Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
İbn hazm el ihkam fi usulil ahkam [016.044]
"o hevasından konuşmaz o ancak vahyedilen bir vahiydir"
İbn hazm açık bir şekilde bu ayetlerin peygamberin bütün sözlerini kapsadığını ifade etmiştir:
kuranda Hz. peygamberi anlatırken, Allahın “o hevasından konuşmaz o ancak vahyedilen bir vahiydir.” Dediğini görmekteyiz bundan dolayı Allah rasülüne gelen vahiyleri ikiye ayırmak gerekir birincisi nazmı tertibi itibariyle muciz olup ibadetleri tilavet edilen vahiydir ki, buda Hz. Peygamberden bize gelen hadislerden ibarettir. zira Allahın vahy ettikleriyle bizden ne istediğini açıklayıcısı olan odur. Nitekim Allah şöyle buyuruyor insanlara indirileni açıklayasın diye…16/44 görüldüğü gibi Allah bize iki tür vahye de uymamız emredilmiş ve bunlar arasında bir fark yoktur.[1]
Burada ki sıkıntı İbn hazmın beyan kelimesinin anlamını bilerek ya da bilmeyerek çarpıtması beyan: “anlatma, ortaya koyma, ayırma, gizlemenin zıddı olarak kullanılmış 003.187 de. Elmalı orijinal mealinde beyan kelimesi ´anlatma´ olarak geçer.” Yani beyan kelimesinde kapalı, anlaşılmayan, keşmekeş bir olayı bir konuyu açıklama, “ayrıntılaştırma”, eklemeler yapma anlamı yoktur. Bilakis var olan fakat gizli kalmış olanı duyurulmamış olanı duyurma anlatma anlamı vardır.
Bu bakımdan Türkçedeki açıklama kelimesinin anlamdaşlarını inceleyelim:
var olanı ortaya koyma Ör: başbakan güvenlik kurulunda alınan kararları açıkladı. Başbakan alınan kararları basına duyurmuş, anlatmış, Bunu Arapçada beyan kelimesi karşılar.
16:44 Belgeler ve kitaplarla... Sana bu mesajı indirdik ki, kendilerine indirileni halka açıklayasın (bildiresin) ve onlar da düşünsünler edip yüksel
[016.044] [DV] Apaçık mucizeler ve kitaplarla (gönderildiler). İnsanlara, kendilerine indirileni açıklaman için ve düşünüp anlasınlar diye sana da bu Kur'an'ı indirdik. [016.044] [E0] Beyyinelerle ve kitablarla; sana da bu zikri indirdik ki kendilerine indirileni nâsa anlatasın ve gerek ki tefekkür edeler [016.044] [E1] Onları açık mucizelerle ve kitaplarla göndermiştik. Sana da bu Kur'an'ı indirdik, insanlara kendilerine indirileni anlatasın diye. Belki düşünürler. [016.044] [E2] Biz o peygamberleri mucizelerle ve kitaplarla gönderdik. Ey Peygamberim! Sana da Kur'ân'ı indirdik ki, insanlara vahyedileni açıklayasın. Belki onlar da düşünürler. [ 016.044] [FK] O peygamberleri açık deliller ile ve kitaplar ile göndermiştik. Sana da, insanlara indirilen ilahi mesajı açıklayasın da ola ki, düşünürler diye Kur'an- ı indirdik. [016.044] [IK] Kitablar ve apaçık delillerle. Sana da insanlara indirileni açıklayasın diye bu zikri indirdik. Belki düşünürler. [016.044] [ON] (O peygamberleri) Açık mûcizeler ile ve kitaplar ile (gönderdik) ve sana da Kur'an'ı indirdik ki, kendilerine indirilmiş oldukları(emir ve nehyi) nâsa açıkça anlatasın ve gerek ki onlar da tefekkür edeler. [016.044] [SY] Evet, belgeler, mûcizeler ve kitaplarla gönderdik onları. Sana da ey Resulüm bu zikri indirdik ki kendilerine indirileni insanlara açıklayasın. Umulur ki düşünüp anlarlar. [016.044] [TK] (Onları) Apaçık deliller ve kitaplarla (gönderdik) . Sana da zikri (Kur'an'ı) indirdik ki, insanlara kendileri için indirileni açıklayasın ve onlar da iyice düşünsünler, diye.
44.Açık delillerle, kitaplarla gönderdik. Sana da bu Zikir’i/Kur’an’ı vahyettik ki, kendilerine indirileni insanlara açık-seçik bildiresin de derin derin düşünebilsinler. Yaşar.n.ö.
kimse kurana ayrınlılar ekleme yetkisıne sahip değildir Allah bunu kendisine has kılmıştır. " Elif. Lâm. Râ. (Bu sana indirilen), hikmet sahibi (ve) her şeyden haberdar olan (Allah) tarafından âyetleri sağlamlaştırılmış, sonra da açıklanmış bir kitaptır.[011.001]"
insanlara ancak beyan yetkisi verilmiş ortaya koyma anlatma yetkisi buda tebliğdir. peygamberler bunu içindir.
[1] “İbn hazm el ihkam fi usulil ahkam (Beyrut 1983) 1.96-97” vahiy savunması Mehmet yaşar soyalan s.297-298 anka yayınları 2005
|