Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Diyanet’in aile danışmanları şiddet gören kadınlara duayla yol gösteriyor. ‘Kocam beni dövüyor’ diyen kadına, ‘okunmuş su iç, kocana da içir’ tavsiyesinde bulunuyorlar
İki yıl önce Diyanet İşleri Başkanlığı, aile içi şiddet, kadın hakları ihlalleri, gelin-kaynana kavgası, töre ve namus meselesi gibi sorunlara çözüm bulabilmek amacıyla 6 pilot ilde Aile Danışmanlık Büroları kurdu. Bu bürolar telefonla ya da yüzyüze hizmet vermeye başladı. Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, geçtiğimiz günlerde bürolara ilginin yoğun olduğunu ve sayılarını 20’ye çıkaracaklarını açıkladı. Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. İzzettin Er de, “Kadın hakları ihlalleri, şiddet, töre ve namus cinayetleri konusunda halkımızı aydınlatıyoruz” dedi. Danışmanlık hizmeti veren kişilerin özel eğitim görmüş diyanet işleri personeli olduğu da belirtildi.
Danışmanın şiddet gören bir kadına kendi el yazısıyla verdiği reçete.
Ancak bu büroların kadınları hukuksal, teknik ya da psikolojik olarak bilgilendirilmediği ve desteklemediği ortaya çıktı. Danışmanlar, koca ya da kaynana şiddeti gören, boşanmak isteyen veya daha farklı sorunları olan kadınlara sadece dua etmelerini, okunmuş su içmelerini, maddi durumları iyiyse umreye gitmelerini öneriyor.
TELEFONLA YARDIM İSTEDİ, ‘DUA ET’ DENDİ İstanbul Müftülüğü’ne bağlı Süleymaniye’deki Aile Danışma Bürosu’ndan yardım isteyen biri telefonla diğeri direkt yardım isteyen iki kadına aynı tavsiyelerde bulunuldu ve aynı reçeteler verildi. 31 yaşındaki A.C.’nin Diyanet’in danışmanıyla yaptığı telefon konuşması şöyle: A.C.: Ben temizliğe gidiyorum ama kocam çalışmıyor. Temizliğe gittiğim halde, kocamın yakınları bana ‘sen kötülük yapıyorsun’ diyorlar, tehdit ediyorlar.
Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, büroların çok verimli olduğunu ve 6 ildeki pilot çalışmanın 20 ile çıkarılacağını açıklamıştı.
Ben öyle birşey yapmıyorum. Üç çocuğum var. Ayrılmak istedim, ‘seni öldürürüz’ dediler. Ne yapacağımı bilmiyorum. Buradan yardım alabileceğimi söylediler. Danışman: Öncelikle dua edilebilir. Öncelikle duadan ayrılmamamız gerekiyor. A.C.: Ben çok dua ediyorum. Çok korkuyorum ne yapmam lazım? Danışman: Siz cıngar çıkartmış olsanız, bir şey yapamazlardı. Bakarsınız olmayacak gibiyse verirsiniz mahkemeye ayrılırsınız. A.C.: Beni kim koruyacak o zaman? Danışman: Yani kim koruyacak? Polis. O zaman ayrılmayın, ailenizle birlikte kalın. Bakın ben size bir dua vereceğim. 100 tane Felak, 100 tane Nas okuyacaksınız. A.C.: Hepsini okuyorum.
’BİR BARDAK SUYA 100 FELAK, 100 NAS OKUYUN’ Danışman: 100 Felak, 100 Nas... Bir bardak suya duayla birlikte ‘Ya Rabbim beni kurtar’ diye... Sonra bunu eşinize çoluğunuza, çocuğunuza herkesin su kabına döküyorsunuz, herkesin içtiği kabına, içiriyorsunuz. 21 akşam ara vermeden 100 kere Nas, 100 kere Felak okuyorsunuz. Gece kalkıp üç gün üstüste namaz kılıyorsunuz. ‘Beni bu sıkıntıdan kurtar’ diye dua ediyorsunuz. Bakalım Allah nasıl bir çözüm buluyor? Ya onların ağzını bağlayacak, ya açacak. O zaman siz bundan kurtulacaksınız. Bizim doktorluk, avukatlık gibi bir hizmetimiz yok, böyle bir imkanımız yok. Danışma bu şekilde oluyor yani. Biz size ancak dua önerebiliyoruz. A.C.: O duaları ben zaten hep okuyorum ama. Danışman: Ama demeyeceksiniz. ‘Ama’ sizi zayıflatan bir şeydir. A.C.: Duayı ben hep okuyorum. Siz başka bir çözüm vereceksiniz diye düşünmüştüm. Danışman: Burası bir devlet kurumu. Devlet kurumunun verdiği çözüm ancak bu.
‘BOŞANMAK İSTİYORUM’ DEDİ, ‘ÖYLE BİR YARDIM YOK’ DENDİ 27 yaşındaki S.G., Diyanet İşleri Başkanlığı’nın İstanbul’daki Aile danışma Bürosu’na gitti. Büroda üç başı kapalı danışmanın bulunduğunu, birinin kulaklıkla konuştuğunu, diğerinin bilgisayarda fal açtığını, diğerinin de önünde Kur’an olduğunu söyledi.
Eşinden şiddet gören ve evlere temizliğe giderek geçimini sağlayan S.G., İstanbul Müftülüğü'ndeki aile danışmanından (solda) yardım istedi, danışman ise kocasıyla umreye gitmelerini önerdi.
S.G.’nin yaşadıkları da şöyle: S.G.: Eşim bana karşı şiddet kullanıyor, alkol alıyor. Eşim ve ailesiyle aynı binada oturuyoruz. Danışman: Çalışıyor musun? Maddi kaynağın var mı? S.G.: Evim kira değil, haftada iki kez temizliğe gidiyorum. Danışman: Çocuğun var mı, kocan sana bakıyor mu? Size dua verebilirim. Bu duayla Allah yolunuzu açık eder. İbadetinizi yapıyor musunuz? S.G.: Eşim beni içkiliyken ilişkiye zorluyor. Danışman: Karşı gelebiliyorsanız karşı gelin. Ama karşı gelemiyorsanız boşanın. Bunun için de dua edin. Allah size iş bulsun. Eşiniz Allah’a inanıyor mu? “Gel umreye gidelim” deyin. Arkadaşlarıyla konuşun. Onu caydırmaya çalışın. İçkiliyken zaten bir adamın sizi zorlaması çok iğrenç. S.G.: Ayrılmayı düşünüyorum.Yoksa çocuğumun babasıdır deyip çekeyim mi hangisi daha mantıklı?
BU NASIL DANIŞMARNLIK HİZMETİ
Danışman: Zor bir durum. Adamı eğitme imkanınız varsa... S.G.: Bana avukat bulabilir misiniz? Danışman: Bizim öyle bir birimimiz yok. Bu anlamda sivil toplum ünitelerinden yardım alabilirsiniz. Biz para yardımı yapmıyoruz. Sarıyer Müftülüğü’nde sohbetler var, oraya katılabilirsiniz. Belediyelerin avukatları belki sizin boşanma davanıza bakabilir ama bilmiyorum. Çocuğunuz için de tehlikeli, babasını örnek alabilir. Babaya onu söylemek lazım, “Bak artık bu çocuk büyüyor, erkek imajını, baba imajını zedeliyor” diye söylemek lazım. Baba çalışıyor mu? S.G.: Çalışmıyor. Danışman: Ailesi destek olsun, destek olmuyor mu? Doktora gitmeyi teklif ettiniz mi? AMATEM’e götürebilirsiniz. Buraya getir, burada söyleşilerimiz var ya da Sarıyer’e getir. Umre’ye gitmeyi teklif et. O alkollüyken görüntülerini çek, ona seyrettir. Arkadaşlarından rica et, onlar konuşsunlar. Bize bir telefon etsin, biz bir konuşalım, belki