HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Genel Tartışma
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Genel Tartışma
Konu Konu: KUR’ANIN ADALETİNİ DOĞRU ANLAYABİLMEK.... Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
halukgta
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 25 eylul 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 425
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı halukgta

Bizler kıymetli bir eşya alırken kılı kırk yarar araştırır, soruşturur öyle alırız. Alacağımız eşyanın, malın en güzelini en sağlamını almak için azami çaba gösteririz bu iş içinde zaman harcarız. Peki dostlar, acaba dinimizin inancımızın temellerini oluşturan kuralların doğruluğunu, sağlamlığını aynı şekilde araştırıyor muyuz, onun içinde aynı zamanı harcıyor muyuz dersiniz? Hiç sanmıyorum, bizler ne yazık ki nefsimizin esiri olmuş, bu Dünyanın zevkine gözleri kapalı dalmış, onun zevkiyle sarhoş olmuş insanlar olarak, İslam’ın gerçek değerleriyle uğraşacak vakti, ona ayırma gereği bile duymuyoruz. Zaman ayırdığını iddia edenlerde genelde ne yazık ki Rabbin rehberine zaman ayırmak yerine, beşerin sözlerine genelde zaman ayırdığını görüyoruz.

 

Bugün sizlere, yaptığımız yanlışlara küçük bir örnek vermek istiyorum. İşin kötüsü de kur’anı rehber almayışımız sonucu, onun adaletinden habersiz oluşumuz sonucunda, peygamberimizin adını kullanarak, kasıtlı ya da istem dışı düşünmeden iyi niyetle söylenen yanlış sözleri ayıramadığımızın, çok açık bir örneğini sizlere hatırlatmak istiyorum. Kur’an adaleti emreder bizlere. Hiçbir şeyin karşılıksız kalmayacağını ne yaparsak karşılığının bulunacağı, hardal tanesi kadar yapılanın hesap günü karşımıza çıkacağı örneğini verir kur’an bizlere. Allah büyük günahlardan sakınmamız gerektiğini hatırlatarak, diğerlerini bana dua etmeniz benden yardım dilemeniz şartıyla affedebileceğinin müjdesini verir. Fakat ne yazıktır ki bizler genelde dinimizi Rabbin rehberinden öğrenmeyip, beşeri bilgilerle İslam ı yaşamayı seçtiğimiz için büyük hatalar yapar, gerçeklerden uzak yaşarız. Sizlere vermek istediğim şu örneği lütfen önce hiçbir etki altında kalmadan aklınızın ve mantığınızın, değer yargılarına göre değerlendirmenizi istiyorum. Acaba aşağıdaki sözleri peygamberimiz söylemiş midir, bu sözler kur’anın hükümlerine uyuyor mu? Ya da bu sözü söylemişse aslında nasıl söylemiş olabilir, gelin bunun üzerinde birlikte kur’an ışığında düşünelim.

 

—La ilahe illallah Muhammed en Resulullah diyen kimse ateşe (cehenneme) girmez. Cehennem ona haram kılınmıştır

 

—La ilahe illallah diyenin günahları silinir, yerine o kadar sevap yazılır.

 

Yukarıdaki sözleri gerçekten peygamberimiz söylemiş olabilir mi? Gelin kur’an ışığında düşünelim, eğer onay alıyorsak rehberden o zaman doğrudur diyelim. Önce akıl ve mantık süzgecinden geçirebiliyor muyuz bu sözleri, buna bakalım. Bir insan Allaha ve peygamberine inandığını söylemekle, yaptığı tüm kötülüklerden günahlardan kurtulabilir mi? Birde üstüne üstlük bunu tekrar ederek kurtulduğu günahların yerine, o kadar sevap alabilir mi? Sanırım bunun adaletle, hukukla yakından uzaktan bir ilgisinin olamayacağını mantıkla izah etmenin bir yolu asla olamaz. Mantığın ve aklın kabul etmediğini, kur’anın da onay vermeyeceğini gelin birlikte görelim.

 

Şimdide gelin Yüce Rabbin kitabına bakalım, acaba bu kadar kolay mı yaptığımız yanlışlardan, sapkınlıklardan, günahlardan kurtulmanın yolu? Karşımızdaki insanın hakkını hukukunu hiçe sayacağız, ona elimizden gelen zulmü yaptıktan sonrada, La ilahe illallah Muhammed en Resulullah diyerek, bu yaptıklarımızın cezasından kurtulacağız? Sanırım bu cümleleri okurken bile siz böyle bir adaletin doğru olamayacağını düşündüğünüzü biliyorum. Peki, bu sözlere nasıl olurda inanan onca Müslüman kardeşimiz vardır dersiniz? Ben bunu şöyle değerlendiriyorum. Ya Rabbin kelamıyla hiç müşerref olmamış ona danışmamış, ya da okuyup tebliğ aldığı halde bunları görmezden gelenler için, hani birçok kez Rabbim şöyle söyler bu insanlar için; Ben onların gözlerine perde, kulaklarına ve gönlüne mühür vurmuşumdur diyor ya, sanırım böyle bir durum olsa gerek. Başka bir açıklamasını göremiyorum. Şimdide Rabbin kitabına bakalım ne diyor ve bizleri nasıl uyarıyor?

 

Nahl 76: Allah, şu iki kişiyi de misal verir: Onlardan biri dilsizdir, hiçbir şey beceremez ve efendisinin üstüne bir yüktür. Onu nereye gönderse bir hayır getiremez. Şimdi, bu adamla, doğru yolda yürüyerek adaleti emreden kimse eşit olur mu?

 

Enbiya 47: Biz ise, kıyamet gününe ait duyarlı teraziler koyarız da artık, hiç bir nefis hiç bir şeyle haksızlığa uğramaz. Bir hardal tanesi bile olsa ona (teraziye) getiririz. Hesap görücüler olarak biz yeteriz.

 

Hicr 92–93: Rabbin hakkı için, Biz onların hepsine mutlaka ve muhakkak bütün yaptıklarını soracağız.

 

Değerli dostlar, sizce yukarıdaki sözlerden bir cümleyle kurtulacağımızı, hesap sorulmayacağını bağışlanacağımızı ve tüm günahlardan kurtulabileceğimizi mi anladınız? Allah her şeyden nice örnekler verdim dediği kitabında, bu türlü sözlerle kendilerini kandıranlara, oyalayanlara çok güzel sesleniyor ve bakın ne diyor iman eden kullarına ve dikkatlerini çekiyor.

 

Necm 32: Öyle kişilerdir ki onlar, günahın büyüklerinden ve iğrençliklerden çekinip kaçınırlar. Bazı küçük sürçmeler hariç. Hiç kuşkusuz, senin Rabbin affı geniş olandır. Sizi en iyi bilen O'dur: Hem sizi topraktan oluşturduğu zaman hem de annelerinizin karınlarında ceninler halinde bulunduğunuz zaman. O halde kendi kendinizi temize çıkmış göstermeyin; kimin sakındığını en iyi bilen O'dur.

 

Gerçekten Yüce Rabbim İman edenlere büyük günahlardan sakının, benden af dileyenin affını kabul ederim der, ama kendi kendinizi temize çıkarmayın diye de uyarır. Demek ki kimin sakındığını, kimin takvaca üstün olduğunu rabbim yalnız ben bilirim diyorsa, bizler de kendimizce işin kolay yolunu bulmaya çalışmamalıyız. Allah bakın günah ve sevap konusundaki adaletini nasıl bildiriyor bizlere.

 

Enam 160: Kim bir güzellikle gelirse ona, getirdiğinin on katı var. Kötülükle gelene ise yaptığının kadarından fazla ceza verilmez. Onlar, haksızlığa uğratılmayacaklardır.

 

Şunu asla unutmamalıyız ki hesaba çekilmeyecek hiç kimsenin olmadığını çok açık bir şekilde söylüyor Rabbim ve diyor ki, gönderilen elçileri de hesaba çekeceğiz. Allahın güvenine mazhar olmuş elçilerini bile hesaba çekeceğini söylüyor da, kendi günahları için dua etmesini istiyorsa elçisinden, sanırım bizlerin işinin bu kadar kolay olmayacağını çok iyi bilmemiz gerektiğinin artık farkına varmalıyız.

 

Araf sur.6.ayet: Yemin olsun, kendilerine elçi gönderilenleri muhakkak hesaba çekeceğiz; gönderilen elçileri de mutlaka hesaba çekeceğiz.

 

Yüce rabbim Allah aşkıyla iman yolunda giden, secdelerinde Alla a duada, niyazda bulunan zamanını boş geçirmeyen kulları için bakın nasıl dua ederler diyor bizlere.

 

Furkan 65: Ve şöyle yakarırlar: "Rabbimiz, cehennem azabını bizden uzak tut! Doğrusu, onun azabı inatçı ve yapışkandır.66. Ne kötü bir durak yeridir o (KARARGÂH), ne kötü bir dinlenme( KONAKLAMA) yeri.

