Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
ÇARPITILAN AYETLER 3
Mehmet AKSOY (www.satirbasi.com)
Örnek almak ve örnek alınan gibi yaşamak insanların
hep problemleri olagelmiştir. İnsanlar birilerine hep örnek insan
demişlerdir ama o örnek dedikleri insanları gerçekte pek de örnek
almamışlardır. Çok az sayıda örnek alanlar olmuşsa da genellikle durum
olumsuzdur. Bazen de yanlış örnek almalar olmuştur. Örnek şahsiyeti
örnek almak yerine ona yakınlar örnek alınmıştır. Hatta bazen örnek
şahsiyet örnek alınıyormuş zannedilip hikayeler, hurafeler örnek
alınmıştır. En çok örnek alma(ma) vakalarının yaşandığı durumlarda bu
tip durumlardır. Son
nebi olan Hz. Muhammed’i örnek almakta en son söylediğimiz gruptandır.
İnsanlar onun yerine onla alakası olmayan hurafeleri, hikayeleri ve
aslı astarı olmayan saçmalıkları örnek almaya çalışmışlardır. Şüphesiz
ki ilk peygamberden son nebi Hz.Muhammed’e kadar tüm peygamberler
tarihin tanık olduğu en karizmatik liderlerdir. Bireysel özellikleri
ile üst düzeydedirler. Bu üst düzeyde olma durumundan kaynaklanan
sebeplerden dolayı bu insanlar örnek alınmak istenmiştir. Bu örnek
almanın diğer sebebi de insanların taklitçiliğinden kaynaklanmaktadır.
Ama esas olan örnek almaktır. Taklit etmek Müslümanlara yakışmayan ve
Allahın da onaylamadığı bir durumdur. Taklitle örnek almanın farkını
sanırım anlatmamıza gerek yoktur. Eğer farkını anlayamayanlar çıkarsa
onu da bir başka yazımızda anlatırız. Son
iki yazımızda anlattığımız çarpıtılan ayetlerden sonra bu yazımızda da
sarıklı sakallı mollaların en çok kullandıkları ayeti inceleyeceğiz. Bu
ayet ahzab suresi 21. ayet. Bu ayeti öncesi ve sonrasıyla okuduğumuzda
ve kuranında geneline baktığımızda ayetin bize ne anlattığını
rahatlıkla anlayacağız. Çünkü bu ayet sarıklı sakallı ruhbanların
dillerine pelesenk ederek halkımızı kandırdıkları, yanlış
yönlendirdikleri ve kendi hegemonyaları için kullandıkları ayetlerden
biridir. Atalarını Allaha uydurma rivayetleri de kurana tercih eden ve çok kaynaklı
dine inanan insanlar ahzab suresi 21 ayeti delil getirerek hadise ve
sünnete uymanın gerekli olduğunu savunmuşlardır. Hadise ve sünnete
uymak için de hadis ve sünnet kitaplarına bakmak gerektiğini
savunmuşlardır. Çünkü onlara göre peygamberi örnek almak ancak o
kitaplara bakmakla olur. Bu zihniyetlerinin sonucu olarak ta
peygamberin oturmasını, kalkmasını, yatmasını, saçını, sakalını,
elbisesini, yemek yeme şeklini, ne yediğini bu kitaplarda aramışlar ve
bunları taklit etmeye başlamışlardır. Öyle bir taklit ki maymun taklidi
gibi. Birinci
aşamada yaptıkları taklit etme hatası en başta yanlışlarla başladı.
Zira peygamberi peygamberden 200–300 yıl sonra yazılmış hadis
kitaplarında aradılar. Üstelik bu hadis kitaplarını yazanlar arap
olmayıp peygamberin yaşadığı bölgede de yaşamamışlardır. Bu tipler
peygamberden 200–300 yıl sonra uydurdukları palavraları insanlara
peygamber sözü diye yutturmuşlardır. Oysaki o sözlerin peygamberle
uzaktan yakından ilgisi yoktur. o sözler son nebi olan Hz Muhammed’den
200–300 yıl sonra yazılmış palavralardır. Zaten peygamberimizde
kurandan başka bir şey yazdırmamıştır. İşte taklit etmeyi kafasına
koyan insanlar peygamberi arıyoruz diye bu kitaplara gittiler. Şu iyi
bilinmelidir ki o kitaplara gidenler peygamberi değil peygamberle
ilgisi olamayan saçmalıkları ve Buhari gibi peygamber düşmanlarını
taklit edeceklerdir. Ayrıca ‘’o insanlar bu sözleri çok güvenilir
insanlardan aldılar’ gibi slogandan öteye geçmeyen sözleri de gerçekle
uyuşmamaktadır. Hadis adı verilen ama peygamberimizle alakası olmayan
bu sözlerin geliş şekli de bilinenin tam tersidir. Hadisler peygamberden
başlayan bir zincirle hadislerin yazıldığı güne gelmez. Tam tersi
hadisler, peygamberden 200–300 yıl sonra başlayan tamimiyle uydurma
zincirlerle geriye doğru gider. Peygamberin söylediği bir söz kulaktan
kulağa gelerek o kitaplara geçmemiştir. Tam tersi kitaplar yazılacağı
zaman uydurularak o kitaplara geçmiştir. Kısacası zincir ileriye doğru
değil geriye doğrudur. Maalesef bu geçmişe dönük palavralar ne yazık ki
hadis diye bilinip halkımız bunları doğru söz diye almış ve kayıtsız
şartsız inanmıştır. Hâlbuki halkımız bu kitapları okusalar bunların
nasıl hayal ürünü palavralar olduğunu anlayacaklardır. Biz şunu biliyoruz ki bizim inandığımız Hz. Muhammed hadis kitaplarının saçmalıklarından beridir. Buhari
kendi hadis kitabında şöyle der:’ Ben bu hadisleri 600 bin hadis
içinden seçtim.’ Yani şunu diyor: ‘Ortada 600 bin hadis vardı ama ben
%99,99 unu almadım zira uydurmaydı onun için şu kadarını aldım.’ Burada
Buhari ve takipçilerine sorarız: ‘Ortada o kadar hadis ne geziyordu.’
Kısacası peygambere atfedilen sözlerin kol gezdiği bir zamanda Buhari
çıkmış ve bunlardan bazılarını almıştır. Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz
ki halkımız bu kitapları bir komedi kitabı olarak okuyabilirler.
Okurlarken zevk alacaklarını ve bolca güleceklerinin garantisini
verebilirim. Ama bazı durumlarda da küfretmemek için kendilerini zor
tutacaklardır. Zira peygamberimiz Hz Muhammed’e de bolca hakaretler
olan bu kitapları o kısımları okurken yırtıp atmakta isteyebilirler.
Son peygamberin son sözleri olan veda hutbesinin üç farklı şeklini
görünce gülmekten katılıp bu dini ne hale getirdiklerini rahatlıkla
anlarsınız. Aslında gülünmeli mi ağlanmalı mı bilmek zor. Tek sevinç
kaynağımız şu ki Kur’an saf ve sağlam bir şekilde elimizde. Bazı
gazetelerin verdiği 7 hadis imamının ittifak ettikleri hadisler adlı
kitaba bakarsanız gerçeği fazla zorlanmadan görürsünüz. Yedi tanesinin
birleştiği hadisleri görün birleşmediklerinin nasıl olacağını sizler
tahmin edin ve bunların nasıl palavralar olduğunu görün. Sonuç
olarak peygamberin arandığı kitaplar işte böyle kitaplar. Bu
çöplüklerde peygamber aranıyor. Peygamber çöplüklerde değil Kur’an’da
aranır. Şimdi
bu kadar yaygara kopardıkları, siz peygamberi örnek almıyorsunuz, siz
peygamberi inkar ediyorsunuz gibi naralarla Müslümanlara saldıranların
kılıçlarının ucuna taktıkları, uydurma rivayetlerine delil olarak
kullanmaya çalıştıkları ahzab suresi 21. ayete öncesi ve sonrasıyla
bakalım: 33/9
Ey inananlar, size ordular saldırdığı zaman, üzerlerine bir rüzgar ve
görmediğiniz orduları gönderen ALLAH'ın size yaptığı iyiliği
hatırlayın. ALLAH yaptığınız her şeyi Görendir. 33/10
Üstünüzden ve altınızdan size saldırmışlardı. Gözler dönmüştü, kalpler
ağızlara gelmişti ve siz ALLAH hakkında çeşitli kuşkular besliyordunuz. 33/11 İnananlar orada denenmiş ve şiddetle sarsılmışlardı. 33/12
İkiyüzlüler ve kalplerinde hastalık bulunan kimseler, "ALLAH'ın ve
elçisinin bize verdiği söz boş bir hayalden başka bir şey değilmiş!"
diyorlardı. 33/13
Onlardan bir grup ise, "Yesrib halkı, artık tutunamazsınız; geri
dönün," diyordu. Onlardan diğer grup ise, evleri korunduğu halde,
"Evlerimiz korumasız kaldı," diyerek peygamberden izin istiyorlardı.
Tüm amaçları kaçmak idi. 33/14 Orası işgal edilse ve düşmana katılmaları istenseydi pek tereddüt etmeden onlara katılırlardı. 33/15 Daha önce de, arkalarını dönüp kaçmayacaklarına dair ALLAH'a söz vermişlerdi. ALLAH'a verilmiş her söz sorulacaktır. 33/16 De ki, "Ölümden veya savaştan kaçmak size yarar sağlamıyacak. Kaçsanız da pek fazla yaşamıyacaksınız." 33/17
De ki, "ALLAH sizin için bir kötülük dilese veya bir rahmet dilese O'na
karşı sizi kim koruyacak? Onlar ALLAH'tan başka bir sahip ve yardımcı
bulamayacaklardır. 33/18
ALLAH, içinizden alıkoyanları ve kardeşlerine, "Bize gelin," diyenleri
bilmektedir. Onlar ender olarak savunmaya katılırlar. 33/19
Sizinle ilişkilerinde pek cimridirler. Tehlike geldiğinde, üzerine ölüm
baygınlığı çökmüş kimse gibi gözleri korkudan dönmüş bir halde sana
baktıklarını görürsün. Tehlike geçince de, mala düşkünlük göstererek
sizi sivri dillerle incitirler. Bu tip kimseler inanmış değillerdir. Bu
yüzden ALLAH onların işlerini boşa çıkarır. Bu, ALLAH için kolaydır. 33/20
Partilerin gitmediğini sanıyorlar. Partiler tekrar gelse kendilerinin
çöldeki bedevi Araplar arasında olmayı ve sizin haberlerinizi uzaktan
sormayı dilerlerdi. Aranızda olsalardı dahi pek az savaşırlardı. 33/21 ALLAH'ı ve ahiret gününü arzulayan ve ALLAH'ı sıkça ananlarınız için ALLAH'ın elçisinde güzel bir örnek vardır. 33/22
İnananlar, partileri (saldırıya hazır) görünce, "İşte bu, ALLAH'ın ve
elçisinin bize söz verdiğidir. ALLAH ve elçisi doğru söylemiştir,"
dediler. Bu (tehlikeli durum), onların ancak inançlarını ve
teslimiyetlerini güçlendirdi. 33/23
İnananlardan öyle kimseler var ki ALLAH'a vermiş oldukları sözü
gerçekleştirmişlerdir. Onlardan kimi adağını yerine getirdi (şehid
oldu), kimi de hazır bekliyor. Hiç bir vakit kararsızlığa düşmediler. Bu
sureye baştan itibaren bakıldığında savaş durumunun anlatıldığı
görülecektir. Bu savaşta üç kesim var: inkârcılar, müslümanlar ve
münafıklar. Bu münafıklar müslümanlarla birlikte savaşmak istemedikleri
gibi birde Müslümanların moralini bozmaya çalışıyorlar. Allah bu
münafıkları sert bir şekilde eleştiriyor. Münafıklara yönelik bu sert
tavırdan sonra peygamberin örnek cesareti övülüyor ve bu tavrı
Müslümanlara örnek gösteriliyor. Söz konusu olan ahzab suresi 21. ayet
işte bunu anlatıyor. Bu ayetten sonra da Müslümanların güzel sözleri ve
davranışları anlatılıyor. Ayet çok açık olduğu için anlatılacak bir şey
olmadığı kanaatindeyim. Zira ayetleri okuyanlar anlayacaklardır. Tabi
dondurulmamış beyne sahip olanlar anlayacaktır sadece. Bu
kadar açık seçik anlatılan bir ayetten yola çıkarak hadis sünnet
kitapları icad etmek onları farz olarak görmek onlarsız olmayacağını
savunmak akıl karı değildir. Burada ne hadis var ne sünnet var ne de
başka bir şey. Olay açık ve net. Sonuç olarak maaşlı
din adamlarının kullanmaya çalıştığı bu ayetin ne peygamberle ne
hadisle ne de sünnetle uzaktan yakından alakası yoktur. Burada
anlatılan peygamberimiz Hz. Muhammed’in örnek cesaretidir. Benzer
ayetler Kur’an’da bir başka peygamber içinde geçmektedir. Allah
izin verirse gelecek yazımızda bu konuya diğer örnek gösterilen ve
nerdeyse aynı şekilde olup sadece isimleri farklı olan ayeti
inceledikten sonra, peygamberimizi hadis ve sünnetle eşleştirmenin
yanlışlığını ve hadis sünnet yazarlarının peygamberimize nasıl
hakaret ettiklerini, ‘peygamberi kabul etmiyorlar’ diye yaygara
koparanlara peygamberi nasıl kabul ettiğimizi ve peygamberi kullanarak
Allahın dinini değiştirenlerin ne durumda olduklarını göstereceğiz. Herkes şunu bilsin ki; meydan artık boş değildir ve Allah’ın dini üzerinden kimse dilediğini kimseye yutturamaz. Beyan Eğitim Kültür ve Yardımlaşma Derneği Aylık Bülteni - Adıyaman / Besni http://www.satirbasi.com/?a=769
__________________ Yunus 105. Şu da emredildi: "Yüzünü dine bir hanîf olarak çevir. Sakın müşriklerden olma!"
|