Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Bir zamanlar 1997 yılında gelecek diyorlardı , sonra 2000 dediler vs vs..Şimdide 2015 mi ? Bu mehdilik inancının kaybolmaması için yıllar hep erteleniyor sanırım.

Mihrcilerin Mehdisi geldi.Onlar için bu sorun ortadan kalktı.Adamlar sözlerinin eriymişler , gelecek dediler geldi :)

Ya diğerleri ? Hala bekleme konumundalar.Hesapların , kitapların içinde Mehdi arıyorlar.

Bekleyedursunlar bakalım.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

ben kıyametin bu kadar yakın olduğuna kesinlikle inanmıyorum... birileri böyle söyleyerek insanları kandırıp uyutuyorlar... sömürüyorlar... onları çıkarlarına alet ediyorlar...

kıyametin ne zaman kopacağını Sadece Allah bilir... O da neredeyse kendinden bile gizlemiştir... hiç kimseye bir şey söylememiştir... alametten değil, ansızın kopacağından söz etmiştir...

buna rağmen hala uydurma hadislere bakarak mehdi bekleyenler var... isa bekleyenler var... deccal üretenler var... oyunda ve oynaşta olanlar var... geçin bunları kardeşim geçin...

Kur'an'a gelin....

Kur'an ne diyorsa o.....

selam ve du ile....

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Ne zaman gelip çatacak diye kıyamet saatini soruyorlar sana. De ki: "Ona ilişkin bilgi Rabbim katındadır. Onu, vakti geldiğinde belirginleştirecek olan yalnız O'dur. Göklere de yere de ağır gelmiştir o. O size ansızın gelecektir, başka değil." Sen onu iyice biliyormuşsun gibi sana soruyorlar. De ki: "O'na ilişkin bilgi Allah katındadır, fakat insanların çokları bilmiyorlar."

(Araf 187) Y. nuri öztürk meali

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

     SELAM

      VERİEN KAYNAKLARDAKI BİLGİLERE GÖRE İNSANLİK TARİHİ 7000 YIL CİVARI. KAZI ÇALİŞMALARINDA ÇIKAN CESEDLER 10000 LERCE YILLIK DAHA BURDA BU UYDURMALAR BITIYOR. BUNLARIN HİÇ Bİ BİLİMSEL YANI YOK .BOZULMUŞ TEVRAT YAHUDİ UYDURMALARI KESİN Bİ ÇIKARLARİ VARDIR...

      SAYGILARIMLA

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

selamlar,

Ben bu durumu insanların mistisizm e ilgisi ile bağlantılı görüyorum. İnsanlık mistik olgulara herdaim bağlıdır ve bu bir ego gibidir. Mehdi deccal vs vs olgular toplumsal mistikleşme psikolojisinin ürünüdürler.

İslam dinine uydurma hadisleri sokan, yahudi-ehli kitaptan küfre sapmış uydurmacılar bu öğeleri islama öyle bir yerleştirmişler ki, kişiler kuranda mehdi şifreleri arama sapkınlığına gömülmüş. Merak ettiğim husus şu, nedir bu kıyamet takıntısı, kardeşler aynada ve terazide imanınızı tartın, eğer tevhidi algılamışsanız zaten o azap gününde yüzü parıldayanlardan olursunuz. O azap sizi vurmaz. Bu kıyamet takıntısı işte müşriklerin kuruntularının ve büyük korkularının ürünüdür. Bir tevhid eri ölüm ve kıyamet gibi olguları son değil bir başlangıç olarak görmelidir.

Şirk nifak gibi olgularla muhattap olan kavimler herdaim bir mehdi arayışı içerisindedirler. Günahlarını örtecek yedek ilahlar arayan bu kavimler şefaat gölgesinde kendini avutmaktan başka birşey yapmaz. İşte kıyamet olgusu onların hayatlarını zindan eden bir zehirdir. Bu olgu ölüm korkusundan daha vahimdir. Çünkü imanında eksik vardır.

Sözün özü, bu takıntı ve kuruntulardan arınmalı. Ölüm geldiğinde Rabbine döndürüldüğüde, O yüce varlığa layık bir kul olabilmek çabası herşeyin üstünde tutulmalıdır. İlk öncelik şirk olmalı ve bu yönde durulmalıdır.

muhabbetle

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

earthu Yazdı: mehdi mehdi dediniz apo geldi bush geldi, aman beklemeyin kimseyi

Dünyada insanlar var oldukça, zulüm ve bozgunda var olacaktır.Bu yaradılışın fıtratına uygun bir nefsi durumdur. Zulüm ve bozgunculuk kuranda tamamen lanetlenmiş bir durum olmakla beraber, beniisrail in yani israil oğullarının ki israil-yakup peygamberdir, bu olgulardan ötürü lanetlendikleri ortadadır. Bu kavmin lanetlendikleri ortadadır. Uydurdukları ve talan ettikleri tevratta yahudilerin amalikalılar kavmini yok ettiği ve soykırıma tabi tuttuğu görülür. Buna benzer birçok tevrat metninde yahudilerin kitlesen bozgunculuk örnekleri mevcuttur.

Şimdi zulüm ve bozgunculuğun dünya tarihinin en eski olgusu olduğunu unutmadan şunuda belirtelim, Bushların ve apoların varlığı, bir mehdi gelmesini gerektirmez. Nitekim insanlık bu zulüm mabud larının 50 katını tarihte yaşamıştır.

Yecüc ve Mecüc kavimlerinin bozgunculukları kuranda anlatılır, Bu talanı ve bozgunculuğu engellemek için zülkarnenyn gelmiştir.

Ancak o dönem ile bu dönem arasındaki fark şudur, bozulmuş kitaplar, cahil topluluklar, putperest kavimler vs vs. Şu an ise Kuran-ı Hakim vardır. Herşey için bir bilgilendirici ve detaylandırıcı olan Kuran vardır. Nitekim mehdi tasavvurunda da şöyle bir fikir ortaya atılmıştır, mehdi gelecek kuran ve sünnet ile hükmedecek. Ortada hükmedecek bir kuran varken, birkişinin bunu çıkıpda kitlesel bir hüküm aracı olarak kullanması mantıksızdır. Buyrun işte, hepimiz mehdiyiz kardeşler..

Sende mehdisin, bende mehdiyim, herkes mehdi. Kuran tutan her el mehdi.

Beniisrail uşaklarının islama ektiği nifak tohumlarından olan, isalar, mehdiler ve deccaller toplumsal cehaletin sığınma araçları olmuştur. Bunlar tamamen fenomendir.

Haçlılar saldırdığındada, depremlerdede, afetlerdede, her zulüm ve bozgunda halk Allaha değil, kurtarıcılara, mehdilere sığınmıştır. Mehdiler aslında toplumsal imansızlığı ortaya net şekilde koyar. Bilinç altında, görünen bir gücün beklentisi, görünmeyen ilahi kudretin inkarından öte bir durum değildir.

Lakin mümin kuranı rehber edinir, Onun dışında hiçbir kul kelamını ciddiye almazsa eğer, Bu gibi şeytani tuzaklara düşmez ve imanını zedelemez.

muhabbetle

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

değerli mustafa kemal kardeşim,

"Lakin mümin kuranı rehber edinir, Onun dışında hiçbir kul kelamını ciddiye almazsa eğer, Bu gibi şeytani tuzaklara düşmez ve imanını zedelemez."

diyorsunuz.

söylediklerinize hak vermekle beraber,

Kur'an'ı tebyin eden, tefsir eden, tebliğ eden, temsil eden kulların kelamlarının da bir noktaya kadar önemli olduğunu ve bunların da Kur'an'ın anlaşılmasına ve yaşanmasına olumlu anlamda katkılar sağlayabileceğini düşünmekteyim...

bunları yok sayarak yol alabilmek epey güçleşecektir... nitekim, böyle bir düşünce, bizim şu an burada yazdıklarımızı da geçersiz kılabilecektir...

zira bizlerde kullarız... ve derdimiz; kur'an'ı anlama çabasıdır.

daha yumuşak bir üslup ve bütüncül bir bakış açısı; işlerimizi kolaylaştırabilecektir diye düşünmekteyim...

selam ve dua ile..