Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
"(Savaş esiri olarak) sahip olduklarınız hariç, evli kadınlar (da size) haram." Nisâ 24'ün mevcut mealleri böyle diyor. Yani savaş esiri olarak ele geçirdiğiniz evli kadınlar ile evlenebilir imişsiniz.
Hayır! O esir kadının sevdiği bir kocası var; çocukları var... Kendinizi o kocanın yerine koyun. Eşiniz, örneğin zamanımızda çokça yapılan sokak savaşlarında kendisini esir alan adama helal mıdır? Razı olur musunuz?
Buna imanı olanın imanı el vermez; vicdanı olanın vicdanı sızlar. O halde imana, vicdana uyan neyse onu akledelim. Buyurun. Birlikte.
*
"Nisa 24’teki İHSAN, lugatte sarplık ve sağlamlık mânâsındaki HASANET kelimesinden olup bir yeri kale gibi sağlam yapmak ve bir adamın karısını, nikahı düşen kimselerden KORUMASI mânâlarına müteaddi (geçişli), ırzını koruyup İFFETLİ olmak veya evlenmek mânâlarına lazım (geçişsiz) olur." (Elmalılı, HAK DİNİ KUR’AN DİLİ)
Görüldüğü üzere Elmalılı, MUHSENAT kelimesini açıklarken inanan kadınların İFFET açısından koruma altında olmasından söz ediyor. Yani MUHSENAT yalnızca "inanan kadınlar" değil "inanan + iffetli kadınlar" demek.
Bunun anlamı, İSLAMA GİREN BÜTÜN KADINLAR iffet açısından koruma altındadır.
HZ MERYEM kutsallığı sayesinde, EVLİ KADINLAR eşleri sayesinde, YEMİNLERİN SAHİP OLDUKLARI o yeminleri edenler sayesinde, BAĞIMISIZ KADINLAR ise toplum içindeki konumları sayesinde.
4:24’te geçen "muhsenatu mine’n nisâ"daki MUHSENAT "iffetli olanlar" demek. NİSÂ ise bu ayetin siyakında EŞLER yani EVLİ KADINLAR anlamında kullanıldığı için bu ayette de EVLİ KADINLAR anlamına geliyor. O halde MUHSENATU MİNE’N NİSÂ "iffeti korunan evli kadınlar"dır
Buna göre Nisâ 24’ün Türkçesi:
Ve iffeti korunan evli kadınlar Allah’ın yazdığı üzere size yasaktır ama yeminlerinizin sahip oldukları başka. Bunun dışındakiler size helaldır; yeter ki güzellik ve ahlak sınırları içinde mallarınızla elde etmeye çalışın ve hakları olan bedelleri ödeyin. Hak etmelerinden sonra ayrıca rızalaşmanızda sakınca yok. Allah bilgedir; her şeyi bilir.
YEMİNLERİNİZİN SAHİP OLDUKLARI da evli kadınlardır. Ayetin başında söylenenden bu açık ve net anlaşılıyor.
Şimdi soru, inananlara hangi evli kadınlar helaldır? Cevap Mümtehîne 10’da:
İnananlar! Göç eden mümineler size geldiğinde, Allah onları imanen elbet tanır, ama siz de sınayın. İnanmış olduklarını anlarsanız kafirlere geri yollamayın. Artık onlar kafirlere, kafirler onlara helal değildir. Kafirlere bu kadınlar için harcadıklarını geri ödeyin. Artık bu kadınlarla evlenmeniz helaldır, yeter ki mehirlerini verin…
Müminler o sığınmacı evli kadınları iki yöntemle eş alabilir. (1)Doğrudan YEMİN NİKAHI ile. Bkz. 23:6, 33:50, 70:30. (2)O kadınların bakımını bazı aileler üstlendikten sonra.
Yani kadınlar o ailelerin YEMİNLERİNİN SAHİP OLDUKLARIDIR. Evlenmek isteyen müminler o mülteci (sığınmacı) kadınları ailelerinden, Allah’ın emri Peygamber’in kavliyle, isterler.
*
Nisâ 25:
İffetli BAĞIMSIZ müminelerle evlenemiyenleriniz YEMİNLERİNİZİN SAHİP OLDUĞU iffetli genç müminelerle evlensin. İmanınızı Allah bilir. Ama her biriniz birinizdensiniz. Onlara ailelerinin izniyle eş olun ve uygun bedeli ödeyin. Onlar da iffetli davransınlar; uygunsuz davranıp gizli dost edinmesinler. Eğer koruma altına girince de uygunsuz davranırlarsa onları bağımsız müminelerin yarı cezasına çarpın. Zaafa düşmekten korkanlarınız içindir bu. Ama sabretmeniz sizin için daha hayırlıdır. Allah korur, bağışlar.
İffetli BAĞIMSIZ mumineler kimler olabilir? Dul kadınlar, mal sahibi yetimeler, ailelerin kız evlatları…
Bunlar yaşlarına ermiştir; her biri evlenme ile ilgili kararını özgürce kendisi verir. Örneğin, evlenmesinin zamanı mıdır; kendisini isteyeni kabul edecek mi, evlenme bedeli olarak ne alacak? İsteyeni ile başbaşa görüşüp (2:235) bunları belirler.
Nisâ 2’de ve Nisâ 3’ün başında sözü edilen MAL SAHİBİ yetimlerle MAL SAHİBİ OLMAYAN bu yetimler arasındaki fark önemli.
Mal sahibi yetim kadınlar Nisâ 25’in başında sözü edilen ve "iffetli BAĞIMSIZ kadınlar" anlamına gelen MUHSENAT konumundadır çünkü yaşlarına erer ermez, Allah’ın emrine uyulup (nisâ 6), malları kendilerine verilmiştir; artık ekonomik açıdan özgürdürler; evlenme konusunda kendi kararlarını kendileri verirler.
Mal sahibi olmayanlar ise ekonomik desteğe muhtaçtır; dolayısıyla kendilerine, az ya da çok, o desteği veren ailelere evlenme konusunda BAĞLIDIRLAR. Nisâ 3’ün sonunda YEMİNLERİNİZİN SAHİP OLDUKLARI diye anılanlar işte bunlar olabilir.
*
YEMİNLERİNİZİN SAHİP OLDUĞU iffetli genç mumineler kim olabilir? Kimsesiz kadınlar, evlatlık aldığınız kızlar; malı mülkü olmayan yetimeler.
KİMSESİZ kadınlar örneğin (1)Mümtehîne 10’da sözü edilen sığınmacılardır; (2)savaşların savurduğu kadınlardır; (3)kitap ehlinin bakıma ve korunmaya muhtaç kızlarıdır. Onları YEMİN edip sahiplenirsiniz.
Ayette her ne kadar onlardan MUMİNE diye söz ediliyorsa da inananlara kitap ehlinin iffetli kadınları da helaldır (Mâide 5); inanan erkeklerin evlenebileceği kadınlar içinde onlar da var.
"İlle iffetli bağımsız bir MUMİNE ile evleneceğim!" diye tuturup ta buna parası yetmeyen erkeklere her halde şu söyleniyor:
"YEMİNLERİNİZİN SAHİP OLDUĞU genç kadınlar var; onlar da MUMİNE; onlarla evlenin! İsteyecekleri bedel azdır; paranız yeter. Ama sakın onlara tepeden bakmayın! Onlar sizin YEMİNLERİNİZİN SAHİP olduğu kimseler ama HUKUKEN size eşittir. İnananlar, bir tek İMAN alanında eşit olmayabilir; o alanda kimin kimden üstün olduğunu ise yalnızca Allah bilir. Yani yeminlerinizin sahip oldukları İMANEN sizden üstün bile olabilir. Öte yandan her biriniz birinizdensiniz; bütün inananlar HUKUKEN eşittir. Kaldı ki yeminlerinizin sahip olduğu GAYRİMUSLİM kitap ehliyle de evlenebilirsiniz (5:5). İLLE MÜSLÜMAN kadınlarla evlenmeniz şart değil."
*
"Eğer KORUMA altına girince uygunsuz davranırlarsa…" İşte kitaplı GAYRİMUSLİMELERİN Nisâ 25’teki "YEMİNLERİNİZİN SAHİP OLDUĞU genç mümineler"den sayılmasının isabeti burda ortaya çıkıyor.
Bunlar İslama girmeden önce eşlerinin dışındaki erkekleri yanaklarından dostça öperlerdi belki. Ama İslam, evli birinin eşinden başkasıyla bu şekilde yüz göz olmasını NÜŞUZ suçu sayar (4:34, 128). Elbet bekarların öpüşmesini de.
O halde İslama girdikten sonra da eski alışkanlıklarını sürdürürlerse ne olacak? Onlara bir tür İSLAMA ISINMA SÜRESİ tanınacak; o süre içinde NÜŞUZ suçu işlelerse MÜSLİMELERE verilen cezanın yarısına çarpılacaklar.
Ayetteki "ANET-zaafa düşmek"ten kasıt bu olabilir. İnanan erkekler olarak yeminlerinizin sahip olduğu o gayrimüslim kadınların "nüşuz"a teşne tavrına kendinizi kaptırmayacak; sabredeceksiniz.
Sevgi ile.
|