HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Genel Tartışma
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Genel Tartışma
Konu Konu: ADEM-MELEK-CİN Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
bogazici
Yeni Uye
Yeni Uye


Katılma Tarihi: 26 mayis 2005
Gönderilenler: 3
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı bogazici

Sinan_B Yazdı:

Selam Arkadaslar.

Alperen, Dostum Link icin sagol. Yaratilis evreli beni hep düsündürmüstür, ve acaba Ilk Adem Dünyaya gelirken asama asama yaratilarakmi geldi yoksa (tabiri caizse) gökten zembillemi indi? Allah herseye kadir!

...............................................Saygilar.

Yada baska bir gezegenden mi gonderildiler. Cennet den gonderildiklerine gore cennet de dunyada olmadigina gore aciklamalari bende merak ediyorum.

bogazici

Yukarı dön Göster bogazici's Profil Diğer Mesajlarını Ara: bogazici
 
Alperen
Admin Group
Admin Group
Simge

Katılma Tarihi: 09 nisan 2005
Gönderilenler: 2974
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Alperen

Selam Dostlar

 

Araf 16. Dedi: "Beni azdırmana yemin ederim ki, onları saptırmak için senin dosdoğru yolun üzerine kurulacağım."

 

Hicr 39. Dedi: "Rabbim! Beni azdırmana yemin ederim ki, yeryüzünde onlar için mutlaka süslemeler yapacağım ve onların tümünü kesinlikle azdıracağım."

 

Ayetlerde görüyoruz ki  İblis yaptığı yanlış hususunda kendisini değil Allah’ı suçlu buluyor. Ve “beni azdırdın” diyor.

 

Konu hakkında araştırma yapan dostların dikkatlerine sunulur.

 

Ayrıca diğer önemli nokta da şu: İblis ayrıdır, şeytan ayrı. Ayetlerde bu ayrım var.

 

İblis bir varlığın ismidir ama şeytan bir sembol isimdir. Bir vasıf, bir niteleme, bir sıfattır. Bu sembol isim şablon gibidir. Bu şablona uyan insan veya cin şeytan olabilir. İlk şeytan İblistir.

 

İblis bir cindir ama belki sıradan bir cin değildir. Çünkü kıyamete kadar işbaşında. Cinlerin de belli bir ömrü var malum.

 

Belki kıyamete kadar işbaşında olacak olan İblis değil İblislik misyonudur. Bu misyonun temsilcileri de ins ve cin’den olabilir.

 

En doğrusunu Allah bilir.

 

Saygılar

Yukarı dön Göster Alperen's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Alperen
 
Sinan_B
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 24 mart 2005
Yer: Germany
Gönderilenler: 95
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Sinan_B


Selam Arkadaslar.

Alperen Yazdı:
Ayrıca diğer önemli nokta da şu: İblis ayrıdır, şeytan ayrı. Ayetlerde bu ayrım var.


2:36    Şeytan, onları oradan kaydırıp bulundukları yerden çıkarttı. Nihayet, "Birbirinize düşman olarak aşağı inin. Yeryüzünde belli bir süre kalıp yaşayacaksınız," dedik.

Fe ezelluhmesSeytanu...

Bak burada da ayni konuda Iblis degil, Seytan olarak aniliyor, ben Seytanin Iblisden farkli birsey oldugunu zannetmiyorum. Evet bazi Ayetlerde ayri sekilde aniliyor, neden farkli kavram ile ifade edildigini bende sorguluyorum.

Ayrica bak:

[003.036] [DI] Onu doğurduğunda, Allah onun ne doğurduğunu bilirken «Ya Rabbi! Kız doğurdum. Erkek, kız gibi değildir, ben ona Meryem adını verdim, ben onu da soyunu da, kovulmuş şeytandan Sana sığındırırım» dedi.

Vezurriyyeteha MinesSeytanir Rahim

[004.119] [ON] «Ve elbette onları saptıracağım ve elbette onları kuruntuya düşüreceğim ve muhakkak onlara emredeceğim de hayvanların kulaklarını yaracaklar ve herhalde onlara emredeceğim de Allah Teâlâ'nın yarattığını tağyir edeceklerdir.» Ve her kim Allah Teâlâ'dan başka şeytanı velî ittihaz ederse şüphe yok ki, pek açık bir ziyan ile ziyana düşmüş olur.

Vemeyyettehuzus SEYTAN'e

Bu Ayetlerde konusu gecen Seytan, Iblis'in aynisi degilmi? Bence aynisi, ama su da dikkatimi cekti:

[006.112] [SY] Böylece biz her peygambere, insan ve cin şeytanlarını düşman yaptık. Onlardan kimi kimine, aldatmak için birtakım yaldızlı sözler fısıldayıp telkin ederler. Eğer Rabbin dileseydi, bunu yapamazlardı. O halde onları, düzmekte oldukları yalanlarıyla başbaşa bırak!

Insanlarinda Cinlerinde, her iki cins icinde Seytanlar mevcut olabilir. Ancak dikkatimi ceken bu ve benzeri Ayetlerde Iblis yerine Seytan olarak aniliyorlar.

Diyorum ki, belki Iblis insanin ve cinlerin özünde bulunan bilinmedik bir unsurdur. Yani sirf ic güdülerle haraket eden kisi, kendini soyutlayamazsa Iblis(seytan) olur, soyutlarsa Melekden de üstün olabilir. Ki bu yorumun ne kadar zayif olma ihtimalide olsa, beni cok düsündürüyor.

Misal, kisi kötü birsey yaparken bunun bilincinde de olsa, cünkü icimizdeki ses kötü birsey oldugunu söylüyor, "aman bir kere yapsam ne olacakki" deyip yada kendine hakli gerekceler bulup, iste o sirada farkli bir ses konusa geliyor, mayamizdaki iki özelligin arasinda birisi galip geliyor.

Bu mevzular cok ince, seviyemin yetersiz oldugunuda biliyorum, ancak bu Adem-Melek-Cin mevzusunu sembolik anlamda mesajlari almakla kalmayip, anlatilan hadiseleri de yasanmis kabul edersek tutarsizlik cikiyor ortaya.

Seytandan ziyade "Iblis" bir tanimlama olamaz mi? Sembolik bir figür, Seytanlarin atasi!? Alperenin sordugu gibi, yoksa Iblis ölümsüzmü ki kiyamete kadar musallat oluyor. Aslinda kiyamete kadar süre verilen insan-cinler (ölenin kiyameti kopuyor!), ve iclerindeki hüküm söktürebilecek seytansi özellikleridir diye düsünyorum(yani benligin disinda her iki cinse ayriyeten fisildayan bir seytani yaratik degil!), ne kadar güclenmesine kisi müsade ederse birer seytan olabilir. Ne kadar azarsa kisi, atasi Iblisdende bir farki kalmaz. Öyle degilmi?

Galiba en olumlu aciklamayi, Cinlerin esasta ne olup olmadigi sonucunda bulabiliriz diye düsünüyorum. Cinler gercekte görünmeyen, sekil degistirebilen varliklarmidir yoksa farkli özellikde bir insan türümü dersiniz? Benim bu konuda kesin bir yorumum yok, diger konularda da oldugu gibi, ama beni düsündüren bir cok sey var cinler konusunda, örnegin:

Cinlerde Allah'in birer kullari, o halde Namaz kilmalari da gerekir, abdest almalarida. Madde özelligi olan su ile nasil görünmeden muhattap olabiliyorlar? Cinlerin besin tarzi insanlardan farkli ise, yeryüzünde bir agacin elmasindan yemeleri ne kadar tutarli olur?
Daha önce yer yüzünde yasayan Cinler icin, daglar tepeler, mesafeler(egerki isik hizi ile hareket ediyorlar) onlar icin birsey ifade etmemesi gerekiyor.
Daha önce yeryüzünde bozgunculuk yapip kan döken sakin Cin olarak tanimlanan, dis sekli ile insan ama benlik konusunda farkli özellige sahip olan Insan türü olmasin?

Cin konusunda yorum getiremiyorum, eger görünmez varliklar ise en yaklasik cevabi herhalde onlarla muhattab olup, görüp konusan kisiler verebilir.

bogazici Yazdı:
Yada baska bir gezegenden mi gonderildiler. Cennet den gonderildiklerine gore cennet de dunyada olmadigina gore aciklamalari bende merak ediyorum.


Sanmam, baska gezegenden de gelseler tabiyat geregi topraktan, yani maddi özellikten yaratilmislar. Yaratilmanin sürec icinde evrelerden gecerek olasiligi cok yüksek, bizlerde yaratilirken bir cok evreden, dokuz ay icinde meydana geliyoruz. Allah ilk insani topraktan bir sekilde sekillendirerek (insanlar acisindan!) sürec icinde degise degise insan haline getirdigini düsünüyorum.

Hz. Adem'in ve Esinin Cennette yaratildigini sanmiyorum, bunlar bana sembolik anlatim olarak geliyor. "Ilk insan Ademdir" seklinde dogrudan bir aciklama yok Kuranda, dolayli sekilde böyle bir yorum cikariyoruz.

En dogrusunu Allah bilir.

Saygilar.
Yukarı dön Göster Sinan_B's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Sinan_B
 
Alperen
Admin Group
Admin Group
Simge

Katılma Tarihi: 09 nisan 2005
Gönderilenler: 2974
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Alperen

Selam Dostlar

 

Sevgili Sinan, benim de zihnimde son şeklini vermediğim bir husus bu. Ama ben yine ayetlerde İblisin ve Şeytanın ayrıldığını savunuyorum. Fakat İlk Şeytan İblisti diyorum. İblis de şeytan olduğundan dolayı 2.36 daki kandırıcı/ayartıcı şeytandır yani İblistir. Orada onun ismi değil sıfatı kullanılmıştır.

 

Şeytanlık İblisle başlamıştır. Ama bu mevzudaki sembol isim İblis değil şeytandır. İblis yada Azazil herneyse bu o cin’in özel ismidir. Ama şeytanlık onun sıfatıdır. Genelgeçer kavram “şeytan”dır. Tabiki her zaman olduğu gibi şimdi de yanılıyor olabilirim. İllaki bu doğrudur demiyorum.

 

Bu konuda az önce küçük bir araştırma yaptım.

 

Lütfen önce İblis kelimesinin geçtiği ayetleri okuyun: http://www.kuranfihristi.net/ayetler.php?kelime=İBLİS

 

“İblis” kelimesi sadece Adem’in cennetteki serüveni esnasında var. Diğer zamanlarda ise “şeytan” kavramı var. Ademden sonraki zamanlarda acaba İblis’e ne oldu? Her cin gibi o da öldü mü?

 

Ölmüş olabilir ama “İblis” ismi Sebe halkı zamanında tekrar karşımıza çıkıyor. Önce ayetlere bakalım:

 

Sebe Suresi

 

15. Yemin olsun, Sebe' için kendi meskenlerinde bir ibret vardı. Sağ ve soldan iki bahçe. Rabbinizin rızkından yiyin de O'na şükredin. Tertemiz bir belde ve affeden bir Rab...

