Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
"DİNCİLER" adı verilen grup, akademik hayatta, epey zamandır en önemli dikkat ve merak merkezidir. Şöyle ki:
Her yıl düzenli "dini hayat" araştırmaları yapılır...
"Şeriat isteyenler"in oranları saptanır...
"İçkimi de içerim, cumaya da giderim" diyenlerin sayısal fazlalığından bir ferahlama duygusu çıkarılır...
"Türbanlı kızlar nasıl kızlardır?" sorusuna yanıt bulmak için "türbanlı laboratuvarları" kurulur...
Velhasıl-ı kelam...
"Dinciler" üzerine araştırma yapmayana sosyal bilimler alanında ekmek yok gibidir.
* * *
Ama her paradigma gibi işte bu da iflas etmiştir...
Üstelik bu paradigmayı iflas ettiren akademisyen, namlı Kemalistlerimizden CHP’li Mustafa Özyürek’in kızı Esra Özyürek olmuştur...
Amerika’da San Diego Üniversitesi’nde doktora çalışmasını tamamlayan Esra Özyürek, "Şu dinciler nasıl insanlardır yahu?" başlıklı bıktırıcı araştırmalardan birini daha yapmak yerine, tutmuş, "Şu Kemalistler nasıl insanlardır yahu?" diye bir araştırma yapmaya kalkmış...
Ve ortaya "Modernlik Nostaljisi" başlıklı, hakikaten değerli ve özgün bir çalışma çıkmış.
Peki neden?
Esra Özyürek neden diğer "mevkidaşları" gibi, bir "türbanlı laboratuvarı" kurup, "Dinciler kaç derecede kaynar?" sorusuna yanıt aramak yerine, "Kemalistler kaç derecede kaynar?" sorusuna yanıt bulmak için çabalamış?
Sorunun yanıtı, hem de acayip içten bir üslupla, kitabın önsözünde...
Esra Özyürek, 1990’ların ortasında, yani Refah Partisi fırtınasının estiği dönemde Amerika’dan Türkiye’ye gelmiş...
Havaalanında kızını karşılayan baba Mustafa Özyürek, "Uyan da bak Gazi Paşa / Başımıza gelen işe" dizelerine sirayet eden müşteki tona benzer bir tonla, "Buraları biraz değişmiş bulacaksın" demiş...
Mustafa Bey arzu etmiş ki, kızının dikkati "sokaktaki türbanlı sayısının artışı"na yönelsin...
Fakat o da ne?
"Dincileşme temayülü"nü pek dikkate almayan Esra Hanım, bambaşka bir değişime odaklanmış:
Kendi aile çevresindeki "Kemalistleşme temayülü"ne...
Evdeki paltoların yakasına iliştirilen Atatürk rozetleri, evin her köşesine özenle yerleştirilen Atatürk resimleri, 10. Yıl Marşı ayinleri falan...
"Bu işin içinde bir iş var" diyen Esra Özyürek, işte o "iş"in ne olduğunu bulmak için "Modernlik Nostaljisi" başlığıyla yayınladığı doktora çalışmasına girişmiş...
Kemalistlerin naifliğini, bir ibadet gayretiyle yaptıkları ritüelleri falan sakınmasızca ortaya sermiş...
Bir röportajında şöyle diyor Esra Özyürek:
"Bugün Türkiye’de benim gibi gayet Kemalist ailelerde büyümüş ama 1990’larda siyaset konuşmak tekrar biraz mümkün olmaya başlayınca, Türk oldukları ve dindar olmadıkları halde Kemalizme mesafeli duran pek çok kişi var."
Ne güzel değil mi?
"Babayı aşıp" şahsiyet sahibi olabilmenin her zaman çok ama çok zor olduğu ülkemizde, babasını aşma kudretini gösteren Esra’yı da, böyle kişilik sahibi bir evlat yetiştiren babayı da kutlamak boynumuzun borcudur herhalde...
* * *
Bu arada...
Esra Özyürek’in kitabından, "Kemalist babaya kızından müthiş gol" ya da "Kemalist baba kızına nasıl zulmetti?" tarzında yağmacı yaklaşımlarla başlıklar çıkaran muhafazakar medyamızın temsilcilerine de şunları söylemek isterim:
Ey ağalar, ey beyler!
Söyler misiniz, neden sizin muhafazakar aile ortamlarınızdan da böyle bireyler yetişmiyor?
"Babam namaz kılmadığımı öğrenince bana bir tane tokat attı" diye bir başlık neden çıkmıyor sizin anılarınızdan?
Neden "muhafazakar gelenek eleştirisi" ya da "İslamcı nostaljisi eleştirisi" yapana rastlamıyoruz sizin mahallede?
Ya da...
Neden en küçük bir camia eleştirisi yapmaya kalkışana, en sekterinden "katli vacip mürtet" muamelesi çekiyorsunuz?
Başkalarının verdiği malzemenin üzerine mal bulmuş mağribi gibi çullanacağınıza, sizin camianın neden malzeme vermemek gibi bir gayret gösterdiği üzerine iki dakika düşünseniz daha iyi olmaz mı?
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma