Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

46 AHKAF 31

'' Ey milletimiz! Allah'a çağıran Muhammed'e uyun ve O' na inanın da Allah'da sizin günahlarınızı bağışlasın ve sizi can yakıcı azaptan korusun'' 

evet , Peygamber/elçi nin misyonu budur işte:

''Allah'a çağırmak '' daha açık nasıl yazılabilir ki?

bu Ayet'in siyak ve sibakına baktığımızda şunları görüyoruz:

Rabbimiz ,Kur'an ı dinleyecek cinlerden bir takımını ,Peygamber/elçi tarafından okunacak Kur'an ı dinlemeğe yöneltiyor.

sevgili peygamberimiz tarafından okunan Kur'an ı dinleyen cinler , hidayet buldukları/hidayete kavuştukları gibi , kendi kavimlerinede tebliğ etmeye , onları da imana davet etmeye başlıyorlar.dikkat edilirse bu hidayet safhalarında 3 nokta ön plana çıkıyor:

1- elçi sıfatı ve konumuyla kendisine değil,Allah'a çağıran bir Rasül var. bu Ayetlerde Rasül'ün misyonu bir kez daha tarif ediliyor.Ayetin arapçasında :'' eciybu  daiyallahe '' Allah'a çağıran şeklinde geçmektedir. Rasül/ elçiye uymamızın sebebinin ,Allah'a çağırması olduğu apaçık bir şekilde bu Ayetlerde de gösterilmektedir.( tabi ki gözlerini kapatmamış olanlara)

2-rasül/elçinin okuduğu Kur'an ı katışıksız / yalın olarak dinleyip hidayete kavuşan, hatta kendi kavimlerine tebliğe başlayan bu cinler , hidayete kavuşurken Kur'an dan başka bir şey de dinlememişler. bu da dikkat çekici bir yön olarak karşımıza çıkıyor.

3-sevgili elçinin , kendisini dinlemeye gelmiş olan bu cin grubundan habersiz olduğunu anlıyoruz. Kendisi onlardan habersiz Kur'an okurken, okunan Kur'an ı dinlemek , cinlerin hidayete kavuşması için kafi gelmiş demek ki... yani Allah elçisi bırakınız onlara hadis söylemeyi, onlarla hiç konuşmamış bile. OKUMUŞ OLDUĞU KUR'AN ,HİDAYETE KAVUŞMALARI İÇİN YETERLİ GELMİŞ...

şimdi sizden ricam , tamamen objektif ve ön kabülsüz olarak  aşağıya yazacağım bu Ayet leri yorumlamanızdır. Allah hepimizin ilmini arttırsın ve sırat-ı müstakimine dahil edecek ameller işlettirsin.

46 Ahkaf 29 -32 :

ey Muhammed, Kur'an ı dinleyecek cinlerden bir takımını sana yöneltmiştik.onlar Kur'an ı dinlemeğe hazır olunca birbirlerine : '' susun'' dediler.Kur'an ın okunması bitince, herbiri birer uyarıcı olarak milletlerine döndüler.

şöyle dediler: '' ey milletimiz! doğrusu biz, Musa'dan sonra indirilen, kendinden öncekileri doğrulayan, gerçeği ve doğru yolu gösteren bir kitap dinledik. ''

''ey milletimiz! Allah'a çağıran Muhammed'e uyun ve ona inanın da Allah da sizin günahlarınızı bağışlasın ve sizi can yakıcı azaptan korusun.''

Allah'a çağıran Muhammed'e uymayan kimse bilsin ki, Allah'ı yeryüzünde aciz bırakamaz; O'ndan başka dostları da bulunmaz; işte onlar apaçık sapıklıktadır.

selam ve dua ile

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

72 CİN  1-6

1-2: ey Muhammed ! de ki: '' Cinlerden bir topluluğun Kur'an ı dinlediği bana vahyolundu : onlar şöyle demişlerdir: '' doğrusu biz, doğru yola götüren, hayrete düşüren bir Kur'an dinledik de ONA İNANDIK ; BİZ RABBİMİZE HİÇBİR ŞEYİ ORTAK KOŞMAYACAĞIZ.''

3- doğrusu Rabbimizin yüceliği her yücelikten üstündür. O zevce ve çocuk edinmemiştir.

4-doğrusu aramızdaki beyinsiz, Allah'a karşı yalanlar uyduruyordu.

5-doğrusu insanların ve cinlerin Allah'a karşı yalan uydurabileceklerini sanmazdık.

6-''gerçekten bir takım insanlar, cinlerin bir takımına sığınırlardı da onların azgınlıklarını arttırırlardı.''

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Tek kelimeyle, gönlüne/yüreğine sağlık Allah ilmmini ve basiretini daha ziyade etsin. Ufak bir ayrıntı da ben eklemek istiyorum:

72/3-Doğrusu O Rabbimizin şanı çok yüksektir, ne bir arkadaş edinmiş, ne de bir çocuk.