16. Ne var ki onlar yüz çevirdiler; biz de üzerlerine Arim selini gönderdik. Onların iki bahçesini, buruk yemişli, acı ılgınlı, birazcık da sedir ağacı bulunan iki bahçeye çevirdik.

17. İşte böyle! Nankörlük ettikleri için onları cezalandırdık. Nankörden başkasına ceza verir miyiz hiç!

18. Biz onlarla, içini bereketle dolduğumuz kentler arasında, sırt-sırta vermiş kasabalar oluşturduk; Bunlar arasında gidiş-gelişler belirledik. "Geceleri ve güdüzleri, güven içinde gezip dolaşın oralarda." dedik.

19. Ama onlar, tutup şöyle dediler: "Rabbimiz, seferlerimizin arasını uzaklaştır!" Böylece kendilerine zulmettiler de biz de onları efsaneler haline getirdik; hepsini darmadağın ettik. İşte bunda, gereğince sabreden, yeterince şükreden herkes için elbette ibretler vardır.

20. Yemin olsun, İblis onlarla ilgili sanısında isabet etti. İnananlardan bir grup dışındakiler ona uydular.

21. Oysaki onun, onlar üzerinde hiçbir sultası yoktu. Sadece biz; âhirete inananı, onun hakkında kuşkuya düşenden ayırmak için böyle yapıyorduk. Rabbin herşey üzerinde Hafiz'dir, kollar, korur, gözetir.

 

Evet burada İblis’in ismi var ama sadece onun Sebe Halkı için (ve diğer tüm halklar için) yapmış olduğu zan/tahmin/sanı sözkonusu edilmiş. Pekala İblis bu tahmini ne zaman yaptı? Adem ile birlikte cennetteyken.

 

Sebe Suresi 20’yi dikkatli okursak İblis’in Ademoğlu için bir tahminde, bir zanda bulunduğunu görürüz. Buradan da Sebe halkı zamanında işbaşında olan şeytanın İblis olmadığını anlarız. Yoksa neden “zan”, “sanı” kelimeleri kullanılmış olsun. Sebe halkı zamanında ve şu anda devam eden iblislik misyonu=şeytanlıktır, diyebiliriz.

 

Zira İblis’in orduları vardır. Ordudaki her bir şeytan neferi aslında İblistir.

 

Şuara Suresi

 

94. Ardından onlar ve öteki azgınlar cehennemin içinde tıkılmıştır.

95. İblis orduları toplu haldedir.

 

Şuara Suresi 95’ten ise İblis’in tek olmadığını ama bu misyonun başını çektiğini görüyoruz. Yani başkomutan İblis idi.

Sözün özü İblis bir cindir. Ve bir süre sonra ölmüştür. Ama onun misyonunu temsilcileri devam ettirmektedir diyebiliriz.

 

Fakat bir sorun var. Bu öngörümüzü çürütecek bir detay var.

 

Cin Suresi 4. "Doğrusu, bizim beyinsiz, Allah hakkında saçma lakırdı ediyormuş."

 

Eğer burada “bizim beyinsiz” diyerek kastedilen İblis ise, öngörümüz çürür. Ama burada kastedilen cinlerin o andaki lideri/liderleri olabilir. Zira cinlerin o anki lideri de İblis misyonundaki biri yani o zamanın şeytanı olabilir. Zira Allah ile aldatan sadece İblis değildir. Yaman Aldatıcılar şeytan formundaki ins ve cin olabilir.

 

Lokman 33. Ey insanlar! Rabbinizden korkun! Herhangi bir şeyde babanın, evladı; evladın da babası yerine karşılık ödemeyeceği günden ürperin! Allah'ın vaadi haktır; dünya hayatı sizi sakın aldatmasın. O yaman aldatıcı, sakın sizi Allah ile aldatmasın!

http://www.kurandakidin.net/kuranasp/sureler.asp?cid=31

 

Yanlışım olabilir. Benimki sadece öngörü. En doğrusunu Allah bilir.

 

Saygılar

 

Yukarı dön Göster Alperen's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Alperen
 
Sinan_B
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 24 mart 2005
Yer: Germany
Gönderilenler: 95
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Sinan_B


Selam Dostum.

Adem-Secde-Cennet konusunda, evet, sadece Iblis olarak aniliyor, senin naklettigin isitnalar disinda da Iblis olarak anilan bir Seytan yok.

Iblis le ilgili bir aciklama:

http://www.sevde.de/islam_Ans/ii/iblis.htm Yazdı:

İBLİS

Şeytanın özel ismi. Bir çok ismi bulunan şeytanının isimlerinden biri. Şeytan; cinnilerden ve insanlardan şerli yaratıkları nitelemek için kullanılan bir cins isimdir. Hz. Adem (a.s)'in cennetten çıkmasına sebep olan, Kur'an'da anlatılan şeytanın birçok isimleri vardır. Meselâ; el-Adüvv, Aduvullah, Azazil ve İblis bunlardandır.

İblis kelimesinin türediği "Eblese" kökü şu anlamları ifade eder: Hayırsız oldu, hüsrana uğradı, şaşkınlığa düştü, Allah'ın rahmetinden ümidini kesti. İblis kelimesinin çoğulu "Ebalis" ve "Ebalise" ölçüsündedir. Kelimenin türediği fiil kökünün şeytanın özelliklerini nitelemesinden dolayı İblis şeytana özel isim olmuştur (Alusi, Ruhû'l-Meânî, Beyrut (t.y.), I , 229). İblis Ruhânî isabet ettiğini zehirleyen bir ateşten (nar-ı semûm) yaratılmış cinlerin ve şeytanların atasıdır. Yaratılış mayasının nefsi isteklerle yoğrulduğu bunun için meleklerin içinde iken bile büyüklenmiş ve nefsinde bulunan meziyetler kendisini aldatmıştır (bk. Kamil Miras, Tecrid-i Sarih Tercümesi ve Şerhi, IX, 55).



Bir konuda yorum farki göremiyorum, Iblis Seytanlarin atasi diyebilirmiyiz? Evet. Seninde belirttigin gibi miyson öncüsü olarak nitelendirebiliriz.

Seytan ins ve cins'den ayri bir tür yaratik olmadigina ve iblis cinlerdendi aciklamasina göre, bir Cin'in bas kaldirmis olmasi sonucuna variyoruz. Ne zaman? Hz. Adem yaratildiginda.

Iste bu noktada, Adem'in yaratilip Cennette sürülüp geri kovulma hadiselerini sembolik degilde olmus bir hadise olarak algilarsak, Iblis'inde sembolik degil, aktif bir Figür olarak secde ve cennet olayinda yasamis olmasi yorumu cikiyor. Ve böylece bu baslikta tartisilan konular tekrarini alacak.
Ki ben sembolik yorumlamaktan yanayim, onun icin bir önceki yazilarimda Cinlerin bu konuda anahtar kelime olabilecegini düsünmüstüm. Ancak simdiki konu tabaninda olmus bitmis, yasanmis birer hadise olarak yorumlayalim. Yoksa ayri ayri konular bir arada karisacak sanirim. Sahsen toparlayamam.

Alperen Yazdı:
Eğer burada “bizim beyinsiz” diyerek kastedilen İblis ise, öngörümüz çürür. Ama burada kastedilen cinlerin o andaki lideri/liderleri olabilir. Zira cinlerin o anki lideri de İblis misyonundaki biri yani o zamanın şeytanı olabilir. Zira Allah ile aldatan sadece İblis değildir. Yaman Aldatıcılar şeytan formundaki ins ve cin olabilir.


Bende öyle düsünüyorum, yoksa Iblis ölümsüz olmasi gerekirdi. Iblis cinlerden olduguna göre ve her cin ömür tükettigine göre sözkonusu Iblis degil, bir baska Seytan olabilir.

Saygilar.
Yukarı dön Göster Sinan_B's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Sinan_B
 
Sinan_B
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 24 mart 2005
Yer: Germany
Gönderilenler: 95
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Sinan_B


Selam Herkese.

Bir kac soru uyandi kafamda:

Sinan Yazdı:

Bende öyle düsünüyorum, yoksa Iblis ölümsüz olmasi gerekirdi. Iblis cinlerden olduguna göre ve her cin ömür tükettigine göre sözkonusu Iblis degil, bir baska Seytan olabilir.


Bu ne kadar azimli, basarili bir yaratik ki, kendisi öldügü halde digerlerini öyle bir asilayabilmis ki, kendisi var olsada olur olmasada olur dedirtiyor.

Ama dikkatimden kacan:

7-Araf Suresi
13. Buyurdu: "O halde in oradan. Senin haddine mi orada büyüklük taslamak! Hadi çık! Sen alçaklardansın."

14. Dedi: "İnsanların diriltileceği güne kadar bana süre ver."
15. Buyurdu: "Süre verilenlerdensin."


Hicr-15. Sure:
35. "Din gününe kadar üzerinde lanet var."
36. Dedi: "Rabbim, onların diriltileceği güne kadar bana süre ver."
37. Buyurdu: "Hadi, süre verilenlerdensin."


Benzeri aciklamalar Isra-17. Sure: 62-64 ve
Sad-38. Sure: 77-83.

Peki bu adam ölmedi mi? Süre verilmisse ölmemistir sonucuna variyorum, Ayetler bu sekilde sonuc veriyor.

Her canli ölümü tadacak, Iblis cinlerden di deniyor, o halde:
Iblis = Cin = Canli. E bu adam sirf rica üzere kiyamete kadar kalabilmisse, hani "ben nasilsa kaybettim, bari süre verde digerlerinide yaniltayim" dercesine, bu bir gerekce olabilirmi ?

Yüce Allah bir Cin'e neden böyle bir konuda müsade veriyor? Eger ki ordulari var, etkin bir asilama büyük bir ihtimal, o halde Iblis'in kiyamete kadar aktif olmasinin ne önemi kaliyor? Her insanla bizzat kendisi ugrasiyorsa, ayni anda kac milyar insanla ugrasabilecek?

Iste bu yüzden ben bu olaylari Sembolik olarak yorumlamaktan yanayim, hadiseleri anlatildigi gibi olmus yasanmis kabul ederseniz her bir cevap yeni bir soruya yol aciyor.

Bence ben o sembolik ADEM'im, o sembolik Cenneti suan yasiyorum (gercek ahiret yurdundan bahsetmiyorum!), dünya hayatinda o kadar yasak agac varki, icimde ki Iblis galib gelirse Atese girecegim, eger dokunmazsam bu yasak agaclara, esas yurdum Cennete gidecegim, Allah bilir sonumu.
Her birimiz birer Adem degilmiyiz? Ve her birimizin icinde birer Iblis yatmiyormu? Kimine hükmetmis kimine edememistir... Hükmü altina giren kisi, tipki bir Iblis gibi gözümüzün önünde dolanir, baskalarinida atesine davet eder, eger hükmü altina girmemisse kisi Melekden de üstün olabilir. Gercekte kiyamete kadar süre verilenler bizler degilmiyiz, her ölenin kiyameti kopmuyormu? Iblis bizim disimizda degil icimizdeki benligin bir parcasi veya! bilinmedik özel bir unsur olamazmi acaba diye düsünüyorum.

Fazla gercekci algilamamak kaydiyla kisaca söylede düsünebilirsiniz, dünyaya gelmeden önce tam o yasak agacin karsisinda dikiliyorduk,  birden bire kendinizi dünya hayatinda buluyorsunuz, ölüp tekrar dirildigimiz anda elimizi o agaca uzattikmi yoksa sakindik mi görecegiz. Kimisi kalici olacak kimiside kovulacak.

Ben aciklamalari sembolik olarak kabulleniyor, kendi hayatimda bu sekilde uyarliyorum. O yasak agaca dokunmamissak Cennette kalacagiz, yani tekrar dirilip Cennete girecegiz!(insaAllah!) sayet yasagi cignemissek kovulacagiz, Cehenneme.

Yorumum özelte bu sekilde, illaki gercek budur demiyorum.
Dogrusunu süphesiz Allah bilir.

Saygilar.
Yukarı dön Göster Sinan_B's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Sinan_B
 
sailamasr
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 23 nisan 2005
Gönderilenler: 543
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı sailamasr

selam selam

iblis konusundaki fikirlere bende  bir örnekle bir zann eklemek istiyorum. tüm cinleri ve insanları  su olarak kabul edelim iblis te dahil. hepsini aynı dereden alınmış bardaktaki sular gibi hayal edelim.
iblis secdeyi reddettiği anda toz boya haline dönüşmüş olsun. o boyaya da şeytan diyelim (tekil)
iblisin kendisine ordu kurabilmesi için yapması gereken sadece sulara 1 tutam boya atabilmek çünkü bardakların ağzı açık. ancak boyayı alan bardaktaki su toz boya haline değil BOYALI SU haline geliyor.
iblis'e verilen süre/söz o toz boya halinin kıyamete kadar bitmeyeceğidir ve iblis'te yemin ediyor çoğu bardağı BOYALI SU yapacağım.

basitçe böyle düşünüyorum

selam selam
Yukarı dön Göster sailamasr's Profil Diğer Mesajlarını Ara: sailamasr
 
Alperen
Admin Group
Admin Group
Simge

Katılma Tarihi: 09 nisan 2005
Gönderilenler: 2974
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Alperen

Selam Sinan & Sailamasr

 

Adem ve Havva da birer sembolik figür olabilir.

 

ARAF SURESİ

189. O, odur ki, sizi bir tek canlıdan yarattı, eşini de ondan vücuda getirdi ki, gönlü buna ısınsın. Eşini sarıp kucaklayınca o, hafif bir yük yüklendi de bir süre onu gezdirdi. Ağırlaştığında ikisi birden Rablerine şöyle dua ettiler: "Bize iyi huylu, yakışıklı bir çocuk verirsen yemin ederiz, şükredenlerden olacağız."

190. Allah onlara ruhta-bedende güzel bir çocuk verince, kendilerine verdiği nimete ikisi birden Allah'a ortak koşmaya başladılar. Allah onların ortak koştuğu şeylerden arınmıştır.

191. Hiçbir şey yaratmayan, bizzat kendileri yaratılmış olan şeyleri/kişileri mi ortak koşuyorlar?

 

sizi bir tek canlıdan yarattı, eşini de ondan vücuda getirdi ki: Burada bahsedilen kişi Adem ve eşi (ismi Kur’anda yok ama Havva)

 

Eşini sarıp kucaklayınca o, hafif bir yük yüklendi: Adem ile Havvanın münasebetinden Havva hamile kalıyor.

 

Ağırlaştığında ikisi birden Rablerine şöyle dua ettiler: Doğum yaklaştığı an Adem ve Havva Allah’a kendilerine hayırlı evlat vermesi için dua ediyor. Evlat verdiğinden dolayı şükredenlerden olacaklarına dair Allah’a söz veriyorlar.

 

Allah onlara ruhta-bedende güzel bir çocuk verince, kendilerine verdiği nimete ikisi birden Allah'a ortak koşmaya başladılar: Çocukları olduğunda ise ikisi birden (Adem ve Havva) Allah’ın verdiği bu nimet hususunda Allah’a ortak koşmaya başlıyorlar.

 

191. Ayette de bu müşrik tutumlarından dolayı tekrar kınanıyorlar.

 

Bu ayetlerden şu iki sonuç çıkıyor:

 

1.) Adem ve Havva birer sembol isimdir. Konu Ademler ve Havvalardır.

 

2.) Bu ayetlerde bahsi geçen kişiler (Adem ve Havva) gerçek kişilerdir. Ve Allah’a şirk koşmuşlardır. Dolayısıyla Adem’de peygamber değildir. Ama bu açıklamayla da şu çıkmaza giriyoruz: Allah’ın varlığına ve birliğine en fazla şahit olan bir insan=Adem nasıl böyle büyük bir yanılgının içine düşer?

 

Sözün özü ben de Sinan gibi düşünüyorum. Ve sevgili dostumun hoşgörüsüne sığınarak aramızda geçen diyalogdan bir kısmını buraya aktarmak istiyorum:

 

Bu Adem-Melek konusunda bende de netleşmiş bir kanaat yok. Bir yandan aklıma şöyle de gelmiyor değil. Kur’anda ve diğerkutsal kitaplarda sembol/simge dili çok kullanılmıştır.

