Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Artık gurur duyabileceğimiz bir vicdani ret tarihimiz var.
Türkiye, ilk vicdani retçileriyle 1990 yılında tanıştı. Tayfun Gönül ve
Vedat Zencir, dönemin Sokak dergisindeki (editörü Tuğrul Eryılmaz’dı)
kampanyayla askerliği reddettiklerini duyurdular.
Kanımca Türkiye sivil tarihinin yakıcı bir dönüm noktasıdır bu.
90’lı yılların en kanlı, en alçaklık anılarıyla yüklü günlerinin gelişini görmüşlerdi onlar.
1992’nin aralık ayında İzmir’de Savaş Karşıtları Derneği kuruldu. 16
Ocak 1993’te 6 kişi askerlik yapmayı reddettiğini açıkladı. Yine 93’te
İstanbul Savaş Karşıtları Derneği kuruldu. 8 Aralık 1993’te HBB’de
yayımlanan Anten programı, ilk olarak kamuoyunun ilgisinin vicdani
retçilere yönelmesini sağladı. Programın yapımcısı ve muhabiri, Savaş
Karşıtları Derneği Başkanı Aytek Özel ve vicdani retçi Menderes Meletli
ile yaptıkları röportaj nedeniyle Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş’in
emriyle tutuklanıp askeri mahkemece yargılandılar. Özel ve Meletli
içinse tutuklama emri çıkarıldı.
O ilklerin adları, bu toprakların tarihinde en büyük cesareti göstermişler arasında hayranlıkla anılacaktır.
1993’te Ören-Milas’ta, 40 ülkeden 90 katılımcıyla gerçekleştirilen ‘8.
Uluslararası Vicdani Retçiler Toplantısı’nı da unutmayacağız elbet. 15
Mayıs’ın ‘Dünya Vicdani Retçiler Günü’ olması o toplantıda
kararlaştırıldı. Özel bir gün olduğu için değil. Takvimde boş durduğu
için.
1996’da tutuklanan ve gösterdiği direnç ve mücadele inadıyla Türkiye
vicdani ret hareketinin simgesi olmuş Osman Murat Ülke; yine adlarına
açılan kampanyalarla hareketin daha geniş kitlelere duyurulabilmesine
neden olmuş, “Gerek kendi yaşamımda bizzat yaşayarak edindiğim acı
deneyimler gerekse 9.5 ay doğrudan içinde bulunarak edindiğim izlenimler
doğrultusunda vicdanımın sesini daha fazla inkâr edemeyeceğimi anladım.
Bundan sonrası için gerekçesi ne olursa olsun vicdanım ve iradem
dışında bana askeri veya sivil, yerel veya evrensel, hiçbir kişi, kurum
veya yapının dayatacağı hiçbir edimi yerine getirmeyeceğimi belirterek
vicdani reddimi kamuoyuna deklare ediyorum” diyen Mehmet Bal; “Eşcinsel
olmam nedeniyle ‘hak’ olarak sunulan çürük raporunu ise militer düzenin
kendi çürüklüğü olarak algılıyorum” diyen Mehmet Tarhan ve “Savaşta da,
barışta da askerlik yapmam” diye haykıran Halil Savda’nın vicdani ret
açıklamaları da ileride çocuklara okutulacak değerde metinlerdir.
Onların açtığı yol yirmi yıl boyunca genişledi, vicdani ret hareketi güçlendi.
Günümüze dek vicdani reddini açıklayanların sayısı arttıkça arttı.
Hapishanelerde dayak yediler, asker devletimizin binbir işkencesinden
geçtiler.
Yılmadılar.
“Ve hiç bitmeyecek reddedenler” diye haykırıyorlar hâlâ, anti-militarist oluşumlar.
Birçoğunun yargılanmasına devam ediliyor. Vicdani retçi Halil Savda’nın 5 aylık hapis cezası Yargıtay tarafından onandı.
Öncelikle bir avuç anarşist gencin başlattığı vicdani ret hakkı mücadelesi artık farklı nefeslerle de zenginleşiyor.
İnancından dolayı askerlik yapmayacağını açıklayan Enver Aydemir’e savaş karşıtı Müslümanlar kulak veriyor sözgelimi.
Yüzlerce Kürt genci, vicdani ret örgütlenmeleri yaratarak retlerini açıkladılar.
Kadın vicdani retçilerin sayısı her geçen gün artmakta. Anti-militarist mücadelede kadının reddi de yükseliyor.
Ben de bir kez daha hatırlatıyorum:
Gün gelecek, insanlık tarihinin yeniden yazımında kahramanlıklarıyla
göğsümüzü kabartanlar; arkalarına adsız şehitlerin dev gölgesini almış,
savaşlarda kazandıkları madalyalarla göğüsleri süslü, omuzları
apoletlerle ağırlaşmış muzafferler olmayacak. Tarihin şu insana dar
gelen loş döneminde her şeyi göze alarak vicdani ret hakkını savunan;
direnişleriyle insana ve vicdana selam yollayanlar olacak.
RADİKAL-Yıldırım Türker
__________________ "Bir kavme olan kininiz sizi adaletten ayırmasın.."
Selam Gondolcu kardeş,profesyonel ordu oluşturmak çok zor değil.Üstelik,dünyanın en kalabalık bir ordusunu beslemenin ülke savunmasıyla zerre alakası yok,halkına karşı gözdağı vermeyle ilgisi var.Yani başka devletlerin ordusu varken,bizim ordunun da devleti var.
__________________ "Bir kavme olan kininiz sizi adaletten ayırmasın.."
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma