Yazanlarda |
|
hasanoktem Admin Group
Katılma Tarihi: 10 eylul 2006 Gönderilenler: 2837
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
KUR'AN'DA ALLAH'A KARŞI RABBANİ YAKLAŞIMLAR :
HAZIRLAYAN : MEHMED ALAGAŞ
MEALLER : SÜLEYMAN ATEŞ'E AİTTİR
KONULAR :
- YANLIŞ VE EKSİK TELAKKİDEN KAÇINARAK ALLAH'I BİLMEK
- ALLAH'A VE ALLAH'IN VAADİNE İMAN ETMEK
- HER YERDE VE HER ŞEYDE ALLAH'A MUHTAÇ OLMAK
- '' MÜLK ALLAH'INDIR '' GERÇEĞİNİ BİLMEK
- HER BAŞARIYI, HER NİMETİ ALLAH'TAN BİLMEK VE ALLAH'A ŞÜKRETMEK
- HER HAYRI ALLAH'TAN BİLMEK VE ONDAN BEKLEMEK
- ALLAH'TAN VE ALLAH'IN RAHMETİNDEN UMUD KESMEMEK
- DUANIN HAKİKATİNİ BİLEREK SADECE ALLAH'A DUA ETMEK
- ALLAH'A HAMD, TENZİH, TEKBİR VE TESBİHDE BULUNMAK
- ALLAH'TAN TEVBE VE MAĞFİRET DİLEMEK
- ALLAH'IN HER ŞEYE ŞAHİD OLDUĞUNU İDRAK VE İKRAR ETMEK
- ALLAH'A KARŞI ANCAK GERÇEĞİ SÖYLEMEK
- İHTİLAFLARDA '' HÜKÜM ALLAH'INDIR '' GERÇEĞİNE TESLİM OLMAK
- İZZET VE GÜCÜN SADECE ALLAH'A AİT OLDUĞUNU BİLMEK
- SADECE ALLAH'TAN KORKMAK
- ALLAH'I VELİ EDİNMEK
- SADECE ALLAH'A KULLUK VE ALLAH'A KULLUĞA DAVET ETMEK
- SADECE ALLAH'A YÖNELMEK VE ALLAH'A SIĞINMAK
- DÖNÜŞÜN ALLAH'A OLDUĞUNU İDRAK ETMEK
- SADECE ALLAH'A TEVEKKÜL ETMEK
- ALLAH'A TESLİMİYET VE TESLİMİYETTE SABIR GÖSTERMEK
1- YANLIŞ VEYA EKSİK TELAKKİDEN KAÇINARAK ALLAH'I BİLMEK :
2 Bakara 259 :
259 Yahut şu kimse gibisini (görmedin mi) ki, duvarları, çatıları üstüne yığılmış (alt üst olmuş) ıssız bir kasabaya uğramıştı; "Allâh, bunu böyle öldükten sonra nasıl diriltecek?" demişti. Allâh da kendisini yüz sene öldürüp sonra diriltti. "Ne kadar kaldın?" dedi. "Bir gün, ya da bir günün birâzı kadar kaldım" dedi. (Allâh) "Hayır, dedi, yüz yıl kaldın. Yiyecek ve içeceğine bak, bozulmamış. Eşeğine bak, seni insanlar için bir ibret kılalım diye (böyle yaptık). Kemiklere bak, nasıl onları birbiri üstüne koyuyor, sonra onlara et giydiriyoruz!" Bu işler ona açıkça belli olunca: "Allâh'ın herşeye kâdir olduğunu biliyorum." dedi(37).
5 Maide 116 :
116 Ve yine Allâh demişti ki: "Ey Meryem oğlu Îsâ sen mi insanlara 'Beni ve annemi, Allah'tan başka iki tanrı edinin' dedin?". Hâşâ, dedi, Sen yücesin, benim için gerçek olmayan bir şeyi söylemek benim haddime değildir! Eğer demiş olsaydım, sen bunu bilirdin, sen benim nefsimde olanı bilirsin, ben senin nefsinde olanı bilmem, çünkü gizlileri bilen yalnız sensin, sen!"
6 En'am 3 :
3 O, göklerde de, yerde de (tek) Allah'tır. Sizin gizlinizi, açığınızı ve ne kazandığınızı bilir.
6 En'am 75-79 :
75 Böylece biz İbrâhim'e göklerin ve yerin melekûtunu (büyük ve hârikulâde muhteşem varlıklarını) gösteriyorduk ki, kesin inananlardan olsun.
76 Üzerine gece basınca (İbrâhim) bir yıldız gördü; "Budur Rabbim" dedi. Yıldız batınca: "Batanları sevmem", dedi.
77 Ay'ı doğarken görünce: "Budur Rabbim" dedi. O da batınca: "Rabbim bana doğru yolu göstermeseydi, elbette sapan topluluktan olurdum." dedi.
78 Güneşi doğarken görünce: "Budur Rabbim, bu daha büyük!" dedi. (O da) batınca dedi ki: "Ey kavmim, ben sizin (Allah'a) ortak koştuğunuz şeylerden uzağım."
79 "Ben yüzümü tamamen, gökleri ve yeri yoktan var edene çevirdim ve artık ben O(na) ortak koşanlardan değilim!"
6 En'am 103 :
103 Gözler O'nu görmez, O gözleri görür; O latif (gözle görülmez veya lutuf sâhibi), herşeyi haber alandır.
7 A'raf 54 :
54 Rabbiniz o Allah'tır ki; gökleri ve yeri altı günde yarattı, sonra Arşa istivâ etti (tahta kuruldu. O), geceyi, durmadan onu kovalayan gündüzün üzerine bürüyüp örter. Güneşi, ayı ve yıldızları buyruğuna boyun eğmiş vaziyette (yaratan O'dur). İyi bilin ki, yaratma ve emir O'nundur. Âlemlerin Rabbi Allâh, ne uludur!
7 A'raf 143 :
143 Mûsâ, tayin ettiğimiz vakitte bizimle buluşmağa gelip de Rabbi ona konuşunca: "Rabbim, bana görün, sana bakayım!" dedi. (Rabbi) buyurdu ki: "Sen beni göremezsin; fakat dağa bak, eğer o yerinde durursa, sen de beni göreceksin!" Rabbi dağa görününce onu darmadağın etti ve Mûsâ da baygın düştü. Ayılınca: "Sen yücesin, sana tevbe ettim, ben inananların ilkiyim!" dedi.
7 A'raf 172 :
172 Rabbin, Âdem oğullarından, onların bellerinden zürriyetlerini almış ve: "Ben sizin Rabbiniz değil miyim?" diye onları kendilerine şâhid tutmuştu. "Evet, (buna) şâhidiz!" dediler. kıyâmet günü "Biz bundan habersizdik!" demeyesiniz.
7 A'raf 180 :
180 En güzel isimler Allâh'ındır. O halde O'na o (güzel isim)lerle du'â edin ve O'nun isimleri hakkında eğriliğe sapanları bırakın; onlar yaptıklarının cezâsını çekeceklerdir.
8 Enfal 2 :
2 Mü'minler o kimselerdir ki, Allâh anıldığı zaman yürekleri ürperir, O'nun âyetleri kendilerine okunduğu zaman imanlarını artırır ve Rablerine tevekkül ederler.
19 Meryem 64-65 :
64 Biz ancak Rabbinin emriyle ineriz. Önümüzde, arkamızda ve bunlar arasında olan herşey O'na âittir. Rabbin, asla unutkan değildir.
19 Meryem 88-91 :
88 "Rahmân çocuk edindi" dediler.
89 Andolsun ki, "Siz pek kötü bir cür'ette bulundunuz!"
90 Neredeyse o(sözün dehşeti)nden gökler çatlayacak, yer yarılacak ve dağlar yıkılıp dağılacaktır!.
91 Rahmân için çocuk iddiâ ettiklerinden ötürü.
21 Enbiya 23 :
23 O, yaptığından sorulmaz, ama onlar, sorulurlar.
21 Enbiya 87-88 :
87 Zünnûn'u (balık karnına girmiş olan Yûnus ibn Matta'yı) da an; zira (o, kavmine) kızarak gitmişti, bizim kendisine güç yetiremeyeceğimizi, (kavminin arasından çıkmakla kendisini kurtaracağını) sanmıştı. Nihâyet karanlıklar içinde (kalıp): "Senden başka tanrı yoktur. Senin şânın yücedir, ben zâlimlerden oldum!" diye yalvardı.
250 Kavminin yola gelmesinden umudu kesip, onlara azâbın gelmekte olduğunu gören Yûnus Aleshisselâm, onlardan ayrılıp, başka bir yere gitmek üzere bir gemiye bindi. Batmaya yüz tutan geminin hafiflemesi için yolculardan birini suya atmak gerekti. Suya atılacak kişiyi saptamak için çekilen kur'a, Yûnus'a çıktı. Denize atılan Yûnus'u balık yuttu. İşte bir süre, balığın karnında, karanlıklar içinde kalan Yûnus, orada Rabbine, âyette anlatıldığı biçimde du'â etmişti. Bir süre sonra balık onu sâhile bıraktı.
88 Biz de onun du'âsını kabul ettik ve onu tasadan kurtardık. İşte biz, inananları böyle kurtarırız.
30 Rum 27 :
27 Yaratmağa başlayan O'dur. Sonra onu çevirip yeniden yapar. Bu, O'na daha kolaydır. Göklerde ve yerde en yüce durum O'nundur (En büyük kudret ve şeref misali O'dur). O, üstündür, hüküm ve hikmet sâhibidir.
32 Secde 12 :
12 Rablerinin huzûrunda (utançtan) başlarını öne eğmiş; "Rabbimiz, gördük, işittik, bizi geri döndür, iyi iş yapalım; artık kesin olarak inandık!" demekte olan suçluları bir görsen!
37 Saffat 4-5 :
4 Ki Tanrınız, birdir.
5 Göklerin, yerin ve bunlar arasında bulunanların Rabbi, doğuların da Rabbidir.
39 Zümer 67 :
67 Allâh'ı gereği gibi bilemediler. Halbuki kıyâmet günü yer, tamamen O'nun avucu içindedir, gökler de sağ elinde dürülmüştür. O, onların ortak koştuklarından uzak ve yücedir.
43 Zuhruf 81-82 :
81 De ki: "Eğer Rahmân'ın çocuğu olsaydı (O'na) tapanların ilki ben olurdum.
82 Göklerin ve yerin Rabbi, Arş'ın Rabbi onların nitelendirmelerinden yücedir, münezzehtir.
58 Mücadele 7 :
7 Göklerde ve yerde olanları, Allâh'ın bildiğini görmedin mi? Üç kişi gizli konuşsa mutlaka dördüncüleri O'dur. Beş kişi gizli konuşsa mutlaka altıncıları O'dur. Bundan az da, bundan çok da olsalar, nerede bulunsalar mutlaka O, onlarla beraberdir. Sonra kıyâmet günü, onlara yaptıklarını haber verir. Çünkü Allâh, her şeyi bilendir.
59 Haşr 22-24 :
22 O, öyle Allah'tır ki O'ndan başka tanrı yoktur. Görülmeyeni ve görüleni bilir. O çok esirgeyen, çok acıyandır.
23 O, öyle Allah'tır ki O'ndan başka tanrı yoktur. Pâdişâhtır, mukaddestir, selâm (esenlik veren) mü'min (güvenlik veren), müheymin (kollayıp koruyan), aziz (üstün, gâlib), cebbâr (istediğini zorla yaptıran), mütekebbir(çok ulu)dur! Allâh (puta tapanların) ortak koşmalarından yücedir.
24 O, yaratan, var eden, (varlığa getirdiklerine) biçim veren Allah'tır. En güzel isimler O'nundur. Göklerde ve yerde bulunanların hepsi O'nun ululuğunu anarlar. O, aziz (mutlak gâlip), hakim(hükümdar, herşeyi hikmetle yapan)dır.
112 İhlas 1-4 :
1 De ki: O Allâh birdir.
2 Allâh Samed'dir.
3 Kendisi doğurmamıştır ve doğurulmamıştır.
4 Hiçbir şey O'nun dengi olmamıştır.
DEVAM EDECEK İNŞAALLAH
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
|
Yukarı dön |
|
|
hasanoktem Admin Group
Katılma Tarihi: 10 eylul 2006 Gönderilenler: 2837
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
2- ALLAH'A VE ALLAH'IN VAADİNE İMAN ETMEK :
3 Al-i İmran 9 :
9 "Rabbimiz, sen mutlaka insanları, asla şüphe olmayan bir günde toplayacaksın." Allâh sözünden dönmez.
3 Al-i İmran 139 :
139 Gevşemeyin, üzülmeyin, eğer inanıyorsanız, mutlaka siz üstün geleceksiniz.
4 Nisa 122 :
122 İnanıp iyi işler yapanları da altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacağız, orada ebedi kalacaklardır. Bu, Allâh'ın gerçek va'didir. Allah'tan daha doğru sözlü kim olabilir?
5 Maide 9 :
9 Allâh, inanıp iyi işler yapanlara va'detmiştir: Bağışlama ve büyük mükâfât onlarındır.
7 A'raf 44 :
44 Cennet halkı, ateş halkına seslendi: "Rabbimizin bize va'dettiğini biz gerçek bulduk. Siz de Rabbinizin size va'dettiğini gerçek buldunuz mu?" (Onlar da): "Evet", dediler ve aralarından bir ünleyici: "Allâh'ın la'neti zâlimlerin üzerine olsun!" diye ünledi.
9 Tövbe 40 :
40 Eğer siz o(Hak elçisi)ne yardım etmezseniz, iyi bilin ki, Allâh ona yardım etmişti: Hani yalnız iki kişiden biri olduğu halde, inkâr edenler kendisini (Mekke'den) çıkardıkları sırada ikisi mağarada iken arkadaşına "Üzülme, Allâh bizimle beraberdir!" diyordu. (İşte o zaman) Allâh (ona yardım etti) onun üzerine sekine(huzûr ve güven duygu)sunu indirdi ve onu, sizin görmediğiniz askerlerle destekledi; inanmayanların sözünü alçattı. Yüce olan, yalnız Allâh'ın sözüdür. Allâh dâimâ üstündür, hüküm ve hikmet sâhibidir.
9 Tövbe 111 :
111 Allâh, mü'minlerden canlarını ve mallarını cennet kendilerinin olmak üzere satın almıştır. Allâh yolunda savaşırlar, öldürürler ve öldürülürler. Bu, Allâh'ın, Tevrât'ta, İncil'de ve Kur'ân'da üstlendiği gerçek bir sözdür! Kim Allah'tan daha çok sözünde durabilir? O halde O'nunla yaptığınız bu alışverişinizden ötürü sevinin. Gerçekten bu, büyük başarıdır.
10 Yunus 4 :
4 Hepinizin dönüşü, O'nadır. Bu, Allâh'ın gerçek olarak verdiği sözdür. O, yaratmağa başlar, sonra inanıp iyi işler yapanlara adâletle karşılık vermek için yeniden yaratır. İnkâr edenlere gelince, küfürlerinden dolayı onlara kaynar sudan bir içki ve acı bir azâb vardır.
10 Yunus 55 :
55 İyi bil ki, göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allâh'ındır. İyi bil ki Allâh'ın va'di gerçektir, fakat çokları bilmiyorlar.
14 İbrahim 22 :
22 İş bitirildikten sonra şeytân (onlara) şöyle dedi: "Allâh size gerçek va'detti, ben de size va'dettim ama ben sözümden caydım! Benim sizi zorlayacak bir gücüm yoktu. Sadece sizi (küfür ve isyâna) davet ettim. Siz de benim da'vetime koştunuz. O halde beni kınamayın, kendi kendinizi kınayın! Ne ben sizi kurtarabilirim, ne de siz beni kurtarabilirsiniz! Ben, önceden beni (Allah'a) ortak koşmanızı da tanımamıştım zaten. Doğrusu zâlimler için acı bir azâb vardır!"
19 Meryem 61 :
61 Rahmân'ın kullarına gıyâben va'dettiği Adn cennetleri(ne gireceklerdir). Şüphesiz O'nun va'di yerine gelecektir.
24 Nur 55 :
55 Allâh sizden, inanıp iyi işler yapanlara va'detmiştir: Onlardan öncekileri nasıl hükümran kıldıysa, onları da yer yüzünde hükümran kılacak ve kendileri için seçip beğendiği dinlerini kendilerine sağlamlaştıracak ve korkularının ardından kendilerini (tam) bir güvene erdirecektir. Bana kulluk edecekler ve bana hiçbir şeyi ortak koşmayacaklar. Ama kim(ler) bundan sonra da nankörlük ederse işte onlar, yoldan çıkanlardır.
33 Ahzab 9-12 :
9 Ey inananlar, Allâh'ın size olan ni'metini hatırlayın, hani bir zaman size ordular gelmişti de biz onların üzerine bir rüzgâr ve sizin görmediğiniz ordular göndermiştik. Allâh, yaptıklarınızı görmekteydi.
10 Hani onlar üstünüzden ve alt tarafınızdan gelmişlerdi, gözler (şaşkınlıktan ötürü) kaymış, yürekler (korkudan) hançerelere dayanmıştı. Allâh hakında türlü zanlarda bulunuyordunuz.
11 İşte orada mü'minler denenmiş, şiddetli bir sarsıntı ile sarsılmışlardı.
12 Münâfıklar ve kalblerinde hastalık bulunan kimseler: "Allâh ve Resulü bize sadece boş vaadlerde bulundu." diyordu.
33 Ahzab 22 :
22 Mü'minler (düşman) orduları(nı) gördükleri zaman (korkmadılar): "Bu Allâh'ın ve Resulünün, bize va'dettiği(zafer)dir. Allâh ve Resulü doğru söylemiştir." dediler. Ve bu, onların sadece imanlarını ve teslimiyetlerini artırdı.
35 Fatır 5 :
5 Ey insanlar, Allâh'ın va'di gerçektir; sakın dünyâ hayâtı sizi aldatmasın, o aldatıcı, sizi Allâh(ın affına güvendirmek sûreti) ile aldatmasın.
39 Zümer 73-74 :
73 Rablerinin (azâbından) korunanlar da bölük bölük cennete sevk edilmişlerdir. Kapıları daha önce açılmış bulunan cennete vardıklarında onun bekçileri onlara: "Selâm size,(ne) hoşsunuz, ebedi kalmak üzere buraya girin!" demişlerdir.
74 (Cennettekiler de:) "Bize verdiği sözü yerine getiren ve bizi dilediğimiz yerinde oturacağımız bu cennet yurduna vâris kılan Allah'a hamdolsun. (Allâh için) çalışanların ücreti ne güzeldir!" demişlerdir.
40 Ğafir Mü'min 55 :
55 Sabret, Allâh'ın va'di mutlaka gerçektir. Günâhına da istiğfar et ve akşam sabah Rabbini övgü ile an.
45 Casiye 32 :
32 "Allâh'ın va'di gerçektir, (Duruşma) sâ'at(inin geleceğin)de şüphe yoktur" dendiği zaman: "Sâ'at nedir, bilmiyoruz, (onu) sadece (bir kuruntu) sanıyoruz biz ona inanmıyoruz" demiştiniz ha?!"
DEVAM EDECEK İNŞAALLAH
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
|
Yukarı dön |
|
|
hasanoktem Admin Group
Katılma Tarihi: 10 eylul 2006 Gönderilenler: 2837
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
3- HER YERDE VE HER ŞEYDE ALLAH'A MUHTAÇ OLMAK :
28 Kasas 23-24 :
23 Medyen suyuna varınca o(su)nun başında birçok insanların, (hayvanlarını) suladıklarını gördü. Onların gerisinde de, (diğerlerinin hayvanlarına karışmasın diye hayvanlarını) sudan meneden iki kız buldu. (Mûsâ, onlara): "İşiniz nedir, (niçin hayvanları suya bırakmıyorsunuz)?" dedi. Dediler ki: "Çobanlar sulayıp çekilmeden biz (onların içine sokulup hayvanlarımızı) sulamayız. Babamız da büyük bir ihtiyardır (O gelemez)."
24 Hemen (Mûsâ) onlarınkini de suladı, sonra gölgeye çekildi: "Rabbim, dedi, doğrusu bana indireceğin bir hayra muhtacım, (azıcık azık indir de şu karnımı doyur)."
35 Fatır 15 :
15 Ey insanlar, siz Allah'a muhtaçsınız, Allâh ise, işte zengin ve hamde lâyık olan O'dur.
51 Zariyat 56-58 :
56 Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.
57 Ben onlardan rızık istemiyorum, beni beslemelerini de istemiyorum.
58 Şüphesiz rızık veren, sağlam kuvvet sâhibi olan ancak Allah'tır.
92 Leyl 8-10 :
8 Kim de cimrilik eder, kendini zengin (ve kendine yeterli) görürse,
9 Ve en güzel(söz)ü de yalanlarsa,
10 Ona da en güç(yolda gitmey)i kolaylaştırırız.
96 Alak 6-7 :
6 Hayır, (Rabbinin bu kadar iyiliğine rağmen yine) insan azar;
7 Kendini zengin (kendine yeterli) gördüğü için,
112 İhlas 2 :
2 İnsanların pâdişâhına,
DEVAM EDECEK İNŞAALLAH
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
|
Yukarı dön |
|
|
hasanoktem Admin Group
Katılma Tarihi: 10 eylul 2006 Gönderilenler: 2837
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
4- '' MÜLK ALLAH'INDIR '' GERÇEĞİNİ BİLMEK :
2 Bakara 107 :
107 Bilmedin mi ki, göklerin ve yerin mülkü (hükümranlığı, yönetimi, mülkiyeti) yalnız Allâh'ındır. Sizin için Allah'tan başka ne bir koruyucu, ne de bir yardımcı yoktur.
3 Al-i İmran 26-27 :
26 De ki: "Allâh'ım, (ey) mülkün sâhibi, sen dilediğine mülkü verirsin, dilediğinden mülkü alırsın; dilediğini yükseltirsin, dilediğini alçaltırsın. Hayır (mal), senin elindedir. Sen her şeye kâdirsin!"
27 "Geceyi gündüze sokarsın, gündüzü geceye sokarsın; ölüden diri çıkarırsın, diriden ölü çıkarırsın, dilediğini hesapsız rızıklandırırsın!"
3 Al-i İmran 189 :
189 Göklerin ve yerin mülkü Allâh'ındır. Allâh herşeye kâdirdir.
4 Nisa 53 :
53 Yoksa onların mülkten bir payı mı var? Öyle olsaydı insanlara bir çekirdek zerresi bile vermezlerdi.
5 Maide 120 :
120 Göklerin, yerin ve bunlarda bulunan herşeyin mülkü Allâh'ındır. O, herşeye kâdirdir!
6 En'am 73 :
73 Gökleri ve yeri hak (ve hikmet) ile yaratan O'dur. "Ol!" dediği gün, oluverir. Sözü haktır. Sûr'a üfleneceği gün de, mülk O'nundur. Gizliyi ve açığı bilendir. O, hükümdardır, herşeyi haber alandır.
7 A'raf 158 :
158 De ki: "Ey insanlar, ben sizin hepinize, göklerin ve yerin sâhibi olan, kendisinden başka tanrı bulunmayan, yaşatan, öldüren Allâh'ın Elçisiyim. Gelin Allah'a ve O'nun ümmi peygamberi olan Elçisine inanın -ki o (peygamber) de Allah'a ve O'nun sözlerine inanmaktadır,-O'na uyun ki doğru yolu bulasınız!"
14 İbrahim 2 :
2 O Allâh ki, göklerde ve yerde olanların hepsi O'nundur. Çetin azâbdan dolayı vay şu kâfirlerin haline!
16 Nahl 75 :
75 Allâh, hiçbir şeye gücü yetmeyen ve başkasının malı olan bir köle ile; kendisine güzel rızık verdiğimiz, o rızıktan gizli ve açık harcayan kimseyi misal olarak anlattı. Hiç bunlar bir olurlar mı? Hamd Allah'a mahsustur, fakat çokları bilmezler.
21 Enbiya 19 :
19 Göklerde ve yerde kim varsa hep O'nundur. O'nun yanında bulunanlar, O'na kulluk etmekten büyüklenmez ve yorulmazlar.
23 Mu'minun 88 :
88 "Biliyorsanız (söyleyin) her şeyin melekûtu (mülkü ve yönetimi) elinde olan, koruyup kollayan, fakat kendisi korunup kollan(maya muhtaç ol)mayan kimdir?" de.
24 Nur 42 :
42 Göklerin ve yerin mülkü Allâh'ındır. Dönüş de Allah'adır.
25 Furkan 2 :
2 Göklerin ve yerin mülkü O'nundur, O, bir çocuk edinmemiştir, mülkünde ortağı yoktur. Her şeyi yaratmış, ona ölçü, biçim ve düzen vermiştir.
25 Furkan 25-26 :
25 Göğün bulutları parçalayıp meleklerin bölük bölük indirildiği gün;
26 İşte o gün, gerçek mülk, Rahmânın'dır, (bütün hükümranlık yalnız O'na âittir) ve o (gün), kâfirler için çetin bir gündür.
35 Fatır 13 :
13 (Allâh) Geceyi gündüzün içine sokar, gündüzü de gecenin içine sokar; güneşi ve ayı buyruğu altına almıştır. Her biri belirtilmiş bir süreye kadar akıp gider. İşte Rabbiniz Allâh budur, mülk O'nundur. O'ndan başka yalvardığınız şeyler ise bir çekirdek zarına bile sâhip değillerdir.
38 Sad 10 :
10 Yoksa göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların mülkü onların mı? Öyleyse sebepler (vâsıtalar) içinde yükselsinler (vâsıtalara binip göklere çıksınlar da oradan âlemi yönetsinler, vahyi de kendi isteklerine göre indirsinler).
40 Ğafir Mü'min :
16 O gün onlar, ortaya çıkarlar. Onlardan hiçbir şey Allah'a gizli kalmaz. (Ve sorulur onlara): "Bugün mülk kimindir? O tek ve kahhâr olan Allâh'ın!"
43 Zuhruf 85 :
85 Göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunan her şeyin mülkü kendisine âidolan (Allâh) ne yücedir! (Kıyâmetin kopacağı) Sâ'ati bilmek de O'nun yanındadır ve siz O'na döndürülüp götürüleceksiniz.
57 Hadid 5 :
5 Göklerin ve yerin mülkü O'nundur. Bütün işler Allâh'a döndürülecektir.
devam edecek inşaAllah
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
|
Yukarı dön |
|
|
hasanoktem Admin Group
Katılma Tarihi: 10 eylul 2006 Gönderilenler: 2837
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
5- HER BAŞARIYI, HER NİMETİ ALLAH'TAN BİLMEK VE ALLAH'A ŞÜKRETMEK :
2 Bakara 172 :
172 Ey inananlar, size verdiğimiz rızıkların iyilerinden yeyin, Allah'a tapıyorsanız, O'na şükredin.
4 Nisa 35 :
35 Eğer (karı-kocanın) aralarının açılmasından endişe duyarsanız, erkeğin âilesinden bir hakem ve kadının âilesinden bir hakem gönderin. Bunlar uzlaştırmak isterlerse, Allâh onların arasını bulur. Çünkü Allâh (herşeyi) bilendir, haber alandır.
4 Nisa 147 :
147 Siz şükreder. inanırsanız Allâh size azâbetmeyi ne yapacak? Allâh şükrün karşılığını veren, (herşeyi) bilendir.
11 Hud 88 :
88 "Ey kavmim, dedi, bakın, ya ben Rabbimden bir kanıt üzerinde isem ve (O), bana kendinden güzel bir rızık vermişse? Ben size menettiğim şeylerde size aykırı davranmak istemiyorum. Sadece gücümün yettiği kadar düzeltmek istiyorum. Başarım ancak Allâh(ın yardımı) iledir. Yalnız O'na dayandım ve yalnız O'na yönelirim!"
12 Yusuf 53 :
53 "Ben nefsimi temize çıkarmam. Çünkü nefis, dâimâ kötülüğü emredicidir. Meğer Rabbimin esirgediği bir nefis ola. Rabbim bağışlayandır, esirgeyendir."
14 İbrahim 7 :
7 Ve Rabbiniz size şöyle bildirmişti: "Andolsun şükrederseniz elbette size daha fazla veririm ve eğer nankörlük ederseniz azâbım pek çetindir."
14 İbrahim 34 :
34 Ve kendisinden istediğiniz herşeyden size bir parça verdi. Eğer Allâh'ın ni'metini saymak isteseniz sayamazsınız! (Doğrusu) insan çok haksızlık edendir, çok nankördür!
16 Nahl 78 :
78 Allâh sizi, (hiçbir şey bilmediğiniz durumda) annelerinizin karınlarından çıkardı, size işitme (duyusu), gözler ve gönüller verdi ki şükredesiniz.
16 Nahl 114 :
114 Allâh'ın size verdiği rızıktan helâl, hoş olarak yeyin de Allâh'ın ni'metine şükredin; eğer O'na kulluk ediyorsanız.
23 Mu'minun 28 :
28 Sen ve yanında bulunanlar gemiye yerleştiğiniz zaman: "Bizi o zâlim kavimden kurtaran Allah'a hamdolsun." de.
23 Mu'minun 78 :
78 O'dur ki, sizin için o kulağı, o gözleri ve gönülleri inşâ etti. Ne kadar az şükrediyorsunuz!
25 Furkan 62 :
62 Ve O, öğüt almak veya şükretmek isteyenler için gece ile gündüzü, birbirini izler yaptı.
27 Neml 18-19 :
18 Karınca vâdisine geldikleri zaman bir karınca: "Ey karıncalar dedi, yuvalarınıza girin ki Süleymân ve orduları farkında olmayarak sizi ezmesinler."
19 (Süleymân) Onun sözüne gülümseyerek dedi: "Rabbim, bana ve anama, babama lutfettiğin ni'mete şükretmemi, senin beğeneceğin faydalı bir iş yapmamı gönlüme ilham eyle ve rahmetinle beni iyi kullarının arasına sok."
31 Lokman 12 :
12 Andolsun biz Lokman'a, "Allah'a şükret!" diye hikmet verdik, kim şükrederse kendisi için şükreder; kim nankörlük ederse Allâh zengindir, (onun şükrüne muhtaç değildir), övülmüştür (hamde lâyıktır).
32 Secde 9 :
9 Sonra ona biçim verdi, ona kendi ruhundan üfledi. Ve sizin için kulak(lar), gözler ve gönüller yarattı. Ne kadar az şükrediyorsunuz!
34 Sebe 13 :
13 Ona dilediği gibi kaleler, heykeller, havuzlar kadar (geniş) leğenler, sabit kazanlar yaparlardı. "Ey Dâvûd âilesi, şükredin!" kullarımdan şükreden azdır.
42 Şura 32-33 :
32 Denizde dağlar gibi akıp giden(gemi)ler O'nun âyetlerindendir.
33 Dilerse rüzgârı durdurur, (gemiler denizin) sırtında durakalır. Kuşkusuz bunda sabreden, şükreden herkes için ibretler vardır.
43 Zuhruf 12-13 :
12 O bütün çiftleri yarattı ve size bineceğiniz gemiler ve hayvanlar var etti,
13 Ki onların sırtlarına binesiniz, sonra onlara bindiğiniz zaman Rabbinizin ni'metini anasınız ve (şöyle) diyesiniz: "Bunu bizim hizmetimize veren (Allâh)ın şânı yücedir, yoksa biz bunu (hizmetimize) yanaştıramazdık."
48 Fetih 1 :
1 Biz sana apaçık bir fetih verdik.
55 Rahman 30 :
30 Şimdi Rabbinizin hangi ni'metlerini yalanlıyorsunuz?
56 Vakı'a 57-74 :
57 Biz sizi yarattık; doğrulamanız gerekmez mi?
58 Akıttığınız meniyi gördünüz mü?
59 Siz mi onu yaratıyorsunuz, yoksa yaratıcılar biz miyiz?
60 Aranızda ölümü takdir eden biziz ve bizim önümüze geçilmiş değildir (kimse ölüme engel olamaz).
61 (Size böyle ölümü takdir ettik) Ki sizin yerinize benzerlerinizi getirelim ve sizi, bilmediğiniz bir biçimde yeniden inşâ' edelim.
62 Andolsun, ilk yaratmayı bildiniz, (bunu) düşünüp ibret almanız gerekmez mi?
63 Ektiğinizi gördünüz mü?
64 Siz mi onu bitiyorsunuz, yoksa bitirenler biz miyiz?
65 Dileseydik, onu kuru bir çöp yapardık, sızlanıp dururdunuz:
66 "Biz borçlandık, (yaptığmız masraflar boşa gitti)!"
67 "Doğrusu, biz yoksun bırakıldık!" (derdiniz).
68 İçtiğiniz suya baktınız mı?
69 Siz mi onu buluttan indirdiniz, yoksa indirenler biz miyiz?
70 Dileseydik onu tuzlu yapardık. Şüketmeniz gerekmez mi?
71 (İki dalı birbirine sürterek) Çıkardığınız ateşi gördünüz mü?
72 Onun ağacını siz mi yarattınız, yoksa yaratanlar biz miyiz?
73 Biz onu bir ibret ve çölden gelip geçenlere bir fayda yaptık.
74 Öyleyse büyük Rabbinin adını yücelt.
67 Mülk 23 :
23 De ki: "Sizi yaratan, size işitme (duyusu), gözler ve gönüller veren O'dur. Ne kadar az şükrediyorsunuz?
76 İnsan 2-3 :
2 Doğrusu biz insanı, imtihan etmek için karışık bir nutfeden yarattık da onu işitici, görücü yaptık.
3 Biz ona yolu gösterdik: Ya şükredici veya nânkör olur.
92 Leyl 5-7 :
5 Kim (hayır için) verir, korunursa,
6 Ve en güzel(söz)ü doğrularsa,
7 Ona en kolay(yolda gitmey)i kolaylaştırırız.
110 Nasr 1-3 :
1 Allâh'ın yardımı ve fetih geldiği,
2 Ve insanların dalga dalga Allâh'ın dinine girdiklerini gördüğün zaman,
3 Rabbini överek tesbih et, O'ndan mağfiret dile. Çünkü O, tevbeyi kabul edendir.
devam edecek inşaAllah
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
|
Yukarı dön |
|
|
hasanoktem Admin Group
Katılma Tarihi: 10 eylul 2006 Gönderilenler: 2837
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
6- HER HAYRI YÜCE ALLAH'TAN BİLMEK VE ONDAN BEKLEMEK :
4 Nisa 79 :
79 Sana gelen her iyilik Allah'tandır, sana gelen her kötülük de kendi(günâhın yüzü)ndendir. Seni insanlara elçi gönderdik. (Buna) şâhid olarak Allâh yeter.
6 En'am 17 :
17 Allâh sana bir zarar dokundursa, onu yine kendisinden başka açacak yoktur ve eğer sana bir hayır dokundursa, kuşkusuz O, herşeyi yapabilendir.
6 En'am 63-65 :
63 De ki: "Gizli ve açık olarak: 'Bizi bundan kurtarırsa elbette şükredenlerden olacağız!' diye O'na yalvarıp yakardığınız zaman, karanın ve denizin karanlıklarından sizi kim kurtarıyor?"
64 De ki: "Ondan ve bütün sıkıntılardan sizi Allâh kurtarıyor, sonra siz yine O'na ortak koşuyorsunuz!?"
65 De ki: "O, sizin üzerinize üstünüzden, yahut ayaklarınızın altından bir azâb göndermeğe, ya da sizi parti parti birbirinize düşürüp kiminize kiminizin hıncını taddırmağa kâdirdir." Bak, anlasınlar diye âyetleri nasıl açıklıyoruz?!
10 Yunus 107 :
107 Eğer Allâh sana bir zarar dokundursa onu, yine O'ndan başka kaldıracak yoktur ve eğer sana bir hayır dilese, O'nun keremini de geri çevirecek yoktur. Hayrını, kullarından dilediğine verir. O, bağışlayandır, esirgeyendir.
22 Hacc 37 :
37 Onların etleri ve kanları Allah'a ulaşmaz. Fakat sizin takvânız O'na ulaşır. Allâh onları size böyle boyun eğdirdi ki, sizi doğru yola ilettiği için O'nun büyüklüğünü anasınız. (Ey Muhammed), güzel davrananları müjdele.
28 Kasas 23-24 :
23 Medyen suyuna varınca o(su)nun başında birçok insanların, (hayvanlarını) suladıklarını gördü. Onların gerisinde de, (diğerlerinin hayvanlarına karışmasın diye hayvanlarını) sudan meneden iki kız buldu. (Mûsâ, onlara): "İşiniz nedir, (niçin hayvanları suya bırakmıyorsunuz)?" dedi. Dediler ki: "Çobanlar sulayıp çekilmeden biz (onların içine sokulup hayvanlarımızı) sulamayız. Babamız da büyük bir ihtiyardır (O gelemez)."
318 Kız oldukları için erkeklerin içine sokulamıyorlar, herkesin çekilmesini bekliyorlar, su içmek için sabırsızlanan hayvanlarının suya gitmelerine engel oluyorlardı.
24 Hemen (Mûsâ) onlarınkini de suladı, sonra gölgeye çekildi: "Rabbim, dedi, doğrusu bana indireceğin bir hayra muhtacım, (azıcık azık indir de şu karnımı doyur)."
35 Fatır 2 :
2 Allâh, insanlara bir rahmet açtı mı onu tutan olamaz, O'nun tuttuğunu da O'ndan sonra salacak yoktur. O, üstündür, hüküm ve hikmet sâhibidir.
devam edecek inşaAllah
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
|
Yukarı dön |
|
|
hasanoktem Admin Group
Katılma Tarihi: 10 eylul 2006 Gönderilenler: 2837
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
7- ALLAH'TAN VE ALLAH'IN RAHMETİNDEN UMUD KESMEMEK :
4 Nisa 104 :
104 O topluluğu takibetmekte gevşeklik göstermeyin. Eğer siz acı çekiyorsanuz, onlar da sizin acı çektiğiniz gibi acı çekmektedirler. Üstelik siz Allah'tan, onların ummayacakları şeyleri, ummaktasınız. Alah bilendir, hüküm ve hikmet sâhibidir.
7 A'raf 56 :
56 Yeryüzü düzeltildikten sonra onda bozgunculuk yapmayın, korkarak ve umarak O'na du'â edin. Muhakkak ki Allâh'ın rahmeti, iyilik edenlere yakındır.
12 Yusuf 87 :
87 "Ey oğullarım, gidin, Yûsuf'u ve kardeşini araştırın, Allâh'ın rahmetinden umut kesmeyin; zira kâfir kavimden başkası Allâh'ın rahmetinden umut kesmez!"
15 Hicr 53-56 :
53 "Korkma dediler, biz sana bilgin bir çocuk(un olacağını) müjdeleriz!"
54 "Bana ihtiyarlık dokunduktan sonra mı beni müjdelediniz? Ne tuhaf bir şey ile müjdeliyorsunuz beni?" dedi.
55 "Sana gerçeği müjdeledik, umut kesenlerden olma! dediler.
56 "Sapıklardan başka kim Rabbinin rahmetinden umut keser?" dedi.
20 Taha 122-123 :
122 Sonra Rabbi onu seçti, tevbesini kabul etti, doğru yola iletti.
123 Dedi ki: "Hepiniz oradan inin, birbirinize düşmansınız. İmdi benden size bir hidâyet geldiği zaman kim benim hidâyetime uyarsa o, sapmaz ve sıkıntıya düşmez."
21 Enbiya 89-90 :
89 Zekeriyyâ'yı da (an). Rabbine: "Rabbim, beni tek bırakma! Sen, vârislerin en iyisisin (her şeyim sana kalacaktır)" diye du'â etmişti.
90 Onun du'âsını da kabul buyurduk ve ona Yahyâ'yı armağan ettik. Eşini de kendisi için ıslah ettik (çocuk doğurmağa elverişli bir hale getirdik). Gerçekten onlar hayır işlere koşarlar, umarak ve korkarak bize du'â ederlerdi ve bize derin saygı gösterirlerdi.
24 Nur 10 :
10 Ya Allâh'ın size lutfu ve rahmeti olmasaydı ve Allâh, tevbeleri çok kabul eden ve hikmet sâhibi olmasaydı (ne yapardınız)?
39 Zümer 53 :
53 (Tarafımdan onlara) De ki: "Ey nefislerine karşı aşırı giden kullarım, Allâh'ın rahmetinden umut kesmeyin. Allâh bütün günâhları bağışlar. Çünkü O, çok bağışlayan, çok esirgeyendir."
devam edecek inşaAllah
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
|
Yukarı dön |
|
|
hasanoktem Admin Group
Katılma Tarihi: 10 eylul 2006 Gönderilenler: 2837
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
8- DUANIN HAKİKATİNİ BİLEREK SADECE ALLAH'A DUA ETMEK :
1 Fatiha 1-7 :
1 Rahmân ve Rahim Allâh'ın adıyla
2 Âlemlerin Rabbi (sâhibi, yetiştiricisi) Allah'a hamdolsun.
3 (O) Rahmân'dır, Rahim'dir(2).
4 Din (cezâ ve mükâfât) gününün sâhibidir.
5 (Ya Rabbi) Ancak sana kulluk eder, ancak Senden yardım isteriz!
6 Bizi doğru yola ilet:
7 -ni'met verdiğin kimselerin yoluna. Kendilerine gazabedilmiş olanların ve sapmışların yoluna değil. (ya Rabbi)!
2 Bakara 126-129 :
126 İbrâhim demişti ki: "Rabbim, bu şehri güvenli bir şehir yap, halkından Allah'a ve âhiret gününe inananları çeşitli ürünlerle besle!" (Rabbi) buyurdu: "İnkâr edeni dahi az bir süre geçindirir, sonra onu cehennem azâbına (girmeğe) zorlarım, ne kötü varılacak yerdir orası!"
127 İbrâhim, İsmâ'il'le beraber Ev'in temellerini yükseltiyor(19): "Rabbi'imiz, bizden kabul buyur, kuşkusuz sen işitensin, bilensin."
128 "Rabbimiz, bizi sana teslim olanlar yap, neslimizden de sana teslim olan bir ümmet çıkar; bize ibâdet yerlerimizi göster, tevbemizi kabul et; zira, tevbeleri kabul eden, çok merhametli olan ancak sensin. Sen!"
129 "Rabbimiz, onlara kendi içlerinden, senin âyetlerini kendilerine okuyacak, onlara Kitabı ve hikmeti öğretecek, onları temizleyecek bir elçi gönder. Her zaman üstün gelen, her şeyi yerli yerince yapan yalnız sensin, sen!"
2 Bakara 186 :
186 Kullarım, sana benden sorar(lar)sa (söyle): Ben (onlara) yakınım. du'â eden, bana du'â ettiği zaman onun du'âsına karşılık veririm. O halde onlar da bana karşılık versin(benim çağrıma uysun)lar, bana inansınlar ki, doğru yolu bulmuş olalar.
3 Al-i İmran 26 :
26 De ki: "Allâh'ım, (ey) mülkün sâhibi, sen dilediğine mülkü verirsin, dilediğinden mülkü alırsın; dilediğini yükseltirsin, dilediğini alçaltırsın. Hayır (mal), senin elindedir. Sen her şeye kâdirsin!"
3 Al-i İmran 38-40 :
38 Orada Zekeriyyâ, Rabbine du'â etmiş: "Rabbim, demişti, bana katından temiz bir nesil ver. Sen du'âyı işitensin!"
39 Zekeriyyâ, mabedde durmuş namaz kılarken, melekler ona: "Allâh sana, Allah'tan bir kelimeyi(42) doğrulayıcı, efendi, nefsine hakim ve iyilerden bir peygamber olacak Yahya'yı müjdeler," diye ünlediler.
40 Dedi ki: "Rabbim, bana ihtiyarlık gelip çatmış, karım da kısırken benim nasıl oğlum olur?" (Allâh): "Öyle (ama) Allâh, dilediğini yapar." dedi.
3 Al-i İmran 191-195 :
191 Onlar ayakta, oturarak ve yanları üzerine yatarken Allâh'ı anarlar, göklerin ve yerin yaratılışı üzerinde düşünürler: "Rabbimiz (derler), bunu boş yere yaratmadın, sen yücesin, bizi ateş azâbından koru!"
192 "Rabbimiz, sen birini ateşe soktun mu, onu perişan etmişsindir. zâlimlerin yardımcıları yoktur."
193 "Rabbimiz, biz, 'Rabbinize inanın' diye imânâ çağıran bir davetçi işittik, hemen inandık. Rabbimiz, bizim günâhlarımızı bağışla, kötülüklerimizi ört, canımızı iyilerle beraber al (bizi ma'nada onlarla beraber eyle)!"
194 "Rabbimiz bize, elçilerine va'dettiğini ver, kıyâmet günü bizi rezil, perişan etme. Zira sen verdiğin sözden caymazsın!"
195 Rableri onlara karşılık verdi: "Ben, sizden erkek kadın, hiçbir çalışanın işini zayi etmeyeceğim. Hep birbirinizdensiniz. Göç edenler, yurtlarından çıkarılanlar, yolumda işkence edilenler, vuruşanlar ve öldürülenler... Elbette onların kötülüklerini örteceğim ve onları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacağım. (Yaptıklarına), Allâh katından bir karşılık olarak (onlara bu ni'metleri vereceğim). Karşılıkların en güzeli Allâh katındadır."
7 A'raf 55-56 :
55 Rabbinize yalvararak ve gizlice du'â edin, çünkü O, haddi aşanları sevmez.
56 Yeryüzü düzeltildikten sonra onda bozgunculuk yapmayın, korkarak ve umarak O'na du'â edin. Muhakkak ki Allâh'ın rahmeti, iyilik edenlere yakındır.
7 A'raf 180 :
180 En güzel isimler Allâh'ındır. O halde O'na o (güzel isim)lerle du'â edin ve O'nun isimleri hakkında eğriliğe sapanları bırakın; onlar yaptıklarının cezâsını çekeceklerdir.
9 Tövbe 113 :
113 Akrabâ bile olsalar, cehennem halkı oldukları belli olduktan sonra (Allah'a) ortak koşanlar için mağfiret dilemek; ne peygamberin, ne de inananların yapacağı bir iş değildir.
10 Yunus 10 :
10 Onların orada du'âsı: "Allâh'ım Sen her türlü eksiklikten uzaksın!", birbirlerine sağlık dilekleri: "Selâm", du'âlarının sonu da: "Âlemlerin Rabbi Allah'a hamdolsun!" sözleridir.
10 Yunus 12 :
12 İnsana bir darlık dokunduğu zaman, yanı üzere yatarken, yahut otururken ya da ayakta bize yalvarır; ama biz onun darlığını aç(ıp kaldır)ınca sanki kendisine dokunan bir darlıktan ötürü bize hiç yalvarmamış gibi hareket eder. İşte aşırı gidenlere, yaptıkları iş böylesine süslü gösterilmiştir.
10 Yunus 22-23 :
22 Sizi karada ve denizde yürüten O'dur. Gemide olduğunuz zaman(ı düşünün): Gemiler, içinde bulunanları hoş bir rüzgârla alıp götürdüğü, ve (yolcular) bununla sevindikleri sırada, birden gemiye, şiddetli bir kasırga gelip de, her yerden gelen dalgalar onları sardığı ve artık kendilerinin tamamen kuşatıldıklarını (bir daha kurtulamayacaklarını) sandıkları zaman, dini, yalnız Allah'a hâlis kılarak O'na şöyle yalvarmağa başlarlar: "Andolsun, eğer bizi bundan kurtarırsan, şükredenlerden olacağız.
23 Ama (Allâh) onları kurtarınca hemen yeryüzünde haksız yere taşkınlık yaparlar. Ey insanlar, taşkınlığınız kendi aleyhinizedir. Sadece şu yakın (geçici) hayâtın zevkinden ibârettir. Sonra dönüşünüz bizedir; size bütün yaptıklarınızı haber veririz.
12 Yusuf 33-34 :
33 (Yûsuf): "Rabbim dedi, bana göre zindan, bunların beni çağırdığı şeyden iyidir. Eğer onların düzenini benden savmazsan onlara kayarım ve câhillerden olurum!"
34 Rabbi onun du'âsını kabul buyurdu da onların düzenini ondan savdı. Şüphesiz O, işitendir, bilendir.
13 Ra'd 14 :
14 Gerçek du'â, ancak O'na yapılır. O'ndan başka du'â ettikleri ise, kendilerinin hiçbir isteklerini karşılayamazlar. (Onların durumu) tıpkı ağzına gelsin diye suya avuçlarını uzatan kimse gibidir. Oysa (uzanıp suyu avuçlamadıkça su) on(un ağzın)a gelmez. İşte kâfirlerin du'âsı, öyle boşa gider.
14 İbrahim 35-41 :
35 Bir zaman İbrâhim, şöyle demişti: "Rabbim, bu şehri güvenli kıl, beni ve oğullarımı putlara tapmaktan uzak tut!"(138)
36 "Rabbim, onlar insanlardan birçoğunu şaşırttılar. Artık bundan böyle kim bana uyarsa o bendendir, kim bana karşı gelirse (o da senin merhametine kalmıştır), şüphesiz sen bağışlayan, esirgeyensin."
37 "Rabbimiz, ben çocuklarımdan bazısını, senin Harâm Evinin yanında, ekinsiz bir vâdiye yerleştirdim. Rabbimiz, namazı kılsınlar diye (böyle yaptım). Artık sen de insanlardan birtakım gönüllüleri, onları sever yap ve onları çeşitli meyvalarla besle ki şükretsinler."
38 "Rabbimiz, sen bizim gizlediğimizi ve açığa vurduğumuzu hep bilirsin. Ne yerde, ne de gökte hiçbir şey Allah'a gizli kalmaz."
39 "İhtiyarlık çağımda bana İsmâ'il ve İshak'ı lutfeden Allah'a hamdolsun. Şüphesiz Rabbim du'âyı işiten(kabul buyuran)dır."
40 "Rabbim, beni ve zürriyetimden bir kısmını namazı kılan yap; Rabbimiz, du'âmı kabul buyur!"
41 "Rabbimiz, hesabın görüleceği gün, beni, anamı-babamı ve mü'minleri bağışla!"
15 Hicr 53-56 :
53 "Korkma dediler, biz sana bilgin bir çocuk(un olacağını) müjdeleriz!"
54 "Bana ihtiyarlık dokunduktan sonra mı beni müjdelediniz? Ne tuhaf bir şey ile müjdeliyorsunuz beni?" dedi.
55 "Sana gerçeği müjdeledik, umut kesenlerden olma! dediler.
56 "Sapıklardan başka kim Rabbinin rahmetinden umut keser?" dedi.
17 İsra 11 :
11 İnsan, hayra du'â eder gibi, şerre du'â etmekte(hayrı ister gibi şerri istemekte)dir. İnsan pek acelecidir.
19 Meryem 2-9 :
2 Bu, Rabbinin, kulu Zekeriyyâ'ya rahmetini anıştır.
3 O, Rabbine gizli bir seslenişle yalvarmıştı:
4 "Rabbim, demişti, ben, bende kemik gevşedi; baş, ihtiyarlk aleviyle tutuştu. Rabbim, sana du'â ile hiçbir zaman bahtsız olmadım (her du'â ettikçe kabul buyurdun, beni istediğimden mahrum etmedin)."
5 "Doğrusu ben arkamdan, yerime geçecek yakınlar(ımın iyi hareket etmeycekler)inden korktum; karım da kısır. (Ne olur) katından bana yerime geçecek bir veli lutfet.
6 "Ki, (o), bana ve Ya'kûb oğullarına mirâsçı olsun. Rabbim, onu beğendiğin bir insan yap."
7 (Allâh buyurdu): Ey Zekeriyyâ, biz sana bir oğul müjdeleriz, adı Yahyâ'dır. Daha önce ona hiç kimseyi adaş yapmadık (ondan önce kimseye bu adı vermedik.)"
8 (Zekeriyyâ): "Rabbim, dedi benim nasıl oğlum olur? Karım da kısırdır. Ben ise ihtiyarlığın son sınırına vardım."
9 Dedi: "Öyledir, ama Rabbin: 'O bana kolaydır, daha önce sen de hiçbir şey değilken seni de yaratmıştım' dedi."
21 Enbiya 89-90 :
89 Zekeriyyâ'yı da (an). Rabbine: "Rabbim, beni tek bırakma! Sen, vârislerin en iyisisin (her şeyim sana kalacaktır)" diye du'â etmişti.
90 Onun du'âsını da kabul buyurduk ve ona Yahyâ'yı armağan ettik. Eşini de kendisi için ıslah ettik (çocuk doğurmağa elverişli bir hale getirdik). Gerçekten onlar hayır işlere koşarlar, umarak ve korkarak bize du'â ederlerdi ve bize derin saygı gösterirlerdi.
23 Mu'minun 29 :
29 Ve de ki: "Rabbim, beni mübârek bir inişle indir; sen konuklayanların en hayırlısısın."
24 Nur 41 :
41 Görmedin mi göklerde ve yerde olan kimseler, kanatlarını çırparak uçan kuşlar Allâh'ı tesbih ederler? Her biri kendi du'âsını ve tesbihini bilmiştir. Allâh da onların ne yaptıklarını bilmektedir.
25 Furkan 77 :
77 De ki: "Du'ânız (ibâdetiniz) olmadıktan sonra Rabbim sizi ne yapsın? (Size haber verdiklerimi) yalanladınız. Bu yüzden cezâlandırılmanız gerekecektir."
32 Secde 16 :
16 Yanları yataklardan uzaklaşır, (gece teheccüd namazı kılmak için yanlarını yataklardan ayırılıp kalkarlar), korkarak ve umarak Rablerine du'â ederler ve kendilerine verdiğimiz rızıktan hayır için harcarlar.
35 Fatır 13-14 :
13 (Allâh) Geceyi gündüzün içine sokar, gündüzü de gecenin içine sokar; güneşi ve ayı buyruğu altına almıştır. Her biri belirtilmiş bir süreye kadar akıp gider. İşte Rabbiniz Allâh budur, mülk O'nundur. O'ndan başka yalvardığınız şeyler ise bir çekirdek zarına bile sâhip değillerdir.
14 Onları çağırsanız sizin çağırmanızı işitmezler. İşitseler bile size cevap veremezler. Kıyâmet günü de, sizin (onları Allah'a) ortak koşmanızı tanımazlar. Hiç kimse sana, herşeyi bilen (Allâh) gibi gerçekleri haber veremez.
40 Ğafir Mü'min 14 :
14 Kâfirlerin hoşuna gitmesede siz, dini yalnız Allah'a hâlis kılarak O'na çağırın.
40 Ğafir Mü'min 60 :
60 Rabbiniz buyurdu ki: "Bana du'â edin, du'ânızı kabul edeyim. Bana kulluk etmeğe tenezzül etmeyenler, aşağılık olarak cehenneme gireceklerdir."
40 Ğafir Mü'min 65 :
65 O diridir, O'ndan başka tanrı yoktur. Dini yalnız kendisine hâlis kılarak O'na yalvarın. Hamd, âlemlerin Rabbine mahsustur.
41 Fussilet 51 :
51 İnsana bir ni'met verdik mi yüz çevirir; yan çizer. Ona bir şer dokundu mu yalvarıp durur.
72 Cin 18 :
18 Mescidler, Allâh'a mahsustur. Allâh ile beraber hiç kimseye yalvarmayın.
72 Cin 20 :
20 De ki: "Ben ancak Rabbime yalvarırım ve hiç kimseyi O'na ortak koşmam."
devam edecek inşaAllah
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
|
Yukarı dön |
|
|
hasanoktem Admin Group
Katılma Tarihi: 10 eylul 2006 Gönderilenler: 2837
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
9- ALLAH'A HAMD, TENZİH, TEKBİR VE TESBİHDE BULUNMAK :
3 Al-i İmran 41 :
41 "Rabbim, o halde bana (oğlum olacağına dair) bir alâmet ver!" dedi. (Allâh) buyurdu ki: "Senin alâmetin üç gün insanlarla işâretten başka türlü konuşamamandır; Rabbini çok an, akşam sabah (O'nu) tesbih et!"
13 Ra'd 13 :
13 Gök gürültüsü, övgüsüyle, melekler de korkusundan O'nu tesbih ederler. Yıldırımlar gönderir de onlarla dilediğini çarpar. Allâh'ın tuzağı (cezâsı) pek çetin olduğu halde, onlar hâlâ O'nun hakkında tartışmaktadırlar.
13 Ra'd 28 :
28 Onlar inanan ve Allâh'ı anmakla gönülleri huzur bulan kimselerdir. İyi bilin ki gönüller, ancak Allâh'ı anmakla huzur bulur.
15 Hicr 97-98 :
97 Andolsun onların söylediklerine senin göğsünün daraldığını (canının sıkıldığını) biliyoruz.
98 Sen Rabbini hamd ile tesbih et (O'nu övecek sözlerle an, subhanallahi velhamdulillah de) ve secde edenlerden ol.
17 İsra 44 :
44 Yedi gök, arz ve bunların içinde bulunanlar, O'nu tesbih ederler. O'nu övgü ile tesbih etmeyen hiçbir şey yoktur, ama siz onların tesbihlerini anlamazsınız. O, halimdir, çok bağışlayandır.
17 İsra 110-111 :
110 De ki: "İster Allâh diye çağırın, ister Rahmân diye çağırın. Hangisiyle çağırsanız en güzel isimler O'nundur. Namazında pek bağırma, pek de sesini gizleme, bu ikisinin arasında bir yol tut.
111 "Çocuk edinmeyen, mülkte ortağı olmayan, acze düşüp de yardımcıya ihtiyacı bulunmayan Allah'a hamdolsun!" de ve O'nu gereği gibi tekbir et (saygı ve tekbir ile an).
19 Meryem 88-91 :
88 "Rahmân çocuk edindi" dediler.
89 Andolsun ki, "Siz pek kötü bir cür'ette bulundunuz!"
90 Neredeyse o(sözün dehşeti)nden gökler çatlayacak, yer yarılacak ve dağlar yıkılıp dağılacaktır!.
91 Rahmân için çocuk iddiâ ettiklerinden ötürü.
20 Taha 42 :
42 "Sen ve kardeşin, âyetlerimi götürün, beni anmakta gevşeklik etmeyin."
20 Taha 130 :
130 Onların dediklerine sabret, güneşin doğmasından ve batmasından önce Rabbini överek tesbih et; gece sâ'atlerinden bir kısmında ve gündüzün taraflarında da tesbih et ki memnun olasın!
24 Nur 35-36 :
35 Allâh, göklerin ve yerin nurudur. O'nun nuru, içinde lamba bulunan bir kandile benzer. Lamba cam içerisindedir. Cam, sanki inciden bir yıldız. Ne doğuya ve ne batıya mensub olmayan mübârek bir zeytin ağacı(nın yağı)ndan yakılır. (Öyle mübârek bir ağaç) Ki, neredeyse ateş değmese de yağı ışık verir. Işığı parıl, parıldır. Allâh, dilediği kimseyi nuruna iletir. Allâh insanlara misaller verir. Allâh her şeyi bilir.
36 (Bu kandil) Allah'ın yükseltilmesine ve içlerinde adının anılmasına izin verdiği evlerdedir. Onların içinde sabah akşam O'nu tesbih eder(şânının yüceliğini anar)lar:
25 Furkan 58 :
58 Ve ölmeyen(diriy)e tevekkül et ve O'nu överek tesbih et. Kullarının günâhlarını, O'nun bilmesi yeter.
28 Kasas 70 :
70 O, kendisinden başka tanrı olmayan Allah'tır. İlkte de, sonda da (dünyâda da, âhirette de) hamd O'na mahsustur. Hüküm de O'nundur ve O'na döndürüleceksiniz.
29 Ankebut 45 :
45 Kitaptan sana vahyedileni oku ve namazı da kıl. Çünkü namaz kötü ve iğrenç şeylerden men'eder. Elbette Allâh'ı anmak, en büyük(ibâdet)tir. Allâh, ne yaptığınızı bilir.
29 Ankebut 63 :
63 Onlara: "Kim gökten suyu indirip de ölmüş olan yeri onunla diriltti?" diye sorsan; "Allâh", derler. De ki: "Hamd (övgü), Allah'a lâyıktır." Doğrusu çokları düşünmezler.
30 Rum 18 :
18 Göklerde ve yerde, günün sonunda da, öğleye erdiğiniz zaman da hamd, O'na mahsustur.
31 Lokman 25-26 :
25 Andolsun onlara: "Gökleri ve yeri kim yarattı? diye sorsan, mutlaka: "Allâh" derler. "Hamd Allah'a lâyıktır" de. Hayır, çokları bilmezler.
26 Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allâh'ındır. Allâh, işte ğani (zengin) O, övülen O'dur.
34 Sebe 1 :
1 Hamd, göklerde ve yerde bulunanların hepsi kendisinin olan Allah'a mahsustur. Âhirette de hamd O'na mahsustur. O, hüküm ve hikmet sâhibidir; (her şeyi) haber alandır.
40 Ğafir 55 :
55 Sabret, Allâh'ın va'di mutlaka gerçektir. Günâhına da istiğfar et ve akşam sabah Rabbini övgü ile an.
50 Kaf 39 :
39 Onların dediklerine sabret ve Rabbini övgü ile an: güneş doğmadan önce, batmadan önce,
52 Tur 48-49 :
48 Rabbinin hükmüne sabret, çünkü sen, gözlerimizin önündesin (korumamız altındasın), Kalktığın zaman Rabbini övgü ile an.
49 Gecenin bir kısmında ve yıldızların ardından da O'nu tesbih et.
56 Vakı'a 96 :
96 Öyleyse büyük Rabbinin adını tesbih et (O'nu, kendisine lâyık olmayan sıfatlardan tenzih eyle).
62 Cum'a 1 :
1 Göklerde ve yerde bulunanların hepsi pâdişâh, mukaddes, aziz, hakim olan Allâh'ı tesbih etmektedir.
64 Teğabun 1 :
1 Göklerde ve yerde bulunanların hepsi Allâh'ın şânının yüceliğini anmaktadır. Mülk O'nundur, hamd O'nundur. O, herşeye kâdirdir.
74 Müddessir 3 :
3 Rabbini tekbir et (O'nun büyüklüğünü an),
76 İnsan 25-26 :
25 Sabah akşam Rabbinin adını an.
26 Gecenin bir bölümünde O'na secde et ve geceleyin uzun zaman O'nu tesbih eyle (şânının yüceliğini an)!
87 A'la 1 :
1 Rabbinin yüce adını tesbih et (O'nun eksikliklerden uzak olduğunu an).
devam edecek inşaAllah
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
|
Yukarı dön |
|
|
hasanoktem Admin Group
Katılma Tarihi: 10 eylul 2006 Gönderilenler: 2837
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
10- ALLAH'TAN TÖVBE VE MAĞFİRET DİLEMEK :
2 Bakara 36-37 :
36 Derken şeytân onlar(ın ayağın)ı oradan kaydırdı, içinde bulundukları (ni'met yurdu)ndan çıkardı. (Biz de) dedik ki: "Birbirinize düşman olarak inin. Sizin, yeryüzünde kalıp bir süre yaşamanız lâzımdır."
37 Âdem, Rabbinden birtakım kelimeler aldı (onlarla amel edip Rabbine yalvardı, O da) bunun üzerine onun tevbesini kabul etti. Şüphesiz O, tevbeyi çok kabul eden(kulunun günâhından geçen)dir, çok esirgeyendir.
2 Bakara 160 :
160 Ancak tevbe edip uslananlar ve (gerçeği) açıklayanlar başka. Onları bağışlarım. Çünkü ben tevbeyi çok kabul edenim, çok esirgeyenim.
3 Al-i İmran 90 :
90 Onlar ki, inandıktan sonra inkâr ettiler, sonra inkârları arttı; onların tevbeleri kabul edilmeyecektir. Onlar sapıkların tâ kendileridir.
3 Al-i İmran 129 :
129 Göklerde ve yerde olanların hepsi Allâh'ındır. (O), dilediğini bağışlar, dilediğine azâbeder, Allâh, çok bağışlayan, çok esirgeyendir.
3 Al-i İmran 135 :
135 Ve onlar bir kötülük yaptıkları, ya da nefislerine zulmettikleri zaman, Allâh'ı hatırlayarak hemen günâhlarının bağışlanmasını dilerler; günâhları da Allah'tan başka kim bağışlayabilir? Ve onlar, hatâlarında bile bile, ısrar etmezler.
4 Nisa 17-18 :
17 Allah'a göre, şu kimselerin tevbesi makbuldür ki, câhillikle bir kötülük yapıp hemen ardından dönerler. İşte Allâh onların tevbesini kabul eder. Allâh bilendir, hüküm ve hikmet sâhibidir.
18 Yoksa kötülükler yapıp yapıp da nihâyet kendilerine ölüm gelip çatınca: "Ben şimdi tevbe ettim" diyenlere ve kâfir olarak ölenlere tevbe (af) yoktur. Onlar için acı bir azâb hazırlamışızdır!
4 Nisa 48 :
48 Allâh, kendisine ortak koşulmasını bağışlamaz, bundan başkasını dilediğine bağışlar. Allah'a ortak koşan da gerçekten büyük bir günâh işlemiştir.
4 Nisa 64 :
64 Biz hiçbir elçiyi, Allâh'ın izniyle itâ'at edilmekten başka bir amaçla göndermedik. Eğer onlar, kendilerine zulmettikleri zaman sana gelseler, Allah'tan, günâhlarını bağışlamasını isteseler ve Elçi de onların bağışlanmasını dileseydi, elbette Allâh'ı affedici, merhametli bulurlardı.
4 Nisa 92 :
92 Yanlışlık dışında bir mü'min, bir mü'mini öldüremez: Yanlışlıkla bir mü'mini öldüren kimsenin, mü'min bir köle âzâdetmesi ve ölenin âilesine de bir diyet vermesi gerekir. Eğer (ölenin âilesi), bağışlar(diyetten vazgeçer)lerse başka. (Öldürülen) mü'min, düşmanınız olan bir topluluktan ise mü'min bir köle âzâdetmek gerekir. Ve eğer sizinle kendileri arasında andlaşma bulunan bir topluluktan ise âilesine verilecek bir diyet ve mü'min bir köle âzâdetmek lâzımdır. Bunları bulamayan kimsenin, Allâh tarafından tevbesinin kabulü için iki ay ardı ardına oruç tutması gerekir. Allâh bilendir, hüküm ve hikmet sâhibidir.
5 Maide 73-74 :
73 "Allâh, üçün üçüncüsüdür" diyenler elbette kâfir olmuşlardır. Oysa yalnız bir tek tanrı vardır, başka tanrı yoktur. Bu dediklerinden vazgeçmezlerse elbette onlardan inkâr edenlere acı bir azâb dokunacaktır.
74 Hâlâ Allah'a tevbe edip O'ndan af dilemiyorlar mı? Allâh bağışlayandır, esirgeyendir.
6 En'am 54 :
54 Âyetlerimize inananlar, sana geldikleri zaman: "Size selâm olsun, de, Rabbiniz, kendi üzerine rahmeti yazmış(yaratıklarına acımayı prensip edinmiş)tir. Sizden kim, bilmeyerek bir kötülük yapar da sonra ardından tevbe eder, uslanırsa muhakkak ki O, bağışlayandır, esirgeyendir."
9 Tövbe 80 :
80 Onlar için ister af dile, ister dileme, onlar için yetmiş defa af dilesen, yine Allâh onları affetmez. Böyledir, çünkü onlar Allâh'ı ve Elçisini tanımadılar; Allâh, yoldan çıkan kavmi yola iletmez.
9 Tövbe 104 :
104 Bilmediler mi ki, kullarından tevbeyi kabul eden, sadakaları alan Allah'tır. Ve Allâh, tevbeyi çok kabul eden, çok esirgeyendir.
9 Tövbe 118 :
118 Ve (seferden) geri bırakılan o üç kişinin de tevbesini kabul buyurdu. Bütün genişliğiyle beraber dünyâ başlarına dar gelmiş ve canları sıkıldıkça sıklmış ve Allah'tan, yine kendisine sığınmaktan başka çare olmadığını anlamışlardı. Allâh onların tevbesini kabul buyurdu ki tevbe etsinler. Çünkü Allâh, tevbeyi çok kabul eden, çok esirgeyendir.
9 Tövbe 126 :
126 Kendilerinin her yıl bir iki defa sınandıklarını görmüyorlar mı? Yine de tevbe etmiyor, öğüt almıyorlar.
11 Hud 3 :
3 Ve Rabbinizden mağfiret dileyesiniz, sonra O'na tevbe edesiniz ki, sizi belirtilmiş bir süreye kadar güzelce yaşatsın ve her lutuf sâhibine lutfetsin. Ve eğer yüz çevirirseniz, ben sizin için büyük bir günün azâbından korkarım.
11 Hud 52 :
52 "Ey kavmim, Rabbinizden mağfiret dileyin, sonra O'na tevbe edin (O'na yönelin) ki gökten üzerinize bol bol rahmet göndersin, kuvvetinize kuvvet katsın. Suç işleyerek (Allah'tan) yüz çevirmeyin!"
11 Hud 61 :
61 Semûd(kavmin)e de kardeşleri Sâlih'i (gönderdik). Dedi ki: "Ey kavmim, Allah'a kulluk edin, O'ndan başka tanrınız yoktur! Sizi yerden inşâ eden ve orada yaşatan O'dur; O'ndan mağfiret dileyin, sonra O'na tevbe edin! Çünkü Rabbim yakındır, (du'âları) kabul edendir."
16 Nahl 119 :
119 Sonra Rabbin şunlardan yanadır ki, cehâletle kötülük işlediler, sonra onun ardından tevbe ettiler, uslandılar. Bütün bunlardan sonra Rabbin, elbette bağışlayandır, esirgeyendir.
24 Nur 10 :
20 Eğer size Allâh'ın lutfu ve rahmeti olmasaydı ve Allâh çok şefkatli ve merhametli olmasaydı (bu iftirânızdan dolayı büyük bir azâba uğrardınız)!
25 Furkan 70-71 :
70 Ancak tevbe edip inanan ve faydalı bir iş yapanlar, işte Allâh onların kötülüklerini iyiliklere değiştirecektir. Allâh çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.
71 Kim tevbe eder ve faydalı iş yaparsa o, makbul bir kimse olarak Allah'a döner.
28 Kasas 67 :
67 Ama kim tevbe eder, inanır ve iyi iş yaparsa, o kurtuluşa erenlerden olabilir.
33 Ahzab 72-73 :
72 Biz emâneti, göklere, yere ve dağlara sunduk; onu yüklenmekten kaçındılar, on(un sorumluluğun)dan korktular; onu insan yüklendi; (fakat onun ağır sorumluluğunu tam kavrayamadı) doğrusu o, çok zâlim, çok câhildir.
73 (Allâh bu emâneti insana vermiştir) Ki iki yüzlü erkeklere ve iki yüzlü kadınlara, ortak koşan erkeklere ve ortak koşan kadınlara azâb etsin; inanan erkekleri ve inanan kadınları da bağışlasın. Allâh çok bağışlayan, çok esirgeyendir.
39 Zümer 53 :
53 (Tarafımdan onlara) De ki: "Ey nefislerine karşı aşırı giden kullarım, Allâh'ın rahmetinden umut kesmeyin. Allâh bütün günâhları bağışlar. Çünkü O, çok bağışlayan, çok esirgeyendir."
63 Münafikun 5-6 :
5 Onlara: "Gelin, Allâh'ın Elçisi sizin için mağfiret dilesin" dendiği zaman başlarını çevirirler ve onların, büyüklük taslayarak yüz çevirdiklerini görürsün.
6 Onlar için mağfiret dilesen de, mağfiret dilemesen de onlar için birdir. Allâh onları bağışlamayacaktır. Çünkü Allâh, yoldan çıkan topluluğu yola iletmez.
66 Tahrim 8 :
8 Ey inananlar, Allah'a yürekten tevbe edin. Umulur ki Rabbiniz sizin kötülüklerinizi örter; Allâh'ın, peygamberi ve onunla beraber inanmış olanları utandırmayacağı günde, sizi altlarından ırmaklar akan cennetlere sokar. (O gün) onların nuru, önleriden ve sağ yanlarından koşar. Derler ki: "Rabbimiz, nurumuzu tamamla, bizi bağışla. Doğrusu, senin herşeye gücün yeter!"
74 Müddessir 56 :
56 Allâh dilemedikçe onlar öğüt almazlar. Takvâ ve mağfiret ehli O'dur (kendisinden korunmağa, cezâsından kaçınmağa lâyık olan ve günâhları bağışlayan yalnız O'dur).
devam edecek inşaAllah
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
|
Yukarı dön |
|
|
|
|