doktora gitmeye ikna ederiz. S.G.: Ben şimdi boşanırsam. Danışman: Yok bizim öyle bir yardımımız yok. Biz yalnızca sohbet edebiliriz. Yavaş yavaş kendine geliyorsa devam edin, gelmiyorsa da ayrılırsanız. Eviniz yok, sokakta kalacaksınız. İşiniz yok. Onun için çekmek zorundasınız. Allah yardım etsin. Ayrılmak iyi olur ama, şartlarınızı oluşturun. S.G.: Dini olarak onu reddetmem günah mı? Danışman: O Allah’ın buyruklarına karşı gelmiş, onun için günah olmaz. Ne kadar çok sabrederseniz Allah sizi öbür dünyada mükafatlandırır. Onun ne kadar kötü insan olduğunu bildiğiniz halde onu düzeltmeniz sizi hayırlı kul yapar. Çektiğiniz acılar ıstıraplar hepsi sizin için öbür dünyada mükafat. İbadet edeceksiniz. Düzgün bir aile reisini reddetmek günah. Düzgün bir adamsa, adam neden hoşlanıyorsa onu yaparsınız ama bu düzgün değil. Onun için yapmamanız günah değil. Bu duaları okuyun. Suya okuyun ve için. Allah yardımcınız olsun. Kaynak:http://www.aktifhaber.com/read_news.php?nID=79965
Katılma Tarihi: 30 nisan 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 1235
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
selam
Diyanet akıl vermeyi bırakıp bence artık icraata geçsin!
Türkiyede binlerce cami var bu camiler yoluyla hayır severlerin yaptığı giyilmiş veya yeni giyisi yardımı ,yiyecek yardımı , yakacak yardımı vb gibi yardımları toplayıp ihtiyaç sahiplerine iletse nasıl olur?Camiler ibadethane ise en büyük ibadet ihtiyacı olana yardım etmek değilmi?Diyanete bağlı maaşla çalışan insanlar masa başında oturup darda olana çözümsüzlük sunacaklarına bişeyler yapsınlar artık.Mesela kapı kapı dolaşıp ihtiyaç sahipleri için makbuz karşılığı giyecek içecek yiyecek vs toplasınlar.Camilerde birirken bağış paralarıyla bir alt sokakta cami inşaatına başlayacaklarına bu paralarla zor durumda olan vatandaşlara sosyal yardım yapsınlar.Ülkemizdeki sosyal yardım kuruluşları yetersiz.Dua okuyun vaazi vereceklerine aç olanın karnını doyurup zulme uğrayanı zulümden kurtarsınlar.İşte bunları yaptıklarında o zordaki kişi zaten dua eder önce Allaha sonra bu yardımı yapan kimselere!
__________________ O, yaratıp şekillendiren, âhenk veren ve düzene koyandır
Diyanet akıl vermeyi bırakıp bence artık icraata geçsin!
Türkiyede binlerce cami var bu camiler yoluyla hayır severlerin yaptığı giyilmiş veya yeni giyisi yardımı ,yiyecek yardımı , yakacak yardımı vb gibi yardımları toplayıp ihtiyaç sahiplerine iletse nasıl olur?Camiler ibadethane ise en büyük ibadet ihtiyacı olana yardım etmek değilmi?Diyanete bağlı maaşla çalışan insanlar masa başında oturup darda olana çözümsüzlük sunacaklarına bişeyler yapsınlar artık.Mesela kapı kapı dolaşıp ihtiyaç sahipleri için makbuz karşılığı giyecek içecek yiyecek vs toplasınlar.Camilerde birirken bağış paralarıyla bir alt sokakta cami inşaatına başlayacaklarına bu paralarla zor durumda olan vatandaşlara sosyal yardım yapsınlar.Ülkemizdeki sosyal yardım kuruluşları yetersiz.Dua okuyun vaazi vereceklerine aç olanın karnını doyurup zulme uğrayanı zulümden kurtarsınlar.İşte bunları yaptıklarında o zordaki kişi zaten dua eder önce Allaha sonra bu yardımı yapan kimselere!
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma