Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Katılma Tarihi: 20 ekim 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 262
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Merhaba Arkadaşlar;
Uzun süredir bu soru kafama takılıyor. Biz acaba kelime-i şehadet getirerek diğer peygamberlere haksızlık mı yapmış oluyoruz, sadece hz. Muhammedi zikrederek biz sadece onu biliriz anlamı mı yüklüyoruz?
Lütfen bu konuda değerli görüşlerinizi bekliyorum, şimdiden teşekkürler.
Hepiniz Allaha emanet olunuz...
__________________ benim namazım, bütün ibadetlerim, hayatım ve ölümüm bütün alemlerin rabbi olan ALLAH içindir.
İman etmenin şartlarından biri de Resullerin arasını ayırmadan hepsine iman etmektir diğer bir ifade ile lailaheillah isa...musa...ibrahimresulullah demektir
Özellikle muhammed (as) dememiz zaman peryodundan dolayı belki öne çıkmaktadır...
Çünkü Kur'an onları unutmamış hep zikretmiş onlar bize ışık olmaya devam etmektedirler...
slm, kardesim, sahadet,kelimesi,
Mezheplerin cikarmis oldugu,sey dir.
Bakara
Suresi
2. İşte
sana o Kitap!Kuşku,çelişme,tutarsızlık yok onda.Bir kılavuzdur o,korunup
sakınanlar için.
3. Ki onlar,gayba
inananlar,namazı kılanlardır.Ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden
başkalarına pay çıkaranlardır.
4. Hem sana vahyedilene hem
de senden önce vahyedilene inananlardır onlar.
5. İşte bunlardır
Rablerinden bir hidayet üzere olanlar,işte bunlardır gerçek anlamda kurtuluşu
bulanlar.
163. Sizin
İlah'ınız Vahid'dir, bir tek İlah'tır.İlah yoktur O'ndan başka.Rahman'dır O,
Rahim'dir.
Ali İmran
Suresi
64. De
ki: “Ey Ehlikitap! Sizin ve bizim aramızda aynı olan şu söze gelin: Allah’tan
başkasına kulluk etmeyelim, O’na hiçbir şeyi ortak koşmayalım, Allah’ı bırakıp
da birbirimizi rabler edinmeyelim.” Eğer yüz çevrilirse şöyle söyle: “Tanık
olun, biz müslümanlarız/ Allah’a teslim olanlarız.”
Evet, bu konuda hadisçiler ve mezhepçiler tarafından istismar edilmiş konulardan biri. Hatta bu kelimeyi söylemeden müslüman olmak zor.
Muhammedun Rasulluh ibaresi Fetih suresinin 29. ayette geçer ve Hz. Muhammedin Allahın Rasulü yani elçisi olduğu anlatılır. Bir önceki ayette de (28) Allahın elçisini hidayet ve hakla gönderdiği söylenir. 29. ayetle Allah Muhammedin Elçi olduğunu bir kez daha vurgulamıştır. Evet o bir elçidir. Ve biz de diğer tüm elçiler gibi Hz. Muhammedin de Allahın bir elçisi olduğuna ve onu aracılığıyla Allahın göndermiş olduğu kitabın hak olduğuna inanırız.
Evet, o bir elçidir, tıpkı diğer elçiler gibi ve hiçbiri arasında ayırım yapmayız. Mezhepçi ve hadisçi geleneğin tanrı-insan projesinin bir adımı olarak kelime i şehadet ortaya çıkmıştır. Öyleki bunu söylemek müslüman olmanın en temel şartıdır. İllaki de bunu arapça lafzıyla söylemek gerekir. Avrupadan ya da başka yabancı ülkelerden müslümanlığı secenlere bu kelimenin arapça olarak tekrar ettirildiğini görmüşsünüzdür. Anlamasa bile. Kendi dilinde söylerse ne olacaksa.
Sözün özü Allahtan başka ilah yoktur ve Muhammed de diğer tüm elçiler gibi Allahın bir elçisidir. İsa, Musa, İbrahim ve diğerleri...
sahadet ederizki gercekden sen Allah in resulusun dur(elcisi).
birde "yeshedü" gecer devaminda,.arapca sina bakmaniz yararli olur.
1.Ama hic biryerde,"eshedü enla ilahe illallah ve eshedü enne muhammeden resulullah"beraber olarak gecmez.(ben rastlamadim)
burda görmekdeyizki,herzaman ayetlerde"la ilahe illallah"tek olarak gecer,önüne sahadet,kelimesini yerlestirdinmi,yukaridaki gibi olur ve aynisi"muhammedurrasulellallah"muhammed Allah in elcsi dir.Sanirim bunlar öyle birlestirilmisdir.Bizlere "tevhid inanci"diye ögretimislerdi.
Isi derinden arastirinca,net olarak cevaplarimiz cikiyor, KURAN da.
Birde su var ki, geriye kalan Peygamberlere haksizlik yapmis olmuyormuyuz?bence evet.Nedeni cok, acik, Bakara suresi "Amenarrasulu" okursaniz, orda,"la nüferrigu beyna ehadin min rasulih"ve galu semirna ve etarna"
O nun,peygamberlerin/elcilerin arasinda hic birini ayirt etmeyiz",...Dedilerki..isittik ve iataat ettik.......
Birde söyle bakalim,herkez(inanlar) tarafindan okunan bir ayet :rabbena etina fiddünya hasaneten vefil ehirati haseneten ve gina azabennar,rabbenavfirli velivalideyye velilmüminine yevme yegumun hisab,birahmetike ya erhamerrahimin ve selamün alel mürselin vel hamdülillahi rabbil alemin.Kirmizi yazi daki,herseyi acikliyor,bence.
En dogrusunu Rabbimiz bilir,hata ve kusurlarimizi affetsin,Insallah.
'' le ilehe illallah '' demek niye mahzurlu olsun ki?( şirke reddiyeden başka nedir ki?).ve eğer Kur'an'da ismi geçen diğer Peygamberlerin isimlerinide sürekli değiştirmek suretiyle kullanıp '' .......... Rasululullah '' diye terkibler kurulmasında ve '' le ilehe illallah '' ile birleştirilerek söylenmesinde ( her ne kadar Kur'an'da birleşik olarak söylenmemişse bile) herhangi bir mahzur olduğunu düşünmüyorum şahsen. önemli olan şey, kurulan cümlenin Kur'an'a aykırı olup olmamasıdır. Kur'an mantığına uygun olupta, aslında lafzen Kur'an'da geçmiyen cümleler kurup, güncel dualar yapmıyor muyuz?
Sevgilerimle
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
Katılma Tarihi: 17 ekim 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 506
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
2/201. Ve minhüm men yekulü rabbena atine fid dünya hasenetev ve fil ahırati hasenetev ve kına azaben nar
14/40,41. Rabbic'alnı mükıymes salati ve imn zürriyyetı rabbena ve tekabbel düa' Rabbenağfir lı ve li valideyye ve lil mü'minıne yevme yekumül hısab
37/180-182 Sübhane rabbike rabbil ızzeti amma yesfun Ve selamün alel murselın Vel hamdü lillahi rabbil alemın
(2/ Bakara 201)
Onlardan kimi de: "Rabbimiz, bize dünyâda da güzellik ver, âhirette de güzellik ver, bizi ateş azâbından koru!" der.
(14/ İbrahim 40,41)
"Rabbim, beni ve zürriyetimden bir kısmını namazı kılan yap; Rabbimiz, du'âmı kabul buyur!" "Rabbimiz, hesabın görüleceği gün, beni, anamı-babamı ve mü'minleri bağışla!"
(37/ Saffat 180-182)
Kudret ve şeref sâhibi Rabbin, onların nitelendirmelerinden yücedir. Selâm, gönderilen elçilere, Hamd, âlemlerin Rabbi Allah'a!
__________________ Ey inananlar, Allah'tan korkarsanız O size iyi ile kötüyü ayırdedici bir anlayış verir, kötülüklerinizi örter ve sizi bağışlar. Allâh büyük lutuf sâhibidir
'' le ilehe illallah '' demek niye mahzurlu olsun ki?( şirke reddiyeden başka nedir ki?).
Böyle bir şeyi kimse söylemediki. La ilahe illallah. Aslolan da budur. Şahsım adına benim böylemek istediğim Muhammedun rasulullah denmesine gerek yoktur. Dedğim gibi "TANRI İNSAN" projesinin bir ürünüdür, bu kelime. Hatta bunu demeden müslüman olunmazmış. Kuran dinini kabul ettiğiniz zaman Hz. Muhammedin Allahın elçisi olduğunu otomatikmen kabul etmişsinizdir zaten. Tıpkı diğer elçiler gibi.
Bu tıpkı şuna benzer: Birisinin size sorduğunu düşünün. Muhammet gerçekten Allahın elçisimidir? Evet gerçekten Allahın elçisi dersiniz. Tıpkı diğer elçler gibi. Nereden biliyoruz? Tabiki Kurandan.
Nitekim insanların elçilere evet sen Allahın elçisiisin dediklerini Kuran yazıyor. Muhammedin elçi olduğuna inanmak başka şey, dua edrekn Allahın yanında başka kişileri de anmak başka şey. Sanırım meselenin can alıc noktası burası.
Bu kelimeden dolayı insanlar elçiden medet ya resulallah diye yardım ister hale gelmişlerdir. Hatta şiiler bir de ve eşhedü enne aliyyen veliyyullah ı katmışlar. Ne gariptir ki bunu hoş karşılamayan hatta şiileri batıl mezhep diye nitelendiren sünniler kendi ezanlarında ve dualarında Muhammedin ismini anmaktadırlar. İkisi arasında ben herhangi bir fark göremiyorum şahsen.
Muhammed Allahın elçisi, Ali de onun en yakın arkadaşıdır. O zaman bunları söylemekte herhangi bir sakınca yok mu diyeceğiz?
Söze başlarken, önce üzüntümü ifade etmeliyim.. Belki, bazı arkadaşlar "üzülmeye ne gerek, müzâkere ediyoruz işte" diyeceklerdir... Ancak, bu söz beni teselli etmeyecektir ve bu nevi "müzâkereler" bundan sonra da beni üzmeye devam edecektir... "Ârif olan anlasın ve anlayanlar anlamayanlara anlatsın" beklentisi içinde üzüntümün târifini yapmayacağım..
Sadede gelince... Böyle tepeden inercesine, evvelini âhirini budayarak bir tek vurgu yapmakla yetineceğim... Ne "Lâ ilâhe illALLAH"'a "Muhammedün Resullullah" eklemekte bir problem vardır; ne de bu ikisinin başına "eşhedü" ilâve etmekte diyeceğim...
Selamlar,
N_S
Not: Bu meselede neyin ne olduğu o kadar açıktır ki, ayrıca müzâkere konusu olması ancak üzüntü kaynağıdır...
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma