Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Ruh üfürülererk yaratılmıştır.
15/ HİCR-29: feizâ sevveytühü ve nefahtü fiyhi min rûhiy feka'û lehü sâcidiyn. Onu nefsle dizayn edip ve Ruhumdan O'na üfürdüğüm zaman ona secde edin.
Allah'u Tealâ önce insanı şekillenmiş bir çamurdan yaratıyor ve onun içine nefs vucudu dizayn ediyor. İnsana ruhundan üfürdüğü zaman, insan en üstün mahluk durumuna geliyor. Ve bütün meleklere secde emrini veriyor.
İnsanı üstün kılan, insanın fizik vücudu veya nefsi değil ruhudur. Çünkü ruh ahsen olarak yaratılmıştır. Yaratılırken 19 hasletin sahibidir. Allah'ın bütün emirlerini yerine getirmek üzere, yasak ettiklerini ise yapmamak üzere programlanmıştır. Ruh fizik vucudun ve nefsin işlediği hiçbir günaha iştirak etmez. Onlardan ayrılır. Vazifesi burada bitmez. Tekrar onlarla beraber olduğu zaman, onlara işledikleri günah sebebiyle azap uygular. Daima Allah'ın güzelliklerini insana telkin eder. İnsanın aklını Allah'ın emirleri ve nehiyleri doğrultusunda ikna etmeye çalışır. Ruh Allah'ın emrindendir. Allah'ın emrinden olan diğer bütün yaratılanlar gibi o da vazifesin tamamlayarak, Allah'a geri dönmek üzere programlanmıştır. İnsanın üç vucudundan sadece ruh, Allah'ın zatına ulaşabilir. Yeryüzündeki herşeyi yaratan Allah, ruhun kendisine ulaşması için, göğüde yedi kat olarak düzenliyor. Ruh, 7 kat olarak dizayn edilen gök katlarını aşıp, yedinci katın yedi alemini geçerek, ademe (boşluk, yokluk)ulaşabilir ve Allah'ın zatında yok olabilir. Bu özelliğin sahibidir.
RUH AHSENDİR VE TEK YÖNLÜDÜR
Ruh bir tek yönde, Allah'ın Zat'ı hedef olmak üzere istikametlendirilmiştir. Kur'ân-ı Kerîm'imizde Rabbimiz, ruhu hep temsilcisi olarak vaz ediyor ve değişik kademelerdeki ruhların varlığı, irşad yolundaki vazifeden kaynaklanıyor. Kur'ân-ı Kerîm'imizde, ruhumuzun da nefsimiz gibi tezkiye ve tasfiyesinin gerekli ve lüzumlu olduğuna dair hiç bir işarete rastlamak mümkün değildir. Rabbimiz ruhu şöyle tasvir ediyor: 17/İsra-85- Kulirrûhu min emri Rabbî. - De ki; Ruh, Rabbinin emrindendir.
Rabbimizin emrinden olan bu varlığın, Allah'ın bizdeki üç emanetinden sadece birisi olduğunu Rabbimiz, Ahzab Sûresinin 72. Âyet-i Kerîme'sinde açıklıyor;
1- SEVGİ
3/Al-i İmran-119- Ha entüm ülâi tühibbûnehüm ve lâ yühibbûneküm ve tü'minûne bilkitâbi küllih. - Onlar sizi sevmedikleri halde, siz onları seversiniz ve kitabın bütününe imân edersiniz.
2- İMÂN İslâm olmanın 3 şartından biri tek Allah'a imân etmektir. İmân olmadan yola çıkmak mümkün değildir.
5- EDEB Edeb, insanın kendi içinde, diğer insanlarla, mürşidiyle ve özellikle Allah ile ilişkilerinde en saygılı davranış biçimini sergilemesidir. Bir kişinin makamının altında davranışı tevazu, makamı seviyesinde davranışı vakar, makamından ötede davranışı kibirdir.
25/Furkan-63,64- Ve ibadürrahimânillezîne yemşûne alel-ardı hevnen ve izâ hatebehümülcâhilûne kâlû selâmâ . Vellezîne yebîtûne lirabbihîm sücceden ve kıyâmen. - Rahmân'ın öyle kulları vardır ki, onlar yeryüzünde tevazu, vakar ile yürürler. Şayet onlara, kendini bilmez kimseler söz atacak olurlarsa; incitmeyecek cevap verirler. Rabb'leri için geceyi secde ve kıyam içinde geçirirler.
8- SÜKÛNET Sükûnet, insanın iç dünyasında nefsi ile Ruhu arasındaki kavganın, savaşın bitmesi halidir ki; İslâmın 3 üncü ve son faktörüdür. Harp bitmiş yerine sûlh ve sükûn gelmiştir.
9- İTAAT Toplumun dünya üzerinde düzenle yaşaması emirlere itaat ile mümkündür. Bu emir verme mertebesinde olanın emri, yerine getirilmezse kaos olur, kargaşa olur. Allah ile ilişkilerimizde de asıl olan, Allah'ın bütün emirlerinin yerine getirilmesidir. Yani Allah'a itaattir.
4/Nisa-64- Ve mâ erselnâ mîn rasûlin illâ liyütâa biiznillâh. - Biz her Resûlü, Allah'ın izniyle itaat olunması için göndeririz.
4/Nisa-80- Men yütıırresûle fekad etââallah, ve men tevelIâ femââ erselnââke aleyhim hafîîzââ. - Kim Resûle itaat ederse, Allah'a itaat etmiş olur. Kim yüz çevirirse, seni onların üzerine muhafız göndermedik.
8/Enfal-46- Ve etîullâhe ve Resûlehû ve lâ tenâzeû fetefişelû ve tezhebe rîhuküm vasbir, innellâhe meassâbirin. - Allah'a ve Resûlüne itaat edin, kavga (niza) etmeyin yoksa korkarsınız ve kuvvetiniz gider. Sabredin, şüphesiz Allah sabredenlerle beraberdir.
10- SABIR Sabır, tahammül ederek beklemektir. Bir zulûm karşısında, hemen intikam almaya teşebbüs etmemek, acıya katlanmak ve beklemektir. Allah, sabredene mutlaka bir kurtuluş kapısı açar.
42/Şura-43- Ve lemen sabere ve ğaterâ inne zâlike limen azmil-ümûr. - Kim sabreder, suç bağışlarsa, bu işlerin en hayırlısıdır.
2/Bakara-155 - Veleneblüvenneküm bişey-in minelhavfi vel cû-i ve naksin minelemvâli vel-ensüsi vessemarât, ve beşşirissâbirin. - Sizi biraz açlık, biraz korku, biraz da mallardan, canlardan, meyvelerden eksilterek imtihan edeceğiz. Sabredenlere müjdele.
11- TEVAZU
17/İsra-37- Velâ temşi fil-ardı merahâ, inneke len tahrikal-erda velen teblüğalcibâle tûlâ. - Yeryüzünde kibir ve azametle yürüme; çünkü yeri delemezsin, uzunlukta dağlara erişemezsin.
12- KANAAT Muhakkak ki,Allah'ın bir kula ihsan ettiği herşey optimaldir. En uygun seviyededir. İşte Allah'ın verdiği ile yetinmek kanaattir ve Allah'dan razı olmak, ancak bununla mümkündür.
59/Hicr-9- Lâ yecîdûne fî sudûrihim hâceten min mâ ûtu ve yu'sirune alâ enfüsihim velev kâne bihim hasâsah. - Muhacirine verilen ganimetten dolayı, kalblerinde bir arzu duymazlar.Kendileri ihtiyaç içinde olsalar bile.
17/İsra-35- Ve evfülkeyle izâ kiltüm ve zinû bilkıstâsilmüstakîm, zâlike hayrun ve ahsenu te'vîlâ . - Ölçtüğünüz zaman, ölçeği yerine getirin, doğru terazi ile tartın. Bu hal daha hayırlıdır. Akibeti daha güzeldir.
13- ŞÜKÜR Allah'ın bize verdiği nimetlere, fizik nimetlere şükretmek asıldır. Şükür, kuru kuruya Allah'a şükranlarını sunmak değildir. Allah bir para verdiyse, o paradan zekâtımızı ve birrimizi verecek, ondan sonra Allah'a şükredeceğiz. O zaman şükür, geçerli olur. Hamd ise Allah'ın ihsan ettiği fizik ötesi nimetler içindir. Bu nimetler lâyık olanlara öğretilerek hamd edilir.
14/İbrahim-5- Ve lekad erselnâ Mûsâ biâyâtinâ en ahric kavmeke minezzulümâti ilânnûri vezekkirhüm bieyyâmillâh, inne fî zâlike leâyâtin likülli sabbarin şekûr. - Biz Musaya kavmini karanlıklardan aydınlığa çıkar, çıkar onları Allah'ın günleri boyunca zikrettir diye âyetler gönderdik. İşte bunda sabır ve şükredenler için ibretler vardır.
14- KETUMİYET
4/Nisa-83 - Ve izâ câehüm emrun minelemni evilhavfi ezâu bih, velev raddûhü ilerrasûli ve ilâ ülilemri minhüm lealimehüllezîne yestenbiûnehû minhüm. - Emniyet veya korku haberi geldiği zaman onu açıklarlar, o haberi Resûle ve Ulûl-emre bıraksalar ve açıklamasalardı, o haberi çıkaranlar ne olacağını elbette onlardan öğrenirlerdi.
15- HAKİKAT
78/Nebe-39- Zâlikelyevmülhakk, fe men şâettehaze ilâ Rabbihî meâbâ.. - İşte o gün hak günüdür (Hakka ulaşma günüdür). (Allah'a ulaşmayı) Dileyen kendine Rabbine giden bir yol tutar ve Rabbi, onun için bir sığınaktır.
17-VEFA
33/Ahzab-15- Ve lekâd kânû âhedüllâhe min kablü lâ yüvellûnel-edbâr ve kâne ahdillâhi mes-ûlâ . - Ve andolsun ki, bundan evvel arkalarını dönmeyeceklerine dair Allah'a ahd vermişlerdi. Allah'a ahd vermek kişiyi mesul eder.
18- SAMİMİYET İnsanın Allah'ın emrettiği gibi olması hali samimiyettir. İnsan kalben böyle olmadığı halde, başkalarına öyle bir görüntü veriyor ise bu samimiyetin olmadığını gösterir.
19- TEVHİD
Tevhid, Allah'ın tek olduğuna imân etmektir. Tevhid aynı zamanda insanların tek bir fırka oluşturmasıdır. Yani Sırât-ı Müstakîm üzerinde olmalarıdır. Yani Hizbullâh olmalarıdır. Sadece Allah'ın Ahdini yerine getirmek üzere, Sırât-ı Müstakîme (Allah'a ulaştıran yola) vasıl olanlar tevhid emrine itaat edenlerdir.
8/Enfal-73- Vellezîne keferû ba'duhüm evliyâü ba'd, illâ tef-alûhü tekün fitnetün fil-ardı ve fesâdün kebir. - Kâfirler birbirlerinin yardımcılarıdır. Siz yardımlaşmazsanız, yeryüzünde büyük fesad çıkar.
VUSLAT EMRİ
Kıyamet günü: "Muhakkakki biz bundan gafilleriz." (bizim bundan haberimiz yoktu) demesinler diye.
İşte o gün her üç vucudumuz da Allah'a yemin vermiştir. Fizik vücudumuzun yemini.............. .AHD (Fizik vucudun Allah'a kul olacağına dair) Nefsimizin yemini..............................YEMİN ( Nefsini tezkiye edeceğine dair) Ruhumuzun yemini............................ MİSAK ( Ruhumuzu Allah'a ulaştıracağımıza dair)
|