 

Bizler işin kolay yolunu bulmuş kendimizi inandık, iman ettik demekle temize çıkararak, bize cehennem azabının hiç dokunmayacağını söyler dururuz. Fakat bakın Rabbim gerçek iman edenler ne diyormuş ve neye inanıyormuş ve nasıl dua ediyorlarmış, ayeti anlamaya çalışalım şimdi de. Cehennem azabının insanlar üzerine adeta yapıştığını ve kurtulmanın zor olduğunun bilinciyle Rabbine yalvarıyor ve bakın cehennem hakkında ayetin sonunda ne diyor, bence dikkatle bu sözlerin üzerinde düşünelim.(Ne kötü bir durak yeridir o(KARARGÂH), ne kötü bir dinlenme ( KONAKLAMA) yeri.) Burada anlatılmak istenen iki önemli nokta var. Birincisi durak, karargâh yeri olması, diğeri ise dinlenme, konaklama yeri. Dikkat ederseniz çok farklı iki anlamı olan sözcüklerle anlatılmak isteniyor. Birincisinde kalınacak, durulacak son nokta, diğerinde ise kötü bir dinlenme, konaklama yeri. Dinlenme yeri derken de, geçici ama bir müddet kalınacak hiç istenmeyen bir yer olduğu anlaşılıyor. Burada sorulacak bir soru var sanırım. Ne kadar kalınacak. İşte Rabbim bu konuda hiçbir açıklama yapmadığı halde bizler, yine kendimizi temize çıkarmak adına kolayını bulmuş ve ne diyoruz biliyor musunuz? İman ettiğini söyleyen Müslümanlar burada hiç kalmayıp, cehennem ateşi bizleri hiç yakmayacak ve buradan geçmek ve görmek maksadıyla geçeceğimizi söyleyebiliyoruz. Allah bizleri affetsin. İşte beşerin adaleti. Yaptıkları onca kötülüklerden nede güzel sıyrılıyoruz, kurtuluyoruz. Hâlbuki bakın yine Furkan suresi 65. ayette verdiğim örnekte olduğu gibi, Rabbim ne diyordu bizlere.

 

Meryem 71: İçinizden oraya uğramayacak hiç kimse yoktur. Bu, Rabbin üzerinde kesinleşmiş bir hükümdür. 72 Sonra biz, korunup sakınanları kurtaracağız. Zalimleri de orada dizleri üzerinde çökmüş bırakacağız.

 

Yukarıdaki ayeti, Rabbin sözlerini lütfen anlamaya çalışalım. Allah içinizden hiç kimse yok ki cehenneme uğramayacak olmasın diyor ve bu bilginin kesin bir hüküm olduğunu da belirtiyor. Fakat bu hükmün devamında ise yine yüce Rabbin adaletini görüyoruz ve bakın nasıl bir müjde veriyor iman edenlere.( Sonra biz, korunup sakınanları kurtaracağız.) Demek ki iman eden, kendisini koruyan, kullarını daha sonra Rabbin kurtaracağını söylüyor. Burada ki sözcükte önemli. Dikkat ederseniz kurtarılmaktan söz ediyor Rabbim. Demek ki iman edenler bir esaret altında, zor bir durumda ki Rabbim onları kurtaracağını söylüyor bulundukları yerden, zalimleri iman etmeyenleri ise dizleri üstünde çökmüş cehennemde ebedi bırakacağını bildiriyor. Dikkat ederseniz kimin ne kadar kalacağı konusunda hiçbir bilgi vermiyor. Dikkatle düşünmemiz gereken konu iman edenlerin kurtarılacak olması. Kurtarılma sözü kimin için söylenir? Zor bir durum içinde olanlar için elbette. Bizlere düşen açıklanmayan bir konuda yorum yapmak yerine, burada en az kalmanın yolunu aramak olmalıdır. Peki, Rabbin kendi katında olan bir bilgi hakkında açıklama yapmadıysa bizler kendimizce bilmediğimiz konularda açıklama yapıp, ondan sonrada bu bilginin Allah katından olduğunu söyleyebilir miyiz? İşte yaptığımız en büyük yanlışta buradan kaynaklanıyor zaten. Rabbimin hiç açıklamadıkları bilgileri, bizler kendimizce ilaveler yaparak açıklamakla ve bunlar Allah katındandır demekle, haramın en büyüğünü işlediğimizin farkında bile değiliz. Bakın bunu yapanları Rabbim nasıl uyarıyor.

 

Araf 33; De ki: Rabbim ancak açık ve gizli kötülükleri, günahı ve haksız yere sınırı aşmayı, hakkında hiçbir delil indirmediği bir şeyi, Allah'a ortak koşmanızı ve Allah hakkında bilmediğiniz şeyleri söylemenizi haram kılmıştır.

 

 

Ayeti dikkatle incelediğimizde, Allah hakkında hiçbir delil indirmediği bir şeyi ve Allah katında bilmediğimiz şeyleri söylememizi HARAM kıldığını söylüyor. İşte yaptığımız yanlışın nerelere ulaştığının üzücü kanıtıdır. Haram sözcüğünü kur’anda geçen yine haram kıldım dediği konularla lütfen karşılaştırınız. İşte o zaman yaptığımız yanlışın farkına daha iyi varacağımıza inanıyorum. Allah oraya uğramayacak hiç kimse yoktur diye hüküm verdiyse, yine cehennemim çok kötü durak yeri ve kötü bir dinlenme yeri olduğu açıklamasını da yaptıktan sonra, iman eden korunan kullarını kurtaracağı müjdesini verdiyse rabbim, bizlere düşen açıklanmayan konularda fikir yürütmek olmamalıdır. Bizlerin yapması gereken, Rabbin rehberinden feyiz alarak onun yolundan yürümeye çalışıp, en az hata yapmanın yollarını arayıp, cehennemde O KÖTÜ DİNLENME YERİNDE, EN AZ KALMANIN YOLLARINI ARAMALIYIZ. Bizler Rabbin açıklamadığı konuların peşinde koşmak yerine, açıklanan ve apaçık hükümler verilen, örneklerle açıklama yapılarak, anlatılanlardan dersler çıkarıp, YÜCE RABBİM E YAKIŞIR BİR KUL OLMANIN, YOLUNU ARAMALIYIZ.

 

Yukarıda örnek verdiğim La ilahe illallah Muhammed en Resulullah diyen kimse ateşe (cehenneme) girmez, Cehennem ona haram kılınmıştır sözünü, acaba peygamberimiz bu şekliyle mi söylemiştir? Yoksa La ilahe illallah Muhammed en Resulullah diyen kimse bu sözü özde, benliğinde yaşadığında cehennemde en az konaklayan ümmetim olacaktır demiş olması daha büyük ihtimal değil midir sizce? Yorum sizlerin. Doğruyu gerçek doğruyu Rabbim bilir. Bizlere düşen Rabbin rehberiyle yaşamak tüm söylenenleri onun süzgecinden geçirmek ve imanımızı onun nuruyla güçlendirmek, yön vermek olmalıdır.

 

Dilerim Rabbimden, bizler Yüce Rabbim e yakışır bir kul olup, o kötü dinlenme yerinde en az kalan kulları arasında oluruz. SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK

 

 

 

Yukarı dön Göster halukgta's Profil Diğer Mesajlarını Ara: halukgta
 
isimsiz
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 02 haziran 2010
Gönderilenler: 137
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı isimsiz

[Furkan/65-66]: Ve derler ki: “Rabbimiz! Cehennem azabını bizden sav! Şüphesiz ki onun azabı bertaraf edilemeyendir/yakayı bırakmayandır.” Gerçekten de o, ne kötü bir karargâh ve ne kötü bir ikâmetgâhtır!

 

Mustekarr(en): Karar kılınan yer / Oradan çıkış yoktur, orası onların son durağıdır.

Mukam(en): Yerleşilen yer / Meskenleri orasıdır, orada yerleşeceklerdir.

 

 

[Meryem/71-72]: Rabbinin üzerine aldığı, yerine getirilmesi kesinleşmiş bir hüküm olarak; sizden oraya varmayacak/uğramayacak kimse yoktur. Sonra takva sahiplerini kurtarırız. Zalimleri de orada dizleri üzeri çökmüş halde bırakırız.

 

“Verade” fiili bir şeye “varmayı, uğramayı, yönelmeyi” anlatır, o şeye “girmeyi” anlatmaz. Örneğin; “Evredtuhu ilelmae=Onu suya getirdim” demektir; “Onu suya soktum” demek değildir.

 

Takva sahiplerinin oraya sokulmaması, onların kurtarılması ile aynı şeydir.

 

Selam

 

Yukarı dön Göster isimsiz's Profil Diğer Mesajlarını Ara: isimsiz
 

Eğer Bu Konuya Cevap Yazmak İstiyorsanız İlk Önce giriş
Eğer Kayıtlı Bir Kullanıcı Değilseniz İlk Önce Kayıt Olmalısınız

  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats