Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Yaşar Nuri Öztürk: Tevhit ve Panteon
Kuran'a göre, tevhidin
omurga noktası, dinde kurucu ve koyucunun tekliğidir. Dinde kurucu ve koyucu
yalnız ve yalnız Allah'tır. Tek'in, Bir'in sunduğu hüküm ve sözü açıklayan,
nakleden, taşıyan kuvvetler birden fazla olabilir ama hükmün sahibi ve
kaynağı tektir. Sahip ve kaynağı değil çoğaltmak, ikilemek bile tevhidi bozar.
Hüküm ve söz sahibini
Tek ve Bir olmaktan çıkarmak şirk adını alıyor. Türkçe'deki şirketle aynı
kökten ve aynı anlamda bir kelime. Söz hakkını birden fazla kuvvetin, kişinin
kullanması demek.
Dinde şirk veya şirket, hüküm ve buyruk hakkını kullanmada, şu veya bu
gerekçeyle Allah'ın yanına birini veya birilerini, bir şeyi veya bir şeyleri
ilave etmek anlamını taşıyor.
Şirk, Allah'ın yanına bir kişi veya bir
şeyi koymak şeklinde adi bir ortaklık görünümünde olabileceği gibi, onlarca
hatta yüzlerce elemanın söz sahibi olduğu bir anonim ortaklık görünümünde de
olabilir. Hint şirkinde ilahların sayısı binlerle ifade ediliyor. Şirk ve
şirkette, Allah'ın yanına ortak olarak konan kişi veya kuvvetin seçkin, kutsal
olması şirkin doğuşunu ne engeller ne de geciktirir. Allah'ın olması gereken
hükümden Allah dışında birine pay çıkarılmışsa kullanılan ortağın Firavun
olması ile Musa olması arasında fark yoktur. Kuran ısrarla dikkatlere sunduğu
tevhit sırlarından biri de budur.
Panteon, Eski Yunan'da
ilahlar arenası
veya parlamentosu anlamındaydı. Panteon, her biri bir konuda söz sahibi olan
ilahların baş ilah Zeus liderliğinde karar aldıkları bir platformdur. Bu
platforma Eski Yunan paganizmi, zaman içinde bazı ‘‘büyük ve seçkin
kişilerin ruhları’’nı da söz ve oy sahibi olarak katmıştır. Panteon,
giderek bir anonim şirkete dönüşmüştür.
İslam öncesi Arap
Yarımadası'nda da tipik bir panteon vardı. Dini, tıpkı Eski Yunan'daki gibi, ilahlar
panteonu kotarmaktaydı. Kuran'da, kaos, kahır zulüm kaynağı olarak eleştirilen
şirk, işte bu panteon tarafından yönetilen ‘‘ilahlar dini’’dir.
Şirk veya panteon
bahsinde şu iki noktanın altını da çiziyor Kuran: Şirk bir dinsizlik
değildir, ateizm hiç değildir. Tam aksine, şirk, insanlık tarihinin en yaman ve
inatçı dinidir. Tevhitle tek farkı, şirkte söz ve hüküm sahibinin birden çok
olmasıdır.
Altı çizilen noktaların
ikincisi şu ürpertici tespittir: Şirk dininde, panteonun başında Allah
vardır. Birçoğumuzun gözden kaçırdığı bu nokta, şirki tanıma ve kavrama
bakımından en hayati noktadır. Yani Arap cahiliye panteonunda, bazılarının
sandığı gibi, Allah'ın inkárı yoktur. Kuran'ın açık ve tartışma üstü
ifadesiyle: ‘‘Eğer o şirke batmışlara, gökleri ve yeri kim yarattı, güneşi
ve ayı kim hükmüne boyun eğdirdi diye sorsan, yemin olsun ki Allah
diyeceklerdir.’’ (Bk. Ankebut 61; Lukman 25).
Bir şeyi daha ekliyor
Kuran: Panteon mantığı, Allah'ın yanına ortaklar koyarken Allah'a
güçsüzlük, yetersizlik isnat etmez. İkincil, üçüncül ilahlara yer vermesini şu
gerekçeyle açıklar: ‘‘Bizim bunlara ibadet ve kulluk etmemiz, bunlar bizi
Allah'a yaklaştırsınlar diyedir.’’ (Zümer, 3).
Kısaca panteon dininde iş
ve oluşlar, özellikle sonsuz kurtuluş asla ve asla tek imza ile olmamaktadır;
panteonun diğer elemanlarından birinin veya birkaçının daha imzası gerekir.
Tevhit veya Kuran dininde ise hüküm ve tasarrufların tümü, o arada cennet
belgesi,bir tek imza taşır. Bu, Allah'ın imzasıdır.
Allah'tan başka
‘‘yetkililer’’in de imzasına ihtiyaç duyulan din, adı ve sloganları ne olursa
olsun, Kuran'ın dini yani tevhit olamaz. Bunun içindir ki biz, Allah ile kul
arasında komisyonculuk yapan ‘‘efendiler’’ ile şefaat gereci
olarak kullanılan türbelerin dinini, Kuran'ın dini olarak kabul
edemiyoruz.
http://arsiv.hurriyetim.com.tr/hur/turk/99/12/18/yazarlar/26 yaz.htm
|