72/4-Meğer bizim beyinsiz(iblis), Allah'a karşı saçma şeyler / yalanlar söylüyormuş.

72/5-Doğrusu biz insanları ve cinleri Allah'a karşı asla yalan söylemez sanmışız.

Yukarıdaki ayetleri Hasan kardeşin yorumuyla birlikte düşündüğümüzde ortaya çok anlamı bir mesaj çıkıyor. Şimdi nasıl bir mesaj çıktığına adım adım bakalım. Bir çok alt başlık olmasına rağmen 2 ana yolun/seçimin/gidişatın olduğunu görüyoruz.

1- Muhammed (AS) (Kur'an) Allah'a çağırır

2- iblis ise alev azabına çağırır.

Özellikle 72/4 ayete baktığımızda, iblis (ki oda cinlerdendir) cinlere karşı Allah hakkında yalan/iftira beyanlarda bulunmuş. İftiranın türevine baktığımız zaman, inanılmaz bir hakikatle karşı karşıya kalıyoruz. Nedir o hakikat? (Önce ayette yazılı olan iftiraya bakalım):

72/3-Doğrusu O Rabbimizin şanı çok yüksektir, ne bir arkadaş edinmiş, ne de bir çocuk.

Bu ayetten anlaşıldığına göre iblis; Allah'ın EHAD-SAMED sıfatlarını bertaraf etmeye çalışmış. (Tenzih ile) iblis Allah'ın çocuk edindiğine inandırmış. Bu kısım size tanıdık geldimi? Hz. İsa'yı Tanrının oğlu olduğu iftirasını ilk ortaya atan pavlusun kimden ilham aldığı görülebiliyor mu?

Hani yukarıda dedik ya, Ya Allah'ın sözüne/ilahi vahye kulak verilir, ya da iblisin fısıltılarına. Mevzuyu dahada özet hale getirirsek, Kur'an çağrısı/mesajı ile örtüşmeyen, yada din/islam adına ilahi vahye (Kur'ana) ters düşen tüm söylemlerde, pavlusa ilham eden(iblis)in, ilhamının etki etmemiş olması imkansızdır.

O yüzden Ya Muhammed (Kur'anın)'ın çağrısına, yada beyinsiz (ve ilham ettiklerin) in çağrısına kulak verilir. Ortası var mı? orasını biraz sizler düşünün.

Selamlar.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

selam meydanbosh kardeş, 

ORTASI VAR MI? sorun ne kadar da güzel ve anlamlı. bir tarafta tevhid, bir tarafta şirk var.dediğin gibi orta yolu neresidir? ikisinden birisini biz kullar tercih etmek zorundayız.ve akibetimiz de kesinlikle bu seçimle alakalı olacaktır.

selam ve saygı ile

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

selam ,

Allah'a çağıran Muhammed'e uyun , emr-i ilahisinde bir başka ve önemli yön de bence şudur:

'' inil hükmu ille lilleh '' HÜKÜM YALNIZ VE ANCAK ALLAH'INDIR emr-i ilahisi ile  '' Allah'a çağıran Muhammed'e uyun '' emri ilahisi , ne güzel de çakışmakta ve birbirlerini tefsir etmektedir :

şöyle ki: Tevhid dini olan İslam'a göre, hüküm yalnız ve ancak Allah'a ait ise Peygamber/elçi nin hüküm ile ilişiği nasıl olacak?

Peygambere uyma / itaat / ittiba bu Ayetlerde açıkça  beyan edildiği gibi sebeb-ül hikmetini  Peygamberin Allah'a çağırmasından almaktadır. olayın özü budur. bütün düşüncelerimizi bu esasın üzerine bina etmeliyiz ki Kur'an a zıt düşmeyelim.yoksa haşa şöyle mi demeliydik? haşa ,Allah ve Peygamber ortak yapımı (teşekkürler Alperen) olan bu din şirketine göre, 2 ortak ayrı ayrı hükümler koyabilir , hükümleri birbirine zıt düşebilir, birinin koyduğu hüküm öbürünün hükmünü ilga /yok edebilir . böyle olan bir şirket bile batar, ayakta kalamaz. burda bir örnek vermek gerekirse: Kur'anda ''recm'' olmadığı halde ( Allah bunu hükmetmediği halde) , mezhepler ve hadisler , peygamberin Allah'a karşı zıt hüküm koyduğunu iddia etmiyorlar mı? efendim, hadise göre :bir keçi ,deri üstüne yazılmış olan RECM  ayetini peygamberin vefatı karışıklığından yararlanarak yemiş te,RECM ayeti böylelikle kaybolmuşmuş. kutlu sahabe Hz.Ömer , bu durumu bildiği halde korkusundan ses çıkaramamışmış.lanetli şeytanın bir taşla kaç kuş vurduğunu görüyorsunuz değil mi? bir taraftan Kur'ana saldırıp eksik/nakıs olduğunu  iddia ederken, bir taraftan sahabelere saldırıyor.

ben şimdi ne yapayım? bu şirketin hangi ortağına tabi olayım?

bir tarafta beni yaratan yüce Allah, karşıt tarafta onun elçisi (böyle nasıl elçisi oluyorsa?)

peki '' İMAM-I MÜBİN '' bir tane değil mi? 2 tane İMAM OLUR MU?veya meşhur sözdür: 2 kaptan bir gemiyi batırır. İslam gemisini batırmaya yemin mi etmiş bunlar acaba?

''şüphesiz şeytan'ın hilesi zayıftır, tek korunmuş vahy olan Kur'an a art niyetsiz ,ihlasla sarılan kullarına zarar veremiyecektir vesselam.

selam ve dua ile

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

selamlar

gecmisteki toplumlarda inanc konularında prim yapmak isteyen insanlardan biraz bilge gorunumune sahip konusmayı iyi bilen kisiler hep el ustunde tutulmustur.hz.muhammed peygamberimizden bir nesil sonra bu konularda insanların o zamandan ayrılıga dustugu ortaya cıkıyor.bu bilge kisiler bu isten iyice prim yaptıklarını gorup kitapta olmayan bir cok seyi hayat ve yasam felsefelerine gore dine eklemisler fetvalar verip helal ve haram seyler eklemisler dine.artık oyle bir hal almıski nesillerden bu yana onlarca kitap,fırka,mezhep,tarikat ayrıcada dinden baska dinler cıkmıs durumda.

Aslında olay cok basit, bir kitap verilmis rehber edinelim diye ve o kitabın icinde verilmesi gereken butun detaylar verilmis.emirler yasaklar hersey .ama her nedense insanlar bu kadar basit olan birseyi gormuyorlar cunku oku muyorlar sadece kulaktan kulaga bugune kadar ebeveynlerinde ogrendıkleri kadarıyla dini biliyorlar.etrafımızdakilere ve genis kitlelere kuran okumayı(turkce veya kendi lisanında)tavsiye etmemiz lazım.dinimizin kuran dan ogrenilebilecegi konusunda insankara ve genis kitlelere nasıl ulastırabiliriz bunu dusunmek ve hayata gecirmek lazım bence.

allah bizleri yolundan ayırmasın

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

tebrikler AHMET 16

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

AHMET 16 yazdı :

bu konu ile ilgili ne yaparız?

selam AHMET kardeş,

bu soruya herkesin vereceği cevap mutlaka vardır.ancak ben derim ki( yine senin dediğine geliyoruz) öncelikle kendi küpümüzü yüce Kur'an mesajından iyice bir dolduralım.bu öyle bir şekilde olmalı ki : ihlaslı ve tüm kardeşlerimizi ,site müdavimlerini tenzih ediyorum , ''kitap yüklü merkep '' misalini de göz önünde bulundurarak '' yükleme '' yapmalıyız. ve beynimize/ruhumuza yüklediğimiz bu '' İlahi tek mesajın '' tarafımıza /bize '' sıklet/büyük bir yük'' yüklediğinin şuurunda olmalıyız.

peki ya sonra,

sonra arkası gelir AHMET kardeş.sıkı bir şekilde (hakiki bilgiyle-takvayla-ihlasla-azimle) dolan bir küpün ( yanlış anlaşılmasın kimseyi kastedmiyorum,olması gerekenden bahsediyorum)etrafına gerçek nur lardan saçacağı açıktır.veya gelişme aşamalarını olması gerektiği gibi tamamlayan bir çiçeğin , etrafına güzel kokular dağıtması kaçınılmaz olur( bir yazar) .

yanlış bir düşünce:

nasılki, görevini layıkıyla yapmış ve dar-ı fena dan, dar-ı bekaya irtihal etmiş olan Peygamber/elçi , herkese ilahi mesajı duyuramamışsa, biz de duyuramayız.elimizden gelen( beşeri irademiz dahilinde/ hatta zorlayarak) her bir şekilde, tüm insanları ''Rabbım TEK ALLAHTIR'' demeye hem teorik ,hemde pratik anlamda davet etmekle mükellefiz.

ancak,

hikmetini ancak Allah'ın tam olarak bilebileceği (insanların kalbinde taşıdığını bilen odur çünkü) bir şekilde olan HİDAYET , ne Rasül ne Melek ne de biz kullar elinde olan bir şey değildir. bu belkide bir ilim-liyakat-içten yöneliş- riyasızlık -takva ile ilgili bir mes'ele olabilir. ama sonuç kesinlikle bizim elimizde değildir.

peki ya bize düşen:

bize düşen tek kaynak-tek rehber olan mahfuz Kur'an ın süper aydınlatan Ayetleriyle beynimizi /ruhumuzu yüklemek ve tüm insanlara ulaştırmaya çalışmaktır. bu konuda kınayıcının kınamasından korkmadan , hiçbir çirkin karşı koyuştan çekinmeden SA'Y etmektir/mesa-i  harcamaktır.

bu konuları tekrar konuşacağız ALLAH'IN İZNİYLE

selam ve saygı ile