Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
http://uploadhut.com/view.php/545961.pdf
İsa Yazmaları
Michael BAIGENT
Hz. İsa Kimdir? Öldürüldü mü?
Hristiyanlığın, İncillerin Tahrifatı
İsevilik mi, Paganizm mi? ...
Yahudi otoriteleri, tutucu Sadukiler vazgeçmemişti; onun ölmesini istiyorlardı, isa'nın az sayıdaki havarilerinden oluşan topluluk, onu koruyabilecek güce sahip değildi ve trajedinin gerçekleşmesini ümitsizce izlemek dışında yapabilecekleri bir şey yoktu. Şu hâlde, eğer onun kurtuluşu Romalı veya Yahudi yetkililerin işine yarayacak bir amaca da hizmet etmiyorsa, onu kurtarabilecek güce sahip başka kim olabilirdi? Böyle bir kurtuluşun imkansız olduğu düşünülebilir. Ve İncil hikayelerinde durup düşünmeye yetecek kadar imalar vardır. Durum, belirtildiği gibi açık değildir.
Öncelikli ve önemli olan konu, haça germenin ancak siyasi olan suçlarda infaz edilen bir ceza olduğudur. İncil'e göre Pilate, İsa'yı kalabalığa teslim etti ve halk, onun dinsel uyrışmazlığı nedeniyle idam edilmesi gerektiğini haykırdı. Yahudilerin, bu tarz bir haddi aşmaya karşı verdikleri ceza, taşlanarak ölüm cezasıdır. Haça germe ise Romalıların halkı kışkırtan, isyana teşvik ederek düzeni bozan anarşistlere karşı uyguladıkları bir cezalandırmadır. Bu çelişki bile tek başına, Incillerin olayı doğru şekilde aktarmadığını göstermeye yetiyor. Acaba olayların temelindeki gerçekleri mi bizden saklamak istediler? Belki de yanlış insanları suçlamaya çalışıyorlardı.
İsa'nın, siyasi suçtan dolayı idam edilmek istenmiş olmasından emin olabiliriz. Ayrıca İnciller ne derse desin, bu kararı verenlerin Yahudi yetkililer değil; Romalılar olduğuna da emin olabiliriz. Ve Incillerin, modern Hıristiyanlar tarafından siyasi hareket önerileri hâlâ öfkeli, hatta tehlikeli ve mesaj dışı bulunan; İsa bölümünde anlatılanlar kesinlikle uydurulmuştur.
Isa, başkasıyla yer değiştirilerek ya da kurtarılarak, bir şekilde çarmıhtan sağ indirilmişse, bunu kimin yardımıyla başarmış olabilir? Romalıların mı? Kesinlikle hayır! Romalılar neden Yahudiye üzerindeki hakimiyetlerine karşı çıkan birini kurtarmış olsunlar ki? Tapınağın başrahipleri mi? Onlar da olamazlar, çünkü Isa onların otoritelerini çok eleştirmişti. Bu durumda, yardım sadece Zelotlardan gelebilirdi.
1947 yılında yaşanan o sıra dışı olaya yönlendirelim. Muhammed ed Dib adında bir bedevi çoban, Ölü Deniz'in kuzey ucunda dolaşıyor ve kayıp keçilerini arıyordu. Keçilerinin içine kaçmış olabileceğini düşündüğü bir mağara gördü ve onları korkutup, dışarı kaçırmak için içeriye bir taş attı. Kaçışan keçilerin melemeleri yerine; kırılan çömlek sesleri duydu. Merakla, içeride ne olduğunu görmek için, mağaranın küçük oyuğundan emekleyerek geçti ve mağaradan içeri girdi. Bazı büyük kil çömlekler –bir tanesi şimdi kırık- buldu ve buldukları 'Olü Deniz Parşömenleri' olarak ünlenen belgelerin ilk koleksiyonuydu.
ÜZERİNDE ÇALIŞTIĞIMIZ ÖLÜ DENİZ PARŞÖMENLERİ bize, burada araştırdığımız bu büyük ve geniş alana dağılmış grubu anlamada yardımcı oluyordu. Yabancı egemenliğinden nefret eden, yüksek rahibin -ve kralın-saflığıyla ilgilenen ve kendilerini tamamıyla Yahudi yasalarına adayan grubun aslında kendilerine verdikleri birçok unvandan biri de Oseh ha Torah yani Yasa'nın Uygulayıcılarıydı.
Olü Deniz Parşömenleri, direkt olarak onları kullananlar tarafından yazılmıştı ve dini belgelerde pek alışkın olmadığımız bir şekilde sonradan editörler ve düzenlemeci-1er tarafından hiç dokunulmadan kalmayı başarabilmişti. Bu yüzden onların bize anlattıklarına inanabiliriz.
M.O. 2. yüzyılda 'Mesih' terimi; Davut'un soyundan gelip, israil'in yönetimini ele alması için beklenen bir kralı tarif etmekte kullanılırdı. Bu beklenti sadece Zelotlara özgü değildi. Eski Ahit yorumcuları da bu fikre katılılıyorlardı ve bu beklenti, ikinci Tapınak dönemindeki Yahudi inancında da mevcuttu. Bu bir kişinin düşüneceğinden daha yaygın bir inanıştı: 'Eski Ahit öyle düzenlenmiştir ki; çok farklı açılardan bile Mesihsel bir belge olarak tanımlanabilir' görüşü hakimdir.
Hıristiyan mesajı açıkça değiştirildi: Artık Yahudiler için değil; paganlar -Mithras, Dionysius, Isis ve Demeter gibi tanrılar ve tanrıçalara inananlar- için tasarlanmış hâldeydi ve sunulmak için yeni bir pakete ihtiyacı vardı. Ve bu da Yahudi karşıtlığıydı. Meydan, tarihin yeniden yorumlanması için müsait hâle gelmişti ve yapay 'inanç İsa'sının zaferi, gerçek 'Tarihsel İsa'nın -tanrının mesajını ileten, tanrının sözleriyle konuşan fakat kendini tanrının yerine koymayan bir adam- üzerinde yerini buluyordu.
bugün birçok insanın Yeni Ahit'i gerçekten kutsal bir kitap zannediyor olmasıdır. Onun, kurtuluşumuz için tanrı tarafından söylenmiş, değiştirilemez ve bütünlüğüne dokunulamaz kutsal sözler olduğuna inanılmaktadır. Bunun, İsa'dan çok sonra derlemeciler tarafından düzenlenen bir kitap olduğunu kimse onlara anlatmamıştır. Aslında Hıristiyan geleneğinin ilk 150 yı1ı boyunca, referans alman metinlerin hepsi bugün 'Eski Akit dediğimiz kitapları meydana getiren metinlerdir. Eski kutsal metinlerin durumuyla ilgili güzel bir örneği.
ORTAYA ÇIKAN SAYISIZ GÖRÜŞÜN ARASINDAN seçilen, teolojik kriterler göz önünde bulundurularak yapıldığı pek de söylenemez: Birileri oturup, kendi bakış açılarına ve anlayışlarına göre; 'Bu gerçektir, kabul edilmeli ya da bu yanlıştır, kabul edilmemeli; doğrusu şu şekilde inanmaktır, böyle bir inanç yanlıştır, kafirliktir...' diye kararlar verdiler....
Çarmıhtan sağ kurtulmanın zor olduğu bir gerçektir; ancak bu olanaksız da değildir. Örneğin; Josephus, çarmıha gerilmiş tutsaklardan oluşan geniş bir grubun içinde, üç eski arkadaşını gördüğünden bahseder. Gidip Ti-tus'a aşağı indirilmeleri için yalvarır ve merhamet etmesini ister. Titus bunu kabul eder ve
üç adam haçtan indirilir.Yapılan tıbbi müdahaleye rağmen, ikisi ölür fakat üçüncüsü hayatta kalır.
Isa, Josephus'un kaydında geçen kişi gibi hayatta kalmış olabilir miydi?
İslam'da böyle olduğuna inanılır.
Kur'an'da "Onu çarmıha germediler" denerek, İsa'nın haç üzerinde öldürülmemiş olduğundan bahsedilir. Fakat Kur'an, çok eski olaylar ve geleneklerden bahseden bir kitap olmasına rağmen, isa'nın zamanıyla kıyaslandığında, yeni bir metin sayılır...
|