 

Örneğin Allah’ın ruhlarımıza “ben sizin Rabbiniz değil miyim” diye sorduğu gün acaba gerçekten karşısında ayrık/bireysel ruhlar var mıydı? Yoksa bu tamamen sembolik bir anlatım mı? Yani şu denmiş olamaz mı? Ben sizi beni tanıyacak formatta yarattım. Genlerinize bu hanifliği kodladım.Belki işin aslı bu ama konu simgelerle sembollerle anlatılmış olabilir.

 

Aynen bunun gibi Adem-İblis-melek konusu da sembolik olabilir. Bu konuda anlatılanların hepsi simgesel dil kullanılarak sunulmuş olabilir. Hani Mevlana hikayelerindeki gibi. Hikayedeki karakterler, durumlar semboliktir ama asıl verilmek istenen mesaj önemlidir gibi.

 

Oradaki Adem insanoğlunu simgeliyor olabilir. Meleklerin secdesi onların bize kurgulanan bu sınav serüveninde pozitif yanda olduğunu gösterebilir. Oradaki İblis ise bizim bu sınav serüvenimizdeki negatif unsuru simgeliyor olabilir. İblisin secde etmemesinin anlamı onun bizim karşıtımız, bizi ayartmaya çalışan bir unsur olduğunu gösterebilir. Melekler ise örneğin kiramen katibin gibi bizim emrimize verilmiştir. Yani secde etmişlerdir. (Secde kelimesini kur’anda taratmanı tavsiye ederim)

Dolayısıyla oradaki yani cennetteki sınanma, aldanma, sonuçta dünya sürgünü falan tümü hikaye formatında bizi sunulan özgerçekler olabilir.

…….

Ama eğer İblis kendi sonunu biliyorsa neden böyle bir aptallık yapmış olsun? Ki Ademoğlunun hayat serüvenini ve sonunu biliyor. Demek ki kendininkini de biliyordur herhalde.

Tek bir ihtimal kalıyor. Bu anlatılanlar sembolik. İblis bir sembol isim ve bu sembol ismin simge adı şeytan. Ve şeytan insandan ve cinden olabiliyor ayete göre. Oradaki Adem de sembol isim.

Ademe isimlerin öğretilmesi de ayrı bir çetrefilli konu. Gel de anla. Ne demek bu isimlerin öğretilmesi. İşte bu noktada bu konunun sembolik olduğunu kabullenmemizden başka çıkar yol kalmıyor. Eşyayı isimlendirebilme yetisi (bilim yapabilme kabiliyeti) her insanın kodlarında var. Yani hepimiz Ademiz ve bize isimler daha doğmadan talim ettirilmiş yani kodlanmış.

Cennette sınanma olur mu? Yasak ağaç olur mu? Kandırılma olur mu? Kovulma olur mu? Olmaz. Ya kandırılmasaydı ne olacaktı. Yeryüzü serüvenimiz başlamayacak mıydı yani?

Hasılı kelam bence tamamen sembolik bir anlatım var burada. Ama buradaki tüm sembolleri teker teker ele alıp çözümlemek lazım.

Yukarı dön Göster Alperen's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Alperen
 
Alperen
Admin Group
Admin Group
Simge

Katılma Tarihi: 09 nisan 2005
Gönderilenler: 2974
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Alperen

Selam Dostlar

10- Andolsun, sizi yeryüzünde yerleşik kıldık ve orda size geçimlikler yarattık. Ne az şükrediyorsunuz?

11- Andolsun, Biz sizi yarattık, sonra size suret (biçim-şekil) verdik, sonra meleklere: "Adem'e secde edin" dedik. Onlar da İblis'in dışında secde ettiler; o, secde edenlerden olmadı.

12- (Allah) Dedi: "Sana emrettiğimde, seni secde etmekten alıkoyan neydi?" (İblis) Dedi ki: "Ben ondan hayırlıyım; beni ateşten yarattın, onu ise çamurdan yarattın."

Üstteki ayetlerden anlıyoruz ki Allah’ın en baştaki amacı bizi yeryüzünde yerleşik kılmak ve orada bize geçimlikler vermektir. Yani insanoğlunun yeryüzü serüveni Allah tarafından en baştan tasarlanmış bir konudur. Allah bu kurguyu işin başında yapmış. Tasarı tamamlanmış. Bundan sonraki detaylar işin prosedürü için gerekli olan şeyler.

Allah insanı yaratmak istiyor. Bu yarattığı insanı yeryüzüne göndermek istiyor. Bu yeryüzüne gönderdiği insanı Halife kılmak istiyor. Bu yüzden Ona önce RUH sonra NEFS veriyor. Veriyor ki Halife olabilsin ve sorumluluk sahibi kılanabilsin. Allah insanın nefsine Kötülük ve Takvayı ilham ediyor. Böylece sınanma mümkün olabilsin. Allah insanın içdünyasına kendisini tanıyabilme yetisini kodluyor (elestü bi rabbikum) yani onu haniflik fıtratı üzere yaratıyor. Böylece elçiler geldiğinde kendisine bir mesaj ilettiğinde bu mesajla o içindeki sesin birbiriyle uyum içinde olduğunu görebilsin. Görebilsin ki Allah’ın kuluna rahmeti tecelli etsin. Böylece kul sonsuz güzellikler mekanına gidebilsin.

