HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Genel Tartışma
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Genel Tartışma
Konu Konu: İNSANda ve CİNde ruh var mı? Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
sailamasr
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 23 nisan 2005
Gönderilenler: 543
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı sailamasr

selam selam

hesap günü gelmeden azab mı olurmuş?akten istiyor diye bu böyle olmaz. kurana alternatif ne gelirse sadece geçilir gülmeye bile değer görülmez.

selam selam

Yukarı dön Göster sailamasr's Profil Diğer Mesajlarını Ara: sailamasr
 
Alperen
Admin Group
Admin Group
Simge

Katılma Tarihi: 09 nisan 2005
Gönderilenler: 2974
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Alperen

Selam Hanif

 

Sevgili Dostum bence seçici davranarak her kaynaktan faydalanmalıyız.

 

Bence sadece bizim bakış açımıza göre "doğru" olanlardan faydalanmak bir hatadır. Doğrular bizim göreceli bakış açımıza göredir. Bize özeldir. Doğrular bizim şu an için geçerli doğrularımızdır. Zira bizim doğru dediğimiz şey belki de yanlıştır. Belki yanlış yerden bakıyoruzdur. Belki yarın yanlışlayacağız bugünkü doğrularımızı. Her zaman açık kapı bırakmamız lazım bence.

 

“Açık ayetler var kardeşim, bana göre değil Kur’ana göre doğrular bunlar” demek de işi değiştirmiyor. Çünkü aynı ayetlere farklı bir kişi farklı bir yerden baktığında farklı bir şey görüyor. Örneğin ben… İlgili yazındaki bir kısım ayetlerin yeri ve lüzumu hakkında senden farklı düşünüyorum.

 

Mutlak doğruyu yada yanlışı hiçbir Allah'ın kulu tek başına temsil etmiyor. Hakikat kimsenin tekelinde değil. Herkesin doğruları da var yanlışları da. Doğrularını alalım yanlışlarını atalım.

 

Toptancı yaklaşımlar, tekdüze değerlendirmeler hatalıdır.

 

Şahsen ben Ahmet Hulusi’den çok faydalandım. Şimdi çoğu görüşüne katılmıyorum ama zamanında bende güzel açılımlar yaptığını da inkar edemem.

 

İşin enteresan tarafı, en fazla faydayı şu an görüşlerine katılmadığım insanlardan elde ettim. Bu insanlardan hala da faydalanamaya devam ediyorum. Örneğin Hans Aiberg. İnsanların önemi yok ve fikirlerinde yanlışlıkların olmasının da önemi yok. Önemli olan benim onun doğrularını yüksünmeden alabilmem.

 

Bence herkesi, her şeyi okuyalım. Görüşlerine katılıp katılmamamız önemli değil. Hatta görüşlerine katılmadıklarımızı daha çok okuyalım. Değerlendirme sahamız geniş olsun. Katılmadığımız görüşleri de hemen atmayalım. Geri dönüşüm kutusunda kalsın. Belki ilerde lazım olabilir.

 

Dostum kısaca ben bu kanaatteyim.

 

Saygılarımla.

 

 

Yukarı dön Göster Alperen's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Alperen
 
HanifUlus
Ozel Grup
Ozel Grup
Simge

Katılma Tarihi: 29 nisan 2005
Yer: Antarctica
Gönderilenler: 357
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı HanifUlus

hanif Yazdı:

Ne yazık ki günümüzde "ÖLÜM" olayı gerçeğine uygun bir biçimde bilinmemekte, genelde ÖLÜM'ün bir "son" olduğu zannedilmektedir!..

Oysa, "ÖLÜM, bir son" olmayıp; madde âlemden, maddeötesi âleme geçişten başka bir şey değildir!.. Yani bir dönüşümdür!..

İnsan, ÖLÜM denen olayla, madde bedeni terkederek, "RUH" denilen "halogramik dalga" yapılı bedeniyle ya mezarda, ya da mezar dışında yaşamına devam eder!

Kuranın neresinde yazıyor ruhun halogramık dalga olduğu. Salla gitsin.

Yani ÖLÜM, Madde bedenle yaşamın sona erip, RUH bedenle devam etmesidir.

Yunan mitolojisinin pepegen gibi tekrarı.Yani bedn ve ruh ayrımı

İslâm Dininin esaslarını bildiren KUR'AN-I KERİM, ölüm olayına şöyle açıklama getirir:"Her NEFS ölümü TADACAKTIR!.."

Haydaaa.O ayette her nefıs deniliyor ruh değilki

ÖLÜM denen olay, biyolojik madde bedenin terkedilerek, RUH bedenle dalga alem yaşamına geçilmesidir...

Beynin durmasıyla birlikte, vücuda yayılan bioelektrik enerji kesildiği için; beden, ruhu kendisine bağlı tutan elektromağnetizmasını yitirir ve böylece, RUH, bedende bağımsız yaşam biçimine geçer. İşte bu olay ÖLÜM kelimesiyle anlatılır.

Yaşam boyunca kişinin beyninden geçen tüm faâliyetler, ses ve görüntü dalgalarıyla yüklenmiş televizyon dalgaları gibi, RUH'a, yani halogramik dalga bedene yüklenmiş olduğu için, kendisinde hiç bir değişiklik hissetmeden, ruh boyutunda yaşama geçiliverir... Ve kişi, RUH olarak, aynen bedende olduğu gibi yaşamına devam eder!..

Ancak bir farkla... O bedende, tamamiyle canlı ve şuurlu olmasına karşın, madde bedenini kullanamaz!. Sanki bitkisel hayata girmiş, canlı, şuurlu bir kişi gibi!..

Adam sanki insanları kendi yaratmış gibi en ince detayları veriyor.Gören bakanda vay canınna bee bu adamda ne kadar bilgiliymiş desinler

Dışarıda olup- biten herşeyi görür, duyar, algılar fakat kendisinden dışarıdakilere hiç bir mesaj ulaştıramaz!.

Nitekim büyük İslâm Âlimi Erzurumlu İbrahim Hakkı, "Marifetnâme" isimli eserinde, Hazreti Muhammedin ağzından ölüm olayını şöyle nakleder:

"Meyyit (ölümü tadmış kişi), bedenini kimin yıkadığını, kimin kefenlediğini, namazını kimlerin kıldığını, ardından kimlerin geldiğini, lahde kimlerin indirdiğini ve kimlerin telkin verdiğini bilir."

Kuranın neresinde yazıyor bu.Önemlimi koskoca alim böyle demiş kim takar kuranı

*  *  *

"Meyyitin yanında haykırıp, saçınızı başınızı yolmayın, ona eziyet edersiniz" uyarısı da, gene meyyitin sizi görüp hâlinizden üzüntü duymasından ileri gelir.

Ölüm denen madde bedeni kullanamama hâlini tadmış kişinin mezarda "ruh olarak" diri, aklı şuuru yerinde ve dışardan gelen hitapları algılar bir halde olduğunu bize en iyi idrak ettirecek olan BUHARİ isimli hadis kitabında mevcut olan şu hadisi Rasûlullaha dikkat edelim:

"Talha radıyALLAHu anh şöyle anlatmıştır:

Bedir savaşı günü Nebi (salla'llâhu aleyhi ve sellem) Kureyş eşrâfından 24 kişinin cesedlerinin biraraya kaldırılmasını emretti de bunlar Bedr kuyularından pis bir kuyuya atıldılar. Bu suretle pis kuyu yeni pislikleri toplamış oldu.

Rasûlullah düşman bir kavme galip gelince onun açık sahasında üç gün konaklamak âdeti idi.

Bedr savaşının üçüncü günü olunca da Rasûlullah devesinin getirilmesini emretti. Yol ağırlığı deveye yüklenip bağlandı.

Sonra Rasûlullah yürüdü. Ashab da peşinden yürüdüler...

Bu arada birbirlerine, herhalde Rasûlullah bir hâcet için gidiyor, diye konuştular.

Nihayet, Rasûlullah Efendimiz maktûllerin atıldığı kuyunun bir tarafında durdu ve onlara kendi ve babalarının adlarıyla seslendi:

-Ya filân ibn-i filân, Ya Ebâ Cehil İbn-i Hişam, Ya Utbe İbn-i Rebîâ... Siz ALLAH'a ve Rasûlüne inanıp itaat etseydiniz şimdi sevinir miydiniz?.. Ey maktûller!.. Biz, Rabb'imizin vaad etmiş olduğu zaferi gerçekten bulduk. Siz de rabbinizin vaad ettiği zaferi gerçek üzere buldunuz mu?..

Bu hitap üzere Ömer r.a. sordu:

-Ya Rasûlullah... Hayatı olmayan cesedlere ne diye konuşursun?.

Rasûlullah aleyhisselâm şöyle cevab verdi:

-Muhammed'in nefsi elinde olana yemin ederim ki, söylediklerimi siz onlardan daha iyi işitmezsiniz!.."

Hadisler hadisler.Peki Allah ne buyuruyor bu konuda.

Fatır 22 Dirilerle ölüler de bir olmaz. Şüphesiz Allah, dilediğine işittirir. Sen kabirlerdekilere işittiremezsin

 

Görüldüğü gibi, Buharî'de nakledilen bu olayda, Hz. Rasulullah aleyhisselâm büyük bir yanlış anlamayı tashih etmekte..

"İnsanlar, mezara ölmüş olarak konur ve sonra da onlar kıyâmette dirilirler" şeklindeki gerçek dışı inanışı, bundan daha iyi düzeltecek bir hadis olamaz.

İnsanlar, aynen şu andaki kadar aklı şuuru yerinde olarak mezarlara konurlar ve dışarıdan kendilerine yapılan hitapları dışardaymışçasına rahatça işitirler.

Üçüncü halife Osman bin Affan r.a. bir mezar başında durduğu zaman, sakalını ıslatıncaya kadar ağlardı. Bu sebeple kendisine;

-Sen cenneti ve cehennemi anıyorsun, ağlamıyorsun da; bundan, yani kâbir korkusundan dolayı ağlıyorsun, denildi..

Osman cevab verdi:

- Resûlullah'dan duydum ki..:

"Muhakkak mezar, âhıret konaklarının ilkidir!.. Eğer kişi ondan kurtulursa, ondan sonrakilerden de kolay kurtulur. Şayet kişi ondan kurtulamazsa, ondan sonrakiler ondan şiddetli olur!.."

Sonra Osman r.a. şöyle devam etti: Resûlullah şöyle buyurdu:

"Mezar kadar KORKUNÇ hiç bir fecî manzara görmedim!!.."

İslâmın en önde gelen şehîdlerinden olup, Hz. Rasûlullah (salla'llâhu aleyhi ve sellem) tarafından cesedi toprağa verilen Sa'd bin Muâz'ın kabri başında ise Peygamberimiz şöyle buyuruyordu:

-Şu seçkin kul ki, arş O'nun için titremiş, gök kapıları açılmış ve binlerce melek yeryüzüne inmiştir. O bile mezarında öylesine sıkıldı ki, az kaldı kemikleri çatırdıyacaktı!!.. Eğer kâbir azabından ve ölüm sonrası sıkıntılarından kurtuluş olsaydı, bu önce Sa'de nasib olurdu!.. O, ulaştığı mertebe itibariyle bu sıkıntılardan hemen çıkartıldı; hepsi o kadar!.."

Şimdi düşünelim... Kişi, mezârda "diri" yani "şuuru yerinde" olarak mevcut olmasa, böyle bir azab söz konusu olur mu hiç?..

Soruluyor Hz. Peygamber'e...

"Ya Rasûlullah, müminlerin hangisi daha akıllı, şuurludur?..

-Ölümle başına geleceği en çok hatırlayan ve ölümötesi hayatı için en güzel şekilde hazırlananı... İşte onlar en akıllı- şuurlu olandır..."

Gene bir başka ifadesinde şöyle buyuruyor:

"-En şuurlu, ileri görüşlü insan odur ki, nefsini ilâhî hükümlere tâbi kılar ölümden sonra yararını göreceği fiîlleri yapar... Aciz de nefsinin arzularına tâbi olur, sonra da bir şeyler umar, ALLAH'dan!.."

Gene Rasulullah'ın ashabından ibni Mes'ud, kâbirde görülen azab hakkında:

-Mutlaka günahkâr olanlar, kâbirlerinde azab olunurlar. Hatta hayvanlar onların seslerini işitir... dediğini Resûlullah (salla'llâhu aleyhi ve sellem)'den işittim.

Ebu Said el Hudrî anlatıyor: Rasûlullah (salla'llâhu aleyhi ve sellem) buyurdu:

"İnkârcıya mezarında kendisini kıyamet gününe kadar sokup ısıran 99 ejderha musallat edilir. Eğer bunlardan bir tanesi yeryüzüne üflemiş olsa, hiç bir yeşil ot yeşermez!.."

Kabir azabı varmı kuranda yok.Kim takar ki kuranı

İbn-i Ömer radıyALLAHu anh anlatıyor... Rasûlullah buyurdu:

"Sizden birisi ölünce, cennetlik olsun, cehennemlik olsun akşam sabah kendisine makamı gösterilir. Burası yerindir. Kıyâmetteki ba'sıne kadar buradasın."

Burada bir de şu hususa dikkat çekelim. Amentü'de okunan şu cümleye bir bakın...

"Vel ba'sü ba'del M E V T"...

Dikkat ediniz!..

"Vel ba'sü ba'del KIYÂMET" denmiyor!..

Bu tarif edilen amentu kuranda varmı yoooook.

Yani, "bâ's" kelimesiyle anlatılan olay, KIYAMET'ten sonraki değil, ÖLÜMÜ TATTIKTAN sonrakidir!..

Adam resmen kuranı inkar ediyor.

Yasin

48- Yine onlar: "Eğer doğru söylüyorsanız bu (kıyamet) vaadi ne zaman?" diyorlar.

49- Onlar sadece bir tek çığlığa bakıyorlar, bir çığlık ki, onlar çekişip dururken kendilerini yakalayıverir.

50- O zaman bir vasiyette bile bulunamazlar. Ailelerine de dönemezler.

51- Sûr'a üfürülmüştür, bir de ne baksınlar kabirlerinden Rablerine doğru akın ediyorlar.

52- Onlar: "Eyvah başımıza gelenlere! Mezarımızdan bizi kim kaldırdı? O Rahmân'ın vaad buyurduğu işte bu imiş. Gönderilen peygamberler de doğru söylemişler" derler.

53- Başka değil, sadece bir tek çığlık olmuş, derhal hepsi toplanmış huzurumuza getirilmişlerdir.

54- Artık bugün hiç kimseye zerre kadar zulmedilmez.

Bu ayetlerda allah kıyamet sonrasından mı bahsediyor yoksa bu iftiracı gibi kabir hayatından mı ?

Dünyada, bildiğimiz madde bedenle ve bu arada bu madde beynin ürettiği ruh bedenle yaşarız.

Nitekim büyük İslam Âlimi ve mutasavvıfı İMAM GAZALİ, "Esmâ'ül hüsna şerhi" isimli eserinde "El BÂİS" ismini açıklarken bakın ne diyor:

"İnsanlardan birçokları bu hususta yanlış vehimlere kapılırlar.. Bunu da çeşitli şekillerde izaha çalışırlar, derler ki; ölüm yokluktur, baas yok olduktan sonra yeniden dirilmektir, aynen birinci dirilme ve canlandırma gibi...

Şimdide gazaliye sıgınıyor ama nafile.Bunun böyle olduğunu Allah söylüyor

Bakara ..28- Allah'ı nasıl inkâr edersiniz ki, ölü idiniz sizleri diriltti. Sonra sizleri yine öldürecek, sonra yine diriltecek, sonra da döndürülüp ona götürüleceksiniz

 

 

Bir kere onların ölümün yokluk olduğunu zan etmeleri yanlıştır!. İkinci diriltmenin de birinci gibi olduğunu sanmaları dahi yanlıştır.

Ölümün yokluk olduğunu sanmak bâtıldır!.. Çünkü, kabir, ya ateş çukurlarından bir çukurdur, ya da cennet bahçelerinden bir bahçe..

O yanlış bu yanlış salla gitsin.Kuranın nersinde yazıyor kabirin bunlar

İşin içyüzüne vâkıf olan Erbab-ı Basiret, insan varlığının ebediyet için halk olduğunu bilir ve anlar.. ona yokluk arız olmaz..

Evet, bazen cesedle ilgisi kesilir de kendisi hakkında öldü derler.. Bazen cesede iade edilir de hakkında diriltildi derler..

Dirilmenin ilk yaradılış gibi ikinci bir yaratılış olduğunu sananlar da bu zanlarında yanılmışlardır!.. Çünki diriltmek ilk canlandırılışlarına uymayan yepyeni bir yaratma fiilinden ibarettir..

Aslında insanoğlunun bir çok dirilmesi vardır; onun dirilmesi iki defadan ibaret değildir..."

*  *  *

Ölümü tadınca, Madde beden çözülür; ve RUH bedenle ba's olmuş olarak kâbirde kıyâmete kadar yaşamımız devam eder.

Sonra "Kıyâmet" denen, dünyanın Güneş ısısında bozunumu devresinde, bugünkü karakteristiği istikâmetinde yeniden bâ's olur!..

Ve nihayet, son defa bu bedenler de gittiği ortama göre yeniden bir bâ's ile oluşurlar...

Kâbirde, şu andaki mevcut aklımızla, algılama- değerlendirme mekanizmamızla mı olacağız?..

Bu konuda Abdullah bin Ömer anlatıyor...

Allah ne diyor herifcioğlunun umurunda değilki varsa yoksa hadisler

Hz. Ömer münkir ve Nekir adlı iki meleğin kâbirde gelip sual sorması hususunu Hz. Peygamber ile konuşurken sordu:

- (Kabirde) aklımız başımızda olacak mı Ya Rasûlullah?..

- Evet!.. Aynen bugünkü gibi!..

Evet, ölümü tatmış, aklı şuuru yerinde, fakat bedeni kullanım dışı kalmış diri kişi mezara konulunca ne olur.

Bunu da Enes Radıyallahu anh'ın ağzından dinliyelim:

Rasûlullah (salla'llâhu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

-Kul kabre konulduğunda, kabirden uzaklaşanların ayak seslerini işitir... Onlar uzaklaşırken iki melek gelir ve onu oturtup şöyle sorarlar:

-Muhammed denen adam hakkında ne dersin?..

Eğer mü'minse...

-Şehadet ederim Muhammed ALLAH'ın kulu ve resûlüdür... Bunun üzerine.

-Şu cehennemdeki yerine bak!.. ALLAH onu cennettekine tebdil etti...

O, artık hem cehennemdeki yerini, hem de cennette gideceği yeri görür...

İnkârcı veya gösterişte müslüman ise şöyle der:

- Bu konuda kesin bir düşüncem yok. İnsanların konuştuklarından başka!..

Ve ona şöyle denilir:

- Onu tanıyamadın ve bilemedin!..

Sonra ona öyle bir tokmakla vurulur ki, feryadını insanlar ve cinler dışındaki her şey işitir!.. Nihayet şu hadîs ile konuya son verelim...

"Ölümü tadmış kişi, yakınlarının ağlaması sebebiyle azab görür."

Bu konuda daha pek çok Rasûlullah uyarısı vardır, ilgili hadis kitaplarında okunabilir.

Netice şudur ki:

KİŞİ ÖLMEZ, "ÖLÜM"Ü TADAR!.. Yaşam boyutunu değiştirir!...

Ölümü tatmak, denilen olay, kişinin madde bedenin kumandasını yitirip, "ruh" adı verilen halogramik dalga bedenle yaşamına kaldığı yerden devam etmesidir.

Bu hâl dolayısıyla, kabre konan her kişinin şuûru yerinde aklı başındadır!.

Şeytanın işi gücü allaha iftira etmek.

16/20- ALLAHIN BERİSİNDEN YALVARDIKLARI KİŞİLER ise, hiçbir sey yaratamazlar. Çünkü onlar, kendileri yaratilmislardir.

16/21- Onlar ölüdürler, diri degil ve ne zaman dirileceklerinin şuurunda da değillerdir (la yeş,urun)

Allah kabir deki insanlar için onlar ölüdür diri değil ve kıyamet günününe kadar şuurları yok buyuruyor.Ama yine takan kim

 

Kıyâmete kadar da şuurlu olarak yaşamına devam eder.

Kıyâmette de o günün şartlarına göre, yeni bedene kavuşur.

*  *  *

ÖLÜM tadıldıktan sonra neler olup bitiyor?...

Şimdi de kısaca bunu anlatalım...

ÖLÜM tadıldıgı anda kişi bir süre çevresindeki dünyayı algılamaya devam eder... Çevresinde olup bitenleri, yapılan konuşmaları, üzüntü ve feryatları aynen biyolojik bedenle yaşıyormuşçasına algılar...

Bu devrede adeta bitkisel hayattaki bir insan gibidir.. Dışarıda tüm olup bitenleri algılıyor, fakat dışarıya hiç bir mesaj veremiyor..

İşte bu anda sıra cenazenin yıkanmasına gelir...

Cenaze niçin yıkanıyor?...

Cenazenin yıkanmasının bilebildigimiz kadarıyla hikmeti, henüz hücresel canlılığı devam eden biyolojik bedenin sudan ozmos yoluyla biyoelektriksel takviye almasıdır... Böylece kişi, kısa bir süre daha beden aracılığıyla yaşamış olduğu dünya ile iletişimini tek yanlı da olsa sürdürebilecektir.

ÖLÜMÜN TADILDIĞI andan itibaren başlayıp, mahşere kadar devam edecek olan yaşam boyutuna BERZAH alemi denilir...

Ölümle başlayan hayat üçe ayrılır;

A- KÂBİR yaşamı..

B- KÂBİR âlemi yaşamı...

C- BERZAH âlemi yaşamı...

*  *  *

A- KÂBİR yaşamı... Bu devre kişinin ölümü tadıp, ruh yani halogramik dalga bedenle bâ's olmasından sonra başlayıp, kabir içinde maddeyi algılar biçimde yaşamı devam ettikçe sürer...

Gerek kabire konmadan ve gerekse kabre konduktan sonra çevresinde olup biten herşeyi bu süre içinde algılamaya devam eder...

Bu hâlin misâli şu dünya yaşamımızdaki henüz uyumadan evvel yataktaki hâlimize benzer ...

Yatağa yatan kişi nasıl henüz uyanıktır ve çevresinde olup bitenleri farketmektedir; yatağın sert veya yumuşaklığını hissetmektedir; işte aynı şekilde mezara konan kişi de ilk aşamada çevresinde ve mezar icinde olup biten her şeyi seyretmektedir...

Yatağa girmiş uyumaya hazırlanan kişi nasıl yarı uyur vaziyette hem dışarıda olup bitenleri farkeder hem de rüya türünden şeyleri görmeye başlarsa, kabirdeki kişi de aynı şekilde hem madde mezarın dışınde ve içinde olanları algılamaktadır; hem de yavaş yavaş KENDİ KABİR ALEMİNE girmeye hazırlanmaktadır...

İşte bu süreç içinde, İslâm Dininde bahsedilen iki sorgu meleği gelir ve RABBIN KİM, NEBİN KİM, KİTABIN NE diye sorarlar...

DİKKAT!...

KÂBİRDE asla, kişiye, sen hangi mezheptensin ya da hangi tarikattansın diye sorulmaz!.. Burada, asla, kişinin mezheb veya tarikat imamından sözedilmez!..

BUNLARIN kabirde SORULACAĞINDAN SÖZEDENLER, DİNİ BİLMEYENLERDİR!. Ne KUR'ÂN'da ne de PEYGAMBERİMİZİN açıklamalarında, mezheb ya da tarikatın ne, diye sual SORULACAĞINA DAİR hüküm vardır!.

MEZHEB ve TARİKATLAR Hz.Muhammed aleyhisselamın berzaha intikâlinden sonra oluşturulmuş kurumlardır; ki, berzah âleminde bunların yeri yoktur!..

Evet, bu sorgulamanın ertesinde kişi ya KÂBİR ÂLEMİNE intikal eder, ya da BERZAH ÂLEMİNE..

"KABİR ALEMİ" ile "BERZAH ALEMİ" arasındaki fark nedir? ...

B- "KABİR Alemi yaşamı" ... Bu âlem, aynen rüya âlemine benzer; ne var ki, kişi rüya gördüğünün farkında değildir ve yaşamını aynen dünyada yaşıyormuşçasına değerlendirir..

Nasıl dünya yaşamını gerçek yaşammış gibi algılarsa kişi dünyada yaşarken; aynı şekilde, kendi kabir alemine geçen kişi de o boyutu gerçek yaşam gibi hisseder... Bu ya "kabir cenneti" denilen şekilde son derece huzur ve zevk verici rüyalar şeklinde devam eder; ya da "kabir cehennemi" denilen biçimde kabus türünden son derece korkunç, ızdırap verici görüntüler içinde sürer..

Bu devre kıyâmete kadar böylece devam eder...

Bu, kabir içindeki kişinin, kabir âleminin yaşantısıdır..

"Kişinin kabri ya cennet bahçelerinden bir bahçe, ya da cehennem çukurlarından bir çukurdur" hadisi şerifiyle Peygamberimiz bu duruma işaret eder...

Bununla beraber bir de "BERZAH âlemi yaşamı" vardır...

C- "BERZAH âlemi yaşamı", "FİYSEBİLİLLAH" ALLAH yolunda ŞEHİD olmuş kimseler ile, "ölmeden ölmüş" diye tarif edilen evliyaullah ve nebilerin, kabir âlemi kısıtlamalarından kurtulmuş olarak, "RUH BEDENLERİYLE" serbest dolaşım şeklinde süren yaşam şeklidir..

BERZAH YAŞAMINDA...

ŞEHİDLER, EVLİYAULLAH ve NEBİLER Berzah alemi içinde serbestçe gezerler dolaşırlar ve mertebelerine göre de birbirleriyle iletişim kurarlar...

Ayrıca, berzah âlemi içinde dahi bir hiyerarşi vardır; ve bu hiyerarşi içinde oradakilerin idaresi sözkonusudur...

"İNSAN ve SIRLARI" isimli kitabımızın "RİCALİ GAYB-GAYB ERLERİ" bahsinde bu konuda geniş bilgi vardır...

BERZAH alemindeki velilerden dünyada iken "FETİH" sahibi olmuş olanlar, dünyadakilerle iletişim kurabilirler.. Buna karşın, dünyada "KEŞİF" sahibi olmuş fakat "FETİH" elde edememiş evliyaullah ise, o alemdeki tüm serbestilerine karşın, dünyadakiler ile direkt iletişim kuramazlar..

"FETİH" ve "KEŞİF" konularında daha geniş bilgiyi "DUA ve ZİKİR" isimli kitabımızda yazdık... Arzu edenler oradan daha geniş bilgiyi elde edebilirler..

Kişi, ÖLÜMÜ TATTIKTAN sonra ya kendi kabir aleminde ya da mertebesine göre berzah aleminde yaşamına devam eder.

İşte, herkesi, böyle bir yaşam bekliyor!..

Dileyen, bu konuyu, ilgili yerlerden araştırarak söylediklerimizin doğruluğunu teyid edebilir

http://www.ahmedbaki.com/turkce/kitaplar/kitapciklar/booklet _tur_02.htm

 

Alperen kardeş.Bu şeytan ayrıca panteisttir yani vahdeti vücutcu

Bu inancını kitaplarından açık bir şekilde okuyabilrsin

Vahdeti vücud;kainattaki tüm varlığın Allahın bir parçası olduğu seklindeki bir inançtır.Ama onlar bunu açıkca söyleme cesaretti gösteremediklerinden Allahın yansıması diye yumuşatmaya çalışırlar

Kurana göre bu tür bir inanç putperestliktir.Seni bilmem ama bana göre putpersetlerin islam adına söyledikleri şeylerin hiçbir kıymeti harbiyesi olamaz. Dolayısıylada onladan alıntı yapmayı kendi adıma abes görürüm

 

 

SeLaM DoStLaR ve HaNiF

"Mavi karakterler" ile "siyah karakterleri" tartacak bir terazi olsa idim; siyah karakterleri kefeye değil, doğrudan çöpe atardım!

Hani, Ayberk de diyordu yaa! Hulusi için; "benden çaldıklarını kitab yapıp satıyor" diye!. İşte dostlar, al birini vur ötekine :)

Şeytanın başpehlivanlarının nasıl kof olduklarını; GÖZLERİNİZLE GÖRÜNÜZ ARTIK!  Hele bir de "Ben kur'anım" demeleri yok mu? Sen kim? kur'an kim? behey hizb-i şeytan! behey hannas!

ELLERİNE SAĞLIK HANİF DOST

RZi,,,Amin

 



__________________
EûzûBillahimineşşeytanirracim&BismillahirRahmanirRahiym..
Yukarı dön Göster HanifUlus's Profil Diğer Mesajlarını Ara: HanifUlus
 
hanif
Yasaklı
Yasaklı


Katılma Tarihi: 31 mart 2005
Yer: Germany
Gönderilenler: 380
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hanif

Selam dostlar

Herhangi bir sınır tanımayan birtakım insanların bazı kavramlar hakkında yığınlarca yaldızlı sözler sarfetmiş olmaları bizleri etkilememeli diye düşünüyorum

Bunu söylerken elbetteki düşünme,tefekkür etme, akletme melekelerimizi donduralım demekte istemiyorum.

Allahtan korkan insanların,Allahın bildirdikleri kadar ile yetinmeleri, fakat buna rağmen sınır tanımayan meraklı köftecilerin bu meydanda fütursuzca at oynatmatları asırlardan beri var olagelmiş ve kıyamete kadar da var olacaktır.

Eğer Allah bana insanı nefs olarak tanıtıyorsa ve bu varlığın, akleden, düşünen,iyiyi kötüden ayırt etme yeteneğine sahip,hak ile batılı seçebilme özgürlüğü olan olarak tanımlıyorsa mesele benim için bitmiştir.

Ben daha  bunun ötesine gidip,insan denilen varlık kaç boyutludur, içinde ruh varmıdır, yokmudur varsa bu ruhun mahiyeti nasıldır diye kendime sormam ve bunun araştırmasına da gitmem

Zira Allahın bildirdiklerini haricinde benim söyleceklerim ancak ve ancak zan mertemesinde olacaktır. Bu tür bir davranış ise Allahın şu emrine karşı gelmek anlamını taşır.

İsra.36- Bir de hiç bilmediğin bir şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz, gönül, bunların her biri yaptıklarından sorumludurlar.

Zateni hiçbir sınır tanımayan merak sahibi insanların bitmek tükenmeyen soruları ve bu sorulara  kendilerini mutlaka cevap vermek mecburiyetnde gören insanların meydana getirmiş olduğu kuranın haricindeki mişnalar, mezhepler,hükümlerin gittikçe büyüyenen bir çığ gibi günümüze kadar gelmiş olması değilmidir

islamın yozlaşmasına,hurafeler manzumesi gibi algılanmasına sebep olan kuranın haricindeki kitaplar değilmidir.İnsanların kurandan uzaklaşmasına sebep olan bu kitaplar değilmidir. Ve hatta bir çok insanın peygambere ve islama küfretmelerine sebep olan bu oluşumlar değilmidir?

Maide 101 Ey iman edenler! Açıklanırsa hoşunuza gitmeyecek olan şeyleri sormayın. Eğer Kur'an indirilirken onları sorarsanız size açıklanır. (Açıklanmadığına göre) Allah onları affetmiştir. (Siz sorup da başınıza iş çıkarmayın). Allah çok bağışlayıcıdır, aceleci değildir

Maide 102- Sizden önce gelen bir kavim bunları sormuştu da sonra inkâr etmişti

Yine bu bağlamda kendilerine herhangi bir inek kesmeleri emredilmişken bunula yetinmeyip detayları sormakla kendierini sıkıntıya sokan yahudilerin bakara suresine nasıl azarlandıklarını düşünün

Merak duygusu insanı araştırmaya sevkeden bir unsurdur ama bir yere kadar olmalı değimi.Diğer duygularımıyda olduğu gibi bu konuda da kendimize bir sınır koymak mecburiyetindeyiz diye düşünüyorum.

Herhangi bir sınır tanımayan insanlardan en güzel örnek olarak bu dorumdaki kürşat otçuyu verebilirm.

Yukarı dön Göster hanif's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hanif
 
Alperen
Admin Group
Admin Group
Simge

Katılma Tarihi: 09 nisan 2005
Gönderilenler: 2974
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Alperen

Selam Hanif

Son yazında ortaya koyduğun görüşlerin tamamına katılıyorum dostum. Allah razı olsun. Ellerine ve gönlüne sağlık. Çok güzel bir değerlendirme olmuş. Şahsen ben hisseme düşeni aldım, teşekkür ediyorum.

Rabbimiz bizleri haddi aşmaktan korusun. AMİN

Saygılarımla

Yukarı dön Göster Alperen's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Alperen
 
hanif
Yasaklı
Yasaklı


Katılma Tarihi: 31 mart 2005
Yer: Germany
Gönderilenler: 380
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hanif

Selam

Yeni farkettim. Allah senden de razı olsun kadeşim

Yukarı dön Göster hanif's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hanif
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

Selam

Alperen ve hanif kardeşler

Allah samimiyetle kendisini bilmeye çalışanı haddi
aşmaktan korur. Ehli sünneti incelemeye
başladığınız il zamanları aklınıza getiriniz. Namazı
kendi içinizde tartışırken bana öyle geliyorki epey
soğuk terler dökmüş olmalısınız. Yorumlarınızdan
çok faydalandım. allah razı olsun. Sizi çok rahatsız
etmeyecekse aklı nasıl algıladığınızı merak ettim.

Sevgiyle
Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
Mircan
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 25 agustos 2005
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 1277
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Mircan

 

   Ölüm anında meleklerin can alma olayı nasıl gerçekleşir? Kişinin hayati fonksiyonlarına son verme suretiyle mi bunu yaparlar.Yoksa gerçekten insanın içinde et ve kemikten ayrı tutan canlılık sağlayan bir enerji/ruh mu var.Şüphesiz içimizde canlılığımızı sağlayan bir enerji var ve aslında Allah'ın yasası olan enerjinin kaybolmama yasası var.Demekki içimizde ki canlılık/enerji bizim bedenimizi terkettikten sonrada bir yerlerde dolaşıyor.(Mevcut bilime göre konuşuyorum)

Allah istese şüphesiz tozumuzu bile bırakmadan yokeder bizi ama O'nunda dediği gibi "Allah'ın kanunlarında değişiklik bulamayız"

Not1:Söylediklerimin kendi adıma dahi kesinlik arzetmemektedir.

Not2:Hanif'in yazısı için bende teşekkürlerimi sunarım,yeni yazılarından faydalanmayı umud ediyorum.

 

Yukarı dön Göster Mircan's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Mircan
 

Eğer Bu Konuya Cevap Yazmak İstiyorsanız İlk Önce giriş
Eğer Kayıtlı Bir Kullanıcı Değilseniz İlk Önce Kayıt Olmalısınız

<< Önceki Sayfa 3
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats