bir diyeceğim olmazdı.

  Maksadımın haramları çoğaltmak olmadığını herhalde anlamışsındır.Yani kısacası bu tür olayları sadece helal-haram noktasından değil tabiattaki ekolojik denge açısından  ve fıtratı korumanın önemi açısından da değerlendirmek şarttır.

   Allah zaruret hali istisnasını domuz için bile yaptığına göre,zaruret halini herşeyde istisna tutmak ise ayrı bir konu tabiiki.

 Not:kö(?)ek'i P ile  yazamıyom.hakaret addediliyor.