Sözün özü, kurgu baştan yapılmış. Tasarlanmış bir dünya serüveninin işlerlik kazanabilmesi adına gerekli olan ilk olaylar da bize hikaye formatında anlatılmış. Bu hikaye formatında anlatılanların tamamen sembolik olduğunu nereden anlıyoruz? Üstteki 11. ayetten anlıyoruz. SİZİ yarattık diyor Allah. SİZE şekil-suret verdik diyor. Burada konu tekil bir şahıs olan ADEM değil. Adem bir sembol isim. Adem BİZİZ.

Allah BİZ yarattık diyor. Neden BEN yarattım demiyor da BİZ yarattık diyor? SİZE şekil ve suret VERDİK diyor, VERDİM demiyor. Acaba insanoğlunun yaratılma serüveninde Meleklerin de bir fonksiyonu mu var? Allah’ın sünnetinde Meleklerle işgörmesi var. Bu durum münasebetiyle BİZ diyor olabilir mi?

Bunu doğru sayarsak şu açmazla karşılaşıyoruz: Allah BİZ diyerek Meleklerle birlikte bu yaratma ve şekil-suret verme işini yaptı ama o halde neden bir daha Meleklere secde emri verdi? Acaba bu yaratma işini bir kısım Melekle mi yaptı? Bu iş için özel tasarlanmış Meleklerle yani. Ve diğer Meleklerin de insanoğlunun hizmetine girmesini mi istedi acaba? Yani secde etmesini mi istedi?

Meleklerin insana secdesi onların insanın hizmetine amade kılındığını gösterir. Örneğin Azrail isimli melek insanın hizmetinde değil midir? Mikail isimli melek insana hizmet etmiyor mu? Cebrail isimli melek bizim için, bizim dünya ve ahiret saadetimiz için varedilmemiş mi? Kiramen katibin melekleri bizim hizmetimizde değil mi? Bu meleklerin hepsi bizim dünya serüvenimizde kullanılan unsurlar değil mi? Biz var olduğumuz için bu meleklerin fonksiyonu, işlevi var. Meleklerin secdesi bu olsa gerek.

Pekala bu bakış açısıyla İblisi/şeytanı nasıl değerlendireceğiz? İblis bizim içimizdeki negatif unsurdur. Olmazsa olmaz bir özelliktir. Şeytanın secde etmemesiyle bizim Allah’a isyan edebilme özelliğimizin arasında direkt bir alaka var. Mayamızdaki/özümüzdeki isyankarlık özelliğinin sembol ismi İblis yada şeytandır. İblisin secde etmemesi demek biz insanların hizmetine girmemesi demektir. Yani dünya ve ahiret saadetimiz için bize yardımcı unsur olmadığının göstergesidir bu.

Bizim sınanmamız için meleklerin secdesi şarttı. İblis’in de isyan etmesi mutlak zorunluluktu. Bu böyle olmasaydı Allah’ın insanoğlu için oluşturduğu tasarı işlerlik kazanamayacaktı.

*********************************

13- (Allah:) "Öyleyse oradan in, orda büyüklenmen senin (hakkın) olmaz. Hemen çık. Gerçekten sen, küçük düşenlerdensin."

14- O da: "(İnsanların) dirilecekleri güne kadar beni gözle(yip ertele.)" dedi.

15- (Allah:) "Sen gözlenip-ertelenenlerdensin" dedi.

16- Dedi ki: "Madem öyle, beni azdırdığından dolayı onlar(ı insanları saptırmak) için mutlaka Senin dosdoğru yolunda (pusu kurup) oturacağım."

17- "Sonra muhakkak önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından sokulacağım. Onların çoğunu şükredici bulmayacaksın."

18- (Allah) Dedi: "Kınanıp alçaltılmış ve kovulmuş olarak oradan çık. Andolsun, onlardan kim seni izlerse, cehennemi sizlerle dolduracağım."

Üstteki ayetlerde görüldüğü gibi Allah şeytana İZİN veriyor. İnsanları saptırması, aldatması için verilen bir izin bu. Neden veriliyor bu izin? Şeytan neden başımıza bela ediliyor Allah’ın izniyle? Allah İblise “bundan sonra senin vazifen şu olsun” demiyor. Şeytan ne yapacağını teker teker söylüyor ve Allah da onun bu faaliyetine izin veriyor. Onay Allah’tan çıkıyor. Şeytan kim ki, ne kudreti var ki Allah ile böyle bir pazarlığa girebiliyor? İblis Allah’tan Kıyamete kadar izin istiyor ve vargücüyle insanları saptırmaya söz veriyor. Allah da bu şartları kabul ediyor ve şeytanın görevi başlıyor.

Acaba öyle mi? Acaba bunların hepsi sembolik bir anlatım olabilir mi?

 

Yukarı dön Göster Alperen's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Alperen
 
Alperen
Admin Group
Admin Group
Simge

Katılma Tarihi: 09 nisan 2005
Gönderilenler: 2974
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Alperen

YASAK AĞAÇ

-Cinsel Güdülerin/Dürtülerin Açığa Çıkması-

Araf 19- Ve ey Adem, sen ve eşin cennete yerleş. İkiniz dilediğiniz yerden yiyin; ama şu ağaca yaklaşmayın. Yoksa zalimlerden olursunuz.

Adem ve Eşi cennetteki tüm nimetlerden faydalanma özgürlüğüne sahipti. Sadece bir nimet hariç. O nimetten faydalanmaları Allah tarafından yasaklanmıştı. Acaba bu yasak ağacın özelliği neydi? Ondan yiyince ne olacaktı ki Allah bu ağaçtan faydalanmalarını yasaklamıştı? O ağaçtan yendiği içindir ki dünya serüveni başladı. Bu ağacın özelliği neydi acaba? Ağaç deniliyor ama burada ağaç=şecere bir sembol, bir simge olmalı.

Araf 20- Şeytan, kendilerinden 'örtülüp gizlenen çirkin yerlerini' açığa çıkarmak için onlara vesvese verdi ve dedi ki: "Rabbinizin size bu ağacı yasaklaması, yalnızca, sizin iki melek olmamanız veya ebedi yaşayanlardan kılınmamanız içindir."

Araf 21- Ve: "Gerçekten ben size öğüt verenlerdenim" diye yemin de etti.

Ayetten anlaşılıyor ki bu ağaçtan yedikleri an Adem ve Havva cinsel organlarının farkına varacaklardı. Daha önce bu organlarının farkında değiller miydi? Farkındaydılar ama bu organlarının üreme konusunda işlevlerinin olduğunu bilmiyorlardı.

Adem ve Eşi bu ağaçtan yediğinde neler olacağını Şeytan biliyordu. Onların cinsellik güdüsü kazanacağını ve sonrasında böylece çoğalacaklarını biliyordu. Ademoğullarının böylece oluşacağını ve dünya serüveninin de bundan dolayı başlayacağını biliyordu. Dünya hayatını başlatabilmek için Ademe ve Eşine bu ağacın meyvesini tattırmak gerekiyordu. Ve Adem ve Eşi o meyveyi tattılar. (İblis sanki görevli gibi çalışıyor)

Araf 22- Böylece onları aldatarak düşürdü. Ağacı tattıkları anda ise, ayıp yerleri kendilerine beliriverdi ve üzerlerini cennet yapraklarından örtmeye başladılar. (O zaman) Rableri kendilerine seslendi: "Ben sizi bu ağaçtan menetmemiş miydim? Ve şeytanın sizin gerçekten apaçık bir düşmanınız olduğunu söylememiş miydim?"

O meyveyi tattıkları an cinsel organlarının bir işlevinin daha farkına vardılar. Cinsel dürtüleri açığa çıktı. Cennette güzel güzel yaşarken, her türlü nimetten sınırsızca faydalanırken, sonsuz olabilmek adına, melekleşebilmek gayesiyle şeytana uydular. Sonsuz olabilmek adına bunu yaptılar ama sınırlı, sonlu dünya hayatını elde ettiler sadece.

Araf 23- Dediler ki: "Rabbimiz, biz nefislerimize zulmettik, eğer bizi bağışlamazsan ve esirgemezsen, gerçekten hüsrana uğrayanlardan olacağız."

Araf 24- (Allah) Dedi ki: "Kiminiz kiminize düşman olarak inin. Yeryüzünde belli bir vakte kadar sizin için bir yerleşim ve meta (geçim) vardır."

Araf 25- Dedi ki: "Orda yaşayacak, orda ölecek ve oradan çıkarılacaksınız."

Böylece kurgu tamamlandı ve insanın yeryüzü hayatı başlamış oldu. Yasak ağaç(=şecere) yasağı çiğnendiği için insanın soy ağacı (şeceresi) oluştu. Soy ağacımızı (şeceremizi) oluşturmak yasaklanmıştı. Adem ve Eşi bu yasağı çiğnedi. Bu yüzden pişman oldular, Tevbe ettiler ama artık iş işten geçmişti. Belli bir vakte kadar yeryüzüne indirildiler. Allah şeytanı insanın ezeli düşmanı olarak belirledi ve atadı. İnsanoğlunun dünyada imtihan edilme etabına böylece geçildi.

Araf 26- Ey Ademoğulları, Biz sizin çirkin yerlerinizi örtecek bir elbise ve size 'süs kazandıracak bir giyim' indirdik (var ettik). Takva ile kuşanıp-donanmak ise, bu daha hayırlıdır. Bu, Allah'ın ayetlerindendir. Umulur ki öğüt alıp-düşünürler.

Cinsel dürtülerimizi takva elbisesi ile örtmemiz bize Rabbimizin tavsiyesidir.

Araf 27- Ey Ademoğulları, şeytan, anne ve babanızın çirkin yerlerini kendilerine göstermek için, elbiselerini sıyırtarak, onları cennetten çıkardığı gibi sakın sizi de bir belaya uğratmasın. Çünkü o ve taraftarları, (kendilerini göremeyeceğiniz yerden) sizleri görmektedir. Biz gerçekten şeytanları, inanmayacakların dostları kıldık.

Bu ayetten açıkça anlıyoruz ki; Adem ve Havva yasak ağaçtan yediklerinde cinsel dürtüleri meydana çıktı. “Elbiselerini sıyırtarak” denilerek bu açıklanıyor. Adem ve Havva cennetten bu yüzden çıkarıldılar. Şeytan nasıl ki onları cinsellik olgusunu kullanarak cennetten çıkardıysa bizi de cinsellik olgusunu kullanarak belaya uğratmak istiyor.

Bir önemli nokta da şu; Ayette şeytan denmiyor şeytanlar deniliyor. Şeytanların taraftarlarından bahsediliyor. Bizlere göremeyeceğimiz yerlerden yaklaşacakları söyleniyor. İnanmayacakların şeytanların dostları olduğu ilan ediliyor. Bu son kısım da üzerinde düşünülmeye değer.

 

Not: Bu yazı, Akik dostumun bende şecere, soyağacı ve cinsel dürtülerin açığa çıkması arasındaki ilintiyle alakalı soru işaretleri oluşturmasıyla açığa çıktı. Kendisine teşekkür ediyorum.

 

Yukarı dön Göster Alperen's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Alperen
 

<< Önceki Sayfa Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats